< Previous38 NİSAN 2022 MECLİSİSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Rusya ve Ukrayna savaşının Türkiye’nin iki ülke ile olan ticaret ve turizm hacmini daraltacağına, tedarik zincirlerini aksatacağına, gıda ve enerji faturasını artıracağına ve cari dengeyi olumsuz etkileyeceğine dikkat çekti. Türkiye’nin başta enerji olmak üzere birçok alanda tedarik kanallarının çeşitlendirilerek tedarik zinciri güvenliğinin güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Bahçıvan, “Yerli ve temiz enerji kaynaklarına dayalı üretimin desteklenmesi ve enerji verimliliğinin artırılması kritik önem taşıyor. Ayrıca çok daha güçlü tarımsal politikalar ve üretim stratejileri oluşturulmalı” dedi. TEDARİK ZİNCİRİ GÜVENLİĞİNİ GÜÇLENDİRMELİYİZ TEDARİK KANALLARINI ÇEŞİTLENDİREREK M eclis toplantısının açılış konuşmasını yapan İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, sözlerine Rusya ve Ukrayna savaşının dünya için olduğu kadar Türkiye açısından da önemli riskler ve olumsuz etkiler yarattığına dikkat çekerek başladı. Türkiye’nin tarımsal ürün tedarikinden ihracatına, enerjiden ham maddeye kadar pek çok alanda iki ülke ile önemli ilişkilere sahip olunduğunu vurgulayan Bahçıvan, turizm sektörü açısından da güçlü bağlara sahip olunduğunu kaydetti. Bu nedenle geçmişte olduğu gibi bugün ve gelecekte de Türkiye’nin bu ülkelerle ilişkilerini titizlikle ve dengeli bir şekilde yürütmesinin kritik olduğunun altını çizen Bahçıvan, “Durumu rakamlarla somutlaştıracak olursam, 2021 yılında Rusya ile 34,7 milyar dolarlık ticaret hacmimiz var. Bu ülke ile 5,8 milyar dolar ihracat, 29 milyar dolar ithalat yapmışız. Ukrayna ile ise 2,9 milyar dolar ihracat, 4,5 milyar dolar ithalat olmak üzere toplam 7,4 milyar dolarlık ticaret hacmimiz söz konusu” dedi. “RUSYA VE UKRAYNA, ÖNEMLİ TEDARİKÇİLERİMİZ ARASINDA YER ALIYOR” Rusya’nın, başta doğal gaz olmak üzere enerji alanında ve tarım ürünlerinde çok önemli bir tedarikçimiz olduğunu anlatan Bahçıvan, aynı şekilde Ukrayna’dan da yine tarım ve demir çelik ithalatımızın önemli seviyelerde olduğunu kaydetti. Özellikle buğday ithalatımızın yüzde İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan: İSO SANAYİ 3940 NİSAN 2022 80’inden fazlasının bu iki ülkeden yapılıyor olmasının önemli bir kırılganlık kaynağı olduğunu vurgulayan Bahçıvan, “Yine enerjide Rusya’dan ithal edilen petrol, doğal gaz ve kömüre bağımlılık oranımız yüzde 26 ile oldukça yüksek. Buna bağlı olarak ithal enerji girdilerinde yüzde 20’lik kesinti olması durumunda dahi Türkiye yüzde 2,1’lik üretim kaybıyla, Litvanya ve Yunanistan’ın ardından en çok etkilenen üçüncü ülke olma konumunda. Diğer önemli bir etki alanı da hiç kuşkusuz turizm. 2021 yılında Rusya’dan 4,7 milyon, Ukrayna’dan 2,1 milyon turist ülkemizi ziyaret etmiş. Rusya en fazla turist ağırladığımız ülke olurken, üçüncü sıradaki Ukrayna’dan gelen turist sayısı son beş yılda neredeyse iki katına çıkmıştı. Rakamların da gösterdiği gibi savaş ortamının bu iki ülke ile olan ticaret ve turizm hacmimizi daraltacağı, tedarik zincirlerimizi aksatacağı, gıda ve enerji faturamızı artıracağı ve cari dengeyi olumsuz etkileyeceği son derece açık” diye konuştu. “TEDARİK KANALLARI ÇEŞİTLENDİRİLEREK GÜÇLENDİRİLMELİ” Bahçıvan, bu