< PreviousB oğaziçi Uluslararası Isıl İşlem Sempozyumu açılış töreni Metal Isıl İşlem Sanayicileri Derneği (MİSAD) ve TMMOB Metalurji ve Malzeme Mühensileri Odası Eğitim Merkezi (METEM) iş birliği ile İstanbul Sanayi Odası (İSO) Odakule Fazıl Zobu Meclis Salonu’nda 11 Mayıs 2022 tarihinde gerçekleştirildi. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın da katıldığı açılış törenine, MİSAD Yönetim Kurulu Başkanı ve İSO Meclis Üyesi Koray Yavuz, METEM Yönetim Kurulu Başkanı Ata Özdemirler, SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Üyesi İlhami Keleş’in yanın sıra çok sayıda ısıl işlem sanayi paydaşı yerli ve yabancı konuklar katılım gösterdi. Sempozyumun açılış töreninde konuşan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, ısıl işlem sanayisinin dünya ölçeğinde çok önemli bir yere sahip olduğunu söyledi. Bahçıvan, “Dünya ölçeğinde son beş yılda ortalama yüzde 2,5 büyüme kaydeden ısıl işlem sanayinin, bu yıl yüzde 2 ve önümüzdeki üç yılda ortalama yüzde 3 oranında yıllık büyüme kaydetmesi öngörülüyor. 2025 yılı itibarıyla sektörün küresel iş hacminin 100 milyar dolara yaklaşması bekleniyor” dedi. Erdal Bahçıvan, Türk ısıl işlem sanayisinin son yıllarda büyük bir gelişme içinde olduğunu belirtti. Sektörde yer alan firma sayısının artış gösterdiğini aktaran Bahçıvan, bununla birlikte teknolojik atılımın ve sektörde çalışan oranındaki artışın ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacağının altını çizdi. Sempozyumun açılış töreninde konuşan MiSAD Yönetim Kurulu Başkanı ve İSO Meclis Üyesi Koray Yavuz, Covid-19 pandemisi yüzünden ertelenen sempozyumun, nihayet ODAKULE’DE YAPILDI BOĞAZİÇİ ULUSLARARASI ISIL İŞLEM SEMPOZYUMU VE FUARI gerçekleştirilecek olmasından dolayı çok mutlu olduğunu söyledi. Yavuz, ısıl işlem sanayi proseslerinin Türk sanayisi açısından çok önemli bir konumda olduğuna vurgu yaparak, uluslararası organizasyonlarla sektörün bilgi ve donanım birikimini artırmak istediklerini belirtti. Ardından konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen METEM Yönetim Kurulu Başkanı Ata Özdemirler, Isıl İşlem Sempozyumu ve benzeri organizasyonların, bilgi ve teknolojiye hakim, nitelikli eğitim almış, çevreye duyarlı, memleket sevdalısı ve dünya vatandaşı mühendislerin gelişmesine çok büyük katkı sağlayacağının altını çizdi. Açılış töreninin konuşmacılarından olan SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Üyesi İlhami Keleş, Isıl işlem sanayisinin savunma ve sivil havacılık sektörünün üretim prosesi bakımından çok önemli bir parametre olduğunu söyledi. Keleş, Türk savunma sanayisinin potansiyeli arttıkça, ısıl işlem sanayisinin de potansiyelinin artacağını belirtti. Açılış konuşmalarının ardından törene katılan protokol heyeti, etkinliklerin süreceği fuarın açılış kurdelesini birlikte kesti. Etkinlik boyunca konularında uzman birçok akademist ve iş insanı ısıl işlemler ile ilgili seminerler vererek, panellerde konuştu. 