< Previous78 MART 2022 SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK AB’DE KULLANIMI TEMEL OLMAYAN KİMYASALLAR KALDIRILACAK Rehberde yer alan bilgilere göre, Avrupa Yeşil Mutabakatı çağrısı kapsamında ortaya koyulan Döngüsel Ekonomi Eylem Planı (Circular Economy Action Plan- CEAP) ve Sürdürülebilir Kimyasallar Stratejisi ile kullanımı temel olmayan zararlı kimyasalları aşamalı olarak kaldırılması ve sürdürülebilir, güvenli ürünlerin tüm paydaşlarca ortak perspektifte kullanımı hedefleniyor. Böylelikle, kimya endüstrisini uygulamada desteklemek için çeşitli yenilik ve yatırım önlemleri de yaratılıyor. Rehberde, Döngüsel Ekonomi Eylem Planı’nın, sürdürülebilir üretim yöntemlerinin geliştirilmesini ve kaynakların verimli kullanılmasını temel alarak döngüsellik yaklaşımını özellikle kaynak kullanımı yoğun sektörlere entegre etme hedefiyle oluşturulduğu, planda ambalaj ve plastik sektörlerinin de bu kapsamda etkilenecek sektörler arasında yer aldığı vurgulandı. Bu çerçevede CEAP’ta tek kullanımlık plastik ambalaj kullanımından çıkılarak yeniden kullanılabilir ürünlerle ikame konusunda yeni yasal girişimler ve ambalaj atıklarının azaltılmasına yönelik hedefler geliştirilmesi önerildiği belirtildi. Ayrıca KOBİ’lerin daha güçlü politika ve mali desteğin yanı sıra tavsiye ve yardıma ihtiyacı olduğu, ek olarak AYM kapsamında yayımlanan “Eylem Planı: Hava, Su ve Toprakta Sıfır Kirliliğe Doğru” aksiyon planında; atıkları, denizdeki plastik çöpleri (%50) ve çevreye salınan mikroplastikleri (%30) azaltarak su kalitesini iyileştirme net hedefi belirlendiği vurgulandı. TÜRKİYE KİMYA SANAYİCİLERİ DERNEĞİ KOORDİNASYONUNDA ÇALIŞMALAR YÜRÜTÜLÜYOR Rehberde, olumsuz çevresel etkiyi azaltma yönünde 2015 Paris İklim Anlaşması’nın ardından çoğu devletin 2050 yılına kadar net sıfır salımlı bir ekonomiye ulaşmak için hedefler belirlemeye başladığı anlatıldı. Bunu desteklemek için de AYM gibi düzenlemeler ve mevzuatların hayata geçirildiği ve aralarında Kimyasal Ürünler, Plastik ve Kauçuk Ürünleri Sanayi şirketlerinin de yer aldığı bazı büyük şirketlerin 2050 yılına kadar sektörde net sıfır salımlı ekonomiye geçişe öncülük etmek için yol haritalarını uygulamaya koyduğu belirtildi. Bu doğrultuda, kaynakların sürdürülebilir şekilde kullanılmamasının doğa üzerinde baskı ve ekonomik faaliyetler üzerinde de tehdit oluşturacağı göz önünde bulundurulduğunda, kimyasal ürünler sektörünün olumsuz çevresel etkiyi en aza indirmek, yaşam kaynağı olan toprak, su ve biyoçeşitliliği korumak, enerji ve su verimliliğini artırmak, karbon salımlarını azaltmak ve sıfır atık hedefiyle faaliyet göstermesinin büyük önem taşıdığı ifade edildi. Rehberde verilen örnekte, döngüsel bir ekonomiye geçişte plastik geri dönüşüm süreçlerinin zorunluluk haline gelmekte olduğu, AB’de plastik kullanımının istikrarlı bir şekilde arttığı, çalışmalara göre Avrupa’da her yıl yaklaşık 25,8 milyon ton plastik atık üretildiği ve bu atıkların yüzde 30’dan daha azının geri dönüşüm için toplandığı belirtildi. Yine küresel kimya endüstrisinde yürütülen çalışmalardan biri olan “Üçlü Sorumluluk (Responsible Care)” taahhüt programına göre, firma, STK ve paydaşların; kaynak verimliliği, döngüsel üretim yöntemleri, yeşil üretim teknolojileri kullanımı ve politika yapıcılar ile mevzuat geliştirilmesine destek sağlanması konularında iş birliği yapılması gibi çalışmaların yürütülmesinin taahhüt edildiği not düşüldü. Ülkemizde ise Türkiye Kimya Sanayicileri Derneği’nin (TKSD) koordinasyonluğunda çalışmalar yürütüldüğü ve çevresel önceliklerin, hızla değişen yasal mevzuatlara, müşteri ve yatırımcı taleplerine uyum ve küresel rekabet gücü açısından da büyük önem taşıdığı vurgulandı. 