< Previous18 EYLÜL 2020 dikkat çekti. Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve Katar’da talep koşullarının iyileştiği gözlenirken Suudi Arabistan ve Lübnan’da ekonomik aktivite azalma kaydetti. Covid-19 salgınının yaygın bir şekilde devam ettiği Latin Amerika, üçüncü çeyreğin başında da zayıf seyrini sürdürdü. Ekonomik aktivite Meksika ve Brezilya’da azalmaya devam ederken, Kolombiya’da artış gösterdi. Çin üst üste üçüncü ay genişleme kaydetti ve güçlü büyüme temposunu sürdürdü. Diğer BRIC ülkelerinden Rusya’da ekonomik aktivite güçlü artış sergilerken, Hindistan belirgin bir şekilde daralma bölgesinde kaldı. İstanbul Sanayi Odası Türkiye İhracat İklimi Endeksi hakkında değerlendirmede bulunan IHS Markit Ekonomi Direktörü Andrew Harker, şunları söyledi: “Covid-19 kaynaklı daralmaların ardından temmuz ayında Türk imalatçılarının temel ihracat pazarları toparlanmaya devam etti. Bu durum, dış pazarlardaki yeniden açılmanın, imalat sektörünün talebindeki iyileşmeyi destekleyeceğine yönelik umutları güçlendirdi. Öte yandan dünyanın bazı bölgelerinde virüs vakalarının arttığına ilişkin veriler mevcut toparlanmaların kırılganlığına işaret ederken, her an devreye sokulabilecek yeni kısıtlamalar ekonomileri toparlanma rotasından çıkarma potansiyeli taşıyor.” T ürkiye imalat sektörünün ana ihracat pazarlarındaki faaliyet koşullarını ölçen İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi’nin Temmuz 2020 dönemi sonuçları açıklandı. Endekste eşik değer olan 50,0’nin üzerinde ölçülen tüm rakamlar ihracat ikliminde iyileşmeye, 50’nin altındaki değerler ise bozulmaya işaret ediyor. Mevsimsel etkilerden arındırılmış olarak açıklanan verilere göre, haziran ayında 47,5 olarak ölçülen İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi, temmuzda 53,0 düzeyinde gerçekleşti ve son beş ayda ilk kez eşik değer 50,0’nin üzerine çıktı. Söz konusu veri, Türk imalat ihracatçılarının talep koşullarında iyileşme olduğuna işaret etti. Yılın ikinci çeyreğinde Covid-19 kaynaklı olarak yaşanan sert daralmaların ardından temmuz ayında ekonomiler toparlanma sinyalleri vermeye devam etti. Türk imalat sektörünün en büyük 10 ihracat pazarının büyük bölümünde üretim artışı gerçekleşti. Sokağa çıkma kısıtlamalarının gevşetilmesine bağlı olarak faaliyet koşullarının daha normal hale gelmesi, Türk imalat ihracatının beşte birinden fazlasını oluşturan Almanya, Birleşik Krallık ve İtalya’nın temmuzda büyüme bölgesine geri dönmesini sağladı. Fransa, İspanya ve Polonya gibi diğer Avrupa ülkelerinde de üretim büyüme kaydetti. Hollanda’da imalat sanayi üretimi gerilemeyi sürdürdü, ancak bu gerileme beş aydır devam eden daralma trendinin en düşük oranında gerçekleşti. ABD’de ekonomik faaliyetler büyüme kaydetti. Ancak bazı eyaletlerin artan Covid-19 vaka sayısına yönelik endişeler nedeniyle kısıtlamaları yeniden devreye sokması, büyümenin ılımlı kalmasına neden oldu. ÇİN GÜÇLÜ BÜYÜME TEMPOSUNU SÜRDÜRDÜ Orta Doğu’da karmaşık bir