< Previous78 TEMMUZ 2020 MESKOM 35. Grup Elif Derya Elmas Meslek Komitesi Üyesi BURSEV PLASTİK VE DIŞ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ Celal Altan Meslek Komitesi Üyesi ALTAN PLASTİK SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ Ev ve mutfak gereçleri sanayicileri olarak, tüm dünyayı saran Covid-19 salgınıyla beraber insanların tüketici alışkanlıklarında değişimler gözlemekteyiz. #hayatevesığar, #evdekal sloganlarıyla ev yaşamında geçen zamanın artırılması, kullanılan ev ve mutfak gereçleri ihtiyaçlarının da artmasına yol açtı. Bu durum sektörümüz için eskiye göre pazar payının büyüyeceğini gösteriyor. Nitekim haziran ayı ile başlayan satışlarımız, yeni dönem için umut vaad ediyor. Satışlarımızın artacağının öngörüldüğü bu dönemde biz sanayicilerin belini büken faktör ise elektrik faturalarının pahalılığı ve farklı bölgelerdeki fiyat dengesizliğidir. Organize sanayi bölgesinde olmayan sanayicilerimize uygulanan farklı tarife haksız rekabeti doğuruyor. İhracat açığı vermeyen sektörümüz için, elektrik faturalarındaki düzenleme biz sanayicilerin hem iç pazarda hem dış pazarda önünü açacak, satışlarımızı artış yönünde ivmelendirecektir. Mensubu bulunduğumuz Plastik Hammaddeler ve Enjeksiyon Mamulleri Sanayi ile ilgili plastik sektörümüzde 10 binin üzerinde, küçük ve büyük çapta KOBİ niteliğinde firmalarımız mevcut. 10 milyon tona yakın üretim potansiyeline sahip olan sektör, 12 milyar dolara ulaşan ihracat gerçekleştirebildi. Ham madde olarak yüzde 80’den fazlası ithal olan bu ham maddelerin üretimi ile ilgili alt yapılarının Kalite Yönetim Standartlarına uygunluğu çok önemli. Covid-19 virüsü ve sonrası yeni normal dönemde teknolojik olarak geri kalmış üretim tesislerimizin, bilhassa ihracattaki sistematik aksaklıkların olabileceğine dikkat çekmek isterim. Üretim, müşteri istekleri, lojistik zamanında teslimat vs. zincir halkalarını koparmadan izlenebilir olması önem taşıyor. Rekabetçi, zamanında teslimat, müşteri ilişkileri ve memnuniyetleri olmazsa olmaz konumda değerlendirilmeli. Endüstri 4.0, AR-GE, inovasyon, verimlilik, dijitalleşme, izlenebilirlik, IT, internet, akıllı sistemler, otomasyon ve robotlar yeni normal dönemde önem kazanacak. Mustafa Kemal Albayrak Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı ALBAYRAK MELAMİN PLASTİK İMALATI SANAYİ VE TİCARET COVID-19’un etkisiyle tüm dünya ticaretinde bir yavaşlama olduğu aşikar. Satışların ciddi bir şekilde düştüğü bu gibi dönemlerde bir “B Planı”na sahip olmak çok önemli. Farklı kategorilerde üretim yapan firmalarımız, uzun vadeli bir planla durumu eşleştirdiğinde süreci hem çok daha hızlı hem de çok daha verimli atlatabilirler. Örnek vermek gerekirse Albayrak Melamin&Plastik olarak biz hem ev ve mutfak gurubunda hem de endüstriyel mutfak gurubunda ürünler üretmekteyiz. Tüm kafe, restoran ve eğlence merkezleri gibi yerlerin kapanması endüstriyel mutfak ürünleri pazarında ciddi bir daralmaya sebep olurken, toplumun karantina sürecinde hayatı eve sığdırması ev ve mutfak eşyaları pazarında aynı daralmayı göstermemesine sebep oldu. İlerleyen dönemler için de hem firmamızın hem de sektörümüzün