< Previous56 TEMMUZ 2021 MECLİS erimesi işletme bilançolarının gerçeği yansıtmamasına yol açıyor, bu durum da dış kaynak ve kredi kullanmak isteyen firmalarımızın aktif kıymetlerini değersizleştiriyordu. Ayrıca söz konusu kıymetlerin satışında gerçek olmayan, içinde enflasyonu da barındıran yüksek oranlarda karlar çıkması da önemli bir sorun oluşturuyordu. Yapılan son düzenleme ile şirket aktiflerinde bulunan arsa, arazi gibi taşınmazların yanı sıra amortismana tabi iktisadi kıymetlerin kayıtlı değerlerini yükseltme imkanı getirildi. Buna göre 9 Haziran 2021 tarihi itibarıyla yasal defter kayıtlarında yer alan değerler dikkate alınarak 31 Aralık’a kadar yeniden değerleme yapılabilecek” diye konuştu. “YAPILANDIRMADA İSO’NUN GAYRET VE ÇALIŞMALARI VAR” Yapılandırmada İSO’nun da gayret ve çalışmalarının rolü olduğunu vurgulayan Özhamaratlı, bu yapılandırma öncesinde, mali müşavirlerin katılımı ile hazırladıkları çalışmayı ve başta taşınmazların yeniden değerlenmesi olmak üzere, matrah ve vergi artırımı, kayıtların düzeltilmesi ve kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin görüş ve önerilerini Hazine ve Maliye Bakanlığı’na, Gelir İdaresi Başkanlığı’na ve TOBB’a ilettiklerini belirtti. Özhamaratlı, bu yeni düzenlemelerin, pandemi koşullarında taleplerinin dikkate alındığını göstermesi ve beklentileri büyük ölçüde yansıtması bakımından memnuniyet verici olduğunu kaydetti. Özhamaratlı, bu konudaki gelişmelerin uzun yıllardır ülkemizin vergi mevzuatını düzenli olarak yakından takip eden uzman kişi ve kurumlar ile birlikte değerlendirilmesi ve varsa düzenlemedeki yetersizliklere ilişkin gerekli girişimlerin yapılmasının önem taşıdığı uyarısında da bulundu. Yeni düzenlemenin içinde önemli başlıklardan birinin de “matrah ve vergi artırımı” uygulaması olduğunu söyleyen Özhamaratlı, “Matrah ve vergi artırımı uygulaması, özü itibarıyla, geçmiş vergi dönemlerine ilişkin risklerin ortadan kaldırılması ve vergilemede öngörülebilirliğin artırılması amacını taşıyor. Yararlanan mükellefler için ise geçmişe dönük vergi incelemelerinden doğabilecek maliyetlerin hafifletilerek devletle ‘yeni bir sayfa’ açılması H aziran ayı Meclis toplantısı İstanbul Sanayi Odası Meclis Başkan Yardımcısı Ayhan Yavrucu tarafından açıldı. Bu ayki meclis toplantımızın ana gündem maddesinin “Bazı Alacakları Yeniden Yapılandırılması Kanunu’na içerik ve uygulama açısından bir bakış” olarak belirlendiğini söyleyen Yavrucu, Meclis toplantısını bir panel olarak gerçekleştireceklerini belirtti. Ana gündem maddesiyle ilgili görüşlerini paylaşmak üzere Ernst & Young Türkiye firmasından Emre Çelebiler, Sercan Bahadır, Hakkı Demirel ve Sertaç Yazar’ın Meclis Üyeleriyle birlikte olacağını kaydetti. Yavrucu, ana gündem maddesi ile ilgili görüşlerini paylaşması için sözü İSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İrfan Özhamaratlı’ya bıraktı. İSO HAZİRAN MECLİSİNİ BAŞKAN YARDIMCISI AYHAN YAVRUCU