görünüm MAKRO İstanbul Sanayi Odası Türkiye İhracat İklimi Endeksi İSO TÜRKİYE İHRACAT İKLİMİ ENDEKSİ TEMMUZDA 53,0 OLDUDış ticaret faaliyetinizde lojistik maliyetlerinizde servis kalitesini göz ardı etmeden kanıtlanmış tasarruf sağlıyoruz Tüm riski üstlenip “0” (sıfır) maliyetle danışmanlık ve denetim servisi sunuyoruz. Cenk KARADEMİR / Mobile +90 551 234 05 58 cenk.karademir@acktr.com Akse Mah. 553 Sok. No:14/1 Çayırova-Kocaeli 25 YILLIK TECRÜBEMİZLE DIŞ TİCARETTE YANINIZDAYIZMAKRO GÜNDEM COVID-19 pandemisinin etkileriyle mart-mayıs dö- neminde yıllık düşüş gösteren Sanayi Üretim En- deksi, haziranda yüzde 0,1 artış kaydetti ve yeni- den yıllık bazda büyüme bölgesine geçti. Haziranda arındırılmamış endeksin yıllık artış hızı ise yüzde 17,3 olarak gerçekleşirken bu farkın kaynağı, 2019 Haziran’da Ramazan Bayramı sebebiyle oluşan iş günü kaybının ardından 2020’nin aynı ayında işgü- nü sayısının normalleşmesidir. Bu gelişmelerle birlikte takvim etkisinden arındırıl- mış sanayi üretim endeksi, 2019’un aynı dönemine göre ikinci çeyrekte yüzde 16,8, yılın ilk yarısında ise yüzde 6,6 daraldı. İlk çeyrekte üretim yüzde 0,6 arttı. Aylık kıyaslanan takvim ve mevsim etkisinden arın- dırılmış üretim endeksi, mart ve nisan aylarında sı- rasıyla yüzde 6,6 ve yüzde 30,2 geriledikten sonra mayısta yüzde 18,0 ile kısmen toparlandı. Haziran- da ise bunun üzerine yüzde 17,6’lık bir artış kay- detti. Buna rağmen üretim, Covid-19 pandemisinin Türkiye’yi etkilemeye başlamasından hemen önce- ki (Şubat 2020) değerinin yüzde 9,5 altında kaldı. Haziranda takvim etkisinden arındırılmış üretim endeksi 2019’un aynı ayına göre imalat sektöründe yüzde 1 yıllık artışla pozitif ayrışırken, madencilik ve taşocakçılığında yüzde 8, elektrik, gaz, buhar HAZİRANDA HAZİRANDA SANAYİ ÜRETİMİ SANAYİ ÜRETİMİ YÜZDE 17,6 ARTTIYÜZDE 17,6 ARTTI 20EYLÜL 2020 Haziran 2020’de takvim etkisinden arındırılmış Sanayi Üretim Endeksi 2019’un aynı ayına göre yüzde 0,1 artarken, takvim ve mevsim etkilerinden arındırılmış endeks ise aylık bazda yüzde 17,6’ya yükseldi. ve iklimlendirme sektöründe ise yüzde 6,4 azaldı. Mal gruplarına göre bakıldı- ğında ise karmaşık bir tablo söz konusu. Dayanıklı tüketim malı ve enerji üretimi sırasıyla yıllık yüzde 13,4 ve yüzde 8,2 azalırken, ara malı üretimi yüzde 2, ser- maye malı üretimi yüzde 0,4, dayanıksız tüketim malı üretimi yüzde 2,2 arttı. Haziranda imalat sanayi altında yer alan 24 sektörden 16’sında 2019’un aynı ayına göre üretim artış gösterirken, bir sektörde değişmeyerek, yedi sektörde azalma kaydetti. Mayıs ayına göre ise 22 sektörde üretim arttı. Yıllık bazda en güçlü üretim artışları yüzde 31 ile diğer imalatlar, yüzde 21,5 ile bilgisayar-elekt- ronik, yüzde 13,7 ile metalik olmayan mineral ürünler ve yüzde 12,8 ile ağaç ürünlerinde yaşandı. Buna karşılık mo- torlu kara taşıtlarında yüzde 20,4, mobil- ya imalatında yüzde 16,3, deri ürünlerin- de yüzde 16, rafi ne petrol ürünlerinde yüzde 12,3 üretim daralması