< PreviousK PMG ve Enerji IQ iş birliği ile hazırlanan “Enerji Sektörel Bakış, 2021” raporu Türkiye’nin elektrik, doğal gaz ve akaryakıt piyasalarının 2021 yılındaki görünümüne dair önemli bilgilere yer veriliyor. Rapora göre Türkiye’de toplam elektrik tüketiminde yüzde 9’luk yıllık büyüme yaşanırken meskenlerde yıllık elektrik tüketimi yaklaşık 3 bin kWh oldu. Doğal gaz talebinin neredeyse tamamının ithalat yoluyla karşılandığının ve en fazla doğal gaz ithal edilen ülkenin Rusya olduğunun belirtildiği rapora göre, Türkiye’nin ham petrol stoku, net ithalatı 100 gün karşılamaya yetecek düzeyde. Rapora göre 2021 yılında Türkiye’nin elektrik üretimi yüzde 9 artışla 329 TWh’e ulaştı. Rüzgar ve güneş santrallerinin elektrik üretiminde payı toplamda yüzde 13’e çıkarken, düşük su seviyelerinden dolayı hidroelektrik santrallerin yıllık elektrik üretiminde yüzde 29 azalma kaydedildi. Elektrik enerjisi üretiminde hidroelektrik santrallerinin payındaki bu düşüş, doğal gaz santrallerindeki artan üretim ile karşılandı. Güneşe dayalı kurulu güç yılsonunda 7,9 GW’a ulaşırken, toplam 117 TWh olarak gerçekleşen yenilenebilir üretimin yüzde 64’ü Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması (YEKDEM) kapsamında faaliyet gösteren santrallerden geldi. Yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretimindeki aylık payı ilk defa Nisan 2021’de yüzde 50’ye ulaştı. TÜRKİYE’NİN TOPLAM ELEKTRİK TÜKETİMİ YÜZDE 9 ARTTI Elektrik tüketimindeki yıldan yıla değişim, Türkiye’nin GSYH büyüme oranıyla uyumlu bir şekilde ilerledi. Öte yandan, her yıl artmaya devam eden kişi başı elektrik tüketimi son 10 yıldır kişi başına düşen GSYH’den tamamen ayrışmış göründü. Türkiye’nin toplam elektrik tüketimi, 2021 sonu itibarıyla yüzde 9’luk yıllık büyümeyle 327 TWh’e ulaştı. Elektrik tüketiminde sanayi yüzde 44 ile başı çekerken, bunu yüzde 24’lük eşit pay ile mesken ve ticarethaneler izledi. Aydınlatma ve tarımsal sulama, sırasıyla yüzde 2 ve yüzde 5 ile elektriğin diğer tüketim alanlarını oluşturdu. Yıl sonu itibarıyla mesken abone sayısı 39 milyona yaklaştı, ticarethane abone sayısı ise 7 milyonu geçti. 2020’nin ikinci yarısındaki azalmaya karşın 2021 yılı abone sayısındaki en yüksek artış hızı yüzde 8 ile sanayide oldu ve 87 bini geçti. Ülke genelinde mesken abonesi başına ortalama yıllık elektrik enerjisi tüketimi yaklaşık 3.000 kWh olarak hesaplandı. Güncel serbest tüketici limiti ise yıllık 1.100 kWh olarak belirlendi. ELEKTRİK ÜRETİMİNDE DOĞAL GAZIN PAYI BÜYÜDÜ Elektrik üretimi son beş yılın en yüksek artışı olan yıllık yüzde 9’luk büyüme ile 329 TWh olarak gerçekleşti. Elektrik üretiminde doğal gazın payı geçen iki yıla kıyasla arttı ve yüzde 33 olarak gerçekleşti. Doğal gaz santrallerini sırasıyla toplam yüzde 30 ile ithal kömür ve linyit santralleri ve toplam yüzde 17 ile akarsu ve barajlı hidroelektrik santraller izledi. 2021 yılında hidroelektrik santrallerin üretimindeki düşüş, doğal gazdaki artış ile karşılandı. 