< Previous38MAYIS 2023 KAPAK İSO Yeşil Dönüşüm Ödülleri ENERJİ VERİMLİLİĞİ PROJESİ KATEGORİSİ 1. ARÇELİK ANONİM ŞİRKETİ - BUZDOLABI İŞLETMESİ: Termoform prosesinde plastiğin şekillendirilmesi için gerekli vakum ihtiyacı enerji verimli merkezi bir vakum tesisi ile karşılanıyor. Arçelik Eskişehir Buzdolabı işletmesinde 22 adet termoform makinesi bulunuyor. Proje hedeflenen enerji verimliliğine ulaşmanın yanı sıra, su tasarrufu da sağlıyor. Ayrıca vakum değerinin arttırılması ve vakum dalgalanmasının minimize edilmesi ile de üretimde yaşanan kalitesiz ürün/hurda oranına da çok ciddi fayda sağlıyor. Projenin yurt içi/yurt dışı işletmelerinde yaygınlaştırılma kararı sonrası, fizibilite çalışmaları devam ediyor. 2. ORTA ANADOLU TİCARET VE SANAYİ İŞLETMESİ TÜRK ANONİM ŞİRKETİ: Fabrikada elektrik ve buhar arzı 25 yıllık kojenarasyon tesisindeki; kurulu gücü 20 t/h olan iki adet gaz türbinine bağlı atık ısı buhar kazanlarından sağlanıyor. Yıllar içerisinde ekonomik ömrünü tamamlayarak verimsiz çalışmaya başlayan kazanların değişimi 10 aylık bir süreçte tamamlandı. Modernizasyon sonrasında atık ısı kazanlarının kapasitesi artırılarak hem daha verimli hale getirildi hem de buhar arz güvenliği sağlandı. Kazanların devreye alınmasıyla yıllık toplam 20.178.228 kWh doğalgaz tasarrufu sağlandı. Yıllık 13 bin hanenin elektrik tüketimine karşılık gelen enerji tasarrufuyla, yaklaşık 10 ton CO2’nin doğaya salımı engellendi. 3. TAYRAŞ BAZ YAĞ RAFİNERİ BİLECİK ŞUBESİ ANONİM ŞİRKETİ: Türkiye’nin ilk ve tek Grup II Baz Yağ Rafinerisi olan TAYRAŞ bünyesinde hayata geçirilen Termal Oksitleyici ünitesinde proseste oluşan tehlikeli ve zehirli atık gazlar ve atık sulardan enerjinin geri kazanılması sağlandı. Proje sonunda aşağıdaki kazanımlar elde edildi: •Atık yönetiminde dışa bağımlılığın azaltılarak üretimin sürekliliği ve sürdürülebilirliği •Temiz ortam kaynaklı olarak performansın ve verimliliğin artırılması •Atık gazların ve atık suların çevreye zarar verilmeksizin enerji verimliliğini sağlayarak yönetilmesi •Tasarruf ve ekonomik kazanç sağlanması •Mevcut en ileri ve çevreci teknolojiler kullanılarak çevresel risklerin azaltılmasının sağlanması JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ- KALESERAMİK ÇANAKKALE KALEBODUR SERAMİK SANAYİ ANONİM ŞİRKETİ: Kaleseramik fabrikalarının seramik çamuru hazırlama tesisinde kurutma prosesinden çıkan atık ısı, Mavruz Tarım modern sera tesisinde ısıtma amacıyla kullanılarak ekonomiye geri kazandırıldı. Bu amaçla yer altı ve yer üstünde ENERJİ VERİMLİLİĞİ PROJESİ KATEGORİSİİSO SANAYİ 39 olmak üzere 9.557 metre uzunluğunda hat oluşturuldu. Bu hatta fabrika ve sera tesisi arasında 100 m3/saat debide su kapalı döngü içinde iletiliyor. Proje ile sera tesisinin ısı ihtiyacı karşılanarak yakıt kullanımının önüne geçildi. Böylelikle doğal kaynaklar korunarak yıllık ortalama 2.546 ton CO2 emisyonunun azaltılması sağlandı. ENERJİ VERİMLİ ÜRÜN KATEGORİSİ BÜYÜK ÖLÇEKLİ İŞLETME ÖDÜLÜ-TÜRKİYE ŞİŞE VE CAM FABRİKALARI ANONİM ŞİRKETİ: Şişecam tarafından geliştirilen kaplamalı camlar; binalarda etkin ısı yalıtımı sağlayarak iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir rol oynarken, binaların enerji tüketiminden kaynaklanan sera gazı emisyonlarını azaltıyor. Bu kapsamda; Şişecam Temperlenebilir Solar Low-E Cam Nötral 50/25 ve Nötral 40/22 ürünleri, maksimum güneş kontrolüyle soğutma masraflarını azaltırken, U=1.0 W/ m2K değeriyle etkin ısı yalıtımı sağlayarak ısıtma giderlerini düşürüyor. KOBİ ÖDÜLÜ-ULTRAPAK MAKİNA SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ: Hunter-XForm, ultrasonik kaynak yöntemi ile kendinden yan körük veya taban oluşturarak 3 boyut haline gelen nonwoven taşıma çantası imal edebilen, yüzde 65 yerli inovasyon ürünü olan, iş gücü ve zamandan tasarruf sağlayan geri dönüştürülebilir nonwoven taşıma çantası üreten, çevreci bir makine olarak öne çıkıyor. Birim çanta başına enerji tüketimi yüzde 78 oranında azaltılırken, daha az hammadde kullanan, ürün başına daha az enerji tüketen, birim ürün başına gereken iş gücünden tasarruf sağlayan yeni bir üretim hattı geliştirildi ve yine bu alanda patent başvurusu da yapıldı. ENERJİ VERİMLİ ÜRÜN KATEGORİSİ40MAYIS 2023 KAPAK İSO Yeşil Dönüşüm Ödülleri ÇEVRE DOSTU UYGULAMA KATEGORİSİ 1. MAYSAN MANDO OTOMOTİV PARÇALARI SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ: Türkiye’nin ilk ve en büyük amortisör üreticisi Maysan Mando, 50 yılı aşkın süredir tüm süreçlerde verimliliği esas alıyor; geleceğe değer katma ilkesiyle ilerliyor. Alman firmasıyla 2 yıl süren Ar-Ge çalışmaları sonrasında 2018 yılında Kapalı Devre Selektif Krom Kaplama Prosesi hayata geçirildi. Proses, amortisör mili kaplama konusunda Kapalı Devre Selektif Krom Kaplama yöntemiyle dünyada ilk ve tek olma özelliğini taşıyor. Selektif krom kaplama prosesi sıfır atık özelliği taşımakta olup prosese özgü atık su, emisyon ve tehlikeli atık oluşturmuyor. 2. GİSAŞ GEMİ İNŞA SAN. A.Ş. TUZLA TERSANE ŞUBESİ: Türk mühendisleri tarafından yapılan ve dünyada bir ilk olarak tamamen batarya ile çalışan, şarj edilebilir liman römorkörü GİSAŞ Power, 2020 yılında hizmete alındı. Sıfır emisyonla çalışan, 32 ton çekme gücüne sahip, gürültü kirliliği yapmayan ve denizlere etkisi yok denecek kadar az olan GİSAŞ Power, Tuzla Aydınlı Koyu’nda pilotaj /römorkaj hizmetinde kullanılıyor. Aydınlı Koy’ unda pilotaj/römorkaj hizmetini vermekte olan GİSAŞ, GİSAŞ Power’ın inşasından sonra elektrikli römorkörlerin üretimine devam ederek 3 adet tam elektrikli liman römorkörünü daha tamamlayıp deniz ile buluşturdu. 3. ARÇELİK ANONİM ŞİRKETİ: Döngüsel ekonomi pratiklerinin ARGE ve inovasyon yoluyla desteklendiği bu uygulamada, dünyada giderek artan plastik krizini göz önünde bulundurarak döngüsel ekonomi modelinden faydalanmak amaçlanıyor. Bu kapsamda, tüketicinin kullanmış olduğu atık PET şişelerden ürün parçaları ve ambalaj üretimiyle çevresel fayda sağlanırken ekonomik avantaj elde ediliyor. Doğaya ve çevreye saygılı PET şişelerin geri dönüşümü ile Arçelik ürün gruplarında ve ambalajlarında kullanılan uygulamalarının seri üretimleri ile birlikte 940 ton plastik parçada ve 280 ton ambalajda kullanılmasıyla toplamda 122 milyon PET şişe geri dönüştürülüyor. Bu sayede petrol bazlı birincil plastik tüketimine kıyasla 4.187 ton sera gazı emisyonlarının azaltılması sağlanmış olup, maliyet avantajı sağlanıyor. 