< Previous28 EYLÜL 2020 Covid-19 ve Yeni Normalde İmalat Sektörleri-Riskler, Fırsatlar ve Yol Haritaları Raporu ile ilgili olarak PwC Türkiye Kalkınma ve Kamu Sektörü Lideri İdil Özdoğan tarafından geniş bir sunum yapıldı. PwC Türkiye Kalkınma ve Kamu Sektörü Lideri İdil Özdoğan : YENİDEN TASARLANACAK KÜRESEL TEDARİK ZİNCİRİ OLABİLİR YENİ NORMALDE EN BÜYÜK FIRSAT P wC Türkiye Kalkınma ve Kamu Sektörü Lideri İdil Özdoğan, Meclis ve Meslek Komiteleri ortak toplantısında “Covid-19 ve Yeni Normalde İmalat Sektörleri – Riskler, Fırsatlar ve Yol Haritaları Raporu ile ilgili sanayicilere bir sunum yaptı. Özdoğan öncelikle Covid-19 pandemisini ele alırken sektörlerin yapısını anlamanın çok önemli olduğunu söyledi. Krizin temel ve etki kanallarını çözmenin çok önemli olduğunu söyleyen Özdoğan, geçmiş dönemde tek taraflı bir krizden bahsederken, şimdi ise hem talep hem de arz yönlü bir krizi tecrübe ettiğimizi belirtti. Öngörülmesi çok zor bir dönemin içinde yer aldığımızı anlatan Özdoğan, şöyle konuştu: ARTIK ÜRETİM ÇOK KIYMETLİ “Artık üretim çok kıymetli, girdiler çok daha rekabetçi. Herkes üretimi biraz daha kendi çeperine, kendi coğrafyasına çekmeye çalışıyor. Bunu küresel tedarik zincirlerinde kısalma olarak adlandırıyoruz. Bu da beraberinde şunu getiriyor; kendi hinterlandında olsun olmasın, Avrupa Birliği uzun zaman Türkiye’ye bu yönde yatırım yaptı. Amerika uzun zaman Çin’e bu yönde yatırım yaptı. Hinterlant üretim ekonomileri konsolidasyon aslında ekonomileri yaratıldı. Ama tabii ki üretimin içeriye çekilmesi eğilimi bu ülkeler arasında ticaretin kopmasına sebep İSO SANAYİ 29 oldu. Beraberinde Brexit gibi ciddi manevralar var. Bunların hepsi beraberinde politik riskleri de jeopolitik gerginlikleri de getiriyor. TEDARİK ZİNCİRİ ÖNEM KAZANIYOR Tedarik zinciri kavramı gitgide önem kazanıyor. Dirençli tedarik zinciri ve sürdürülebilirlik çok önemli. Özellikle ölçek odaklı, fiyat odaklı rekabetçiliği Uzak Doğu coğrafyasındaki ülkeler çok iyi yakalamıştı. Ancak kriz bize bunu gösterdi: Eğer bir tedarik zinciri sıkıntısı varsa şirketlerin, bunun bir kısmı da coğrafi riskten kaynaklanıyor. O zaman Avrupa da Amerika da bu coğrafi bağımlılığı ortadan kaldırmaya çalıştı. Krizin fırsatlar kısmında bizim için ne önemliydi? Peki Türkiye bu pastadan nasıl bir pay alabilir? Hiç tedarikçisi olmadığımız ürünlerde tedarikçi statüsüne geçebilir miyiz? Veyahut kuvvetli olduğumuz ürünlerde gücümüzü artırabilir miyiz? Çalışmanın bir kısmında, bence çalışmanın en somut bulgularından birini burası olarak değerlendiriyorum. DEĞİŞEN YATIRIMCI VE TÜKETİCİ DAVRANIŞLARI Uzun dönemli enflasyon çok önemli. Talebin düşmesiyle ilk önce enflasyonda gerileme gördük ama sonrasında tabii ki enflasyonist bir dönemi de yaşıyor olacağız. En önemlisi de aslında biz bu destruction olarak adlandırdığımız dönüşümün çok fazla kanalı var. Dönüştürücü güçler diyelim bunlara. Bunlardan bir