< Previous58 EKİM 2022 MECLİS İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis toplantısı öncesinde, Fazıl Zobu Meclis Salonu Fuayesinde, İSO Meclis Üyesi Fahir Gök’ün 300 parçadan oluşan baston koleksiyonundan bazı parçalar sergilenmeye başlandı. İSO Üyeleri tarafından ilgiyle karşılanan baston sergisi, bir ay boyunca tüm koleksiyon severler tarafından izlenebilecek. ODAKULE’DE BASTON SERGİSİ…• Ağaçtan gezgin bastonu • Kiri ağacı gövde üzerine yaprak figürü oyma, Orta Avrupa • Sarmaşık dalı oymalı gövde, leylek kafası formunda baş, Orta Avrupa • Alıç ağacı üzerine çiçek figürlü özgün çalışma, Hayati Ünsal Usta, Sivas • Kısmen soyulmuş, kısmen kabuğu üzerinde dala özgün bir çalışma, Orta Avrupa • Meşe ağacı gövde, oyma işli kemik kakma başın iki tarafında hayvan figürü, Orta Avrupa • Deve kemiği işleme gövde ve baş, Kuzey Afrika • Meşe ağacı gövde, fildişine oyma insan ve doğa figürlü baş, Orta Avrupa, 19. yüzyıl sonu 20. yüzyıl başı • Maun ağacı gövde ve pirinç yüzükle bağlı kadın kafası figürlü baş, Orta Avrupa • Maun ağacı gövde, yaban domuzu dişi ve deri kombinasyonlu baş, Güney Afrika • Demir üzerine altın kakma gövde, Toledo, İspanya, 19. yüzyıl sonu 20. yüzyıl başı • Maun ağacı gövde, gümüş yüzük üstü yıldız taşı ve pirinç baş, Orta Avrupa, • Dışbudak ağacı gövde, Osmanlı pazarı için üretilmiş, pirinç deri tutamaklı teber formlu baş, 19. yüzyıl sonu 20. yüzyıl başı İSO SANAYİ 59 İ stanbul Sanayi Odası eylül ayı Meclis toplantısı öncesinde, Fazıl Zobu Meclis Salonu Fuayesinde, baston sergisinin açılışı yapıldı. İSO Meclis Üyesi Fahir Gök”ün 300 parçadan oluşan koleksiyonundan bazı parçaların sergilendiği bastonlar İSO Üyeleri tarafından ilgiyle izlendi. Fahir Gök, Meclis toplantısı öncesi gerçekleşen serginin açılışında, İSO Meclis Üyeleri’ne koleksiyon hakkında bilgi verdi. İSO Başkanı Bahçıvan serginin açılışı vesilesiyle yaptığı konuşmada, böylesine kıymetli eserlerin kendilerine emanet edilip, önce oda üyelerine daha sonra ise koleksiyon ve sanatseverlerle buluşturduğu için Fahir Gök’e teşekkür etti. Bahçıvan, “Uzun yıllardan beri dostum olmasından gurur duyduğum bir sanayici olan Sayın Gök’ün yıllar içinde toplanmış olan eserlerini bizimle paylaşıyor olmasından dolayı kendisine çok teşekkür ediyorum” dedi. Meclis fuayesinde 100 civarında bastonun sergilendiğini, 300’e yaklaşan eserlerin bulunduğunu kaydeden Bahçıvan, hayatın normal ve yoğun akışı içinde bir sanayici için ne mutlu bir zaman mesaisi olduğunu ifade etti. İSO Meclis Üyesi Fahir Gök, sergisine gösterilen ilgiden dolayı çok mutlu olduğunu söyleyerek, bir bastonun ağaç dalından bir sanat eseri haline gelişinin öyküsünü bu sergiyle anlatmak istediklerini belirtti. Gök, “Ben bu çerçevede bu imkanı sağlayan İSO Yönetim Kurulu’na değerli başkanıma ve kurulum sırasında emeği geçen tüm arkadaşlara teşekkürü bir borç biliyorum” dedi. Toplum arasında bastonun ya bir rahatsızlık sebebiyle hatırlandığını ya da yaşlılık sebebiyle kullanıldığı bilgisinin yaygın olduğunu söyleyen Gök, “Halbuki insanlığın var oluşundan bugüne kadar geçen süreçte baston hayatımızda hep vardı hep de olacak. Ancak 