< PreviousKAPAK 70. Yıl Gala emeklerle, yarattıkları değerlerle, İSO’yu; üyeleri ve çalışanlarıyla büyük ve saygın bir aile haline getirenlere… Bu öyle bir aile ki; çalışanlarımızla, paydaşlarımızla, tedarikçilerimizle, müşterilerimizle, halkımızla ve farklı dinlerden, farklı kültürlerden, farklı milletlerden dünyanın 200’den fazla ülkesindeki Türk ürünlerinin kullanıcısı müşterilerimizle çok geniş kitleyi bir arada tutabiliyor. İşte buna biz sanayicilik diyoruz” diye konuştu. “İSO, SANAYİNİN 70 YILDIR REHBERİ” İSO’nun bundan 70 yıl önce bir misyonla kurulduğunu söyleyen Bahçıvan, o misyonun, çağın ve zamanın gelişimine ayak uydurarak ama geleneklerinin de kendisine vermiş olduğu güçten asla ve asla ödün vermeden Türkiye’nin gurur abidesi, sanayi sektörünün de rehberi olabilmek olduğunu belirtti. İSO’nun geçen 70 yılda oluşturduğu birikim, kültür ve misyonla ve daha da önemlisi bugüne kadar sahip olduğu bağımsızlığını başarıyla koruduğunu kaydeden Bahçıvan, sözlerine şöyle devam etti: “Bundan sonraki nesillere de bu güzide kurumumuzun aynı çizgide, aynı istikamette hizmet vereceğinden hiç kuşku duymuyorum. Sözünü ettiğim geleceğin sahibi olan gençlerimizi izledik. Bize en büyük heyecanı gençlerimizin bu salona yayılan ışığı veriyor. Biz sanayiciler, geleceğimizi, içinde yaşadığımız toplumun ve dünyanın geleceğinden ayrı düşünmüyoruz, düşünemeyiz. 38TEMMUZ 2022Bizce asıl ve en büyük zenginlik insanlığa dokunmaktan geçiyor. Bu nedenle bizim için belki de en değerli gayretimiz, yarının belki çalışanı, belki yöneticisi, belki sanayicisi belki girişimcisi olacak bu gençlerimizle kurduğumuz güçlü bağlardır. Hiç kuşku yok ki çağdaş ve mutlu bir geleceğe doğru ilerlemenin yolu nitelikli eğitimden geçiyor. İSO olarak son yıllarda Milli Eğitim Bakanımız Sayın Mahmut Özer’in takdir ve şükranla karşıladığımız kıymetli destekleri eşliğinde, meslek liselerimizin daha iyi birer okul olması için sonuç alıcı çalışmalar yürütüyoruz. Bu sayede gençlerimizle güçlü bağlar da kuruyoruz. Şuna yürekten inanıyorum ki; gelecek nesillere bırakabileceğimiz her bir deneyim, gelecek nesillere verebileceğimiz yurt sevgisi ve üretimden itibar kazanma aşkı, üretimden kaynağını alan duyguyu onlarda yeşertmek. Herhalde bugün bu salonu dolduran tüm sanayicilerimizin duyduğu, duyacağı en büyük mutluluk bu olmalı. Bu salonda müzikleriyle kulaklarımızı zenginleştiren gençlerimizin, gelecekte de ülkemizi birikimleriyle, düşünceleriyle zenginleştireceklerine, nitelik katacaklarına inanmak, gelecek adına bizi umutlandırıyor. İSO SANAYİ39KAPAK 70. Yıl Gala İşte bu gençlerimiz sayesindedir ki ülkemizden ümidimizi kesmeyeceğiz. Global olacağız ama değerlerimize, bu toprakların bize kazandırdıklarına azim ve kararlılıkla sahip çıkacağız.” “ÜRETMEK MUTLULUKTUR” Güzel Sanatlar Lisesi öğrencilerinin sanatlarını icra ettikleri gibi sanayicilerin de kendi ölçüsünde birer sanatçı ruhuyla hareket ettiklerini ifade eden Bahçıvan, “Nasıl ki melodiler notalara, notalar sazlara, sonra da sözlere dönüşerek hoş sadalar olarak bizimle buluşuyorsa, sanayiciliği de bir yönüyle böyle düşünebilirsiniz. Bizler de hayallerin projelere, projelerin yatırımlara, yatırımların üretime, üretimin de ürünlere dönüştüğü bir değerler zinciri içinde yaşıyoruz. Bir sanatçı nasıl hayallerini, sanat eserini, konserde dinlettiğinde veya bir sergide gösterdiğinde mutlu oluyorsa; ülkesi için, toplumun kapsayıcı refahı için çalışan biz sanayiciler için de üretmek, maddiyattan