< PreviousHABERLER durumda. İSO, 1995’den günümüze kadar 17 kez verdiği çevre ödüllerini bu yıl “İSO Yeşil Dönüşüm Ödülleri” olarak tasarladı. Geleneksel hale gelen çevre ödülleri bir anlamda zamanın ruhuna uygun olarak tekrar yenilendi. Dinamizmine uygun olarak ödül logosu da değişen İSO Yeşil Dönüşüm Ödülleri’ne başvurular beş kategoride 16 Mayıs-22 Temmuz arasında alındı. Çevre kategorisinde; 1. Çevre Dostu Uygulama, 2. Çevre Dostu Ürün oldu. Enerji Verimliliği Kategorisinde ise; 3. Enerji Verimliliği Projesi, 4. Enerji Verimli Ürün ve 5. Çevresel Sürdürülebilirlik Yönetimi olarak gerçekleşti. İSO Yeşil Dönüşüm Ödülleri’ne sanayi vasfına sahip olduğunu kanıtlayan tüm firmalar katılabildi. Bu bağlamda 107 farklı firmadan 166 (birden fazla kategoriye başvurabilme hakkı söz konusuydu) başvuru gerçekleştirdi. Bu başvuru sayısı diğer ödüllerle, kategori bazında kıyaslandığında rekor bir başvuru sayısı olduğu söylenebilir. JÜRİ, KONUSUNDA UZMAN İSİMLERDEN SEÇİLDİ İSO Yeşil Dönüşüm Ödülleri Jürisi, konusunda uzman isimlerden seçildi. Sanayiciler, kamu kurumu temsilcileri, üniversitelerin ve enstitülerin ilgili bölümlerinden akademisyenler, uzmanlar ve sivil toplum kuruluşları üyelerinden oluşturuldu. Ödül sürecinde jürinin ilk değerlendirmesi, başvuruların dosyaları üzerinden gerçekleştirilecek. Kısa listeye kalan firmaların sunumlarıyla değerlendirme süreci tamamlanacak. Daha sonra ödül almaya hak kazanan ürün, uygulama ve çevresel sürdürülebilirlik çalışmaları, kamuyla paylaşılacak. PROJELERİN EN ÖNEMLİ ÖZELLİĞİ SON ÜÇ YIL İÇİNDE YAPILMIŞ OLMASI İSO Yeşil Dönüşüm Ödülleri’nin ayırt edici özelliklerinden biri, proje ve ürünlerin son üç yıl içinde hayata geçirilmiş olması. Bu kriter aslında küresel anlamda AB Yeşil Anlaşma’nın domino etkisi ile başlattığı yeşil ve dijital ürün ve uygulamalarında İSO Yeşil Dönüşüm Logosu’nu kullanabilecek. Türkiye sanayisinin dünyanın bugün en önemli gündem konusu haline gelmiş olan yeşil dönüşümü, önemli bir gereklilik olarak karşımıza çıkıyor. Bu doğrultuda iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik çerçevesinde uluslararası ticarette ortaya çıkan yeni sisteme Türkiye sanayisinin adaptasyonu başladı ve hızla devam ediyor. Mevzuatın bu yeni düzene göre değişiyor olması, tüketicilerin ve buna bağlı olarak ticari partnerlerin bu yöndeki talepleri çevre dostu ve enerji verimli ürüne ilgiyi arttırırken, üretimin çevresel baskılarını azaltma konusundaki bilinç yeşil dönüşümü gereklilik haline getiriyor. Bir başka deyişle rekabet unsuru haline gelen yeşil dönüşüm, üretim sürecinin her aşamasında, ürün geliştirilmesinde, AR-GE’de önemli bir kriter haline gelmiş 68 EKİM 2022İSO SANAYİ 69 67 uygulama başvurusu içinde yerini alıyor. 33 Çevre Dostu Ürün Kategorisi incelendiğinde sadece ambalaj tasarımı ile potansiyel etkinin büyüklüğü görülebilir. Çevre Etiketi kriterlerini sağlayan seramik sektörü yüzde 85 atık geri dönüşüm oranı sağlayabilmiş durumda. Bio metaryel ile kimyasal ürünlerin patent alıyor olması firmalar açısından AR-GE’nin önemli bir kanıtı. Çevresel Sürdürülebilirlik Yönetimi kategorisindeki 27 başvuru, KOBİ ölçeğinde bile sürdürülebilirlik raporlarının hazırlandığını, eğitim ile insan kapasitesinin çevre konusunda geliştirildiğini ve böylece çalışanların da sürece dahil edildiğini, sürdürülebilirlik