İSO Meclisi, Covid-19 Gölgesinde 2020’yi Değerlendirdi, 2021 Hedeflerini Konuştu

  • Diğer Haberler
aralık-meclis-2020-02

İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) aralık ayı Meclis toplantısı, 23 Aralık 2020 tarihinde video konferans yöntemiyle yapıldı. İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay’ın başkanlığında yapılan İSO Meclisi’nin ana gündem maddesi “Covid-19 Gölgesinde 2020 Yılı Değerlendirmesi, 2021'e Bakış ve İSO Olarak Hedeflerimiz” oldu. Toplantıda Yönetim Kurulu tarafından hazırlanan 2021 bütçesi de görüşülerek Meclis Üyeleri tarafından onaylandı.

Meclis toplantısında konuşan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, birçok sektörün ham madde temininde yurt içi ve yurt dışından hem miktar hem de maliyet açısından büyük güçlük yaşadığına dikkat çekerek “Büyük uluslararası finansman fonları bu olumsuz gelişmede aktif rol oynuyor. Dünyada tedbir paketleri adıyla piyasaya sürülen kaynaklar, kontrolsüz bir şekilde kullanılarak ve hammadde fiyatlarında fırsatçılık yaparak spekülatif ve ölçüsüz kazançlara yol açıyor” dedi. 


İSO Yönetim Kurulu Başkanı
Erdal Bahçıvan

Bahçıvan şöyle devam etti: “Artık çok yıldızlı ama sanayinin payının, sanayinin katkısının düşük olduğu ve uzun vadede de Türkiye'ye bedel üreten büyüme modeliyle ilerleyemeyiz. Bunun yerine 2021 ve sonrası için daha dengeli ama sürdürülebilir ve sanayinin niteliğinden payını almış olan bir büyüme modelini oluşturmalıyız.”

Aralık ayı Meclis toplantısı İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay tarafından açıldı. Okyay özetle şunları söyledi:

“Aşı seferberliği ile dünya geneline temkinli bir iyimserlik yayılmaya başlamış olsa da İngiltere örneğinde olduğu gibi her an geriye gidiş, her an yeni bir içe kapanma korkusu yakamız bırakmıyor. Klasik kâr/zarar rakamlarıyla anlaşılması mümkün olmayan, yarattığı sonuçlar itibariyle çok önemli bir yılı geride bırakıyoruz. Cari açığın, yüksek faizin, enflasyonun, işsizliğin çok ötesinde argümanlarla anlamlandırabileceğimiz bir büyük resim var önümüzde. Milenyumun üçüncü 10 yılı başlarken dünya bambaşka bir eksene oturuyor. Dünya, küresel krizle hızlanan bir ivmeyle son 15 yıldır Eşitsizliklerin arttığı, Üretkenlik artışının azaldığı, ve demokrasinin gerilediği bir dönemi yaşıyor.


İSO Meclis Başkanı
Zeynep Bodur Okyay

Otomasyonun yarattığı iş kaybı, artık açılan yeni işlerle dengelenmiyor. Öte yandan otomasyon, bütün insanlığı besleyecek bir refah artışı da ortaya koyamıyor. Dünyada toplam faktör verimliliği son 10 yıldır artmıyor. Yer küre verimsiz büyüyor. Ve Freedom House verilerine göre 2006’dan bu yana demokrasinin gerilediği ülke sayısı, demokrasinin yükseldiği ülke sayısını geçti. 

Covid-19’la birlikte otomasyon ve yapay zeka yatırımlarının hızlanan bir ivmeyle artacağı anlaşılıyor. Amerika’da yapılan bir araştırma, şirketlerin yüzde 75’inin Covid-19 nedeniyle otomasyon yatırımlarını artırma kararı aldığını gösteriyor. Ekonomist Daron Acemoğlu, Türkiye’de ise otomasyonun eşitsizlikleri artırma etkisinin gelecek 10 yılda kendini daha net göstereceğini savunuyor. Sanayinin, zor zamanların sektörü olduğunu pandemi döneminde bir kez daha yaşayıp gördük. Bu sektörü güçlü tutmak, üretim ekonomisinin önündeki engelleri kaldırmak, sürtünme katsayısını azaltmak; dönüşen dünyada sağlam bir yerimiz olmasını sağlayabilir.”