görüldü. Özetle, Covid-19 salgınına karşı alınan önlemlerin gevşetilmesi ile birlikte ma- yısın ardından haziranda da üretim to-İSO SANAYİ 21 parlanmaya devam etti. Buna karşın takvim ve mevsim etkisinden arındırılmış endeks pandemi öncesine göre düşük seviyede kaldı. Öte yandan üretimdeki toparlan- manın güçlenmesinde, son dönemdeki destekleyici para politikaları ve hızlı kredi genişlemesi de rol oynadı. İhra- catın toparlanmaya katkısı ise sektörden sektöre değiş- mekle birlikte iç talebe kıyasla sınırlı kaldı. Türkiye ve temel ihracat pazarlarında koşulların normal- leşmeye devam etmesi ve talepteki toparlanmayla birlik- te temmuzda da üretimdeki düzelmenin sürmesi öngö- rülüyor. Haziranda 53,9’a yükselerek büyüme bölgesine geçen İSO Türkiye İmalat PMI, temmuzda 56,9 ile 2011 Şubat’tan beri en yüksek seviyeye ulaştı. Diğer öncü gös- tergelere bakıldığında, temmuzda imalat sanayi kapasite kullanım oranı yüzde 70,7’ye yükseldi, ancak pandemi öncesine (Şubat) göre 5,9 puan altında gerçekleşti. Reel kesim güven endeksi ise haziranda 89,8 iken temmuzda 99,4 ile nötr seviye olan 100’e oldukça yaklaştı. Önümüzdeki aylarda Covid-19’un yayılımında olağanüs- tü bir artış olmayacağı varsayımıyla, sanayi sektöründe toparlanmanın sürmesi bekle- niyor. Ancak süregelen yüksek belirsizlik ve salgının büyümeyi uzun vadede sınır- layıcı etkileri nedeniyle salgın öncesi per- formansa kalıcı dönüş zaman alabilecek. Son aylarda dünyanın belirli bölgelerinde vaka sayılarının artması ile yeni tedbirlerin değerlendirildiği görülse de temel senaryo yılın ikinci çeyreğindeki geniş çaplı kapan- maların yaşanmayacağı, üretim aktivitesi- nin büyük bir ivme kazanmamakla birlikte kademeli olarak normalleşeceği yönünde- dir. Son olarak, yakın dönemde Türk lirası ve fi nans piyasalarındaki dalgalanmaların reel sektöre olası yansımaları ve bu konu- da alınabilecek makroekonomik önlemler de faaliyet koşullarına etkileri açısından yakından takip edilecek.22 EYLÜL 2020 KAPAK Meclis İstanbul Sanayi Odası’nın ağustos ayı Meclisi, Meclis ve Meslek Komiteleri’nin ortak toplantısı şeklinde 26 Ağustos 2020 tarihinde video konferans yöntemiyle yapıldı. İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay’ın başkanlığında yapılan ve “Covid-19 ve Yeni Normalde İmalat Sektörleri-Riskler, Fırsatlar ve Yol Haritaları Raporu’nun Değerlendirilmesi” ana gündemiyle yapılan toplantıda Covid-19 döneminde imalat sanayi sektörlerinin genel durumu ve geleceğine ilişkin değerlendirmeler yapıldı. HALA ÖNGÖREMİYOR İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan: COVID-19 SALGINININ GELECEĞİNİ DÜNYAİSO SANAYİ 23 A çılış konuşmasını İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın yaptığı toplantıda, İSO Meclis ve İSO MESKOM üyeleri de görüşlerini paylaştı. Ağustos ayının konuk konuşmacısı PwC Türkiye Başkanı Haluk Yalçın oldu. Yalçın konuşmasından kısaca PwC tarafından hazırlanan “Covid-19 ve Yeni Normalde İmalat Sektörleri – Riskler, Fırsatlar