< Previous200 MAYIS 2022 ADLARININ AÇIKLANMASINI İSTEMEYEN KURULUŞLAR SEKTÖRLER VE SERMAYE DAĞILIMLARI Sektör Ekonomik Faaliyet Kodu (NACE Rev. 2) Ekonomik Faaliyet Kodu (ISIC Rev. 2) Kamu / Özel Sıralaması Genel Sıralama Sermaye Dağılımı KamuÖzelYabancı Halka Açık ............................................ Özel32.1390660,00100,000,000,00 ............................................ Özel0721088940,000,00100,000,00 ............................................ Özel24372971030,00100,000,000,00 ............................................ Özel103111371440,00100,000,000,00 ............................................ Özel273831601670,00100,000,000,00 ............................................ Özel283821982050,00100,000,000,00 ............................................ Özel263832262330,00100,000,000,00 ............................................ Özel133212282350,00100,000,000,00 ............................................ Özel203512352420,0051,0049,000,00 ............................................ Özel293842792860,0094,565,440,00 ............................................ Özel253812983050,000,00100,000,00 ............................................ Özel273833173250,00100,000,000,00 ............................................ Özel273833313390,00100,000,000,00 ............................................ Özel203513363440,00100,000,000,00 ............................................ Özel133213463540,00100,000,000,00 ............................................ Özel203523503580,00100,000,000,00 ............................................ Özel103113593670,00100,000,000,00 ............................................ Özel203513873950,00100,000,000,00 ............................................ Özel103114234310,00100,000,000,00 ............................................ Özel213524414490,0070,0030,000,00 ............................................ Özel223564534610,000,00100,000,00 ............................................ Özel133214564640,00100,000,000,00 ............................................ Özel143224925000,00100,000,000,00MAYIS 2022 201 Açıklamalar 1 - Ekonomik Faaliyet Kodu: 2021 yılında kuruluşların ekonomik faaliyet kodları hem Avrupa Topluluğu’nda Ekonomik Faaliyetlerin İstatistiki Sınıf- laması (NACE Rev. 2, 2022) hem de Birleşmiş Milletler-Tüm Ekonomik Faaliyetlerin Uluslararası Standart Sanayi Sınıf- laması'na (ISIC Rev. 2) göre verilmiştir. Kuruluşların ekonomik faaliyet alanları, Ekonomik Faaliyet Kodları tablosunda gösterilmektedir. 2 - Kamu / Özel Sıralaması: Kuruluşların kamu ve özel kuruluş olma durumuna göre kendi grupları içindeki sıra numaraları bu sütunda belirtilmiştir. 3 - Genel Sıralama: Kuruluşların İSO 500 içindeki sırasını göstermektedir. 4 - Sermaye Dağılımı: Kuruluşların sermaye dağılımları yüzde olarak, kamu, özel yerli sermaye, yabancı sermaye ve halka açıklık ayrımına göre verilmiştir. 5 - Adlarının Açıklanmasını İstemeyen Kuruluşlar: Bu bölümde İSO 500 Büyük Sanayi Kuruluşu içinde sıralamaya giren, fakat adlarının açıklanmasını istemeyen kuruluşla- ra ait sektör dağılımları, (-) olarak belirtilmiş, çalışmanın bütünlüğünü bozmamak için tabloya ayrıca eklenmiştir.