< Previous68 ŞUBAT 2023 DOSYA FEDİSO SANAYİ 69 FED, faiz oranlarını yükselterek enflasyonla mücadele ediyor. Ancak FED’in bu yaklaşımı, borçlanmayı daha pahalı hale getirerek tüketiciler üzerinde bir yük oluşturuyor. Peki FED bu yıl faiz oranlarını artırmaya devam edecek mi? Yoksa bu para politikası sona mı erecek? FED’İN “ENFLASYONA FAİZ KISKACI” 2023’TE GEVŞER Mİ?70 ŞUBAT 2023 Ekonomi, Covid-19 salgını döneminde yaşanan durgunluğun ardından hareketlenmiş ve 2021’de GSYİH yüzde 5,7 artmıştı. Bu, genişletici para politikası ve büyük miktarlarda sağlanan teşviklerle mümkün olmuştu. Ancak bu olağanüstü dönemin etkileri, 2022 yılı boyunca sürecek sarsıntılaran da neden oldu. Mortgage oranları doğrudan ABD hazine tahvil getirilerinden etkilenirken, artan enflasyon ve Federal Rezerv’in para politikası mortgage oranlarını dolaylı şekilde etkiledi. Enflasyon arttıkça, FED daha agresif para politikası uygulayarak tepki verdi ve bu da daha yüksek mortgage oranlarına yol açtı. Daha yüksek borçlanma maliyetleri, mortgage oranlarını yirmi yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 7’nin üzerine çıkardı. Bu esnada, yükselen fiyatlar tüketicilerin pandemi sırasında biriktirdikleri tasarrufların giderek erimesine neden oldu. FED durgunluğu hedeflemiyor olsa da, enflasyonla mücadelesinin bir parçası olarak ekonominin yavaşlamasını istiyor. Öte yandan FED’in para politikasının işe yarayıp yaramadığı işgücü piyasasında belli olacak. Birkaç olumsuz ekonomik gösterge olmasına rağmen, Amerikalılar işleri hakkında endişeli değil. İşsizlik oranı yüzde 3,7 ve 11 milyona yakın açık pozisyon var. İşverenler her ay maaş bordrolarına yüz binlerce kişi ekliyor. Ücretler ve yan haklar, genel enflasyonun E nflasyon, çoğu zaman arz ve talep arasındaki uyumsuzluğun bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. ABD Merkez Bankası (Federal Reserve, FED) ise, faiz oranlarını yükselterek tüketicileri para harcamaktan vazgeçirmeyi amaçlıyor. Bu şekilde, arz ve talep arasındaki farkın daraltılması ve enflasyon seviyelerinin düşmesi hedefleniyor. Haziran ayında enflasyonun yüzde 9’un üzerine çıkarak son 40 yılın en yüksek seviyesine ulaşmasından bu yana, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) de art arda dört ay boyunca düştü. FED, son üç toplantısında da faiz oranlarını yüzde 0,75 artırdı. Aralık ayında da 50 baz puan artışı daha yaptı. Bu uygulamanın enflasyon seviyelerinin “ılımlı” bir noktaya gelene kadar devam etmesi bekleniyor. Bu yakın vadede gerçekleşirse, FED 2023’te agresif bir şekilde faiz artırmayı bırakabilir. Ancak enflasyon düşmezse, tüketiciler borçlanma oranlarının bu yıl daha da yükseldiğini görebilir. Morgan Stanley Yatırım Yönetimi Portföy Yöneticisi Vishal Khanduja, “Durum büyük ölçüde değişti. Enflasyon beklentileri düştü ve önümüzdeki 6 ila 12 ay içinde gerçek enflasyonun da düşmesini bekliyoruz.” diyor. Pandemi sonrası dönemde enflasyonun ne kadar yükseleceğine dair olumsuz bir değerlendirmede bulunan FED, 2022’nin büyük bir bölümünde oluşan kötü tabloyu düzeltmeye çalıştı. 