< PreviousYENİ ZELANDA İÇİN ÜLKE GÜNÜ DÜZENLENDİ ASYA PASİFİK’İN ÖNDE GELEN EKONOMİLERİNDEN kültürel gelişmesine katkıda bulunduğuna değinen Çökmez, Yeni Zelanda’nın 5,1 milyonluk nüfusu ve ana pazarlara olan uzaklığına rağmen 2021 yılında 247 milyar dolar Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) ile Asya Pasifik’in en büyük ekonomilerinden biri olduğuna vurgu yaptı. Türkiye ve Yeni Zelanda arasındaki ticari ilişkilerin son yıllarda ivme kazanmış olmasına rağmen henüz gerçek potansiyeline ulaşamadığının altını çizen Çökmez, “2021 yılında, Türkiye Yeni Zelanda’dan 33 milyon dolar ithalat gerçekleştirirken, Yeni Zelanda’ya ihracatımız 161 milyon dolar civarında gerçekleşti” dedi. ÜNSAY: “YENİ ZELANDA YÜKSEK TEKNOLOJİSİYLE DİKKAT ÇEKİYOR” Seminerde bir konuşma yapan T.C. Wellington Büyükelçisi Ömür Ünsay, yaşanan pandemi sürecinde ne yazık ki iki ülke arasında temasların azaldığını, ancak pandemi koşullarının normale dönmeye başlamasıyla İ stanbul Sanayi Odası (İSO), Asya Pasifik bölgesinin önemli ülkelerinden Yeni Zelanda’daki yatırım ve iş fırsatlarını Türk sanayici ve iş insanlarına tanıtabilmek amacıyla Yeni Zelanda Ülke Günü, Ticaret ve Yatırım Fırsatları Semineri düzenledi. Video konferans yöntemiyle yapılan ve İSO Yönetim Kurulu Üyesi Murat Çökmez’in ev sahipliğinde düzenlenen etkinliğe T.C. Wellington Büyükelçisi Ömür Ünsay, Yeni Zelanda Ankara Büyükelçisi Zoe Coulson-Sinclair, T.C. Ticaret Bakanlığı Asya Pasifik Bölgesi Daire Başkanı Çağatay Özden, Yeni Zelanda Ticaret ve Kalkınma Ajansı Türkiye Direktörü Gökşin Duman ve Yeni Zelanda Sustainable Business Council Direktörü Mike Burrell katıldı. Etkinliği bölgedeki fırsatları değerlendirmek isteyen çok sayıda sanayici ve iş insanı da izleyerek sorularına yanıt aradı. ÇÖKMEZ: “TİCARİ İLİŞKİLERDE İVME HIZLANIYOR” Etkinliğin açılışında konuşan İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Murat Çökmez, Çanakkale savaşlarının Türkiye ve Yeni Zelanda ilişkilerinin tarihsel zeminini oluşturan en önemli dönüm noktası olarak kabul edildiğini söyledi. Paylaşılan ortak tarihin, ikili ilişkilerin ticari, sosyal ve 26 ARALIK 2022İSO SANAYİ 27 hem üst düzey yetkililerin görüşmelerinin hem de turistik faaliyetlerin artacağını umduğunu söyledi. Yeni Zelanda’nın ekonomik yapısına değinen Ünsay, Yeni Zelanda’nın tarım ve hayvancılığın yanı sıra yüksek teknoloji ile sürdürülebilirlik alanlarında ivme kaydederek ön plana çıktığını belirtti. SINCLAIR: “YENİ ZELANDA GENÇ VE DİNAMİK BİR ÜLKE” Yeni Zelanda Ankara Büyükelçisi Zoe Coulson- Sinclair gerçekleştirdiği konuşmada, iki ülke arasındaki ticaret hacmini geliştirecek bu etkinlik için İSO’ya teşekkür ettiğini söyledi. Yeni Zelanda denilince akla ilk gelenin hayvancılık ve doğa güzellikleri olduğunu dile getiren Sinclair, buna karşılık oldukça şehirleşmiş, dinamik ve genç bir ülke olduklarının altını çizdi. Son yıllarda yüksek teknoloji