AÇTI İSO Meclis Başkan Yardımcısı Ayhan Yavrucu: İSO SANAYİ 57 bakımından önemli bir avantaj sunduğunu görüyoruz” diye konuştu. İŞLETME KAYITLARININ DÜZELTİLMESİ Kanun kapsamında yer alan “işletme kayıtlarının düzeltilmesi” ile ilgili düzenlemeler hakkında bilgi veren Özhamaratlı, konuyla ilgili şu bilgileri aktardı: “Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri, işletmelerinde mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan emtia, makine- teçhizat ve demirbaşları rayiç bedelleriyle defterlerine kaydedebilecek. Bunun tam tersi, yani kayıtlarda yer aldığı halde işletmede mevcut olmayan varlıklar ise fatura düzenlemek ve vergisel yükümlülükler yerine getirilmek şartıyla kayıt ve beyanlara intikal ettirilebilecek. Daha önceki düzenlemelerde, kayıtlarda yer aldığı halde işletmede olmayan “emtiaların” düzeltilmesi mümkün olduğu halde, makine-teçhizat ve demirbaş kapsama dahil edilmemişti. Bu eksikliğin son yasada tamamlanmış olması bizler için memnuniyet verici. İşletme kayıtlarının düzeltilmesine yönelik verilen bu fırsatın, ülkemiz için oldukça önemli olan kayıtlı ekonomiye geçişin teşvik edilmesi bakımından yararlı sonuçlar getireceğini düşünüyoruz.” “İTÜ İLE ODAMIZ BİLİMSEL TEMELLİ ORTAK ÇALIŞMA YÜRÜTECEK” Özhamaratlı, Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorununa yönelik düşüncelerini ise şöyle aktardı: “Geçtiğimiz hafta İTÜ Rektörü Sayın Prof. Dr. İsmail Koyuncu’nun Yönetim Kurulu Başkanımızı ziyareti sırasında İTÜ ile Odamız arasında yapılabilecek birçok ortak çalışma ele alındı. Bunlar arasında en önemlilerinden biri de Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorunu idi. Bu önemli konuda, bilimsel ve teknolojik altyapısı son derece güçlü olan İstanbul Teknik Üniversitemiz ile Odamızın çok kısa zamanda bilimsel temelli ortak çalışmalar yapacağını sizlerle paylaşmak istiyorum.”Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Kanunu’nun içeriği ve hangi alanları kapsadığı hakkında bilgi veren E&Y Vergi Bölümü Şirket Ortağı - YMM Emre Çelebiler, kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan vergi ve vergi cezalarının yapılandırılmasının hangi kriterlere göre yapıldığını anlattı. YÜZDE 50’Sİ SİLİNİYOR E&Y Vergi Bölümü Şirket Ortağı - YMM Emre Çelebiler: DEVAM EDEN DAVALARDA VERGİ BORCUNUN 58 TEMMUZ 2021 MECLİS İ stanbul Sanayi Odası’nın haziran ayı konuk konuşmacısı olan E&Y Vergi Bölümü Şirket Ortağı - YMM Emre Çelebiler, Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Kanunu’nun içeriği hakkında İSO Üyelerini bilgilendirdi. Kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan vergi ve vergi cezalarının yapılandırılmasının hangi kriterlere göre yapıldığını açıklayan Çelebiler, bunun yanında inceleme ve tarhiyat safhasında bulunan işlemlerde yapılandırmanın ne şekilde yapılabileceğini anlattı. Henüz uzlaşmanın beklendiği, sonuçlanmamış ve devam eden davalarda vergi borcunun yüzde 50’sinin silindiğini