18 HAZİRAN 2022HABERLER 20 HAZİRAN 2022 TÜRKİYE’NİN YEŞİL DÖNÜŞÜM STRATEJİLERİ ONLINE ORTAMDA KONUŞULDU E ntegre Raporlama Türkiye’nin (ERTA) düzenlediği Türkiye’nin Yeşil Dönüşüm Stratejileri Toplantı Serisi’nin ikincisi 13 Mayıs 2022 tarihinde online olarak gerçekleştirildi. ERTA Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Güler Aras moderatörlüğünde gerçekleşen panele İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Üyesi ve İSO Sürdürülebilirlik Platformu Başkanı Mustafa Tacir’in yanı sıra T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdür Yardımcısı Zergül Özbilgiç, T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Sera Gazı Azaltım Politikaları Daire Başkanı Dr. Tuğba Dinçbaş ve Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), Yeşil Mutabakat Görev Gücü ve Çevre ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Başkanı Fatih Özkadı da katılım gösterdi. Düzenlenen panelde Türkiye’de sanayinin yeşil dönüşüm stratejileri ele alındı. Panelde konuşan İSO Yönetim Kurulu Üyesi ve İSO Sürdürülebilirlik Platformu Başkanı Mustafa Tacir, sürdürülebilirlik konusunda sanayicilerin oynayacağı rolün çok önemli olduğunu söyledi. Sanayicilerin oluşturacağı sürdürülebilirlik stratejilerinin yeri gittikçe önem kazanıyor. Türkiye’deki sanayi kuruluşlarının üretim kapasitelerinden bağımsız sürdürülebilir kalkınma anlayışını iş modellerinin bir parçası haline getirmesi gerekiyor” dedi. Yapılan konuşmaların ardından panel, konuşmacıların katılımcılardan gelen soruları yanıtlamasıyla devam etti. HOMETEX EV TEKSTİLİ FUARI’NDAN 1 MİLYAR DOLARLIK İŞ HACMİ BEKLENİYOR E v tekstili sektöründe dünyanın en büyük buluşmaları arasında yer alan HOMETEX Ev Tekstili Fuarı, sektörün yoğun katılımıyla 18 Mayıs 2022 tarihinde İstanbul Fuar Merkezi’nde kapılarını açtı. Sektörün çatı kuruluşu Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TETSİAD) ile Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) iştiraki KFA Fuarcılık Şirketi tarafından düzenlenen fuarın açılış töreni tekstil sektörünün güç birliğine dönüştü. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in katılarak destek verdiği fuarın açılış törenine İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan da katıldı. Fuarda BTSO Başkanı İbrahim Burkay, TETSİAD Başkanı Hasan Hüseyin Bayram, İTO Başkanı Şekib Avdagiç, TİM Başkanı İsmail Gülle, İTHİB Başkanı Ahmet Öksüz, UTİB Başkanı Pınar Taşdelen Engin, DENİB Başkanı Hüseyin Memişoğlu ve TÜGİAD Genel Başkanı Nilüfer Çevikel ile birlikte kurum ve kuruluşların yönetim kurulu üyeleri ve sektör temsilcileri de yer aldı. Yıllık 3,5 milyar dolara yakın ihracat kapasitesine sahip olan Türk ev tekstili sektörünün dünyaya açılan kapısı olan fuarda bu yıl “sürdürülebilirlik” teması ön plana çıkarıldı. 11 salonda toplam 200 bin metrekarelik alanda düzenlenen HOMETEX’te oluşturulan “İlham Alanları”nda perde, perde aksesuarları, tül, döşemelik kumaş, mutfak ve yemek odası tekstili, havlu ve banyo grubu ürünleri, uyku ve yatak odası tekstili gibi çok çeşitli ürün grupları sergilendi. Türkiye’nin önde gelen tasarımcılarının oluşturduğu “Designer Box”larda ise tasarımcılar, tasarımlarını sergiledi. İSO SANAYİ 21 İ stanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından geliştirilen ve İstanbul Kalkınma Ajansı’nın (İSTKA) Yenilikçi İstanbul Mali Destek Programı kapsamında fonlanan “İstanbul Proje Akademisi” projesinin lansman toplantısı 24 Mayıs 2022 tarihinde Odakule Binası, Fazıl Zobu Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. İSO Genel Sekreteri Haktan Akın ve İSTKA Genel Sekreteri İsmail Erkam Tüzgen’in katıldığı lansman toplantısına çok sayıda iş insanı ve proje geliştirmeye hevesli üniversite öğrencisi de katılım gösterdi. Lansman