durumun ihracatta yeni rekor kırarak cari fazla verme hedefiyle yola çıkılan ve yüksek enflasyonla mücadele edilen bir yılda çok daha dikkatli davranmayı zorunlu kıldığını belirtti. Başta enerji olmak üzere birçok alanda tedarik kanallarının çeşitlendirilerek ülkemizin tedarik zinciri güvenliğinin güçlendirilmesi gerektiğini ifade eden Bahçıvan, yerli ve temiz enerji kaynaklarına dayalı üretimin desteklenmesinin ve enerji verimliliğinin artırılmasının kritik önem taşıdığını vurguladı. Bahçıvan, başta ayçiçek ve yem bitkileri olmak üzere ülkemiz için son derece stratejik olan tarım ürünlerinin ithalat ve üretim politikasının gözden geçirilerek, gelecek yıllar için çok daha güçlü tarımsal politikalar ve üretim stratejileri oluşturulması gerektiğine işaret etti. Rusya ve Ukrayna limanlarında savaş nedeniyle kalan Türk gemileri ile tırlarının ve alternatif taşıma rotalarında zaman zaman yaşanan güçlüklerin ticareti olumsuz etkilediğini söyleyen Bahçıvan, Ticaret, Dışişleri, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlıklarının yoğun ve özverili çalışmaları ile başta limanlarda bekleyen gemilerin tekrar Türkiye’ye doğru yola çıkması olmak üzere lojistik sorunların çözümü için gösterilen gayretlere teşekkür etti. Bahçıvan, ayrıca Ticaret Bakanlığı’nın iki ülke ile ticaret için lojistik ve finansman alanında firmalara yol haritası belirlemesinin önemine de değindi. Konuşmasında diğer bir dizi önemli soruna değinen Bahçıvan, şöyle konuştu: “Önemli bir sorun da Rusya ve Ukrayna’ya ihraç edilmek üzere, dahilde işleme ile ithal edilen malların ihracat süreçlerinin tamamlanmamasıdır. Bu sebeple firmalarımız yükümlülüklerini yerine getiremeyeceklerinden zor durumda kalacaklar. Dahilde İşlem Belgelerine ek süre tanınması, sektördeki firmalarımızı rahatlatacak. İki ülke ile yoğun ticareti nedeniyle üretim ve ihracat kayıpları yaşayan sektörlerimizdeki istihdamın olumsuz etkilenmemesi için başta kısa çalışma ödeneği olmak üzere istihdam desteği ile uygun koşullu kredi imkanlarının sağlanması önem taşıyor. Benzer şekilde, iki ülkeye yapılan ihracatlarda Eximbank kredi ve sigorta mekanizmalarının etkin bir şekilde devrede olması sanayicilerimizin yükünü hafifletecek. Gerek savaş nedeniyle yaşanan sıkıntılar, gerekse yeni pazarlara ulaşma noktasında Eximbank’ın, önümüzdeki dönemde de sanayimizin en güçlü iş ortağı olmaya devam edeceğine yürekten inanıyoruz. Türk Eximbank’ın sermayesi, ihracatımızı ve ihracatçılarımızı nitelikli bir şekilde destekleyebilmesi için güçlendirilmeli. Yeri gelmişken, ihracatçıların finansmana erişiminde teminat sorununu ortadan kaldırmayı amaçlayan İhracatı Geliştirme Fonu’nun kurulmasını çok İSO SANAYİ 41 önemli bulduğumuzu belirtmek istiyorum. Ancak bu fonun düşük limitlerle ve daha çok KOBİ’lere yönelik teminat sağlamasını doğru bulmadığımızı, büyük şirketlerin de daha yüksek limitlerle bu fondan istifade etmesi gerektiğini vurgulamak istiyorum.” BÖLGESEL SERBEST TİCARET ANLAŞMALARI HIZLA YAYGINLAŞIYOR Rusya ve Ukrayna savaşının Avrupa’nın, bu süreçte kilit rol oynayan Türkiye’ye ne kadar ihtiyaç duyduğunu da ortaya koyması açısından bir kere daha öğretici olduğunu vurgulayan Bahçıvan, “En büyük ihracat pazarımız olan AB pazarından hak ettiğimiz payı almamız