< Previous78 OCAK 2022 MECLİS doğrultusunda mesaj ve politikalarını hızla değiştiriyor” diye konuştu. “VATANDAŞLAR DÖVİZ MEVDUATI YERİNE TL’Yİ TERCİH EDECEK” Bahçıvan, konuşmasında yeni ekonomi tedbirleri arasında en önemli başlığın, TL varlıkların yeni bir döviz talebi yaratmayacak şekilde değerlendirilebilmesi amacıyla getirilen ‘kur korumalı TL vadeli mevduat’ uygulaması olduğunu söyledi. Bu yeni aracın etkin bir şekilde kullanılması durumunda, vatandaşların döviz mevduatı yerine TL’yi tercih edeceğini kaydeden Bahçıvan, mevduatın vade yapısına olumlu katkı sağlayabileceğini belirtti. Dünyada hala para bolluğunun yaşandığını bildiren Bahçıvan, ülke olarak da fırsatların ve yapacak çok işin olduğu bir dönemde olduğumuza dikkat çekti. Kendi iç dertlerimizden kurtulup dünyadaki elverişli likidite koşullarından yeterince faydalanmamız gerektiğine dikkat çeken Bahçıvan, “Bu dönemi daha iyi değerlendirmeliyiz. Geçen hafta ekonomimizdeki aşırı dalgalanmalara çare olarak Hazine ve Maliye Bakanlığımız tarafından, benim de katıldığım toplantıda ‘Yeni Ekonomi Modeli’ açıklandı. Üretim odaklı ve ihracatı önceleyen bu modelde, para ve maliye politikalarının eşgüdümü ile tüm araçların etkin şekilde kullanılması öngörülürken, yüksek büyüme-yüksek cari açık sarmalından çıkılması hedefleniyor. Hiç kuşkusuz bu söylenenler hepimizin ortak arzusu. Fakat tamamen ihracat ve döviz getirisi üzerine odaklanılmamalı. İç piyasanın taşıyacağı riskleri de hesaba katmalıyız” diye konuştu. “ÜRETİM EKONOMİSİ ÇARKLARI İSTİKRARINI KORUMALI” Bahçıvan, şöyle devam etti: “Asgari ücret konusunda oldukça hassas bir sürecin ardından hem çalışanlarımızın enflasyon karşısında alım gücünü koruyan hem de işverenin maliyetini belli ölçüde destekleyen bir çözüme “ENFLASYONLA MÜCADELE UZUN SOLUKLU BİR İŞ” İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay: İSO SANAYİ 79 A ralık ayı Meclis toplantısı İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay tarafından açıldı. Okyay, toplantıda gündeme ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: “2000’li yıllar öncesinde Türkiye ekonomisinin bir türlü istikrarlı bir yapıya kavuşturulamamış olmasının ardında kronik enflasyonun olduğu olgusunu unutmamalıyız. Enflasyonda son dönemde ciddi bir artış yaşanıyor. Resmi verilere göre yıllık tüketici enflasyonu kasım sonu itibariyle yüzde 21,3, üretici enflasyonu ise yüzde 54,6 oldu. Bu oranların yakın gelecekte daha da yükselmesi kaçınılmaz gibi görünüyor. Enflasyonla mücadele uzun soluklu bir iş. Enflasyon ataleti alt edilemez bir problem değil, ancak bunun için el birliğiyle doğru işler yapılması ve yapılanlara karşı önce toplumsal uzlaşı ve buna inanç oluşturup itibar gösterilmesini sağlamak gerekir. Uzun yıllar bu sorundan muzdarip olmuş bir millet olarak hatırlayalım atılan kararlı adımlar sonucunda elde ettiğimiz meyveler hepimizi mutlu etti. Ancak, son dönemde, dünyada da pandemi sonrası baş gösteren yüksek fiyat artışları nedeniyle enflasyon açısından keyifsiz bir döneme girdik. Bu tablo