< Previous48 MAYIS 2022 İ stanbul Sanayi Odası (İSO), 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı oda tarihinde ikinci kez gerçekleştirdiği İSO Çocuk Meclisi toplantısı ile kutladı. Artık her yıl geleneksel olarak düzenlenecek toplantının ikincisi, “Büyüyen Türkiye İçin Nitelikli Eğitim” ana gündemi ile video konferans üzerinden gerçekleştirildi. İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay ve İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın ev sahipliğinde düzenlenen toplantı, Meclis ve Meslek Komitesi Üyeleri ile üyelerin çocuk ve torunlarının katılımı ile yapıldı. Toplantıda İSO Çocuk Meclis Başkanlığını Irmak Yavuz üstlenirken, açılış konuşmasını ise İSO Çocuk Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Büyükdede gerçekleştirdi. İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay ve İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın yaptığı sembolik açılış konuşmalarının ardından toplantıyı başlatan İSO Çocuk Meclis Başkanı Irmak Yavuz, meclis konuşmasında şu sözleri söyledi: “Büyüyen Türkiye için Nitelikli Eğitim konulu İstanbul Sanayi Odası Çocuk Meclisi’ne başkanlık etmekten büyük onur ve gurur duyuyorum. Cumhuriyetimizin kurucusu, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ‘Hayatta en hakiki mürşit ilim’ diyerek eğitime verdiği önemi belirtmiş, ‘En önemli ve verimli vazifelerimiz milli eğitim işleridir. Milli eğitim işlerinde kesinlikle zafere ulaşmak lazımdır. Bir milletin gerçek kurtuluşu ancak bu şekilde olur’ demiştir. Başöğretmen Atatürk eğitim ile ilgili birçok reform yaparak ülkemizin eğitim sistemine çağ atlattı. Ayrıca Atatürk, ‘İlim, fen ve ihtisas nerede varsa, sanat nerede varsa gidip öğrenmeye mecburuz. Çok çalışmaya mecburuz. Çalışmak demek ise boşuna yorulmak terlemek değildir. Zamanın gereklerine göre bilim ve teknik ve her türlü medeni buluşlardan azami derecede yararlanmak zorunludur’ demiştir.” Meclis Başkanı konuşmasının ardından sözü, açılış konuşmasını gerçekleştirmesi üzere, İSO Çocuk Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Büyükdede’ye bıraktı. İSO Çocuk Yönetim Kurulu Başkanı Büyükdede, yaptığı meclisin açılış konuşmasında şu sözlere yer verdi: “Hepinizin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyorum. Bizlere, bu günü armağan eden Mustafa Kemal Atatürk’e de şükranlarımı sunuyorum. Bizler eğitim hayatımızı tamamlayınca doktor, mühendis, öğretmen, yazılımcı, yazar, tüccar ya da sanayici olarak görev alacağız. Mesleğimizi en iyi yapacak şekilde nitelikli bir eğitim almamız, kaliteli okullarda beceri kazanmamız gerekiyor. Okullarımızın donanımlı olması, öğretmenlerimizin konularında en iyisi olmaları, “BÜYÜYEN TÜRKİYE İÇİN NİTELİKLİ EĞİTİM”İ KONUŞTU İKİNCİ KEZ TOPLANAN İSO 23 NİSAN ÇOCUK MECLİSİ İSO SANAYİ 49 bizi geleceğe en iyi şekilde hazırlayacak. Sizlerin ve tüm ülkemiz çocuklarının 23 Nisan Bayramı’nı kutluyor, hayat boyu başarılar diliyorum.” OKYAY: “EĞİTİM, İNSANLARIN ÜRETKENLİĞİNİ VE YARATICILIĞINI GELİŞTİRİR” İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay, İSO Çocuk Meclisi’ndeki konuşmasında, Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, tüm silah arkadaşlarına ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluşunda emeği olan tüm devlet görevlilerine şükran ve minnetlerini iletti. Zeynep Bodur Okyay konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Eğitimin insanların ve toplumların gelişiminde etkisi, katkısı