öte bir duygu, bir his, tükenmeyen bir aşk olarak kalbimizin en derinlerinde yer buluyor” diye konuştu. Üretmenin mutluluk olduğunu kaydeden Bahçıvan, İSO’yu kuran, Türk sanayine büyük hizmetleri geçmiş, bütün sanayici büyüklerini, yöneticileri, çalışanları rahmetle ve minnetle andıklarını ifade etti. Bahçıvan, hayatta olanlara da mutluluk ve esenlikler diledi. Millİ Eğitim Bakanı Mahmut Özer: “İSTANBUL KALBİMDE ÖZEL YERİ OLAN BİR ODA” İstanbul Sanayi Odasının (İSO) 70’inci yılı nedeniyle düzenlenen galada konuşan Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, İstanbul’da mesleki eğitimin güçlendirilmesi için çok önemli adımlar attıklarını vurgulayarak her adımın yeni projeleri tetiklediğini söyledi. İSO’nun kalbinde özel yeri olan bir oda olduğunu ifade eden Özer, üç buçuk yıl önce İSO Başkanı ve İTO Başkanı ile birlikte kronik bir problem olan mesleki eğitimin güçlendirilmesi için adım attıklarını hatırlattı. İstanbul’daki meslek liselerinde yakılan meşalenin 81 ile yayılmasıyla ortaya bambaşka bir hikaye çıktığını dile getiren Özer, meslek liselerinin yüzde 95 doluluk oranına ulaştığını kaydetti. Tarihinde ilk defa meslek liselerinin yüzde 1’lik başarı diliminden öğrenci almaya başladığını anlatan Özer, “Ankara Fen Lisesi’ne gidecek öğrencilerin almış olduğu puandan daha yüksek puanla meslek liselilerine giden öğrencilerimiz var. Bu şu demek: İşte, 28 Şubat sürecinin katsayı uygulamasıyla mesleki eğitimden 40TEMMUZ 2022Millİ Eğitim Bakanı Mahmut Özer İSO SANAYİ41KAPAK 70. Yıl Gala uzaklaştırmış olduğu o akademik olarak başarılı öğrencilerimiz artık tekrar eski destinasyonlarına dönmeye başladı. Aslında bu mesleki eğitimdeki bir paradigma değişimini, bir kırılma noktasını göstermesi bakımından çok kıymetli” dedi. Mesleki eğitimin öneminin salgında daha da ortaya çıktığına işaret eden Özer, mesleki eğitim öğrenci ve öğretmenlerinin maske, dezenfektan, solunum cihazı ürettiğini belirtti. Bursa’da Tophane Lisesi’nde hızlı antiseptik ürettiklerini hatırlatan Özer, mesleki eğitim okullarında 200 milyonluk yıllık gelirlerden, 1 milyar 162 milyonluk gelir kapasitesine ulaşıldığını bildirdi. Özer, bir taraftan eğitimin kalitesini artırırken diğer taraftan üretim kapasitesini artırmaya ve olağanüstü koşullarda toplumun ihtiyaç duyduğu ürünleri üretebilir duruma getirdiklerini vurguladı. Böylece iş gücü piyasasıyla entegrasyonunda sağlanmış olduğuna işaret eden Özer, “Ülkelerin kalkınmasındaki en önemli alan olan fikrî mülkiyet ve sınai haklar alanına girdik. Eğer siz katma değeri yüksek olan ürünler üretemezseniz dünya ile rekabet etmeniz mümkün değil, sadece güçlü ülkelerin taşeronu olabilirsiniz. İşte mesleki eğitimde mütevazı başlangıçlarla patent, faydalı model, marka tasarım tescillerine yönelik çok önemli adımlar atıldı. Millî Eğitim Bakanlığı’nın 2022’nin ilk beş ayında almış olduğu tescil sayısı, 7 bin 200” diye konuştu. “ARTIK MESLEK LİSELERİNDE FARKLI BİR EKOSİSTEM VAR” Özer, ortaöğretimdeki o çocukların artık ürettikleri şeyleri nasıl inovatif bir şekle dönüştürebiliriz, bunu sanayinin işgücü piyasasının problemlerine nasıl entegre edebiliriz, onları nasıl iyileştirebiliriz hikâyesi üzerinde yetişmeye başladığını anlatı. Bakan Özer, artık meslek liselerinde farklı 42TEMMUZ 2022bir ekosistem olmaya başladığının altını çizerek şöyle konuştu: “Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle külliyede 50 AR-GE merkezinin açılışını yaptık. Meslek liselerinde AR-GE merkezleri kurduk, şu anda 55 AR-GE merkezimiz var. Meslek liseleri yurt dışına ihracat yapmaya başladı. Bunlar çok önemli adımlar. 