3 ÖZLER PLASTİK SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ: Plastik atıkların çok katmanlı üretim teknolojisi ile değerlendirmesi projesinde, hem üretim tesislerinde oluşan hem de yetkili geri dönüşüm firmalarından toplanan plastik atıklar, 3 katmanlı üretim teknolojisi ile ara katmanda kullanılıyor ve virgin plastik hammadde kullanımının azaltılmasına fayda sağlanıyor. 2021 yılı satış verilerine göre orta katmanda yüzde 60 oranında geri dönüştürülmüş hammadde kullanılarak, toplamda 215.688 kg virgin plastik hammadde kullanımının önüne geçildi. ÇEVRE DOSTU UYGULAMA KATEGORİSİİSO SANAYİ 41 ÇEVRE DOSTU ÜRÜN KATEGORİSİ 1. WISER TECH İNOVASYON VE TEKNOLOJİ YATIRIMLARI SANAYİ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ: Wiser Tech, bulut tabanlı yapay zeka teknolojileriyle tekstil sektöründe üretim süreçlerini tamamen izlenebilir kılan yeni nesil makineler geliştiriyor. Şirketin ilk ürünü WOX, denim ağartma işlemini ozon kullanarak çok daha çevreci şekilde gerçekleştiren bir ağartma makinesi olarak öne çıkıyor. Kimyasal kullanımını büyük ölçüde azaltan ozon yıkama, endüstrinin su ve enerji tasarrufu yapmasını sağlıyor. Çalışanlar için daha güvenli ve sağlıklı çalışma koşulları yaratıyor. 2. MELTEM KİMYA VE TEKSTİL SANAYİ İTHALAT İHRACAT VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ / ORGANİZE SANAYİ PET POLYESTER TESİSLERİ ŞUBESİ: Meltem Kimya, 2013 yılından bu yana dünyada bir ilki gerçekleştirerek, gıda ile temas etmiş PET şişelerin kimyasal depolimerizasyon yöntemiyle geri dönüştürülmesiyle elde edilen rPET Resin ürün grubunu üretiyor. Bu ürünler birçok içecek ve ambalaj üreticisi tarafından onaylı. Melpet rPET Resin ürünleriyle üretilen ambalajlar, sürdürülebilirlik ve çevre bilinciyle maksimum fayda sağlayacak şekilde sonsuz kez geri dönüştürülebilir, daha az karbon salımı sağıyor. 3. ARÇELİK ANONİM ŞİRKETİ/KOMPRESÖR İŞLETMESİ: Proje kapsamında geliştirilen Alfa inverter kompresör, konvansiyonel muadillerine göre yüzde 18,5 oranında daha yüksek enerji verimliliği sunuyor. Enerji verimlilikleri arasındaki bu fark yıllık yaklaşık 30 kg karbon ayak izi azaltımı sağlıyor. Ayrıca konvansiyonel muadiline göre 4,5 kg ağırlığı ile yaklaşık yüzde 47 ağırlık avantajı sağlayan Alfa inverter kompresör pik döküm, sıcak sac, alüminyum, petrol türevi yağ gibi hammaddelerin daha az kullanımına imkân sunuyor. Diğer yandan proje kapsamında geliştirilen ve global kompresör üreticileri arasında dünyada ilk olan yüzde 100 geri dönüştürülebilir ambalaj seperatörü de seri üretime alındı. Bu süreçte seperatör tasarımı aşamasında ambalaj ağırlığı, nem koşulları, ürün mukavemet analizleri sayısal ve deneysel olarak gerçekleştirildi. JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ - TAYRAŞ BAZ YAĞ RAFİNERİ ANONİM ŞİRKETİ: TAYRAŞ Baz Yağ Rafineri’sinde atık madeni yağlardan mevcut en ileri ve çevreci teknolojiler kullanılarak yüksek verim ve