toplantısının açılış konuşmasını gerçekleştiren İSO Genel Sekreteri Haktan Akın, uzun zamandır üzerinde çalışılan ve İSTKA tarafından desteklenen “İstanbul Proje Akademisi” projesini ile AB fonlarından sanayinin ve iş dünyasının daha fazla yararlanmasını, proje geliştirme ve yürütme konusunda firmaların yetkinliklerini geliştirmeyi hedeflediklerini söyledi. Açılış konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen İSTKA Genel Sekreteri İsmail Erkam Tüzgen, girişimcilik, yenilikçilik, yaratıcı endüstri alanına desteklerinin yanı sıra İSTKA olarak gençlere ve çocuklara geleceğin becerilerini kazandırmak adına yoğun olarak çalıştıklarını söyledi. İstanbul’un sanayi üretimi açısından önemli bir üs olduğunu belirten Tüzgen, sanayinin dijital ve yeşil dönüşümünü gerçekleştirerek yüksek katma değerli teknoloji üretimine geçmesi gerektiğinin altını çizdi. İsmail Erkam Tüzgen, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Milli Teknoloji vizyonuyla hareket ettiklerini dile getirerek, tüm start-up projelerine uçtan uca destek sağladıklarını belirtti. Açılış konuşmalarının ardından toplantıda, İSTANBUL PROJE AKADEMİSİ FAALİYETLERİNE BAŞLADI İSO’NUN GELİŞTİRDİĞİ İSO AR-GE ve Teknoloji Şubesi’nden Cemile Köseler Usta İstanbul Proje Akademisi Tanıtım sunumunu gerçekleştirdi. Yapılan sunumun ardından, Yıldız Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Halit Keskin’in moderatörlüğünde, TÜBİTAK Bilimsel Programlar Uzmanı Hasan Burak Tiftik, Eskişehir Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi & Entekno Kurucusu ve CTO Prof. Dr. Ender Suvacı, Arçelik Global AR-GE Teşvikleri ve Üniversite Sanayi İş birlikleri Yöneticisi Evrim Özgül, Koç Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Didem Unat ve Sistem Global Danışmanlık, AR-GE Grup Başkanı Erhan Küçüksüleymanoğlu’nun konuşmacı olarak katıldığı “AB AR-GE ve İnovasyon Fonları ile Endüstri ve Akademide Kaldıraç Etkisi Yaratmak” adlı panel düzenlendi. TEPAV araştırması, hedef alınan sektörlerde kaydedilmesi gereken çok mesafe olduğunu gösteriyor. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), Avrupa Birliği’nin (AB) Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (SKDM) kapsamına alınan demir-çelik, alüminyum ve çimento sektörlerinin, Yeşil Mutabakat ve yeşil dönüşüm süreçlerine hazırlık düzeylerinin ölçülmesini hedefleyen bir çalışma gerçekleştirdi. Türkiye ekonomisi için hayati önem taşıyan bu üç sektör, enerji kullanımı ve karbon salımı görece yoğun sektörler olma niteliğinden ötürü AB tarafından Sınırda Karbon Düzenlemesi kapsamına alındı. AB dışında üretilen ürünlere, üretimlerinin yol açtığı karbon ayak izi ölçüsünde ilave maliyet getiren mekanizma, Türkiye’nin rekabet gücünü etkilemesi olasılığı bulunduğundan sanayimizi iklim değişikliği ve karbon salımları konusunda acil adım atmaya zorluyor. Çalışma kapsamında, Yeşil Mutabakat’a hazırlık düzeyini ölçme amacıyla, söz konusu üç sektörde toplam 68 firmanın katılımıyla, genel üretim verileri, karbon ayak izi hesaplaması ve kullandıkları enerjinin dağılımına ilişkin soruları içeren bir anket çalışması yapıldı. Ayrıca toplam 23 firmayla, sektörlerin iklim krizine ilişkin farkındalıkları, temiz enerjiye geçiş süreçleri, Yeşil Mutabakat ve yeşil dönüşüm gibi konulardaki beklentilerine ilişkin derinlemesine mülakatlar gerçekleştirildi. TEPAV