öngörüsü, ibreyi daha da yukarı kaldıracağıdır.T ürkiye ve dünya bugün zorlu bir sınavdan geçiyor. Covid-19 ezberlerimizi bozarak mevcut düzenimizi değiştirdi. Ülke olarak şu anda virüsle mücadele konusunda başarılı görünüyoruz. Ancak bundan sonrası için bizi neler beklediğine dair sorgulamalarımız sürüyor. Bugün yaşadığımız dünyayı tanımlayabileceğimiz kelimelerin en başında değişim geliyor. Her an büyük değişimlere gebe bir çağda yaşıyoruz. Bu anlamda birey ve ülke olarak her türlü değişime hazır olmalıyız. Öncelikle risk planı yapmalıyız; bireysel olabilir, işletmeler boyutunda da olabilir. Makro boyutta ülke olarak ve hatta küresel boyutta risk planları yapılmalı. Ayrıca kriz yönetimine dair hazırlıklı olmalıyız; risk planımızda yer alan her türlü risk için alternatifli planlarımız olmalı. Son olarak kendi kendimize yeterli olmalıyız; Koronavirüs gerçeği bize bir kez daha kendi kendine yeterli olmanın önemini gösterdi. Ülke olarak sağlık alt yapısı yeterli olmayanlar, yerli ve milli üretimi olmayanlar maalesef daha yüksek ölüm oranlarının yaşandığı ülkeler oldu. Yerli ve milli üretimi gerçekleştirmek uzun süredir Bakanlığımızın gündeminde yer alıyor. Günümüzün rekabet ortamında kendi kendine yeteri olmak büyük önem taşıyor. YERLİ VE MİLLİ ÜRETİM ÜLKE EKONOMİSİ İÇİN ŞART Makro boyutta baktığımızda; yerli ve milli üretimi gerçekleştirmek, ülke ekonomisini geleceğe hazırlamak için şarttır. İşletmeler teknoloji üretme yolunda teşvik edilmeli. Teknolojik kültürü yaygınlaştırılmalı. Mucit sayısı artırılmalı. Girişimcilik kültürünü yaygınlaştırılmalı. Makro boyutta yapılması gerekenlerin tümü birbiriyle bağlantılıdır. AR-GE ve teknolojiyi artırmak yerli ve milli üretim ile mümkün olacak. Yerli ve milli üretimin temelinde ise girişimcilik kültürünün yaygınlaşması yatıyor. Bu bağlamda günümüz konjonktüründe girişimcilik bir yetenek değil zorunluluk. Girişimcilik bir kültürün sonucudur. Ülke olarak fikri ve sınai mülkiyet hakları konusunda ön sıralarda olabilmek için girişimcilik kültürünü canlı tutmamız gerekiyor. İki yıldır gerçekleştirilen Teknofest 7’den 77’ye bütün yaş gruplarını kucaklayan yelpazesi ile ülkemizin teknoloji yolundaki gelişimi için hepimizin umudunu artırdı. PATENTLERİN PATENTLERİN TİCARİLEŞTİRİLMESİNİN TİCARİLEŞTİRİLMESİNİN EKONOMİYE KATKISIEKONOMİYE KATKISI MAKALE 80 TEMMUZ 2020 İstanbul Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Y. Mimar Ümit Ünal:Bugün tartıştığımız bu kavramlar ülkemiz için yeni değil. Teknoloji, buluşlar, patent konusunda da Osmanlı’dan kalan bir mirasa sahibiz. Osmanlı’da yenilikleri korumak için atılmış adımlar mevcuttu. Buluşları koruma altına alan kanunların ülkemizdeki tarihi Osmanlı’nın 1870 tarihli Alamet-i Farika Nizamnamesi’ne dayanıyor. O tarihlerden itibaren sanayi gelişiminin yeniliklerden ve teknolojik üretimden geçtiği gerçeği biliniyordu. PATENT, ÜRETEN BİR TÜRKİYE’NİN TESİS EDİLMESİNDE KİLİT ROL OYNUYOR Buluşlar üzerinde sınırlı bir tekel gücü kazandıran patent, teknolojik gelişmenin teşvik edilmesinde; sanayicinin, yatırımcının ve üreticinin önünün açılmasında ve üreten bir Türkiye’nin tesis edilmesinde kilit