< PreviousKAPAK 15. Sanayi Kongresi konuşmasına dijitalleşme ve sürdürülebilirlik konusundaki çabalarından dolayı İSO’ya teşekkür ederek başladı. Dünya ticaretinde yepyeni bir dönemin eşiğinde olduklarını belirten Tuzcu, ana paradigmanın iklim değişikliği açısından artık yeşil dönüşüm ve dijitalleşmeden oluştuğunu söyledi. Dijital dönüşümü yeşil dönüşümden ayrı kabul edemeyeceklerini dile getiren Tuzcu, bu kavramları birlikte ele almaları gerektiğini kaydetti. Dünya ticaretinde artık yepyeni bir dönemin eşiğinde olduğumuza dikkat çeken Tuzcu, bu yeni dönemin ana paradigmalarını dijital ve yeşil dönüşümün oluşturduğunu söyledi. Birçok unsurun Birleşmiş Milletler’in sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle uyumlu olarak öne çıktığını kaydeden Tuzcu, “Kimseyi geride bırakmayacak kapsayıcı bir kalkınma stratejisini merkeze koyuyoruz. Bulunduğumuz küresel konjonktürde birbirini destekleyen birçok unsurun eşzamanlı olarak gerçekleştirme görevi hem devletlerin hem de sanayinin önünde bir yol haritası olarak bulunuyor. Bunun dijital teknolojiyle desteklenecek bir dönüşüm olması zaruridir” dedi. Aksi takdirde yapılan çalışmaların, dijital teknolojinin kullanımının küresel karbon emisyonunu yüzde 20 daha fazla azaltabileceğini ortaya koyduğunu belirten 48 OCAK 2022 BİR KONGRE Dünya ticaretinde yepyeni bir dönemin eşiğinde olduklarını belirten Tuzcu, ana paradigmanın iklim değişikliği açısından artık yeşil dönüşüm ve dijitalleşmeden oluştuğunu söyledi. Tuzcu, dijital dönüşümü yeşil dönüşümden ayrı kabul edemeyeceklerini dile getirdi. yaklaşık yüzde 52’sinin yenilenebilir enerji kaynaklarından geldiğini söyledi. Bu rakamın Amerika ve Çin gibi ülkelerden çok daha fazla olduğunu belirten Tuzcu, “Sadece 2020 yılında enerjide yaklaşık 70 milyon tondan fazla karbon emisyon salınımını, yenilenebilir enerji kapasitemizde önlemiş olduk. Dünyada da toplam enerji üretiminde 12’nci sıradayız. Avrupa’da ise beşinci sıradayız. Bunda da bankalarımızın büyük katkısı oldu. Tabii özellikle bizlerin, devletin, enerji bakanlığımızın bu alanda sadece son 10 yılda 30 milyardan dolardan fazla desteği var” diye konuştu. SKD Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Ebru Dildar Edin: “İŞ DÜNYASI ARTIK SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞE ÇOK DAHA CİDDİ YAKLAŞIYOR” SKD Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Ebru Dildar Edin, iş dünyasının sürdürülebilirlik konusuna artık çok daha ciddi bir şekilde yaklaştığını söyledi. Türkiye ihracatının yüzde 42’sini yapıldığı Avrupa Birliği’nin bu kadar net koşulları koyuyor olmasının, hem üreticileri hem finanse eden bankaları hem de onlara hizmet ve ürün tedarik eden KOBİ’leri etkilemeye başladığını belirtin Edin, ciddi bir İSO SANAYİ 49 BÖYLE GEÇTİ Tuzcu, 20’nci yüzyılda oluşan tüketim toplumunun refah seviyesini muhafaza ederek net sıfır karbon hedefine ulaşmamız için dijital dönüşümü yeşil dönüşümden ayrı olarak kabul edemeyeceğimizi belirtti. Pandemi sonrası yeni parametrelerle üretim ve ihracatı sürdürülebilir kılmak üzere altyapı çalışmalarını hızlandırdıklarını anlatan Tuzcu, kasım ayında Paris Anlaşması’nı onaylamalarının ve 2053 yılında sıfır karbon hedefi koymalarının bu konudaki kararlılıklarını gösterdiğini