birimlerinin kurularak organizasyon şemasında yer aldığını gösteriyor. İSO ilk ve ikinci 500 listeleri ile ödüle başvuran firmalar kıyaslandığında, başvuran firmaların 33’ü ilk 500 içinde yer alıyorken, 13’ü ise ikinci 500 içinde bulunuyor. Sanayinin gurur tablosunda yer alan firmaların, sürdürülebilirlik konusunda da kendini kanıtladığı görülüyor. dönüşümün ateşlendiği tarihlerle çakışıyor. Çevre Dostu Uygulama Kategorisi’nde yenilikçi üretim teknoloji ve tekniklerin kullanılarak daha az doğal kaynak kullanılması ve daha az atık üretilmesini sağlayan aynı zamanda döngüsel iş modellerini de içeren uygulamalar değerlendirildi. Genel bir değerlendirme yapılmak istenirse karbon ayak izinin, su ve enerji kullanımının azaltılmasında dijital takip sistemlerinin yaygınlaştırıldığı görülüyor. Geleceğin elektrikli araçlarda olduğu göz önüne alındığında firmalar; kendi tesislerinde veya lojistiklerinde elektrikli araç kullanmaya başlamış durumda. Elektronik eşya sektöründe gıda atıklarının kullanıyor olması şaşırtıcı olduğu kadar inovatiflik de içeriyor. Tekstil sektöründeki firmalar; rPET, organik ham madde tercihleri ile döngüsel ekonomi iş modellerine örnek teşkil etmelerinin yanında bu ham maddeleri kullanarak tekstil ürünlerinin yaşam döngüsü boyunca karbon salımlarını yüzde 70’e kadar azaltıyor. Firmaların yeşil satın alma konusunda geliştirdikleri karar mekanizmaları artık tedarikçilerin de bu dönüşme ayak uydurmaya zorluyor. Firmalar, I-REC sertifikalı elektrik kullanarak ve çatı üstü GES sistemleri ile karbon emisyonlarını düşürdükleri örnekler de ÇEVRE n Döngüsel ekonomi kapsamında atık yönetimi, kimyasal ve su yönetimi, ürün yaşam döngüsü analizi uygulamaları. n Yenilikçi döngüsel ürün ve hizmet iş modelleri projeleri, n Döngüsel iş modeli olarak temiz üretim teknolojileri/teknikleri, n Daha az doğal kaynak kullanan, daha az atık üreten uygulamalar, n Emisyon azaltım projeleri/ürünleri, n Çevreye duyarlı, olumsuz etkileri azaltılmış ürünler, n Sürdürülebilir kalkınma amaçlarına katkıyı amaçlayan ürün ve uygulamalar. ENERJİ VERİMLİLİĞİ n Gaz, buhar, ısı, hava ve elektrikteki enerji kayıplarını önleyen projeler, n Atık ısı geri kazanım projeleri, n Enerji verimli motorlar, makine ve ekipmanlar, n İleri teknoloji ile üretimi düşürmeden enerji talebinin azaltılması, n Enerji verimliliğini artıran projeler, n Firmanın üretiminde enerjinin yönetildiğini gösteren uygulamalar, n Eş değer ürüne oranla daha az enerji tükettiği kanıtlanabilen ürünler. SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK YÖNETİMİ n Çevre ve sürdürülebilirlik vizyonunun bir firmanın tüm yönetim kademelerinde ele alındığı ve karar alma süreçlerine etkisinin gösterildiği, n Politika, hedef ve strateji geliştiren, n Sürdürülebilirliği izleyen, denetleyen ve raporlayan, n Sürdürülebilir kalkınma amaçlarına katkıyı amaçlayan bir yönetim anlayışına sahip, n Kurumsal sosyal sorumluluk projeleri ve iklim değişikliği ile mücadele faaliyetleri bulunan, n İş birlikleri kapsamında özellikle STK’larla projeler geliştiren firmalar ödüllendirilir.70 EKİM 2022 100 MİLYAR DOLAR İKLİM FİNANSMANINDA HEDEF DOSYA İklim FinansmanıİSO SANAYİ 71 OECD analizine göre gelişmiş ülkeler 2020’de gelişmekte olan ülkelerde iklim eylemi için 83,3 milyar ABD doları sağladı ve harekete