rol oynuyor. Sanayi alanında gelişmiş ülkelerde verilen patent sayılarının yüksekliği bu tezin kanıtıdır. Patent, buluş sahibini koruyor. Patentli bir buluş, buluş sahibinin izni olmadan başkaları tarafından üretilemez, satılamaz, ihracatı-ithalatı yapılamaz. Böylece buluş sahibi, fikrinin başkaları tarafından kullanılmasını engelleyerek yurt içi pazar payını artırabilir. Bir sonraki adımda işletme için yurt dışına açılmak mümkün hale gelebilecektir. AR-GE ve teknoloji yolunda da patent çok önemli bir koruyucu sistemdir. Patent buluşların pratiğe dökülmesine aracılık ediyor. Buluş yapmak ilk aşama olarak önemli. Buluşların ticarileşmesi için ilk atılması gereken adım patent/faydalı model başvurusudur. 10 Ocak 2017 tarihinde yürürlüğe giren yeni Sınai Mülkiyet Kanunumuz ile daha nitelikli bir sınai mülkiyet yapısına geçiş yapıldı. Patent verilme süreçleri basitleştirildi. Kamu tarafından AR-GE ve teknoloji girişimleri için verilen teşviklerin yanı sıra fikri ve sınai hakları korumak adına da böyle iyileştirici çalışmalar yürütülüyor. Bu noktada üniversite- sanayi işbirliği de ortaya çıkan buluşların ticarileşmesinde kolaylıklar sağlayacak. Ülkemizde üniversite yönetimlerinde sınai mülkiyet haklarına yönelik farkındalık artışı, akademik yükselme kriterlerinde patent başvurularının etkili olması, sınai mülkiyetle ilgili derslerin açılması ve yüksek lisans programlarının kurulmaya başlaması ile teknoloji transfer ofislerinin sayısındaki artış da patent sayılarının yükselişinde etkili oldu. 2018 ve 2019 yılı marka, patent ve faydalı model başvuruları açısından önemli artışların gözlendiği yıllardır. Ülkemizde son yıllarda AR-GE ve teknolojiye yapılan yatırımlarının çıktılarının büyük oranda 2020 yılında alınacağını düşünüyorum. İSO SANAYİ 81 AR-GE VE TEKNOLOJİYLE 2023 HEDEFİNE ULAŞILACAK Fikri ve sınai mülkiyet haklarının buluş sahipleri için sağladığı avantajlar, yurt dışı pazar payını artırmak adına önemli. Bizi dünyanın ilk 10 ekonomisine taşıyacak olan ve 2023 hedeflerine ulaştıracak olan lokomotif, AR-GE ve teknolojidir. Uluslararası rekabet ortamında patentin sağladığı koruma ve pazar gücü önemli. İşletmeler buluşlar ile maliyet liderliğini elde etmekte ve ürün farklılaşmasını sağlayarak rekabet avantajı sağlıyor. Dünyadaki büyük firmalara baktığımız zaman hepsinin bu yolu izlediğini ve bu nedenle patent korumasına büyük önem verdiği görülüyor. Patent, teknolojik yeniliklerin ve verimliliğin artışını sağlayarak ekonomik performansı doğrudan etkilemek, bu bağlamda patent işletmeler ve ülkeler için stratejik bir araçtır. Bu staretjik araç üzerinde ülkemizin de söz sahibi olabilmesi için kamu desteği de artık gençlerimizin ve araştırmacılarımızın yanında yer alıyor. Bugün 69 aktif teknoloji geliştirme bölgemiz, bin 236 AR-GE merkezimiz (İstanbul 428), 372 tasarım merkezimiz (İstanbul 170) bulunuyor. Bu merkezlerde 100 bine yakın proje (tamamlanan + devam eden) hayata geçirildi. Bu emeğin karşılığını almak ancak fikri ve sınai hakları korumak ile mümkün. Yenilikçilik koruma altına alındığında gelişim süreklilik arz ediyor. Biz Bakanlık olarak yıllardır bu konuda hazırlıklar