ifade etti. Yeşil dönüşümünü temiz enerji olmadan başaramayacağımıza dikkat çeken Tuzcu, “Enerji kaynaklarımızı sanayi sektörlerimizle buluşturmak için eylem planımızda önemli unsurlar bulunuyor. Yeşil dönüşüme ve küresel işbirliğine ayak uyduracak şekilde KOBİ’lere yönelik politikaların önceliklendirilmesi de hedeflerimiz arasında. Ürün ve insan kaynaklarının hareketi ile ilgili olarak karbon salınımının ulaşımı ile ilgili intikaline engel olmak için eylemlerimiz var. Otomotiv ve gemi inşa sanayindeki konvansiyonel yöntemleri dönüştürmemiz gerekiyor” dedi. Döngüsel ekonomiyi özellikle plastik ve tekstil başta olmak üzere öne çıkardıklarını belirten Tuzcu, yeşil dönüşümü AR-GE, inovatif çalışmalarla güçlendirmeden döngüsel ekonomiyi hayata geçirmemizin mümkün olamayacağını belirtti. Tuzcu, halihazırda milli gelir içinde yüzde 1 olan AR-GE’nin payını yukarı çekmek için destek politikalarını yol haritası içine aldıklarını belirtti. Türkiye yenilenebilir enerji kurulu kapasitesinde çok iyi durumda olduğunu anlatan Tuzcu, kurulu kapasitenin 50 OCAK 2022 BİR KONGRE KAPAK 15. Sanayi Kongresi hareketlenmenin görüldüğünü ifade etti. Paris İklim Anlaşması’ndan sonra Glasgow’un ilk defa daha önce verilen sözlerin değerlendirildiği, ülkelerin aksiyonların doğru tarafta devam edip etmediklerinin sorgulandığı bir platform olduğunu anlatan Edin, “İş dünyası Glasgow’a büyük bir ilgi gösterdi. Birçok firmanın katılıp ve her birinin de kendi yaptıkları faaliyetleri, kendi aksiyonlarını taahhütlerini anlattıkları bir toplantı oldu. Bazı konularda genel bir memnuniyet olmasına rağmen bazılarında ise istenilen sonuca varılmadı” dedi. Bu konuya biraz daha olumlu taraftan bakmak istediklerini dile getiren Edin, öncelikle metanın 2030’a kadar 100’den fazla ülkenin indireceğini taahhüt etti. Edin, 40’tan fazla ülkenin kömürden çıkış planlarını açıklandığını bildirdi. Amerika, Hindistan ve Çin’in henüz burada yer almadığını belirten Edin, bu durumun henüz bir başlangıç olduğunu söyledi. Ormansızlaşmaya ve o alanların tekrar kazanılmasına yönelik bir oluşumun tekrar yaşandığını kaydeden Edin, 120’den fazla ülkenin bunun içinde yer aldığını ve Türkiye olarak bizim de buruda olduğumuzu belirtti. Bu konuların hayata geçmesinde finansmanın öneminden bahseden Edin, gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere 100 milyar civarında bir kaynak aktaracağını taahhüt ettiğini Türkiye’nin geçtiğimiz 20 sene içinde yenilenebilir enerji yatırımlarını ve üretimini 12 bin megavattan 53 bin megavata çıkardığını belirten Edin, 40 milyar dolardan fazlasını bankaların finanse ettiğini söyledi. Edin, finansman konusunda bankaların istekli olduğunu kaydetti. İSO SANAYİ 51 BÖYLE GEÇTİ altını çizdi. Edin, döngüsel ekonominin olmazsa olmaz olacağını belirterek, yoksa dünyanın kaynaklarının yetmeyeceğini belirtti. Unilever Türkiye, Orta Asya ve İran Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Seçkin: “TÜRKİYE İÇİN İYİ OLAN BİZİM İÇİN DE İYİDİR” 2010 yılında şirket olarak sürdürülebilirlik konusunda ilk adımların atıldığını söyleyen Unilever Türkiye, Orta Asya ve İran Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Seçkin, ancak o dönem bir anda kaşların kalktığını söyledi. Bunun bir iş düşünme modeli