tanesi de değişen yatırımcı ve tüketici davranışları. Önümüzde ertelenmiş uluslararası yatırım kararları var. Bu uluslararası yatırım kararları bir yıl, ki yıl ertelendikten sonra o vadeden her ekonominin güçlü çıkışı olacak, bu da çok önemli bir kriterdir. Yani Türkiye’nin önümüzdeki bir yılı, iki yılı asıl geçirirse uluslararası yatırımda yeni bir cazibe merkezi skoruna ulaşacak. Bu da hepimiz için çok önemli bir sınav. Türkiye’de hem geri yönlü bağlantılarla, kendi yurt içi tedarikimizle sıkıntılar yaşadık hem de aslında tedarikçisi olduğumuz ülkelere teminler konusunda bazı gecikmeler yaşadık. Bu bizim ihracat rakamlarımıza da yansıdı üretim rakamlarımıza da yansıdı ciroya da yansıdı. Peki fırsatımız neydi? Yeniden tasarlanacak bir küresel tedarik zinciri akışı. Üç tane sektörden bahsedelim: Hazır giyim, elektronik ve otomotiv... Bunların artık yerleşik üreticileri var ve ülkeler kendilerini ana, başat sektör olarak burada konumlamışlar. O şirketlerin bütün üretim kriterlerine uyum sağlamanız gerekiyor. 30 EYLÜL 2020 O noktada üretimi eksiksiz ve vaktiyle tamamlayabiliyor olmanız lazım. TÜRKİYE’NİN İSTİHDAM FIRSATI En önemlisi de ülkenin sanayisi için önemli dönüşüm yaratan, bu yüksek kalibredeki şirketlerin üretim standartlarını yakalayabilmeniz için sizin hiç durmadan kendinizi o üretim standardında tutmanız gerekiyor. Burada da aslında Türkiye’nin bir fırsatı var, o da istihdam piyasası. Aslında baştan sona dönüştüğümüz kısımlardan biri imalat sanayisi içinde bizim en sıkı değindiğimiz yerlerden biri çalışmanın içinde yer alıyor. Çünkü saha çalışanı yoğunluğu ve mühendis yoğunluğuyla uzaktan çalışma modellerine hizmet sektörleri kadar kolay adapte olamayacak bir üretim desenine sahip. Dünya Bankası bu alanda bir çalışma yayınladı. Türkiye’de yüzde 10 düzeyinde bir adaptasyon ihtimali var. İmalat sanayisinde uzaktan çalışma riskli bir çalışma modeli olarak görünüyor. YENİ YATIRIM ALANLARI… Türkiye son 10 yılda biraz daha kaynağa dayalı yatırımları çeken bir ülke haline geldi. Uluslararası yatırım hepinizin malumu olduğu üzere üç tane etmenle arayış içinde yer alıyor. Bu çalışan verimliliğidir, teknolojidir bunun altında yatan faktörlerdir. Bunlar kaynak arar. Bu resource olarak bahsettiğimiz doğal rezervlerdir ve kendilerine market ararlar. Türkiye özellikle piyasa yatırımları, market arayan yatırımlarda yüksek popülasyonu ve kaynak zenginliğiyle hep bir cazibe merkeziydi. Ancak son 10 yılda gördüğümüz yatırımlar biraz daha kaynağa dayalı yatırımlardır. Bu da bize şunun sinyalini veriyor; yeni yatırım kararlarında ülkenin faktörlerinin yeniden gözden geçirilmesi ve iyileştirme alanlarının tespit edilmesi gerekiyor. Bizim naçizane gördüğümüz yegane noksanlık ülkede bu konuya ilişkin COVID’in uzun vadeli olacağı bizim için ne yazık ki aşikar. Dolayısıyla uzun vadeli bir mastır plana ihtiyacımız var. ARAŞTIRMADA HANGİ SEKTÖRLER ELE ALINDI? Araştırmamıza 10 ana sektörle başladık. Burada imalat sanayisi NACE kodları açısından bakarsak NACE 10 ve NACE 34 kodları arasındaki bütün sektörleri ele aldık. 