25 Aralık 2021 itibarıyla üç önemli kritik değişiklikle, işverenler üzerindeki asgari ücretin yüzde 30 payını verme külfetini 3308 Sayılı Kanun’la kaldırdık, tamamen devlet olarak üzerimize aldık. Aynı zamanda üçüncü sınıfa geldiği zaman kalfaların almış olduğu asgari ücretin yüzde 30’unu da yüzde 50’ye çıkardık. Bugün çırak ve kalfa sayısı 510 bin, 2022’nin sonunda 1 milyona çıkaracağız. ‘Çırak, kalfa bulamıyorum.’ retoriğini sanayicilerle birlikte tarihe gömeceğiz.” İSO SANAYİ43KAPAK 70. Yıl Gala “MESLEKİ EĞİTİMDE YENİ HİKAYELER YAZACAĞIZ” Mesleki eğitimde yeni hikayeler yazacaklarını söyleyen Özer, en kritik konulardan birinin çözüm üretmemiz gereken bir kitlenin olduğunu belirtti. Mesleki eğitim merkezinde bu kitleyi mesleki eğitimle buluşturup yepyeni bir açılım yaparak 2023’te OECD ortalamasını yakalayacaklarını kaydeden Özer, “Biz el ele verdiğimiz zaman, bu güzel ülkede çözemeyeceğimiz hiçbir problem olmadığına inanıyoruz. Yeter ki samimi bir şekilde el ele verelim. Yeter ki samimi bir şekilde birbirimize destek olalım, sırt verelim ve beraber yürüyelim. O yürümede ortaya çıkan hikayeleri ben inanıyorum ki yeni başarı hikayeleriyle taçlandıracağız. Ben onun için bugün burada olmayı çok istedim. Sizlere teşekkür etmek için sizlerle beraber yol yürüdüğüm için mutluluğumu ifade etmek için buraya geldim” diye konuştu. İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay: “HERKES İÇİN FIRSATLAR YARATMAK, ŞİMDİ HER ZAMANKİNDEN DAHA KRİTİK HALE GELDİ” İstanbul Sanayi Odası Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay, İSO’nun 70’inci kuruluş yılı gala gecesinde, İSO’nun kuruluş yıl dönümünü kutlayarak sözlerine başladı. İSO’nun ve sanayinin geleceği için toplantı alanından ayrılırken herkesin belleklerinde “Yarına nasıl bir hikaye bırakacağız?” sorusu ile ayrılmasını istediklerini söyleyen Okyay, “Pandemi dönemi küresel kırılganlıklarımızı daha belirgin hale getirdi. İklim değişikliğinin tetiklediği afetler, kıtlık, gıda temini, enerji krizi gibi çok daha büyük sistemik etkiler yaratacak krizler kapımızda” dedi. Okyay, meydana gelen dalgalanmanın başta tedarik zinciri arzı olmak üzere farklı sektörlerde her gün mücadelesini verdikleri farklı sonuçların doğduğunu kaydetti. Bugün bu meseleleri masaya yatırmanın ve çözüm önerilerinin konuşulacağı bir gün olmadığına anlatan Okyay, aylık meclis toplantılarında, komitelerde, kongrelerde bu konuların konuşulduğunu ve sanayici perspektifini her ortamda savunduklarını bildirdi. “KAPSAYICI BÜYÜME GÖZ ARDI EDİLİYOR” Okyay, konuşmasında kendi perspektifinden yarına nasıl bir hikâye bırakmak istediğini şöyle anlattı: “Kapsayıcı büyümenin ‘rehber ilke’ olması gerektiğine içtenlikle inanıyorum. Maalesef gittikçe daha fazla insan, küreselleşme ve teknolojinin yarattığı muazzam zenginlikten yararlanamayarak zaman içinde geride bırakılıyor. Herkes için fırsatlar yaratmak şimdi her zamankinden 44TEMMUZ 2022daha kritik hale geldi. İşin gerçeği şu ki; bugünün dünyasında değişen şartlara uyum sağlamayı öğrenen, yeni düşüncelere kapısı açık, cesur davranan, ekosistemleri koruyan, sosyal adalet, çeşitlilik ve kapsayıcılık gibi değerlere önem veren daha fazla işletmeye ihtiyaç var. Sanayi kuruluşlarımızı birer hizmet; topluma, geleceğimize karşı verilmiş bir taahhüt olarak görmeye başlamalı, ekonominin bir amacı olduğu fikrini