çok büyük. Eğitim, insanların kendilerini ve dünyayı anlamalarını zenginleştirir. Yaşam kalitelerini artırır, bireylere ve topluma geniş sosyal faydalar sağlar. Eğitim, insanların üretkenliğini ve yaratıcılığını geliştirir, girişimciliği ve teknolojik gelişmeleri teşvik eder. Her anlamda kalkınmanın temel faktörlerinden biri olduğu muhakkak. Dünya üzerinde insan sermayesine önemli miktarda ve doğru yatırım yapmadan, sürdürülebilir ekonomik kalkınmayı gerçekleştirebilen tek bir ülke yok.” BAHÇIVAN: “23 NİSAN BAYRAMI EN ÖNEMLİ MİLLİ BAYRAMLARDAN BİRİ” İSO Çocuk Meclisi’ndeki konuşmasında İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın en önemli milli bayramlarından birisi olduğunu söyledi ve tüm çocukların bayramını en içten dilekleriyle kutladı. Bahçıvan, Mustafa Kemal Atatürk’ün, bu anlamlı günü çocuklara bayram olarak armağan etmesinin, onun çocukları ülkenin geleceği olarak görmesinden, onlara duyduğu güven ve sevgiden kaynaklandığını söyledi. Erdal Bahçıvan, insanlığın son 150 yılda büyük bir değişimin içine girdiğini ve bu değişimin temelinde nitelikli eğitimin yattığını belirtti. Nitelikli eğitimin bir ülkeyi sanayi, ekonomi, kültürel ve sosyal açıdan ileriye taşıdığının altını çizen Bahçıvan, “Albert Einstein’in dediği gibi bir ülkenin geleceği o ülke insanlarının göreceği eğitime bağlıdır. Bu cümle nitelikli eğitimin sizler, bizler ve geleceğimiz için ne kadar önemli olduğunu çok net bir şekilde vurguluyor. Sizlerin nitelikli eğitim alması, Türkiye’nin her alanda kalkınması için bir önkoşul. Ülkemiz halkının yaşam seviyesinin yükselmesi ve mutlu bir yaşam sürmesi için siz değerli çocuklarımızın çok yönlü bir eğitim İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan İSO Çocuk Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Büyükdede İSO Çocuk Meclisi Başkanı Irmak Yavuz İSO Meclisi Başkanı Zeynep Bodur Okyay alması ve her alanda kendini yetiştirmesi oldukça önemli” dedi. Yapılan konuşmaların ardından İSO Çocuk Meclisi Üyeleri söz alarak görüşlerini paylaştı. Toplantı günün anlam ve önemine dair konuşmalarla devam etti.50 MAYIS 2022 KAPAK İSO 70 YaşındaİSO SANAYİ 51 İSO 70 YILDIR SANAYİNİN VE ÜRETİMİN HİZMETİNDE 70 yıllık geçmişiyle İstanbul’un ve ülkemizin sanayi tarihinin en yakın tanığı olan İstanbul Sanayi Odası, üyelerinin ve Türkiye sanayisinin gelişimi için çeşitli platformlarda çalışmalar yürüterek sanayicinin gözü kulağı olmaya devam ediyor. Gerçekleştirdiği yüksek ihracat, ödediği vergiler ve sahip olduğu istihdam kapasitesiyle Türkiye ekonomisinin can damarı olan İSO, bu gücünü üyelerinden ve ekonominin lokomotifi olan İstanbul şehrinden alıyor.52 MAYIS 2022 KAPAK İSO 70 Yaşında İ stanbul’da 1950’lerden itibaren emek yoğun ve küçük ölçekli imalat yatırımlarıyla birlikte, büyük özel yatırım şirketlerinin oluşturduğu yeni bir kuşak ortaya çıkmaya başlamıştı. Sanayicilerin işe küçük atölyelerde iş başı yaptığı ve zamanının imkansızlıklarına rağmen sanayileşmede önemli başarılara imza atıldığı bir dönemdi. 1950 sonrasında, İstanbul’un ulaşım ve enerji başta olmak üzere sanayi için gerekli alt yapı yatırımlarından, kredi ve teşviklerden ve kamu yatırımlarından oldukça önemli pay alması, bu dönemde imalat sanayinde çok hızlı bir gelişme yaşanmasına yol açtı. Bütün bu gelişmeler yaşanırken yeni çıkarılan bir kanun, sanayi odalarının da kaderini çiziyordu. 