düşük karbon ayak izi ile elde edilen çevre ve iklim dostu TIDRABASE Baz Yağı Türkiye’de üretimi yapılan ilk Grup II Baz yağ olma özelliğine sahip. Atık madeni yağlardan yüzde 70’in üzerinde verimle elde edilen TIDRABASE, düşük karbon ayak izi, düşük kükürt içeriği, berrak ve kokusuz olması, düşük buharlaşma kaybı, yüksek viskosite indeksi, ve yüksek doymuş hidrakarbon içeriği gibi özellikleri ile çevre dostu bir ürün olma özelliği taşıyor. ÇEVRE DOSTU ÜRÜN KATEGORİSİ42 MAYIS 2023 Geçen 5 Nisan’da deprem illeri cazibe merkezleri statüsüne alındı. Yöre insanı ve iş kesimleri için sevindirici sayılan adım, beraberinde önemli müspet gelişmeleri getirecek hiç kuşkusuz. Yaklaşık 3,5 milyon kişinin göç ettiği tahmin edilen yöre iş yaşamında ve sosyal hayatında, halen en büyük sorun olmaya devam işgücü meselesinin çözümü ise daha geniş kapsamlı özendirici-teşvik edici politikalara bağlı görünüyor. DEPREM İLLERİNDE TOPYEKÜN CAZİBE YARATMAYA İHTİYAÇ VAR BÖLGEDEN 3,5 MİLYON KİŞİNİN GÖÇ ETTİĞİ TAHMİN EDİLİYOR DOSYA Deprem İlleriİSO SANAYİ 4344 MAYIS 2023 T ürkiye İstatistik Kurumu, şubat ayına ilişkin iş gücü istatistiklerini açıkladı. Buna göre, mevsim etkisinden arındırılmış istihdam edilenlerin sayısı şubatta bir önceki aya göre 361 bin kişi azalarak 31 milyon 460 bine geriledi. İstihdam oranı da 0,6 puanlık azalışla yüzde 48,2 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 65 iken kadınlarda yüzde 31,8 olarak hesaplandı. Mevsim etkisinden arındırılmış iş gücü, söz konusu ayda bir önceki aya oranla 295 bin kişi azalarak 34 milyon 975 bin kişiye düştü. İş gücüne katılma oranı ise 0,5 puan azaldı ve yüzde 53,6 olarak gerçekleşti. İş gücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,2, kadınlarda ise yüzde 36,4 olarak belirlendi. TÜİK’e göre Şubat’ta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,2 puan artışla yüzde 10’aa yükseldi ve bir aylık aranın ardından yeniden çift haneye oturdu. Şubatta 361 bin kişi işini kaybetti. Bu sayıya, deprem bölgelerindeki illerin rakamları dahil değil. Zira, Mart ayı işgücü istatistiklerine deprem bölgeleri dahil edilmedi. Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 19,9, “atıl işsizlik” olarak ölçülen geniş tanımlı işsizlik oranı da yüzde 23,4 olarak açıklandı. Buna göre çalışma çağındaki nüfusun 8,5 milyonu işsiz. İş arayanlar da dahil edildiğinde toplam işsiz sayısı 12 milyonu aşıyor. Geniş tanımlı işsizlik kapsamındaki işsiz sayısı son bir yılda 947 bin artarken, son bir aydaki artış 569 bin oldu. TÜİK, depremin ardından kimi araştırmalarında afet bölgesine ilişkin özel bir tutum sergiledi. Doğru da yaptı. TÜİK, bölgedeki bazı illerde tüketici eğilim anketini yapmamayı tercih etti. Aynı tutum, işgücü istatistikleri konusunda da gerçekleşti. TÜİK açıklamasında, depremin etkisinin göstergelere yansıtılamadığı, ilerleyen dönemde alan uygulamasına başlanabilmesi ile birlikte geçmiş dönemlere ait deprem etkisinin ölçülmesinin gündeme taşınacağı bilgisini aktardı. TAHMİNİ GÖÇ 3,5 MİLYON Tahminlere göre deprem illerinden gerçekleşen göçün rakamı, 3,5 milyon. Elde net bilgi