İSO, üyelerine Çin’in kapılarını açıyor www.iso.org.tr/iso-cin-masasiYORUMLAR PROF. DR. ERHAN ASLANOĞLU YAKIN DÖNEM GELİŞMELERİ IŞIĞINDA TÜRK SANAYİSİNE İLİŞKİN KÜRESEL RİSKLER VE BEKLENTİLER DR. CAN FUAT GÜRLESEL KÜRESEL TEDARİK ZİNCİRLERİNDE DEĞİŞİM VE İSO 500’ÜN İHRACAT PERFORMANSINA ETKİLERİ FERDA BESLİ 2021 YILINDA İSO 500 ŞİRKETLERİNİN MALİ YAPI VE FİNANSALLARINDA YAŞANAN DEĞİŞİKLİKLER GÖKHAN ŞEN İSO 500’ÜN İHRACAT PERFORMANSI VE AR-GE, TEKNOLOJİ VE REKABET ODAKLI BİR DEĞERLENDİRME PROF. DR. FATİH ÖZATAY BU DURUMDAN NASIL ÇIKACAĞIZ? "MAYIS 2022 205 021 yılında yüzde 11 büyüyen Türkiye ekonomisi, dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden birisi oldu. Bu büyümenin lokomotifi büyük oranda ihracat ve ihracatın yüzde 95’inden fazlasını oluşturan sanayi sektörüdür. Sanayi sektörünün büyüme hızı 2021 yılında yüzde 16,6 olarak gerçekleşti. 170 milyar dolar civarında dolaşan ihracat rakamı 225,3 milyar dolara çıktı. Bu çerçevede Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu (İSO 500) çalışmasının 2021 yılı sonuçlarına baktığımız- da, özel sektör sanayi kuruluşlarının toplam üretimden satışlar içerisindeki payını bir önceki yılı göre 0,5 puan arttırarak yüzde 97,6’ya getirdiğini izliyoruz. Tüm kuru- luşlar için üretimden satışların bir önceki yıla göre yüzde 73,8 arttığı görülüyor. RİSKLER VE BEKLENTİLER YAKIN DÖNEM GELİŞMELERİ IŞIĞINDA TÜRK SANAYİSİNE İLİŞKİN KÜRESEL Yıllık TÜFE enflasyonunun yüzde 36,08 olduğu bir yılda, enflasyondan arındırılmış reel artışın yüzde 27,7 civarında olduğu anlaşılıyor. Reel artışların 2019 ve 2020 yılların- da sırasıyla yüzde 4,1 ve yüzde 0,6 olduğunu düşünecek olursak, 2021 yılı reel artışının çok güçlü olduğunu göre- biliyoruz. Kârlılıkta da güçlü bir artış izliyoruz. İSO 500’ün faiz, amortisman ve vergi öncesi kârı (FAVÖK) önceki yıla göre yüzde 119,7 artış göstermiş bulunuyor. Bu veri reel olarak yüzde 61,5 bir artış anlamına geliyor. Bir önceki yıl nomi- nal ve reel artış sırasıyla yüzde 43,1 ve yüzde 24,9 olarak gerçekleşmişti. Benzer şekilde vergi öncesi dönem kâr ve zarar toplamının yüzde 137,2 gibi çok güçlü oranda arttığı- nı görüyoruz. Buradaki reel artış yaklaşık yüzde 75 olmuş durumda. Bir önceki yıl reel artış yüzde 31 seviyesindeydi. Piri Reis Üniversitesi PROF. DR. ERHAN ASLANOĞLU YORUMLAR 2206 MAYIS 2022 Küresel ekonominin 1950’lerden bu yana en güçlü büyü- meyi göstermesi, pandemi ve jeopolitik gelişmelere bağ- lı olarak tedarik merkezlerindeki değişimin Türk İmalat sanayine ciddi bir fırsat yaratması ve Türk sanayinin bu fırsatı kullanacak güçte olması kârlılıktaki bu artışın en önemli nedeni olarak görünüyor. Hammadde üreticileri- nin artan uluslararası fiyatlardan olumlu etkilenmesi de kârlılığa katkı yapan bir diğer önemli faktörü oluşturuyor. Bu gelişmelerin firmaların özkaynaklarına da olumlu yansımasını izliyoruz. Özkaynak artışı bir önceki yıla göre nominal yüzde 53,2, reel olarak ise yüzde 12,6 olarak ger- çekleşmiş durumda. Bir önceki yıl reel artış