< Previous68 NİSAN 2023 DOSYA İmalat Sanayi 2023’TE Enerji piyasasında ve işgücü mevcudiyetinde yaşanan değişimler, büyük tedarik zinciri kesintileri ve kötüleşen ekonomik görünüm başta olmak üzere 2022, hemen hemen her sektörü etkileyen birçok sismik değişikliğe tanık oldu. Ancak mevcut tablo, üreticilerin 2023’te de 2021 ve 2022’de gördüğümüze benzer sorunlarla boğuşmaya devam edeceğinin sinyalini veriyor. İMALAT SANAYİİNİ NE BEKLİYOR?İSO SANAYİ 6970 NİSAN 2023 DOSYA İmalat Sanayi G enel talep ve üretim kapasitesi, son zamanların en yüksek seviyelerine ulaşmış olsa da pek çok sektör şu anda enflasyon ve ekonomik belirsizlikle ilgili endişeler yaşıyor. Ayrıca üreticiler, endüstrinin büyüme ivmesini sınırlayabilecek vasıflı işgücü sorunlarıyla boğuşmaya devam ediyor. İstihdam seviyeleri artmış olsa da sektör vasıflı işgücü konusunda büyük ölçüde sorun yaşıyor. Bütün bu olumsuz gelişmelere rağmen, karamsar olmak için henüz erken. Örneğin Deloitte, 2023’te küresel imalat sektöründeki GSYH’de yüzde 2,5’lik bir büyüme öngörüyor. 2023 yılı Sanayinin Geliştirilmesi, Üretim ve Yatırımların Desteklenmesi Programı kapsamında hazırlanan raporda ise, Türkiye’deki imalat sanayisinin GSYH içindeki payının 2023’te yüzde 24,1’e ve imalat sanayi ihracatının da 250 milyar dolara çıkacağı değerlendirmesi yapılıyor. Pek çok uzman, önden hazırlık yapıldığı takdirde 2023’te beklenen olumsuzluklardan kaçınılabileceğini belirtiyor. Uzmanlar, imalat sanayisi için dört ana başlık altında küresel ölçekte yaşanması olası sorunları ve öne çıkan gelişmeleri sıralıyor. SORUNLARA RAĞMEN TEDARİK ZİNCİRİNDE İYİLEŞME SÜRÜYOR Küresel salgının neden olduğu iki yıllık kargaşanın ardından, tedarik zinciri baskılarının nihayet 2023’te hafifleyeceği tahmin ediliyor. 2022’deki yavaşlayan ekonomik performans nedeniyle iyileşen üretim kapasitesi, eski haline gelen envanter seviyeleri, artan nakliye kapasitesi ve genel olarak zayıflayan talep büyümesinin, talep ve arzın yeniden dengelenmesine yardımcı olacağı ve tedarik zinciri sorunlarını kolaylaştıracağı öngörülüyor. Örneğin, nakliye, depolama kapasitesi ve envanterleri takip eden Lojistik Yöneticileri Endeksi (The Logistics Management Institute), 2022’nin üçüncü çeyreğinde iyileşmeye devam ederek, küresel tedarik zincirlerindeki baskıların hafiflediğini gösteriyor. Ek nakliye kapasitesinin de 2023’te nakliye maliyetlerini düşürmeye ve tedarik zinciri sorunlarını hafifletmeye yardımcı olması bekleniyor. Armatörler ve gemi acentelerinden oluşan bir dernek olan BIMCO (Baltic and International Maritime Council), hem 2021 hem de 2022’de eklenen yaklaşık 1,0 milyon TEU’ya (Twenty-foot Equivalent Unit) kıyasla, 2023’te küresel nakliye kapasitesine yaklaşık 2,1 milyon TEU ekleneceği öngörüyor. Ancak Çin’in sıfır COVID politikası, artan enerji fiyatları ve jeopolitik riskler de dahil olmak üzere bir dizi risk, küresel tedarik zincirlerinin hızla toparlanmasının önünde bir engel olarak değerlendiriliyor. Dolayısıyla üreticilerin bu durumdan etkilenmemek için stratejik ve proaktif acil durum planlaması yapması ve tedarikçi çeşitlendirmesi yoluna gitmesi önem taşıyor. Örneğin bazı üreticiler, tedarik zinciri konusunda üçüncü taraf lojistik firmalarına güvenmek yerine, lojistik şirketlerini satın alarak veya kendi şirket içi lojistik operasyonlarını geliştirerek aracıyı ortadan kaldırmayı seçiyor. Bu yaklaşım, daha düzenli lojistik ağları sayesinde daha yüksek kalite kontrolünün sağlanmasının yanı sıra nakliye sürelerinde ve maliyetlerinde azalma sağlıyor. Üreticiler tedarik zinciri sorununda yeni bir denge bulmaya çalışırken, bu durumun küresel değer zincirlerinin yeniden yapılandırıldığı bir süreci de beraberinde getirmesi bekleniyor. World Economic Forum’un The Resiliency Compass raporu, üreticilerin yalnızca yüzde 12’sinin küresel değer zincirlerindeki aksamalara yeterince hazırlıklı olduğunu gösteriyor. Nitekim uzmanlar da 2023’te tedarik zincirinde kesintiler yaşanacağına Küresel salgının neden olduğu iki yıllık kargaşanın ardından, tedarik zinciri baskılarının nihayet 2023’te hafifleyeceği tahmin ediliyor. 