1950 yılında çıkan 5590 sayılı kanun, odaları özel kesimin sözcüsü haline getiriyor, ticaret odalarından bağımsız sanayi odalarının da kurulmasına imkan sağlıyordu. Bu sürecin önemli aktörlerinden biri olan İstanbul Sanayi Odası da 1952 yılında kuruldu. 750’ye yakın sanayicinin yazılı isteği ile kurulan İstanbul Sanayi Odası, 30 Mayıs 1952 tarihinde gerçekleştirdiği ilk Meclis toplantısıyla faaliyetlerine başlamış oldu. İLK BAŞKAN KAZIM ARIN İlk Meclis’te, Başkanlık görevini Kazım Arın, Başkan Vekilliği görevini ise Sırrı Enver Batur yerine getirdi. İlk Yönetim Kurulu Başkanı ise Hüsnü Yaman, Başkan Vekilleri de Cahit Evrenos ve Hasan Derman idi. IV. Vakıf Han’da faaliyete başlayan İstanbul Sanayi Odası, kısa süre içinde gösterdiği gelişme neticesinde Sirkeci’deki Kılavuz Han’ın iki katını kiralayarak buraya taşındı. Üye sayısındaki artış sonucunda Kılavuz Han da İSO’nun faaliyetlerini sürdürmesi için yeterli olmamıştı. 1958 yılında Şişhane’deki Kruger Han satın alınarak restore edildi, 1963 yılından 2017 yılına kadar bu bina Oda merkezi olarak kullanıldı. İstanbul Sanayi Odası, 12 Haziran 2017 itibarıyla da Beyoğlu’nda bulunun Odakule binasında tüm birimleriyle hizmet vermeyi sürdürüyor. İSO, 22 BİN ÜYESİYLE TÜRKİYE SANAYİSİNE HİZMET VERİYOR Kurulduğu tarihten itibaren bugüne kadar gelen 70 yıllık geçmişiyle Türkiye’nin en köklü ve en büyük sanayi kuruluşu olmayı sürdüren İSO, ülke ekonomisine katkılarından aldığı güçle faaliyetlerini sürdürüyor. İSO, bugün 22 bine yaklaşan üyesi ile aynı zamanda Türkiye sanayisi ve ekonomisinin en önemli temsilcilerinden biri konumunda bulunuyor. Gerçekleştirdiği yüksek ihracat, ödediği vergiler ve sahip olduğu istihdam kapasitesiyle Türkiye ekonomisinin can damarı olan İstanbul Sanayi Odası, bu gücünü üyelerinden ve ekonominin lokomotifi olan İstanbul şehrinden alıyor. 1966’DA SANAYİ DERGİSİ YAYINLANMAYA BAŞLADI İSO, üyelerine haber ve bilgi sağlamak amacıyla 15 Mart 1966’da Sanayi dergisini yayımlamaya başladı. Kendi alanında en eski yayın olma özelliğini koruyan Sanayi dergisi, bu yıl 57’nci yaşını kutlarken teknolojik bir dönüşüM yaşayarak takipçilerine cep telefonu ve tabletlerden de ulaşılabilme fırsatı sunuyor. TÜRKİYE’DE BİR İLK: İSO 500 ARAŞTIRMASI Vehbi Koç, her yerde ödenen vergilerin İSO SANAYİ 53 açıklanmasını sürekli dile getirip övüyordu. Dönemin İSO Başkanı Fazıl Zobu, Vehbi Koç’un teklifini yönetim kurulundan geçirdi ve en büyük 100 şirketin bilgileri açıklanmaya başlandı. Ciro esasına göre hazırlanmış bu liste Türkiye’de bir ilk olma özelliği gösteriyordu. Bu liste ilk kez 1968 yılında “100 Büyük Firma” olarak kamuoyuna açıklandı. Sanayinin gösterdiği gelişmeye paralel olarak çalışmanın kapsamı 1981 yılında 500 kuruluşa çıkarıldı. 1991 yılında “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” araştırmasına ek olarak “İlk 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’nu izleyen 325 Sanayi Kuruluşu” çalışması da hazırlanıp kamuoyunun bilgisine sunuldu. Çalışmanın kapsamı 1998 yılında genişletilerek 500’e çıkarıldı. Böylece 1998 yılından bu yana Türkiye’nin 1000 Büyük Sanayi Kuruluşu’na ait veriler her yıl kamuoyuna açıklanmaya başlandı. İSO’NUN TÜRK EKONOMİSİNDEKİ YERİ İstanbullu sanayicileri, çatısı altında bir araya getiren İstanbul Sanayi Odası, kurulduğu günden itibaren gerçekleştirdiği faaliyetleri, düzenlediği toplantılar, hayata geçirdiği projeler, yaptığı etkinlikler ile Türkiye ekonomisinde belirleyici bir rol oynuyor. Ekonominin önemli bir aktörü olan İSO’nun