16’ncı yüzyıldan itibaren baston, gerek erkeklerin gerekse kadınların önemli bir aksesuarı haline gelen bir ürün, bir obje ve bir sanat eseri haline geldi” dedi. Sergide porselen, fildişi, mamut dişi, porselenin üzerine yapılmış altın - gümüş verniyeler, gümüş-altın kakma işleri, boynuzun envai türlüsü baston çeşitleri bulunuyor.Yeni Zelanda Büyükelçisi Zoe Coulson Sinclair: Güney Yarımküre’de yer alan ve Türkiye’den yaklaşık iki uzun mesafeli uçuş uzaklıkta bulunan Aotearoa Yeni Zelanda, 5 milyon nüfusuyla dünya ekonomisine ticaretiyle katkı sağlıyor. Türkiye ile iş birliklerinin de artmasını isteyen Yeni Zelanda Büyükelçisi Zoe Coulson Sinclair, Yeni Zelanda’da yatırım yapmaya ilgi duyan Türk şirketlerini ülkelerine davet ediyor. Türk imalatçıların, Yeni Zelanda firmaları adına yüksek kaliteli ürünler üretebilecek yeteneklere sahip olduğunu belirten Sinclair, “Türk yatırımcılar, maliyetlerini azaltmak ve ihracat pazarlarına yakınlıklarını artırmak için tanınmış Yeni Zelanda şirketlerine yatırım yapabilir ve Türkiye’de üretime başlayabilir” dedi. YATIRIM İÇİN TÜRK ŞİRKETLERİNİ YENİ ZELANDA’YA BEKLİYORUZ K üçük nüfusu ve ana pazarlara olan uzaklığına rağmen 2021 yılında 250 milyar ABD doları GSYİH ile Yeni Zelanda, Asya Pasifik’in en büyük ekonomilerden biri olarak dikkat çekiyor. Dünyanın ise en büyük 48’inci ekonomisi olan Yeni Zelanda, bütün ülkelerle ekonomik iş birliğini sürdürüyor. “Biz ticaret ülkesiyiz” diyen Yeni Zelanda Büyükelçisi Zoe Coulson Sinclair, bu nedenle özgür, rekabetçi ve açık piyasa ekonomisi ilkesine sıkı sıkıya bağlı olduklarını belirtti. Küresel endekslerde, Yeni Zelanda’nın iş yapma kolaylığının, ekonomi, iş ve yatırım özgürlüklerinin çok iyi olduğunu anlatan Sinclair, küresel barış, devlet bütünlüğü, siyasi ve ekonomik sıralamalarda her zaman dünyanın en iyi ülkeleri arasında olduklarını kaydetti. Uluslararası ticarette sürekli geliştiklerini vurgulayan Sinclair, “Avustralya, Çin, AB, Japonya, Kanada ve ABD en iyi ticari ortaklarımız haline geldi” dedi. Zoe Coulson Sinclair ile Yeni Zelanda’nın ticari ve ekonomik gücünü konuştuk… Yeni Zelanda’yı tarihi ve coğrafi açıdan kısaca tanıtır mısınız? Aotearoa Yeni Zelanda, Güney Yarımküre’de yer alan ve Türkiye’den yaklaşık iki uzun mesafeli uçuş uzakta bulunan, yaklaşık 5 milyon nüfusa sahip, nispeten genç bir ada ülkesidir. Yaklaşık bin yıl önce ilk Polinezyalı yerleşimciler, waka (kano) ile Yeni Zelanda’ya geldi. Ancak Avrupalıların güneybatı Pasifik’e giden yolu bulması birkaç yüzyıl aldı. Aotearoa’yı (Maori dilinde Uzun Beyaz Bulut Ülkesi anlamına gelir) oluşturan iki ada, yakın komşusu Avustralya ile karşılaştırıldığında dünya haritası üzerinde küçük görünebilir, ancak aslında kara alanı olarak Birleşik Krallık’tan biraz daha büyüğüz! Yeni Zelanda’nın erken tarihinden bahsedecek olursak, yerli Maori halkı ile İngiliz İmparatorluğu arasında 1840 yılında imzalanan Waitangi Antlaşması’ndan bahsetmemiz gerek. Daha ilk günlerden itibaren yenilikçi bir ülke olan Yeni Zelanda, 1893’te kadınlara oy hakkını SÖYLEŞİ Zoe Coulson Sinclair 60 EKİM 2022İSO SANAYİ 61 YENİ ZELANDA ÜLKE