< Previous28 EKİM 2021 ülkeden 21’inde endeks eşik değer 50’nin üzerinde ölçüldü. Tedarik sorunları büyümeyi sınırladı ve enflasyonda artışın sürmesine yol açtı. A ğustosta Küresel İmalat Sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi® (PMI), temmuz ayına göre 1,3 puan düşüşle 54,1’e geriledi ve küresel imalat sektöründe altı ayın en sınırlı büyümesine işaret etti. İmalat PMI hesaplanan 31 MAKRO İstanbul Sanayi Odası Dünya İmalat PMI KÜRESEL İMALAT PMI’I AĞUSTOSTA 54,1 OLARAK GERÇEKLEŞTİ30 EKİM 2021 kaybetmekle birlikte yine de güçlü büyüme kaydetti. Mısır’da üretim önceki aya göre yatay seyrederken ekonomik aktivitenin daraldığı tek ülke Lübnan oldu. Ağustos ayında Asya’nın bazı bölgelerinin delta varyantından etkilenmeye devam etmesi, üretimde keskin düşüşlere yol açtı. Malezya, Vietnam, Endonezya ve Myanmar en kötü etkilenen ülkeler arasında yer alırken, Çin’de ekonomik aktivite son 16 ayda ilk kez daraldı. Diğer BRIC ülkelerine bakıldığında, Rusya’da ekonomik aktivitenin 2020 sonundan beri ilk kez daraldığı görüldü. Bununla birlikte diğer ülkelerde daha pozitif eğilimler gözlendi. Hindistan’da üretim son dört ayda ilk kez artış kaydederken Brezilya üst üste üçüncü ay büyüme kaydetti. İstanbul Sanayi Odası Türkiye İhracat İklimi Endeksi hakkında değerlendirmede bulunan IHS Markit Ekonomi Direktörü Andrew Harker, şunları söyledi: “Ağustosta özellikle Euro Bölgesi’nde güçlü büyümenin devam etmesi, Türk imalatçılarının ihracat faaliyetlerini güçlü şekilde desteklemeye devam etti. Diğer yandan son dönemde ABD ve Birleşik Krallık gibi pazarlarda büyüme hızları yavaşlarken talebin güç kaybettiğine yönelik işaretler gözlendi. Bu nedenle firmaların umudu, yılın geri kalanında koşulların güçlü ve sürdürülebilir bir hızda iyileşmeye devam etmesi yönünde olacak.” T ürkiye imalat sektörünün ana ihracat pazarlarındaki faaliyet koşullarını ölçen İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi’nin Ağustos 2021 dönemi sonuçları açıklandı. Endekste eşik değer olan 50,0’nin üzerinde ölçülen tüm rakamlar ihracat ikliminde iyileşmeye, 50’nin altındaki değerler ise bozulmaya işaret ediyor. Temmuzda 57,7 olan İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi, ağustosta 55,9’a gerilemesine rağmen Türk imalatçılarının ihracat ikliminde üst üste yedinci ay iyileşmeye işaret etti. Talep koşullarındaki güçlenme mart ayından beri en düşük hızda gerçekleşse de güçlü düzeylerini korudu. AVRUPA’DA BÜYÜME YÜKSEK TEMPODA Euro Bölgesi ekonomilerindeki büyüme ağustosta genel olarak yüksek tempoda kaldı. Almanya, Fransa, İspanya ve Hollanda’da büyüme hafif yavaşlarken, İtalya’da ise 15 yıldan uzun bir dönemdeki en hızlı genişleme gerçekleşti. Bu beş ülke, Türk imalat sanayi ihracat pazarının dörtte birinden fazlasını oluşturuyor. Diğer önemli ihracat pazarları, üçüncü çeyrek ortasında daha belirgin yavaşlama işaretleri gösterdi. Birleşik Krallık altı aydır devam eden mevcut genişleme dönemindeki en yavaş büyümeyi kaydetti. Bu arada talepteki yavaşlamaya ve kapasite sorunlarına bağlı olarak ABD’de üretim yılbaşından beri en düşük oranda arttı. ORTA DOĞU’NUN BÜYÜK BÖLÜMÜNDE BÜYÜME