2021 YILINDA ENERJİ ÜRETİMİNDE HEM RÜZGAR HEM DE GÜNEŞ REKOR KIRDI Yenilenebilir enerji ile ilgili verilerin de yer aldığı rapora göre, 2021 yılında enerji üretiminde hem rüzgar hem de güneş rekor kırdı ve üretimde payları sırasıyla yüzde 9 ve 68 AĞUSTOS 2022 MERCEK Enerji KarnesiİSO SANAYİ 69 Elektrik tüketimindeki yıldan yıla değişim, Türkiye’nin GSYH büyüme oranıyla uyumlu bir şekilde ilerledi. Öte yandan, her yıl artmaya devam eden kişi başı elektrik tüketimi son 10 yıldır kişi başına düşen GSYH’den tamamen ayrışmış göründü. Türkiye’nin toplam elektrik tüketimi, 2021 sonu itibarıyla yüzde 9’luk yıllık büyümeyle 327 TWh’e ulaştı.MERCEK Enerji Karnesi 70 AĞUSTOS 2022 yüzde 4 oldu. Hidroelektrik, rüzgar, jeotermal, biyokütle ve güneş santrallerinden gelen toplam yenilenebilir elektrik üretimi 117 TWh ile yıllık üretimin yüzde 35’ini sağladı. Yenilenebilir üretimin yüzde 64’üne karşılık gelen 74 TWh YEKDEM kapsamında gerçekleşti. YEKDEM katılımında rüzgar santralleri 25 TWh ile ilk sırada, hidroelektrik santraller ise 22 TWh ile ikinci sırada yer aldı. 2021 yılının özellikle son çeyreğinde elektrik piyasa fiyatlarında çok ciddi artışlar yaşandı. Artışın nedenleri arasında kısıtlamaların sona ermesi ile artan talep, kuraklıktan dolayı hidroelektrik santrallerin düşük doluluk oranları, mevsim normalleri üstündeki yaz sıcaklıkları, rekor düzeylere çıkan ithal kömür ve doğal gaz fiyatları ve doğal gaz ithalatında artan spot LNG’nin payı sayılabilir. DOĞAL GAZ TALEBİNİN NEREDEYSE TAMAMI İTHALAT YOLUYLA KARŞILANIYOR 2021 yılı, Türkiye doğal gaz piyasası için de kolay kolay hafızalardan silinmeyecek gelişmelere sahne oldu. Rapora göre Türkiye’nin ortalama yıllık tüketiminin yüzde 26’sına karşılık gelen 15,9 milyar metreküp miktarlı uzun dönemli doğal gaz kontratlarının geçen yıl içinde sona ermeye başlaması, ülkenin doğal gaz arz tercihlerini yeniden belirlemesi gerekliliğini ortaya çıkardı. Yıllık doğal gaz talebi 60 milyar metreküp seviyesine ulaşan Türkiye; Almanya ve İtalya ile birlikte Avrupa’nın en büyük pazarlarından biri olmayı sürdürüyor. Ancak İSO SANAYİ 71 Türkiye’nin doğal gaz üretiminin 2011 - 2021 döneminde ulaştığı 476,82 milyon metreküp ortalama miktar, talebin yüzde 99’undan fazlasının ithalat yoluyla karşılanmasına neden oluyor. Türkiye Avrupa’nın en büyük pazarlarından biri olmayı sürdürse de sınırlı doğal gaz üretimi, talebin neredeyse tamamının ithalat yoluyla karşılanmasına neden oluyor. EN FAZLA DOĞAL GAZ RUSYA’DAN İTHAT EDİLİYOR Türkiye, 2021 yılı içinde ithal ettiği 58,70 milyar metreküp doğal gazın yüzde 44,87’sine karşılık gelen 26,34 milyar metreküpü Rusya Federasyonu’ndan ithal etti. Boru hatları ile gaz ithal edilen İran’ın payı 9,43 milyar metreküp ile yüzde 16,07 olurken, Azerbaycan’ın payı ise Nisan 2021 döneminde süresi biten 6,6 milyar metreküp/yıl kontrat nedeniyle 8,82 milyar metreküp ile yüzde 15,03 oranına geriledi. Azerbaycan’dan ithal edilen doğal gaz miktarı, bu nedenle bir önceki seneye göre 2,73 milyar metreküp azaldı. Doğal gaza benzer şekilde ülkemizin ham petrol ihtiyacının yüzde 90’ı da ithalat yoluyla karşılanıyor. Türkiye 2021 yılında 3,4 milyon ton ham petrol üretti. Bu toplam 34,8 milyon ton olan arzın yüzde 10’unu oluşturdu. Derlenen aylık bildirimlere göre Türkiye’nin rafinerilerinde tutulan toplam ham petrol stoku, 2021 yılı sonu itibarıyla ülkenin net ithalatını 100 gün karşılamaya yetecek düzeyde. YENİ PETROL SAHALARI İÇİN ARAMA ÇALIŞMALARI HIZLANDI Artan ham petrol talebi ve arzda yüzde 90 oranında dışa bağımlılık karşısında son yıllarda yeni petrol sahaları için arama çalışmalarını hızlandı. Mevcut kuyuların çoğunun üretim verimi, sahaların ilerleyen yaşı nedeniyle