< Previous88 TEMMUZ 2022 GAP Projesi’nin tam anlamıyla Türk mühendislerinin çalışması olduğunu belirten ŞUTSO Başkanı Peltek, bu değerli projenin en önemli temelleri olan tarım, eğitim, sulama ve turizm olduğunun altını çizdi. Yürütülen projede hala atılması gereken adımlar olduğuna vurgu yapan Peltek, İSO’nun değerli yardımıyla daha hızlı adımlar atılabileceğine inandığını söyledi. Yapılacak teknolojik atılımlar sayesinde, dünya mirası toprakların gelecek nesillere aktarılacağına vurgu yaptı. Ülkenin kalkınmasına en büyük desteği veren, en büyük çalışmayı yapan kuruluşun İSO olduğunu vurgulayan Peltek, “Bilindiği gibi geçtiğimiz yıllarda 200 milyar dolarlık ihracatımızın yüzde 90’ı sanayi ürününden oluşuyor. Bunun yüzde 55’i de Avrupa’ya ihraç ediliyor. Demek ki İstanbul’da sanayimiz Avrupa standartlarına sahip. İdarecilerimizin, hükümetimizin, önümüzde duran bazı yasakları aşması gerekiyor. Eğer bunlar aşılırsa, çok daha iyi şartlara ulaşacağız. Çeşitli ülkelerden gelen Türkiye üzerindeki ekonomik baskıların da aşılmasıyla ve tabii ki İstanbul Sanayi Odası öncülüğünde süper devlet olma yolunda ilerleyeceğiz” diye konuştu. Konuşmasının son bölümünde ŞUTSO Başkanı Peltek, İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın ŞUTSO Fahri Başkanı olmasını oylamaya sundu ve teklif meclis üyelerinin alkışlarıyla beraber kabul edildi. İRFAN ÖZHAMARATLI: “TARIM VE SANAYİ İÇİN PAMUK BEYAZ ALTIN OLARAK TANIMLANIYOR” İSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İrfan Özhamaratlı, Aralık 2019 sonunda pamuk üretimindeki sorunları masaya yatırmak ve çözüm önerilerini paylaşmak amacıyla Tarladan Markaya Pamuk başlıklı bir çalıştay gerçekleştirdiklerini söyledi. Çalıştayda kendilerini yalnız bırakmayarak bilgi ve tecrübeleriyle destek veren Sayın Halil İbrahim Peltek’e, Sayın Ahmet Altun’a teşekkür eden Özhamaratlı, desteklerinin çok kıymetli olduğunu belirtti. Çalıştayda ürün kalitesinden hatalı ilaç kullanımına, destek ve teşviklerden mevzuat ve uygulama sorunlarına kadar uzanan 16 başlığı ayrıntılı bir şekilde ele aldıklarını anlatan Özhamaratlı, tüm katılımcıları görüşlerini ve çözüm önerilerini göz önünde bulundurduklarını bildirdi. Özhamaratlı, dünyadaki GDO’suz pamuğun çok önemli bir kısmını üreten Türkiye’nin pamuk üretimindeki sorunlarını bertaraf edebilmesi ve sektörde dünya markası haline gelebilmesi için en acil ve en etkili olarak değerlendirdiğimiz 10 politika önerisini bir araya getirdiklerini kaydetti. Öneriler arasında pamuğun stratejik ürün olması, verimle birlikte kaliteyi ve sürdürülebilirliği önceleyen, pamuğu alternatif ürünlere ve fiyat dalgalanmalarına karşı koruyacak bir destekleme sistemi oluşturulması olduğunu söyleyen Özhamaratlı, çiftçilerin sulama, gübreleme, ilaçlama ve hasat konularında eğitilmesi gerekliliğine dikkat çekildiğini vurguladı. Özhamaratlı, Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir büyümesine ve kalkınmasına katkı sunmayı hedefleyen çalıştay raporunun pamuk için yeni ve kapsamlı bir üretim politikası gerekliliğini ortaya koyduğunu belirtti. Özhamaratlı, şöyle konuştu: “Tarım ve sanayi için beyaz altın olarak tanımlanan ürüne yönelik hazırlanan Tarladan Markaya Pamuk Çalıştayı