2023’te ise FED’in, faiz artışlarını yavaşlatarak durdurması bekleniyor. Ancak bunu ne kadar bir sürede başarabilecekleri konusunda belirsizlik sürüyor. EKONOMİNİN YAVAŞLAMASI ENFLASYONU DÜŞÜREBİLİR FED’in enflasyonu ölçerken temel aldığı PCE (personal consumption expenditures price index, çekirdek kişisel tüketim harcamaları), Temmuz ayında yüzde 4,7 ve Eylül ayında yıllık bazda yüzde 5,1 arttı. PCE, Ekim ayında da yüzde 5 oranında artmaya devam etti. Bu seviyeler göz önüne alındığında, FED’in enflasyonla mücadelesinin bitmediği görülebiliyor. Federal Açık Piyasa Komitesi (The Federal Open Market Committee, FOMC) toplantısının ardından Kasım ayında düzenlediği basın toplantısında Jerome Powell, faiz artırımlarını durdurmayı düşünmediklerini ve bu konu hakkında konuşmak için henüz çok erken olduğunu belirtti. Aynı basın toplantısında Powell, ABD ekonomisinin yavaşladığı konusunda da uyarıda bulunarak “ABD ekonomisi geçen yılki temposunu kaybetti ve önemli ölçüde yavaşlamaya başladı.” dedi. DOSYA FEDİSO SANAYİ 71 altında olsa da hızlı bir şekilde artıyor. Yüksek profilli teknoloji şirketleri işgücünü azaltsa da, iş isteyen herkes iş bulabiliyor. FED, işsizlik oranının bir miktar artarak gelecek yıl yüzde 4,4’e çıkmasını bekliyor. Ancak bu oran son 50 yıl ile kıyaslandığında düşük bir seviyede kalıyor. JPMorgan Chase & Co. ise, 1 milyondan fazla Amerikalının işine mal olabilecek faiz oranlarındaki artışlar nedeniyle ABD’nin önümüzdeki yıl “ılımlı” bir durgunluğa gireceğini ve Federal Rezerv’in borçlanma maliyetlerini düşürmeye yöneleceğini tahmin ediyor. FED’İN 2023’TEKİ PARA POLİTİKASI NE OLACAK? Peki Fed 2023’te ne yapacak? Uzmanlar iki olası senaryo öngörüyor. Birinci senaryoya göre, enflasyon önümüzdeki altı ay içinde düşmeye başlayacak ve FED buna faiz artırımlarının hızını azaltarak yanıt verecek. Bu, daha sıkı para politikasının yürütülmesine ve aşırı düzeltmeye karşı koruma sağlamasına olanak sağlayacak. Bu senaryoda borsa, piyasaların yeni bir para politikası yaklaşımına uyum sağlayabileceği 2023’ün ortalarına kadar sıkıntı çekmeye devam edecek. Bank of America Securities, FED’in faiz oranlarını artırmayı durdurmadan önce yüzde 5 ila yüzde 5,25 aralığına yükselteceğini tahmin ediyor. Aralık ayında 50 baz puanlık bir faiz artışı olduğu düşünülürse, bu, FED’in 2023’te federal fonları 75 baz puan daha artırabileceği anlamına geliyor. FED bunu 21-22 Mart tarihlerinde yılın ikinci toplantısında yapabilir. Bu da, Mayıs 2023 FOMC toplantısının bir yıldan fazla bir süredir faiz artırımı yapılmayan ilk toplantısı olacağı anlamına gelir. Nitekim yatırımcılar da, FED’in tarihi parasal sıkılaştırma politikasını sona erdireceğini düşünüyor. ABD devlet tahvili piyasasındaki yatırımcılar, FED’in gelecek yıl yavaşlayan bir ekonomiyle karşı karşıya kalmasıyla birlikte, 2023’ün dördüncü çeyreğinde faiz oranlarını iki kez düşürmek zorunda kalacağına neredeyse kesin gözüyle bakıyor. Ancak yumuşak iniş senaryosu ancak enflasyonun yükselişi kırılırsa mümkün olabilir. Son yayımlanan TÜFE raporu, yıldan yıla yüzde 7,7’lik bir manşet rakamı gösteriyor. Bu oran hala çok yüksek, ancak