ANKET BULGULARINA GÖRE: l Ankete katılan şirketlerin %46’sı ihracat yaptığını, bunların %90’ı ise AB’ye de ihracat yaptığını belirtti. Bu oranlar, söz konusu firmalar için yeşil dönüşümün önemini gözler önüne seriyor. l Ankete katılan her dört şirketten yalnızca biri karbon ayak izini hesapladığını ifade ediyor. Demir–çelik ve çimento sektörlerinde karbon ayak izini hesaplayan şirket oranı %40 civarındayken, alüminyum sektöründe bu oran %10 düzeyinde kalıyor. l Benzer biçimde, demir-çelik ve çimento sektörlerinde kurumsal karbonsuzlaşma politikası olduğunu ifade eden şirketlerin oranı üçte bir düzeyindeyken, alüminyumda bu oran %15. l Üretim işlemlerinde hidrokarbon kullanımı demir-çelik sektöründe daha yaygınken, şirketlerin mevcut enerji kaynaklarını değiştirmekte isteksiz olduğu da tespit edildi. Ankete katılan tüm şirketlerin yalnızca yüzde 18’i gelecekte yenilenebilir enerji kullanmak istediğini belirtti. TEPAV’IN YEŞİL MUTABAKAT SÜRECİNE İLİŞKİN DERİNLEMESİNE MÜLAKATLARINDA: l 23 firmanın yalnızca dördünün sürdürülebilirlik birimi bulunduğu, l Firmaların yeşil dönüşüm sürecine yaklaşımlarının farklılık gösterdiği, l Firmaların yarısından fazlasının karbon ayak izlerini hesapladığı, l Karbon ayak izi hesaplaması yapmadıklarını belirten firmaların çoğunun yakında hesaplama çalışmalarına başlamayı planladığı, l Firmaların enerji dönüşüm öngörülerinin sektörel farklılık gösterdiği, l AB ile ihracat ilişkileri daha zayıf olan bazı firmaların kömür kullanmaya devam etmeyi düşündüğü, • Firmaların enerji yatırımı yapmak için devlet destek ve teşviklerinin önemine ve kamu tarafından atılacak adımlar konusundaki belirsizliğe vurgu yaptıkları, l Firmaların büyük çoğunluğunun Yeşil Mutabakat ve Sınırda Karbon Düzenlemesi hakkındaki bilgisinin çok sınırlı olduğu, l Firmalar için, doğru bilgiye ulaşım ve bilginin yayımı konusunda en güvenilir kurumların ilgili sektörel çatı örgütleri olduğu saptandı. Sonuç olarak, TEPAV çalışması, sektörel açıdan farklılık göstermekle birlikte, firmaların gerek Yeşil Mutabakat’a hazırlık düzeylerinin, gerekse yeşil dönüşüm alanındaki bilgi birikimlerinin yetersiz olduğuna dikkat çekiyor. Firmaların özellikle kamu kurumlarının bu konuda atacağı adımları bekledikleri, bu alandaki belirsizliklerin de şirketlerin hazırlık süreçlerini etkilediği anlaşılıyor. TÜRK ŞİRKETLERİ YEŞİL MUTABAKAT’A NE KADAR HAZIR? GÜVEN SAK TEPAV Kurucu Direktörü Araştırmamızın en can alıcı sonuçlarından biri şu: firmalarımızda sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm konusunda uzmanlaşan bir birim yok. Demir-çelik ve çimentoda firmaların üçte birinin, alüminyumda ise ancak onda birinin dekarbonizasyon konusunda bir çerçevesi var. Şirketlerde karşı karşıya olunan meseleyle ve bu meselenin kalıcılığıyla ilgili farkındalığın olmadığını görüyoruz. Diğer bir konu şu: şirketler Türkiye’de yapılacak düzenlemeleri görmek için bekliyor. Paris İklim Anlaşması çerçevesinde Türkiye’nin karbon salımındaki azaltım için 2053 net sıfır hedefiyle uyumlu yeni niyet beyanını açıklamasını bekliyoruz. Önümüzdeki yıl emisyon ticaret sisteminin nasıl tasarlanacağına ilişkin çerçeve ortaya çıkacak. Türkiye’nin iklim politikasının ne olduğunu, nasıl işleyeceğini idare açıklayacak. Elektrik sektöründe kömürden hızla çıkmazsak şirketlerin canını yakacak bir karbon fiyatı