olmamasına karşın, deprem illerinin dışına çıkan vatandaşın toplam sayısının bu rakamdan aşağıda olduğu düşünülmüyor. Aksine rakamın daha yukarıda olduğuna dair genel bir kanı mevcut. Göç, bölgede, -Türkiye’de tartışmalara da yol açtığı haliyle- ciddi istihdam kayıplarına neden oldu. Evet, barınma bu göçün en temel nedeni, ancak tek nedeni değil. Bölge insanı birden fazla kaygıyla başka illere yöneldi, adeta sığındı. Bu açıdan iş dünyasının geçici Tahminlere göre deprem illerinden gerçekleşen göçün rakamı, 3,5 milyon. Elde net bilgi olmamasına karşın, deprem illerinin dışına çıkan vatandaşın toplam sayısının bu rakamdan aşağıda olduğu düşünülmüyor. Aksine rakamın daha yukarıda olduğuna dair genel bir kanı mevcut. Göç, bölgede, -Türkiye’de tartışmalara da yol açtığı haliyle- ciddi istihdam kayıplarına neden oldu. Evet, barınma bu göçün en temel nedeni, ancak tek nedeni değil. Bölge insanı birden fazla kaygıyla başka illere yöneldi, adeta sığındı. DOSYA Deprem İlleriEKONOMİ yazarı İsmet Özkul’un 28 Mart tarihli yazısından öğreniyoruz ki depremzede 11 ilde sözleşmeli çalışanların yüzde 18.39’u kamu, yüzde 81.61’i özel sektörde istihdam ediliyor. Kamu istihdamının oranı, 11 ilin tamamında Türkiye ve diğer 70 ilin ortalamasından biraz daha yüksek. Özkul ayrıca belirtiyor ki “Depremzede 11 ilin tamamında ücretler, Türkiye ve diğer 70 il ortalamasının oldukça altında. Üstelik bu durum kamu işletmelerinde çalışanlar için de geçerli. 11 ilde sözleşmeli kamu işçileri diğer 70 il ortalamasından yüzde 13 daha düşük ücret alıyorlar. Özel sektörde bu fark yüzde 22’ye tırmanıyor. Özel sektörde en düşük ücret ortalamasına sahip Şanlıurfa’da ücretler, diğer 70 il ortalamasından yüzde 32,5, Diyarbakır’da yüzde 30,95 daha düşük. Bu durum olağanüstü maddi kayba uğramış bulunan yöre halkının, göreli olarak kırılganlığı en az kesininin bile, hayatlarını yeniden inşa etmelerinin çok zor olacağını gösteriyor. Veriler, izlenecek politikalarda küçük işletmelerin ayakta tutulması ve ücret dışı maddi destek ihtiyacının dikkate alınmasının özellikle gerektiğine işaret ediyor”. İSO SANAYİ 45 barınma merkezlerini devreye alma gayretleri tüm hızıyla sürse de, bölge fabrikalarının yakınlarına işçi konteyner alanları kuruluyor, devletin bu alanda gerek geçici, gerek kalıcı konutlara yönelik projeleri art arda devreye sokuluyor olsa da geri dönüşün sağlanması için yeterli gelmesi mümkün görünmüyor. Yaşanılan deprem acıları ve temel ihtiyaçlara ulaşımdaki sıkıntılar yüzünden bölgeyi terk edenlerin geri dönüşlerine imkan yaratacak topyekün bir davetkar tutum, ne özel sektörde, ne de devlet kanadında henüz ortaya konmuş değil. Gidilen coğrafyalarda kalıcı olmayı sağlayacak tutum ve davranışlarda bulunanlar açısından memleketlerine dönüş, sonrasında cazip düzenlemeler yapılsa da, zihinlerden tamamen uzaklaştığı için mümkün de olmayabilir. Bu açıdan geri dönüşlerin sağlanması noktasında hızlı atılacak adımların önemi büyük. Peki, göçün önünün kesilmesi, bölgeye tersine göçün sağlanması ve yeni işgücü varlığının 46 MAYIS 2023 oluşması için deprem kentlerinde nelerin yapılması gerekiyor? Öncelikle yapılanlara bakalım. En azından geçen 5 Nisan’da devreye alınan bir kararı inceleyelim. 