bizi enflasyonla mücadele kararlılığımızdan asla geri bırakmamalı.”MECLİS ulaşılmasının da toplumsal refah açısından güzel bir netice olduğuna inanıyoruz. Kuşkusuz yeni ekonomi tedbirleri arasında en önemli başlık, TL varlıkların yeni bir döviz talebi yaratmayacak şekilde değerlendirilebilmesi amacıyla getirilen ‘kur korumalı TL vadeli mevduat’ uygulamasıdır. Söz konusu önlemin kamuoyuna açıklanmasıyla birlikte kurda belirli rahatlama yaşanmış durumda. Bu yeni aracın etkin bir şekilde kullanılması durumunda, vatandaşlarımızın döviz mevduatı yerine TL’yi tercih etmesini sağlayarak, mevduatın vade yapısına olumlu katkı sağlayabileceğini düşünüyoruz. Yine devlet iç borçlanma senetlerinde stopajın sıfırlanmasını da yurt içi borçlanmayı teşvik etmesi açısından olumlu değerlendiriyoruz.” Yeni tedbirler arasında sanayiciler açısından dikkat çekici bir diğer düzenlemenin, kur dalgalanması sebebiyle fiyatlama belirsizliği yaşayan ihracatçı firmalara Merkez Bankası aracılığıyla ileri vadeli kur uygulamasının getirilecek olması olduğunun altını çizen Bahçıvan, bu gelişmenin ihracatçıların önünü görebilmesi açısından kritik olduğunu belirtti. Bahçıvan, söz konusu açıklamada belirtilen kurumlar vergisindeki 1 puanlık indirimin, mevcut KDV uygulamasının gözden geçirilmesi, temettü ödemelerinde stopajın düşürülmesi, KGF desteğiyle öncelikli sektörlere uzun vadeli kredi imkanı sağlanması ve proje bankacılığının gündeme alınmış olması da sanayi açısından memnuniyet verici olduğunu kaydetti. Bahçıvan, sözlerine şöyle devam etti: “Öte yandan, bir süredir piyasalardaki oynaklıkta etkili olan, sermaye kontrolü getirileceği gibi söylentiler karşısında Cumhurbaşkanımızın serbest piyasa düzeninden vazgeçilmeyeceğini, kontrollü kambiyo rejimi gibi bir düşüncelerinin olmadığını açıklamasını da ekonomimizin istikrarı açısından değerli buluyoruz. Özetle; ülke olarak bu türde bir zorlu dönemle ilk defa karşılaşmıyoruz. Geçmişte olduğu gibi bugün de bu zorlukları hep birlikte elbirliğiyle aşabiliriz. Yeter ki belirsizlik olmasın, öngörü yapılabilsin, akılcı yaklaşımlar öne çıksın ve güven ortamı oluşturulabilsin. İşte bu noktada, başlayan yeni süreci hep birlikte ortak akıl ve istişare yoluyla iyi değerlendirmemiz gerektiğine inanıyorum.” 80 OCAK 2022Bilen patent univation 2004 yılından beri gerek yurt içi gerekse yurt dışında faaliyetlerini sürdüren Entegre bir danışmanlık şirketidir. Günümüzün en önemli başlıklarından olan inovasyon ekosisteminde her iki marka ile şirket 4000’den fazla müşterisine hizmet vermektedir. Bilen patent Sınai mülkiyet alanında özellikle patent konusunda Türkiye’nin önde gelen çok önemli şirketleri ile uzun yıllardır çalışmaktadır. Univation ise 2008’den bu yana inovasyon danışmanlığı Arge ve tasarım merkezi danışmanlığı ile Turquality danışmanlığı başta olmak üzere pek çok alanda müşterilerine hizmet sunmaktadır. Şirketimiz özellikle Arge ve patent Entegrasyonu yapabilen veya bu yönde vizyonu olan şirketler ile anlaşmaktadır ve onlara patent kültürü ve inovasyon