Raporu’nda Türkiye’nin pamukta dünyanın en etkili üreticisi olabilecek durumdayken gücünü maalesef yeteri kadar kullanamadığı da vurgulandı. Üzülerek kabul etmek gerekir ki Türkiye’deki pamuk üretiminin bütün aşamalarında sık sık yanlış uygulamalar yapılıyor. Raporda yapılan hatalar ve sorunlar 16 madde halinde belirtildi. Devletin pamuğu destekleme politikasını gözden geçirmesi gerektiği belirtilen raporda yeni pamuk üretimi politikasıyla çiftçilerin, sanayicilerin ve tüketicilerin faydası gözetilmiş oldu.” İSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İrfan ÖzhamaratlıSÜRDÜRÜLEBİLİRLİK 90 l TEMMUZ 2022İSO SANAYİ 91 SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK YOL HARİTASI YAYIMLANDI MAKİNE, AKSAM VE METAL EŞYA SANAYİ İSO SANAYİ 9192 TEMMUZ 2022 SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İ stanbul Sanayi Odası (İSO) küresel iklim değişikliği ve Avrupa Yeşil Mutabakatı gibi sürdürülebilirlik çerçevesinde uluslararası ticarette ortaya çıkması beklenen yeni sistemleri göz önünde bulundurarak belirlediği sürdürülebilirlik vizyonu kapsamında 10 sektör için hazırladığı yol haritalarının sonuncusunu açıkladı. İSO, bünyesindeki 55 meslek komitesinin gruplandığı 10 ayrı sektör için küresel pazarda yüksek katma değer üretmek ve sürdürülebilirlik yetkinliklerini artırmak amacıyla hazırladığı rehberlerden 10’uncusunu, Makine, Aksam ve Metal Eşya Sanayi sektörü için açıkladı. İSO “Makine, Aksam ve Metal Eşya Sanayi” sektörü raporu, sanayi grubunun Meslek Komiteleri olan Genel Amaçlı Makine ve Aksam Sanayi, Özel Amaçlı Makine Sanayi, Metal Yapı ve Yapı Parçaları Sanayi, Bağlantı Elemanları, Tel ve Tel Ürünleri Sanayi, Metal Aletler, Hırdavat ve Isı Cihazları Sanayi, Metal Şekillendirme, Isıl İşlem ve Kaplama Sanayi, Metallerin Talaşlı İşlenmesi Sanayi ve Metal Ev ve İşyeri Gereçleri Sanayi için gelecek dönem sürdürülebilirlik çalışmalarına özel yol gösterici öncelikleri ve takip göstergelerini sunmak amacıyla hazırlandı. Sektör, kullanılan ham madde nedeniyle karbon maliyeti riskine sahip İSO Makine, Aksam ve Metal Eşya Sanayi Raporu’nda, öncelikle Avrupa Birliği’ni 2050 yılına kadar iklim nötr kıtaya dönüştürme stratejisi olan Avrupa Yeşil Mutabakatı ve bu çerçevede karbon kaçağını azaltmak hedefiyle geliştirilen Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasının (SKDM) ilk etapta beş sektör (çimento, alüminyum, gübre, elektrik, demir ve çelik) üzerinde uygulanacağına ve Makine, Aksam ve Metal Eşya Sanayi’nde kullanılan ham madde içeriği sebebiyle sektör özelinde karbon maliyeti riskini gündeme getireceğine dikkat çekildi. Raporda, Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı olan Avrupa’nın karbon nötr kıta olma hedefi kapsamında makine sanayinin önemli ölçüde etkileneceğinin öngörüldüğü, yine AB tarafından yayımlanan yeni sanayi stratejisi doğrultusunda küresel rekabet gücünü korumak için endüstrinin daha yeşil, döngüsel ve dijital olması gerektiği yer aldı. ENERJİ VERİMLİLİĞİNİ SAĞLAMAK YENİ FIRSATLAR YARATABİLİR Raporun Sürdürülebilirlik Öncelikleri-Çevre başlıklı bölümünde, geniş bir kapsama sahip olan makine, aksam ve metal eşya sanayinde; inşaat makinelerinin tek başına dünya çapında yıllık 