belirten Çelebiler, faiz ve gecikme zamlarının tahsil edilmediğini söyledi. Çelebiler, davanın son aşamasına göre verilmiş olan son karara göre mükellef tarafından ödenmesi gereken kısmın belli olduğunu açıkladı. Covid-19 pandemisiyle birlikte tekrar gündemimize giren, zaman zaman eleştirilen ancak zaman zaman da talep edilen vergi barışı, vergi affı, yeniden yapılandırma gibi çeşitli isimlerle adlandırılan bir torba kanunuyla baş başa olduğumuzu anlatan Çelebiler, 9 Haziran itibarıyla 7326 Sayılı Kanunun Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdiğini belirtti. Kanunun içinde çok teknik ayrıntıların olduğunu söyleyen Çelebiler, “Sadece vergiyle ilgili olan kısımlarla alakalı yaklaşık 225 sayfalık bir tebliğ yayınlandı. Bunun dışında gümrükle ve tabii ki SGK ile ilgili kısımlar da bulunuyor. Dolayısıyla onlarla ilgili de ayrı düzenlemeler, alt düzenlemeler, tebliğler yayınlandı, yayınlanıyor. Bunları müteakiben iç genelgeler yayınlanmaya devam ediyor” dedi. Kesinleşmiş vergi alacaklarının yeniden yapılandırılmasının sadece vergi alacakları değil, kamuya ait diğer alacakları da kapsadığını belirten Çelebiler, kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan vergi ve vergi cezalarının ayrıca inceleme safhasında bulunan işlemlerin hepsinin daha önceki kanunlar kapsamında da zaten yer aldığı bildirdi. Yine matrah ve vergi artırımı, ayrıca işletme kayıtlarının düzeltilmesi işlemlerinin de 2018 yılının mayıs ayında yayınlanan kanundakiyle benzer olduğunu anlatan Çelebiler, yeni torba kanunda biraz daha değişiklik olarak adlandırabilecek bir yeniden değerleme ile ilgili düzenlemelerin olduğunu belirtti. Çelebiler, taşınmazlarla ilgili olarak yeniden değerlemeye ilişkin düzenlemenin 2018 yılının sonunda yapıldığını hatırlattı.İSO SANAYİ 59 E&Y Vergi Bölümü Şirket Ortağı - Gümrük ve Dış Ticaret Hizmetleri Lideri Sercan Bahadır, gümrük kanunu kapsamında yer alan alacaklar hakkında İSO Meclisi’ne bilgi verdi. Bahadır, önceki yapılandırmalarda gümrük ile ilgili düzenlemelerin daha dar olduğunu ancak son iki düzenlemede yapılandırmanın vergideki uygulamalarla aynı olduğunu söyledi. VERGİDEKİ UYGULAMALARLA AYNI E&Y Vergi Bölümü Şirket Ortağı - Gümrük ve Dış Ticaret Hizmetleri Lideri Sercan Bahadır: GÜMRÜK İLE İLGİLİ DÜZENLEMELER G ümrük vergileme tekniğinin vergi usul kanunundan, özellikle hazine ve gelir idaresi, maliye bakanlığı tarafındaki uygulamalardan farkı olduğu için uygulamanın da değişik olduğunu belirten E&Y Vergi Bölümü Şirket Ortağı - Gümrük ve Dış Ticaret Hizmetleri Lideri Sercan Bahadır, bu konunun haklı bir yanı olduğunu bildirdi. Her bir eşya için ayrı beyanname verildiğini anlatan Bahadır, “Bu yüzden dönem belirlerken, mali dönemden çok ürünle ilgili beyannamenin tarihine bakmamız kapsam açısından önemlidir” dedi. 30 Nisan 2021 tarihinin gümrük vergileri için geçerli oluğunu anlatan Bahadır, buradaki tarihin, gümrük yükümü dolduğu zamanın