OLDU Ağustosta Orta Doğu’nun büyük bölümünde ekonomik aktivite büyüme kaydetti. Birleşik Arap Emirlikleri iki yılı aşkın dönemin en hızlı yükselişini kaydederken Katar’da büyüme son bir yılın en yüksek oranında gerçekleşti. Suudi Arabistan’da petrol dışı ekonomik aktivite ivme MAKRO İstanbul Sanayi Odası Türkiye İhracat İklimi Endeksi İSO TÜRKİYE İHRACAT İKLİMİ ENDEKSİ AĞUSTOS AYINDA 55,9 OLDUMAKRO GÜNDEM TÜRKİYE EKONOMİSİ YILIN İKİNCİ ÇEYREĞİNDE YÜZDE 21,7 BÜYÜDÜ 32 EKİM 2021 Türkiye’nin gayrisafiyurtiçi hasılası (GSYH) 2021 ikinci çeyreğinde yıllık yüzde 21,7 ile beklentilere yakın bir büyüme kaydetti. İlk çeyrekteki yüzde 7,2’lik (revize) gerçekleşmeyle birlikte 2021’in ilk yarısında yıllık büyü- me yüzde 14,3 oldu. Bu arada ikinci çeyrek dönemsel GSYH rakamlarıyla birlikte açıklanan bağımsız yıllık GSYH verilerine göre, 2020 yılı büyüme oranı yüzde 1,8 olarak teyit edildi. Ancak TL’deki değer kaybının etkisiy- le kişi başına GSYH yüzde 6,6 düşüşle 9.208 dolardan 8.597 dolara geriledi. Covid-19 salgınının etkisiyle 2020’nin ikinci çeyreğinde yaşanan yüzde 10,4’lük daralmaya bağlı düşük baz etkisi, 2021’in ilk yarısında büyüme oran- larının yüksek olmasında rol oynadı. Bu ne- denle son dönemlerde GSYH verilerinde bir önceki çeyreğe göre değişimler özel olarak önem taşıyor. İkinci çeyrekte takvim ve mev- sim etkisinden arındırılmış verilerle GSYH, bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,9 büyüyerek birinci çeyrekteki yüzde 2,2’lik büyüme per- formansına kıyasla yavaşlama kaydetti. İlk çeyrekte dönemsel olarak yüzde 0,7 azalan -3,3 6,9 -5,8 6,4 5,8 9,8 9,0 6,9 5,0 0,8 -4,8 8,4 11,2 4,8 8,5 4,9 6,1 3,3 7,5 3,0 0,9 1,8 14,3 -8 -6 -4 -2 0 2 4 6 8 10 12 14 16 Yıllık GSYH, Büyüme (%)İSO SANAYİ 33 hanehalkı tüketimi ikinci çeyrekte yüzde 1,6 artarak toparlandı. Yıllık bazda ise 2020 ikinci çeyreğindeki yüzde 9,2’lik daralmanın üzerine 2021’in aynı dönemin- de yüzde 26,3 arttı ve toplam GSYH büyüme oranına 13 puan katkı sağladı. Devletin nihai tüketim harcamaları ilk çeyreğe göre yüzde 0,7 artmış ve ilk çeyrekteki yüzde 0,8’lik düşüşün ardından büyük ölçüde toparlandı. Yıllık bazda yüzde 4,2 artan kamu tüketim harcaması, yüzde 21,7’lik büyümeye 0,7 puanlık sınırlı bir katkı yaptı. Yatırım harcamaları, ilk çeyrekte yüzde 1,4’lük büyü- menin ardından ikinci çeyrekte yavaşlayarak yüzde 0,7 arttı. Yıllık bazda ise 2020’nin ikinci çeyreğindeki yüz- de 5,9’luk daralmayı güçlü şekilde telafiederek yüzde 20,3 sıçrama kaydetti. Yıllık büyümeye 5,6 puan katkı yaptı. Bu dönemde inşaat yatırımlarındaki yüzde 12,2’lik büyümeye karşılık makine-teçhizat yatırımlarının yüzde 35,2 ile çok daha hızlı artması olumlu bir gelişmedir. Dış ticaret tarafında ise 2021’in ilk çeyreğinde yüzde 2,8’lik (çeyreksel) düşüşün ardından ihracat yüzde 2,2 arttı, ithalat ise ilk çeyrekteki yüzde 9,7 azaldıktan sonra ikinci çeyrekte yüzde 3,3 ile düşüşünü sürdürdü. Yıllık bazda ise 2020 ikinci çeyrekte yüzde 36,4 daralan ihracat 2021’in aynı döneminde yüzde 59,9 toparlandı, ithalat ise 8’lik düşüşün üzerine yüzde 19,2 arttı. Böylece ikinci çeyrekte net dış talep yıllık GSYH büyümesine 8,7 puan- lık