200 milyar dolardan fazla gelire sahip olduğu, kaynakların sürdürülebilir şekilde kullanılmamasının doğa üzerinde baskı, ekonomik faaliyetler üzerinde de tehdit oluşturduğu yer aldı. Endüstriyel makinelerin büyük miktarlarda çelik, demir, alüminyum, cam, plastik ve diğer malzemeler kullanılarak üretildiği, bu ham maddelerin çıkarılması ve üretimi ile endüstriyel makine imalatının hava ve su kirliliği dahil olmak üzere çevresel dışsallıklar yaratabildiği vurgulandı. Makine sektörünün, üretim sürecinde enerji verimliliğini artırarak ve alternatif enerji kaynaklarını kullanarak işletme giderlerini ve doğrudan ve dolaylı sera gazı emisyonlarını azaltabileceğine dikkat çekilen raporda, ayrıca makine sektörünün dijitalleşmesinin sektörün enerji tüketimini azaltma konusunda yeni bakış açıları benimsemesi için de bir fırsat olarak değerlendirilebileceği belirtildi.İSO SANAYİ 93 ÖMRÜNÜ TAMAMLAMIŞ PARÇALARLA MALİYET TASARRUFU MÜMKÜN Yine raporda, günümüzde kullanılan mevcut makinelerin çoğunun karbon yayan çevre üzerinde olumsuz etkileri bulunan dizel ve benzinle çalışan mekanik tahrik sistemlerinden oluştuğu, üreticilerin de çevre üzerindeki bu olumsuz etkileri azaltmak için alternatif yakıtlar kullanmaya başladığı dile getirildi. Hidrojen gibi daha düşük karbonlu yakıtlar ve piller/ yakıt hücreleri ile çalışan elektrikli sistemlerinin son yıllarda en çok tercih edilen iki seçenek olarak karşımıza çıktığının dile getirildiği raporda, makine, aksam ve metal eşya sanayinin ömrünü tamamlamış parçaları yeniden kullanarak maliyet tasarrufu sağlayabileceği önerildi. Aynı şekilde yeniden kullanım ile sanayi sektöründe malzemelerin tekrar kullanımının sağlanarak döngüsel ekonomi modeline geçişin gerçekleştirilebileceğinin altı çizildi. Böylece yeniden üretilmiş ürünler ve hizmetler sunarak ham madde talebinin azaltılacağı, üretim maliyetlerinin düşürülerek yeni satış kanallarının oluşturulabileceği belirtildi. MODERN TOPLUMLARIN BİRÇOK İHTİYACI İÇİN KRİTİK ROL OYNUYOR Raporda Sürdürülebilirlik Öncelikleri-Sosyal başlıklı bölümde, Makine, Aksam ve Metal Eşya Sanayinin günümüz modern toplumlarının birçok ihtiyacının karşılanmasında kritik rol oynadığı, diğer birçok imalat ve hizmet sanayi için temel ve/veya gelişmiş teknolojileri sağladığı, endüstriyel süreç kontrolleri ve diğer otomasyon teknolojileri ile kullanıcıların ekipmanlarının üretkenliğini en üst düzeye çıkarmasını desteklediği yer aldı. Ayrıca birbirinden çok farklı sosyo-ekonomik arka planlardan gelen din, dil, ırk ya da başka birçok alanda birbirinden ayrışan binlerce bireyin istihdam edildiği sektörde, çalışanlara güvenli ve sağlıklı çalış ma koşulları sunmak, sorumlu satın alma ve tedarik zinciri izlenebilirliği artırarak değer zincirindeki insan hakları ihlallerinin ve olumsuz çevresel etkinin önüne geçebilmek, ham maddelerin ve/veya kimyasalların sorumlu kullanımı konusunda adım atmak, operasyonel mükemmellik, çeşitlilik ve kapsayıcılık unsurlarının büyük önem taşıdığı bilgisi yer aldı. • Makine malzemelerinin onarılması, yeniden kullanılması ve geri dönüşümü, • Makine takımlarının çevresel değerlendirmesine ilişkin ISO 14955 (Environmental evaluation of machine tools) ilkeleri