ve Yol Haritaları Raporu” hakkında düşünce ve görüşlerini sanayicilerle paylaştı. Toplantıya PwC Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Lideri Hüsnü Dinçsoy da katılarak kısa bir konuşma yaparken PwC Türkiye Kalkınma ve Kamu Sektörü Lideri İdil Özdoğan, rapor hakkında sanayicilere geniş bir sunum yaptı ve gelen soruları yanıtladı. İSO Meclisi’nde gündeme ilişkin konuşan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, öncelikle dünyadaki gelişmelere değindi ve son haftalarda birçok ülkede Koronavirüs grafiğinin yeniden yönünü yukarıya çevirdiğine dikkat çekti. Dünyada yeniden kısıtlayıcı önlemlerin gündeme gelebileceğini söyleyen Bahçıvan “Dünyada salgının orta ve uzun vadeli etkilerini halen tam olarak yaşamadığımız ve hatta bazılarını halen öngöremediğimiz ortada. Yılın ortalarından itibaren küresel ekonomi tablosunda gözlenen iyileşmenin sürdürülebilir olmasının önünde muhtemel potansiyel engeller var” dedi. Türkiye ekonomisinde başta İSO tarafından açıklanan Türkiye İmalat PMI, İhracat İklim Endeksi olmak üzere birçok göstergelerdeki olumlu gidişe dikkat çeken Bahçıvan, “Büyümenin hızı kadar sürdürülebilirliğine, niteliğine ve onun temel taşlarından biri olan finansal istikrara özen göstermemiz gereken bir dönemdeyiz” dedi. “BAZI VERİLER KORONAVİRÜS ŞOKUNUN ATLATILDIĞINI GÖSTERİYOR” Mart ayından bu yana devam eden Koronavirüs salgınının Türkiye ekonomisindeki etkilerini değerlendiren Bahçıvan, son haftalarda açıklanan bazı verilerin ekonominin Koronavirüs şokunu atlattığı yönünde umut verdiğine, bununla birlikte sürdürülebilir büyümeye ve finansal istikrara özen gösterilmesi gerektiğine dikkat çekti. Bahçıvan şöyle konuştu: “Salgının ilk iki ayında kümülatif olarak yaklaşık yüzde 35 daralan takvim ve mevsim 24 EYLÜL 2020 etkilerinden arındırılmış sanayi üretim endeksi, mayıstaki yüzde 18’lik toparlanmanın ardından haziranda da yüzde 17,6 büyüme kaydetti. Temmuz öncü göstergeleri de faaliyet koşullarında iyileşmenin belirginleştiğini gösteriyor. İSO Türkiye İmalat PMI 56,9 ile 9,5 yılın en yüksek seviyesine ulaşarak bu yılın ikinci yarısına oldukça güçlü bir başlangıca işaret etti. Sanayicilerimizin ihracat koşullarını ölçen İSO Türkiye İhracat İklimi Endeksi de 53’e yükselerek son 5 ayda ilk kez 50 eşiğini aştı. Büyümenin olmazsa olmaz unsuru olan talep koşullarına da baktığımızda, otomobil ve konut başta olmak üzere ertelenmiş tüketim harcamalarının büyük bir ivme kazandığı görülüyor” diye konuştu. “KORONAVİRÜS, BİR SÜRE DAHA HAYATIN BİR GERÇEĞİ OLARAK KALACAK” Salgının küresel ekonomiye verdiği hasarın boyutlarına da değinen Bahçıvan, gelişmelerin Koronavirüsün bir süre daha hayatın bir gerçeği olarak kalacağına ve ekonomide yüksek risk ve belirsizlik ortamının geniş bir zamana yayılacağına işaret ettiğini kaydetti. Dünyada ikinci çeyrek Gayrisafi Yurtiçi Hasıla verilerine bakıldığında, Euro Bölgesi’nin yüzde 12, İngiltere’nin yüzde 20, Japonya’nın yüzde 28, ABD’nin de