< Previous78 EKİM 2022 zamanlı olarak deneyimlemeye davet edebilecek. Şirketler ayrıca potansiyel müşterilere alternatif alışveriş deneyimleri sağlayabilir. Örneğin, otomobil üreticilerinin genişletilmiş bir gerçeklik ortamında test sürüşleri sunabilecek. METAVERSE İLE İŞ TOPLANTILARI Birçok kişi, Covid-19 salgını sırasında yüz yüze toplantılardan Zoom toplantılarına geçiş yaptı. Meta (Facebook) gibi, metaverse geliştirmeye odaklanan teknoloji şirketleri, bu rahatlığı “sanal toplantıların” bir sonraki sürümüne geçiş için bir basamak olarak kullanıyor. Toplantılar ve seminerler gerçekçi, gerçek zamanlı ve yüz yüze iletişime çok benzer hale geleceğinden, evden çalışmak bile iletişim ve üretkenlik açısından bir bakış açısı değişikliğine tanık olacak. Beden dilini ve başkalarının seslerinin kalitesini oluşturmak için sanal gerçeklik (VR) gözlükler ve bu tür araçlar, çalışanların erişimini genişleterek, görevleri sanal olarak yürütmelerini sağlayabilecek. Uzak bir sürükleyici dijital ikiz aracılığıyla, bir çalışan birden fazla mağazayı yönetebilir ve herhangi bir durumu da düzenleyebilir olacak. Meta veri deposuyla örneğin bir sanal gerçeklik (VR) başlığı takabilecek ve dünyanın diğer ucundaki bir fabrikayı ziyaret edebilecek. Makinelerini görecek ve dokunacak, yerel süpervizörle el sıkışacak ve masanızdan ayrılmadan çalışmalar kontrol edilebilecek. Hatta bir dijital versiyonunuzu o fabrikaya gönderebilecek ve bir başkası da yönetim kuruluyla buluşabilecek. METAVERSE’E NASIL GİRİLİR? Metaverse kavramı genellikle sanal gerçeklik (VR), artırılmış gerçeklik (AR) ve karma gerçeklik (MR) deneyimlerine odaklansa da metaverse girmenin tek yolu bunlar değil. Birçok meta evren VR tabanlı değil, kullanıcılara VR veya akıllı telefonlar, konsollar ve dizüstü bilgisayarlar gibi diğer cihazları kullanma seçeneği de sunuyor. Gerçek hayata uygun ve paralel olarak sanal, dijital bir dünyada gerçek evleri, ofisleri, alışveriş merkezleri, otoyollar, organizasyonlar ve daha fazlasını taklit eden sanal bir dünya olarak hayal edilebilir. Metaverse teknolojisi şu an birkaç farklı firma tarafından desteklenen bir konsept. Şu an metaverse için ürünler çıkaran en önemli firmalar MERCEK MetaverseİSO SANAYİ 79 The Sandbox ve Decentraland’dır. Sonra Axie Infinity, Ertha, Horizon Worlds ve diğer plotformlar da geliyor. Sandbox, oyun deneyimlerinizi oluşturabileceğiniz, sahip olabileceğiniz ve bunlardan para kazanabileceğiniz sanal bir dünya. VoxEdit & Game Maker araçlarını kullanarak avatarlar, sanal ürünler ve hatta oyunlar oluşturabilir, NFT olarak para kazanabilir ve bunları The Sandbox Marketplace’te SAND belirteçleri için satabilirsiniz. The Sandbox’a benzer şekilde, Decentraland, oyun ve etkinliklerle olabileceğiniz, keşfedebileceğiniz ve etkileşimde bulunabileceğiniz sanal bir dünyadır. The Sandbox’ta olduğu gibi, LAND paketlerini satın alabilir ve üzerinde kendi ortamlarınızı ve uygulamalarınızı oluşturabilirsiniz. Decentraland Land token aldığınızda firmanın oyun platformunda sanal bir arsanız olacak. Bu sanal arsada 3D modellemeler ile istediğiniz sanal ortamları kurmanız mümkün olabilecek. Göreceli