için AB ile sürdürülebilir, takvimi ve kesin sonuçları olan samimi bir ilişkiyi yeniden tarif etmemiz ve belirsizlikleri ortadan kaldırmamız için uygun bir zaman olduğunu düşünüyoruz” dedi. Gümrük Birliği’nin revize edilerek kapsamının değişen koşullara uygun olarak düzenlenme çalışmalarının en kısa sürede sonuçlanması gerektiğini anlatan Bahçıvan, başta Asya-Pasifik bölgesi olmak üzere dünya genelinde bölgesel serbest ticaret anlaşmalarının hızla yaygınlaştığını kaydetti. Bu anlaşmaların ticaret blokları oluşturarak anlaşma kapsamı dışındaki ülkeler için ticareti daha da zorlu hale getirdiğine işaret eden Bahçıvan, “En fazla serbest ticaret anlaşması imzalayan tarafın ise AB olduğunu görüyoruz. AB firmaları ile üçüncü pazarlarda eşit koşullarda rekabet edebilmek için Türkiye’nin de Serbest Ticaret Anlaşması müzakerelerini eş zamanlı ya da münferit yapabilmesi ve karar mekanizmalarında söz sahibi olması gerekiyor. Gündem savaş olmakla birlikte, bu süreçte özellikle fosil yakıtlarda yaşanan anormal fiyat artışları, yenilenebilir enerjinin kritik önemini gözler önüne sererek; sürdürülebilirliğin dünyanın geleceği açısından ne kadar değerli olduğunu bir kez daha bizlere gösterdi. Sürdürülebilirlik konusunda AB, başta sınırda karbon vergisi olmak üzere ülkemizi ve sanayimizi yakından ilgilendiren birçok düzenlemeyi hayata geçiriyor. Bu vesileyle, Ticaret Bakanlığımızın koordinasyonunda yürütülen sürdürülebilirlik çalışmalarını yakından takip ettiğimizi, İklim Şurası’nda ele alınan konulardan biri olan Emisyon Ticaret Sistemi oluşturulurken sistemin sanayimiz başta olmak üzere tüm sektörlerimizi destekleyecek şekilde kurgulanmasının çok önemli olduğunu vurgulamak isterim” diye konuştu. 42 NİSAN 2022 MECLİS “D eri ve kürk konfeksiyon sektörü, Rusya ve Ukrayna savaşı sebebiyle ikinci dönem siparişlerini aldığı halde maalesef durma noktasına geldi. Antalya gibi turizm bölgelerindeki mağazalarımızın yüzde 90’ı Rusya ve Ukrayna’dan gelenlere satış yapıyor. Ne yazık ki sektörümüz çok zor günler geçiriyor. Bu konuda bir çözüm önerisi sunmak istiyorum: Çin’in, Rusya ile bir anlaşması var. 1 doları 75 rubleye sabitlemiş ve alışveriş şu an yapılabiliyor. Resmi rakamlarla Türkiye’nin o tarafa 7,5 milyar dolarlık ihracatı var. Bu rakam için bir anlaşma yapılabilir mi? Bu konuda bir çalışma yapılırsa çok iyi olur. Sektörümüzü koruma altına almak zorundayız. Bir istihdam problemi var ve sektörün yüzde 90’ı bu bölgeye mal satıyor.” “Deri ve kürk konfeksiyon sektörünü koruma altına almalıyız” İSO Meclis Üyesi İbrahim Aydoğan: “B ilindiği gibi pandemi sonrası ham madde fiyatlarındaki artıştan dolayı tüm sektörlerde işletme sermayesi yetersizliği başladı. Türkiye’ye de talep oldukça arttı. Dolayısıyla Eximbank’ın sermayesini fresh bir şekilde artırmak ihracat açısından çok iyi olacak. Eximbank’taki ihracat sigorta limitleri, yeni gelinen bu nokta sebebiyle yetersiz kalıyor. Aynı sebepten dolayı Eximbank’ın ihracat sigorta limitleri yapacağımız işler için de yetersiz hale geldi. Hermes’in Alman malı makine alımlarında 10 yıllık teklifler verdiğini piyasadan ve sektörden duyuyoruz. Aynı şekilde Eximbank’ın da Türk malzemeleri, Türk makineleri ya da Türk malları alımında düşük faizli krediler vererek