alanında gerçekleşen atılımların, yüksek teknoloji üretimin önünü açtığına vurgu yapan Sinclair, hali hazırda yürürlükte olan serbest ticaret anlaşmalarını genişletmeyi hedeflediklerini belirtti. ÖZDEN: “İKİ ÜLKE ARASINDAKİ TİCARET DAR BİR BANDA SIKIŞMIŞ DURUMDA” Seminerde Türkiye ve Yeni Zelanda arasındaki ticari yapı hakkında bir sunum gerçekleştiren T.C. Ticaret Bakanlığı Asya Pasifik Bölgesi Daire Başkanı Çağatay Özden, iki ülke arasındaki ticaretin dar bir banda sıkışmış olduğunu söyledi. Özden, ancak pandemi sonrası bir toparlanma sürecinin yaşandığını ve bunun ileriki dönemlerde artacağını düşündüğünü belirtti. Özden, Yeni Zelanda’nın Türkiye ithalat ve ihracat payında gerilerde yer aldığını kaydetti. DUMAN: “YÜKSEK TEKNOLOJİK ÜRÜNLER ÖNE ÇIKIYOR” Seminerde konuşan Yeni Zelanda Ticaret ve Kalkınma Ajansı Ülke Müdürü Gökşin Duman, temel olarak görevlerinin Yeni Zelandalı firmaların Türkiye pazarında aktif bir rol üstlenebilmeleri ve Türk ortak bulabilmelerine destek olmak olduğunu söyledi. Duman, Yeni Zelanda’nın en büyük ihracat kaleminin tarımsal ve hayvansal ürünler olmasının yanında yüksek teknolojik ürünlerde de öne çıkmaya başladığının altını çizdi. BURRELL “SÜRDÜRÜLEBİLİRLİKTE İŞ BİRLİKLERİNE GİDİLEBİLİR” Yeni Zelanda Ülke Günü etkinliğinde konuşan Yeni Zelanda Sustainable Business Council Direktörü Mike Burrell, Yeni Zelandalı şirketlerin yüzde 80’nin üyeleri olduğunu ve özel sektör kaynaklı gayri safi milli hasılanın da yüzde 33’ünü temsil ettiklerini söyledi. Burrell, tüketicilerin ürün kalitesinin yanında şirketlerin sürdürülebilir iş yapış modellerine de önem verdiğini belirttti. Mike Burrell, Türkiye ve Yeni Zelanda arasında sürdürülebilirlik alanlarına çok ciddi iş birliklerine imza atılabileceğine inandığını belirtti. Yapılan konuşmaların ardından etkinlik, Yeni Zelanda’da İş Yapan Firmaların Deneyimlerini başlıklı panel ile devam etti. DEİK Türkiye-Yeni Zelanda İş Konseyi Başkanı Emin Hitay, Yeni Zelanda-Türkiye İş Konseyi Başkanı Robyn Galloway, Emke Mühendislik CEO’su Mehmet Emre Özcanlı ve Arçelik Global Marka Kıdemli Yönetim Direktörü Müge Gök düzenlenen panelde deneyimlerini dinleyicilere aktardı. Dinleyicilerden gelen sorular panelistler tarafından yanıtlanmasıyla etkinlik sona erdi. T.C. Wellington Büyükelçisi Ömür Ünsay İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Murat Çökmez T.C. Ticaret Bakanlığı Asya Pasifik Bölgesi Daire Başkanı Çağatay Özden Yeni Zelanda Ankara Büyükelçisi Zoe Coulson-Sinclair Yeni Zelanda Ticaret ve Kalkınma Ajansı Ülke Müdürü Gökşin Duman Yeni Zelanda Sustainable Business Council Direktörü Mike Burrell28 ARALIK 2022 enflasyonu sınırlayıcı etkide bulundu. Girdi talebindeki zayıflık aynı zamanda tedarikçi performansında da belirgin bir iyileşmeyi beraberinde getirdi. Nitekim teslimat sürelerindeki düşüş, Temmuz 2005 hariç olmak üzere anket tarihinin en belirgin düzeyinde