kültürü kazandırılmasında büyük katkılar sağlamaktadır. Günümüzün yoğun iş temposu içerisinde şirketler genellikle yaptıkları iyileştirmelerin ve yeniliklerin farkına varamamaktadır. Işte bu noktada bilen patent univation danışmanları şirketlerde farkındalık oluşturmakla ve süreçleri doğru şekilde yürütmekle rol almaktadırlar. Bilen patent ve univation Bursa merkez ofisi ile 17 yıldan beri olduğu gibi pandemi döneminde de müşterilerine dijital platformlar vasıtası ile ve yüz yüze maksimum seviyede hizmet sunmaya devam etmektedir. İNOVASYON PATENT VE MARKALAŞMA SÜREÇLERİNİZDE SİZİNLE BİRLİKTEYİZ BU BİR İLANDIR.İ İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın Meclis açılış konuşmasının ardından moderatörlüğünü Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ’ın yaptığı bir panel düzenlendi. “2021 ve 2022’ye Ekonomik Açıdan Bakarken Sanayimizin Bugünü ve Geleceğine Yönelik Riskler ve Fırsatlar” başlıklı panelde TOBB- ETÜ Öğretim Üyesi ve TEPAV Danışmanı Prof. Dr. Fatih Özatay ile Ekonomist Dr. Osman Cevdet Akçay son ekonomik gelişmeler ile ilgili görüşlerini paylaştı. Prof. Dr. FATİH ÖZATAY: “DÖVİZE ENDEKSLİ MEVDUAT SİSTEMİYLE KUR ARTIŞI ENGELLENDİ” TOBB-ETÜ Öğretim Üyesi ve TEPAV Danışmanı Prof. Dr. Fatih Özatay, açıklanan Dövize Endeksli Mevduat sistemiyle kontrolden çıkmış kur artışının engellendiğini söyledi. Bunun bir anlamda devre kesici olduğuna değinen Özatay, bundan sonra sistemin sürdürülebilirliğine odaklanmak gerektiğini belirtti. Tasarruf sahibi açısından elde döviz tutmak ile sisteme girmek arasında SANAYİNİN BUGÜNÜ VE GELECEĞİNE YÖNELİK BEKLENTİLER KONUŞULDU YILIN SON MECLİSİNDE İstanbul Sanayi Odası’nın olağan Meclis toplantısında “2021 ve 2022’ye Ekonomik Açıdan Bakarken Sanayimizin Bugünü ve Geleceğine Yönelik Riskler ve Fırsatlar” başlıklı bir panel düzenlendi. Moderatörlüğünü Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ’ın yaptığı panele TOBB-ETÜ Öğretim Üyesi ve TEPAV Danışmanı Prof. Dr. Fatih Özatay ile Ekonomist Dr. Osman Cevdet Akçay konuk olarak katıldı. 82 OCAK 2022 MECLİSİSO SANAYİ 83 bir fark olmadığını kaydeden Özatay, “Sistem aslında oldukça açık. Diyelim ki üç aylığına sözü edilen vadeli sisteme girdiniz, kur artışı mevduat faizinden büyükse artış kadar getiri elde edersiniz. Ancak vade sonunda kur artışı mevduat faizinden düşükse getiriniz mevduat faizi kadar olur” dedi. Sistemin tasarrufçu açısından istenilir bir düzenek olduğunu belirten Özatay, alternatif araçlardan birinin döviz ya da döviz mevduatı tutmak olduğunu söyledi. Ancak döviz mevduatının faizinin yok düzeyde olduğuna dikkat çeken Özatay, yeni sistemle döviz tutmak ile Türk lirası mevduatına girmiş olmanın arasında bir fark olmadığını vurguladı. Vade sonunda beklenen kur artışının mevduat faizinden düşükse, sisteme girmeyip döviz tutunca zarar edileceğine işaret eden Özatay, yeni sistemin ağır bastığını bildirdi. Diğer alternatifin ise Hazinenin döviz cinsinden veya dövize endeksli tahvil tutmak olduğunu kaydeden Özatay, aynı analizin geçerli