kapsamında özellikle tasarım aşamasında çevresel performansların en üst düzeye çıkarılması, • Sektörde yeni iş birliği biçimlerinin ve stratejik değer zincirlerine yapılan yatırımların teşvik edilmesi, • Düşük karbon endüstrileri, bulut tabanlı endüstri uygulamaları, • Makine takımlarının dijitalleştirilmesi – Uzaktan Varlık Yönetimi, Dijital İkiz, Öngörücü Bakım ve Otomasyon vb. özellikler, • Katmanlı üretim teknolojileri ve üretilen parça verimliliği, • Üretim süreçlerinin daha yalın hale gelmesi • Döngüsel ekonomi uygulamalarının geliştirilmesi. MAKİNE, AKSAM VE METAL EŞYA SANAYİ ÖZELİNDE AVRUPA YEŞİL MUTAKABATI’NDA ÖNE ÇIKAN KONULARDÜNYA GÜNDEMİ Finans KRİPTO PARALAR 94 l TEMMUZ 2022 VE GÜNCEL GELİŞMELERİSO SANAYİ 95 K oronavirüs pandemisiyle birlikte daralan ekonomiyi canlandırmak adına birçok ülke piyasaya para sürmeye başladı. Sürülen para miktarı tarihi seviyelere geldi ve fiyat artışları yaşandı. Rusya- Ukrayna savaşı, Çin’de pandemi sebebiyle süren kapanmalar ve ham madde krizleriyle birlikte, yaşanan fiyat artışları hız kazandı. Bu hız, sürülen paralarla birlikte devam etti ve enflasyon oluşumuna ve gelişimine neden oldu. Enflasyonun karşısında birçok ülke, temel ekonomik çözüm aracı olan faiz artırımına gitti. Özellikle ABD, Avrupa ülkeleri ve Rusya, faiz artışını hızlandırmış durumda. Artan faizler, kripto para birimlerine yatırım yapmış kişi ve kurumların, risksiz yatırım düşüncesiyle faizi artan banka ve ülkelere kağıt para sistemine dönüşünü hızlandırdı. FED BİLANÇO KÜÇÜLMESİ Oluşan enflasyon ve artan faizler doğrultusunda FED önemli bir karar aldı. Pandemi ve sonrasındaki süreçte piyasaya sürülen paraları geri çekmek yani bilanço küçültmek hedefe konuldu. Haziran 2022’den itibaren ilk etapta hazine tahvillerinde aylık 30 milyar dolar ve ipoteğe (mortgage) dayalı menkul kıymetlerde 17,5 milyar dolar azalmaya gidecek banka, böylece bilanço büyüklüğünü toplamda aylık 47,5 milyar dolar azaltacak. Fed, ilk üç ayın ardından ise eylül itibarıyla bilanço küçültmede aylık miktarı hazine tahvilleri için 60 milyar dolar ve ipoteğe dayalı menkul kıymetler için 35 milyar dolar olmak üzere toplam 95 milyar dolara yükseltecek. FED’in küçülen bilançosu, yatırımcılar için tehdit oluşturuyor. Yatırım miktarının azalışı ve sektörlerin yavaşlaması olası olacağı için faiz yatırımlarına dönüş hızlandı. UKRAYNA – RUSYA SAVAŞI Rusya’nın, Ukrayna’ya karşı, bazı tehlikeli grupları ortadan kaldırmak amacıyla ileri sürdüğü savaş 24 Şubat 2022’de başladı. Bu savaşla birlikte Rusya’ya neredeyse tüm dünya ülkelerinin uyguladığı çeşitli yaptırımlar ve Ukrayna’nın coğrafi, ekonomik, siyasi, toplumsal kayıpları olmak üzere iki konu başlığı öne çıkıyor. Avrupa ve Asya başta olmak üzere bölgesel enerji ihracat lideri olan Rusya, uygulanan yaptırımlarla enerji fiyatlarındaki artışın temel sebebi olarak gösterilebilir. İşgal halinde olduğu Ukrayna ise dünyanın en büyük tahıl üreticilerinden biri konumunda ve halihazırda üretiminin çoğunu kaybetti. Bu savaşın ekonomik boyutlardaki en önemli iki etkisi enerji ve tahıl krizidir. Rusya’ya uygulanan temel para birimleriyle ihracat-ithalat yasağının aşılabilmesi için, kripto para sistemleri alternatif olarak