PROFİLİ Başkent: Wellington Nüfusu: 5 milyon Yüzölçümü: 268.838 km 2 GSYİH: 257 milyar $ Büyüme Oranı: Yüzde 4,6 (2021)SÖYLEŞİ Zoe Coulson Sinclair tanıyan ilk ülke, bir yıl sonra 1894’te de işçiler için asgari ücreti ilk kez uygulayan ülke oldu. Tıpkı Türkiye gibi, Yeni Zelanda da zıt unsurlardan oluşan çok çeşitli bir coğrafi özelliğe sahip. Buzullar ve göller, devasa yanardağlar, yemyeşil vadiler, güzel kumsallar ve karlı dağlarımız var. Yüzüklerin Efendisi ve Narnia gibi Yeni Zelanda’da çekilen bazı ikonik filmler sayesinde Türklerin manzaramıza zaten oldukça aşina olduğunu görmekten mutluyuz. Ancak her güzelliğin bir bedeli var. Ateş çemberi bölgesinde yaşadığımızdan ötürü sık sık büyük depremlerle karşı karşıya kalıyoruz. Bu da Türkiye ile bir diğer ortak yönümüz. Yeni Zelanda’nın ekonomik büyüklüğü nedir, makro ekonomisi hakkında bilgi verir misiniz? Küçük nüfusumuza ve ana pazarlarımıza olan uzaklığa rağmen 2021 yılında 250 milyar ABD doları GSYİH ile Asya Pasifik’teki en büyük ekonomilerden biri olduk. Şu anda, Covid-19 pandemisi yüzünden yaşadığımız kısa kesintiden sonra dünyanın en büyük 48’inci ekonomisiyiz. Sınır kısıtlamalarının kaldırılmasının olumlu dönüşünü bu yıl almaya başladık bile. Bir kez daha “açık” tabelamızı astık ve dünyanın geri kalanıyla yeniden bağlantı kurduk. Biz ticaret ülkesiyiz; bu nedenle özgür, rekabetçi ve açık piyasa ekonomisi ilkesine sıkı sıkıya bağlıyız. Küresel endekslerde, Yeni Zelanda’nın iş yapma kolaylığı, ekonomi, iş ve yatırım özgürlükleri, küresel barış, devlet bütünlüğü ve yolsuzluk algı endeksleri gibi siyasi ve ekonomik sıralamalarda her zaman dünyanın en iyi ülkeleri arasında olduğunu göreceksiniz. Ekonomimizin gücünü ve güvenilir bir küresel ortak olarak itibarımızı bu dayanakların gücüne borçluyuz. Ayrıca, uyguladığımız gümrük vergilerinin ortalamasının yüzde 2,5 olması da büyük fayda sağlıyor. Uluslararası ticaretiniz hakkında bilgi verir misiniz? Uluslararası ticarette gelişiyoruz; Avustralya, Çin, AB, Japonya, Kanada ve ABD en iyi ticari ortaklarımız haline geliyor. GSYİH’mize en çok katkı sağlayan sektörlere baktığınızda hizmet sektörleri yüzde 60’ın üzerinde bir oranla başı çekiyor. Hizmet sektöründen kastımız toptan ve perakende ticaret, konaklama ve yemek hizmetleri, ulaşım, finans, emlak hizmetleri, sağlık ve eğitim. Salgından ciddi şekilde etkilenen turizm ve eğitim sektörlerimizde de yavaş yavaş bir toparlanma görüyoruz. Tarım, bahçecilik, ormancılık, madencilik ve balıkçılık gibi başlıca sektörlerimiz, ihracatımızın yüzde 70’ini oluşturan ürünleri sağlıyor. Dünya süt üretiminin yüzde 2’sinden fazlasını biz sağlıyoruz, süt ve et ürünlerimiz kalitesiyle dünya çapında tanınıyor. Bunu hem ılıman iklimimiz, temiz havamız ve geniş çayırlarımıza, hem de dünyanın en iyilerinden olan tarım teknolojilerimiz ve çiftlik yönetimimize borçluyuz. 