katkı sağladı. İlk çeyreğe göre bakıldığında da net dış talep, büyümeyi 1,8 puan olumlu etkiledi. Üretim yönünden bakıldığında, ikinci çeyrekte sanayi sektörü yüzde 1,2 (çeyreksel) büyüdü, ancak ilk çeyrek- teki yüzde 2,3’lük orana göre hız kaybetti. Burada imalat sanayiindeki yüzde 0,8’lik daralma etkili oldu. Diğer yan- dan yıllık bazda 2020’nin ikinci çeyreğinde yüzde 15,9 daralan sanayi sektörü 2021’in aynı döneminde yüzde 40,5 ile büyük bir sıçrama kaydetti (imalat: yüzde 17,7 küçülmenin üzerine yüzde 43,4 büyüme). Tarım sektö- rü bir önceki döneme göre ilk çeyrekteki yüzde 2,3’lük büyümenin ardından ikinci çeyrekte yüzde 1,8 daralarak 11 çeyreğin ilk küçülmesini kaydetti. Yıllık bazda ise tarımda yüzde 2,3 büyüme yaşandı (2020 ikinci çeyrek: yüzde 5,4 büyüme). 2020’nin ikinci çeyreğinde yıllık yüz- de 5,4 küçülen inşaat sektörü 2021’in ikinci çeyreğinde yüzde 3,1 büyüyerek kısmen toparlanabildi. Dönemsel kıyaslandığında ise ilk çeyrekteki yüzde 21’lik baz etkisi kaynaklı sıçramayı takiben ikinci çeyrekte yüzde 1,5 daralma gösterdi. Hizmetler sektörü ilk çeyrekteki yüzde 1,1’lik dönemsel büyüme hızını ikinci çeyrekte yüzde 2,1’e çıkarmış, yıllık bazda ise 2020 ikinci çeyreğindeki yüzde 26,7’lik küçülmenin ardından 2021 ikinci çeyre- ğinde yüzde 45,8 ile çok güçlü toparlandı. E konomimizin ikinci çeyrek büyüme performansı, yaşadığımız pandemi koşullarında her türlü övgüyü hak ediyor. Sanayimizin bu büyümeye katkısı ise gurur verici. İmalat sanayinin büyümede yarattığı yüksek ivme, bir anlamda sanayimizin pandemi başladığından bu yana rüştünü fazlasıyla ispatladığının da bir göstergesi. Bu nedenle Türkiye’nin sanayiye verilecek destek konusunda en ufak şüphesi olmaması lazım. Rakamlarla bu belgelendi. İkinci çeyrekte sanayi sektörünün yıllık bazda yüzde 40,5 büyümesinde bir baz etkisinden de söz etmemiz gerekse bile, bu performansı, sanayimizin gerek iç piyasada ve gerekse ihracatta önüne gelen fırsatları en iyi şekilde değerlendirerek, yeni pazarlar bularak, pandemiden bu yana yazmakta olduğu başarı hikayesini sürdürdüğünü gösteriyor. Sanayiciler olarak bu başarıyı büyük ölçüde kendi kas gücümüzle başardık. Bundan sonrası için birçok temel konunun çok daha güçlü olarak gelişmesi gerekiyor. Önümüzde bekleyen en önemli konu yüksek enflasyon. Enflasyonun mutlaka orta vadede hatta kısa vadede hayatımızdan çıkması gerekiyor. İhracattaki başarının sürdürülebilmesi için Türkiye’nin yeni yatırımlara ihtiyacı var. Mevcut kapasite ile ancak buraya gelebiliyoruz. Sanayinin finansman ihtiyacı var. Hem işletme sermayelerinin farklı nedenlerden zor döndüğü hem de yeni yatırımlara ihtiyaç olduğu dönemde finansman ihtiyacı geçmişten çok daha fazla. Bu nedenle sanayimizin pozitif bir ayrımcılıkla desteklenmesi gerekiyor. Ben bu büyüme performansının ardından sanayicinin ödülünün bu olması gerektiği kanaatindeyim. Sanayimizin istihdam ile bağlantısına da değinmek istiyorum. İstihdam sanayimiz ve ülkemiz için olmazsa olmaz bir konu. Bir yandan işsizlikte yaşadığımız sorunlar ortadayken, öte yandan işgücümüzü sanayi ile buluşturmakta zorlanıyoruz. Bu nedenle sanayideki yeni