düşüyor. Ancak TPAO, günlük ham petrol üretiminin 2023 yılına kadar yüzde 75 oranında artmasını hedefliyor. Bu doğrultuda yeni konvansiyonel olmayan arama faaliyetlerine ek olarak, son yıllarda kamu envanterine katılan iki sismik araştırma ve üç sondaj gemisinden oluşan filoyla Karadeniz ve Akdeniz’de arama faaliyetlerine başlandı. Sakarya sahasındaki derin deniz sondajları sonucunda 2020 yılında Tuna-1 kuyusunda ve 2021 yılında Amasra-1 kuyusunda bulunan doğal gaz rezervleri, açıklanan ilk keşifler oldu. Türkiye’de yılda toplam 40 milyon ton ham petrol işleme kapasitesine sahip beş adet rafineri bulunuyor. Bu rafinerilerin 2021 yılında ürettikleri toplam 26,2 milyon ton akaryakıt, Türkiye’nin 37,4 milyon ton akaryakıt arzının yüzde 70’ini oluşturdu. Kalan 11,2 milyon ton ise yüzde 81’i motorin olmak üzere ithal edildi. Öte yandan 2021 yılında oluşan toplam talebin yüzde 78’i tüketime, yüzde 22’i ise ihracata yönelik oldu. Kısıtlamaların kalkmasıyla artan ulaşım faaliyetlerinin de etkisiyle akaryakıt talebi Mart 2021’den itibaren yükseldi. Motorin, 28,8 milyon ton ile toplam yıllık talebin yüzde 74’ünü oluşturdu. Bunu 4,7 milyon ton ile benzin ve 3,5 milyon ton ile havacılık yakıtları izledi. Denizcilik yakıtı talebi 1,3 milyon ton iken fuel oil talebi 0,5 milyon ton oldu.İSO SANAYİ 7374 l AĞUSTOS 2022 K PMG Türkiye Kurumsal Finansman Bölümü tarafından üçüncü kez hazırlanan, “KPMG Perspektifinden Birleşme ve Satın Alma Trendleri 2021” raporu yayımlandı. 2021 verilerinin değerlendirildiği rapora göre, dünyada birleşme ve satın alma işlemleri son 20 yılın üstünde bir performans sergiledi ve tarihi rekor seviyesinde gerçekleşti. Dünyada toplam işlem hacminin tarihi en yüksek seviyesinde gerçekleştiği ve 2020 yılına kıyasla işlem hacminin yaklaşık 1,7 trilyon ABD doları artarak 5,1 trilyon ABD doları seviyesinde gerçekleştiği görülüyor. Türkiye’de ise işlem hacmi artarken işlem sayısı da benzer şekilde artış gösterdi. Değeri açıklanan işlemlerin toplam hacmi 14,3 milyar dolara ulaşırken değeri açıklanmayan işlemler ile birlikte tahmini toplam işlem hacminin 15,8 milyar dolar seviyesinde olduğu düşünülüyor. 2022 için iyimser beklenti korunarak teknoloji ve üretim sektörlerine olan ilgi ile beraber hem işlem hacminin hem de işlem adetlerinin artması bekleniyor. 2020 yılında olduğu gibi 2021 yılında da pandemi global ve ulusal ölçekte sosyal, ekonomik ve ticari hayatta etkisini hız kesmeden sürdürüyor. Her ne kadar küresel aşılama çabalarının hız kazanması normalleşme sürecini desteklese de yeni varyantların ortaya çıkarabileceği potansiyel riskler dünyanın ana gündemini oluşturdu. Pandemi gündemine ek olarak Batı Asya bölgesindeki gelişmeler, iklim değişikliği kaynaklı dünya genelinde gerçekleşen afetler, dünyanın farklı bölgelerinde gerçekleşen seçimler, aşı karşıtı protesto ve eylemler 2021 yılında öne çıkan diğer ekonomik ve siyasi konular oldu. GLOBAL BİRLEŞME VE SATIN ALMA İŞLEM HACMİ ARTIYOR Dünyada birleşme ve satın alma işlemlerinin genel görünümünün yer verildiği rapora göre, pandemi etkilerinin göreceli olarak kontrol altına alınmasıyla birlikte gelen ekonomik toparlanma ve artan global likidite etkisiyle 2021 yılında global birleşme ve satın alma işlem hacmi bir önceki yıla oranla ciddi bir artış yaşadı. Böylelikle tarihi rekor kırarak 5,1 trilyon ABD doları