< Previous78 AĞUSTOS 2021 DÜNYA GÜNDEMİ Finans FİNANSIN VE EKONOMİNİN YEŞİL HALİİSO SANAYİ 79İSO SANAYİ 79 2 008 yılında Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nda (UNEP) yeşil ekonomi; bugünün geleneksel ekonomik modeline alternatif, gelecek nesilleri önemli çevre risklerine ve ekolojik kıtlıklara maruz bırakmadan, uzun vadede insanların refahını artıracak mal ve hizmetlerin üretilmesi, dağıtımı ve tüketimiyle ilgili ekonomik etkinlikler sistemi olarak tanımlanıyor. Bir başka ifadeyle, yeşil ekonomi düşük karbon salınımı, çevreye olan sorumluluğu, kıt kaynakların etkin kullanımı gibi kavramları kapsıyor. UNEP’in belirlediği “yeşil sektörler” hem çevresel krizleri aşmakta faydalı hem de yaratacakları istihdam etkisi ve sermaye getirileriyle küresel finans krizinden çıkmak için önemli. Yeşil ekonomi, sürdürülebilir bir kalkınma modeli izlemeyi ve ekolojik kıtlık ile iklim dengesizliğini daha da kötüleştirmeyecek hamleler yapmayı hedefliyor. Sürdürülebilir büyüme için sürdürülebilir tüketim ve üretim, kaynak verimliliğini sağlamak yeşil ekonominin rolüdür. Sürdürülebilir tüketim ve üretim, süreçlerin ve ürünlerin yaşam döngüleri boyunca kaynak tüketimi, atık üretimini ve emisyonları azaltmak için üretim süreçlerini ve tüketim uygulamalarını iyileştirmeyi amaçlıyor. Kaynak verimliliği ise topluma fayda sağlamak için kaynaklarının kullanılma biçimleri ifade ediyor. Amacı ürün ve hizmet birimi başına ihtiyaç duyulan kaynak miktarını ve üretilen emisyonları azaltıyor. Yeşil ekonomi, sürdürülebilir ekonomik büyümeye işsizlik, yatırımlara ve yeteneklere odaklanarak makro ekonomik bir yaklaşım sağlıyor. YEŞİL EKONOMİYE GEÇİŞTE PARİS ANLAŞMASI 2020 yılında sona eren Kyoto Protokolü’nün yerine geçen Paris Anlaşması 22 Nisan 2016 yılında imzalandı. Küresel sera gazı emisyonunun yüzde 55’ini oluşturan 55 paydaşın anlaşmayı kabul etmesiyle 4 Kasım 2016 tarihi itibariyle yürürlüğe girdi. Anlaşmanın en öne çıkan özelliği, tüm ülkelerin katkı sağlayacağı bir sistem öngörülmesidir. İklim değişikliği ile mücadelede ülkeler, kabiliyetlerine göre ortak ama farklılaştırılmış sorumluklar üstlendi. 2020 sonrasındaki süreçte, iklim değişikliğine karşı küresel sosyo/ekonomik dayanaklılığın güçlenmesi anlaşmanın temel hedefini oluşturuyor. Uzun dönemli hedefi, endüstriyelleşme öncesi döneme kıyasen küresel sıcaklık artışının 2°C’nin olabildiğince altında tutulmasıdır. Bu hedef fosil yakıt (petrol, kömür) kullanımını azaltarak, yenilenebilir enerjiye yönelinmesini gerektiriyor. Paris Anlaşması, yeni ekonomik anlayışta üretimde ortaya çıkan karbon miktarını göz önünde bulundurulmasına neden oluyor. Uluslararası ticarette ürünlerin satın alma kararlarını ürünün sahip olduğu karbon salınımı etkileyecek. Üretim süreçlerin önemli girdileri arasında yer alan enerji, yeşil ekonomide aktif rol alıyor. SYSTEMIQ danışmanlık şirketi tarafından yayınlanan “Paris Etkisi: İklim Anlaşması Küresel Ekonomiyi