İSO Meclis Başkanı Okyay, konuşmasının ardından sözü İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’a bıraktı. Bahçıvan, Türkiye’nin her şeyden önce yeni bir büyüme modeli konusunda bu pandemi sürecinin bitimiyle beraber çok daha güçlü ve stratejik bir karar vermesi gerektiğini söyledi. Bahçıvan, yıllardan beri büyümenin oranından daha çok, büyümenin kalitesi gerçeğinin önemine değindi. 

Artık çok yıldızlı ama sanayinin payının, sanayinin katkısının düşük olduğu ve uzun vadede de Türkiye'ye bedel üreten büyüme modeliyle ilerleyemeyeceklerini belirten Bahçıvan, bunun yerine daha dengeli ama sürdürülebilir ve sanayinin niteliğinden payını almış olan bir büyüme modelini oluşturmaları gerektiğini dile getirdi. Bahçıvan, 2021 ve sonrası için böyle bir modelin Türkiye açısından çok daha doğru olacağını düşündüklerini ekledi.

Onun için dar kesitli büyüme oranları üzerinden konuşmak yerine 2021 sonrasında kaynakları doğru kullanarak Türkiye’yi temel sorunlarından kurtaracak olan bir büyüme stratejisi üzerinde durulması gerektiğini belirten Bahçıvan, gelecek adına yeni bir hikâye yazabilmek için yeni ve güçlü bir yatırım dönemine de ihtiyaç duyduklarını anlattı. Bu yatırım döneminin oluşabilmesi için de sanayiye dönük kaynakların daha doğru kullanılabilmesi adına yeni bir stratejik sürece girmeleri gerektiğine işaret eden Bahçıvan, “Türkiye’nin kaynak problemi yoktur, Türkiye’nin kaynakları doğru kullanma problemi vardır. Önümüzdeki aylarda, yıllarda, elimizdeki çok da bol olmayan kaynaklarımızı doğru yönlendirip onu sanayi adına doğru geliştirebilirsek, bu dönemde elimize geçmiş olan ekonomimizi bir üst lige çıkarma fırsatını da çok iyi kullanmış oluruz” dedi. 

Ülkeye finans kaynaklarının akışında da bir pozitif iklime dönülmesi gerektiğini vurgulayan Bahçıvan, çünkü geçmişte olduğu gibi 2021’de de en önemli konularının finansman olacağını belirtti. Finansmanın daha rahatlayabileceği, finansa daha rahat ulaşabilecekleri bir döneme yılın ikinci yarısına doğru ulaşabilirlerse herhalde yılın ikinci çeyreğinden sonra daha pozitif, 2020’yi tam unutturmasa bile kendilerine moral verecek olan bir senenin hayatlarına gireceğini dile getirdi. Bahçıvan, bunun için ölçülü bir iyimserliği korumaları gerektiğini belirterek gerçeklerin farkında olacaklarını ve iyimserliğin ölçüsünü de kaçırmayacaklarını anlattı.

Şu anda birçok sektörün üretimleri için gerekli ham maddeyi yurt içinden de yurtdışından da teminde hem miktar hem de maliyet açısından büyük güçlükler yaşadığına dikkat çeken Bahçıvan, “Özellikle uluslararası büyük finansman fonları bu olumsuz gelişmede aktif rol oynuyor. Dünyada tedbir paketleri adıyla piyasaya sürülen kaynaklar, gerçek hedeflerine ulaşmak yerine, kontrolsüz bir şekilde kullanılarak, hammadde fiyatlarında fırsatçılık yaparak spekülatif ve ölçüsüz kazançların ortaya çıkmasına yol açıyor. Bu olumsuz durum sanayi şirketlerimizin işletme sermaye ihtiyaçlarını artırırken maliyet enflasyonuna da neden oluyor. Bu konuyu önümüzdeki günlerde ele alacağız ve üreticilerle tedarikçileri sektörel bazda bir araya getireceğimiz toplantılarda bu önemli soruna çözüm arayışı içinde olacağız” şeklinde konuştu. 

Ardından İSO Meclis Üyeleri söz alarak ana gündem maddesi hakkındaki görüşlerini paylaştı.