yüzde 7,5 oranındaydı. Diğer taraf- tan İSO 500’ün borçluluğundaki artışın devam ettiği görü- lüyor. Toplam borçlarda nominal yüzde 71,1, reel olarak ise yüzde 25,7 artış gerçekleşmiş durumda. Kısa vadeli borçlanmanın daha hızlı arttığı gözleniyor. Kısa vadeli borçlar nominal yüzde 81 artarken, uzun vadeli borçlar yüzde 56,1 artmış. Kısa vadeli borcun reel artış oranı ise yüzde 33 olarak gerçekleşiyor. Vadesi bir yıla kadar olan kısa vadeli borçların artması hem şirketler hem de ülkenin makroekonomik görünü- mü açısından olumsuz bir gelişmedir. Bilindiği gibi Tür- kiye ekonomisinin vadesi bir yıldan az olan toplam kısa vadeli dış borcu 2020 yılında 139 milyar dolarken, en son verilere göre bu rakam 181 milyar doları geçmiş durum- da. Dolayısıyla cari işlemler açığı ile beraber kısa vadeli dış borçların yükselmesi rezerv yeterliliği açısından dik- katle izlenmesi gereken bir veridir. Yüksek enflasyon ortamında, firmalar kısa vadeli borç- luluğu azaltmayı maalesef gerçekleştiremiyorlar, tam tersine artmaya devam ediyor. Bu çerçevede, 2021 yılın- da firmaların toplam borçlarının toplam aktiflerine oranı yüzde 68,4 iken bu oran 2021 yılında yüzde 70,7 şeklinde gerçekleşmiş durumda. Toplam borçların özkaynakla- ra oranı da bir önceki yıla göre 25,1 puan artarak yüzde 241,5 seviyesine gelmiş bulunuyor. Firmaların aktif büyüklüğündeki artışa baktığımızda, 2021 yılında nominal artışın yüzde 65,4, reel artışın yüzde 21,6 olduğunu görüyoruz. Önemli bir artış olmasına rağmen borçluluk artışının altında kaldığı görülüyor. Bununla bir- likte, dönen varlıkların yüzde 73,6 olan artış hızının daha olumlu ve borçluluk artışına yakın olduğunu izliyoruz. İstihdam tarafındaki gelişmelere baktığımızda, İSO 500’de ücretle çalışan sayısının yüzde 5,6 arttığını görüyoruz. TÜİK verilerine göre sanayideki istihdam artışı 2021 yılın- da yaklaşık yüzde 12 olarak gerçekleşti. Veriler, istihdam artışının ağırlıklı olarak daha küçük işletmeler ve kamuda olduğunu, İSO 500’ün verimlilik artışının güçlü olduğunu gösteriyor. Bu veri aynı zamanda kârlılıktaki yüksek artışı da destekliyor. TÜİK verilerine göre ülke genelinde ihracat 2021 yılında yüzde 32,8 artarak 225,2 milyar dolara ulaşmış durumda. İSO 500’ün ihracat artışı da bu oranın hafif üzerinde yüzde 33,9 olarak gerçekleşmiş görünüyor. Önceki yıllara göre çok güçlü ve dolar bazında olan bu artışlar hem küresel gelişmelerin yansıması hem de Türk sanayinin tarihi bir yılda rekabet gücünü göstermesi açısından son derece olumlu ve önemlidir. İSO 500 verileri oldukça güçlü bir performansa işaret ediyor. Yukarıda belirtildiği gibi bu durum Türk sanayinin gücünü gösterdiği kadar küresel ekonomideki tarihi ge- lişmelerin de bir sonucu olarak görünüyor. Bu çerçevede, Türk sanayinin önündeki riskler ve fırsatları görme açı- sından küresel gelişmeler önemli bir belirleyen olmaya devam edecektir. Küresel ekonomi 2021 yılında 1950’li yıllardan bu yana en güçlü büyümesini gerçekleştirdi. 