olduğuna dikkat çekti. Burada Hazine açısından bir sonucun ortaya çıktığına değinen Özatay, “Hazine, sadece kura endeksli veya döviz cinsinden tahvil çıkarırsa diğer sistem ağır basıyor. Bununla borçlanma yapamaz. O zaman diğer sisteme paralel ya faiz ya kur artışını getiren bir şekilde tahvili de dizayn ediyor olması lazım” diye konuştu. “SİSTEM TASARRUFÇU AÇISINDAN CAZİP” Yeni sistemin tasarruf sahibi açısından cazip göründüğünü söyleyen Özatay, ancak enflasyonun da unutulmaması gerektiğini dile getirdi. Özatay, şöyle konuştu: “Diyelim ki üç ay vadeli sisteme girdim. Üç ay sonrası için beklediğim enflasyon, beklenen kur artışından ya da mevduat faizinden büyük olsun. Böylelikle ya kur artışını ya da mevduat faizini alacağız. Misal kur artışı yüzde 15, beklenen enflasyon da yüzde 20 olsun. Tabii bu durumda yeni sisteme girmek doğru olmaz. Çünkü anaparamız değerini kaybedecektir. Bu durumda alternatifim ne olabilir diye sorabiliriz. Ya tüketeceğim, çünkü tüketimin enflasyonist etkisi var. Ya da borsaya gideceğim! Tasarruf sahibi açısından, sisteme güven duyuyor olmak lazım. Güven varsa, sistemin işleyeceğini düşünüyorum. Enflasyonun kur artışının üzerinde olmayacağını düşünüyorsam, o zaman sisteme girerim. Hatta bu koşullarda döviz mevduatımı bozdurup sisteme girmek de avantajlı olur.” İstenilen sonucun alınması için tasarruf sahibi açısından güvenin önemli bir unsur olduğunun defalarca altını çizen Özatay, kurun dengede tutulmasının çok önemli olduğunu kaydetti. Kur artışının mevduat artışının üzerinde olduğu sürece bütçenin olumsuz etkileneceğini belirten Özatay, çünkü giderin Hazine tarafından karşılanacağını söyledi. Sistemin en büyük riskinin bu olduğunu vurgulayan Özatay, “Döviz kuru artışıyla mevduat faizi arasında belirgin bir fark 84 OCAK 2022 MECLİS olmamalı. Olursa Hazineye risk binmiş olur. Farkın açılmaması için ne yapılmalı? Ya döviz mevduat faizi artacak ki bunu istemiyoruz ya da döviz kurunun fazla artmaması gerekecek” dedi. Hazine açısından bu riskin önlenmesi gerektiğini bildiren Özatay, sistemin çalışması için öncelikle güvenin sağlanması, enflasyonun düşmesi ve dolasıyla risk algısının azaltılmasının önemli olduğunu vurguladı. Risk algısının 600 baz puanla çok yüksek olduğuna işaret eden Özatay, yurt dışından kaynak girişinin azalmaması gerektiğini söyledi. Dr. OSMAN CEVDET AKÇAY: “ENFLASYONU DİKKATE ALMADAN REEL SEKTÖRÜN DESTEKLENMESİ MÜMKÜN DEĞİL Ekonomist Dr. Osman Cevdet Akçay ekonomide alınan kararlar ve bunların yansımasının ölçülmesi gerektiğini söyleyen Akçay, Dövize Endeksli Mevduat sisteminin gerekçeleri içinde ise temennilerin ağırlıklı yer aldığını belirtti. Alınan kararların reel sektöre yansıdığını söyleyen Akçay, aslında yansımanın siyasetçilerden ya da merkez bankasından, Hazineden, BDDK’dan gelmediğini belirtti. Vatandaşa yansımanın finans sektöründen geldiğini açıklayan Akçay, finansa gelen yansımanın ise birinci ayaktan geldiğini belirtti. Siyasetçiden gelen sinyalleri finans piyasasının anında fiyatladığını kaydeden