üyeleri tarafından yaratılan katma değerin Türkiye sanayi sektörü katma değeri içindeki payı yaklaşık yüzde 35 civarında bulunuyor. Türkiye sanayi sektörü üretiminin yaklaşık yüzde 34’ünü gerçekleştiren İSO Üyeleri’nin Türkiye sanayi sektörü istihdamı içindeki payı da yüzde 30’un üzerinde bulunuyor. İstihdam büyüklüklerine göre İSO Üyeleri’nin yüzde 79’u küçük ölçekli, yüzde 19’u orta ölçekli işletmelerden oluşurken, yüzde 3’ü ise büyük ölçekli işletme niteliğine sahip. İSO üyelerinin en yoğunluklu olduğu sektör giyim eşyası, deri ve deri ürünleri imalatıdır. Bu sektörü sırasıyla makine, aksam ve metal eşya imalatı, kimyasal ürünler ile plastik ve kauçuk ürünler imalatı ve tekstil ürünleri imalatı takip ediyor.54 MAYIS 2022 KAPAK İSO 70 Yaşında İÇİNDE İSO’NUN DA OLDUĞU İstikrarlı, sürdürülebilir ve güçlü bir ekonomik büyümenin anahtarı, hiç şüphesiz ki sanayiden geçiyor. Ekonominin bel kemiğini oluşturan sanayi, daha çok istihdam, daha çok aş, daha çok iş anlamına geliyor. Alın teriyle, sabırla ve azimle üretim yapan, toplumsal refaha katkı sağlayan insanlar bu ülkeye can veriyor, umut veriyor. Sanayiciler bu duygular eşliğinde üretimde çağı yakalamanın, dünyanın en yeni üretim tekniklerini tanımanın ve uygulamanın çabası içindeler. Sanayinin geleceğini kurmak için hep ileriye bakan İstanbullu sanayici, tam 70 yıldır hem Türkiye hem de İstanbul sanayisi için hizmet veriyor. 70 YILLIK BİR SANAYİ HİKAYESİİSO SANAYİ 55 İ lk toplu iğne 1950’lerde üretilse de bir 10 yıl sonra, yani 1960’lara gelindiğinde tezgâhlardan buzdolabı, çamaşır makinesi, elektrik süpürgesi hatta klima bile çıkıyordu. 1970’li yıllarda ise televizyon hem sanayi işletmelerinin programlarına ekleniyor hem de evlerin başköşesine yerleşiyordu. Bu arada hükümetler kuruluyor, yıkılıyor ve her hükümet göreve geldiğinde kendi görüşü doğrultusunda bir ekonomik rota çiziyordu. Döviz sıkıntısı, elektrik kesintileri, ham madde yokluğu, gümrük vergileri, gelir vergileri ve kalifiye eleman yokluğu sanayicinin elini kolunu bağlıyordu. Onlarca yıl sorunlarla boğuşan sanayici, hem sorunlarını hep birlikte tartışarak ilgili mercilere aktarabileceği hem de çözüm bulabileceği bir çatı kurmaya karar verdi. 1952 yılında İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) tabelası asıldı ve hızla güçlenip büyüdü. Sadece İstanbul değil, Türkiye sanayisinde de söz sahibi olan İSO, dünyayı yakından izleyip, hangi sektörde hangi gelişmelerin yaşandığını takip edip, üyeleriyle paylaşmaya başladı. İSO, bugün dünya dördüncü endüstri devrimini yaşarken, Türkiye için hala bir çıkışın olduğu düşüncesiyle gençleri de üretmeye çağırıyor. Dünün Anadolu’dan topladıkları eski yün çoraplardan yün iplik üreten sanayicileri, kendilerinden sonra gelenlere sentetik iplik ve kumaş üreten fabrikalar bırakmıştı. O fabrikaları işletenler ise bugünün gençlerine onlarca sektörde üretim yapan, ihraç eden, hatta dünyayı kendi üretim hanesine çeviren bir sanayi bırakacak. Bu araştırmamızda İstanbul Sanayi Odası’nın kuruluşundan bu yana Türk sanayisinin dünden bugüne yaşadığı tüm gelişmeleri 10’ar yıllık periyoduyla ele aldık… 195056 MAYIS 2022 KAPAK İSO 70 Yaşında T ürkiye siyasetinde 1946 seçimlerinden sonra yaşananlar, önünde sonunda çok partili sisteme geçileceğinin belgesiydi. Muhalefet partisi DP, CHP’yi her adımında takip etmiş, çokça da eleştirmişti. Bu arada seçmeni de ihmal etmemiş, hemen her ilde teşkilatlanıp toplumla bağını daha