yüzde 33 gibi tarihi oranlarda küçüldüğüne tanık olduklarını söyleyen Bahçıvan, “Diğer yandan mayıs ve özellikle haziran ayından itibaren dünya çapında salgına karşı uygulanan kısıtlamaların gevşetilmesiyle birlikte üçüncü çeyrekte normalleşme belirtileri gözleniyor. Küresel PMI endeksleri, temmuz ayında küresel imalat sanayi ve hizmet sektörlerinin altı aylık daralma sürecinin ardından yavaş da olsa büyüme eğilimine dönebildiğine işaret etti. Covid-19 kaynaklı küresel ekonomik krizle mücadeledeki son gelişmelere baktığımızda ise krizin başlangıcından bu yana tüm kaynaklarıyla sürece müdahale eden büyük merkez bankalarının daha uzun bir süre destekleyici para politikası duruşlarını sürdüreceği anlaşılıyor. Geçtiğimiz ay Avrupa Birliği tarafından 750 milyar euro’luk kurtarma paketi ve yedi yıllık bütçe üzerinde varılan uzlaşma, birtakım eksikleriyle eleştirilmesine rağmen güvensizliğin hafiflemesi açısından önemli bir gelişme oldu. Başkanlık seçimlerine doğru ilerleyen ve salgının hızında bir azalma belirtisi görülmeyen ABD’de ise Kongre’nin benzer bir ek destek paketi üzerinde anlaşıp anlaşamayacağı halen önemli bir soru işareti.” KORONAVİRÜS GRAFİĞİ TEKRAR YÖNÜNÜ YUKARI ÇEVİRDİ Son haftalarda birçok ülkede Koronavirüs grafiğinin yeniden yönünü yukarıya çevirdiğini de belirten Bahçıvan, görüşlerini şu şekilde paylaştı: “Bazı ülkelerde virüsün yayılımındaki ivmelenme nedeniyle kısıtlayıcı tedbirlerin yeniden alındığına dair haberler kış aylarına ilişkin karamsarlığı pekiştiriyor. Bu risk ve kaygılar gerçekleşmese dahi salgının orta ve uzun vadeli etkilerini halen tam olarak yaşamadığımız ve hatta bazılarını halen öngöremediğimiz ortada. Yılın ortalarından itibaren küresel ekonomi tablosunda gözlenen iyileşmenin sürdürülebilir olmasının önünde muhtemel engeller var. Örneğin Koronavirüsün yol açtığı ekonomik hasarı onarmak için uygulanan ‘ultra gevşek’ para ve maliye politikaları nedeniyle, önümüzdeki dönemde bütçe dengeleri, fiyat istikrarı ve finansal istikrar alanlarında da ciddi riskler olabilecek. Zira pandeminin etkileri sürdükçe, merkez bankalarının geniş çaplı para enjeksiyonları, hükümetlerin ise yüksek bütçe açığı verme ihtiyacı devam ediyor ve pandemi sonrası uygulanması gerekecek konsolidasyonun da boyutu artıyor.” YENİ NORMALLE GELECEĞE F ARKLI BİR BAKIŞ AÇISIYLA YAKLAŞMALIYIZ Bahçıvan Meclis ve Meslek Komiteleri ortak toplantısının “Covid-19 ve Yeni Normalde KAPAK MeclisİSO SANAYİ 25 İmalat Sektörleri – Riskler, Fırsatlar ve Yol Haritaları Raporu’nun Değerlendirilmesi” ana gündemine ilişkin değerlendirmesini yaparken de şunları söyledi: “Ülkemizde pandeminin etkilerini en yoğun biçimde hissetmeye başladığımız geçtiğimiz nisan ayında Meclis Üyelerimizle yaptığımız istişarelerde geleceğe dönük belirsizlik, tüm sektörlerimizin ortak kaygısı olarak ortaya çıkmıştı. Gerek günlük yaşamımızda, gerekse iş hayatımızda yaşanan bu değişimlerin kalıcı olacağı da artık yadsınamaz bir gerçek. ‘Yeni normal’ ile herkes gibi biz sanayiciler de geleceğe farklı bir bakış açısıyla yaklaşmak, eksiklerimizle yüzleşmek, güçlü ve zayıf yanlarımızın farkında olmak zorundayız. İstanbul Sanayi Odası olarak, bu tespitlerden hareketle, sanayimize ve ekonomimize karşı sorumluluğumuzun gereği olarak hayata geçirdiğimiz ‘Covid-19 ve Yeni Normalde İmalat Sektörleri-Riskler, Fırsatlar ve Yol Haritaları’ çalışmamızın ilk çıktılarını bu toplantıda sizlerin bilgi ve ilgisine sunuyoruz. Bizim açımızdan bu projeyi değerli kılan en temel husus, pandeminin etkileri en sıcak şekilde devam ederken, sanayicilerimizin direkt olarak sahadan getirdiği bilgi ve gözlemlerden süzülerek oluşturulmuş bir laboratuvar çalışması olmasıdır. Şunu özellikle vurgulamak isterim ki temel amacımız, sanayinin genel bir görünümünü ortaya koymak değildi. Dolayısıyla bu çalışma ‘COVID-19 ve Yeni Normalde İmalat Sektörleri: Riskler, Fırsatlar ve Yol Haritaları’ olarak şekillendi. Bugün itibarı ile elde ettiğimiz çıktılar; bir kez okunup hemen köklü adımlar atmayı gerektiren bir içerik olmaktan öte, üzerinde daha fazla çalışılarak daha da zenginleştirilecek bir içerik olarak görülmelidir. Yaşayan bir proje olarak, ilk çıktılarını yeni gelişmeler ve çalışmalarla güncelleyerek daha da zenginleştireceğimiz bu proje; başta Meslek Komitelerimiz ve sektörlerimiz olmak üzere tüm paydaşlarımızın katkılarıyla olgunlaştırıldığında sanayi sektörlerimiz için güvenilir bir yol haritası hüviyeti kazanacaktır.” A ğustos ayı Meclis toplantısı İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay tarafından açıldı. Okyay, toplantıyı açarken özetle şunları söyledi: “Küresel salgınla girdiğimiz yeni normal, bize, gelecekte teknoloji satın alan değil, teknoloji satan ülkelerinden biri olmamızı dayatıyor. Şirketlerimizin ve hayal ettiğimiz üretim ekonomisinin geleceği, bu dönüşümün hızına ve kalitesine bağlı. Yapılan küresel kriz simülasyonları, pek çok endüstrinin ortalama 10 yılda bir, karlarının yüzde 40’ını yaşanan şoklarda kaybetme potansiyeli taşıdığını ortaya koyuyor. Küresel salgınla birlikte yeni bir meydan okuma ile karşı karşıyayız. Bugün ABD, Çin ve AB arasındaki gerilimi odak alan öngörüler, gelecek beş yıl içinde küresel ticari akışın yüzde 15’i ila yüzde 25’i arasında bir hacmin farklı bölgelere kayabileceğine işaret ediyor. Ticarette, 2.9 trilyon dolar ile 4.6 trilyon dolar arasında değişen bir eksen kaymasından söz ediyoruz. Bu kararların alınmasında ise temelde iki faktör etkili olacak: Üretimi başka yere taşımanın maliyeti gibi ekonomik nedenler ve Kritik bulunan ürünlerin yerli imalatına karar verilmesi gibi politik nedenler. Elbette bu veriler küresel tedarik zincirinin sil baştan yapılanacağı anlamına gelmiyor. Çünkü endüstriyel tedarik ağlarının bugünkü şeklini almasının ardında ekonomik bir mantık var. Bu ağın ölçeği, karmaşık ve birbirine bağlı yapıları düşünüldüğünde değer zincirlerini yeniden yapılandırmak oldukça zor. Böyle bir ortamda sanayiden