olarak, Decentraland Metaverse’e katılmak, herhangi bir yazılım indirmesi gerektirmediğinden kolay ve basittir. Metaverse, tek bir kuruluşa ait olabilecek bir varlık veya teknoloji olmayıp, merkeziyetsiz bir şekilde birkaç kuruluş tarafından toplu olarak oluşturulacak, yönetilecek ve optimize edilebilecek bir kurumdur. MOBİL İNTERNETTEN SONRA EN BÜYÜK YENİLİK OLACAK Metaverse platformunun internetin yerine geçmesi ve ekonomik açıdan da büyük yükseliş göstermesi tahminler arasında. İnternette görünenlerden daha fazla çeşitlilik ve fırsat sunan bu ortam, kimlik doğrulama, işe alma, içerik oluşturma, reklamlar, güvenlik ve buna benzer durumların yönetilmesi için yeni ürün ve hizmetler, şirketler ortaya çıkaracak. Facebook, bu kavram için 2014’te 2 milyar dolar vererek sanal gözlükle ilgili geliştirmeler yapan ‘Oculus’ firmasını satın aldı. Bugüne kadar bu alanda çalışmalarını sürdürdü. Hala da bu konuda çalışmaları devam ediyor. Öyle ki yakın zamanda adını “Meta” olarak değiştirdi. Şu anda Facebook çalışanlarının bir kısmı bu işlerle uğraşıyor. Ayrıca her yıl metaverse için milyar dolarlarla ölçülen miktarda yatırım yapmayı planlıyor. Çünkü şirket kurucusu Mark Zuckerberg’e göre mobil internetten sonraki en büyük yenilik bu olacak. Böylesine büyük bir yenilik tek bir cihazla ya da tek bir şirketin çabalarıyla inşa edilemez. O yüzden tüm dijital endüstri, tüm şirketler, kullanıcılar, geliştiriciler, içerik üreticiler, tasarımcılarla birlikte çalışarak bunu inşa edecek. Eğer NFT, kripto para, blok zinciri gibi konularda bir şey yapmaya başladıysanız daha şimdiden metaversel bir deneyimin parçası haline gelmişsiniz demektir. Ya da bir konsere dijital avatarlarınızla katıldıysanız metaverse mahallesindeki ilk adımlarınızı da attığınızın bir göstergesi olabilir. ALT-ÜST YAPI İLİŞKİSİ Web 3.0 metaverse’ün altyapısını, metaverse de web 3.0’ın üstyapısını oluşturacak. Nasıl ki mobil cihazlar, web 1.0’dan web 2.0’a geçişi hızlandırdıysa metaverse araçları da yani VR kasklar, akıllı gözlükler ve diğer giyilebilir cihazlar da web 3.0’a geçmeyi kolaylaştırabilir. Blok zincirine dayalı böyle bir internet için şimdiden pek çok yeni start-up kuruldu. Ve her geçen gün yenileri ortaya çıkmaya devam ediyor. Web 3.0 ilkeleri; açık kaynak kodlu sistem olması, bilginin semantik (anlam bilimi) olarak tasnif edilmesi, kişi mahremiyetine saygı duyulması, güvenli bir altyapı kurulması, iletişimin doğrulanabilir yöntemlerle gerçekleşmesi olarak sıralanabilir. 80 EKİM 2022 ARAŞTIRMA Y ve Z Kuşağı “TÜKENMİŞLİK” ve “FİNANSAL KAYGI” GENÇ KUŞAK İKİ DUYGUNUN PENÇESİNDEİSO SANAYİ 81 Deloitte’un geleneksel olarak gerçekleştirdiği Y ve Z Kuşağı Araştırması 2022 sonuçlarına göre, gençlerin tükenmişlik hissi ve finansal kaygılarla mücadele içinde olduğu görülüyor. Araştırma sonuçları; gençlerin yaşam maliyeti, iklim değişikliği, gelir dağılımı eşitsizliği, jeopolitik çatışmalar konusunda endişeli olmalarına karşın, olumlu toplumsal değişimleri yönlendirmeye kararlı olduklarını ortaya koydu.82 EKİM 2022 ARAŞTIRMA Y ve Z Kuşağı D eloitte, bu yıl 11’incisini yayımladığı 2022 Y ve Z Kuşağı Araştırması’nın sonuçlarını açıkladı. Türkiye