yatırımlar yeni istihdam alanlarının açılması ve kapsayıcı büyümenin sağlanması açısından çok önemli. Bu noktada şunu söylemek isterim ki, bir zafer sarhoşluğuna girmeden, yıllar sonra özgüvenini yakalayarak kendini ispatlamış olan sanayimizin bu başarısını sürdürülebilir desteklerle kalıcı hale getirilmeliyiz… Burada önemli olan sanayi sektörümüzün gelecek yıllar adına bu başarısını nitelikli ve sürdürülebilir hale getirerek kalıcı şekilde devam ettirmesidir. “SANAYİNİN PANDEMİDEN BU YANA YAZDIĞI BAŞARI HİKAYESİ SÜRÜYOR” İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan:34 EKİM 2021 MECLİSİSO SANAYİ 35 İ stanbul Sanayi Odası (İSO), eylül ayı olağan Meclis toplantısı, “Eğitimde Yeni Eğilimler, Mesleki ve Teknik Eğitimde Paradigma Değişiminin Sanayimiz Açısından Önemi” ana gündemi ile 22 Eylül 2021 tarihinde Hilton İstanbul Bomonti Hotel’de yapıldı. İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay’ın yönettiği ve İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantıya Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Mahmut Özer konuk oldu. Toplantıya Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede de katıldı. İSO Meclis Üyeleri’ne seslenen Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Mahmut Özer, kendisini yabancı bir ortamda değil, aile içinde gibi hissettiğini söyleyerek konuşmasına başladı. Mesleki eğitim ile ilgili tüm süreçleri İSO ile birlikte planladıklarını söyleyen Özer, kararlı bir şekilde mesleki eğitimle ilgili yola çıkıldığı zaman, farklı noktalara da açılım yapılabildiğinin görüldüğünü belirtti. Özer, 33 okulla başladıkları projede güzel sanatlar ile ilgili açılım yapıldığını ve ardından özel eğitim meslek okullarının da projeye dahil edildiğini dile getirdi. Kaynakçılıkla ilgili yıllardan beri şikayetler geldiğini aktaran Özer, bu sorunları çözmek için kaynakçılık mükemmeliyet merkezleri oluşturduklarını ifade etti. “DAHA YÜRÜYECEK ÇOK YOLUMUZ VAR” Özer, Milli Eğitim Bakanlığı’nın mesleki eğitimde yapmış olduğu tüm hamlelerin ya Milli Eğitim Bakanlığı’ndan İstanbul Sanayi Odası’na yansıdığını veya İstanbul Sanayi Odası’nda pişirilerek, AR-GE’si çalışılarak, mesleki eğitimde diğer illerdeki çalışmalara yansıdığını belirtti. Meclis Başkanına, İstanbul Sanayi Odası Başkanına ve Meclis Üyelerine, geçen üç yıllık süreçte mesleki eğitimi çok daha güçlü bir noktaya gelmesinde yol arkadaşlığı ettikleri için şükranlarını sunan Özer, “İnşallah daha yürüyecek çok yolumuz var” dedi. Özer, sözlerine şöyle devam etti: “Sadece mesleki eğitimin niteliğinin artırılmasıyla ilgili değil, ülkemizin en temel sorunlarından biri olan genç işsizliğini azaltmayla ilgili de lise ve üniversite mezunları için isteyenlere mesleki eğitimi tamamlama eğitimiyle ilgili çalışmalarımızı nihayetlendirdik. İnşallah Türkiye’de genç işsizliğini azaltmayla ilgili mesleki eğitimi çok farklı boyutlara ulaştıracağız. En etkin, en verimli enstrüman olarak kullanabilmek için tüm bakanlıklarımızla işbirliği içinde yeni açılımlar yapmaya devam edeceğiz.” Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Mahmut Özer: MESLEKİ EĞİTİM İŞ BİRLİĞİNDE EN BAŞARILI PAYDAŞIMIZ İSO Millî Eğitim Bakanı Prof. Dr. Mahmut Özer, İSO Meclisi’nde yaptığı konuşmada Türkiye’de akademik olarak başarılı öğrencilerin meslek liselerini tercih etmeye başladığını söyledi. Mesleki eğitim iş birliği projesini en başarılı şekilde uyguladıkları ortağın İSO olduğunu belirten Özer, Türkiye’nin iddiasının beşeri sermayenin niteliğinden geçtiğini söyleyerek “Eğitimde fırsat eşitliğini koruyabilmek için okulların açık tutulması bir zorunluluk. İSO’ya bu süreçte okulların açık tutulmasına ve aşı kampanyasına destek verdiği için teşekkür ediyorum” dedi.36 EKİM 2021 MECLİS “OKULLAR İLK AÇILAN VE SON KAPATILAN YERLER OLMALI” Mart 2020’den beri dünyanın hiç deneyimlemediği ve hazırlık yapmadığı bir süreçle yüz yüze kaldıklarını hatırlatan Özer, bu süreçten en çok etkilenen sektörlerden birinin eğitim olduğunu anlattı. Yüz yüze eğitim sürecinde öğrencilerin mağdur olmaması için verilen ara nedeniyle öğrenme kayıplarını indirmek için inanılmaz çaba sarf ettiklerine işaret eden Özer, aşının artık vatandaşların kolay erişimine ulaştığını ve okulların ilk açılan ve son kapatılan yerler olmak zorunda olduğunu vurguladı. Milli eğitim sisteminin kapasitesinin inanılmaz yüksek olduğuna dikkat çeken Özer, 18 milyon öğrenci, üniversiteler de dahil edildiğinde 26 milyon öğrenci, 1,2 milyon öğretmen, 100 binin üzerinde idari personel, 150 bin servis şoförü ile dev bir yapı olduğuna dikkat çekti. Hayatın normalleşmesi için önce eğitimin normalleşmesi gerektiğine dikkat çeken Özer, “Eğitim sistemi Türkiye’nin örneklemi değil Türkiye’nin bir evreni. İl, ilçe bazlı değil sınıf bazlı vaka yaklaşımını geliştirdik. Alınması gereken önlemler rehberini hazırladık. Bizim eğitim sistemimizde 57 bin 108 devlet okulu, 71 bin 320 okul ve 850 bin dersliğimiz var” dedi. Sadece vakanın temas olduğu sınıflara 14 gün ara verildiğine dikkat çeken Özer, bu süreçte eğitimin devam etmesi için okullara her türlü desteği verdiklerini anlattı. Bu durumu kararlılıkla uygulamaya devam edeceklerini kaydeden Özer, “Okulları açık tutmada en büyük avantajımız öğretmenlerin aşılanma oranı. Öğretmenlerin aşılanma oranları Türkiye ortalamasının çok üzerinde birinci doz yüzde 92, ikinci doz bağışıklığı olanlar da dahil yüzde 85’lerde. Öğretmenlerde vaka sayıları çok düşük” dedi. Özer, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’nin iddiası beşeri sermayenin niteliğinden geçiyor. Okulları kapalı tutarsak bu iddiamızı kaybederiz. Okulların açık tutulması bir mili güvenlik meselesidir. Öğrencilerimizi sadece öğrenme açısından değil, psikolojik ve sosyal gelişimleriyle, kültür sanat eğitimleriyle her alanda yetişmiş insanlar olarak Türkiye’nin geleceğinin inşasında sorumluluk alacak şekilde yetiştirmek zorundayız. Okullar kapalı olursa bundan en çok etkilenen dezavantajlı gruplar oluyor. Bu çocuklar için okullar sadece öğrenme ortamı değil, evinden çıkıp kültürle sanatla sporla tanışıp sosyalleştiği ortamlar. Eğitimde fırsat eşitliği diyorsak okulları açık tutmak zorundayız. İSO’ya da bu süreçte okulların açık tutulmasına ve aşı kampanyasına destek verdiği için teşekkür etmek istiyorum.” “YENİ İŞ BİRLİĞİ MODELİNDE