lojistiğe her alanda güçlü bir atılım yapmak isteyen Türkiye’nin bu dönüşümde öncü bir rol alacak şekilde kendini hazırlaması çok önemli.” “YENİ NORMAL BİZE TEKNOLOJİ SATAN ÜLKELERDEN BİRİ OLMAMIZI DAYATIYOR” İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay:26 EYLÜL 2020 PwC Türkiye Başkanı Haluk Yalçın, Covid-19 ve Yeni Normalde İmalat Sektörleri-Riskler, Fırsatlar ve Yol Haritaları Raporu ile ilgili olarak bir açılış konuşması yaptı.Yaptıkları çalışmada sektörlerin dikkate alması gereken konuları ve hangi ürünlerin önümüzdeki dönemde öne çıktığını içeren akıllı çözümlerin ve akıllı başlangıçların yer aldığını belirtti. PwC Türkiye Başkanı Haluk Yalçın: DÜNYA TİCARETİNDE FARKLI BİR MOZAİK OLUŞACAK T oplantıda imalat sektörünün Türkiye ve dünyadaki görümü hakkında kısa bir konuşma yapan PwC Türkiye Başkanı Haluk Yalçın, yaptıkları çalışmalarında sektörlerin dikkate alması gereken konuları ve hangi ürünlerin önümüzdeki dönemde öne çıktığını da içeren akıllı çözümlerin ve akıllı başlangıçların yer aldığını belirtti. Dünya ticaretinde dost düşman ayrımından ziyade çıkarların optimum birleştirilebilmesi gerektiğine dikkat çeken Yalçın, “Dünya ticaretinde farklı bir mozaik oluşacak. Pandemi bunun hızlanmasına etki etti ama zaten bu beklenen bir durumdu. Pandemi döneminde gördüğümüz Çin’in ürünlerinin yerine geçmek ya da yerini almak konusunda Türkiye’nin avantajı vardı ama sektörel dönüşümlerin yapılması gerekiyor” dedi. Farklı bir rekabet dönemine girdiğimizi anlatan Yalçın, çalışma tarzlarının ve insan gücünün değiştiğinin dikkate alınması gerektiğini ifade etti. Sektör meclislerinde ortak akıl çalışmalarında ortaya çıkacak bir vizyon koyulması gerektiğini kaydeden Yalçın, İSO SANAYİ 27 “Önümüzdeki 10 sene içinde Türkiye’nin her fırsata dalma şansı yok. Kaynakların kısıtlılığı düşünüldüğünde eldeki kurşunları akıllı atmamız gereken bir 10 seneye giriyoruz. Yerli ve milli üretim stratejimizi adını doğru koymamız gerekiyor. Dünya ticaretindeki akıllı payımızı artırabilecek ve kar marjımızı genişletebilecek yatırımlara girmek seçeneğini değerlendirmeliyiz. Dünyadaki resim 10 sene içinde çok değişecek” diye konuştu. Pandeminin bu değişim sürecini hızlandırdığını ancak son haline getirmediğini belirten Yalçın, “Hareket eden bir trene taş atacağız” dedi. Sanayicinin bu konuya el atmasının çok önemli olduğunu söyleyen Yalçın, kural koyucuların değişim sürecini tam anlamıyla hissedemediğine dikkat çekti. Kısıtlı kaynaklarla, 83 milyon nüfusla istihdamın bu kadar önemli olduğu bir yapıda kısıtlı bir manevra alanımız olduğunu belirten Yalçın, “Türkiye’de yatırım ortamı çok oynak olsa da 100 yıldan fazla süredir Türkiye’ye yatırım yapan yabancı firmalar var. Ortak yatırımlarla KOBİ’lerin konsolidasyonunu, akıllı yatırımlara, akıllı şirketlere ve akıllı konsolidasyonlara dönüştürmeliyiz” diye konuştu. “ROTALARI AKILCI BELİRLEMELİYİZ” Koronavirüs salgının çok önemli bir konuyu ortaya çıkardığını söyleyen Yalçın, tek