gerçekleşti. Girdi maliyetlerindeki düşüş trendine paralel olarak nihai ürün fiyatları enflasyonu da hız kaybetti. Kasımda ürün fiyatlardaki artış güçlü olmakla birlikte ağustostan bu yana en düşük seviyesinde kaydedildi. Son olarak, iki aylık gerilemenin ardından istihdam kasımda yeniden artışa geçti. Öte yandan söz konusu artış oldukça sınırlı gerçekleşti. İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat PMI anket verileri hakkında değerlendirmede bulunan S&P Global Market Intelligence Ekonomi Direktörü Andrew Harker, şunları söyledi: “Küresel imalat sanayi talebindeki zayıflığın Türk E konomik büyümenin öncü göstergesi olan imalat sanayi performansında en hızlı ve güvenilir referans kabul edilen İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat PMI (Satın Alma Yöneticileri Endeksi) anketinin Kasım 2022 dönemi sonuçları açıklandı. Eşik değer olan 50,0’nin üzerinde ölçülen tüm rakamların sektörde iyileşmeye işaret ettiği anket sonuçlarına göre, ekim ayında 46,4 olan manşet PMI, kasımda 45,7’ye geriledi ve böylece üst üste dokuzuncu ay eşik değer 50’nin altında kaldı. Faaliyet koşullarında gözlenen bozulma, 2020 yılı başlarında yaşanan ilk Covid-19 dalgasından bu yana görülen en belirgin düzeyde gerçekleşti. Son PMI anketindeki en dikkat çekici gelişme, talebin hem iç hem de dış piyasalarda gösterdiği zayıflık oldu. Buna bağlı olarak toplam yeni siparişler ve yeni ihracat siparişleri son iki buçuk yılın en belirgin ivme kaybını sergiledi. Yeni ihracat siparişlerinde talep düşüşünün ana kaynağı olarak ABD ve Avrupa ön plana çıktı. Firmalar, imalat sanayi üretimindeki yavaşlamada ana ihracat pazarlarındaki talep yetersizliğinin etkili olduğunu bildirdi. Üretimdeki yavaşlama eğilimi 12’nci aya ulaştı. Kasımda girdi maliyetleri enflasyonu keskin yavaşlama kaydetti ve girdi fiyatlarındaki artış son üç yılın en düşük hızında gerçekleşti. Ham madde fiyatlarındaki yükseliş ve liradaki değer kaybı, maliyetlerin artmasında etkili olurken düşük girdi talebi ise MAKRO İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat PMI İSO TÜRKİYE İMALAT PMI’I KASIM AYINDA 45,7 OLDUİSO SANAYİ 29 imalatçıları açısından yol açtığı zorluklarla birlikte kasım ayında üretim ve yeni siparişler yavaşlama kaydetti. Öte yandan, girdi talebindeki düşüş firmaların bir süredir karşı karşıya olduğu bazı güçlüklerin de hafiflemesini sağladı. Özellikle girdi maliyetleri enflasyonunun son üç yılın en düşük düzeyine gerilemesi dikkat çekti. Tedarikçilerin teslimat sürelerinde ise 2005 yılına uzanan anket tarihinin en sert ikinci düşüşü yaşandı.” TAKİP EDİLEN 10 SEKTÖRÜN İKİSİNDE ÜRETİM GENİŞLEDİ İstanbul Sanayi Odası Türkiye Sektörel PMI raporu kasımda yılın son çeyreğinin ortası itibarıyla birçok sektörde zorlu koşulların sürdüğüne işaret etti. Anket kapsamında izlenen 10 sektörden sadece giyim ve deri ürünleri ile kara ve deniz taşıtları sektörleri kasım ayında