geçirdi. Bu, bir önceki yıla göre yüzde 4’lük bir artış anlamına gelmesine rağmen, hedeflenen 100 milyar doların altında kaldı. Uzmanlar, önümüzdeki yıllarda bu hedefin tutturulabileceğini söyledi. DOSYA İklim Finansmanı 72 EKİM 2022 O ECD’nin son yaptığı araştırmaya göre, gelişmekte olan ülkelerde iklim eylemi için gelişmiş ülkeler tarafından sağlanan ve seferber edilen iklim finansmanı 2020’de 83,3 milyar ABD dolarına ulaştı. Bu, 2019’a göre yüzde 4’lük bir artış daha ve 2018’den 2019’a yüzde 1’lik bir artışı takip ediyor. Ancak yine de gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkeler için 2020 yılına kadar yılda 100 milyar ABD doları sağlama ve harekete geçirme hedefinin gerisinde kalıyor. 2020 iklim finansmanı, öncelikle kamu akışlarındaki artıştan kaynaklanıyor. OECD Genel Sekreteri Mathias Cormann, iklim finansmanının 2019 ile 2020 arasında büyüdüğünü ancak beklendiği gibi 2020 yılına kadar 100 milyar ABD doları hedefine ulaşmak için gereken artışın gerisinde kaldığını söyledi. Ülkelerin Covid-19 pandemisinin ekonomik ve sosyal sonuçları ve Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü saldırganlık savaşının ekonomik ve sosyal sonuçlarıyla boğuşmaya devam ettiğini hatırlatan Cormann, iklim değişikliğinin yaygın olumsuz etkilerinin ve buna bağlı olarak doğaya ve insanlara yönelik kayıplara ve zararlara yol açtığının görüldüğünü bildirdi. Gelişmiş ülkelerin, COP26 öncesinde belirtilen taahhütleri doğrultusunda çabalarını artırmaya devam etmesi gerektiğini anlatan Cormann, İSO SANAYİ 73 gelecek yıldan itibaren 100 milyar ABD doları hedefine ulaşılabileceğini kaydetti. KAMU İKLİM FİNANSMANI ARTIYOR Kamu iklim finansmanı, 2013’te 38 milyar ABD dolardan 2020’de 68,3 milyar ABD dolarına yükseldi. Bu toplam tutar içinde çok taraflı akışlar 2013-2020’ye göre yüzde 138 artarken, ikili akışlar yüzde 40 büyüdü. Yalnızca 2016’dan karşılaştırılabilir verilerin mevcut olduğu mobilize özel iklim finansmanı, 2019 ile 2020 arasındaki düşüşe rağmen 2016-2020’ye göre neredeyse yüzde 30 arttı. İklimle ilgili ihracat kredilerinin toplam içindeki payının küçük kaldığı görülüyor. 2020’deki iklim finansmanının çoğunluğu iklim değişikliğini azaltma çabalarına yönelikti. Ancak uyum eylemi için sağlanan finansman büyümeye devam etti ve toplamın üçte birini oluşturdu. Azaltma finansmanı temel olarak enerji ve ulaştırma faaliyetlerine odaklanırken, uyum finansmanı ise su temini ve sanitasyon faaliyetlerine ayrıca tarım, ormancılık ve balıkçılığa sağlandı. Önceki yıllarda olduğu gibi, 2020’de de kamu iklim finansmanı ağırlıklı olarak krediler şeklinde gerçekleşti ve 2019’a göre hacim bazında yüzde 8 artarak toplamın yüzde 71’ini oluşturdu. Hibe olarak sağlanan kamu iklim finansmanı hacmi de büyüdü. Mutlak olarak toplamın yüzde 26’sını oluşturdu. Asya’daki gelişmekte olan ülkeler, 2016- 2020 döneminde, ortalama yüzde 42 ile iklim finansmanından başlıca yararlananlar olurken, onu Afrika (%26) ve Amerika (%17) takip etti. Alıcı ülkeler gelir düzeyine göre gruplandırıldığında, gelişmiş ülkeler tarafından gelişmekte olan ülkeler için sağlanan ve seferber edilen 2020 iklim finansmanının yüzde 43’ü düşük-orta gelirli ülkelere (LMIC’ler), yüzde 27’si üst-orta gelirli ülkelere (UMIC’ler), yüzde 8’i düşük gelirli ülkelere (LIC’ler) ve yüzde 3’ü yüksek gelirli