başına hiçbir ülkenin, hiçbir endüstrinin, hiçbir hükümetin böyle bir sorunla tek başına baş edemeyeceğini belirtti. Yalçın, şöyle konuştu: “Kriz yönetim planları dahilinde bugüne kadar yaptığımız her birinizin şirketlerinde bulunan danışmanlarla çalışılan kriz yönetim planlarını hiçbiri ama hiçbiri global olarak bu şekilde yaygın devam edecek bir fırtınanın nasıl karşılanacağına dair kesin çözümler getirmiyor. Dolayısıyla bu anlamda kesin çözümleri olanlara, olduğunu düşünenlere hep şüpheyle bakmak lazım. İçinden geçmekte olduğumuz bu fırtınada, gemileri sağlam tutup, rotaları çok akılcı belirlemeliyiz. Yaşadığımız bu durul dünyanın gittiği noktada belli şeyleri başarabilmemiz için yapmamız gereken işleri tetikledi. Dolayısıyla Türkiye olarak ileriye daha sağlam bir bakışı yapabilmek için gerçekten yapmamız gereken ev ödevleri vardı. Bunu daha iyi tespit etmemiz için bu tetiklemeyi kullanıp hem pragmatik çözümler üretip hem ileriye gerçekten akılla koşmamız lazım.” Hazırladığımız bu araştırmanın, İstanbul Sanayi Odası’nın ülkemize bir müjdesi olacağını ifade eden Yalçın, bu işin içine bu kadar ortak aklı koymanın çok önemli bir inisiyatif olduğunu belirtti. Hazırladığımız bu rapor, sadece İstanbul Sanayi Odası’ndaki bu işe akıl koyanların vermiş olduğu kaliteli katkılar sayesinde ortaya çıkmadı. Elinize gelen datayı çok geniş tecrübesi olan, üretimin kalbinde olan insanlar olarak gerçekten değerlendirmenizi ve hiçbir şekilde defans kaldırmadan, ileriye dönük olarak nasıl proses edileceğini görmenizi rica ediyorum. Çünkü ileriye dönük olarak baktığımızda aslında bu bir başlangıçtır. Çünkü ülkenin sadece ve sadece COVID-19 tedarik zinciri ile ilgili yapması gerekenler yok. Geleceğin çalışma gücüne ilişkin olarak, aynı zamanda bugün aldığımız önlemlerin çok geniş bir satha, çok geniş bir zekaya yaygın olarak yapılması lazım. Genç nüfusumuzla övünüyoruz. İleriye dönük atmamız gereken adımları doğru tespit ettiğimiz zaman, kısıtlı kaynaklarımızla neler yapılabileceğini gördüğümüz bir dünyada yaşıyoruz. Dijitalleşen bir dünyadan söz ediyoruz.” T oplantıya katılan Danışmanlık Hizmetleri Lideri Hüsnü Dinçsoy da raporla ilgili olarak söz alarak kısa bir konuşma yaptı. Dinçsoy, şunları söyledi: “Bu çalışma Covid-19’un etkilerini ilk defa Türk sanayi adına ele alan bir çalışma. Covid-19 ile ilgili bilgi bombardımanına uğruyoruz ama bunlar genelde daha önce yapılan yurt dışı araştırmaların Türkçeleştirilmiş halleri oluyor. Burada sadece Türk sanayini dikkate alarak bir çalışma gerçekleştirdik. Bu açıdan önemli. Çalışma kalabalık bir ekip tarafından yedi haftada tamamlandı ve 55 sektörü kapsıyor. O anlamda detaylı ve altı dolu bir çalışma oldu. Bundan sonra yapılması gereken her sektörün Başkanının daha detaylı çalışması, bu sayede daha ileri götürecek sonuçlara ulaşılabilir.” “BU ÇALIŞMA COVID-19’UN ETKİLERİNİ İLK DEFA TÜRK SANAYİSİ ADINA ELE ALAN BİR ÇALIŞMA” PwCDanışmanlık Hizmetleri Lideri Hüsnü Dinçsoy:Next >