olduğunu belirten Seçkin, “O yıllarda geleceğe baktığımızda tüketicinin değiştiğini görüyorduk. Artık daha sorumlu liderler, şirketler ve markalar görülmek isteniyordu. Küresel ısınmanın etkileri henüz ortada yoktu fakat belliydi. Bazı maliyetlerin artacağı görülüyordu. İşimizi sürdürülebilir kılmak için başka türlü iş modeli olması gerekliliği kesindi” dedi. Çevre ile başlatılan taahhütlerin sosyal taahhütlere dönüştüğünü anlatan Seçkin, karın bir amaç değil bir sonuç olduğunu düşünmek zorunda olduklarını vurguladı. Seçkin, ancak paydaşların memnun edilmesi durumunda geleceğe yürüyebileceklerini dile getirdi. Yatırımcılar dışında tüketicileri, çalışanları, kaydederek, “Artık vadeler uzun değil. 2050, 2100’leri beklemeyeceğiz. 1,5 ya da 2 gibi dereceleri bundan sonra çok daha kısa vadeli sayılarımızı kontrol edeceğiz. Gerekli aksiyonları alacağız gibi bir karar ortaya çıktı” dedi. Bunların takibini de hep birlikte gerçekleştireceğiz diyen Edin, Türkiye’nin 2053’e kadar karbonun sıfır olacağını beyan ederek olumlu bir karara imza attığını belirtti. Henüz elimizde bir planlamanın olmadığını anlatan Edin, “Bu planlamanın da en kısa sürede oluşuyor olması lazım çünkü üretimdeki kömürün ve doğalgazın payı yüzde 30’lar seviyesinde. Bunu en kısa zamanda alternatif kaynaklarla değiştirmeye ihtiyacımız var” diye konuştu. Türkiye’nin geçtiğimiz 20 sene içinde yenilenebilir enerji yatırımlarını ve üretimini 12 bin megavattan 53 bin megavata çıkardığını belirten Edin, 40 milyar dolardan fazlasını bankaların finanse ettiğini söyledi. Dolayısıyla ülkelerin faydasına birtakım işlerin yapılması durumunda finansman konusunda bankaların istekli olduğunu ifade eden Edin, kamunun bu konudaki kolaylaştırmalarının önemli olduğunu kaydetti. Şirketlerin ne yapacağını artık çok daha yüksek sesle konuşabilir hale geldiğini kaydeden Edin, “Garanti BBVA olarak 2040 itibarıyla bilançomuzda hiçbir kömüre yönelik kredi kalmayacağın beyan ettik. Bankalar bunları söyledikçe ve şirketler de yatırımlarını bu konuda düzenleyeceklerdir” dedi. Yatırım finansmanlarının yenilenebilir olması gerektiğine dikkat çeken Edin, özellikle sanayicilerin ve ihracatçıların üretim kaynaklarında kullandığı elektriği yenilenebilir kaynaklardan almasının son derece önemli olduğunun BİR KONGRE KAPAK 15. Sanayi Kongresi müşterileri ve çevreyi memnun etmeleri gerektiğini anlatan Seçkin, uzun vadede bunları memnun etmeyen şirketlerin karının azalacağını hatta yok olacağını söyledi. Şirket olarak yaptıkları çalışmalardan bahseden Seçkin, “Türkiye ciddi bir çay ülkesi, 10 yıl önce çayı sürdürülebilir kılmak istedik. Çay ekosistemini yeniden keşfetmek zorunda kaldık. Sonuçta o bölgede en az 20-30 bin insanın yaşamını değiştirdik. Bölgede olmayan laboratuvarları kurduk. Değişim başladığında arkasında pek çok şeyi de değiştirdiğini biliyoruz. Türkiye için iyi olan bizim için de iyidir. İş dünyası için iyi olan toplum için de iyi olduğu noktalarda kesişmek lazım” diye konuştu. Başka türlü mümkünün çok örneği olduğunu söyleyen Seçkin, bunu yaygınlaştırmanın ve bir iş birliği içinde devam ettirmenin yolunun iş yapma biçiminden geçtiğini vurguladı. Tarımın sadece Türkiye’de değil, dünyada da büyük bir sektör olduğunu söyleyen Seçkin, dolayısıyla burada yapılacak değişim ve dönüşümün çok önemli sonuçlar doğurabileceğini belirtti. Sürdürülebilirlik içinde birinci prensiplerinin gıdada elde edilen tarımsal ürünlerin sürdürülebilir kaynaklardan geliyor olmasını sağlamak olduğunu anlatan Seçkin, “Türkiye’de çay bizim için büyük olduğu için önemliydi. 