İŞVEREN AKTİF BİR ŞEKİLDE İŞİN İÇİNDE YER ALIYOR” Mesleki eğitimin yerinde olmasının sadece nitelikli işgücü demek değil, orta öğretim sisteminin de yerli yerine oturması demek olduğunun altını çizen Özer, 1999’daki katsayı uygulamaları sonrasında akademik olarak başarılı öğrencilerin mesleki eğitimi tercih etmediğini belirtti. Öğrencilerden başarı E ylül ayı Meclis toplantısı İstanbul Sanayi Odası Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay tarafından açıldı. Okyay, toplantıda gündeme ilişkin şu açıklamalarda bulundu: “Bizi bugüne getiren alışkanlıklarımız değişiyor. Sanayi sektörü olarak sürdürülebilir büyüme için nitelikli insan kaynağına ihtiyacımız var. Verimlilik ve istihdam ile hayat kalitesi meydan okumaları neticesinde teknolojik dönüşüm hızlanıyor. Bugün artık veri eksponansiyel olarak büyüyor. Veri analizi çeşitleniyor. Öğrenme hızı önemli bir rekabet unsuru haline geldi. Yapay zeka teknolojilerinin benimsenmesinin dünya ekonomisinin yarısını etkileyeceği hesaplanıyor. Geleceğin uluslararası rekabetinde inovasyon, bilgi, beceri kavramları belirleyici olacak. Hareketsizliğin bedeli her ülke için çok ağır olabilir. Geleceğe dair en temel sorulardan biri herkese yetecek kadar iş olacak mı? 2020 yılında yapılan çalışmaya göre Türkiye’de 2030 yılında 7,6 milyon iş kaybolacak ancak 8,9 milyon yeni iş olacak. İşi gelir kapısına indirgeyen argüman yerine insanı temel alan bakış açısı lazım.” “GELECEĞİN ULUSLARARASI REKABETİNDE İNOVASYON, BİLGİ, BECERİ KAVRAMLARI BELİRLEYİCİ OLACAK” İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay: İSO SANAYİ 37 beklentisi düştükçe öğretmenlerin de eğitimden kopmaya başladığını söyleyen Özer, iş gücü piyasasının aradığı elemanı bulamamaya, bulsa bile yeterli niteliğinin yeterli gelmemesine başladığını ekledi. Özer, yeni iş birliği modelinde ise işverenin aktif bir şekilde işin içine girdiğini belirtti. Covid-19 sürecinde mesleki eğitimin performansından bahseden Özer, üretim kapasitesini devreye soktuklarını, maskeden dezenfektana ve tek kullanımlık önlüğe kadar ihtiyaçları vatandaşların hizmetine sunduklarını dile getirdi. Özer, meslek liselerinin sadece iş gücü piyasasına nitelikli eleman yetiştirmediğini aynı zamanda olağanüstü koşullarda devletin ve milletin harekete geçirebileceği bir kapasitesinin olduğunu vurguladı. Türkiye’de akademik olarak başarılı öğrencilerin meslek liselerini tercih etmeye başladığını belirten Özer, mesleki eğitimi en başarılı şekilde uyguladıkları ortağın İSO olduğunu sözlerine ekledi. “YÜZDE 1’LİK DİLİMDEN İLK DEFA MESLEKİ EĞİTİM, ÖĞRENCİ ALDI” Yüzde 1’lik dilimden ilk defa mesleki eğitimin öğrenci almaya başladığını söyleyen Özer, “Fen lisesine gidebilecek puanı alan öğrenciler artık mesleki eğitimi tercih edebiliyor. Bu bir dönüşümün başladığının göstergesidir. Eğitimle işgücü piyasası el ele verdiği zaman, süreci nasıl şekillendirebileceğini ve birlikte hareket ettiği zaman çözülemez gibi duran sorunların aslında nasıl kolaylıkla çözülebildiğini izliyoruz. Bu modeli de en başarılı bir şekilde uyguladığımız ortağımız İstanbul Sanayi Odası’na çok teşekkür ediyorum” dedi. Next >