dahil toplam 46 ülkede Y Kuşağı’ndan 8 bin 412, Z Kuşağı’ndan da 14 bin 808 kişi ile gerçekleştirilen araştırma sonuçları; gençlerin yaşam maliyeti, iklim değişikliği, gelir dağılımı eşitsizliği, jeopolitik çatışmalar konusunda endişeli olmalarına karşın, olumlu toplumsal değişimleri yönlendirmeye kararlı olduklarını ortaya koydu. Araştırmaya göre Y ve Z Kuşağı bununla birlikte, finansal kaygı, iş/yaşam dengesi eksikliği ve sürekli yüksek stres seviyeleri gibi günlük yaşam zorluklarıyla mücadele ediyor. Araştırmaya Türkiye’den katılan Y ve Z Kuşağı, özellikle finansal konulardaki endişeleri ve stres seviyeleriyle globaldeki yaşıtlarını geride bıraktı. Ankete göre bu sene Y ve Z kuşağı en büyük endişeleri olarak yaşam maliyetlerini görüyor. Dikkat çekici bir şekilde katılımcıların önemli bir kısmı ise siyasi istikrarsızlığı, savaşı ve ülkeler arasındaki çatışmaları en büyük endişeleri arasında belirtiyor. Z Kuşağı’nın yüzde 46’sı ve Y Kuşağı’nın yüzde 47’si sadece aldıkları maaş ile geçiniyor ve masraflarını karşılayamayacaklarından endişe ediyor. Aynı zamanda Z Kuşağı’nın yüzde 72’si ve Y Kuşağı’nın yüzde 77’si, ülkelerindeki zenginlik ve yoksulluk arasındaki uçurumun giderek arttığını belirtiyor. Bu finansal sorunlar nedeniyle birçok Y ve Z Kuşağı çalışma modellerini yeniden tanımlıyor. Z Kuşağı’nın yüzde 43’ü ve Y Kuşağı’nın yüzde 33’ü ikinci bir yarı veya tam zamanlı ek işte çalışıyor. Türkiye’deki Y ve Z Kuşağı’nın finansal endişeleri, globaldeki ortalamalara göre yüksek seyrediyor. Z Kuşağı’nın yüzde 28’i, Y Kuşağı’nın ise sadece yüzde 30’u kendilerini mali açıdan güvende hissettiklerini belirtiyor. İŞTEN AYRILMAYI DÜŞÜNÜYORLAR İşe bağlılık bir önceki yıla göre biraz artsa da Z Kuşağı’nın yüzde 40’ı ve Y Kuşağı’nın yaklaşık yüzde 25’i, iki yıl içinde işlerini bırakmak istiyor, bunların da yaklaşık üçte biri, başka bir iş bulmadan ayrılmayı düşünüyor. Z Kuşağı’nın ve Y Kuşağı’nın son iki yılda mevcut pozisyonlarını bırakmasının bir numaralı nedeni maaşlar. Aynı zamanda bir işveren seçerken iş/yaşam dengesi oluşturmak ve öğrenme/gelişim fırsatlarını değerlendirmek de en önemli öncelikleri arasında yer alıyor.İSO SANAYİ 8384 EKİM 2022 ARAŞTIRMA Y ve Z Kuşağı Ankete göre Y ve Z Kuşağı’nın önem verdiği bir başka konu ise işyerlerinin ve görev tanımlarının kendi değerleriyle uyuşması. İşverenlerinin toplumsal ve çevresel konulara ilişkin tutumlarından memnun olanların aynı işte beş yıldan fazla kalmak isteme olasılıkları daha yüksek görünüyor. ESNEK ÇALIŞMAYA TALEP VAR Bunlara ek olarak daha esnek çalışma için açık bir talep var. Z Kuşağı’nın yüzde 49’u ve Y Kuşağı’nın yüzde 45’i kısmen de olsa uzaktan çalışıyor, yüzde 75’i ise bunun tercih ettikleri çalışma şekli olacağını ifade ediyor. Tasarruf yapabilmek, ilgilendikleri diğer şeyler için zaman yaratabilmek ve aileleriyle daha fazla vakit geçirmek, Y ve Z Kuşağı’nın uzaktan çalışma seçeneğine olumlu bakmasının en önemli nedenleri olarak göze çarpıyor. Türkiye’yi incelediğimizde ise mevcut işlerinde devam etmek isteyen Y ve Z Kuşağı’nın sayısı 2021 yılına göre artış gösteriyor. Z Kuşağı için bu oran yüzde 28, Y Kuşağı’nda da yüzde 