80 MART 2022 GEZGİN Türkiye’de, yaz döneminde olduğu gibi kış döneminde de gezilecek onlarca tabiat harikası yerler bulunuyor. Her turiste hitap eden farklı özelliklere sahip turizm noktalarında kayak yapabilir, kısa yürüyüşlerle doğayı keşfedebilir, tarihi yerleri inceleyebilirsiniz. Kent yaşamının getirdiği stresten bunalanlar için harika kaçacak noktaları sizin için derledik.İSO SANAYİ 8182 MART 2022 GEZGİN ULUDAĞ – BURSA Ülkenin en popüler kayak merkezi olan Uludağ, harika kayak pist leri ile kayak severlerin ilgi odağı olmayı sürdürüyor. Kış tatili deyince akla ilk gelen yerlerden biri olan Uludağ, canlı atmosferi ve kaliteli tesisleri sayesinde bu dönemde gidilebilecek en uygun yerlerden biri. Marmara Bölgesi’nin en yüksek dağı olan Uludağ, Türkiye’nin en büyük kış ve doğa sporları merkezi olarak dikkat çekiyor. 2 bin 543 metre yüksekliğe sahip dağda, 3 binin üzerinde yatak kapasitesine sahip 23 özel turist lik tesisin dışında kamuya ait 16 dinlenme ve konaklama tesisi bulunuyor. ABANT GÖLÜ - BOLU Gerek İstanbul’a gerekse Ankara’ya aynı mesafede bulunan Abant Gölü, Bolu kent merkezine sadece 30 km. uzaklıkta yer alıyor. Doğa harikası Abant, yaz aylarında olduğu kadar kış aylarında da en çok ziyaret edilen tatil nokta larından biri. Doğa turizmi amaçlayan ziyaretçilere harika kesitler sunun Abant Göl ü, beyaza bürünen çam manzaralarıyla, buz tutan gölüyle ve şirin patikalarıyla kış aylarında cazibe merkezi olarak dikkat çekiyor. AĞVA – İSTANBUL İstanbul’dan uzaklaşmak istemeyen tatilciler için mükemmel bir seçenek olan Ağva, kentte yeşil ve mavinin buluştuğu ender yerlerden... Dingin bir doğa tatili amaçlayan turistlerin mutlaka görmesi gereken bu yer Şile’de bulunuyor. Güne mükemmel bir köy kahvaltısıyla başladıktan sonra nehirde tekne turlarına katılabilir, küçük ve şirin köyleri gezebilirsiniz. Günü birlik turların düzenlediği Ağva’da uzun süreli konaklayabileceğiniz birçok otel de bulabilirsiniz. ILGAZ – ÇANKIRI Kastamonu ve Çankırı sınırında bulunan Ilgaz Milli Parkı mutlaka görülmesi gereken doğal güzelliklerinden biri. Çok sayıda endemik türün g örüldüğü Ilgaz, kış sporlarının da yapılabildiği bir alan olarak dikkat çekiyor. Ankara Konağı olarak adlandırılan bölgede kayak yapılabilir. Batı Kara deniz’in heybetli ormanlarına sahip bölge kış aylarında beyaza bürünüyor. Eşsiz manzaralara ev sahipliği yapan Ilgaz’da tatil köyleri ve ucuz oteller gibi konaklayabileceğiniz çok sayıda tesis bulunuyor. AYDAR YAYLASI – RİZE Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde yer alan Aydar Yaylası, muhteşem doğası sayesinde önemli bir turizm noktası haline geldi. Ayder Yaylası, özellikle kış aylarında kaplıcaları sayesinde ziyaretçi akınına uğruyor. 55-60 derece sıcaklığa ve şifalı özelliğe sahip kaplıca sularının birçok hastalığa iyi geldiğine inanılıyor. Karla kaplanan asırlık çamların muhteşem manzaralar oluşturduğu Ayder’de geleneksel Karadeniz evleri gezilebilir, hediyelik eşyalar satın alabilir ve ahşap evlerde konaklayabilirsiniz. İSO SANAYİ 83 PALANDÖKEN – ERZURUM 2010 yılında Üniversite Kış Oyunları’na ev sahipliği yapan Palandöken, kayak turizminin en ideal adreslerinden biri. 3 bin 185 metre r akımlı bölge, uzun ve dikey kayak pistleriyle dikkat çekiyor. 