görülüyor. Fakat savaş boyutu ve askeri müdahalenin artmasıyla birlikte kripto para yatırımcıları küresel risk artışıyla daha düşük riskli yatırımlara geçişi tercih ediyor. BAZI ÜLKELERİN KRİPTO PARA POLİTİKALARI Türkiye: Kripto paralar için alınan tek resmi karar, kripto paraların herhangi bir ödeme aracı olarak kullanılamayacağı doğrultusunda. Ancak, BiGa ve BiLira projeleriyle Blokzincir Topluluklarının, geliştirme çalışmalarının artması, Türkiye’nin dijital ekonomi entegrasyonu sağlamak istediğini gösteriyor. Ukrayna – Rusya savaşı ve artan enflasyona karşı ekonomik zorluklar yaşayan Türkiye, yönünü teknolojik projeler ve katma değerli ürünlere çevirmiş durumda. Bu kapsamda kripto paralar öncelikli olmasa bile, blokzincir teknolojisinin uygulayıcısı ve geliştirici olmak Türkiye’nin hedeflerinden bir tanesi olarak gösterilebilir. ABD: Kripto paralar hakkında çok net bir görüş ifade kullanmayan ABD’nin görüşü, dijital ekonomi için detaylı çalışılmış bir regülasyon uygulanması gerektiğidir. Regülasyona tabii olmayan kripto para ekonomisinin bir değer yaratmadığı ve güven sağlamadığını belirten ABD, regülasyon çalışmalarının devam ettiğini açıkladı. Rusya: Ukrayna ile bulunduğu savaş doğrultusunda dünyanın birçok kesimi tarafından yaptırım uygulanan Rusya, yaptırımlardan çıkış potansiyeli olarak gördüğü dijital ekonomiyi enerji ticareti başta olmak üzere kullanmayı düşünüyor. Fakat dijital ekonominin kapsamlı bir regülasyona ihtiyaç duyduğunun da altını çizmiş durumda. Ukrayna: Rusya ile savaşta bulunan Ukrayna, dijital ekonomi entegrasyonunu 96 TEMMUZ 2022 DÜNYA GÜNDEMİ Finans destekliyor. Bununla birlikte Ukrayna, 19 Haziran 2022’de Avrupa Blokzincir Ortaklığı (EBP) üyesi olarak kabul edildi. Ülkenin Dijital Dönüşüm ve IT Geliştirme Bakan Yardımcısı Alexander Bornyakov, diğer tüm EBP üyesi ülkelerle birlikte EBP toplantısına gözlemci olarak katıldı. El Salvador: Bitcoin kripto para birimini yasal olarak kabul eden, satın alan ve kullanan ülkelerden ilkidir. 9 Haziran 2021’de açıkladığı Bitcoin yasallaşması ve kabulü, diğer ülkeler için bir örnek olarak görülüyor. Orta Afrika Cumhuriyeti: Bitcoin ve XAF kısaltmasıyla kullanılan ülkenin kendi dijital para birimi Orta Afrika Frangı yasal olarak kabul edildi. Orta Afrika Cumhuriyeti, El Salvador’dan sonra 23 Nisan 2022’de kripto parayı yasal olarak kabul eden ikinci devlet konumunda yer alıyor. KRİPTO PARALAR PAZAR BÜYÜKLÜĞÜ Kripto para pazarının toplam büyüklüğü 19 Haziran itibarıyla 835,9 milyar dolardır. Birinci grafikte yıl başından itibaren kripto paralar pazar büyüklüğü gösterildi. 2022 yılında düşüşe geçen kripto paralar, toplam pazar büyüklüğü olarak da küçülmeye devam ediyor. Ocak 2022’de 2,2 trilyon dolar civarında olan pazar büyüklüğü 19 Haziran’da 835 milyar dolar olarak gözlemlendi. Bitcoin fiyatını inceleyecek olursak; ikinci grafikte 2022 yılındaki Bitcoin fiyat verileri yer alıyor. İki grafikte incelendiğinde, Bitcoin grafiğinin, kripto paralar pazar büyüklüğü grafiğiyle çok benzer doğrultuda ilerlediği anlaşılabilir. Özellikle iki grafikten yola çıkarak, kripto paraların çok büyük değer kaybettiği görülebilir. KRİPTO PARALAR NEDEN DEĞER KAYBEDİYOR? 