5 Nisan 2023 tarihli Resmi Gazete’de yer aldığı şekliyle Cazibe Merkezleri Programı Kapsamında Yatırımların Desteklenmesi Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar ile Cazibe Merkezleri Programının depremden etkilenen illerin tamamını kapsayacak şekilde genişletilmesi yönünde düzenlemeler yapması önemli sayılmalı. Hem de pek çok açıdan. Karar ile yatırımların 6. Bölge teşvik unsurlarından yararlanılmasını öngören Cazibe Merkezleri programı kapsamına deprem illeri dahil edildi. Buna göre deprem bölgesinde asgari 1,5 milyon lira tutarındaki yatırımların, 6. Bölge teşviklerinden, 6. Bölge için öngörülen sürelerde yararlanabilecekleri ve bu kapsamda yararlanılacak faiz ve kâr payı desteği sabit yatırım tutarının yüzde 10’unu aşmamak kaydıyla 30 milyon lirayı geçemeyeceği bildirildi. Karar öncesi kullanılan faiz ve kâr payı desteğinden yararlanılan krediler ve finansal kiralama borçlanmaları için, destek süresi sonuna kadar uygulama yapılmasına, bu destek unsurlarından süresi devam eden ve tamamlama vizesi yapılmamış yatırım teşvik belgesi kapsamındaki yatırımlar da dahil olmak üzere yeni yatırımların da yararlanabilmesine karar verildi. Ayrıca deprem nedeniyle hasar gören yatırımların yerine konulması amacıyla yapılacak yatırımların da bu destekten faydalanabileceği, depremde hasar gören yatırımların yerine yapılacak yatırımlarda sigorta primi işveren hissesi desteği ile sigorta primi desteğinin hesaplanmasında dikkate alınacak işçi sayısında 31 Mart tarihli işçi sayısı üzerinden hasar derecesine göre farklılık uygulanacağı ifade edildi. Buna göre; -Tamamen yıkılan veya yıkılmasına karar verilen tesislerdeki istihdamın tamamının ilave istihdam olarak kabul edilmesine, -Ağır hasarlı tesislerde yüzde 75 ilave istihdam olarak kabul edilmesine, DOSYA Deprem İlleriİSO SANAYİ 47 -Orta hasarlı tesislerde yüzde 50 ilave istihdam, -Az hasarlı tesislerde ise yüzde 25 ilave istihdam olarak kabul edilmesine, karar verildi. Bölge insanını sevindiren bu gelişmenin, beraberinde önemli bir nefes ve ardından aksiyon alma halini getireceğinden kuşku duyulmuyor. Bölgedeki işgücü sorununun çözümü için ise ne derece etkili sonuçlar doğuracağını ise hep birlikte göreceğiz. Öncelikle şu nokta önemli. Depremin ardından tek başına ‘geçim’ konusunun, ailelerin temel gündemi olmaya devam etmesinin yanında, ‘hayatta kalma’ ve ‘hayatta sağlıklı kalma’ isteğinin arkasına düştüğü düşünülmelidir. Yani bölge insanı, önce ayakta kalmayı, sağlıklı kalmayı birinci madde olarak gündeminde tutuyor. Barınma ihtiyacından başlayarak, eğitimden, sağlığa, güvenliğe, sosyalleşmeye ve hatta normalleşmeye uzanacak bir dizi konu başlığına ilişkin beklenti, bölge insanının ‘geçim’ sorununu ihtiyaçlar listesinde geri plana itiyor. Bu açıdan devlet kurumlarından topyekün iyileştirme önlemleri bekleniyor. Şu temel fikir üzerinde ısrar edilmeli. İşgücünü oluşturan büyük kitleler sağlıklı olmadan, işyerlerinin sağlıklı bir yapıya bürünmesi pek mümkün