yapıyoruz. Sanayi altyapımızı bu doğrultuda güçlendirmeye çalışıyoruz. Bakanlığımız ve ilgili kuruluşlarımız aracığılıyla kredi ve teşvikler veriyoruz. Sanayicilerimiz de bakanlığımızın ve ilgili kuruluşlarının yaptığı çalışmaları yakından takip etmeli. Sunulan desteklerden faydalanmalı. Ülkemizdeki bu gelişim ivmesini hızlandırmak için işletmeleri bünyelerinde AR-GE ve teknolojiye daha fazla yatırım yapmalı. Ortaya çıkan buluşlar için mutlaka patent ve faydalı model başvurusunda bulunmalı. Yani işletmelerimiz gelişimi sürdürülebilir hale getirmeli. Hem teknoloji üretmeli hem bu teknolojiyi sonraki üretimlerini geliştirmek için kullanmalı. Biz Bakanlık ve İl Müdürlüğü olarak bütün sanayicilerimizin yanındayız. GELENEKSEL SERMAYENİN TOBB İstanbul Genç Girişimciler Kurulu Başkanı Kemal Karabel, geleneksel sermaye temsilcisi üyelerinin sermayelerini, geleneksel alandan yeni nesil startup ve teknoloji girişimlerine aktarılması için zemin oluşturmak istediklerini belirtti. Karabel, İstanbul Oda ve Borsalarının seçkin üyelerini gerek genç girişimciler kurullarıyla gerek ekosistemdeki diğer fon ve melek yatırımcılık ağlarını kullanarak sermayelerinin bir kısmını bu alanda değerlendirmeye davet etti. 82 TEMMUZ 2020 TOBB İstanbul Genç Girişimciler Kurulu Başkanı Kemal Karabel: G irişimcilik ekosisteminin geliştirilmesi ve Türkiye’de olmayan girişimlerin oluşturulması ile ilgili çalışmalar yürüten TOBB Genç Girişimciler Kurulu, 81 ilde faaliyet gösteriyor. Aralık 2009 tarihi itibariyle İstanbul Sanayi Odası Koordinatörlüğünde faaliyetlerine başlayan İstanbul Genç Girişimciler Kurulu’nun şu anda 365 üyesi bulunuyor. Üye kontenjanının yüzde 20’si öğrenci, akademisyen ve özel üyelerden oluşuyor. Kurul, genç girişimci potansiyelinin nicelik, nitelik bakımından geliştirilerek, daha donanımlı hale getirilmesi için politikalar geliştiriyor. Toplumda farkındalık yaratacak girişimcilik faaliyetlerin yürütülmesi misyonuyla çalışma grupları oluşturan TOBB İstanbul Genç Girişimciler Kurulu, problemle karşılaşan girişimcilere çözüm üretmesi konusunda destek veriyor. İstanbul Sanayi Odası hamiliğinde çalışmalarını yürüten İstanbul Genç Girişimciler Kurulu Başkanlığını ise Kemal Karabel yürütüyor. Kendisi de bir sanayici aileden gelen Karabel, ekosistemin geliştirilmesinde geleneksel sermayenin yeni nesil işlerle buluşturulmasının önemini her fırsatta dile getiriyor. Çağı yakalamak ve rekabette ayakta kalmak adına dijital dönüşümün günümüzde kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Karabel, endüstri 4.0 devrimini yakalarken genç girişimcilerin daha avantajlı olduğuna inandığını belirtti. Sanayi ve ihracat ağırlıklı sermaye birikimi yapacak işlerde yoğunlasılması gerektiğine dikkat çeken Karabel, “Ülkemizdeki startup ekosisteminin geleceği geleneksel sermayenin yeni nesil işlere yatırım yapması ile mümkün olacak ve girişim dünyamız bu şekilde büyüyebilecek” dedi. “GİRİŞİMCİ HAYATIN İÇİNDE OLMALI” Son birkaç yıldır “herkes girişimciymiş” gibi bir algı olduğunu ancak bunun doğru bir yaklaşım olmadığını dile getiren Karabel, bir girişimcinin evde oturarak ya da internetten araştırarak YENİ NESİL