olduğunu kaydetti. Bahadır, şöyle konuştu: “Oradaki kastımız da aslında serbest dolaşıma giriş beyannamenin tescil tarihidir. Tescil tarihi 30 Nisan 2021 ve öncesi olan ithalat işlemleri kapsamda yer alır. Tabii gümrük vergileri dediğim, hangi vergilerin olduğu konu da burada çok önemli. Özellikle gümrük idaresi birden çok idarenin vergilerini topladığı için, bazen sadece bir gümrük vergisiyle aslında muhatap olmuyorsunuz. İkinci olarak dikkat etmemiz gereken konu, gümrük vergilerinden ne anladığımızdır. Burada da özellikle bizim uzlaşma yönetmeliğimiz var. Onun ekinde aslında uzlaşma kapsamında alacaklar nelerdir diye bir liste bulunuyor.” İstanbul Sanayi Odası’nda yaptıkları bazı etkinliklerde ek vergilerin korumacılığını çok konuştuklarını hatırlatan Bahadır, son dönemde çok fazla ek vergi, ilave gümrük vergileri, anti damping vergileri oluşunca; artık gümrük vergileri tanımının daha ziyade bu korumacılıktan ortaya çıkan vergileri içerir hale geldiğini belirtti. Bahadır, sözlerine şöyle devam etti: “Bilindiği gibi altı ay önce kesinleşmiş alacaklarla ilgili dar kapsamlı bir yapılandırma oldu. Kesinleşmiş alacaklar bizde de yine vergi aslını ödüyorsunuz, vergi aslına bağlı cezalarla cezaları ödemiyorsunuz. Vergi aslında bağlı olmayan cezalarda yine vergide olduğu gibi aynı indirimler burada da söz konusu. Fakat gümrük idaresinde aslında kesinleşmiş bir alacağınız bulunma olasılığı çok çok düşük olduğu için yapılandırmada sadece kesinleşmiş alacaktan yararlanma ihtimalleri maalesef çok düşük oluyor” diye konuştu. MECLİS 60 TEMMUZ 2021 E&Y Vergi Bölümü-Kıdemli Müdür-YMM Sertaç Yazar, kesinleşmiş vergi alacaklarının yeniden yapılandırılması, matrah ve vergi artırımı, işletme kayıtlarının düzeltilmesi, yeniden değerleme ve yasanın ortak hükümleri hakkında bir sunum yaptı. KAPSAMA DAHİL E&Y Vergi Bölümü-Kıdemli Müdür- YMM Sertaç Yazar: SOSYAL GÜVENLİK ALACAKLARI DA E &Y Vergi Bölümü-Kıdemli Müdür- YMM Sertaç Yazar, mükelleflerin aktiflerine kayıtlı bulunan taşınmazların yanı sıra amortismana tabi diğer iktisadi kıymetlerinin de 31 Aralık 2021’e kadar VUK’un geçici 31’inci maddesinde yer alan, şart ve hükümlere uymak koşuluyla yeni eklenen fıkrada yer alan hükümler kapsamında Yİ-ÜFE değerleri çerçevesinde yeniden değerleyebilmelerine imkan tanındığını söyledi. Bazı alacakların yeniden yapılandırılmasında kesinleşmiş vergi alacaklarıyla ilgili kapsama, vergi usul kanununa tabi, vergi usul kanun kapsamında takip edilen alacakların girdiğini söyleyen Yazar, sosyal güvenlik kapsamındaki alacakların da bu kapsamda yer aldığını bildirdi. Yine gümrük vergisi ve belediyelerin takip ettiği tahsil edilmesi gereken alacakların da kapsam dahilinde bulunduğunu vurgulayan Yazar, vergi kapsamındaki alacakların 30 Nisan 2021 öncesini kapsadığını belirtti. Yazar, konuyu bir örnekle şöyle anlattı: “En son Mart 2021’de katma değer vergisi ve kurumlar vergisini, nisan ayında ise kurumlar