1980’lerde tarımsal liberalleşmemizin başlamasından bu yana, “daha çok değil, daha akıllıca çalış” sloganını kendimize şiar edinmiş durumdayız. Öncü ve yenilikçi ruhumuzla gurur duyuyoruz; bunu tarım sektörümüzün artan verimliliğinde ve dönüşümünde de görebilirsiniz. Ticaret hacminiz nedir? Yeni Zelanda’nın iki yönlü ticaret hacmi 2021’de 98 milyar dolara ulaştı. Bunun 46.3 milyar doları ihracat, 51.3 milyar doları ise ithalat. Bu toplam ticaret rakamı, turizm ve uluslararası eğitim başta olmak üzere hizmet ihracatımızdaki yüzde 50’lik düşüşün görüldüğü Covid-19 döneminin öncesindeki verilere (2019) göre yüzde 6’lık bir düşüş gösteriyor. Bu kayıp, 2021’de Çin ile aramızdaki serbest ticaret anlaşmasına yaptığımız bir güncelleme sayesinde süt, et, odun, endüstriyel makine “Toprağımızı ve çevremizi önemsiyor, sürdürülebilir ve yeşil bir ekonomi için çalışıyoruz. 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşma konusunda ciddiyiz. Elektriğimizin yaklaşık yüzde 84’ünü yenilenebilir doğal kaynaklardan üretiyoruz ve toplam arazi alanımızın yaklaşık yüzde 50’sini tarım ve ormancılık için kullanıyoruz.* 62 EKİM 2022ve balık ihracatımızda gerçekleşen artışla büyük ölçüde dengelendi. Bu dönemde en büyük ithalat kalemlerimiz taşıt, yakıt, makine, plastik, mobilya, demir-çelik ürünleri oldu ve muhtemelen pandemi döneminde yaşadığımız işgücü açığını kapatmak için makine ithalatında artış yaşandı. Ülkenizin güçlü ve zayıf yönlerinden bahseder misiniz? Türklere çok benzer bir şekilde, değişime öncülük eden ve tarihi boyunca tarımsal bir toplum olagelmiş biz Kiwiler, hayatın tüm zorluklarına problem çözme odaklı, “ben bunu yapabilirim” tutumuyla yaklaşıyoruz. Sürekli gelişme peşinde olmak ve değişime uyum sağlamaya hazır olmak karakterimizde var. Dış odaklıyız, yeni fikirlere açığız ve diğer kültürlere ve insanlara ilgi ve saygı duyuyoruz. Bu bizi, diğer ülkeler için aranan bir ticaret ve iş ortağı haline getiriyor. Topluluğumuzun kapsayıcı, çok kültürlü ve barışçıl yapısının iş yapma şeklimize yansıdığını göreceksiniz. Halkımız bizim güçlü yanımızdır. Aotearoa Yeni Zelanda markasının dünyanın bu bölgesinde böylesine büyük bir üne sahip olduğunu görmek bir zevk. Bunu, Yeni Zelanda mal ve teknolojilerinin “dünyaya faydalı” olarak algılanmasına destek veren Yeni Zelanda hükümetinin ve kurumlarının şeffaflığına bağlıyorum. Toprağımızı ve çevremizi önemsiyor, sürdürülebilir ve yeşil bir ekonomi için çalışıyoruz. 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşma konusunda ciddiyiz. Toprağımız güçlü yanımızdır. Elektriğimizin yaklaşık yüzde 84’ünü yenilenebilir doğal kaynaklardan üretiyoruz ve toplam arazi alanımızın yaklaşık yüzde 50’sini tarım ve ormancılık için kullanıyoruz. Coğrafi konumumuz ve geleneksel “eski dünya” pazarlarından uzaklığımız zorlu bir durum. Yüksek nakliye maliyetleri ve tedarik zinciri zorlukları, dünyanın bu bölgesiyle iş yapmayı zorlaştırıyor. Ancak biz bunu, sınırları zorlayan serbest ticaret anlaşmaları ağı aracılığıyla kendimizi çeşitlendirilmiş bir dizi uluslararası pazara her zamankinden daha güçlü bir şekilde bağlayarak çözüyoruz. Yurt içinde, yeni ev inşa etme hızımız nüfus artışımıza ayak uyduramadığı için konut sıkıntısı çekiyoruz. Bu, şehirlerimizin mevcut kentsel ve doğal karakterini korurken, altyapı inşa etmek ve genişletmek arasında ince bir çizgi. İSO SANAYİ 6364 EKİM 2022 Özellikle