içselleştirmeliyiz. Değer zinciri boyunca gerçekleştirilen eylemler için sorumluluk almak, uzun vadeli iş başarısının anahtarı, sistemsel dönüşümün de önkoşuludur. Bugün en çok yenileyici ve adil bir zihniyet benimsemeye ihtiyacımız var. Sistemi dönüştürmek için ilk şart, tıpkı bir ayna tutar gibi sistemin kendini görmesini sağlamanız ve önce zihin yapısını dönüştürmektir. Geleceğe yönelik bütüncül bir dönüşümün gerçekleşebilmesi için, topluluk olmaya dair yaklaşımları da gözden geçirmeli ve daha iyi tanımlar yapmalıyız. Önümüzdeki birkaç 10 yılda insanları yoksulluktan kurtarmak, yaşam standartlarını yükseltmek, kültürler arası etkileşimi ve hoş görüyü artırmak ve İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay İSO SANAYİ45KAPAK 70. Yıl Gala sosyal ilerlemeyi sağlamak için küreselleşmeyi yeniden daha adil bir düzen için kurgulayamaz mıyız? Kanımca insanlığın 21’inci yüzyılın ikilemi bu olacak! Ama her birimizin yarına bırakmak istediğimiz hikaye de bu olmalı diye düşünüyorum!” “SANAYİCİ OLMANIN YANI SIRA FİKİR ÖNDERİ OLMAYI MİSYON EDİNDİK” İSO’nun çatısı altında geçen 70 yılda bugüne kadar sadece üretmek, istihdam oluşturmak ve ihracat yapmakla yetinmediklerini vurgulayan Okyay, her daim çözüm üretmek için sorunları ortaya koymaya sorgulamaya ve çözüme de odaklandıklarını belirtti. Sanayici olmanın yanı sıra fikir önderi olmak gibi de bir misyonlarının olduğunu kaydeden Okyay, her yıl gerçekleştirdikleri sanayi kongrelerine bakıldığında, kah 21’inci yüzyılla büyük yüzleşmeye soyunduklarını kah geleceği birlikte kuralım diye çağrıda bulunduklarını ifade etti. Türkiye’nin orta gelir tuzağından kurtulabilmesi için hukuk temelli yapısal reformlar gerçekleştirmeye ihtiyacı olduğunu ifade ettiklerini söyledi. 46TEMMUZ 2022“AKILLI VE PARLAK GENÇLERE İHTİYACIMIZ VAR” Türkiye’yi arzu edilen noktaya taşıyabilmenin, iyi yetişmiş, iyi eğitim almış, akıllı ve parlak gençlerin elinde olduğuna vurgu yapan Okyay, onlara daha iyi bir gelecek sunmak için çabalamak gerektiğini bildirdi. Bunun içinde günceli doğru okumamız gerektiğine dikkat çeken Okyay, “Şu an küresel ekonomi ve ticarette statükonun değiştirilip yeniden dizayn edilme çabalarına tanık oluyoruz. Yeni denge modeli denilen bu süreçte üç temel kavram öne çıkıyor. Bunlar lokalleşme, ürün değil deneyime odaklı iş modeli ve küresel düşünerek aynı zamanda yerel hareket edebilme adaptasyon yetisidir. Bu üç kavrama da en iyi uyum sağlayabilecek ülkelerin başında aslında kanımca Türkiye geliyor” dedi. Okyay, Türkiye’nin geleceğini kurumsal bağımsızlık, etkin çalışan bir hukuk sistemi, hesap verebilirlik, sosyal boyutu ihmal edilmemiş serbest piyasa kurallarına saygılı ve öngörülebilir politikalar bütününün getireceği güven ortamı, rekabetçi üretim yapısına geçiş ve yenilikçi eğitimde gördüğünü söyledi. Bir yıl kongrelerinin ana temasını “yerlilik” üzerine kurguladıklarını, diğer bir yıl “Başka Türlü Mümkün” diyerek sürdürülebilir geleceğe ilişkin görüşlerini açıkladıklarını kaydeden Okyay, “Bir Çin atasözü diyor ki, ‘Değişim rüzgârları esince, bazıları duvar örer, bazıları yel değirmeni yapar.’ Biz hiçbir zaman duvar örenlerden olmadık! Buna özen gösterdik! Yel değirmenleri yaptık ki, üretelim, üretmenin hazzını yaşayalım, daha da önemlisi insanlarımıza, çalışanlarımıza ve tabii ki dünyaya daha fazla değer katalım. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da aynı anlayışla devam etmekte kararlıyız” diye konuştu. İSO SANAYİ47Next >