üretim artışı kaydetti. En keskin yavaşlama ise yine tekstil sektöründe gerçekleşti. Talep koşullarında süregelen zorluklara bağlı olarak yeni siparişlerde de benzer bir tablo gözlendi. Küresel ekonomideki zayıflık yeni ihracat siparişlerinin genel çapta yavaşlamasına yol açtı. Dış talebin arttığı tek sektör kara ve deniz taşıtları oldu. İstihdama ilişkin eğilimlerin karmaşık seyrettiği kasım ayında beş sektörde artış, beş sektörde düşüş gerçekleşti. En hızlı istihdam artışı kara ve deniz taşıtlarında, en belirgin düşüş ise tekstil ürünlerinde kaydedildi. Girdi maliyetlerinin 10 sektörün tamamında artmaya devam etmesine rağmen enflasyonda genele yayılı bir yavaşlama gözlendi. Girdi fiyatlarındaki en hızlı artış elektrikli ve elektronik ürünler sektöründe gerçekleşti, ancak bu sektörde de artış hızı 34 ayın en düşük seviyesine geriledi. Girdi maliyetlerinde en yavaş artış ise ana metal sanayinde yaşandı. Maliyet baskılarının göreli olarak hafiflemesiyle birlikte ana metal imalatçılarının satış fiyatları kasım ayında hemen hemen değişmedi. Fiyatlar diğer sektörlerde artmaya devam etse de artışlar ekim ayına göre genellikle daha düşük oranlarda gerçekleşti. Nihai ürün fiyatlarında en hızlı artış kara ve deniz taşıtları sektöründe ölçüldü. Tedarik zincirlerindeki iyileşme belirtileri kasım ayında daha da yaygın hale geldi. Takip edilen 10 sektörün altısında teslimat süreleri azaldı. Hem ana metal sanayi hem de metalik olmayan mineral ürünler sektörlerinde tedarikçi performansı anketin başladığı Ocak 2016’dan bu yana en güçlü iyileşmeyi kaydetti. Yeni siparişlerdeki yavaşlamaya bağlı olarak çoğu sektörde nihai ürün stokları artış gösterirken en belirgin yükseliş metalik olmayan mineral ürünler sektöründe yaşandı.30 ARALIK 2022 MAKRO İstanbul Sanayi Odası Dünya İmalat PMI İ stanbul Sanayi Odası (İSO) Küresel İmalat Satınalma Yöneticileri Endeksi® (PMI) ekimde 0,4 puan düşüşle 49,4’e gerileyerek son 28 ayın en düşük değerini aldı. Özellikle ara mal talebindeki gerilemenin etkisiyle, salgının ilk ayları hariç yaklaşık 11 yılın en sert KÜRESEL İMALAT PMI’I EKİM AYINDA 49,4 OLARAK GERÇEKLEŞTİ üretim daralması yaşandı ve böylece üretimdeki düşüş eğilimi üçüncü aya ulaştı. Siparişlerde düşüş belirginleşirken istihdam artışı yavaşladı. İmalat PMI hesaplanan 31 ulusal ekonomiden 17’sinde faaliyet koşulları kötüleşti ve bunlardan 14’ünde eylül ayına göre bozulma derinleşti.32 ARALIK 2022 aktivite sadece Birleşik Arap Emirlikleri’nde artış kaydetti. Bu ülkede petrol dışı üretim güçlü şekilde arttı ve büyüme eylül ayına göre ivme kazandı. Diğer Orta Doğu ülkelerine bakıldığında, ekonomik aktivite Suudi Arabistan ve Katar’da artış gösterirken Lübnan ve Mısır’da yavaşladı. Anket kapsamında takip edilen pazarlar arasında en sert daralma Tayvan’da gerçekleşti. Dünya genelindeki talep zayıflaması nedeniyle bu ülkede küresel finans krizinden bu yana en hızlı