TEKNOLOJİ GİRİŞİMLERİNE AKTARILMASI İÇİN ZEMİN OLUŞTURUYORUZ HABER Genç Girişimciler KuruluİSO SANAYİ 83 bir fikir ya da projeyi hayata geçirmesinin mümkün olmadığını vurguladı. Girişimcinin fikrini bir problemden yola çıkarak bulabileceğini aktaran Karabel, sözlerini şöyle sürdürdü: “2018 yılında Türkiye’de 134 bin civarında girişim fikri ve projesi değerlendirildi. Buna yerleşik yatırım fonları ve yatırım ağları tarafından gelenlerle melek yatırımcılardan gelen proje ve fikirleri de eklersek toplam sayı 160 bin civarında olur diye tahmin ediyorum. Ancak bunların arasında 110 civarında yatırım alanı bulan girişimcimiz oldu. Bunun en büyük sebebi de maalesef girişimciliğin bizim ülkemizde biraz “lifestyle” gibi popüler bir kavram olarak olgunlaşıyor olmasıdır. Halbuki girişimciliğin öyle çok kolay telaffuz edilebilecek ve hak edilebilecek bir unvan olmadığını düşünüyorum.” “EN ÖNEMLİ SORUN FİNANSMAN” Türkiye’de girişimcilerin karşılaştığı sorunların başında finansmanın geldiğini söyleyen Karabel, ikincisinin network, üçüncüsünün mentor desteği ve sonuncusunun da odaklanma sorunu olduğunu vurguladı. TOBB İstanbul Genç Girişimciler Kurulu olarak, İstanbul Sanayi Odası, İstanbul Ticaret Odası, Deniz Ticaret Odası ve Ticaret Borsasında bulunan geleneksel sermaye temsilcisi üyelerimizin sermayelerini, geleneksel alandan yeni nesil startup ve teknoloji girişimlerine aktarılmasına bir zemin oluşturmak istediklerini belirten Karabel, İstanbul Oda ve Borsalarının seçkin üyelerini gerek genç girişimciler kurullarıyla veya ekosistemdeki diğer fon ve melek yatırımcılık ağlarını kullanarak sermayelerinin bir kısmını bu alanda değerlendirmeye davet etti.”MERKEZ MERKEZ BANKALARININ BANKALARININ LİKİDİTESİLİKİDİTESİ FİNANS GÜNDEMİ 84 TEMMUZ 2020 T üm dünyayı etkisi altına alan hem pandemik, ekonomik ve sosyal etkileri bulunuyor. Bu dönemde ortaya çıkan çok sayıda sektörlerin geleceği ve büyüme beklentileri ile ilgili senaryolar var. Dünya ekonomileri yavaş yavaş açılmaya başlıyor. Her sektör farklı dinamiklere sahip ve hepsi farklı farklı sürelerde toparlanması öngörülüyor. Tüm ülkeler bu süreçte ekonomiyi destekleyebilmek adına finansal destek paketleri oluşturdular. Bu dönemde Merkez Bankalarını biraz daha yakından inceledik. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, Amerika Merkez Bankası (FED) ve Avrupa Merkez Bankası’nı (ECB), 2019 yılsonu aralık ayı ile 2020 yılı mayıs ayı arasındaki dönemi inceledik. TCMB 2019 yıl sonundan 2020 Mayıs ayına kadar bilançosunu yüzde 13 büyütürken, M1 para arzını yüzde 47, M2 para arzını yüzde 18,6 artırdı. Aynı dönemde FED bilançosunu yüzde 70 oranında büyüttü. M1 para arzını yüzde 22, M2 para arzını da yüzde 16 artırdı. ECB Aralık 2019 dönemi ile Nisan 2020 yılı arasındaki dönemde bilançosunu yüzde 14 büyüttü. Para arzına dair M1 para arzını yüzde 6, M2 para arzını da yüzde 4 artırdı. Sektörleri dört ana başlık altında topladığımızda; hizmetler, sanayi, tarım ve inşaattır. GSYH’nın yıllar içindeki değişimine baktığımızda Türkiye ekonomisi geçirdiği kriz dönemlerinde etkilenmiş ancak kriz dönemlerinden sonra GSYH’nın hızlıca bir artışa sahip