Nasıl Yeniden Şekillendiriyor” adlı raporda, güneş ve rüzgar enerjisinin 2015 yılında en pahalı enerji üretim yöntemi olduğu belirtiliyor. Günümüzde GSYH’nin yüzde 70’inden fazlasını temsil eden ülkelerde rüzgar ve güneş enerjisi, en ucuz yeni nesil üretim yöntemidir. Gelecek projeksiyonunda kömür santrallerinin yüzde 73’ü, yenilenebilir enerji yatırımlarına kıyasla yüksek işletme maliyetlerine sahip olacak. Yeşil ekonomi düzeninde, ülke ekonomilerine yeni büyüme olanakları sunuyor. Fosil enerjiye göre yeşil enerjiye yatırılan her bir dolara karşılık üç kat istihdam sağlayacağı öngörülüyor. Yeni istihdam olanakları otomotivden deniz taşımacılığına, taşımacılıktan çelik endüstrisine ve havacılıktan inşaat sektörüne birçok endüstride mevcut. Örneğin, sürdürülebilir iş modelleri gıda ve arazi kullanımının tüm yönlerine göre ölçeklenirse, önümüzdeki 2030 yılına kadar tahmini 70 milyon iş yaratacağı tahmin ediliyor. Restorasyon ve sürdürülebilir orman yönetimi, 1 milyon dolarlık yatırım başına tahmini doğrudan ve dolaylı 40 iş yaratacağı düşünülüyor. YEŞİL EKONOMİNİN FİNANSA ETKİSİ Finansal risklerin finansal istikrar üzerinde etkisinden politika yapıcılar, finansal düzenleyiciler ve denetleyici otoriteler, iklim ve çevre ile ilgili risklerin finansal karar verme süreçlerine ve finansal risk yönetimine entegrasyonunu teşvik etmek için paralel olarak çalışıyor. Finansal risk yönetimle birlikte, yeşili koruyan finansal araçlar ortaya çıkıyor. Yeşil tahviller, finansal araçlar arasında en yaygın biçimidir. Yeşil tahvillerin belirli davranış kuralları 80 AĞUSTOS 2021 DÜNYA GÜNDEMİ Finans bulunuyor. Bir tahvilin hak kazanabilmesi için hasılat kullanımı ile ilgili kriterlere uyması, proje değerlendirme ve seçimi için bir sürece sahip olması, herhangi bir gelirin uygun şekilde yönetilmesini sağlaması ve ayrıntılı raporlama sunması gerekiyor. İlk Yeşil Tahvil ihracı 2007 yılında Avrupa Yatırım Bankası tarafından 600 milyon Euro değerinde gerçekleştirildi. 2023 yılına kadar yeşil tahvillerin değeri 2,36 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. ABD, Çin ve Fransa en büyük yeşil tahvil ihracatçısıdır. Avrupa Merkez Bankası, yeşil gündemini koruyabilmek için 2016 yılında şirket tahvillerini satın almaya başlayarak yeşil borcun yüzde 20’sini elinde tutuyor. 2021 yılının ilk çeyreğinde sürdürülebilir finansman ihraçları 460 adetle 287 milyar dolara ulaşırken, yeşil tahviller 2020 yılının aynı dönemine göre dört kat büyüyerek 131,3 milyar dolara ulaştı. Gelecek yıllarda sürdürülebilir finansman ve yeşil tahvil ihraçlarına olan eğilimin devam edeceği tahmin ediliyor. Önümüzdeki 10 yıl içinde finansman araçlarının tamamı sürdürülebilir ve sıfır karbon salınımına önem veren işletmelere katkı sağlayacağı bekleniyor. Fosil yakıt ve sürdürülebilir olmayan firmaların finansman bulmasında zorluk yaşaması öngörülüyor. Tavsiye Edilen Görsel Linkleri https://i1.wp.com/www.ecomena.org/wp-content/ uploads/2017/05/green-finance.jpg?ssl=1 https://images.app.goo.gl/yB33Ly9ARwQmvB5N6 https://images.app.goo.gl/EjUWi9PkXShsSiF88 https://images.app.goo.gl/rmLTc8Ua1bnXUoYz9 Kaynakça https://www.europarl.europa.eu/RegData/etudes/ BRIE/2021/679081/EPRS_BRI(2021)679081_EN.pdf https://www.weforum.org/agenda/2020/11/what-is-green- finance/ https://www.climate-chance.org/en/the-new-global-climate- finance-synthesis-report-2020/ https://www.systemiq.earth/resource-category/the-paris- effect-report/ https://www.unep.org/regions/asia-and-pacific/regional- initiatives/supporting-resource-efficiency/green-economyMerkez: Mesa Nurol Kirazlibahce Sitesi C1/D:5 Bahcesehir/İSTANBUL Lojistik Depo: Akse Mah.553.Sok. Reysaş Sitesi 14/1 Çayırova/KOCAELİ Şube: İstanbul Endüstri ve Serbest Bölgesi Matraş Cad. No:3 Tuzla/İSTANBUL www.tatpurchase.com – akutur@tatpurchase.com – eturan@tatpurchase.com – tbatmaz@tatpurchase.com 0 (531) 375 48 41 – 0 (533) 777 20 30 6 Rampa; 80 TIR outband, 40 TIR inbound 7/24 güvenlik brimi , kamera sistemi Modern yayngın söndürme sistemine sahip bina Konsollu ve back to back raf sistemleri, Raflı alan dışında müşteri bazlı lokasyonlarda bulk sistemi ile depolama Picker ve forkliftle donanımlı taşıma ekipmanları Paletli ve dökme yükleme Ambalajlama, setleme, paketleme, etiketlendirme hizmetleri Çayırova’da 10.000 m 2 alanda bulunan tesisimizde Lojistik ve Depolama çözümleri ile hizmetinizdeyiz82 AĞUSTOS 2021 SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK D ünya Limit Aşımı Günü, insanlığın ekolojik kaynaklara ve hizmetlere olan yıllık talebinin, dünyanın bir yılda yeniden üretebileceği kapasiteyi aştığı tarih olarak tanımlanıyor. Küresel Ayak İzi Ağı (Global Footprint Network) tarafından farkındalık yaratmak amacıyla kullanılan Dünya Limit Aşım Günü; 1991’de 9 Ekim, 2001’de 21 Eylül, 2011’de 3 Ağustos’a denk gelirken içinde bulunduğumuz 2021 yılında 29 Temmuz’a denk geliyor. İlgili yıldaki Dünya Limit Aşım Günü tarihi hesaplamaları insanlığın ekolojik ayak izini karşılayabilmek için dünyanın o yıldaki biyolojik kapasitesinin yeteceği gün sayısına dayanıyor. Dünya Limit Aşım Günü matematiksel olarak gezegenin biyolojik kapasitesinin insanlığın ekolojik ayak izine bölünmesi ve bir yıldaki gün sayısı olan 365 ile çarpılmasıyla hesaplanır. Gezegenin biyolojik kapasitesi; dünyanın o yıl üretebileceği ekolojik kaynak miktarını, insanlığın ekolojik ayak izi ise insanlığın o yıl için talebini gösteriyor. Ormanlar, otlaklar ve ekili araziler ile balıkçılık sahaları dahil olmak üzere biyolojik olarak verimli araziler ve denizler dünyanın sunduğu biyolojik kapasiteyi oluşturur. Ekolojik ayak izi ise insanlığın bitkisel gıda, hayvancılık, balıkçılık, kereste ve diğer orman ürünleri DÜNYA LİMİT AŞIMI GÜNÜ İSO SANAYİ 83İSO SANAYİ 83 talepleri ile kentsel altyapı için talep edilen alan ve fosil yakıtlardan kaynaklanan karbondioksit emisyonları ile ölçülüyor. Kısaca