51. Ayrıca tercih ettikleri çalışma düzenine baktığımızda Z Kuşağı yüzde 60 ve Y Kuşağı yüzde 63 oranında hibrit çalışma düzenine geçmek istiyor. SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE ÇEVRE ÇOK ÖNEMLİ Çevreyi korumak Y ve Z Kuşağı için önemli gündem maddeleri olmaya devam ediyor. Ankete katılanların yaklaşık yüzde 75’i, dünyanın iklim değişikliğine yanıt vermede kritik bir noktada olduğuna inanıyor, ancak yarısından daha azı gezegeni koruma çabalarının başarılı olacağı hakkında iyimser düşünüyor. Z Kuşağı’nın ve Y Kuşağı’nın büyük çoğunluğu (yüzde 90) çevre üzerinde oluşturdukları etkileri azaltmak için çaba sarf ediyor. Birçoğu sürdürülebilir seçimler yapmak için daha fazla para ödemeye hazır olduklarını belirtiyor. Z Kuşağı’nın yüzde 64’ü, çevresel açıdan sürdürülebilir bir ürün satın almak için daha fazla para ödeyeceğini söylerken, yüzde 36’sı o kadar sürdürülebilir olmayan daha ucuz bir ürün seçeceğini belirtiyor. Y ve Z Kuşağı, işletmelerin ve işverenlerin çevre konusunda daha fazlasını yapmasını istiyor. Z Kuşağı’nın yalnızca yüzde 18’i ve Y Kuşağı’nın yüzde 16’sı, işverenlerinin iklim değişikliğiyle mücadeleye güçlü şekilde bağlı olduğuna inanıyor. Y Kuşağı ve Z Kuşağı, işverenlerin tek kullanımlık plastiklerin yasaklanması ve insanların daha iyi çevresel kararlar almasına yardımcı olacak eğitimler sağlanması gibi çalışanların doğrudan katılımını sağlayan görünür iklim eylemlerine öncelik verdiğini görmek istiyor. STRES SEVİYELERİ HALA YÜKSEK Araştırmaya göre Z Kuşağı düzenli olarak stresli ve endişeli. Neredeyse yarısı çoğu zaman kendilerini stresli hissettiklerini söylüyor. Y Kuşağı’nın stres seviyesi de yüksek ancak geçen yıla göre az da olsa azalma söz konusu. Uzun vadeli finansal konular ve günlük finansal durum, her iki nesil için de en önemli stres faktörleri olmaya devam ediyor. Stres konusunda Türkiye’deki Y ve Z Kuşağı’nın ortalaması, global ortalamaya göre daha yüksek. Z Kuşağı’nın yüzde 56’sı, Y Kuşağı’nın ise yüzde 52’si çoğu zaman kendilerini stresli hissettiklerini belirtiyor. Bu arada, tükenmişlik her iki nesilde de çok yüksek. Z Kuşağı’nın yüzde 46’sı ve Y Kuşağı’nın yüzde 45’i çalışma ortamlarının son derece yoğun olduğunu ve artan talepler nedeniyle kendilerini tükenmiş hissettiklerini vurguluyor. Ayrıca Z Kuşağı’nın yüzde 44’ü ve Y Kuşağı’nın yüzde 43’ü, birçok kişinin iş yükü baskısı nedeniyle yakın zamanda şirketlerinden ayrıldığını söylüyor. TÜRKİYE’DE İYİMSERLİK SEVİYESİ DÜŞÜK KALIYOR Pandemi sonrası dönemde Y ve Z Kuşağı’nın genel ruh hali, globalde iyileşme gösterse de Türkiye’de bozulmaya devam ediyor. Araştırmaya göre Türkiye’deki Z Kuşağı’nın iyimserlik seviyesi 100 üzerinden 21, Y Kuşağı’nınki ise 19 seviyesinde. Globalde bu oranlar 35 seviyelerinde. Araştırmaya göre iş yerinde zihinsel sağlığa ve esenliğe öncelik verme konusunda işverenler ilerleme kaydediyor. Ankete katılanların yarısından fazlası pandeminin başlangıcından bu yana işyerinde refah ve zihinsel sağlığın işverenleri için daha fazla odak noktası haline geldiğine katılıyor. Bununla birlikte, artan odaklanmanın gerçekten olumlu bir etkisi olup olmadığına dair karışık yorumlar söz konusu.