ülkelere (HIC’ler) gitti. Gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan ülkelerde iklim eylemi için yıllık 100 milyar ABD doları iklim finansmanı sağlama ve harekete geçirme hedefi, 2020’de karşılanacak ve 2025’e kadar sürdürülecekti. Ekim 2021’de yayınlanan OECD senaryoları, tüm taahhütlerin yerine getirilmesi halinde, bunu gösterdi. O noktaya kadar ikili ve çok taraflı sağlayıcılar tarafından ileri sürülen taahhütler teslim edildiğinde, 2023’te 100 milyar ABD doları seviyesine ulaşılacak ve 2025’e kadar olan dönemde aşılacak. Gelişmekte olan ülkeler için iklim finansmanı Gelişmiş ülkeler tarafından sağlanan ve seferber edilen iklim finansmanı 100 milyar dolar İkili kamu Kaynak: OECDÇok taraflı kamuİhracat kredisi Seferber özel açık “METAVERSE” Gerçek ve sanal dünyanın birleştiği bir dijital dünya olarak tanımlanan metaverse, dijital ekonomilerin hızla etki alanlarını genişletmesiyle ortaya çıktı. İletişim perspektifinden yeni bir gerçeklik ve iş birliği fırsatları sunan metaverse, kültürel, entelektüel ve ekonomik üretim için alt yapı ve etkileşim olanakları da sağlıyor. Metaverse, farklı gelişmiş teknolojilerin eş zamanlı ve entegre bir biçimde kullanıldığı, siber toplumsal bir düzlem şeklinde de tanımlanabilir. 74 EKİM 2022 MERCEK Metaverse DÜNYA SINIRLARININ ÖTESİNDE Nedir, ne değildir?İSO SANAYİ 75S on yıllarda teknolojiyle hayatımıza giren yeni kavramlardan biri de metaverse… Basit anlatımıyla metaverse; artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik ve karma gerçeklik ürünlerine ve hizmetlerine dayanan teknolojilerin birleşiminden oluşuyor. İnternet, artırılmış gerçeklik ve tüm sanal ortamların bir arada bulunduğu bu kavram kolektif bir sanal paylaşım alanı olarak da ifade edilebilir. İlk defa 1992 yılında Neal Stephenson tarafından kullanılan metaverse, artırılmış gerçeklik teknolojisi ile tekrar popüler hale geldi. Bu kavram, temelde gerçek ve sanalın bir bilim kurgu vizyonunda birleştiği ve insanların, bilgisayarlar, android cihazlar, VR lensler ve çeşitli 3D kullanıcı ara yüzleri sayesinde, içinde bulunulan zaman ve mekan boyutundan uzaklaşılarak, fiziksel olarak içinde bulunulan evrenin ötesine geçme potansiyeli olarak tanımlanıyor. Metaverse, üstelik 76 EKİM 2022 fiziksel dünyanın sınırlamalarının da ötesinde yer alıyor. Metaverse, iletişim perspektifinden yeni bir gerçeklik ve iş birliği fırsatları sunuyor. Kültürel, entelektüel ve ekonomik üretim için alt yapı ve etkileşim olanakları tanıyan metaverse, farklı gelişmiş teknolojilerin eş zamanlı ve entegre bir biçimde kullanıldığı, siber toplumsal bir düzlem şeklinde de tanımlanabiliyor. Sanal gerçeklik cihazları sayesinde işe gitmeden ofiste olabilecek, arkadaşlarla veya aileyle planlanan etkinliklere fiziksel bir çaba harcamaksızın ulaşılabilecek. İŞ DÜNYASI İÇİN METAVERSE Metaverse, sanal bir kamusal alan oluşturmayı vadediyor. Genişletilmiş gerçeklik platformları, MERCEK MetaverseİSO SANAYİ 77 işletmelerin yeni deneyimler sunmasına ve yeni yollarla bilgi sağlamasına olanak tanıyor. Metaverse, finansal işlemleri yürütmek için tam teşekküllü bir ekonomiye sahip dijital bir ortam olarak birlikte çalışabilirliği de sağlayacak. Mal ve hizmet alıp satılabilecek, sözleşmeler imzalanıp uygulanabilecek, müşteriler ve topluluklarla etkileşim kurulabilecek. Ayrıca