vergisini ödedik. Nisan öncesi beyan edilmiş veya 30 Nisan’a kadar kesinleşmiş bütün vergi alacakları, yine amme alacakları da bu kapsamda bulunuyor. Yapılandırma kapsamında başvuru yaptığımızda alacağı 18 taksit halinde ödeme imkanımız bulunuyor. Yine 18 taksitin yanında belli bir yurt içi üretici fiyat endeksi katsayısıyla çarparak bunu altı aylık taksite, 12 ve dokuz aylık taksitlere bölmek suretiyle ödeyebiliyoruz.” Matrah artırımına ilişkin gelir ve kurumlar vergisi açısından, vergi artırımı yönünden faydalanabilindiğini belirten Yazar, “Burada sorumlu sıfatıyla KDV veya damga vergisi, ÖTV, yurt dışından çeşitli şekilde sağlanan hizmetlerdeki gelir stopaj, kurum stopaj vergileri, matrah artırımı yönünden bu kapsamın dışında kalıyor. Matrah artırımından başvurduğumuz vergi türleri itibarıyla bizim inceleme riskimizi veya tarhiyat yapılma riskini ortadan kaldırıyor” dedi. 2016 ve 2020 yılları dâhil, o aradaki dönemi kapsayacak şekilde matrah artırımında bulunabildiğimizi söyleyen Yazar, matrah artırımı 31 Ağustos 2021’e kadar başvurmak suretiyle faydalanılacağını belirtti. Cumhurbaşkanının süreyi bir ay daha uzatma yetkisi bulunduğunu hatırlatan Yazar, genelde de bu yetkinin kullanıldığını belirtti. Yıllar itibarıyla matrah artırımını hem gelir vergisi hem kurumlar vergisi için oranların belirlendiğini bildiren Yazar, “2016 için yüzde 35, 2017 için yüzde 30, 2018 için yüzde 25, 2019 için yüzde 20 ve 2020 için yüzde 15 olmak suretiyle bir oran belirlenmiş” dedi. 0 850 466 67 42 web : www.birosgb.cominfo@birosgb.comE&Y Vergi Bölümü - Sosyal Güvenlik ve İş Hukuku Hizmetleri Direktörü Hakkı Demirci, Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Kanunu’nda SGK ile ilgili düzenlemeleri İSO Meclis Üyeleri’ne anlattı. Demirci, borçların 30 Nisan öncesine ait olmakla birlikte 31 Ağustos’a kadar başvuruyu yapmak şartıyla 1 Kasım 2021 tarihine kadar doğacak borçların da yasa kapsamında yer aldığını belirtti. “SGK’NIN TAKİP ETTİĞİ BÜTÜN ALACAKLAR E&Y Vergi Bölümü - Sosyal Güvenlik ve İş Hukuku Hizmetleri Direktörü Hakkı Demirci: KAPSAM İÇİNDE YER ALIYOR” Y eni SGK borç yapılandırmalarından sanayicilerin nasıl faydalanabileceğini İSO Üyelerine anlatan E&Y Vergi Bölümü - Sosyal Güvenlik ve İş Hukuku Hizmetleri Direktörü Hakkı Demirci, peşin ve iki taksitte ödeme avantajları olduğunun altını çizdi. Demirci, farklı borçların nasıl yapılandırılacağı ve hangi avantajların olduğunu ayrıntılarıyla açıkladı. SGK açısından bir önceki yapılandırmayla, şimdiki yapılandırma arasında herhangi bir farkın olmadığını söyleyen Demirci, matrah artırımın söz konusu olmadığını belirtti. Kapsamın vergi tarafıyla aynı olduğunu kaydeden Demirci, “2021 Nisan ayı ve öncesi döneme ait SGK’nın takip ettiği bütün alacaklar neredeyse kapsam içinde yer alıyor. Bunları sigorta primleri, genel sağlık sigortası primleri, işsizlik sigortası primleri, iş kazası, meslek hastalığından dolayı SGK’nın takip