Auckland gibi büyük şehirlerimizde bu, karmaşık bir sorun. Türk yatırımcısının dikkatini çekecek potansiyeli bizimle paylaşır mısınız? Yeni Zelanda’da yatırım yapmaya ve iş yapmaya ilgi duyan Türk şirketi sayısı artıyor. Aynı zamanda Yeni Zelanda, yenilenebilir enerji, yüksek teknoloji, teknoloji ve yenilik için çekici bir eko-sistem arayışındaki yeni kuruluşlar ve büyük şirketler için geniş fırsatlar sunuyor. Türk işletmeleri de Yeni Zelanda markalarının küresel itibarından yararlanmak istiyor. Yeni Zelanda, yüksek eğitimli bir işgücü kapasitesine sahip. Bu nedenle kaliteli bir danışma kurulu, yönetim ekibi kurmak ve yetenekleri toplamak gibi adımları hızla gerçekleştirmek mümkün. Türkiye’deki imalat, Yeni Zelanda’da imalatı desteklemek için muazzam bir potansiyele sahip. Türkiye, rekabetçi fiyatlı, kaliteli ürünleri ile tanınıyor. Yeni Zelanda şirketleri Türkiye’de üretim yapmak için Türk ortaklar buluyor, daha sonra bilinen mevcut Yeni Zelanda markaları altında diğer ülkelere ihracat yapıyor. Yeni Zelanda ekipman ve uzmanlığının uluslararası alanda güçlü bir üne sahip olduğu tarım sektörü örnek verilebilir. Türk imalatçılar, Yeni Zelanda firmaları adına yüksek kaliteli ürünler üretebilecek yeteneğine sahip. Bu ürünler daha sonra Avrupa, Orta Doğu ve Amerika’da pazar buluyor. Bu fırsatlar her iki taraf için de fayda sağlıyor: Türk yatırımcılar, maliyetlerini azaltmak ve ihracat pazarlarına yakınlıklarını artırmak için tanınmış Yeni Zelanda şirketlerine yatırım yapabilir ve Türkiye’de üretime başlayabilir. Türkiye’nin tekstil sanayii, Yeni Zelanda şirketleri tarafından yeterince kullanılmıyor. Avrupa, Orta Doğu ve Amerika kıtalarına ihracat yapan Yeni Zelanda firmaları, Türk kalitesinden ve ülkenin ihracat pazarlarına yakınlığından faydalanabilir. Türkiye’nin inşaat sektörü Yeni Zelanda’da şimdiden sıçrama yaptı. Çin’den sonra en fazla sayıda nitelikli inşaat müteahhitliği ve mühendislik firmasına sahip olan Türk inşaat şirketleri, Yeni Zelanda’da büyük projeler inşa etmek için doğru uzmanlığa sahip olduklarını gösterdi. Örneğin, birkaç yıl önce bir Türk inşaat şirketi tarafından Wellington’da inşa edilen ABD Büyükelçiliği. Yeni Zelandalı firmalar, mühendislik uzmanlıkları ve ürünleri ile Türkiye’de sismik izolasyon sektörünü destekliyor. Yeni Zelanda, ağır hizmet araçları ve diğer inşaat ve belediye iş araçları dahil olmak üzere makinelere ihtiyaç duyuyor. Türkiye bu alanda önemli bir oyuncu. Türkiye’nin Yeni Zelanda ile ticaret potansiyeli nedir? İki ülkenin ticari ilişkilerinin odağında hangi ürünler yer alıyor? Türkiye ile Yeni Zelanda arasındaki ikili ticaret şu anda 163 milyon dolar seviyesinde seyrediyor. Bu da gözlemlediğimiz gerçek potansiyelin önemli ölçüde altında bulunuyor. Bu ticaretin 140 milyon doları Türkiye’nin Yeni Zelanda’ya yaptığı ihracat olup, mevcut ticaret dengesizliğimiz Türkiye lehine sonuçlanıyor. Yeni Zelanda’nın ihracatının bir kısmı, Türkiye’ye AB üzerinden ulaşmakta olup bu toplam rakama dahil edilmemiş durumda. Mevcut eğilim, Yeni Zelandalı tüketicilerin Türk mallarının kalitesine daha aşina hale gelmesi ve Türk beyaz eşya