müşteriler (ve işletmeler) kimliklerini, para birimlerini, deneyimlerini ve varlıklarını istedikleri yere götürebilecek. Günümüzün web deneyimlerinden farklı olarak, bu dijital dünyanın çoğu, içinde kimse olmadığında bile varlığını sürdürecek. Bir emlak şirketi, ticari ve konut projelerinin gerçekçi bir sanal turunu mümkün kılacak, burada misafirler gerçekten daireye veya ofise girecek, bileşenlere dokunacak ve hissedecek ve gerçek bir ziyaret gibi alanı ve boyutları deneyimleyebilecek. Bir tur şirketi, turistleri yeni destinasyonlarda hareket ederken bilgilendirmek için fiziksel dünyanın üzerine yerleştirilmiş sanal alemde kalıcı bir sürükleyici deneyim sağlayabilecek. Örneğin, eski şehirlerdeki tarihi olayları hayata geçirebilecek. Markalar ürünlerini özelleştirilmiş, kişiye özel bir şekilde büyüleyici sonuçlarla pazarlamak için daha iyi bir konumda olacak. Ürün ve hizmetlerin hedeflenmesi ve konumlandırılması o kadar doğru olacak ki, her metaverse kullanıcısı kendi özel tercihlerine ve seçimlerine dayalı pazarlama kampanyaları deneyimleyecek. Markalar kendi metaverse mağazalarını kurup dünyanın her yerinden kullanıcıları sanal olarak ziyaret etmeye ve ürün ve hizmetleri sanal olarak kullanma, kontrol etme ve ultra aracılığıyla hissetme seçenekleriyle gerçek METAVERSE NEDİR? Metaverse sanal gerçeklik teknolojisinin kurgusal evren üzerindeki halini ifade ediyor. Kullanıcıları internet üzerindeki bu dijital dünyaya bağlamayı hedefleyen metaverse teknolojisine olan yatırım gün geçtikçe artmaya devam ediyor. Facebook, Microsoft, Epic ve Roblox gibi dev şirketlerin milyarlarca dolarlık yatırımlarının yanı sıra dijital ortamda sanal mağaza açan işletmelerin sayısında da artış görülüyor. METAVERSE, İLERİDE NE TÜR FAYDA SAĞLAYACAK? Metaverse, dijital dünyadaki avatarların yanı sıra kullanıcıların fiziksel çevrelerini ve dış görünüşlerini de sanal evrene aktararak insanlar arasındaki etkileşimi artırmayı hedefliyor. Gelecekte metaverse teknolojisinin sağlayabileceği faydalar sırasıyla şöyle: • Alışveriş yapmak ve sanal mağazadaki ürünleri artırılmış gerçeklik teknolojisi ile inceleme. • Metaverse üzerindeki dijital ofis sayesinde ekip arkadaşları ile projeleri yönetme • 3D oyunlar oynamak ve turnuvalar düzenlemek. • Kişisel zevklere göre avatarlar yaratmak ve dijital arsa üzerinde değişiklikler yaparak yaratıcılığı geliştirmek. • Fiziksel birlikteliğin yanı sıra kullanıcıları dijital evrende de bir araya getirerek sosyalleşmelerini sağlamak. • Dijital evren sayesinde fiziksel sınırları ortadan kaldırmak ve kullanıcılarda özgürleşme hissi yaratmak. METAVERSE’Ü KİM KURDU? İlk olarak 1992 yılında Snow Crash adlı bilim kurgu romanında bahsedilen metaverse kavramı, ilgili romanın yazarı Neal Stephenson tarafından ortaya çıkarıldı. Her ne kadar metaverse kavramının fikri kurucusu Neal Stephenson olsa da bu teknolojinin farkındalığının oluşmasına ve gelişmesine yol açan kişi Facebook’un yeni adıyla Meta’nın kurucusu Mark Zuckerberg’dir. Bunun yanı sıra merkeziyetsiz bir yapıda olan metaverse evreninin tek bir sahibinin olması mümkün olmuyor. Günümüzde metaverse teknolojisini OVR ve Sandbox gibi yatırımlar sunuyor. Metaverse, gelecekte evreni ve kullanıcıları sanallaştırma iddiasıyla popülerliğini artırmaya devam ediyor. ÜÇ SORUDA METAVERSE… ?Next >