1- Ünlü İş insanlarının kripto hakkında yaptıkları kötü yorumlar Warren Buffet: 2018’de Bitcoin için “Kötü bir son olacak” açıklamasını yapan ve şirketi Berkshire Hathaway’in asla Bitcoin ya da kripto para yatırımı yapmayacağını belirten Warren İSO SANAYİ 97 Buffet, 25 Nisan 2022’de “Şimdi bana dünyadaki tüm Bitcoinlere sahip olduğunu söylesen ve karşılığında 25 dolar istesen, vermem. Çünkü aldığımda onlarla ne yapacağım? Sana ya da bir başkasına satmak zorundayım. Herhangi bir işe yaramıyor.” Açıklamasını yaptı. Birçok kişinin ünlü yatırımcıya ve açıklamalarına olan güveniyle birlikte kripto paralara güvensizlik arttı. Elon Musk: Dünyanın en zengin iş insanı olan Elon Musk, kripto paralar hakkında farklı yorumlar yapıyor. 2020 ve 2021 yıllarında Dogecoin isimli kripto para birimine olan desteğiyle gündeme geldi. 2021 yılında ayrıca eğlence konulu bir kısa filmde kripto paraların değer yaratmadığını söyledi. Charlie Munger: Warren Buffet’ın iş ortakları arasında yer alan Charlie Munger, Şubat 2022’deki bir açıklamasında “Kesinlikle kripto paralara yatırım yapmadık. Böyle bir yatırımdan kaçınabilmekten gurur duyuyorum. Kripto zührevi bir hastalık gibi” ifadelerini kullanarak kripto paraların yasaklanması gerektiğini savundu. 2- Terra Kripto Para (LUNA) Çöküşü ve Diğer Kripto Krizleri Luna Foundation Guard, kendi blokzincirinde fiyatı 1dolar olan UST isimli kripto paranın ve Terra (LUNA) ekosisteminin kurucu şirketidir. 2022 yılında bir trade grubu tarafından UST kripto para birimini hedef alan bir saldırı gerçekleşti. Süreci açıklayacak olursak; UST’de açılan 1 milyar dolarlık borsa dışı pozisyon ve yaklaşık 4.2 milyar dolarlık short pozisyon ile trade grubu, likidite havuzlarını boşaltmaya başladı. Bunu dengelemek için Luna Foundation Guard, Bitcoin rezervini satmak üzere harekete geçti. Bu esnada trade grubu, Dünya’nın en büyük kripto para borsası Binance’de UST satmaktaydı. Luna Foundation Guard, UST’yi tekrar 1 dolara eşitlemek için Luna ve Bitcoin rezervlerini boşaltarak likidite etmek durumunda kaldı. Luna Foundation Guard’ın ana şirketi Terraform Labs’in rezerv cüzdanında bulunan 42 bin 530 Bitcoin’inin hareket etmesi, yatırımcıları paniğe sürükledi. Bu da piyasada aşağı yönlü bir hareket yaşanmasına neden oldu. Boşalan Luna rezervi, diğer yatırımcıları harekete geçirerek büyük bir satış yaşandı. Bunun sonucunda Terra ekosistemi kripto parası (Luna) 1 haftada 99,9 dolar değer kaybı yaşadı. Terraform Labs’in rezervlerini boşaltması sadece Bitcoin’i etkilemedi. UST yatırımcıları da paniğe kapılarak likidite havuzlarından paralarını çektiler. Yatırımcılar UST’yi satarak Tether’in stabilecoin’i USDT’yi satın almaya başladı. Bu da Luna Foundation Guard’ı içinden çıkılmaz bir döngüye soktu. Bir süre sonra borsada UST alacak kimse kalmadığı söylenebilir. Bundan en çok karlı çıkanlar ise saldırıyı planlayan “trader” ekibi oldu. Bu saldırı sonucu trader ekibi, 1 gecede 815 milyon dolar kazanç elde etti. Bu kazancın 350 milyon dolarlık kısmı UST satışlarından geldi. 22,5 cent’e kadar düşen UST, şu anda Binance’te 52 centten işlem görüyor. Kaynaklar 1. Coinmarketcap 2. Reuters 3. Dünya Gazetesi 4. Webtekno 5. Webrazzi 6. Yahoo Finance 7. BBC 8. NTVNext >