yurt dışında bunu özendirebileceğini hepimiz biliyoruz.” İSO Meclis Başkan Yardımcısı Serdar Urfalılar: “Eximbank’ın sermayesini artırmak ihracat açısından çok iyi olacak” “Kargo firmaları dış ticaret firması gibi çalışıyor” “A vrupa pazarının yanında Rusya, Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Orta Asya ülkeleri bizim için oldukça önemli bölgeler arasında yer alıyor. Bu ülkelere mal sevkiyatı kargo firmaları kanalıyla sağlanıyor. Kargo firmaları dış ticaret firması gibi çalışıyor. Laleli, Osmanbey, Merter, Bayrampaşa, Yeşildirek gibi piyasalar özellikle hep kargo şirketleri üzerinden mallarını gönderiyor. Kargo şirketleri hem dış ticaret firması rolü üstleniyor hem de aynı zamanda lojistik firması olarak görev yapıyor. Aynı zamanda banka görevini bile üstleniyor. Çünkü müşteriler yurt dışından ödemlerini kargo şirketleri üzerinden gönderiyor. Bu tabii teslimatlar, normal faturalama sistemiyle yapılıyor. Kargo şirketleri hiçbir şekilde ihraç kayıtlı mal kabul etmiyor. Dolayısıyla, bu firmalarımız ihracatçı olarak görülmüyor. Burada resmi bir düzenlemeyle ihracatçı hüviyeti kazandırılabilir mi diye bir talep var.” İSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İrfan Özhamaratlı:İSO SANAYİ 43 “T ürkiye’de yılda 100 milyon metreküp hazır beton tüketimi var. Bunun bugünkü fiyatlarla yaklaşık cirosu 80-90 milyar TL’yi buluyor. Son üç aydır emtia fiyatları konusunda ciddi sorunlar yaşıyoruz. Artan maliyetler yüzünden fiyat veremez hale geldik. Müteahhitler ya da sanayiciler bir taahhüt ya da yatırım yapacaksa bize gelip fiyat istiyor. Fiyatlar her gün değiştiği için zor duruma düşüyoruz. İçinde bulunduğumuz durumda herkes elini taşın altına koymak zorunda. Bizler inşaatın lokomotifiyiz. Bizim peşimizden yan ürünler geliyor. Öyle yüzde 30-40-50 kar etme zamanı değil. Şu anda yapacağımız her fedakarlık enflasyona olumlu katkıda bulunacak ve tabii önümüzü açacak. Bazı kentsel dönüşüm sözleşmeleri iptal ediliyor. Çimentoda son beş-altı ayda yüzde 250-300 arası zam gerçekleşti. Bunun nedenini anlamıyoruz.” “Artan maliyetler yüzünden fiyat veremez hale geldik” İSO Meclis Üyesi Adem Genç: “D ünyanın en gelişmiş ülkesi olmasına rağmen korumacılık konusunda Amerikan pazarının şu anda uyguladığı gümrük tarife oranları bizi daha fazla ticaret yapmaya zorlayabiliyor. 2021 yılında Amerika’ya yaptığımız ihracatta yüzde 44,1’lik bir artış var. Aynı zamanda ticaret hacmimiz de yaklaşık 28 milyar dolar. Amerika’nın özellikle Vietnam’la yaptığı Bilateral Trade Agreement diye bir anlaşması bulunuyor. Bu anlaşma sayesinde yaklaşık 100 milyar dolarlık bir ihracat söz konusu. Tabii ki bizim gümrük birliğiyle yaptığımız anlaşmanın aynı zamanda birtakım kısıtları olabilir. Bakanlığımızın bu konuda çok deneyimli bürokratları var. Bununla ilgili çeşitli çıkış yolları bulunacağına inanıyorum. Bir swat analizi yapıldığında Amerika’ya yaklaşık 390 farklı ürünle ihracat yapıyoruz. Amerika’nın yaklaşık olarak dünyadan 4 bin farklı ürün ithal ettiği ve bunun dışında rekabet avantajıyla ilgili buna 400 farklı ürün de bizim ekleyebileceğimiz şeklinde bir çalışma var. Bazı ürünlerin rekabeti bizi şu anda zorlayabilir ama yoğunlaşarak sonuç elde edebileceğimiz konular var.” İSO Meclis Üyesi