24 sektöre genişledik. Çok kapsamlı bir çalışmaya imza attık. Çalışmamıza nisan ayında başladık. Harekete duyarlı sektörler kısıtlılık nedeniyle ilk önce en büyük hasarı gören sektörler oldular. Ancak nisandan sonra mayıs ayına geçtiğimizde aslında biraz daha üretimde aksaklık, taleplerde durağanlık olsa da üretim yavaş yavaş hareket etmeye başladı. Ancak buradaki olumsuz etkinin özellikle KAPAK MeclisİSO SANAYİ 31 farklı sektörlere de sirayet ettiğini görmeye başladık. Bunlar da çoğunlukla talep noksanlığı yaşayan sektörler oldu. Türk ekonomisi için çok önemli motorlu kara taşıtları, hazır giyimin bileşeni olan deri ve ilgili ürünler, giyim, tekstil, mobilya gibi çok tüketim talep odaklı sektörlerdir. Burada ciddi hasarlar görmeye başladılar. Ancak ilaç ve eczacılık gibi, biraz daha burayı az hasarla atlatan sektörleri de görmeye başlıyoruz. İHRACATTAKİ BEKLENTİLER Peki, biz pandemi öncesindeki ihracat hacmimize ne kadar zamanda ulaşırız? Yaptığımız bütün analizler 2021 yılının sonuna kadar neredeyse bir önceki yılın rakamını yakalamakta zorluk çekeceğimizi gösteriyor. Burada ithalat değişimimiz ve ihracat değişimimizde ikisinde de uzun vadeyi görüyoruz. Sektörler arasındaki farklılıkların birkaç sebebi var. İthalata dayalı sektörlerde toplanmanın uzun sürecek olması ithalat rejimlerindeki aslında bazı sıkıntılardan da kaynaklanıyor. Ama ihracatın aynı zamanda talep noksanlığı nedeniyle de aslında daralma yaşayacağını görüyoruz. Burada pozitif gördüğünüz birkaç sektör var. Temel eczacılık ürünleri burada bir toparlanmayı nispeten daha hızlı yaşıyor. Tabii ki bu tele-medicine olarak bahsettiğimiz, uzaktan sağlık hizmetlerinin sunulması gibi, hem elektronik hem de sağlık sektörlerini bir arada ele almamız sağlayacak sektörlerde de hızlı yükseliş göreceğiz. Bizler yeni üretim teknolojilerine, üretim becerilerine kavuşmak için uzun zamandır imalat sanayisine yatırım yapıyoruz. Bu yatırımı yaparken COVID-19 bize şunu gösterdi: Krizi kolay atlatan, erken atlatan ekonomiler teknoloji ve yüksek teknolojiye dayalı üretim kabiliyeti yüksek ekonomilerdir. Burada ekonomiler arasında bir sınıflandırmaya gittik. Bu neyi gösteriyor bizim için? Biz aslında kendimizden daha ne kadar ileri düzeyde, teknoloji yoğun ürün talep eden ülkelere ihracatta bulunuyoruz ve onlar için aslında hangi kategorideyiz? YATIRIMLAR VE YERELLEŞME STRATEJİSİ Peki çokuluslu şirketlerin bir ülkenin ekonomik faaliyetleri içindeki payının yüksek olması hem bir risk ve hem de bir fırsat mıdır? Kesinlikle bir fırsattık. Ciddi bir katma değer bırakılıyor. Belli sektörlerde uluslararası yatırımın Türkiye’de yoğun olarak çalıştığı ve çokuluslu şirketlerin üzerinden ekonomik faaliyetin yürüdüğü yerlerdir. Burada lokalizasyon eğilimi