52 OCAK 2022 Çevre ile başlatılan taahhütlerin sosyal taahhütlere dönüştüğünü anlatan Seçkin, kârın bir amaç değil bir sonuç olduğunu düşünmek zorunda olduklarını vurguladı. Seçkin, ancak paydaşların memnun edilmesi durumunda geleceğe yürüyebileceklerini dile getirdi. BÖYLE GEÇTİ Ancak bugün bir çorbadan bahsedersek, içine koyduğumuz domatesin tamamının sürdürülebilir tarımla elde edildiğini söyleyebilirim. Tabii şimdi bir firmanın tek başına bu değişimi yapması güzel ama yeterli değil. Bu dönüşümü yaygınlaştırabildiğiniz, bir endüstriyi değiştirebildiğiniz zaman, ancak o zaman bir etkiden bahsedebiliriz” dedi. Sürdürülebilirlik konusunda eskiden görüş bildirdiklerinde sadece salonlarda 5-10 kişinin olduğunu söyleyen Seçkin, ancak şimdi Covid-19 salgının olmasına rağmen salonların dolmasının memnuniyet verici olduğunu anlattı. Sürdürülebilirliğin artık gündemdeki yerini aldığını kaydeden Seçkin, şöyle konuştu: “Gıda endüstrisi için bu durum kaçınılmaz bir olay. Birçok firmanın birçok çalışması olduğunu biliyoruz. O dönemde hem çayda hem diğer kategorilerde rakiplerimizi ilk başta ziyaret ederek, bunları anlatıp birlikte olma çabası içinde olmaya çalıştık. Çünkü bunun bir yarış olmadığını söyledik.” İSO SANAYİ 53DÖNÜŞÜMÜN YOLLARI… ADİL VE KAPSAYICI 15.Sanayi Kongresi’nde “Adil ve Kapsayıcı bir Dönüşüm Yaratmak” tartışıldı... KAPAK 15. Sanayi Kongresi 54 l OCAK 2022İstanbul Sanayi Odası’nın 15. Sanayi Kongresi’nde “Adil ve Kapsayıcı bir Dönüşüm Yaratmak” başlıklı bir panel düzenlendi. Moderatörlüğünü TV Programcısı Aslı Şafak’ın yaptığı panele Sabancı Holding İK ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı Hakan Timur, Progressio Vakfı Kurucusu Marcello Palazzi, Türkiye A Milli Kadın Voleybol Takımı Baş Antrenörü Giovanni Guidetti, İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Sosyal Girişimci Prof. Dr. Itır Erhart katılarak, adil ve kapsayıcı dönüşümü konuştu. İSO SANAYİ l 55BİR KONGRE 56 OCAK 2022 KAPAK 15. Sanayi Kongresi İ stanbul Sanayi Odası’nın 15. Sanayi Kongresi’nde son oturum TV Programcısı Aslı Şafak’ın moderatörlüğünde Adil ve Kapsayıcı bir Dönüşüm Yaratmak paneli ile yapıldı. Panele Sabancı Holding İK ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı Hakan Timur, Progressio Vakfı Kurucusu Marcello Palazzi, Türkiye A Milli Kadın Voleybol Takımı Baş Antrenörü ve UNDP Türkiye Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Savunucusu Giovanni Guidetti, İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Sosyal Girişimci Prof. Dr. Itır Erhart katıldı. 