2022’deki yavaşlayan ekonomik performans nedeniyle iyileşen üretim kapasitesi, eski haline gelen envanter seviyeleri, artan nakliye kapasitesi ve genel olarak zayıflayan talep büyümesinin, talep ve arzın yeniden dengelenmesine yardımcı olacağı ve tedarik zinciri sorunlarını kolaylaştıracağı öngörülüyor.İSO SANAYİ 71 kesin gözüyle bakıyor ve bu duruma önceden hazırlanmış şirketlerin, söz konusu sorunla tepkisel olarak ve çok fazla zarar gördükten sonra ilgilenen rakiplerinden daha iyi durumda olacağını belirtiyor. İŞGÜCÜ SORUNU DEVAM EDİYOR 2022’de “Büyük İstifa (Great Resignation)” hareketi kapsamında milyonlarca insan işlerinden istifa etti. Hareket kapsamında en çok istifa edilen sektör ise imalat sanayi oldu. Verilere göre, imalat sanayisindeki istifalar, pandemi öncesine göre yüzde 60 oranında arttı. Ancak istifalar kötü ekonomik koşullara rağmen duracak gibi gözükmüyor. PwC’nin 44 ülkeden 52.000 çalışan ile yaptığı “Küresel İşgücü” raporuna göre, 2023’te her beş çalışandan biri işini bırakmayı düşünüyor. Deloitte tarafından hazırlanan rapora göre ise, her üç üreticiden biri çalışanlarını elde tutmayı 2023 için en önemli öncelik olarak görüyor. Nitekim rekor düzeyde yeni işe alıma rağmen sektördeki açık pozisyonlar yüksek seviyelerde seyrediyor. İşten ayrılmaların sayısı işten çıkarmalardan daha fazla olmaya devam ediyor, bu da ciddi bir işgücü kaybına işaret ediyor. Dolayısıyla sektörün, üst düzey personeli elde tutmaktan doğru insanlara yatırım yapmaya kadar rekabetçi ücretlere, kariyer ilerleme fırsatlarına, beceri geliştirmeye odaklanması gerekiyor. Öte yandan imalat işgücünün yaklaşık dörtte birini 55 yaş ve üzeri oluşturuyor ve her geçen yıl emekli olanların sayısı artıyor. Örneğin 2030’da Avrupa’daki nüfusun yüzde 40’ından fazlasının 50 yaş ve üzeri olacağı, bunun da işgücü havuzunu daraltacağı ve mevcut işgücü piyasası sorunlarını artıracağı tahmin ediliyor. Bu koşullar altında, genç nesillerden yetenekleri çekme, işe alma ve elde tutma girişimlerinin 2023’te artması bekleniyor. Şirketlerin bu kapsamda rekabetçi ücret ve yan haklar sunması ile adayların beklentileriyle daha yakından örtüşen türden bir iş yeri ortamı yaratması gerekiyor. Sürdürülebilirlik rekabette belirleyici olacak Karbon emisyonlarının beşte birinden sorumlu olan imalat sanayi, aynı zamanda enerji kaynaklarının da yüzde 54’ünü tüketiyor. Tedarik zinciri emisyonlarının ortalama olarak operasyonel emisyonlardan 11 kat daha fazla olduğu da göz önüne alındığında, iklim kriziyle mücadele şirketlerin ele alması gereken bir başlık olarak öne çıkıyor. Pek çok şirket operasyonlarını nasıl daha verimli ve çevre dostu hale getirebileceğine dair stratejiler belirliyor. Hâlihazırda pek çok şirket net sıfır taahhütlerini açıklamış olsa da, bu alanda reaktif değil, proaktif hareket 72 NİSAN 2023 DOSYA İmalat Sanayi edilmesi gerekiyor. Öte yandan hızla gelişen Çevresel, Sosyal ve Yönetişim (ESG) beklentileri, sektörden bağımsız olarak her şirketin iş alanını dönüştürüyor. 