ve tekstil ürünlerini daha güçlü bir şekilde tercih etmesi nedeniyle, bu ticarette Türk tarafında yıllar içinde kademeli bir artış olduğunu gösteriyor. Türkiye montajlı araçların yanı sıra meyve ve kuruyemiş de ithal ediyoruz. Yeni Zelanda’nın Türkiye’ye ihracatındaki düşüş, kısmen son yıllarda tüm dünyada süt ve diğer hayvansal ürünlerin fiyatlarının artmasıyla ilgili. İki ülke arasındaki mevzuat sorunlarının çözülmesi durumunda, Yeni Zelanda süt ve etinin Türkiye’de başarılı olma potansiyeline sahip olduğunu tahmin ediyoruz. Yeni Zelanda’da her iki tarafın da ticaretini artırabileceği bir diğer önemli alan olan organik sebze ve meyvelere olan talep artıyor. Tarım ürünleri üzerindeki kısıtlamalar ve yüksek tarifeler nedeniyle, Türkiye’ye yaptığımız ticaret, SÖYLEŞİ Zoe Coulson Sinclair “Türkiye’deki imalat, Yeni Zelanda’da imalatı desteklemek için muazzam bir potansiyele sahip. Türkiye, rekabetçi fiyatlı, kaliteli ürünleri ile tanınıyor. Yeni Zelanda şirketleri Türkiye’de üretim yapmak için Türk ortaklar buluyor, daha sonra bilinen mevcut Yeni Zelanda markaları altında diğer ülkelere ihracat yapıyor.”İSO SANAYİ 65 çoğunlukla tarım ve iletişim sektörlerinde kullanılan yüksek teknolojili ve yüksek hassasiyetli ekipman ve makinelere dönüştü. Birçok büyük Türk üreticisine kaliteyi, verimliliği ve hızı artırmayı hedefleyen Yeni Zelanda teknolojisini sunuyoruz. Birçok sektörde, Türkiye’nin ürünlerine değer katmak için doğru yer olduğunu keşfeden Yeni Zelanda şirketlerine tanık oluyoruz. Yün, Yeni Zelanda’nın Türk imalat ortaklarıyla birlikte ham yününü halıya dönüştürerek önemli bir değer kattığı bir örnek. Yeni Zelanda yününden yapılan Yeni Zelanda tasarımı halılar daha sonra konut ve ofis binalarını döşemek için üçüncü ülkelere ihraç ediliyor. Bu halılar, Türkiye’deki yetenekli üreticiler tarafından işlenen kaliteli Yeni Zelanda ham maddelerinin ne kadar mükemmel sonuçlar verebileceğine dair sadece tek bir örnek. Benzer döngüsel üretim hatlarında kullanılmaya hazır büyük bir potansiyele sahibiz. İki ülke arasındaki ikili ilişkiler hakkında neler söyleyebilirsiniz ve bu ilişkiler nasıl daha fazla geliştirilebilir? Türkiye ile eşsiz ve yakın bir dostluğun tadını çıkardığımız için çok şanslıyız. Gelibolu, dünyada, savaşan askerlerin siperler arasında yemeğini paylaştığı ve bazen birbirleriyle top oynadığı tek savaş alanı olabilir. Gelibolu savaşları, Yeni Zelanda ruhunda bir kurucu hatıradır, ulusal kimliğimizi oradaki acı savaş deneyimiyle buluyoruz. Türkiye’nin gönlümüzde özel bir yeri var, çünkü tüm Kiwilerin büyük bir dedesi veya amcası ya da Gelibolu Savaşı’nda görev almış bir tanıdığı var. O savaştan örnek bir dostluk çıkardık ve her yıl Anzak Günü’nde binlercemiz Gelibolu’ya hürmetlerimizi sunmak ve Türk makamlarının himayesinde anma törenleri düzenlemek için Gelibolu’ya geliyoruz. Bu bize, Türkiye ile halklar arası bağımızı kurmak ve geliştirmek için güçlü bir tarihi temel sunuyor. Türkiye’de de Yeni Zelandalıların aynı şekilde sevildiğini ve karşılandığını görüyorum, bu da ülkemi böyle sıcak bir ortamda temsil ettiğim için şanslı olduğumu