değil. Yani işyerine sağlanacak rehabilitasyon ve nefes açan uygulamalar, tesisi ayağa kaldırsa da işçi için tek başına yeterli gelmeyebilir. İşletmelere sağlanan ‘cazibe’ imkanları kadar, işgücünü oluşturan geniş kesimler için de ‘cazibe’ kapılarının önü açılması gerekiyor. BÖLGESEL GELİR DESTEĞİ 6 Şubat’ın üzerinden geçen zaman süreci içerisinde barınma ihtiyacının en temel çözüm kanalları çadır ve konteyner’larda internet sorunun varlığı sağlıklı eğitime imkan vermiyor. Ortak tuvalet, duş, yemek salonu kullanımından doğan rahatsızlıkların boyutu hızla artıyor. Bir ikisini saydığımız bu sorunlar gösteriyor ki barınma merkezlerinde altyapı sağlıklı hale getirilmeli. Doktora ulaşımın rahatlaması, depremin psikolojik tahribatının azaltılması için uzman tıp insanlarıyla temasın artırılması, ailelerin üzerindeki hasta, engelli bireylerin yarattığı yükün hafifletilmesi, yüzlerce, binlerce insanın ortak yaşam alanlarında daha az sorunla yaşamalarına fırsat verilmesi insana dair teşvik uygulamalarının ilk sıralarına konulmalı. Depremden önce tüm bölge insanının hayallerinin olduğu, geleceğe dair planlarının bulunduğu aşikardır. Şimdi o hayallerin yerini ayakta kalma mücadelesi almış durumda. Bölge insanının yeniden yaşama, geleceğe umutla bakması gerekiyor. Yürütülecek tüm çalışmaların, bu hedef üzerine kurgulanması gerekiyor. Dünyada ihtiyaç duyulan bölgelere ilginin artırılması yönünde kullanılan yöntemler vardır. Sözkonusu bölgelere gelmeyi ve kalmayı cazip kılacak uygulamaları içerir bu metodlar. Bölgesel gelir desteği atılacak adımların başında gelir. İlgili bölgeye dönük gelirin, diğre bölgelere kıyasla daha iyi olması sağlanır. Bölgenin sakinlerine tanınacak ‘bölgesel vatandaşlık geliri’, deprem illerinde kapsayıcı ve uzun soluklu bir teşvik olarak planlanmalı, bir devlet politikasına dönüştürülmelidir. Vergi muafiyetleri de, bölgesel cazibenin artırılması için devrede olan uygulamalardandır örneğin. Yine taşınma yardımı, eşya yardımı da, üniversite öğrencisine burs imkanları, iş olanakları, girişimciyi çekecek teşvikler de benzeri uygulamalardandır. Bu adımlar içinde en pratik olanı çift maaş uygulamasıdır. Çift maaş uygulamasına bir an evvel geçilmeli, maaşlardan birini devlet üstlenmelidir. Bu durum, yalnız depremzede için geçerli sayılmamalı. Bölgenin tercih edilmesi yönünde, illere gelecek öğretmeninden, hemşiresine, polisine kadar kamu veya özel sektör çalışanı, işgücünü temsil eden her kesime bu imkan sunulmalıdır. Kapsamı ne kadar geniş, süresi ne kadar uzun tutulursa cazibe imkanı da o derece güçlü olur. Depremin ardından tek başına ‘geçim’ konusunun, ailelerin temel gündemi olmaya devam etmesinin yanında, ‘hayatta kalma’ ve ‘hayatta sağlıklı kalma’ isteğinin arkasına düştüğü düşünülmelidir. Yani bölge insanı, önce ayakta kalmayı, sağlıklı kalmayı birinci madde olarak gündeminde tutuyor. Barınma ihtiyacından başlayarak, eğitimden, sağlığa, güvenliğe, sosyalleşmeye ve hatta normalleşmeye uzanacak bir dizi konu başlığına ilişkin beklenti, bölge insanının ‘geçim’ sorununu ihtiyaçlar listesinde geri plana itiyor. Next >