Süleyman Orakçıoğlu: “Bakanlığın deneyimli bürokratlarıyla çıkış yolları bulunabilir” “Firmaların mevcut alacaklarının tahsilatına yönelik çözümler geliştirilmeli” “R eeskont kredisinde Ukrayna’nın hedef pazar olmasından dolayı birçok firma ihracat hedeflerini bu doğrultuda belirledi ve kredi ödemeleri de bu ülkeye yapılacak ihracat üzerinden hesaplandı. Savaş nedeniyle kapanan bu pazarda krediler açısından bir kolaylık ya da esneme, işletmelerin finansal sorunlarını asgari düzeye indirgemesine yardımcı olacaktır diye düşünüyorum. Firmaların mevcut alacaklarının tahsilatına yönelik çözümler geliştirilmesi ya da daha gerçekçi bir çözüm olarak firmalara Ukrayna’dan alacakları karşılığında uzun vadeli düşük faizli kredi imkanı sağlanmasının, bu süreçte zora düşen sanayicilere bir nefes aldıracaktır. Vergi Usul Kanunu 323’üncü Maddesi’ne göre tahsili mümkün olmayan bir alacağın şüpheli alacak karşılığına konu edilerek vergi matrahının dışında bırakılabilmesi olabilir diye biliyoruz. İşletmelere Ukrayna’dan alacakları için de böyle bir düzenleme yapılırsa, gerçekleşmemiş tahsilatların vergilendirilmesinin önüne geçilebilir.” İSO Meclis Üyesi Ömer Karadeniz:44 NİSAN 2022 MECLİS “T ürkiye’nin bir numaralı stratejik hedefini, ihracatla büyümek oluşturuyor. İhracatla büyümek denildiğinde en önemli konulardan birini de uzun vadeli sürdürülebilir rekabet avantajı sağlamak geliyor. Bu konu hem kısa hem de uzun vadede fırsat yaratabilme özelliği taşıyor. Bunu yapmadığınız takdirde çok büyük riskle karşı karşıyayız. Dünyada 36 gigaton karbon emisyonu salınıyor. Bunun 4 gigatonu Avrupa’ya ait. Avrupa, 2030 yılına gelindiğinde bu rakamı 2,5 gigatona indireceğini ifade ediyor. Ancak Rusya Ukrayna savaşı sebebiyle beş yıllık bir farklılaşmanın yaşanabileceği hesaplanıyor. Türkiye’nin karbon emisyonu 0,4 yani yüzde 1. Çin’in ise karbon emisyonu 12 gigaton! Burada kritik konu şu: İhracatımızın büyük bir bölümü Avrupa Birliği’ne yapılıyor. Dolayısıyla Avrupa Birliği AYM’sine uygun bir durumdayız. Emisyon ticaret sistemini Avrupa Birliği’ne gidecek mallarda rekabet dezavantajı yaşamamak için kurmamız gerekiyor.” “Emisyon ticaret sistemini kurmamız gerekiyor” İSO Meclis Üyesi Ender Arslan: “K uzey Afrika ve diğer Afrika ülkeleri bilindiği gibi Türkiye’nin hedef cazibe pazarlarını oluşturuyor. Tabii buna göre de çalışmalar yapılıyor. Bu çalışmalar ile ilgili gümrüklerle ciddi sorun yaşıyoruz. Mesela gümrüklerimiz Avrupa standartlarını kabul etse bile, o ülkeler kendi kurallarını koyuyor. Özellikle ikili anlaşmalarda Avrupa ülkeleri, Afrika ülkeleriyle çalıştıkları zaman kendi kurallarını koyabiliyor. Türkiye’ye gümrük konuluyor, onlarınkisi ise gümrüksüz. Yıllardır devam eden bir yapı ile karşı karşıyayız. Ayrıca Türkiye’nin en önemli konularından birini de hiç şüphesiz ham madde oluşturuyor. Sektörümüzde irili ufaklı 50 bin civarında firmamız var. Bu firmaların hepsi paslanmaz çelik ithal ediyor. Bu konudaki ithalat yüzde 90’ı buluyor. Ürünlerin çoğu Uzak Doğu’dan geliyor.” İSO Meclis Üyesi Fikret Kaya: “Afrika pazarlarında Türkiye’ye gümrük konuyor AB ülkeleri ise gümrüksüz” “Kayıt dışıyla sonuna kadar mücadele edilmeli” “H angi sektör olursa olsun, haksız rekabet, kayıt dışı gibi konularda sonuna kadar mücadele edilmeli. Bu konuda yapılacak her eylemin yanındayız. İnşaat malzemelerinin Türkiye’de ürettiği yaklaşık değer 100 milyar dolar civarında. En iyi yılımız beş yıl önceydi. 