12 kilometre uzunluğunda kayak pistlerine sahip olan Palandöken’de pistler kolaydan zora doğru ayrılıyor. Dört ve beş yıldızlı otellerde konaklayabileceğiniz tatil bölgesinde tam anlamıyla bir kış tatili geçirilebilir. KAPADOKYA – NEVŞEHİR Kapadokya, lav tabakaların, milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgar tarafından aşındırılmasıyla, dünyada başka hiç bir yerde pek de görülemeyecek ilginçlikte ve güzellikte ortaya çıktığı bir coğrafya. Yıl içinde yerli ve yabancı binlerce turisti ağırlayan Kapadokya, milyonlarca yıl süren doğal değişimler sonucu oluştu. Ürgüp, Göreme ve Avanos gibi tarihi ve doğal güzellik alanlarına da yakınlığıyla bilinen bu turizm merkezi, kış aylarında peribacalarına düşen karlar sayesinde harika bir görünüme kavuşuyor. Balon turlarıyla mükemmel manzaralara tanık olabileceğiniz burada Acıgöl, Kaymak lı ve Derinkuyu gibi onlarca yer altı şehri bulunuyor. YEDİGÖLLER – BOLU Bolu’ya 42 kilometre uzaklıkta ve Milli Parklar içinde bulunan Yedigöller, özellikle hafta sonu gezgincilerinin ziyaret akınına uğruyor. Dünya Koruma Birliği altına alınan Yedigöller Milli Parkı, geniş fauna ve florasıyla çok sayıda canlıya ev sahipliği yapıyor. Toprak kaymaları sonucu oluşan yedi adet gölün bulunduğu milli parkta el yapımı köprülere sahip çok sayıda akarsu bulunu yor. Kış aylarında da harika manzaralara sahip olan Yedigöller, bu mevsimde ziyaret edilebilecek en güzel yerden biri olarak dikkat çekiyor. SARIKAMIŞ – KARS İster kayak, ister kültür turizmi için misafirlerini ağırlayan Sarıkamış, Kars’ın en uğrak yerlerinden biri olarak dikkat çekiyor. Harika pistleriyle kayak severlerin ilgi odağı olan Sarıkamış’ta yılın altı ayı karla kaplı geçer. Çamlar arasında uzanan kayak pistlerinde kristal kar deneyimini yaşaya bileceğiniz tatil merkezinde gezilecek çok sayıda tarihi mekan da bulunuyor. Katerina Köşkü ve Micingert Kalesi gibi tarihi eserlere sahip Sarıkamış’a geldiğinizde Hangel ve Kars peyniri denemeden dönmemelisiniz. UZUNGÖL – TRABZON Karadeniz’in kış cennetlerinden biri olan Uzungöl, iki heybetli dağ arasında kalıyor. Muhteşem bir manzaraya sahip olan bölgede spa merkezleri, sıcak havuzlar ve Türk hamamı bulunuyor. Doğa turizmin en ideal noktalarından biri olan Uzungöl’de, en çok talep gören kış sporu ise Kaçkar Dağları’nda da yapılan heliskidir. Özellikle fotoğraf tutkunlarına hitap eden bir bölge olan Uzungöl’de stresten uzak huzurlu bir tatil deneyimleyebilirsiniz. DÜNYA GÜNDEMİ Finans SÜRDÜRÜLEBİLİR FİNANS NEDİR? 84 l MART 2022İSO SANAYİ 85 S ürdürülebilir finans, finans sektöründe yatırım kararları alınırken çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) hususlarının dikkate alınması sürecini ifade eder ve sürdürülebilir ekonomik faaliyetlerle projelere daha uzun vadeli yatırımlara yol açar. Çevresel hususlar, iklim değişikliğinin azaltılması ve adaptasyonunun yanı sıra, örneğin biyolojik çeşitliliğin korunması, kirliliğin önlenmesi ve döngüsel ekonomi gibi daha geniş çevreyi içerebilir. Sosyal mülahazalar eşitsizlik, kapsayıcılık, çalışma ilişkileri, insan sermayesine ve topluluklara yatırım ile insan hakları konularına atıfta bulunabilir. Yönetim yapıları, çalışan ilişkileri ve yönetici ücretleri dahil olmak üzere kamu ve özel kurumların yönetişimi, sosyal ve çevresel