2023’te üreticilerin, değer zincirinde yapısal değişikliklere giderek ESG kapsamında hareket etmeye devam etmesi bekleniyor. Ek olarak enerji verimliliğini artırmak ve daha sürdürülebilir üretim süreçleri uygulamaktan atığı azaltmaya ve çalışan güvenliğine yatırım yapmaya kadar bir dizi girişimin hayata geçirileceğine kesin gözüyle bakılıyor. Hâlihazırda pek çok ülke ithalat ve ihracatın yapısını dönüştürecek yasal düzenlemeleri bir bir devreye sokuyor. Ancak 2023’te üreticilerin, daha da fazla düzenleyici baskıyla karşılaşacağını öngörmesi ve yatırımcıların ESG programlarına daha fazla odaklanması önem taşıyor. DİJİTALLEŞMEYE YÖNELİK YATIRIMLAR ARTIYOR Kötüleşen ekonomik tablo, birçok belirsizliği de beraberinde getiriyor. Uzmanlar 2023’te de maliyetler üzerinde yaşanan baskının devam etmesini bekliyor. Şirketlerin ise belirsizliklerle en iyi şekilde başa çıkmak için dijital araçlara yatırımlarını artıracağı öngörülüyor. Deloitte’un raporuna göre, büyük şirketler 2023’te bir dizi teknolojiye yatırım yapmayı planlıyor. Yatırım yapılan alanlar arasında ise yüzde 62 ile robotik ve otomasyon, yüzde 60 ile veri analitiği ve yüzde 39 ile nesnelerin interneti (Internet of Things, IoT) yer alıyor. Buna karşılık, tedarik zincirlerinin şeffaflığını artırma ihtiyacının yanı sıra gelişmiş ekonomilerde daha yüksek üretim maliyetlerini tanzim etme ihtiyacı, üretim otomasyonu ve dijital araçlara yapılan yatırımların da artmasına zemin hazırlıyor. TÜRKİYE’DE İMALAT SANAYİSİNİ 2023’TE NE BEKLİYOR? Türkiye’de ise 2023’e yönelik sanayicilerin beklentilerinin olumsuz olduğu görülüyor. Merkez Bankası tarafından 2022’nin Aralık ayında 1.741 imalat sanayi işyerinde gerçekleştirilen İktisadi Yönelim Anketi, sanayicilerin 2023’ün tamamında yatırımı ya kısma ya da artırmama eğiliminde olduğunu gösteriyor. Anket, yaklaşık beş sanayiciden sadece birinin iç talepte artış beklentisinde olduğunu ve buna bağlı olarak üretimini de artırma eğiliminde olduğunu gösteriyor. İmalat sanayi işyerleri içinde toplam üretimdeki payının yüzde 20,6’sını oluşturan bir bölüm, 2023’ün ilk çeyreğinde üretimini artıracağını öngörüyor. Üretimin yüzde 17,9’unu gerçekleştiren bölüm, üretimini kısmayı planlıyor. Yüzde 61,5’le toplam üretimdeki en büyük paya sahip bölüm ise mevcut üretim düzeyini korumayı düşünüyor. İmalat sanayisinin üretimi artırma konusundaki ihtiyatlı yaklaşımı, küresel ekonomide devam eden sıkıntılar, Avrupa’da resesyon gibi faktörlerin de etkisiyle iç ve dış taleple ilgili beklentilerin yeterince iyimser olmadığını gösteriyor. Sektörün toplam üretimindeki payı yüzde 21,6 olan bir kesim ilk çeyrekte toplam siparişlerde artış, yüzde 20’lik bir bölüm ise düşüş bekliyor. Yüzde 58,4’le sektör üretiminin büyük bölümünü gerçekleştiren işyerlerinin beklentisi ise siparişlerin önceki üç aydaki ile aynı düzeyde seyredeceği yönünde. İstihdama ilişkin öngörüler, imalat sanayisi sektörünün işsizlik sorununun çözümüne katkısının 2023 yılında da sınırlı kalacağına işaret ediyor. İmalat sanayi sektörünün İSO SANAYİ 73 üretiminde yüzde 14,9 paya sahip bir kesim 2023’ün ilk çeyreğinde istihdamını artırmayı öngörürken, yüzde 76,6’lık büyük kesim mevcut istihdam sayısını koruyacağını bildiriyor. Üretimdeki payı yüzde 8,5 olan kesimin ise gelecek üç ayda işçi çıkarma eğiliminde olduğu dikkat çekiyor. Her ay yapılan ankette gelecek üç ayda istihdamı azaltma eğilimi bildiren işyerlerinin yılın ikinci çeyreğinde yüzde 2’lerde bulunan oranının son aylarda düzenli arttığı görülüyor. Bu öngörüler, ilk çeyrekte sanayi üretiminde canlanmaya işaret etmiyor. Bu da 2023’ün ilk çeyreğinde GSYH büyümesine sanayinin katkısının düşük kalacağını gösteriyor. Ancak İstanbul Sanayi Odası’nın açıkladığı