üretim düşüşlerinden biri yaşandı. Çin, Güney Kore ve Malezya da yılın son çeyreğine daha olumsuz talep koşulları ile başlangıç yapan Asya ekonomileri arasında yer aldı. Çin dışındaki BRIC ekonomilerinde ise birbirinden farklı eğilimler gözlendi. Ekonomik aktivite Brezilya ve Hindistan’da artarken Rusya’da düşüş kaydetti. İstanbul Sanayi Odası Türkiye İhracat İklimi Endeksi hakkında değerlendirmede bulunan S&P Global Market Intelligence Ekonomi Direktörü Andrew Harker, şunları söyledi: “Türk imalat sektörüne yönelik İhracat İklimi Endeksi anketi kapsamındaki ana ihracat pazarları arasında sadece BAE’nin büyüme bölgesinde kalması, küresel ekonomideki yavaşlamanın geniş çaplı olduğunu açık bir şekilde ortaya koyuyor. Mevcut eğilimler, imalatçıların en azından 2022’nin geri kalan kısmında ihracat pazarlarından yeni sipariş almakta zorlanmaya devam edeceğini gösteriyor.” T ürkiye imalat sektörünün ana ihracat pazarlarındaki faaliyet koşullarını ölçen İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi’nin Ekim 2022 dönemi sonuçları açıklandı. Endekste eşik değer olan 50,0’nin üzerinde ölçülen tüm rakamlar ihracat ikliminde iyileşmeye, 50’nin altındaki değerler ise bozulmaya işaret ediyor. Eylülde 48,8 olan İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi ekimde 47,9’a geriledi. Böylece ihracat pazarlarında talep koşulları art arda üç ay zayıflarken ekimdeki bozulma Covid-19 salgınının ilk dalgasının yaşanmakta olduğu Haziran 2020’den bu yana en yüksek oranda gerçekleşti. ALMANYA’DA EKİMDE DAHA BELİRGİN DARALMA YAŞANDI Ekim ayında Türk imalatçılarının ana ihracat pazarlarında talep zayıflığı genele yayılı bir görünüm sergiledi. Avrupa’da, Türk imalatçılarının en büyük ihracat pazarı olan Almanya’nın üretimi üst üste dördüncü ay geriledi ve düşüş eylül ayına göre hızlandı. Birleşik Krallık, İtalya, İspanya, Hollanda, Avusturya, Yunanistan, Polonya ve Çek Cumhuriyeti’nde de ekonomik aktivite daha yüksek oranda küçüldü. Fransa’da ise üretim bir önceki anket döneminde kaydedilen artışın ardından hafif düşüş kaydetti. Türk imalat sanayi ihracatından yaklaşık yüzde 7 pay alan ABD’de daralma ekim ayında da devam etti. Üretimdeki düşüş, eğilim olarak dördüncü aya ulaştı ve eylüle göre daha yüksek oranda gerçekleşti. Kanada’da imalat sanayi üretimi bir önceki aya göre daha belirgin yavaşlarken Meksika’da ise düşüş hız kesti. EN BÜYÜK 18 İHRACAT PAZARINDA SADECE BAE’DE ARTIŞ OLDU En büyük 18 ihracat pazarı içinde ekonomik MAKRO İstanbul Sanayi Odası Türkiye İhracat İklimi Endeksi İSO TÜRKİYE İHRACAT İKLİMİ ENDEKSİ EKİMDE 47,9 OLDUSürdürülebilir sanayinin dijital adresi İSO Yeşil Blog... www.isoyesilblog.com34ARALIK 2022 MAKRO GÜNDEM Y ılın ilk yarısındaki yüzde 7,6’lık performansının ardından Türkiye ekonomisinin yıllık büyüme oranı üçüncü çeyrekte yüzde 3,9’a geriledi. Bu veri yüzde 4-4,5 aralığındaki piyasa beklentilerinin hafif altında