son zamanlarda çok çok yükseldi. Yerelleşme stratejisinde bir faktör olarak da bunu gözden geçirmemizde fayda var. Bugün yatırım için uluslararası yatırımın yoğun olduğu sektörlerde şöyle bir riskimiz var. Çalışmada özellikle Macaristan’ın, Çekya’nın, bu tip ülkelerin çok kuvvetli olduğumuz uluslararası yatırım sektörlerinde gitgide rekabetçi olduğunu, özellikle otomotiv gibi alanlarda, her geçen gün daha fazla yatırım çektiklerini görüyoruz. Türkiye’nin COVID dönemindeki ihtiyaçlarını, özellikle imalat sanayiinde gözden geçirmek, hassasiyetle ele almak da önemli bir politika alanı. TED ARİKTE ÜRÜN NİTELİĞİ ÖNEMLİ Evet, yerli tedarik çok önemli ama geri bağlantıda, malumunuz, uluslararası yatırım hem ileri bağlantıyla hem de geri bağlantıyla çalışıyor, geri bağlantıda o ülkeden tedarikte bulunduğu ürünlerin niteliği çok önemli. Burada uluslararası şirketlerin ve yatırımcıların geri bağlantısındaki şirketlerin çok ciddi gözden geçirilmesi lazım. Biz çalışmada bir finansal risk analizi de yaptık. Tabii takdir edersiniz, bir şirkete yatırımcı olacağınız zaman ya da tedarikçisini seçeceğinizde ilk gözden geçireceği kavram finansal istikrarı, finansal stabilitesidir. Bizim burada farklılaştırılmış finansal koruma programlarına ihtiyacımız olduğunu düşünüyoruz. Çünkü uluslararası şirketlere üretim yapan ve onların ekosistemine girmiş şirketler zorlu bir süreci atlatmış oluyor. Hem uyum açısından hem de bu eşleştirmeyi yakalayabilmek için...”32 EYLÜL 2020 “İ stanbul Sanayi Odası her yıl ilk 500 ve ikinci 500’ü açıklar. İlk 500’ün toplam büyüklüğü 180 milyar dolar civarındadır. İkinci 500 ise 27-28 milyar dolardır. İlk üç şirketin toplamı neredeyse ikinci 500’ün tamamına eşit bir büyüklük karşımıza çıkardı. 26 milyar dolar. İlk 1000 ihracatçı toplam ihracatın 105 milyar dolarını yapıyor. Geriye kalan 90 küsur bin ihracatçı, geri kalan ihracatı yapıyor. Şimdi bir buraya bir de maliyet endeksine bakıyorum. Maliyet endeksindeki durumumuz çok iyi değil. İyi gibi gözüküyor ama hem Vietnam hem Çin bizden çok iyi. Diğer taraftan rekabet endekslerine bakıyorum, iyileştirilmesi gereken çok alan var. Biz KOBİ ekonomisine dayalı bir ülke olarak KOBİ’lerle mi dış ticarette daha başarılı oluruz yoksa bunları birleştirip, konsolide edip, işbirliklerini artırıp onları ön tarafa mı itmeliyiz? Sektör giderlerini bu anlamda mı yönlendirmemiz lazım? Bu soruların yanıtlarını merak ediyorum.” i Vie iyile KOBİ’le “İlk 500’ün ilk üç firmas ı ikinci 500’ün neredeyse tamam ına e şit” İSO Meclis Üyesi Ferdi Erdoğan: “P wC firmasının yaptığı bu değerli çalışma bizleri çok heyecanlandırdı. Kuşak Yol projesi konusunda merak ettiğim bir husus var. Avrupa Birliği’yle olan ilişkilerimiz üzerinde nasıl çalışmalar yapılacak konusunu merak ediyorum. Bizler oralarda nasıl yer alacağız? Raporda çok önemli bir konu var. Mesela ülke olarak bir konuda başarılıysak, o konuda yatırım