hususların karar verme sürecine dahil edilmesini sağlamada temel bir rol oynar. Avrupa Birliği’nin sürdürülebilir finans politikası, çevre üzerindeki baskıları azaltırken sosyal ve yönetişim yönlerini dikkate alarak ekonomik büyümeyi destekler. Sürdürülebilir finans, finansal sistem üzerinde etkisi olabilecek ESG faktörleriyle ilgili riskler ve finansal ve kurumsal aktörlerin uygun yönetişimi yoluyla bu tür risklerin azaltılması söz konusu olduğunda şeffaflığı da kapsar. SÜRDÜRÜLEBİLİR FİNANS NEDEN ÖNEMLİ? Sürdürülebilir finans, Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamındaki politika hedeflerinin yanı sıra AB’nin iklim ve sürdürülebilirlik hedeflerine ilişkin uluslararası taahhütlerinin yerine getirilmesinde kilit bir role sahip. Bunu, kamu parasının bir tamamlayıcısı olarak özel yatırımları iklim açısından nötr, iklime dayanıklı, kaynakları verimli kullanan ve adil bir ekonomiye geçişi kanalize ederek yapar. Sürdürülebilir finans Covid-19 pandemisinin ekonomik etkilerinin iyileşme sürecini destekler ve daha sağlam bir ekonomiye geçişe yardımcı olur. Avrupa Birliği, düşük karbonlu, kaynakları daha verimli kullanan ve sürdürülebilir bir ekonomiye geçişi güçlü bir şekilde desteklemektedir ve sürdürülebilir büyümeyi destekleyen bir finansal sistem kurma çabalarının ön saflarında yer alıyor. 2015 yılında, BM 2030 gündemi ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin ve Paris İklim Anlaşması’nın kabul edilmesiyle dönüm noktası niteliğinde uluslararası anlaşmalar imzalandı. Özellikle Paris İklim Anlaşması, finansal akışları düşük karbonlu ve iklime dayanıklı kalkınmaya giden bir yolla uyumlu hale getirme taahhüdünü içeriyor. AB Komisyonu 11 Aralık 2019’ da, Avrupa’yı 2050 yılına kadar iklim açısından nötr ilk kıta yapmayı hedefleyen bir büyüme stratejisi olan Avrupa Yeşil Mutabakatını hazırladı. Yeşil anlaşmanın bir parçası olarak AB Komisyonu, önümüzdeki 10 yıl içinde en az 1 trilyon Euro’luk sürdürülebilir yatırımı harekete geçirecek olan Avrupa Yeşil Mutabakat yatırım planını sundu. Bu planın iklim açısından nötr, yeşil, rekabetçi ve kapsayıcı bir ekonomiye geçiş için ihtiyaç duyulan kamu ve özel yatırımları kolaylaştırmak ve teşvik etmek için doğru ortamı veya “etkinleştirici çerçeveyi” yaratacağı düşünülüyor. Komisyon, 2030 yılına kadar 1990 yılına kıyasla yüzde 55 artan emisyon azaltım hedefiyle 2030 iklim hedef planını 17 Eylül 2020’de sundu. 2030 iklim ve enerji hedeflerini karşılamak için Avrupa Birliği’nin 2021-2030 yıllarında önceki 10 yıl boyunca yaptığından yaklaşık 350 milyar euro daha fazla yatırım yapması gerekiyor. AB, Avrupa Stratejik Yatırımlar Fonu ve diğer girişimlerle gerekli yatırımların çekilmesine yardımcı olmak için şimdiden destek oluyor. Ancak yatırım zorluğunun ölçeği tek başına kamu sektörünün kapasitesinin ötesinde bulunuyor. Bu hedeflere ulaşmada finans sektörünün de oynayacağı kilit bir rol var. Bunlardan birincisi yatırımları daha sürdürülebilir teknolojilere yeniden yönlendirmek, ikincisi büyümeyi uzun vadede sürdürülebilir bir şekilde finanse etmek, üçüncüsü ise düşük karbonlu, iklime dayanıklı ve döngüsel bir ekonominin yaratılmasına katkıda bulunmaktır. Bu amaçla Komisyon, 2018’den bu yana sürdürülebilir büyümenin finansmanına ilişkin eylem planını ve Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde yenilenmiş bir sürdürülebilir finans stratejisinin geliştirilmesini ve finansman için yeni stratejiyi içeren kapsamlı bir politika gündemi geliştiriyor. Komisyon ayrıca sürdürülebilir finans konusundaki uluslararası platformu aracılığıyla uluslararası çabaları koordine ediyor. 