Haziran ayında gördüğü yüzde 9,1’lik zirvenin ise oldukça altında. Enflasyonun düşmeye devam edeceğine dair umut var. Morningstar Research ABD Ekonomisi Bölüm Başkanı Preston Caldwell, son iki yıldaki fiyat artışlarının çoğunun birkaç alanda yoğunlaştığını söylüyor. Caldwell, otomobil ve konut gibi bazı alanlarda, tedarik zincirindeki karışıklıklar kendi kendine çözüldükçe ve yüksek faiz oranları talebi azalttıkça fiyatların da düşmeye başlayacağına dikkat çekiyor. Caldwell’e göre yiyecek ve enerji fiyatlarının artması, devam eden Rusya-72 ŞUBAT 2023 Ekonominin bazı alanlarında enflasyonun artış hızının yavaşlamaya başladığını ancak konut, hizmet sektörü gibi alanlarda yükselme hızını koruduğunu aktaran Dallas, “Ücretler, kalıcı işgücü piyasası gücüyle destekleniyor. İşsizlik, hala düşük bir seviyede olsa da, açık pozisyonların sayısı Mart ayında gördüğü yüzde 10’luk zirveye göre azalmış durumda. İşgücü piyasası zayıflamaya başlıyor, ancak sağlamlığını da koruyor.” ifadelerini kullanıyor. Enflasyonun çok yavaş bir şekilde düştüğünü ve işgücü piyasalarının da direnç gösterdiğinin altını çizen Dalls, “Yine de FED, 2023’te mevcut para politikasını değiştirmek için çok az sebep görecek. Dolayısıyla sıkı para politikalarına devam etmesi olası görünüyor. Ancak piyasalar uygulanacak para politikalarına karşı çok daha az kırılgan olacak.” diyor. Öte yandan Bloomberg tarafından yapılan bir ankete katılan ekonomistler ise, önümüzdeki 12 ayda ABD’de resesyon olasılığının yüzde 65 olduğunu ve FED’in faiz oranını 2023’te yüzde 5’e çıkarıp, 2024’ün sonunda yüzde 3’e düşürmesini beklediklerini ifade ediyor. Her iki durumda da FED, enflasyonda gözle görülür bir düzelme gerçekleşene kadar bu mücadeleyi sonlandırmayacak. Ancak enflasyonun seyri ne olursa olsun, unutulmamalı ki, pandeminin başlangıcından bugüne kadar kimse enflasyonun seyrine yönelik doğru bir tahminde bulunamadı. KAYNAKÇA https://www.reuters.com/markets/rates-bonds/ recession-may-force-fed-rate-cut-2023-sending- treasury-yields-lower-bofa-2022-11-29/ https://www.cambridgeassociates.com/insight/2023- outlook-interest-rates/ https://www.ft.com/content/aafa4892-b2cc-433d- a3a3-f09b1aba297a https://www.morningstar.com/articles/1106505/ why-we-expect-the-fed-to-cut-interest-rates-in-2023 https://www.forbes.com/advisor/investing/fed- outlook-2023/#:~:text=Bank%20of%20America%20 Securities%20predicts,another%2075%20bps%20 in%202023. https://www.nasdaq.com/articles/will-the-federal- reserve-keep-raising-interest-rates-in-2023 https://www.bnnbloomberg.ca/jpmorgan-sees-mild- us-recession-in-2023-on-fed-s-rate-hikes-1.1847295 Ukrayna savaşıyla doğrudan bağlantılı ve savaşın eninde sonunda sonlanacağı göz önüne alındığında, yaşanan bu artış, daha çok kısa vadeli bir sorun gibi gözüküyor. Caldwell, “Enflasyonun düştüğüne yönelik belirtiler görünene kadar FED’in biraz fazla agresif davranmasında yanlış bir şey olduğunu düşünmüyorum.” diyor. İkinci senaryo ise, enflasyonun ekonomide yerleşik hale gelmesini, FED’in de buna cevap olarak daha yüksek faiz oranları uygulamasını gerektirmesini ve bu