ettiği tazminat alacakları, yersiz ödenen gelir ve alıklardan doğan alacaklar, BAĞKUR’la ilgili borçlar, isteğe bağlılık ve topluluk sigortası primleri oluşturuyor. Yine SGK’nın takip ettiği damga vergisi, eğitime katkı payı ve özel işlem vergileri de bu kapsamda bulunuyor” dedi. SGK’nın özel sağlık hizmet sunucularıyla ilgili yersiz yaptığı ödemelerin ve bunlara kesilen cezai şartlardan doğan alacakların yasanın kapsamında olmadığını söyleyen Demirci, yine SGK’nın kira alacaklarının da yapılandırma kapsamında olmadığını belirtti. Kapsamda bir önceki yasadan farklı olarak küçük bir değişiklik yapıldığını kaydeden Demirci, konuyu şöyle açıkladı: “Borçlar, 30 Nisan’dan öncesine ait olmakla birlikte 31 Ağustos’a kadar başvurmak şartıyla ilk taksitinin ödeneceği tarih olan 1 Kasım 2021 tarihine kadar doğacak borçlar da bu yasanın kapsamına alındı. SGK’ya herhangi bir borcu olmayanın da başvuru yapmasını öneriyoruz. Çünkü 31 Ağustos’a kadar başvuruyu yaparsak, SGK ile ilgili eylül- ekim aylarında geçmişe dönük bir aylık prim hizmet belgesi verebiliriz. Bilindiği gibi muhtasar SGK başladı. Asgari içerikle ilgili ya da SGK ile ilgili müfettiş denetimi geçirebiliriz. Eğer bu denetim sonucunda oluşacak cezalar 30 Nisan ve öncesini ihtiva ediyorsa başvuru yaptığımız için eylül-ekim aylarına yönelik bu cezalar tebliğ edilse bile bunlardan da o zaman faydalanabiliyor olacağız. Buradaki önemli detayı gözden kaçırmamalıyız.” MECLİS 62 TEMMUZ 2021İSO SANAYİ 63 İSO Meclis Üyesi Mehmet Nuri Görenoğlu: İSO Meclis Üyesi Fikret Kaya: “V ergi aflarında hiç gündeme gelmeyen ve pek çoğumuzun da uğraştığı işçi-işveren ihtilaflarıyla ilgili düzenlemelerde ne yazık ki bir uzlaşma yolunun açılmadığını görüyoruz. Bu konudaki mahkemeler sürüp gidiyor ve her birimiz de avukatlarla uğraşmak zorunda kalıyoruz. Konuyla ilgili düzenlemeler nasıl yapılabilir diye merak ediyorum. Ayrıca inceleme elemanlarının çoğunlukla bulduğu pek çok işletmenin de göz ardı ettiği damga vergileriyle ilgili alım satım sözleşmeleri yapılıyor. Damga vergisiyle ilgili hususlardan herkes kaçınıyor ve inceleme elemanları hiçbir şey göremezse bunları bulabiliyor. Af kapsamında damga vergisiyle ilgili bir düzenleme de var mı ve bu konuda ne yapılabilir diye sormak istiyorum. İrfan Bey kayıtlı ekonomiye geçişten bahsetti. Bunu slogan haline getirip bir yere asmamız gerekiyor. Bu ülkede hala kayıtlı ekonomiye geçemiyoruz. Ne yazık ki kayıt dışılıkla mücadele etmek zorunda kalıyoruz.” “B ilançoda kayıtlı varlıkların değerleri düşüyor. Son beş yılda yapılan kayıtlı değerlemeler düştüğü için de yeniden değerlendirme konusunda bir çalışma oldu. Bu konu kapsam içinde yer alıyor mu diye merak ediyorum. Bilindiği gibi gayrimenkulü bir değerlendirme yaparak sermaye artışına koyabiliyoruz. Oysa şirketlerin yalnız gayrimenkul değil daha başka kaynakları da var. Mesela demirbaş olan makine ve ekipmanları da değerleme yaparak sermaye