da güçlendirmeye çalışmıştı. Bu bağ 14 Mayıs 1950’de tartıya çıkacak, iktidarın el değiştirip değiştirmeyeceği görülecekti. Oldukça renkli, bir o kadar da gerilimli mitinglerden sonra sandık başına gidildi. Sandıktan “Yeter! Söz Milletin” sloganıyla, “Her mahalleye bir milyoner” vaadiyle güçlü bir kampanya yürüten Demokrat Parti çıktı. Alınan kararlarla serbest piyasa ekonomisine geçilecek, çok mecbur kalınmadıkça yeni kamu kuruluşları kurulmayacak, bu alanlarda özel sektöre ağırlık verilecek, hatta bazı kamu kuruluşları özelleştirilecekti. Serbest piyasa ekonomisi dünyayla entegre olmayı gerektiriyordu. 40’lı yılların sonunda Sovyetler Birliği tehdidini bertaraf etmek için ABD ile kurulan iyi ilişkileri biraz daha genişletmek isteyen DP, NATO’ya (Kuzey Atlantik Savunma Paktı) girmeyi bu alanda önemli bir kazanım olarak görüyordu. Ancak Türkiye’nin bu arzusu Kore Savaşı’ndan sonra gerçekleştirilebilecekti. 1950- 53 yılları arasında yaşanan savaşa Türkiye 5 binin üzerinde asker gönderecek, 1952’de de NATO’ya alınacaktı. VE İSTANBUL SANAYİ ODASI KURULUYOR Demokrat Parti’nin iktidara gelmesi toplumun bütün kesimlerinde hoşnutlukla karşılanmış, Artık toplu iğne üretiyoruz. İSO’nun kurulduğu bina, IV. Vakıf Han. 1950 SANAYİNİN COĞRAFYASI DEĞİŞİYOR 50İSO SANAYİ 57 Kore Savaşı’na katılmanın dışında neredeyse bütün karar ve uygulamaları kabul görmüştü. İktisadi çıkarlardaki ahenk bir cümle olmanın ötesine taşınıp kooperatif, sendika, meslek örgütleri ve dernek kurma hakkı tanıyordu. 1952’de İstanbullu sanayiciler işte tanınan bu haklardan yola çıkarak bir araya gelmeye karar verdi. Aslında bu uzun zamandır arzulanan bir durumdu, ticaret odalarının bünyesinde işleyen bürokratik işlemler, sanayinin gelişmesiyle birlikte ağırlaşmış, sanayicilerin bağımsız bir yapılanmaya gitmesi şart olmuştu. YABANCI SERMAYA İSTANBUL’DA Kore Savaşı’yla birlikte dünyadaki ham madde fiyatları artmış, pazar genişlemiş, buna bağlı olarak özellikle gıda maddeleri ihracatında büyük rakamlara ulaşılmıştı ama hem döviz rezervi azalmış hem de dış ticaret açığı büyümeye yüz tutmuştu. Yabancı sermayeyi Türkiye’ye çekebilmek adına bir yasa hazırlandı. 18 Ocak 1954’te yürürlüğe giren “Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu” yabancı sermayeye tekel hakkı ve özel imtiyaz istenmemesi ve yatırımların Türkiye özel sektörünün geliştiği sahalarda yapılması halinde kolaylıklar sağlıyordu. Yasanın en önemli maddelerinden biri kar transferlerindeki kısıtlamaların kaldırılmasıydı. TÜRKİYE SANAYİSİNDE DÖNÜŞÜM YILLARI DP iktidarının ilk yıllarında ithalatın serbest bırakılması Avrupa’da üretilen buzdolabı, çamaşır makinesi, fırın gibi ürünlerin Türkiye’ye girmesini sağlamıştı, ancak çamaşırını elinde yıkayan, yiyeceklerini tel dolaplarda koruyan, böreğini, balığını mahalle fırınında pişirten Türkler için hepsi birer “lüks” tüketimdi. Çünkü ikinci el bir buzdolabı bile neredeyse bir otomobil fiyatındaydı. 1954’te baş gösteren döviz bunalımının yanı sıra ithalata sınırlama getirilmesiyle birlikte ithalatın aksaması yerli sanayicileri harekete geçirdi. Vehbi Koç daha krizin ilk günlerinde Lütfü Doruk’la birlikte bir buzdolabı fabrikası kurmaya karar verdi. İsrail’den alınacak parçalarla Arçelik markalı buzdolabının montajını yapacak fabrikanın temeli 1955’te Sütlüce’de atıldı. Kurucuları arasında Ertuğrul Soysal’ın da bulunduğu Atlı Zincir, İğne ve Makine Sanayii A.Ş. Türkay Kibrit Fabrikası.Next >