Akçay, şöyle konuştu: “İyi sinyal gelirse fiyatlar iyiye, kötü sinyal gelirse kötüye gidiyor. Sanayici işler iyiye doğru giderse para kazanır. Ortada oluşan fiyatların benim kötüye giderken de kazanabileceğim fiyatların oluşmasına izin vermemek lazım. Bunun için de birinci ayaktan sinyali doğru vermek gerekiyor. Birinci ayaktan sinyal doğru gelirse, ikinci ayaktan varlık fiyatları güzel ve doğru oluşur, üçüncü ayak olan sizler de iyi gitmiş oluyorsunuz. Çok fazla paranın az sayıda malı kovaladığını söyleyen Akçay, dolayısıyla fiyatların artığını belirtti. Türkiye ile bunun uyumlu olmadığını ancak genel tanımın bu olduğunu ifade eden Akçay, “Çok fazla mal üreteceğiz ki, çok sayıda mal, belli bir para büyüklüğünü kovalayacak ve enflasyon aşağı inecek. Böyle bir tanım yok. Enflasyonun aşağıda kalması ve varlık fiyatlarının bu düşük enflasyon üzerinden oluşması çok çok önemli” dedi. 86 OCAK 2022 MECLİS İSO Meclis Üyesi Ömer Karadeniz: “E konomik gündem ile ilgili hepimizin şüphesiz ki birer fikri var. Tüm Meclis Üyelerimiz fikir dolu, bilgi dolu… Ancak ekonominin uzmanları olarak hocalarımızın net fikirlerini öğrenme arzusundayız. Yaşanan ekonomik gelişmelerin arkasından ne tür gizlilik var bilmeyi arzu ediyorum. Değerli hocalarımız yaşanan gelişmeleri yakından takip ediyor ve konunun tam da göbeğinde yer alıyorlar. Yaşanan tüm gelişmeleri net olarak bilmek istiyorum.” “Ekonomik gelişmeleri net olarak bilmeyi arzu ediyorum” İSO Meclis Üyesi Nesim Bensusan: “Y eni ekonomik modelin başarılı olabilmesi için enflasyonun düşük olması gerektiği dile getiriliyor. Ancak son 12 yıla baktığımız zaman hem merkez bankasının hem de hükümetin enflasyon karnesinin hiç de parlak olmadığı görülüyor. Bu durumda enflasyon sorununu çözemezsek yeni ekonomik modelin nasıl başarılı olacak diye merak ediyorum. Bankalar minimum olarak faizi 14 verecek. Piyasada enflasyon beklentisi ise 35-40 aralığında seyrediyor. Arada 20-24 puan fark var. Mevduat sisteminde kur farkının birinin Hazine, diğerini de Merkez Bankası ödeyecek. Dolayısıyla piyasaya sürekli yeni para çıkacak ve enflasyon oluşacak. Acaba bundan sonraki yeni ekonomik model, Güney Amerika modeline mi benzeyecek?” “Yeni ekonomik model için enflasyon sorununu çözmeliyiz” “S anayiciler olarak ham madde konusunda ciddi sorunlar yaşıyoruz. Türkiye’nin girdi ithalatındaki açık payının ham madde olduğunu hepimiz biliyoruz. Ancak bunun için bir türlü çözüm önerisi sunulmuyor. Ham madde fiyatları dolar bazında belirlendiği sürece bizim dolara bağımlılığımız da devam edecek. Hatta bu durum enflasyonu da tetikliyor. Sanayicilerin en büyük girdisi olan ham madde fiyatının sürdürülebilir TL bazlı olması hayati değer taşıyor. Bu durumun çözülmesi için Türkiye’deki ham madde üreticilerin bir araya gelip, sorunu çözüme kavuşturması lazım. Biz sanayiciler sadece önümüzdeki üç aylık ham madde fiyatını görebilseydik, enflasyonun da önüne geçebilirdik.” “Ham maddenin fiyatı, sürdürülebilirliği için TL bazlı olmalı” İSO Meclis Üyesi Fikret Kaya:Next >