2020 yılında yüzde 3,1 daralan küresel ekonominin 2021 yılında yüzde 6,1 büyü- düğünü izliyoruz. ABD ekonomisi yüzde 5,7 büyürken, Çin yüzde 8,1, Euro Bölgesi ise yüzde 5,3 büyüme gösterdi. Küresel ekonominin 2021 yılında bu boyutta büyümesi- nin arkasındaki en önemli faktör elbette baz etkisi oldu. Bununla birlikte, pandemi koşullarının getirdiği yaşam biçimine bağlı talep artışı da büyümenin önemli bir belir- leyeni oldu. Kapanmalara bağlı olarak evlerin okul ve ofis haline dönüşmesi teknolojiden mobilyaya imalat sanayi ürünlerine ciddi bir talep artışı getirdi. Küresel ekonominin de büyüme lokomotifi sanayi sek- törü oldu. Buna ilaveten, aşıların devreye girmesiyle baş- ta turizm olmak üzere hizmet sektörlerine yönelik talep artışı da büyümeyi önemli oranda destekledi. Küresel ekonomide izlenen bu güçlü toparlanma hem talep bas- kısı yoluyla hem de hammadde fiyatlarını yukarı çeke- rek enflasyonist bir dinamik yaratmaya başladı. Tedarik sorunlarına bağlı maliyet artışları da enflasyonist süreci destekledi. Küresel enflasyonun yukarı yönlü hareketlenmesi, pan- demi döneminde tarihi boyutta faiz indirimi ve parasal gevşemeye giden merkez bankalarının tekrar sıkılaşma- ya dönmesi beklentilerini arttırdı ve piyasa faizlerini yuka- rı itmeye başladı. MAYIS 2022 207 Faizlerdeki artış tüketim ve yatırım talebine baskı yaparak büyümeyi her zaman aşağı çeker. Hem bu baskı hem de güçlü büyümenin yarattığı baz etkisiyle küresel büyüme tahminleri aşağı çekilmeye başladı. Bu yılın başında 2022 küresel büyüme tahminleri yüzde 4,5 üzerinde şekillenir- ken Nisan ayı itibarıyla tahminler 1-1,5 puan aşağı yönlü revize edildi. Bu revizyonun en önemli nedeni, Rusya-Ukrayna sa- vaşının yarattığı arz ve tedarik yönlü şoklar ile beraber enerji ve gıda fiyatlarındaki aşırı yükselmenin enflasyon ve merkez bankalarının faiz artış beklentilerini hızlandır- masıdır. Örneğin, ABD’de enflasyon son 40 yılın en yüksek noktalarına, TÜFE’de yüzde 8’lere, ÜFE’de yüzde 10’lara gelmiş durumda. 1980’li yılların başında yüzde 15’e çıkan TÜFE enflasyo- nunu politika faizini yüzde 20’lere çekerek düşürebilen Fed’in, mevcut yüzde 8-10 civarındaki enflasyonu faizi yüzde 2,5-3 civarına çekerek düşürmesini beklemek çok gerçekçi görünmüyor. 1960’lı yıllardan bu yana Fed’in gir- diği 11 faiz artırım sürecinin 8 tanesi resesyon ile sonuç- lanmış. Bu nedenle 12. denemenin resesyon ile sonuç- lanma olasılığını çok düşük görmemek gerekiyor. ABD ekonomisinin olası bir resesyonu, küresel ekono- minin önemli oranda yavaşlaması anlamına geliyor. Bu yavaşlamayı destekleyebilecek iki önemli faktör daha bulunuyor. Bunlardan birincisi, Çin ekonomisinin büyüme hızının yüzde 5’lerin altına gerilemiş olmasıdır. Dünyanın en borçlu ülkelerinden Çin’in yavaşlaması ile artabilecek kredi risklerinin finansal kriz riski yaratma- sının önce o bölgeyi sonra tüm dünyayı etkileme olası- lığı yüksek olur. Dolayısıyla ABD ekonomisi yavaşlarken dünyanın ikinci büyük ekonomisi Çin’in olası yavaşlaması küresel resesyon riskini arttırır. İkinci önemli nokta, uluslararası kuruluşların büyüme tahminlerinde Rusya-Ukrayna savaşına bağlı olarak en güçlü gerileme Euro Bölgesi’nde ortaya çıkmaktadır. Ülke bazında değil ama