olduğu görülüyor. En son 2018 yılının ağustos ayından sonra Türkiye ekonomisinde gözle görülür bir daralma yaşanırken, yüzde 7,5’tan yüzde 2,8’e düştü. Etkileri 2019 yılının ikinci çeyreğine kadar sürse bile 2019 yılsonun yüzde 0,9’luk bir büyüme ile kapattı. Ancak şu an dünyanın içinde bu durum sonucunda, 2020 yılsonunda Türkiye ekonomisinin yüzde -6,3 daralırken 2021 yılında ise yüzde 7,7 büyüyeceğini düşünüyoruz. NE YAPMAK LAZIM? Dijitalleşme Koronavirüs öncesinde iş modelleri KÜÇÜLEN EKONOMİLERİ NASIL ETKİLEYECEK?İSO SANAYİ 85 içinde verimlilik, inovasyon gibi farklılık üzerine otururken şimdi ise artık zorunluluk haline geldi. Kriz dönemi aslında ev ödevini yapan şirketler için önemli şanslar ve fırsatlar yaratıyor. Cevabını bulmamız gereken temel sorular şunlardır: Gelecekte Tüketici ihtiyaçları ve tercihlerindeki değişiklikler işimizi nasıl etkileyecek? Yatırım yapmamız gereken alanlar nelerdir? Korona sonrasında işimize stratejik olarak fit edecek yeni iş trendleri neler olacak? Enerji, perakende, ulaştırma sektörlerinin ise daha çok etkilenmesi nedeniyle birleşme işlemlerinde öne çıkabileceği öngörülüyor. Online-Omnichannel perakendenin yeni normal olacağı, dolayısıyla M&A işlemlerinin bu alanda artabileceği bekleniyor. Gıda perakendecilerinin alıcı olması ve rakiplerini satın almaktansa tamamlayıcı satın almaların ön plana çıkabileceği; bu sektörde dikine büyümelerin gerçekleşebileceği, market içi ve dışı otomasyon teknolojilerine, e-ticaret sitelerine, lojistiklere yatırım yapılabileceği tahmin ediliyor. Pazaryerlerinin ise güçlü giyim firmaları için önem kazanabileceği düşünülüyor. HABERLER 86 TEMMUZ 2020 49. Grup Silivri MTAL’de öğrencilerin uzaktan iş sağlığı ve güvenliği eğitimi alabilmeleri için bir yazılım tasarlandı. Protokol Yürütme Kurulunda 49. Grup Enerji ve Elektrik Ekipmanları Sanayii Meclis Üyesi Rıdvan Mertöz, Sarten Ambalaj Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Sarıbekir ve Elektra Elektronik Genel Müdürü Armağan Şakar’ın bulunduğu okulumuzun Bilişim Teknolojileri Alanı tarafından “Uzaktan Eğitimle İş Sağlığı” Projesi kapsamında geliştirilen bu program vasıtasıyla iki yılda bir alınması zorunlu olan İSG eğitimine, öğrenciler okul web sitesinden alacakları şifre ile erişim sağlayabilecekler. Bu eğitimde elde edilen kazanımların olağanüstü durumlardaki risklerin azaltılmasına yardımcı olacağı ve nakil öğrencilerin de eğitime rahatça ulaşabilecekleri öngörülüyor. İSO MESLEK KOMİTELERİ’NİN MESLEKİ EĞİTİM İŞ BİRLİĞİ PROTOKOLÜ ÇALIŞMALARI 3. Grup Protokol Yürütme Kurulu’nda 3. Grup Meclis Üyesi Mehmet Koç, Meslek Komitesi Üyesi Hakan Gani Dönmez ve Decorium Genel Müdür Yardımcısı Çağla Şahin’in bulunduğu ve ülkemizin önde gelen Seramik okullarından Nuh Kuşçulu Seramik ve Cam Teknolojisi MTAL’de, ilçe hastane ve tüm Aile Sağlığı Merkezi çalışanlarına verilmek üzere özel kupa bardak tasarlandı. Okulun döner sermayesi kullanılarak üretilen bin 500 kupa bardak, pandemi sürecinde özveri ile çalışan sağlık personeline verilmek üzere İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne teslim edildi.sanayiciye ulaşmanın en doğru mecrası...Next >