düzenlemesi tasarlamak zorunlu hale gelecek. Bu siyasi kararların acilen alınması gerekiyor. Avrupa Birliği’nin ne istediği şekillenmeye başladı, ilk olarak bu sınırda karbon düzenlemesi mekanizmasını nasıl işleteceğini takip etmek gerekiyor. Ama bunun dinamik bir süreç olduğunu, ileride ürün bazında değer zinciri boyunca karbon ayak izini, su ayak izini, atık yönetimini içerecek şekilde genişleyeceğini de görmemiz lazım. Atlantik’in iki tarafında şekillenen bu piyasa dünyanın en zengin piyasası; G7 ülkeleri bizim ihracatımızın %60’ını oluşturuyor. Bu iş ciddi ve bu iş devam edecek.BU BİR İLANDIR. Türkiye Ekonomi Politakaları Araştırma Vakfı TEPAV ANKETİ VE DERİNLEMESİNE MÜLAKATLAR TEPAV çalışması kapsamında düzenlenen anket çalışmasına 35’i alüminyum üreticisi, 20’si çimento üreticisi ve 13’ü demir-çelik üreticisi 68 firma katıldı. TEPAV çalışması kapsamında yapılan derinlemesine mülakatlar, 11’i alüminyum üreticisi, 10’u çimento üreticisi ve 2’si demir-çelik üreticisi olmak üzere toplam 23 firma ile gerçekleştirildi. SKDM’YE YÖNELİK ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması’nın zorunlu kıldığı karbonsuzlaşma sürecinin en önemli ayaklarından birini, karbon salımlarının başlıca nedenlerinden biri olan enerji bileşeni oluşturuyor. Bu kapsamda, kömür başta olmak üzere hidrokarbon enerji kaynaklarının tedricen terk edilmesi, bunları ikame etmek üzere yenilenebilir kaynakların yaygınlaştırılması ve yenilikçi enerji teknolojilerinin geliştirilmesi gerekecek. Yenilenebilir enerji kaynaklarının düzensizliğini göz önünde bulunduran Avrupa Birliği, baz yük ihtiyacını karşılayabilmek için geçiş aşamasında doğal gaz ve nükleer enerjiyi belli koşullar dahilinde sürdürülebilir yatırımlar sınıfına aldı. SKDM NEDİR? Avrupa Birliği, 2019 yılı sonunda, Covid-19 pandemisinin hemen öncesinde, Yeşil Mutabakat sürecini açıklayarak, 2050 yılında karbon-nötr olma hedefine ulaşmak için atacağı adımların ve planladığı enerji dönüşümünün çerçevesini belirledi. 2021 yılında açıkladığı 55’e Uyum Paketi ile Yeşil Mutabakat ile öngörülen değişim için atacağı somut adımları ve hayata geçireceği yeni düzenlemeleri de kamuoyuna açıkladı. Başta Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (SKDM) olmak üzere hayata geçirilmesi planlanan yeni düzenlemeler, kıta Avrupası ile de sınırlı kalmayacak. SKDM, AB dışında üretilip AB sınırlarına giren ürünler için, AB bünyesinde üretilmiş olsalardı ne kadar karbon bedeli ödenecekse AB’ye ithal edilirken de aynı oranda bir bedel ödenmesini öngörüyor. SKDM,AB ile ticaret yapan ülkeleri ve firmaları da doğrudan etkileyecek. AB, bu yolla hem ticaret partnerlerini kendi politikasını uymaya zorlayarak politikanın başarısını artırmayı hem de üretimin karbon politikaları daha gevşek olan ülke ve bölgelere kaymasını(karbon kaçağını) önlemeyi hedefliyor. SKDM uygulamasının ilk aşamasında beş sektör (demir-çelik, alüminyum, çimento, gübre ve elektrik) kapsama alındı. 2023’de karbon ayak izi raporlamasının, 2026 yılında ise karbon ayak izine dayalı vergilendirmenin başlaması öngörülüyor. Önümüzdeki yıllarda sektörel kapsamın genişletilmesi bekleniyor. 