olarak gerçekleşti. Türkiye’ye bakıldığında ise dünya gündeminden farklı olarak ülkemize özgü gelişmelerin etkisinde yatırımcı iştahının işlem hacmini şekillendirdiği görülüyor. Pandemi sürecinin getirmiş olduğu belirsizlikle beraber, ABD ve AB ile yaşanan çeşitli siyasal anlaşmazlıklar, bu gelişmeler kapsamında olası yaptırımlar, ülkemiz yakın coğrafyasındaki istikrarsızlıklar, Türk lirasında görülen ARAŞTIRMA Birleşme ve Satınalma değer kaybı birleşme ve satın alma işlemleri üzerinde belirleyici olmaya devam ediyor. Bu gelişmeler etkisinde 2021 yılında ülkemizdeki birleşme ve satın alma hacminin yüksek hacimli işlemlerin etkisiyle geçtiğimiz yılın üzerinde 14,3 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleştiği görünüyor. KAMU KAYNAKLI İŞLEMLERDE HAREKETLİLİK DEVAM EDİYOR Yapılan araştırmaya göre, geçen yıl işlem hacmine büyük katkısı olan kamu kaynaklı işlemlerde bu yıl da hareketlilik devam ediyor. 1 milyar ABD doları üzeri büyüklüğe sahip olarak tanımlanan mega işlemlerin (Antalya Havalimanı ve Trendyol işlemleri) gerçekleşmesi 2021 yılında toplam işlem hacminin yükselmesini sağladı. İşlem adetleri incelendiğinde 2020 yılındaki seviyenin aşılmış olduğu, geçmiş yıla kıyasla ortalama işlem hacminde de artış olduğu izleniyor. TEKNOLOJİ, MEDYA VE TELEKOMÜNİKASYON İŞLEM HACMİ OLARAK ÖNE ÇIKIYOR 2021 yılında Türkiye’de gerçekleşen birleşme ve satın alma işlemlerinin sektörel İSO SANAYİ 75 ekonomik göstergelerdeki dengelenme sürecinin yatırımcı iştahı üzerinde etkisinin yüksek olacağı düşünülüyor. Bununla birlikte yeni varyantların potansiyel olumsuz etkileri ve ekonomik toparlanma sürecinin uzaması, olası ABD ve AB yaptırımları, ülkemizin yakın coğrafyasında gerçekleşebilecek siyası belirsizlik ve güvenlik sorunları da aşağı yönlü riskler olarak değerlendiriliyor. Birleşme ve satın alma aktivitelerinde temel belirleyici hususun yatırımcı iştahı ve risk algısı olduğunu belirtmekle birlikte yabancı yatırımcı ilgisinin özellikle stratejik sektörler için Türkiye’ye yöneldiği gözlemleniyor. Bununla birlikte pandemi süreci sonrası stratejik olarak birleşme ve satın alma opsiyonunu değerlendirmek isteyen şirketlerin de işlem sürecine girmesi işlem hacmini artırabilecek etkenler arasında yer alıyor. Bu doğrultuda 2021 yılında global olarak birleşme ve satın alma işlemlerinde yaşanan artış trendinin 2022 yılında Türkiye’de etkisini sürdürmesi ve işlem hacminin artması bekleniyor. Ayrıca 2022 yılında teknoloji, medya ve telekomünikasyon, endüstriyel üretim ve otomotiv, ilaç ve sağlık sektörlerinin öne çıkan sektörler arasında yer alacağı düşünülüyor. dağılımını incelediğimizde taşımacılık, teknoloji, medya ve telekomünikasyon ve endüstriyel üretim ve otomotiv sektörlerinin işlem hacmi olarak öne çıktığı gözlemleniyor. Rapordan edinilen bilgiye göre, işlem adetleri incelendiğinde geçmiş yıllarda olduğu gibi teknoloji, medya ve telekomünikasyon sektörünün bu yıl da öne çıktığı anlaşılıyor. 