gösteriyor. Toplumlarımızı, toprağımızı ve atalarımızı önemseme şeklimiz birbirine benziyor, bu da ilişkimizi besliyor. Birbirini tamamlayan, birbirine değer katan sektörlerimiz ve ürünlerimiz var, ortak emeğimizin ve iş birliğimizin sonuçlarını görmeyi seviyoruz. İnsanlar arası bağlantımız da büyümeye devam ediyor; özellikle Yeni Zelanda’da Working Holiday Programı’na başvuru kotasını açar açmaz dolduran genç Türklerin ilgisinin arttığını görüyoruz. Bu yoğun ilgiyi karşılamak için kotayı bu yıl iki katına çıkaracağız. Özellikle İstanbul Sanayi Odası gibi iş çevrelerinden aldığımız destek, pandemi sonrası iş bağlantılarımızı güçlendirmeyi amaçladığımız şu dönemde çok daha değerli. Son yıllarda ara verdiğimiz ikili ticaret heyetleri ziyaretleri ile yakın gelecekte ikili ticaretimizi artırmayı hedefliyoruz. Türkiye’nin güçlü ve enerjisi yüksek iş ortamının desteği, ülkelerimiz arasındaki tam ticaret ve iş birliği potansiyeli konusunda farkındalık yaratmamıza yardımcı oluyor. Son olarak, ne söylemek istersiniz? Son birkaç yıl ve beraberinde getirdiği tüm zorluklar, dünyadaki hiçbir ülkenin tek başına bunların üstesinden gelebilecek kadar güçlü olmadığını bir kez daha kanıtladı. Bir arada olduğumuzda daha güçlüyüz. Bugün birimizi inciten şey, birlikte hareket etmezsek yarın hepimizi incitir. İklim değişikliği, ekstrem hava olayları, kuraklık, yangınlar ve sel, gıda ve enerji kıtlıkları ve belki de hiçbirimizin düşünmek bile istemediği başka salgın hastalıklardaki keskin artış gibi korkunç olasılıklar… Tüm bunlar hepimizi daha fazla iş birliği yapmaya, daha fazlasını paylaşmaya ve bugün birbirimizi daha yukarı taşımak için elimizden gelenin en iyisini yapmaya teşvik etmeli. Bir Maori atasözünün dediği gibi: “Senin yemek sepetin ve benim yemek sepetim sayesinde tüm insanlar zenginleşecek.”HABERLER 66 EKİM 2022 İSO YEŞİL DÖNÜŞÜM ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULUYOR İstanbul Sanayi Odası (İSO), üretimin ve ticaretin değişen koşullarına uyum sağlayan tüm projeleri ödüllendiriyor. 1995’den günümüze kadar 17 kez verdiği çevre ödüllerini bu yıl “İSO Yeşil Dönüşüm Ödülleri” olarak tasarlayan İSO, geleneksel hale gelen çevre ödüllerini bir anlamda zamanın ruhuna uygun olarak tekrar yeniliyor. İSO Yeşil Dönüşüm Ödülleri’ne başvurular beş kategori halinde 16 Mayıs-22 Temmuz arasında alındı. İSO Yeşil Dönüşüm Ödülleri’ne sanayi vasfına sahip olduğunu kanıtlayan tüm firmalar katılabildi. İ stanbul Sanayi Odası (İSO), rekabetin bir unsuru olarak üretimin ve ticaretin değişen koşullarına uyum sağlayan projeleri ödüllendiriyor. Sürdürülebilirlik konusunda üstlendiği öncü rol kapsamında üretimin her kademesinde “çevre ve sürdürülebilirliği” odağına alan sanayi proje ve uygulamalarını da ödüllendiren İSO, yeşil dönüşümü destekleyen yenilikçi, sürdürülebilir ve yaygınlaştırılabilir yaklaşımları da unutmadı. Ödüle başvuran sanayi firmaları, bu vesileyle kendisini değerlendirme fırsatı yakalarken, başvuru hazırlıkları da çalışanlar arasında iyi bir iletişim ve motivasyon sebebi oluyor. Ödül töreninde kamuoyuna kendisini tanıtma şansı yakalayan firmalar, İSO SANAYİ 67Next >