24 HAZİRAN 2022 artarken nihai ürün stokları sekiz aylık düşüşün ardından toparlanma gösterdi. Nihai ürün stoklarındaki artış Eylül 2015’ten beri en yüksek hızda kaydedildi. Enflasyonist baskıların hafiflediğine yönelik işaretler ikinci çeyrek ortasında da devam etti. Ham madde fiyatlarındaki artışa ve döviz kurundaki dalgalanmalara bağlı olarak girdi maliyetleri hızla artsa da enflasyon oranı üst üste beşinci ay geriledi ve Şubat 2021’den beri en düşük düzeyde gerçekleşti. Nihai ürün fiyatlarındaki artış da önceki aya göre daha düşük seyretti. Tedarik zincirlerindeki aksamalar nisan ayına göre oldukça hafifledi ve böylece tedarikçi performansındaki bozulma Eylül 2020’den beri en ılımlı düzeyde ölçüldü. İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat PMI anket verileri hakkında değerlendirmede bulunan S&P Global Market Intelligence Ekonomi Direktörü Andrew Harker, şunları söyledi: “Son aylarda yaşanan zorluklar, Türk imalat sektöründeki Ekonomik büyümenin öncü göstergesi olan imalat sanayi performansında en hızlı ve güvenilir referans kabul edilen İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat PMI (Satın Alma Yöneticileri Endeksi) anketinin Mayıs 2022 dönemi sonuçları açıklandı. Eşik değer olan 50,0’nin üzerinde ölçülen tüm rakamların sektörde iyileşmeye işaret ettiği anket sonuçlarına göre, manşet PMI mayısta bir önceki aya göre yatay seyrederek 49,2 düzeyinde gerçekleşti. Söz konusu veri, imalat sektöründe faaliyet koşullarının ılımlı düzeyde olmakla birlikte üst üste üçüncü ay bozulduğuna işaret etti. Talepte devam eden durağan seyir, mayıs ayında hem üretim hem de yeni siparişlerin ivme kaybetmesine neden oldu. Böylece yavaşlama eğilimi üretimde altı aya, yeni siparişlerde sekiz aya ulaştı. Diğer yandan her iki göstergede de azalışın hız kesmesi göreli bir iyileşme anlamına geldi. Bu arada yeni ihracat siparişlerinde son iki yılın en hızlı düşüşü yaşanırken bazı firmalar Avrupa’daki ekonomik yavaşlamaya dikkat çekti. Kapasite genişletme çabalarının bir parçası olarak imalatçılar istihdamı artırmaya devam etti. İstihdamdaki artış ılımlı düzeyde gerçekleşmekle birlikte trend olarak 24 aya ulaştı. Mayısta yeni siparişlerin yavaşlaması ve istihdamın artmaya devam etmesi firmaların birikmiş işlerini azaltabilmelerini sağladı. Bu arada yeni ihracat siparişlerindeki zayıflık, stok seviyelerindeki artışı destekledi. Girdi stokları son altı ayda ilk kez MAKRO İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat PMI İSO TÜRKİYE İMALAT PMI MAYISTA 49,2 OLDU İSO SANAYİ 25 talebin mayıs ayında da durağan kalmasına yol açtı. Firmalar, Avrupa’daki ekonomik yavaşlama nedeniyle yeni ihracat siparişi almakta zorlandı. Bununla birlikte iş yapma koşullarının yakında iyileşmeye başlayabileceği yönünde bazı sinyaller dikkat çekti. Örneğin tedarik zincirlerindeki aksamalar Eylül 2020’den beri en sınırlı düzeyde gerçekleşirken maliyet enflasyonu üst üste beşinci ay geriledi. Bu kısmi iyileşmelerin siparişlerde yeniden büyümeyle sonuçlanması durumunda, istihdamda süregelen artış trendi firmaların bu sürece hazır olmasını sağlayacak.” TAKİP EDİLEN 10 SEKTÖRÜN YEDİSİNDE ÜRETİM ARTTI İstanbul Sanayi Odası Türkiye Sektörel PMI mayıs ayı raporuna göre, anket kapsamında takip edilen 10 sektörün yedisi üretim artışı kaydetti ve bu sektörlerden üçü büyüme bölgesine geri döndü. En hızlı üretim artışları giyim ve deri ürünleri ile metalik olmayan mineral ürünler sektörlerinde gerçekleşti. Tekstil üretimi yatay seyrederken, makine ve metal ürünleri ile ana metal sektörlerinde