artışına konulabilir mi? Yine bir markayı da değerleme yapıp bu kapsama konulabilir mi? Durum böyle olunca otomatikman vergi muafiyetleri doğuyor.” Ü lkelerin ve yatırımların geleceği, öngörülebilir ve adaletli vergilemeye bağlı. Sürekli vergi afları çıkararak ülkemizin geleceğe yönelik yatırımcı iştahının ve girişim kararlarının önünü kesiyoruz. Vergi oranları hepimizin çok iyi bildiği gibi yatırımlar açısından fevkalade önemli. Geçmişte af yasaları minimum 10 yılda bir önümüze gelirdi, şimdi ise bu süre üç-dört yıla kadar düşürüldü. Dolayısıyla da haksız rekabetin oluşmasına sebep olundu. Bu durum vergi bilincinin yerleşmesini, belgeleme düzeninin sağlıklı oluşmasını maalesef engelliyor. Bu şartlarda siz olsanız bir sonraki affa göre mi kendinizi şekillendirirsiniz yoksa başka bir şekilde mi davranırsınız? Açıkçası ben bu aflarla ülkemin geleceğinin örselendiğini düşünüyorum. “Ülkelerin geleceği, öngörülebilir ve adaletli vergilemeye bağlı” İSO Meclis Üyesi Metin Akyüz: “Kayıtlı ekonomiye geçmeliyiz” “Demirbaşlar değerleme yapılarak sermaye artışına konulabilir mi?64 TEMMUZ 2021 ARAŞTIRMA RCEP ASYA-PASİFİK’TE BATI’YI OYUN DIŞI BIRAKAN ANLAŞMA… Tarihin en büyük serbest ticaret anlaşması olan Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Anlaşması (RCEP), Asya-Pasifik bölgesindeki 15 ülke tarafından 15 Kasım 2020 tarihinde imzalandı. Çin’in de aralarında bulunduğu anlaşmada ABD ve Avrupalı şirketler oyunun dışında kaldı. Yeni serbest ticaret anlaşmasının, dünyanın en hızlı ekonomik büyümesine sahip olan bölgesinde Çin’in konumunu ve nüfuzunu güçlendirmesi bekleniyor. Çin’in Asya-Pasifik bölgesindeki ekonomik hakimiyetini artıracağı öngörülürken, ABD ve Avrupalı şirketleri serbest ticaret bölgesinin dışında bırakarak, dezavantajlı konuma getireceği düşünülüyor.İSO SANAYİ 65 D ünyanın en büyük serbest ticaret anlaşması olan Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Anlaşması (RCEP), Çin’in de aralarında bulunduğu Asya-Pasifik bölgesindeki 15 ülke tarafından 15 Kasım 2020 tarihinde imzalandı. Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği’nin (ASEAN) 37’inci Liderler Zirvesi’nde düzenlenen sanal törenle imzalanan anlaşma bünyesinde ASEAN üyeleri Brunei, Kamboçya, Endonezya, Laos, Malezya, Myanmar, Filipinler, Singapur, Tayland ve Vietnam ile birliğin diyalog ortakları Avustralya, Çin, Japonya, Güney Kore ve Yeni Zelanda yer alıyor. Anlaşmada Trans Pasifik Ortaklığı’ndan 2017’de çekilen ABD ise bulunmuyor. Anlaşma ticaret, hizmetler, yatırımlar, e-ticaret, telekomünikasyon, fikri mülkiyet hakları ve telif hakları gibi alanları kapsıyor. RCEP anlaşması, 15 Asya- Pasifik ülkesi arasındaki gümrük vergilerinin gelecek yıllarda kademeli olarak azaltılması, belirlenecek ortak ticaret kuralları ile ticaretin kolaylaştırılması, tarife dışı engellerin kaldırılması, lojistik kolaylaştırmalar gibi uygulamalarla grup ülkeleri arasında ticaretin etkinleştirilmesini