2022 yılına ilişkin öngörüler oluşturulurken, küresel aşılama çabalarının hızlanmasıyla ortaya çıkan iyimserlik ile birlikte yeni varyantların oluşturabileceği potansiyel risklerin, devlet ve merkez bankalarının uygulamış olduğu politikalar sonucunda oluşan yüksek likiditenin, sınırlı da olsa karlılıkta iyileşme gösteren şirketlerin yeni yetenekler edinerek rakiplerinin önünde yer alma ve tedarik zincirlerini güçlendirme hedeflerinin global olarak yatırımcı iştahını şekillendireceğini söylemek mümkün. Ancak global ekonominin enflasyon baskısı altında başta FED olmak üzere merkez bankaları tarafından parasal sıkılaşmaya gidilme olasılığı 2022 yılı olumlu beklentileri önünde temel risk olarak ön plana çıkıyor. EKONOMİK GÖSTERGELERDEKİ DENGELENMEYLE YATIRIMCI İŞTAHI ARTACAK KPMG’nin yaptığı araştırmaya göre, Türkiye’de büyüme, istihdam ve fiyat istikrarı hedeflerine ulaşmak için öngörülebilir para ve kur politikası kapsamında 76 l AĞUSTOS 2022 ARAŞTIRMA Birleşme ve Satınalma DÜNYADA BİRLEŞME VE SATIN ALMA TRENDLERİ • Dünyada birleşme ve satın alma işlemlerinin genel görünümüne bakıldığında, toplam işlem hacminin tarihi en yüksek seviyesinde gerçekleştiği ve 2020 yılına kıyasla işlem hacminin yaklaşık 1,7 trilyon ABD doları artarak 5,1 trilyon ABD doları seviyesinde gerçekleştiği görülüyor. Benzer şekilde toplam işlem sayısının da 2020 yılına kıyasla artış kaydederek 2021 yılında 67.449 adet ile tarihi en yüksek seviyesine ulaştığı gözlemleniyor. • Dünyada birleşme ve satın alma işlem hacminde yaşanan tarihi seviyelerin temel olarak piyasalardaki likiditeye, özel sermaye fonu işlemlerinin artışına ve sektörel konsolidasyonlardaki hızlanmaya bağlı sebeplerle büyük oranda Avrupa ve Kuzey Amerika bölgelerinde yaşanan sırasıyla yüzde 71,6’lık ve 60,9’luk hacim artışlarından kaynaklandığı izleniyor. • Ortalama işlem hacmi büyüklüğünde yaşanan artış ile birlikte, küresel ölçekte mega işlemler olarak adlandırılan 10 milyar ABD doları üzerindeki işlemlerin geçmiş yıllara kıyasla adet olarak daha fazla gerçekleştiği ve 2021 yılında bir önceki yıla kıyasla yaklaşık yüzde 9’luk bir artış sergilediği izleniyor.İSO SANAYİ 77 TÜRKİYE’DE BİRLEŞME VE SATIN ALMA TRENDLERİ • Türkiye’deki birleşme ve satın alma işlemlerinin genel görünümüne bakıldığında, toplam 338 adet işlem ve 14,3 milyar ABD doları işlem hacmi ile geçtiğimiz senelere göre önemli artış göstererek son yedi yıldaki en yüksek seviyeye ulaştı. Değeri açıklanmayan işlemlerin değerinin tahminen toplam işlem hacminin 15,8 milyar ABD doları seviyesinde olduğunu öngörülüyor. • Güncel konjenktürde yerli ve yabancı şirketler için ülkemizde inorganik büyüme fırsatlarının birçok sektörde mevcut olduğu belirtiliyor. Ülkemizde de ekonomik koşulların, şirket değerlemeleri açısından yabancı şirketlerin yatırımına daha elverişli koşullar oluşturmasından dolayı yabancı yatırımcının ilgisinin zamanla artacağını öngörülüyor. • Açıklanan toplam işlem hacminin GSYİH oranı yüzde 2,0’ye yükselerek 2020 yılına göre önemli artış göstermiş ancak global ortalamaların halen önemli ölçüde altında kalmış durumda. • Dikkat çeken önemli konulardan biri 2021 yılında milyar dolar seviyesinin üzerinde iki mega işlemin gerçekleşmiş olması. • 2020 yılında Türkiye ve tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını nedeniyle ekonomik aktivitenin ve risk iştahının olumsuz etkilenmesi birleşme ve satın alma işlemlerine de yansımış durumda. Özellikle bu dönem beklenen birçok işlem sonuçlanmamış veya ertelenmişti. Alınan tedbirler ve aşılama faaliyetlerinin artması ile birlikte ekonomik aktivitenin 2021 itibarıyla kademeli olarak iyileşmesine paralel olarak birleşme ve satın alma işlemlerinde de artış gözlemlendi.”Next >