< Previous38 HAZİRAN 2023 KAPAK Meclis ÜNİVERSİTELER OLARAK YÜKÜMÜZÜN FARKINDAYIZ İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak: İ stanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, 40 yıldır üniversite hayatının içinde olduğunu hatırlatarak, üniversite- sanayi iş birliğinin yaklaşık 20 yıldır konuşulduğunu, bu işbirliğinin çıktısının ürün olduğunu, ancak üniversitelerin bunu konuşmayı üniversite yaklaşımına ‘uygun olarak’ görmediğini dile getirdi. Söz konusu 20 yılda bu yaklaşım tarzını da değiştirmeyi amaçladıklarını kaydeden Prof. Ak, “Değiştirmek aslında başkalaşmak değil. Nihayetinde biz kendi kimliğimizi, kendi hüviyetimizi koruyarak bize düşen misyonu yeniden düzenlemek, uluslararası rekabette üniversitelerimize ve ülkemize yer açabilmek hedefindeyiz” dedi. Üniversitelerin eğitim- öğretim, AR-GE ve sosyal sorumluluk fonksiyonları olduğunu hatırlatan Prof. Ak, “Şimdi biz buna bir dördüncüsünü ekledik; yenilikçilik ve girişimcilik ruhu” diye konuştu. “Biz üniversiteler olarak yükümüzün farkındayız” diyen Prof. Ak, şöyle devam etti: “Bununla beraber gideceğimiz yolu da biliyoruz. Üniversite-sanayi işbirliği herkesin kabullendiği ve içinde olmakla da gurur duyduğu bir alan. Ama bunu biraz daha geliştirmeliyiz. ‘Üniversite – sanayi işbirliği’ yerine ‘üniversite-iş dünyası işbirliği’ demeliyiz. Çünkü bunu içinde hizmet sektörleri de var.” “TEKNOLOJİ TRANSFER MERKEZLERİ SANAYİ İLE BULUŞMA YERİ” İş dünyası ile iletişimi daha sağlıklı kurabilmek adına üniversiteler bünyesinde kurulan teknoloji transfer merkezlerinin önemine dikkat çeken Prof. Ak, yanı sıra üniversite akademik iş birliği başkanlığı, uluslararası projeler ofisi ile teknoloji transfer ofisi birimlerinin de bu konuda çalışmalara destek verdiğini aktardı. Bu yapıları kişilerden bağımsız daha kurumsal hale getirmek için üniversitelerin elinde fırsatlar olduğuna dikkat çeken Prof. Ak, “Öğretim görevlisi kadrosu adı altında akademik olarak kendini bu alanlarda ispatlamış kişileri bu birimlerde istihdam edebilirsiniz. Mesela bir hocayı fizik bölümünde ders vermek üzere değil de uluslararası projeler ofisinde çalışmak üzere bünyenize katabilirsiniz. Yani işi proje ve sanayi olan insanlar alabiliriz ve bunlar üniversitenin kurumsal hafızasını da oluşturup tüm akademik camiayı harekete geçirebilir. Bu nedenle teknoloji transfer merkezlerini sanayiyle buluşma yeri olarak da kurguluyoruz” ifadelerini kullandı.İSO SANAYİ 39 ORTAK DİLİ OLUŞTURMAMIZ GEREKİYOR İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü İsmail Koyuncu: İ stanbul Teknik Üniversitesi Rektörü İsmail Koyuncu, panelde yaptığı konuşmada Türkiye’de teknoparkların gelişimini anlattı. Şu anda artık ‘4. nesil teknoparkların’ oluşmaya başladığını kaydeden Koyuncu, “İlk kurulan teknoparklar daha çok üniversite ağırlığıyla kurulmuş, sadece üniversitenin yönetimde hâkim olduğu teknoparklar olarak kurulmuş. Daha sonra bazı sivil tolum kuruluşlarının da işin içine girdiğini STK’larla ortak teknoparkların kurulduğu örnekleri görüyoruz. Üçüncü nesil olarak direkt sanayi firmalarının ortak olduğu, yönetimde söz sahibi olduğu teknoparklar şu anda gündemde. Yani üçüncü nesille hem rekabet hem birliktelik var. Dördüncü nesil teknoparklar ise şehir içi kuluçka merkezleri…. Dördüncü nesil olarak bu tür şehir içi kuluçka merkezleri aslında şu anda gündeme gelmeye başladı. Bunların yakın zamanda çok artacağını düşünüyorum” diye konuştu. TEKNOLOJİ TRANSFER