insanlığın, dünyanın tüm yıl boyunca yeniden ürettiği tüm biyolojik kaynakları kullandığı gün olarak da tanımlanabilecek olan Dünya Limit Aşım Günü’nün 29 Temmuz 2021’e denk gelmesi de insanlık olarak gezegenimizin ekosistemlerinin yenileyebileceğinden yüzde 74 daha fazlasını kullandığımızı gösteriyor. Ne 1,7 dünya ne de küresel düzeyde bir kaynak ithalatı mümkün olduğu için de insanlık 29 Temmuz’dan yılın sonuna kadar ekolojik açık üzerinden harcayacak veya bir sonraki yılın kaynaklarından tüketecek diyebiliriz. Yapılan hesaplamalar küresel ekolojik ayak izinin, küresel biyolojik kapasitesini ilk defa 1970’lerin başında aştığını gösteriyor. Başta 1970’ten bu yana dünya nüfusunda gerçekleşen yüzde 121 artış kaynaklı olmak üzere ekolojik ayak izinin büyümesi sebebiyle Dünya Limit Aşım Günü her yıl daha erken tarihlere denk geliyor. 2020 yılında pandemi sebebiyle yaşanan küresel kapanmaların etkisi ile Dünya Limit Aşım Günü 2019’a göre üç hafta ileri ötelenerek 22 Ağustos’a denk gelmişti. Bu dönemde özellikle enerji talebinde yaşanan düşüşlerin tarihin ötelenmesinde etkili olduğu belirtiliyor. 2021 yılında yaşanan ekonomik toparlanma sürecindeki kaynak kullanımındaki artışlar ile Dünya Limit Aşım Günü 2019 seviyelerine geriledi ancak iklim değişikliğinin etkileri dikkate alındığında pandemi sürecinde gösterilen kararlılık ve azmin devamlılığı insanlığın geleceği açısından gittikçe önem kazanıyor. Küresel Ayak İzi Ağı, insanlığın ekolojik ayak izinin yüzde 57’sinin karbon emisyonlarından kaynaklandığını ve ekolojik ayak izindeki karbon bileşenini yüzde 50 azaltarak Dünya Limit Aşım Gününü 93 gün erteleyebileceğimizi belirtiyor. Ağın çalışmasında ayrıca dünya çapında gıda atıklarını yarı yarıya azaltarak Dünya Limit Aşım Gününü 13 gün ve 350 milyon hektarlık ormanın yeniden ağaçlandırılması ile de sekiz gün ileri kaydırabileceğimize de yer veriliyor. Dünya Limit Aşım Günü ile ilgili çalışmalar kapsamında ülkeler bazında da limit aşım günleri hesaplanıyor. Buna göre 2021 için Türkiye’nin limit aşım günü 16 Haziran’a denk geldi. Türkiye, dünyaya göre 1,5 ay önce gelecek yılki kaynaklarından kullanmaya başladı. Pandemi etkisindeki 2020’de Türkiye’nin limit aşım gününün 26 Haziran, pandemi öncesi 2019’da 27 Haziran’a denk geldiğini düşündüğümüzde Türkiye’nin bu konuda daha hızlı ve kararlı adımlar atması gerektiği net bir şekilde görülüyor. Kaynak: https://www.overshootday.org/ Dünya Limit Aşımı Günü Ülke Aşım Günleri 2021 HABERLER 84 AĞUSTOS 2021 SANAYİ ODAKLI ÖĞRETMEN EĞİTİMLERİNDE ARTIRILMIŞ GERÇEKLİK VE SANAL GERÇEKLİK EĞİTİMİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ SANAYİ ODAKLI ÖĞRETMEN EĞİTİMLERİNDE İSG VE GÜVENLİ ÇALIŞMA ORTAMI EĞİTİMİ YAPILDI Dijital dönüşüm temalı eğitim başlıkları arasında yer alan Artırılmış Gerçeklik ve Sanal Gerçeklik Eğitimi’ne yer verildi. 