2017’de 113 milyar dolarlık bir değer yarattık. 2020 yılında insanların evde yaşamının artmasıyla beraber yenileme pazarında da düzelmeler görüldü. Ondan sonraki en iyi yılımız 2021 yılında da 31 milyar dolarlık ihracat gerçekleşti. Bizler sektörlerin tek bir başlık altında toplanmasını arzu ediyoruz. Böylelikle gücümüzü daha iyi anlatırız diye düşünüyoruz. 63 milyar dolarlık bir iç pazardan söz ediyoruz. 2021 yılında 2017’nin iç pazarını yakalayamadık. 94 milyar dolarla 2021’i bitirdik, 95 milyar dolar sadece 2017’de iç pazardı.” İSO Meclis Üyesi Ferdi Erdoğan:İSO SANAYİ 45 “M obilya sektörü son 15 yılda ihracatını yüzde 10-15 büyüttü. Pandemide çok karlı çıkan sektörlerden bir tanesi oldu. Sadece 2021 yılında ihracatını yüzde 23 artırdı. 5 milyar doları yakalayacağız. Hedefimiz ise 6,5 milyar. Tabii ki ağaç ve orman ürünleri de bunlara dahil. Bugün bakıldığında bizim için onlar bir nimet olarak görünüyor. Sektör olarak ham maddeyi korumamız lazım. Herkesin ham maddeyle ilgili sıkıntısı var ama biz ciddi anlamda ham maddemizi yurt dışına satmayalım istiyoruz. Katma değerli ürün satmayı arzu ediyoruz. Mobilyada ihracatın kilogramı 2,5 – 3 dolar civarında. Biz ise kilogram fiyatını 8 hatta 10 dolara kadar çıkarmayı hedefliyoruz.” “Katma değerli ürün satmayı hedefliyoruz” İSO Meclis Üyesi Nuri Gürcan: “S anayi için ham madde girdisi çok önemli. Döküm sektörünün ana girdisi olan sfero piki ülkemize ithal geliyor. Zamanında biz bu girdileri üretebiliyorduk. Şu anda ise neredeyse tamamını ithal ediyoruz. Birlikte bir yerlerde hata yaptığımızı düşünüyorum. Özel sektör de kamu da buna dahil. Bunu açık yüreklilikle söylediğimiz zaman bence bir şeylerin farkına varacağız.” “B ir sanayici için işveren ve çalışan barışı, oldukça önemli bir konu. 75 yıllık meslek hayatından sonra vefat eden babamın cenazesine pek çok çalışanımız gelmişti.O dönemde böyle bir patron-işveren ilişkisi vardı. Şimdi bizler de bunu sağlayabilmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Bir dava açıldığı zaman araya arabulucular giriyor. Bu mekanizma sayesinde bile haksızlığa sebep olan kişiler anlaşmaya gitmiyor. Haksız olmalarına rağmen, davasından taviz vermiyor, geri adım atmıyor. Bu konuda mustarip olduğumuzu dile getirmek istedim ve ne yapılabilir diye de sormak istiyorum. Ayrıca iplikte yüzde 50 hatta yüzde 100’e varan artışlar oldu. Dövizdeki kur korumalı mevduattan kaynaklı stabil gidilmeye çalışılıyor. İhracatçı döviz yüksek olsun ki müşteride fiyatı tutturabilsin istiyor. Yurt dışı müşterimiz özellikle dövizin şu anki değeri karşısında indirim bekliyor. Bu konuda yaşadığımız zorluğu dile getirmek istedim.” İSO Meclis Üyesi Aynur Ayhan: İSO Meclis Üyesi Bülent İyiküllah: “Ham maddenin tamamını ithal ediyoruz” “İplikte yüzde 100’e varan artış var” “Hizmet sektöründe en büyük sorunumuz tedarik” “H izmet sektörünün en büyük sorunlarından birini tedarik oluşturuyor. Geçen ay 450 lira olan şeker bu ay 850 liraya çıktı. Et yüzde 40 zamlandı. Sütü bulma şansımız ise azaldı çünkü yüzde 100 zam gelineceği söyleniyor. Tüm