İhracat ve Sürdürülebilirlik

  • Arşiv

İki yıla yakın süredir yaşadığımız Covid-19 pandemisinin sonuçları ve son dönemlerde yaşadığımız doğal felaketler, insanlığın bilimin rehberliğine ne kadar çok ihtiyacı olduğunu bizlere acı bir şekilde gösteriyor. Örneğin şu Covid-19 ile mücadelemizi ele alalım. Pandeminin ilk günlerinde aşı insanlığın tek umuduydu. Nitekim bilim dünyası gecesini gündüzüne katarak insanlığa bir değil birkaç seçenek sunarak bu umudu boşa çıkarmadı. Bugün geldiğimiz noktada ise aşıya karşı adeta bir direnç oluşmuş durumda. Bilimi benzer sorunların çözümü noktasında en temel referans olarak alıyorsak; insanlığın canını, eğitimini, ekonomisini, sosyolojisini, psikolojisini böylesine olumsuz etkileyen bir konuda, aşıya karşı olan tutumu anlamak mümkün değil.

Sonuçta bugün ülke olarak toplum olarak yapmamız gereken şey, insanlığın bu süreçten en az hasarla ve hızlı şekilde çıkabilmesi için elimizdeki en koruyucu yöntem olan aşı gerçeğinde buluşmaktır. Biz İSO olarak bu konuda sorumluluğumuz gereği ciddi anlamda çalışmalar yapıyor ve sahip olduğumuz iletişim mecralarımızı en aktif şekilde kullanıyoruz. Dergimizde de geniş şekilde ele aldığımız gibi ülkemiz gündeminin bir başka üzüntü verici konularından birisi de son bir aydır yaşadığımız doğal felaketler. Ağustos ayının başından itibaren neredeyse güney sahillerimizi boydan boya saran orman yangınları yüzbinlerce hektar orman varlığımızı kül etti. Doğal hayatı yok etti. İnsanlarımızı evsiz bıraktı.

Yine ağustos ayının ortalarında büyük sel felaketlerine tanık olduk. Kastamonu’dan Sinop ve Rize’ye kadar yaşanan felaketlerin en büyüğü Kastamonu Bozkurt’taydı. Sel bu kentimizi adeta yok etti ve yüze yakın insanımız hayatını kaybetti. İSO yönetimi olarak bir grup meclis üyemiz ile birlikte Kastamonu’ya giderek felaketi yerinde inceleme fırsatımız da oldu. Ayrıntılarını dergimizde de görebileceğiniz gibi bazı manzaralara gerçekten de yürek dayanır gibi değildi. Sel felaketinden etkilenen tüm yurttaşlarımıza geçmiş olsun diyor, hayatını kaybeden vatandaşlarımıza da Allah’tan rahmet diliyorum.

Çevre, iklim krizi ve sürdürülebilirlik işte bu nedenle artık üzerinde en hassasiyetle durmamız gereken konular. İSO olarak bu konuları geçen yıldan bu yana temel vizyonumuz yapmamızın nedeni de bu. “İSO Sürdürülebilirlik Vizyonu” başlığında bir yıldır önemli çalışmalar yapıyoruz. Bu çalışmalarla hayatın her alanında olduğu gibi sanayide de çevreye duyarlı, sürdürülebilir bir üretim anlayışını hakim kılmaya çalışıyoruz. Bu bağlamda geçen ay İSO Yeşil Gündem Sohbetleri serisine de başladık. Ayrıntılarını ilerleyen sayfalarımızda okuyabileceğiniz gibi ilk toplantımızda bilim insanları ile orman yangınlarını ve çevresel felaketleri konuştuk. Gelecek günlerde bu sohbet serimizin devam edeceğini söylemek istiyorum.

Ağustos ayında meclis toplantımızın çok önemli bir konuğu vardı. Türk Eximbank Genel Müdürü Sayın Ali Güney ile “Nitelik ve Katma Değer Odaklı İhracatın Geliştirilmesi ve Sürdürülebilirliği İçin Türk Eximbank’ın Vizyonu, Sunduğu Desteklerin Çeşitlendirilmesi” konusunu konuştuk. İhracatta katma değeri yüksek ve rekabet edebilir ve sürdürülebilir üretim için sanayicimizin en güçlü paydaşlarından biri olan Tük Eximbank’ın geleceğe ilişkin mesajlarını ilgiyle okuyacağınızı düşünüyorum. Bu topraklarda bağımsız olarak yaşamamız açısından ülke olarak her yıl büyük bir gururla anımsadığımız ve kutladığımız 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın kıymetini çok iyi bilmeliyiz. Verdikleri büyük mücadelelerle bu toprakları bizlere vatan yapan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi bir kez daha saygı ve rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyorum.

Erdal Bahçıvan
İstanbul Sanayi Odası
Yönetim Kurulu Başkanı