1990’lı yıllarda Türkiye’de içinde Avrupa Birliği geçmeyen hiçbir metnin olmadığını 2000’lere gelindiğinde ise kurumsallığın moda olduğunu söyleyen TV Programcısı Aslı Şafak, 2010’lu yıllarda da farkındalık kavramının kendini gösterdiğini belirtti. Günümüze gelindiğinde ise moda sözcüğün sürdürülebilirlik olduğunu kaydeden Şafak, içinin boşaltıldığı bu kavramın bugün ki kongreyle doldurulacağını vurguladı. Şafak, bir memleketin sürdürülebilirliği, büyük iktisadi utkulara kadar strateji olması gerektiğini savunan İstanbul Sanayi Odası’nın “Sürdürülebilir gelecek için dönüşümü birlikte tamamlamak” gibi çok iddialı bir mottoları olduğunu söyledi. Bir slogan içinde hem sürdürülebilirlik hem de dönüşümün geçtiğine dikkat çeken Şafak, sözü panelistlere bıraktı. Sabancı Holding İK ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı Hakan Timur: “BUGÜNÜN İHTİYACINI KARŞILARKEN GELECEĞİN KAYNAKLARINI DA TÜKETMEMELİYİZ” Sabancı Holding İK ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı Hakan Timur, sürdürülebilirlik kavramının içinde geleceği de barındırdığını söyledi. Sürdürülebilirliğin sadece bugünün ihtiyacını karşılamak değil, bugünün ihtiyacını karşılarken geleceğin kaynaklarını da tüketmemek üzerine kurulu olduğunu vurgulayan Timur, var olmanın insanlara atfedilen bir konu olduğunu ancak şirketleri de konu edindiğini kaydetti. 2000 yılından beri Fortune 500 içindeki şirketlerin yüzde 50’sinin kaybolduğunu belirten Timur, bir başka araştırmaya göre ise S&P 500 içindeki şirketlerin yüzde 75’inin önümüzdeki 10 yıl içinde değişeceğini anlattı. Dolayısıyla şirketlerin, organizasyonların, toplumların, belki de ülkelerin bu inanılmaz hızlı değişim karşısında bir var olma yetkinliklerinin kuvvetle sınandığı bir dönemden geçtiklerini ifade eden Timur, “Tüm bunların üzerine bir de iki yıldır insanlık olarak sınandığımız pandemi de eklendi” dedi. Devam edebilmek, bu güdüyü sürdürebilmek için geleceği biraz daha kurgulamak gerektiğine dikkat çeken Timur, durumu anlayabilmenin BÖYLE GEÇTİ İSO SANAYİ 57 ve çaba göstermenin önemli olduğunu belirtti. Sistematik bir yaklaşımın, planlamanın, aksiyon odağının, aynı zamanda da bir dinamizmin gerektiğini kaydeden Timur, modelin hem kendi içinde ilerici ama aynı zamanda da dinamik olması gerektiğini söyledi. Şirket olarak 2020’nin ortasında başlattıkları ve adını uyum koydukları projenin bugün itibarıyla Türkiye’nin en kapsamlı bakış açısını içerdiğini belirten Timur, “Yedi başlık altında topladığımız projenin içinde amaç odaklı sürdürülebilir bir organizasyonda akıllı iş ve işyerlerine, fiziksel ve ruhsal sağlıktan yetenek ve beceri yönetimine kadar birçok başlık bulunuyor. Her birinin içinde ulusal ve uluslararası danışmanlarımızla birlikte, esasında hem yurt içi hem yurt dışında en iyi uygulamaları ve geleceği birlikte öngörmeye, anlamaya, tanımaya çalıştık. Bu çalışmaların sonucunda da tüm topluluk şirketlerimiz diye baktığımda, yaklaşık 3 yıllık bir yol planı içinde bin 500 civarında aksiyon aldık” dedi. Buradaki en önemli kavramın bunu nasıl yaptıkları olduğunu söyleyen Timur, sadece danışmanlarıyla değil, yaklaşık 60 bin Sabancı topluluğunun çalışanının da fikirlerini alarak yapmaya gayret ettiklerini bildirdi. Tüm bu çalışmaların sonucunda her bir topluluk şirketlerinin işin geleceğine uyum konusunda hem sektörün hem de Sürdürülebilirlik kavramının içinde geleceği de barındırdığını söyleyen Timur, sürdürülebilirliğin sadece bugünün ihtiyacını karşılamak değil, geleceğin kaynaklarını da tüketmemek olduğunu söyledi. Timur, var olmanın insanlara atfedilen bir konu olduğunu ancak şirketleri de konu edindiğini kaydetti. .Next >