bu gelişmeler karşısında gıda ve hizmet sektörü zor günler yaşıyor. Diğer bir sorunumuz da hem sanayiyi hem de ihracatı ilgilendiren personel sıkıntısıdır. Türkiye’de üniversiteliler ordusu yaşanıyor. Ara eleman bulabilmek çok zorlaştı. Bu durum nereye kadar böyle gidecek? Tüm sektörler eleman konusunda sıkıntı yaşıyor. Bana göre işsizlik diye bir şey yok, iş beğenmeme sorunu var. Maalesef ülkenin önündeki en büyük engellerinden biri de işçi barışı. Kayıt dışına iten işçi barışının bir an evvel çıkması lazım. Bu konuda sektörün rahatlaması gerekiyor.” İSO Meclis Üyesi Süleyman Köşkeroğlu:46 NİSAN 2022 “A ğustos ayında Cumhurbaşkanımıza ülkede yaşanan kuraklık hakkında bilgi verdik. Ayrıca tahıl ürünlerinde ve unda yaşanan sıkıntılarımızı dile getirdik. Özellikle gümrük vergilerinde, ithalatta yüzde 45 gümrük vergilerinin kaldırılması ve un fiyatlarındaki devletin tahsis konusundaki talebimiz karşılandı. Sektör olarak hem gümrük vergilerinde yapılan indirim hem de tahsisten dolayı hükümetimize teşekkür ediyorum.” “Gümrük vergilerinde yapılan indirim için hükümete teşekkür ederiz” İSO Meclis Üyesi Mehmet Umur: “K uyumculuk sektörünün ham maddesi olan altınla ilgili bazı sorunlar yaşıyoruz. Sorunlarımızdan ilki, Hazine ve Maliye Bakanlığı cari açık yaratıyor diye altın ithalatına bazı zorluklar getirmesi oldu. İthal edilmemesi tavsiyesinde bulundu. Ürünümüzü işleyebilmek için altına ihtiyacımız var. Türkiye’de aşağı yukarı 40 tona yakın altın üretiliyor. Altın madenciliği var. Ancak Türkiye’deki ihtiyaç aşağı yukarı yıllar itibarıyla değişse de 200-300 ton civarında. Has külçe altına ihtiyacımız bulunuyor. Diğer bir sorunumuz ise dahilde işleme sisteminde yaşanan kısıtlamalar. Sisteme çeşitli genelgeler getirildi. Önce külçe altın kısıtlandı, sonra standardı olmayan hurda gelebilir dendi. Yine birkaç zorluk daha yaşandı. Bilindiği gibi beş kişilik bir atölye de ihracat yapabiliyor, 500 kişilik bir fabrika da ihracat gerçekleştirebiliyor. Tüm bunları aynı kefeye koymak bizim sektörümüzü zorlar hale getirdi.” İSO Meclis Üyesi İlyas Gençoğlu: “Ürünümüzü işleyebilmek için altına ihtiyacımız var” “Enerji sorununu kaya gazı ile çözebiliriz” “B irinci sıkıntımızı enerji ikincisini de emtia oluşturuyor. Tabii şimdi de Rusya-Ukrayna savaşı var. Elbette bugünler geçecek ve ortalık bir şekilde yatışacak. Ancak biz enerji olayını tam anlamıyla çözmüş olmayacağız. Bizim petrole ve doğal gaza bağımlılığımız devam edecek. O zaman ne yapmak lazım? Bilindiği gibi Amerika, doğal gaz ihraç etmeye başladı. Her tarafa sıvılaştırılmış kaya gazını gemilerle gönderiyor. Petrol düşükken maliyetleri yüksek diye kaya gazını çıkartma işini durdurmuşlardı. Petrol fiyatları yükselince ise hızlı bir şekilde kaya gazı ihraç etmeye başladırlar. En fazla kaya gazının olduğu yer Amerika, Çin ve Türkiye’nin Trakya Bölgesi’dir. Borusan firmamız ilk kaya gazını çıkartmak için Amerika’da boru fabrikası kurdu. Trakya’daki kaya gazı çok da derinlerde değil ve çok büyük maliyeti de yok. Her musibetten iyilik doğar diye bir söz var. Önümüzde atılım yapmak ve sorunu çözmek için bir fırsat var. Gelin bu konuda elbirliğiyle ne gerekiyorsa elimizin altındaki bu kaya gazına yönelelim.” İSO Meclis Üyesi Mehmet Koç: MECLİSNext >