kaldı. Bir önceki çeyreğe göre kıyaslanan takvim ve mevsim etkilerinden arındırılmış gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) ise ikinci çeyrekteki yüzde 1,9’luk büyümenin ardından üçüncü çeyrekte yüzde 0,1 daraldı. Böylece, pandeminin damga vurduğu 2020 ikinci çeyreği hariç, yaklaşık dört yılın ilk küçülmesi yaşandı. Büyümenin ivme kaybetmesinde belirleyici etken, küre- sel ekonomideki zayıflama sonucu dış talebin güç kay- betmesidir. Üçüncü çeyrekte ihracat bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,1 daralırken ithalat yüzde 6 artışla ivme kazandı. Böylece net dış talep çeyreklik bazda GSYH’ye 2,3 puanlık daraltıcı etki yaparak, yıllık büyümeye katkı- sı ise ikinci çeyrekte 3,8 puan iken üçüncü çeyrekte 0,7 puana geriledi. Küresel ekonomideki zayıflamaya karşın, iç talepteki güçlü seyir büyümede çok daha olumsuz bir görünümün ortaya çıkmasını engelledi. Hane halkı tüketimi özellikle dayanıklı ve yarı-dayanıklı mal talebinin belirleyiciliği altında yıllık yüzde 19,9 artış kaydederek büyümeye 10,8 puan pozitif katkı sağladı. İkinci çeyreğe göre de yüzde 3,9 artan özel tüketim, GSYH’deki çeyreklik daralmayı 2 puan sınırladı. İç talep tarafında dikkat çeken bir diğer olgu da devletin nihai tüketim harcamalarının büyümeye artan deste- ğidir. Bu harcamalar, üçüncü çeyrekte yüzde 8,5 ile 4 yıldan uzun bir dönemin en güçlü yıllık artışını göstere- rek büyümeye 1,1 puan katkı sağladı. Bir önceki çeyreğe göre yüzde 11,7’lik sıçrama kaydeden kamu harcamala- rı, görece küçük payına rağmen GSYH’yi 1,5 puan arttırıcı etki yaptı. 2022’nin ilk yarısında yıllık yüzde 4,6 artan yatırım harcamaları üçüncü çeyrekte yüzde 1,3 azaldı. Bu kapsamda makine-teçhizat yatırımları yüzde 14,3 artışla güçlü pozitif ayrışmasını sürdürürken inşaat yatırımla- rında küçülme eğilimi hızlandı ve yüzde 19,9 düşüş yaşandı. Dönemsel karşılaştır- mada ise toplam yatırım harcamaları yüzde 2,3 azalarak GSYH’yi 0,4 puan daraltıcı etki yaptı. Detaylarda, ikinci çeyreğe kıyasla in- şaat yatırımlarının yanı sıra makine-teçhi- zat yatırımlarının da zayıfladığı görülüyor. Üretim yönünden bakıldığında, dış ko- şullardaki bozulmayla tutarlı bir şekilde sanayi sektörünün büyümedeki yavaşla- mada etkili olduğu izleniyor. 2022’nin ilk yarısında yıllık yüzde 8 olan sanayi büyü- me hızı (imalat sanayi: yüzde 8,6), üçüncü çeyrekte sert bir yavaşlamayla yüzde 0,3’e (imalat sanayi: yüzde 1,7) düştü. Bir önceki çeyreğe göre ise, sanayi sektörü iki yıllık genişleme trendinin ardından yüzde 2,2 (imalat: -yüzde 1,8) daralma kaydetti. Diğer yandan sanayinin GSYH içerisindeki payı 2021 üçüncü çeyreğinde yüzde 24,2 iken 2022’nin aynı döneminde yüzde 25,1’e yük- seldi (imalat: yüzde 20,5’ten yüzde 20,4’e gerileme). Diğer sektörlere bakıldığında ise, yılın ilk yarısında yüzde 2,4 küçülen tarım üçüncü Üçüncü çeyrekte GSYH yıllık bazda yüzde 3,9 büyürken, ikinci çeyreğe göre ise