yapmayı, o konuda gelişmeyi uygun görüyoruz. Ancak dünyada gelişen birçok yeni iş potansiyeli var. Buralarda da ulusal stratejiler belirlemek lazım. İçinde bulunduğum armatür var musluk sektörünün dünyadan aldığı pay çok küçük. Yaklaşık 1,5 milyar dolarlık ihracatımız var ama dünyadaki pazar büyüklüğümüz 110 milyar dolar. Baktığınız zaman hani böyle, kendi içinizde alt sektörlerimizin daha fazla ortaya çıkartacağımız bir yapı ve buradan da başarılı olacak bir strateji belirlenebilir mi diye bir sormak istiyorum.” İSO Meclis Üyesi Gökhan Turhan: “Dünyada birçok i ş potansiyeli var” “Salg ını n küresel ekonomiye etkisi 1,1 trilyon dolar” İSO Meclis Üyesi Şaban Gülbahar: ı. n klüğümüz110milyar “ İS “Ç in’den bütün dünyaya yayılan Koronavirüs tehdidi devam ediyor. Salgının küresel ekonomiye etkisinin 1,1 trilyon dolar olacağı tahmin ediliyor. Bir Kuşak-Bir Yol, tarihi İpekyolu’nu canlandırmak için geliştirilen bir proje bu. Fakat uyandırdığı heyecan dalgasının etkisiyle Türkiye ekonomisine zararı üzerinde pek fazla durulmuyor. İlk açıklamada 65 ülkenin dahil olacağı ilan edilmesine rağmen projeye bugüne kadar 69 ülkenin imza attığını biliyoruz. Projede kuşak İpekyolu, ekonomik kara kuşağı yol ise 21’inci yüzyıl deniz İpekyolu olarak ifade ediliyor. Demiryolu, karayolu, denizyolu, havayolu, dijital yol konseptinin alt başlıkları olarak biliniyor. Projede yer alan ülkelerin genellikle gelişmekte olan ülkelerden seçildiğini görüyoruz. Ekonomileri zaten iyi olmayan ülkeler borç yükü altına girecek, projenin giderlerini karşılayamadıkları zaman farklı bir durum meydana gelecek.” KAPAK Meclis34 EYLÜL 2020 “K oronavirüs sebebiyle Çin’e karşı sosyolojik bir tepki var. Avrupa ve Amerika da Çin malını almak istemiyor. Türkiye’de olduğu gibi, Çinliyle de muhatap olmak istemiyor. Çin de kendi ülkesinde imal edip direkt Avrupa’ya sattığı mala 60 birim fiyat verirken, bunu Türkiye malı gibi gösterdiğinde 100 birime satıyor. Bu nedenle şimdi piyasada inanılmaz Çin firması kuruluyor ve Çinliler büyük sermayeyle gelip Türkiye’den firmaları alıyor. Malzemeler Çin menşeli olmasına rağmen tük menşeli görülüp Avrupa’ya Amerika’ya satılıyor. Şimdi sanayiciler bu durumda, piyasa şartlarında, mevcut kredi olanaklarında Çinlilere karşı korumak ve gerçekten Türk malı olarak ürünleri bırakmayı nasıl sağlayacağız? Bu sorunun cevabını merak ediyorum.” ed göst kuruluy “Çin’e kar şı sosyolojik bir tepki var” İSO Meclis Üyesi Cemal Ayla “K üresel tedarik zincirinin dönüşümünü, değişimini, pandemi nedeniyle risklerini ve fırsatlarını değerlendiriyoruz. Çin bu durumda neyi planlıyor, neyi yapıyor merak ediyorum. Dolayısıyla ikinci adım olarak biz ona uygun ne yapmamız lazım? Bunu değerlendirmemiz gerekli mi diye sormak istiyorum. 