bölge bazında ABD’den sonra en büyük ikinci ekonominin yavaşlaması da küresel resesyona kat- kı da bulunacak bir risk olarak karşımızda duruyor. Euro Bölgesi’nin ticari ve yatırım bağlantıları ile ABD ve Çin’in olası yavaşlamasından dolaylı yoldan etkilenme olasılığı yüksek bulunuyor. Özetle, Türk sanayi için en önemli risklerden birisinin kü- resel ekonominin yavaşlaması ve hatta resesyona girme riski olduğunu söyleyebiliriz. Bu ihtimali arttırabilecek önemli unsur, Rusya-Ukrayna savaşının uzaması ve buna bağlı olarak enerji ve gıda fiyatlarındaki artış eğiliminin devam etmesi olabilir. Bu durum, Euro Bölgesi’nin büyü- mesini daha da olumsuz etkileyerek ve küresel enflasyon stresini artırarak başta Fed olmak üzere merkez banka- larının sıkılaşma adımlarını güçlendirebilecek ve sonunda küresel resesyon riskini arttıracaktır. Çin’deki yavaşlama- nın uzun sürmesi, küresel ekonominin büyümesini azal- tarak sanayimizi olumsuz etkileyebilecek bir başka risk olarak durmaktadır. İklim krizinin güçlenmesi bir başka risktir. İklim krizi, gıda fiyatlarına ve küresel enflasyona baskı yaparak yüksek faiz ve resesyon risklerini artırabilir. Türkiye ekonomi- sinin içine girdiği yüksek enflasyon süreci alım gücünü düşürerek iç talebi baskılamaktadır. Küresel ekonomide yavaşlama ihtimali olan bir ortamda Türkiye ekonomisin- de yüksek enflasyon sürecinin uzaması sanayi açısından riskleri artırır. Mevcut koşullarda gerek pandemi süreci gerekse jeopo- litik gelişmeler Türk sanayi ürünlerine yönelik talebi canlı tutmaktadır. Aynı zamanda tedarik sorunları ve birim ma- liyetlerin artması işletme sermayesi ihtiyacını artırmak- tadır. Yüksek enflasyon ortamında, işletme sermayesini destekleyecek kolay erişilebilir kredi desteği oluşama- ması durumunda, dış pazarlarda elde edilen piyasa payı- nın azalma riski bulunmaktadır. Rusya-Ukrayna savaşı özellikle Avrupa’da kömür ve nükleer enerjiye yönelimi artırarak yeni yeşil mutaba- kat sürecini olumsuz etkilemiş olabilir. Bu durumu kalıcı bir denge olarak görmemek, tam tersine kamuoyunun da baskısıyla AB’nin enerji güvenliği alanında daha hızlı adımlar atmasına yol açabilecek bir gelişme olarak oku- mak da mümkün olabilir. Bu çerçevede, Türk sanayinin yeni yeşil mutabakata uy- gun değişim ve dönüşüm sürecini kaçırmaması rekabet gücünü korumak açısından son derece önemlidir. Yüksek enflasyon ortamında firmaların kısa vadeye odaklanma- sı ve faaliyet dışı aktivitelerinin artması orta vadede yeşil mutabakata uygun dönüşümü geciktirme riski yarat- maktadır. Sonuç olarak Türk sanayi son dönemde gerçek rekabet gücünü ortaya koyabileceği iyi bir fırsat yakalamış ve bu fırsatı değerlendirecek gücünü ortaya koymuştur. Bunun- la birlikte Türk sanayinin kontrol edemediği küresel eko- nomideki gidişat ve içerdeki yüksek enflasyon ortamının getirdiği kısa vadeli bakış ortamı yakalanan olumlu seyrin sürdürebilirliğini riske atabilir. YORUMLARİSO, iş sağlığı ve güvenliği açısından çok tehlikeli sınıfta yer alan firmalara yönelik ücretsiz danışmanlık veriyor. Başvurularınız için www.iso.org.tr/isg-danismanlikNext >