İSO 12. Sanayi Kongresi’ne konuk konuşmacı olarak katılan Çin Hindistan Enstitüsü Kurucu Ortağı Haiyan Wang, Türk şirketlerinin bazılarının hakim oyuncular olduğunu dile getirerek “10 yıl sonra tekrar bu sahneye çıkarsam bu sayfanın Türk şirketleriyle dolacağını şimdiden görebiliyorum.” dedi.
Çin Hindistan Enstitüsü Kurucu Ortağı Haiyan Wang, 21.yüzyılla yüzleşmenin 21.yüzyılı tanımlayan teknoloji ve küreselleşme ile kucaklaşmak olduğunu söyledi. Wang, küreselleşmenin kaçınılmazlığının altını çizerek, hiç kimsenin bununla mücadele etmeye kalkışmaması gerektiğini belirtti.
Yapılabilecek tek şeyin küreselleşmeye akıllı bir yaklaşımda bulunmak olduğunu söyleyen Wang, aptal küreselleşmeyi yapmamak için nelerin yapılacağını anlattı.
Konuşmasında Türkiye’ye de değinen Wang, “Türkiye'nin yabancı yatırım stokuna baktığımızda Türkiye'ye gelenleri yüzde 70’inden fazlası Avrupa’dan geliyor. Ancak dışarı gidenlerin yüzde 15’i Avrupa’ya gidiyor. Şimdi bu zaman içinde değişebilir mi? Asya ile olan dış ticaretin şekli değişebilir mi tabi ki değişebilir. Çünkü küresel ekonomide de şekil değişikliği yaşanıyor. Türk şirketlerinin bazıları hakim oyuncular. 10 yıl sonra tekrar bu sahneye çıkarsam bu sayfanın Türk şirketleriyle dolacağını şimdiden görebiliyorum. Özellikle gelişen piyasalardan kişi akışı Avrupa’da 10 katına çıkmış durumda. Bunun başını Çin çekiyor. Yine 35 milyon turistin Türkiye'ye geldiğini söyleyebiliriz. Ancak bunların arasında Asyalı sayısı çok az.
Asyalılar henüz bu güzelliği keşfetmemiş bulunuyorlar. Sizin nasıl hazineler sunduğunuzu bilmiyorlar. Öğrenirlerse akın akın geleceklerdir. Özet olarak bütün trendler teknoloji, ticaret, sermaye, insan akışından bilgi akışına kadar her bir noktaya baktığımızda sadece çok kutuplu değil çok da daha bütünleşmiş bir manzara görüyoruz. Küresel ortam bu hale geldiğine göre bunun ülkeler açısından anlamı nedir. Hangi ülkeler küresel ekonomilerde ne yapacak. Türkiye'nin çok iyi bir konumu var. Ancak bu konum yalıtılmış değil tamamen entegre olmuş bir konum olduğu için iyi. Yumuşak güç yetenekleri olan bir ülke Türkiye. Ne Amerika ne hatta Çin bir hegemonya gücü gibi davranmıyor artık. Artık kazanan ülkeler koalisyon kuran ülkelerdir.
Liderlerinin işbirliğine açık olduğu eşgüdüme açık olduğu ülkelerdir bu yumuşak güç yeteneği olan ülkeler sadece yurtiçinde istikrarı sağlamazlar. Yurtdışında komşularla da istikrar sağlarlar. Demografi önemli. Ancak Hindistan gibi Türkiye gibi genç nüfuslar bir güç oldukları kadar bir yük de olabilirler. Eğer eğitimleri yetersizse eğer istihdam imkanları azsa özel sektör büyümüyorsa ülkeyi zorlarlar. Gayri safi yurtiçi hasılanın eğitime baktığımızda Finlandiya gibi ülkeler yüzde 6 harcıyorlar. Güney Kore brezilya yüzde 8 harcıyor. Türkiye'ye baktığımızda yaklaşık yüzde 2.9’da kalıyor.”