9 Haziran 2021 tarihinde gerçekleştirilen eğitim, seçkin eğitmenlerimizden Hakan Mete tarafından verildi. Eğitimde, Dijital Dönüşümde Global Akımlar; Dijital Dönüşüm Haritası; Artırılmış ve Sanal Gerçekliğin Yeri; Üretim, Servis- Bakım ve Satış-Pazarlama Odaklı Çözümler; Global ve Türkiye’den Örnek Uygulamalar konularına değinildi ve canlı artırılmış gerçeklik uygulamalarının katılımcılar tarafından deneyimlenmesi sağlandı. Eğitim serisinin son haftasında sürdürülebilirlik temalı eğitim başlıkları arasında yer alan İSG (İş Sağlığı ve Güvenliği) ve Güvenli Çalışma Ortamı Eğitimi’ne yer verildi. 15 Haziran 2021 tarihinde gerçekleştirilen eğitim, İSO İSG Koordinatörü Murat Çalışır tarafından yapıldı. Eğitimde, meslek liselerinde iş sağlığı ve güvenliği bilincini artırmaya yönelik güncel iş sağlığı-güvenliği mevzuatı ve uygulamaları ele alındı.T ürkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre Haziran 2021’de Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) bir önceki aya göre yüzde 1,94 artarak yüzde 1,4 civarındaki piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleşti. Böylece yıllık TÜFE enflasyonu haziranda 0,93 puan artarak son 25 ayın en yükseği olan yüzde 17,53 seviyesinde gerçekleşti. Haziranda yatay seyreden alkollü içecekler ve tütün haricindeki tüm temel harcama gruplarında aylık bazda fiyat artışları gerçekleşti. Covid-19’un yayılımını önlemek amacıyla mayısta uygulanan tam kapanmanın ardından başlayan kontrollü normalleşme de haziranda bazı sektörlerde yüksek fiyat artışları yaşanmasında etkili oldu. En yüksek aylık enflasyon yüzde 4,46 ile eğlence ve kültür harcama grubunda yaşandı. Diğer yandan, aylık TÜFE enflasyonuna en yüksek katkılar 0,43 puanla ulaştırma ve 0,38 puanla ev eşyası kalemlerinden kaynaklandı. Bu iki grupta aylık enflasyon sırasıyla yüzde 2,79 ve yüzde 4,5 olarak kaydedildi. Gıda enflasyonu aylık yüzde 0,88 olarak gerçekleşmiş ve manşet TÜFE enflasyonuna 0,23 puan katkı yaptı. Yıllık enflasyondaki artışın ise en önemli kaynağı, baz etkilerinin de katkısıyla gıda fiyatları oldu. Bu grubun yıllık TÜFE enflasyonuna etkisi mayıs ayına göre 0,61 puan arttı, ev eşyası fiyatlarında ise bu artış 0,33 puan oldu. Yıllık enflasyona katkısı azalan sektörler ise ulaştırma, haberleşme ve alkollü içecekler ve tütün oldu. Fiyat oluşumlarında geçici etkenlerin ve yönetilen/yönlendirilen fiyatların enflasyon sepeti dışında bırakılmasıyla elde edilen çekirdek TÜFE MAKRO GÖSTERGELER 2021 yılının Haziran ayında bir önceki aya göre TÜFE yüzde 1,94, Yİ-ÜFE ise yüzde 4,01 arttı. Böylece yıllık TÜFE enflasyonu 0,93 puan artışla yüzde 17,53’e, yıllık Yİ-ÜFE enflasyonu ise 4,56 puan artışla yüzde 42,89’a yükseldi. 