yavaşlama kaydedildi. Benzer şekilde, sektörlerin çoğunluğunda yeni siparişler artış gösterdi. Bu açıdan en güçlü performans giyim ve deri ürünleri sektöründe, en belirgin yavaşlama ise ana metal sanayinde izlendi. Dış talep tarafında belirgin zorluklar yaşandı ve ihracatın sadece üç sektörde artması dikkat çekti. İstihdamdaki iyileşme eğilimi mayısta genele yaygın bir şekilde devam etti. En hızlı artış makine ve metal ürünler sektöründe gerçekleşti. Talep koşullarındaki iyileşme belirtilerine bağlı olarak sektörlerin çoğunluğunda firmalar satın alma faaliyetlerini artırdı. Girdi alımlarını sürdüren imalatçılar, kimi iyileşme işaretlerine rağmen çoğu durumda teslimat gecikmeleri ile karşılaşmaya devam etti. Teslimat sürelerindeki en belirgin uzama elektrikli ve elektronik ürünler sektöründe kaydedildi. Buna karşılık ağaç ve kağıt ürünleri ile ana metal sektörlerinde tedarikçi performansı iyileşti. Girdi maliyetleri enflasyonu birçok sektörde gevşeme kaydederken en düşük oranlı artış ana metal sektöründe gerçekleşti. En hızlı yükseliş ise metalik olmayan mineral ürünlerde ölçüldü. Zayıflayan talep ve yavaşlayan girdi maliyetleri enflasyonunun etkisiyle ana metal sanayi satış fiyatlarında en ılımlı artışın yaşandığı sektör oldu. Diğer sektörlerde nihai ürün fiyatları enflasyonu genellikle yüksek seviyesini korudu. Mayısta sektörlerin yarısı nihai ürün fiyatlarını nisan ayına göre daha hızlı artırdı. 26 HAZİRAN 2022 MAKRO İstanbul Sanayi Odası Dünya İmalat PMI İ SO, Dünyadaki İmalat PMI gelişmeleri ile ilgili Nisan 2022 raporunu yayınladı. 2022 Nisan’da Küresel İmalat Satınalma Yöneticileri Endeksi® (PMI) aylık bazda 0,8 puan düşüşle 52,2’ye geriledi ve Ağustos 2020’den bu yana en düşük değeri aldı. Küresel imalat sanayi üretimi son 22 aylık dönemde ilk kez aylık düşüş KÜRESEL İMALAT PMI’I NİSAN AYINDA 52,2 OLARAK GERÇEKLEŞTİ kaydetti. Bu düşüşün ana kaynağı, artan Covid-19 önlemleri nedeniyle Çin’de yaşanan sert daralma oldu. Ancak dünyanın geri kalanında genel itibarıyla olumlu bir görünüm söz konusuydu. Nisanda İmalat PMI hesaplanan 31 ulusal ekonomiden 26’sında endeks 50’nin üzerinde gerçekleşti. 26 ekonomiden 15’inde büyüme mart ayına göre hızlandı. Avrupa Palet Birliği [European Pallet Association e.V. (EPAL)], 2021'de EPAL Euro palet havuzu büyümesini sürdürdü. İlk kez bir yıl içinde 100 milyondan fazla yeni EPAL Euro palet üretildi. EPAL palet üretimi 2021'de rekor seviyeye yükseldi 2021'de ilk kez 100 milyondan fazla yeni EPAL Euro palet üretildi 101,3 milyon yeni EPAL Euro paletin re- kor sonucu, bir önceki yıla göre %5,5'lik bir büyümeye karşılık geliyor (üretim 2020: 96,1 milyon EPAL Euro palet). Onarım alanında da %7,6'lık önemli bir artış kaydedildi. Özellikle dikkat çeken, %66,7 artışla 288.149 EPAL Git- terbox (Telli Kasa) üretimi oldu. 2021 yılında tüm EPAL yük taşıyıcılarının toplam üretim ve onarım hacmi 130,8 milyon palet (+ %6) idi. EPAL Başkanı Robert Holliger: “2021, büyük zorluklarla dolu bir yıldı. Bir yandan korona pandemisinin beklenen gevşemesi- nin ardından ekonomik iyileşme ile EPAL yük taşıyıcıları için önemli bir talep yarattı. Öte yandan, ahşap fiyatlarındaki ciddi artışlar ve kıtlık, EPAL Euro palet üreticileri ve tamircileri için durumu oldukça zorlaştırdı. Ahşap kıtlığı- na rağmen EPAL Euro paletlerin üretimini arttırmanın mümkün