86 MART 2022 iklim-nötr hale gelmesi gerekiyor. Bu amaçla, anlaşma ayrıca iki hedef daha belirledi: Ekonominin iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine uyum kapasitesini artırmak ve sera gazı emisyonlarını azaltmak, yatırımların finansmanını teşvik etmek ve sürdürülebilir büyümeyi desteklemek için gerekli. Bu geçiş politikalar, teknolojiler ve tüketici tercihlerindeki değişiklikler gibi çeşitli riskleri içerir. Avrupa Komisyonu, 2019 sonunda sunulan Avrupa Yeşil Anlaşması’nda harekete geçme ihtiyacını akılda tutarak ve bu amacı finanse etmek için çeşitli fonlar ve programlar aracılığıyla 2050’ye kadar Avrupa’yı iklim açısından nötr ilk kıtaya dönüştürme hedefini belirledi. Yeşil Mutabakat, 2030 için belirlenen iklim ve enerji hedefleri elde etmek için yıllık ek olarak en az 260 milyar euro yatırım gerekeceğini hesapladı. Ayrıca Ocak 2020’de Avrupa Komisyonu tarafından sunulan Sürdürülebilir Avrupa Yatırım Planına göre, önümüzdeki 10 yıl içinde Avrupa Yeşil Mutabakatını finanse etmek için kamu ve özel yatırımlara en az 1 trilyon euro aktarılması planlanıyor. Sonuç olarak, finansal sistem bu süreçte son derece önemli bir rol oynayacak, bu alandaki dönüşüm, ihtiyaç duyulan finansmanın kanalize edilmesine ve sürdürülebilir kalkınma sağlamak için yeterince standartlaştırılmış ve şeffaf finansman araçlarına, fonların verimli bir şekilde tahsisine bağlı. YENİ BİR SÜRDÜRÜLEBİLİR FİNANS STRATEJİSİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜMENİN FİNANSMANINA İLİŞKİN EYLEM PLANININ UYGULANMASI Avrupa yeşil anlaşması çerçevesinde Komisyon, yenilenmiş bir sürdürülebilir finans stratejisini duyurdu. Yeni strateji, bir dizi alanda eylem öneriyor. İlk olarak, geçiş çabalarını tanımak için AB sınıflandırma çerçevesini ve sürdürülebilir finans standartlarını ve etiketlerini genişletmeyi değerlendirecek. Sürdürülebilirlik yolunda KOBİ’leri, bireyleri ve reel ekonomiyi desteklemek için onların da önemini vurgular. Bunu, geçiş finansmanına erişim için doğru araçları ve teşvikleri sağlayarak ve ayrıca dijital teknolojilerin sürdürülebilir finans için sunduğu fırsatlardan nasıl yararlanılacağını keşfederek yapar. Ayrıca, finansal sistemin iklim değişikliği ve çevresel bozulmanın yol açtığı risklere karşı daha dayanıklı hale gelmesi gerekliliğini ve bunu başarmak için gereken adımları vurgular. FİNANSAL SİSTEM VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ SORUNU Paris Anlaşması ve Birleşmiş Milletler 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi’nin imzalanmasıyla birlikte 2015’ten bu yana İklim değişikliği ile ilgili riskler, finans alanında önem kazandı. Paris Anlaşması’nın asıl amacı, küresel sıcaklıkların 2 dereceden fazla artmasını önlemek. Sanayi öncesi seviyelerin üzerinde olan Santigrat (2ºC) artışı sınırlamaya çalışıyor. 1.5ºC’ye kadar sıcaklık aşılırsa iklim olaylarında hem yoğun hem de daha fazla bir artış olacak. (Örnek olarak fırtınalar, sel veya doğal afetler gibi.) Sıcaklıkta kademeli bir artış bu yapısal değişikliklere (daha yüksek deniz seviyeleri) yol açacak. Bütün bunlar fiziksel riskler olarak bilinir. Paris Anlaşmasının hedeflerine ulaşmak için ekonominin DÜNYA GÜNDEMİ FinansNext >