86 AĞUSTOS 2021 25,36 17,53 42,89 -10 0 10 20 30 40 50 TÜFE İSO SANAYİ 87 enflasyonu (C Endeksi) haziranda aylık yüzde 2,54 ile manşet enflasyonun oldukça üzerinde gerçekleşti. Böylece yıllık çekirdek enflasyon 0,47 puan artarak yüzde 17,47’ye yükselmiş ve son 27 ayın ikinci en yüksek seviyesinde gerçekleşti. Normalleşmenin yanı sıra kur ve emtia fiyatlarındaki gelişmelerin etkisiyle yıllık temel mal enflasyonu 1,08 puan artarak yüzde 21,92’ye yükselirken, hizmet sektörü enflasyonu ise otel ve lokanta gibi bazı kalemlerdeki fiyat artışlarına rağmen 0,16 puan düşüşle yüzde 13,46’ya geriledi. Yİ-ÜFE YÜZDE 4,01 ARTTI Haziranda Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) ise yüzde 4,01 oranında arttı, bu gelişme yıllık Yİ-ÜFE enflasyonunu 4,56 puanlık bir artışla son 32 ayın en yüksek seviyesi olan yüzde 42,89’a taşıdı. Yine Türk lirasındaki değer kaybı, emtia fiyatlarının birikimli etkileri ve küresel tedarik zincirlerinde süregelen aksamalar, üretici enflasyonda belirleyici etkenler oldu. Baz etkilerinin de katkısıyla ara mallarda yıllık Yİ-ÜFE enflasyonu yüzde 54,89 seviyesine yükseldi. Haziranda aylık Yİ-ÜFE enflasyonuna en yüksek katkılar gıda, ana metal, rafine petrol ürünleri ve enerji sektörlerinden kaynaklandı. Yıllık enflasyonun yükselmesine de yine gıda, ana metal ve enerji ile birlikte tekstil sektörünün katkısı yüksek oldu. Özetle, haziran ayı itibarıyla enflasyonda maliyet yönlü unsurlar ile ve arz yönlü faktörlerin etkisi devam ederken, kademeli normalleşme nedeniyle belli başlı sektörlerde ağırlıklı olarak talep yönlü enflasyonist baskı da güçlendi. Ayrıca Yİ-ÜFE ve TÜFE yıllık enflasyon oranları arasındaki farkın 25,36 puana yükselerek 2018 sonbaharındaki seviyesini de geçmiş olması önümüzdeki aylarda özellikle maliyet yönü baskıların tüketici enflasyonu üzerinde etkili olmaya devam edeceğini gösteriyor. Beklentiler tarafında, Merkez Bankası (TCMB) tarafından 30 Nisan’da açıklanan Enflasyon Raporu’nda yılsonu TÜFE enflasyonu tahmini, özellikle TL cinsi ithalat fiyatları ile gıda fiyatlarındaki beklentilerin yükselmesine bağlı olarak bir önceki rapora göre 2,8 puan yukarı yönlü revizyonla yüzde 12,2 olarak açıklandı. 2022 tahmini ise 0,5 puan artışla yüzde 7,5’e yükseldi. TCMB’nin aylık bazda açıkladığı Piyasa Katılımcıları Beklenti Anketi’nde ise ekonomistlerin yılsonu enflasyon beklentisi temmuzda, haziran ayına göre 1,18 puan artarak yüzde 15,64’e yükseldi. Aynı ankette 12 ay sonrasına ilişkin yıllık TÜFE enflasyonu beklentisi 0,5 puan artışla yüzde 12,62’ye, 24 ay sonrasına ilişkin beklenti ise 0,27 puan artışla yüzde 10,43’e yükseldi. Her iki beklenti de yaklaşık iki yılın en yüksek seviyelerine ulaştı. Salgın kısıtlamalarının gevşetilmesi ve aşılamaların da yayılmasıyla birlikte yurtiçi talebin güçlü seyri, Türk lirasının devam eden kırılganlığı ve emtia fiyatları kaynaklı baskılar nedeniyle önümüzdeki döneme ilişkin riskler yönde yoğunlaşmaya devam ediyor. Ayrıca temmuz ayı başından itibaren geçerli olmak üzere elektrik, doğalgaz, LPG gibi yönetilen/yönlendirilen fiyat kalemlerine yönelik artışların enflasyon üzerindeki etkileri de takip edilecek. -ÜFE ve TÜFE Enflasyonu (%) 0 5 10 15 20 25 30 35 40 Temel MallarHizmetler Yıllık Enflasyon: Temel Mallar ve Hizmetler (%)Next >