yüzde 0,1 daraldı. Güçlü tüketim ve hızlanan kamu harcamaları büyümeyi sürükledi. Dış talebin etkisi ise zayıfladı. TÜRKİYE EKONOMİSİ ÜÇÜNCÜ ÇEYREKTE YÜZDE 3,9 BÜYÜDÜİSO SANAYİ35 çeyrekte yüzde 1,1 büyüme sağladı. Sektörün çeyreklik bü- yüzde 1,3’e yükseldi. Hizmet sektörü yüzde 6,9’luk büyümesi- ne rağmen hem yılın ilk yarısındaki yüzde 16,9’luk büyüme performansının altında kaldı hem de ikinci çeyreğe göre yüzde 0,8 küçüldü. Daralmanın daha da derinleştiği inşaat ise üçüncü çeyrekte yıllık bazda yüzde 14,1, bir önceki çeyreğe göre yüzde 5,8 küçüldü. Özetle, üçüncü çeyrek verileri ekonomik aktivitedeki ivme kaybı beklentilerini doğruluyor. İSO İmalat PMI gibi öncü göstergeler, son çeyrekte yavaşlamanın dış talebe bağlı ola- rak daha da belirginleşebileceğini gösteriyor. Ancak genel beklenti, güçlü ilk yarı performansı sayesinde büyümenin 2022’yi Orta Vadeli Program’la uyumlu bir şekilde yüzde 5-yüzde 5,5 aralığında kapatacağı yönündedir. Önümüzdeki dönemde küresel resesyon baskılarının dış ta- lep kanalıyla etkisini sürdürmesi bekleniyor. Olumlu küresel faktörler arasında ise para politikalarında sıkılaşma bek- lentilerinin kısmen yumuşaması, emtia fiyatlarındaki düşüş eğilimi ve tedarik zincirlerindeki iyileşme yer alıyor. Yaklaşan asgari ücret zammı ve seçimlere dönük olarak beklenen gevşek maliye politikası nedeniyle yurt içinde iç talebin canlılığını koruması ve bunun dış talepteki zayıflama- yı bir miktar telafi etmesi mümkün görünüyor. Öte yandan, finansmana erişimin büyüyen bir soruna dönüştüğü mevcut durumda, ücret artışları ile EYT düzenlemesinin yaratacağı güçlü maliyet baskıları reel sektör açısından kritik olacak. Küresel talep canlılığını yitirirken birçok ihracatçı firmanın iç pazara odaklanması da aşağı yönlü fiyat rekabeti nedeniyle kârlılığı olumsuz etkileyebilecek bir başka risk faktörü olarak öne çıkıyor. “Son dönemlerde sanayiden ve sa- nayi ihracatından güçlü bir şekil- de beslenen büyüme oranlarında, yurt dışı kaynaklı gelişmeler başta olmak üzere, farklı olumsuz neden- lerden kaynaklanan bir ivme kaybı olduğunu gözlemliyoruz. Bu ivme kaybını, özellikle İSO Türkiye İmalat PMI verilerinin son aylardaki belirgin düşüşünde de maalesef açıkça görüyoruz. Yine de açıklanan üçüncü çeyrek büyü- me verilerini Türkiye ekonomisinin dinamizminin bir göstergesi olarak değerlendirirken, nitelikli büyüme- nin korunması için, GSYH içinde sanayi büyümesinin payının arttı- rılması gerektiğinin altını çizmek isteriz. Ayrıca bu olumsuz dönemde bile, sanayimizin yatırım ihtiyacının ve sanayicimizin yatırım motivasyonu- nun hala oldukça yüksek olduğunu hatırlatmak istiyorum. Böylesine kıymetli bir iklim şansını ve fırsa- tını, ülkemizin geleceğine yönelik olarak olumlu değerlendirmemiz gerektiğini özellikle vurguluyorum.” -15 -10 -5 0 5 10 15 20 25 IIIIIIIVIIIIIIIVIIIIIIIVIIIIIIIVIIIIII 20182019202020212022 Gayri Safi Yurtiçi HasılaNext >