olmasından özellikle gurur duyuyoruz. Bu olağanüstü sonuç için EPAL lisans sahiplerine ve EPAL Euro palet kullanıcılarına teşekkür ederiz.” Sanayi ve ticaretin tedarik zincirlerinin güvence altına alınması 2021 baharında ahşabın kıtlığı ve fiyatın- daki artış nedeniyle endüstriyel ve perakende kullanıcılar için yeterli sayıda EPAL Euro pal- et tedarik etmenin mümkün olmayacağına dair endişeler vardı. Geriye bakıldığında bu endişenin yersiz olduğu kanıtladı. EPAL Euro palet havuzu, 2021'de sanayi ve perakende ile tedarik zincirleri için güvenilir bir ortak olmaya devam etti ve EPAL Euro paletlerinin sürekli kullanılabilirliğini sağladı. EPAL CEO'su Bernd Dörre: " Kullanıcıların açık EPAL Euro palet havuzuna duydukları yüksek güven, EPAL Euro paletlerinin uluslar- arası lojistik sektörü için ne kadar önemli old- uğunu da kanıtlıyor. EPAL Euro paletlerinin kullanımı, lojistik süreçlerin verimliliğini ve güvenliğini sağlamanın yanı sıra, kullanıcıların sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarına da yardımcı olur. EPAL Euro paletlerinin yeniden kullanılması, ahşap kaynaklarını korur; üretim ve nakliyeden kaynaklanan CO2 emisyonlarını azaltır. EPAL Euro palet havuzu, sürdürülebilir döngüsel ekonominin başlıca örneğidir. Bu nedenle, açık palet alışverişindeki katılımcı sayısının sürekli artması ve bunun EPAL Euro palet üretiminde rekor sonuca yol açması pek şaşırtmadı". Ukrayna'daki savaşın önemli etkileri ned- eniyle, rekor sonucunun 2022'de tekrarlanıp tekrarlanamayacağını değerlendirmek şu anda zor. Ancak, EPAL Euro palet üretimind- eki büyüme 2022 yılının ilk çeyreğinde de de- vam etti. Bu nedenle, EPAL Euro paletlerinin güvenli temini garanti edilmektedir. www.epalturkiye.com 101,3 milyon yeni EPAL Euro palet ile rekor sonuç Uluslararası bir dernek olan Avrupa Palet Birliği [European Pallet Association e.V. (EPAL)], EPAL Euro palet değişim havuzunu düzenler. EPAL Euro paletleri, Avru- pa'daki sanayi ve ticaret tedarik zincirlerinin temelini oluşturur. EPAL markası, lojis- tikte kalite, güvenlik ve sürdürülebilirliği temsil eder. Şu anda dolaşımda olan yaklaşık 625 milyon EPAL Euro paleti ve yaklaşık 20 milyon EPAL Gitterbox (Telli Kasa) ile EPAL Euro palet değişim havuzu; dünyanın en büyük açık palet değişim havuzudur. 1.500'den fazla EPAL lisansı sahibi, dünya çapında EPAL Euro paletlerini ve diğer EPAL yük taşıyıcılarını üretir ve onarır. EPAL herhangi bir ekonomik kâr hedefipeşinde koşmaz. 1991 yılında değiştir- ilebilir Euro paletler için uluslararası bir dernek olarak kurulan EPAL, şu anda 30'dan fazla ülkede Ulusal Komiteler ve Temsilciler ile aktif çalışıyor. EPAL'in faali- yetlerinin odak noktası, uluslararası EPAL Euro palet değişim havuzunun or- ganizasyonu ve EPAL Euro paletleri, EPAL Gitterbox (Telli Kasa) ve diğer EPAL yük taşıyıcılarının üretim ve onarımının kalite güvencesidir. Yeniden kullanım, değişim, onarım ve geri dönüşüm ilkelerine sahip EPAL Euro palet değişim havuzu, otuz yılı aşkın süredir sürdürülebilir döngü- sel ekonominin başlıca örneği olmuştur. Ahşaptan yapılan EPAL Euro pal- etler, iklim korumasına önemli bir katkı sağlar. CO2 depolar, israfı önlerler ve yeniden kullanım, değişim, onarım ve geri dönüşüm yoluyla endüstri, ticaret ve lojistikteki kullanıcıların karbon ayak izi olan CO2 dengesini iyileştirir. EPAL HakkındaNext >