imalat sanayi satınalma yöneticileri endeksi (PMI), Ocak ayında 50’nin üzerine çıkarak imalat sektöründe 11 aydır ilk defa daralma görülmediğine işaret ediyor. Üretim ve yeni siparişler Ocak ayında ılımlı düşüş kaydederken, istihdam üst üste üçüncü ayda da artış gösteriyor. Endeks 10 ay boyunca 50 altında değer almasının ardından Ocak’ta ilk kez 50’nin üzerine yükselerek sektörde istikrarlı iş koşullarına işaret ediyor. İstanbul Ticaret Üniversitesi, Sanayi Politikaları ve Kalkınma Merkezi’nin hazırladığı Ekonomi ve Sanayi Bülteni de imalat sanayisinde iyileşme Merkez Bankası tarafından 2022’nin Aralık ayında 1.741 imalat sanayi işyerinde gerçekleştirilen İktisadi Yönelim Anketi, sanayicilerin 2023’ün tamamında yatırımı ya kısma ya da artırmama eğiliminde olduğunu gösteriyor. Anket, yaklaşık beş sanayiciden sadece birinin iç talepte artış beklentisinde olduğunu ve buna bağlı olarak üretimini de artırma eğiliminde olduğunu gösteriyor. İmalat sanayi işyerleri içinde toplam üretimdeki payının yüzde 20,6’sını oluşturan bir bölüm, 2023’ün ilk çeyreğinde üretimini artıracağını öngörüyor. görüldüğünü kaydediyor. Bültende, Aralık 2022 itibarıyla açıklanan sanayi üretim endeksi istatistiklerine göre toplam sanayi üretimi yıllık bazda bir önceki yılın aynı ayına göre Ekim 2022’de yüzde 2,5 oranında arttığı aktarılıyor. Sanayinin alt sektörlerinden imalat sanayi üretiminin de yüzde 3,7 ile en yüksek artışı kaydettiği belirtiliyor. Öte yandan Sanayinin Geliştirilmesi, Üretim ve Yatırımların Desteklenmesi Programı, Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’nde yer alan bilgiye göre 2023’te imalat sanayisinin GSYH içindeki payının yüzde 24,1’e ve imalat sanayi ihracatının da 250 milyar dolara çıkması bekleniyor. Program kapsamında orta- yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ihracatı içindeki payının 2023’te yüzde 36 ve yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ihracatı içindeki payının da yüzde 3,5 seviyesinde gerçekleşmesi planlanıyor. Teknolojik ilerlemeye ve yenilik faaliyetlerinin artırılmasına katkı sağlamak amacıyla da bütçeden yaklaşık 248 milyon lira ayrılması öngörülüyor. Bu kapsamda, 2023’te yerli patent başvurularında Türkiye’nin dünya sıralamasında 10’uncu basamakta yer alması hedefleniyor. Aynı zamanda bu dönemde, Türkiye’ye 16 milyar dolar uluslararası doğrudan yatırım girişinin olması da bekleniyor. İmalat sanayisinin kazandığı ivmenin yıl boyunca devam etmesi bekleniyor. Ancak arz zorlukları, işgücü sıkıntısı ve belirsiz bir ekonomik ortamda uzmanlar söz konusu ivmenin bütün şirketler için geçerli olmayacağı ve olası zorluklara önden hazırlık yapanların öne geçeceği görüşünü paylaşıyor. Bu belirsizliklerin ortasında, 2022’de öncülük edilen çözümlerin 2023’te hız kazanması ve başarı arayışında denenmiş ve doğrulanmış iş uygulamalarını potansiyel olarak değiştirmesi bekleniyor. 74 NİSAN 2023 DOSYA İmalat SanayiDİYABET HASTALARI RAMAZAN’DA NE YAPMALI? Halk arasında “şeker hastalığı” olarak bilinen diyabet, günümüzde tehdidini giderek artıran küresel bir sağlık sorunu. Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun 2021 verilerine göre, tüm dünyada 500 milyonun üzerinde kişi diyabetle yaşıyor. Türkiye ise 9 milyon diyabetli birey ile Avrupa’da birinci sırada. Ülkemizde çoğu okul yaşında, 28 bin Tip-1 diyabetli çocuğun olduğu belirtiliyor. İçinde bulunduğumuz Ramazan ayında ve seyahatlerde en çok dikkat etmemiz gereken hastalıkların başında gelmesi nedeniyle diyabetlilere bazı önerilerde ve hatırlatmalarda bulunmak istedik. SAĞLIK Oruç ve Diyabet 76 NİSAN 2023İSO SANAYİ 77Next >