24 sektör içinde olmayan, gelişebilecek yeni sektörler kuruluyor. Bazı sektörlerin birleşimiyle beraber, bir fırsat yaratılabilir mi? Mesela Türkiye yazılım geliştirme teknolojileriyle beraber bir fırsat alanı oluşturabilir mi?” “T ürkiye’nin ihracatını engelleyecek bazı engeller var. İhracatımızın yüzde 50’sine yakını Avrupa’ya yapıyoruz. Kimya için de aşağı yukarı bu oran doğru. Ancak Avrupa’nın kimya sanayisi ve Avrupa’nın genel sanayisi bu yılı yüzde 7,5 küçülmeyle, daralmayla kapatacak. Türkiye’de ise bu oran çok daha az. Baktığınız zaman Avrupa için 2021’nin ilk altı ayı içinde yüzde 3,3 daralma konuşuluyor. İhracatımızda bir azalması söz konusu olacak diye düşünüyorum. Avrupa pandemi sürecini bence çok kötü yönetti. Burada Türkiye’nin çok büyük bir başarısı oldu, bunu hepimiz takdir ediyoruz.” İSO Meclis Üyesi Ender Arslan: İSO Meclis Üyesi Haluk Erceber: “Baz ı sektörlerin birle şimiyle beraber, yeni f ırsat yarat ılabilir mi?” “Türkiye Koronavirüs sürecini çok iyi yönetti” “Çin’de ölü say ıs ı neredeyse hiç yok” İSO Meclis Üyesi Nuri Görenoğlu: “ İS “P andeminin müsebbibi Çin Halk Cumhuriyeti insanlara ciddi zararlar veriyor. İnsan kaynağından ekonomiye, insanların gezme seyahatinden günlük ihtiyaçlarını karşılamalarına varıncaya kadar pek çok sıkıntıya sebep oluyor. Latin Amerika, Hindistan’ın güney bandında bulunan ülkelerin hepsi insan kaynağı açısından mahvolmuş durumda. Hiç kimse dönüp de Çin’i dava etmiyor. Bunu gerçekten anlamıyorum. Bence her vatandaş kendi ülkesinde Çin’e karşı dava açmalıdır. Allah korusun, bu sorun Türkiye’den kaynaklanan bir şey olsaydı, bütün dünya bize tepki gösterirdi. Ancak Çin’e hiç kimse tepki göstermiyor.” , zde KAPAK MeclisSANAYİNİN ÇARKLARI YENİDEN DÖNÜYOR Pandemi krizi nedeniyle yavaşlayan üretim haziran ayında yeniden ivmelendi. Sanayicimiz üretmeye devam ediyor. Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 nedeniyle üretimde, tedarik zincirinde ve lojistikte büyük sıkıntılar yaşanırken Türk Sanayicisi üretim kabiliyeti, altyapısı ve öngörüsüyle bu krizi de fırsata çevirmeyi başardı. Şeyhli Mah. Şüheda Cad. No: 33 Pendik – İstanbul/ TURKİYE TEL: 0 216 595 12 41 / 0 850 64 00 967 – Y TÜRK SANAYİSİ PANDEMİDEN GÜÇLENEREK ÇIKIYOR…HABER İSO İkinci 500 Büyük 36 EYLÜL 2020 75.642 201520162017 82.175 107.605 5,35,3 8,68,6 30,930,9 Üretimden Satışlar Üretimden Satışlar [Net, Milyon TL]Değişim [%]İSO SANAYİ 37 İstanbul Sanayi Odası (İSO), geçtiğimiz temmuz ayında kamuoyu ile paylaştığı Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2019 araştırmasının ardından, “Tükiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2019” araştırmasını da 13 Ağustos’da açıkladı. İSO İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu araştırmasında; üretimden satışlar büyüklüğüne göre İSO İkinci 500’ün birincisi, 482 milyon 130 bin lira ile “Panasonic Life Solutions” oldu. 482 milyon 54 bin liralık satışlarıyla “Kervan Gıda” ikinciliği alırken, 481 milyon 440 lira ile de AKA Otomotiv üçüncü sırada yer aldı. 20182019 157.024 137.497 27,827,8 14,214,2Next >