amaçlıyor. RCEP ülkeleri, Dünya Ticaret Örgütü verilerine göre 2,2 milyar insan ve 25,8 milyar dolar toplam Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) ile küresel hasılanın yaklaşık yüzde 30’unu oluşturuyor. Bu görüntüsüyle dünyadaki en geniş kapsama alanı olan ticari birlik olma özelliği taşıyor. Anlaşmanın yakın bir tarihte imzacı ülkelerde onaylanarak yürürlüğe girmesi bekleniyor. Böylelikle Çin, Japonya ve Güney Kore, ilk kez aynı anda bir serbest ticaret anlaşmasının tarafı olacak. Yeni serbest ticaret anlaşmasının, dünyanın en hızlı ekonomik büyümesine sahip olan bölgesinde Çin’in konumunu ve nüfusunu güçlendirmesi bekleniyor. Çin’in Asya-Pasifik bölgesindeki ekonomik hakimiyetini artıracağı öngörülürken, ABD ve Avrupalı şirketleri serbest ticaret bölgesinin dışında bırakarak, dezavantajlı konuma getireceği düşünülüyor. HİNDİSTAN ANLAŞMADA YOK Hindistan’ın da bu anlaşmaya katılması planlanmış ancak Hindistan, Çin ürünlerinin Hindistan’a ucuz fiyatlarla girmesinden endişe duyarak geçtiğimiz yıl RCEP müzakerelerinden çekilme kararı aldı. RCEP ülkeleri katılmak istemesi halinde, Hindistan’ı birliğe daha sonra katılma seçeneğinin bulunduğu belirtildi. TÜRKİYE’Yİ NASIL ETKİLER? RCEP bloğunun kurulmasının Türkiye’ye hem olumlu hem de olumsuz etkileri olabileceği tahmin ediliyor. Halihazırda Asya’da üretim yapmakta olan Türk firmaları açısından tedarik zinciri kurmanın çok kolaylaşacak olması olumlu bir gelişme olarak görülüyor. Olumsuz yönü ise şu; blok içindeki ticaret hacmi arttıkça, Türkiye’de üretilmekte olan mallara yönelik ihtiyacın da azalması söz konusu olabilir. Mesela Türkiye’de üretilip Çin’e ihraç edilen bir malı, Çin blok içinde gümrük vergisi olmadığından daha ucuza bulabilir. Türkiye, Gümrük Birliği yoluyla AB ticaret bloğu içinde yer alıyor. Türkiye’ye coğrafi olarak çok uzak konumdaki Asya’da böyle bir bloğun kurulması karşısında, Türkiye’nin yeniden yanı başındaki Avrupa’ya yüzünü çevirmeye çalışması son derecek kritik önem taşıyor. ÇİN’İN EN BÜYÜK TİCARET ORTAĞI: AVRUPA BİRLİĞİ Mal ticareti açısından Çin’in en büyük ticaret ortağı yakın döneme kadar Avrupa Birliği’ydi. 2020 yılında ise mal ticareti açısından Çin’in en büyük ticaret ortağını ASEAN ülkeleri oluşturuyor. Bu noktada Covid-19 pandemisiyle birlikte belirginleşen nearshoring, yani komşu veya yakın ülkeden tedarik yaklaşımının etkili olduğu söylenebilir. Çin, bir yandan dış ticaret ve dışardaki yatırımlarını sürdürürken, diğer yandan iç dolaşımı güçlü tutarak iç tüketime ve içerdeki yatırımlara odaklanıyor. Bu ikili dolaşımı sağlarken de yakın coğrafyaya ağırlık vermesi ve bu ülkelerle tarifelerin kademeli olarak azalması sonucunda ticaretinin artması da beklenen bir durum. ÇİN, DÜNYANIN ÜRETİM ÜSSÜ OLMA ARAYIŞINDA RCEP kapsamında tercihli tarifeden yararlanılabilmesi için menşe kazanma eşik seviyesinin yüzde 40 seviyesinde tutulması, anlaşmaya taraf olan ülkeler Next >