İSO SANAYİ 85AVRUPA MERKEZ BANKASI FAİZ KARARI 86 EKİM 2022 DÜNYA GÜNDEMİ FinansİSO SANAYİ 87 A vrupa Merkez Bankası, euro bloğunun 19 üye ülkesinden bazılarında çift hanelere ulaşan yükselen enflasyonla mücadele etmek için euro bölgesi genelinde rekor bir marjla faiz oranlarını artırdı. Rusya’nın şubat ayında Ukrayna’yı işgalinden bu yana yükselen enerji fiyatlarının etkisiyle gıda, giyim, araba, ev aletleri ve hizmetler gibi alanlarda da fiyat artışları görülüyor. Devam eden tedarik zinciri sorunları ve son sıcak hava dalgalarının zincirleme etkileri gibi faktörler de fiyatların yükselmesine yardımcı oluyor. Geçtiğimiz ay yüzde 9,1’lik rekor bir orana ulaşan euro bölgesi enflasyonu, Avrupa Merkez Bankası’nı olağan dışı bir karara zorladı. Merkez bankasının 25 üyeli yönetim konseyi, daha yüksek oranların tüketicilerin harcanabilir gelirleri üzerindeki baskıya katkıda bulunacağı ve yaklaşan bir resesyonun derinliğini artıracağı endişelerini bir kenara bırakarak, kilit göstergelerini daha önce görülmemiş bir şekilde yüzde 0,75 oranında artırarak yüzde 1,25’e yükseltti. Bu karar, ABD Federal Rezervi’nin benzer bir artışını takip ediyor ve İngiltere’de de karar vericilerin para politikasını gözden geçirmek için bir dahaki sefere bir araya geldiğinde, İngiltere Merkez Bankası’na aynı şeyi yapması için baskı yapması bekleniyor. Avrupa Merkez Bankası, 11 yıl aradan sonra ilk faiz artışını temmuz ayında yaptığı toplantısında açıklayarak, faizleri yarım puan artırmıştı. Son toplantının ardından yapılan açıklama ile birlikte, mevcut durumda Avrupa bankaları yüzde 1,25 ile borçlanıyor. Amerika bankaları yüzde 2,25 ile yüzde 2,50 arası borçlanırken İngiltere bankaları ise yüzde 1,75 ile borçlanıyor. Euro bölgesi genelinde gayri safi yurt içi hasıla ikinci çeyrekte yüzde 0,8 arttı ancak, tüketici harcama gücünün daraldığı ve işletmeler daha yüksek girdi maliyetlerini geçmek için mücadele ettiği için önümüzdeki aylarda bir Euro bölgesi durgunluğu oldukça muhtemel görünüyor. ABD’de olduğu gibi, durgunluk uyarıları, blok genelinde işsizlik oranı yüzde 6,6 ile rekor düşük seviyede olan, son derece güçlü bir işgücü piyasasına rağmen geliyor. Faiz artırımları çevre ülkelerin borçlanma maliyetlerini daha da artıracak, finansal koşulları sıkılaştıracak ve bu da resesyonu derinleştirebilir. Avrupa Merkez Bankası’nın en son güncellenen tahminleri, bu yıl enflasyon görünümünü ortalama yüzde 8,1, gelecek yıl yüzde 5,5 ve 2024’te yüzde 2,3’e yükseltti. Diğer bir deyişle, enflasyon iki yıl sonra da hedef oranının üzerinde olmaya devam edecek. Yükselişinin devam etmesi beklenen enflasyon ile Avrupa Merkez Bankası’nın faiz artırımının da önümüzdeki aylar da devam etmesi kuvvetle muhtemel. Bu durgunluğun nedeni olarak yüksek enflasyon harcama ve üretimi düşürmesi ve olumsuz rüzgarların gaz tedarikindeki kesintiler tarafından desteklenmesini, pandemi sonrası ekonomilerin açılmasıyla hizmetlere artan talebin yavaşlamasını, diğer merkez bankalarının da faiz artırımlarına gitmesiyle küresel talepte yaşanan düşüşü, belirsizliklerin artması ve güvenin sert bir şekilde düşmesini gösterebiliriz.Next >