süreçte de ekonominin önemli ölçüde olumsuz bir şekilde etkilenmesi üzerine dayanıyor. Janus Henderson Investors’ın Araştırma Direktörü Matt Peron, bunun fazlasıyla karamsar bir senaryo olduğunu belirtiyor. Ancak aktif yatırımcılar için savunma pozisyonu almanın ihtiyatlı bir hareket olacağının altını çiziyor. Peron, “İnsanlara kazanç döngüsünün dibini görene kadar tam risk almalarını tavsiye etmiyorum.” diyor. Cambridge Associates Baş Yatırım Stratejisti Celia Dallas ise, FED’in 2023’te mevcut para politikasını değiştirmeyeceği görüşünü paylaşıyor. Dallas, “ABD Merkez Bankası, enflasyonun bir numaralı düşman olduğuna ve enflasyonu yenmenin resesyonla sonuçlansa bile daha fazla para politikası sıkılaştırması gerektirdiğine dair net sinyaller verdi. Dolayısıyla enflasyonun artış hızının yavaşlamasının zaman alacağını düşünüyorum.” diyor. DOSYA FEDKÜRESEL IŞ LIDERLERININ BIRINCI ÖNCELIĞI YENI IŞ KURMAK 74 ŞUBAT 2023 ARAŞTIRMA YönetimMcKinsey Araştırması, 2026’da küresel gelirin yarısının; yeni ürünler, hizmetler ve şirketlerden geleceğini ortaya koyuyor. Araştırmaya göre; iş liderleri, günümüzün mevcut ürün ve hizmetlerinin daha fazla gelir akışı oluşturmada yetersiz kalacağını düşünüyor. Yeni kurulan işlerin sürekli olarak piyasa ortalamasından daha iyi performans göstermesi, iş liderlerinin bu alana odaklanma nedenlerinin başında geliyor. İSO SANAYİ 7576 ŞUBAT 2023 şirketlerin yarısından fazlası da ya 1 milyon dolar yıllık gelir çıtasının altında kalıyor ya da tamamen kapanıyor. YENI IŞ KURMAK PERFORMANSI DA DAYANIKLILIĞI DA ARTIRIYOR McKinsey & Company’nin araştırmasına göre; Y önetim danışmanlığı firması McKinsey & Company, Yeni İş Kurmanın Durumu (The State of New-Business Building) Küresel Araştırması; mevcut şirketlere, sıfırdan yeni işletmeler oluşturmaları ve ölçeklendirmeleri sürecinde hizmet veren Leap by McKinsey ekibi tarafından hazırlandı. Araştırmaya göre; iş liderleri, 2026’ya kadar küresel gelirlerin yüzde 50’sinin, bugün var olmayan ürün, hizmet ve işletmelerden geleceğini öngörüyor. Araştırmayı hazırlayan ve yeni işler kurma sürecindeki şirketlerin sahip oldukları deneyimi ve kaynakları, bir start-up esnekliğiyle birleştirmelerine yardımcı olan Leap by McKinsey, iş liderlerinin, büyüme kaynaklarını nasıl bulduklarına odaklanıyor. Tüm bölgeleri, endüstrileri ve farklı ölçekteki şirket büyüklüklerini temsil eden bin 178 üst düzey yöneticinin katıldığı araştırma, yeni iş kurmanın küresel bir konu olduğunu da ortaya koyuyor. ÖNCELIK, YENI ÜRÜN VE HIZMETLERI AKTIF OLARAK IŞ SÜREÇLERINE ENTEGRE ETMEK Küresel ölçekteki bu araştırmaya katılan CEO’ların dörtte biri, yeni ürün ve hizmetleri aktif olarak iş süreçlerine entegre etmenin, en önemli stratejik öncelikleri olduğunu belirtiyor. Şirketlerin devam eden stratejileri göz önüne alındığında tamamen yeni iş modellerinin oluşturulmasının öneminin de son yıllarda iki kattan fazla arttığı görülüyor. İş liderlerinin yüzde 81’i, faaliyet gösterdikleri sektörde yaşanan olumsuzluklardan korunmak amacıyla yeni iş kurmaya yöneliyor. 2026’ya kadar, küresel gelirlerin yüzde 50’sinin; bugün var olmayan ürün, hizmet ve işletmelerden gelmesi bekleniyor. YENI IŞ KURMANIN ÖNEMI VE ÖNCELIĞI ARTTI Küresel salgının, CEO’ları ve iş liderlerini bir adım geri çekilmeye ve hızla değişen müşteri ihtiyaçlarını daha iyi anlamaya zorladığı belirtilen araştırmada, yeni iş kurmanın önemi ve önceliğinin geçen yıl boyunca arttığı kaydediliyor. Küresel ölçekte yapılan araştırmaya göre; bu konu, iş liderlerinin yüzde 55’i için ilk üç stratejik öncelik arasında. Yeni iş kurmanın, stratejik büyüme için giderek daha kritik bir kaldıraç haline geldiği belirtilen araştırmada yeni işletmelerin çoğunun yeterince büyümeyi başaramadığına da dikkat çekiliyor. Küresel ölçekte yeni kurulan işlere beşinci yıllarında ya da daha sonrasında bakıldığında, bu şirketlerin yüzde 80’inin 50 milyon dolar yıllık gelir çıtasının altında kaldıkları görülüyor. Ayrıca bu ARAŞTIRMA YönetimİSO SANAYİ 77 iş liderleri, günümüzün mevcut ürün ve hizmetlerinin daha fazla gelir akışı oluşturmada yetersiz kalacağını düşünüyor. Yeni kurulan işlerin sürekli olarak piyasa ortalamasından daha iyi performans göstermesi, iş liderlerinin bu alana odaklanma nedenlerinin başında geliyor. McKinsey uzmanları, inceledikleri dört organik büyüme stratejisinden en etkilisinin iş kurmak olduğunu belirtiyor ve en sık iş kuranların yüzde 74’ünün piyasa ortalamasının üzerinde büyüme bildirdiğine dikkat çekiyor. Örneğin; dört veya daha fazla yeni iş kurmuş bir şirketin, yatırımlarının beş katı ortalama yatırım getirisi (ROI) elde etme olasılığının, rakiplerine göre iki kat daha fazla olduğu vurgulanıyor. Araştırma sonuçları, söz konusu şirketlerin aynı zamanda daha dayanıklı olduğunu da ortaya koyuyor. SÜRDÜRÜLEBILIRLIK BIR ZORUNLULUK Tüketicilerin her geçen gün daha fazla önem verdiği sürdürülebilirlik konusu, yeni iş kurma sürecindeki iş liderlerinin kararlarında da belirleyici rol oynuyor. McKinsey’nin araştırmasına katılan iş liderlerinin yüzde 92’si, sürdürülebilir ürün ve hizmetlere yönelik talebi en azından kısmen karşılayabilecekleri yeni işler kurmayı planladıklarını söylüyor. Ek olarak, yüzde 42’si sürdürülebilirliği yeni işletmelerinin değer önermesinin merkezine koyacağını belirtiyor. Bütün bunların yanı sıra araştırmada; yeni kurulan işlerin yalnızca yüzde 22’sinin karbon ayak izi veya diğer çevresel etkilerle ilgili hedefleri takip ettiği görülüyor. KADIN LIDERLIĞI, YENI IŞLERIN BAŞARI POTANSIYELINI YÜKSELTIYOR McKinsey & Company, yeni işlerin nasıl başarılı olabileceğine ilişin soruları, beş başlık altında yanıtlıyor. Bu başlıklar; ‘CEO’nun rolü’, ‘yeni işin özerkliği’, ‘başarıyı hızlandıran odaklı satın almalar’, ‘müşteri içgörülerinin tam olarak anlaşılması’ ve son olarak da ‘liderlikte çeşitliliğin sağlanması’ olarak öne çıkıyor. Her biri büyük önem taşıyan bu beş başlık arasından özellikle liderlikte çeşitliliğin sağlanması, yönetimde kadın sayısının artırılmasının sağladığı avantajları ortaya koyuyor. Ankete katılanlar, kadınların liderliğindeki işletmelerin büyüme beklentilerini karşılama veya aşma olasılığının yüzde 12 daha fazla olduğuna inandığını belirtiyor.Next >