MERKEZLERİ ÖNEMLİ ADIM Akademi ile sanayinin iş birliğinin geliştirilmesinde iletişimin önemini vurgulayan Prof. Koyuncu, şöyle devam etti: “Son yedi – sekiz yılda üniversitelerde teknoloji transfer ofisleri kurulmaya başladı. Ben bunu çok önemli bir adım olarak görüyorum. Teknoloji transfer ofisleri hocayla sanayici arasında bir ortak dil oluşturmaya çalışıyor. İş birliği protokolleri, ticarileştirme süreçleri gibi… Artık iş birliğinde orta seviyeden bir üst seviyeye geçebilmek için bizim karşılıklı birbirimizi anlayacak bir dil geliştirmemiz. Mesela benim de kendi şirketim var. Doktora öğrencimizle geliştirdiğimiz proje seri üretime geçti; sanayici de buna ortak oldu. Bunun gibi örnekleri bizim aslında geliştirmemiz gerekiyor. Ortak dili oluşturmamız gerekiyor.” Organize sanayi bölgelerinin üniversite – sanayi iş birliğinin çok fazla hızlı filizlendiği yerler olduğuna işaret eden Prof. Koyuncu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Organize sanayi bölgeleri içindeki AR-GE merkezlerinde üniversitelerin bilfiil çalışması gerekiyor. Üniversitelerin içinde de sanayicinin gelip laboratuvarını kurması gerekiyor. Bu hem üniversite hem de sanayi için çok önemli bir kazanç.”40 HAZİRAN 2023 KAPAK Meclis İŞ BİRLİĞİNDE ‘ORTA DÜZEYDE’ TAKILI KALDIK Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz: Y ıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz, panelde yaptığı konuşmada, Türkiye’de uzun yıllardır üzerinde çalışılan üniversite – sanayi iş birliğinde gelinen noktada kötü olunmadığını, ancak şu anda belli bir düzeyde takılı kalındığını ifade etti. Türkiye ekonomisi için konuşulan ‘orta gelir tuzağına takılma’ benzetmesini yapan Prof. Yılmaz, bu konuda da ‘orta düzeyde üniversite – sanayi iş birliğine takılı kalındığını’ dile getirdi. Bir pardigma değişikliğine ihtiyaç olduğunu söyleye Prof. Yılmaz, “Eğer bu konuda bir paradigma değişikliğine gitmezsek orta düzeyde üniversite – sanayi iş birliğini aşma şansımız yok” dedi. Üniversitelerin geleneklerine bağlı olduklarını, sanayiciler kadar pratik ve esnek olmadıklarını vurgulayan Prof. Yılmaz, “Artık yüz yılı aşan üniversitelerimizde dersleri farklı bir paradigma ile dönüştürmeliyiz. Niye üniversite – sanayi iş birliğinden bahsediyoruz? Aslında üniversite sanayi, sanayi de üniversite olsa… İkisini yan yana getirmek için çaba sarf etmeyiz. Bunu doğal bir süreç haline getirmemiz lazım” diye konuştu. “AR-GE’Yİ YENİDEN SORGULAMALIYIZ” AR-GE kavramının da değiştirilmesi gerektiğine dikkat çeken Prof. Yılmaz, şöyle devam etti: “Ders dışı etkinlikler çok daha önemli. AR-GE’yi yeniden sorgulamamız lazım.AR-GE kavramı da 50 yıl – 70 yıl geride kaldı. Demode... Artık araştırma, inovasyon, teknoloji ve ticarileştirmeyi konuşmamız gerekiyor. Yani biz bir AR-GE diye tutturduk, o AR-GE’yi de maalesef ki yanlış anlıyoruz. Orada temel AR-GE’yi anlıyoruz. Ticarileştirmeyi konuşmak halen üniversitelerde zor. Üniversite olarak benim de artık para diye bir kavram olduğunu, benim de AR-GE’nin sonucunda paraya ulaşmak gibi bir hedefim olduğunu bilmem lazım. Mutlaka ticarileştirmeyi bu kavramın içine sokmamız lazım. Bun sağlamadığımız takdirde yine orta seviyede bir üniversite – sanayi işbirliğinde kalacağız.” “SOSYAL SORUMLULUK FONLARI GİRİŞİMCİLERE KULLANDIRILMALI” Sosyal sorumluluk anlayışında da eksiklikler olduğuna dikkat çeken Prof. Yılmaz, üniversitelerin ve sanayicilerin sosyal sorumluluğa ayırdığı fonu, projesi olan girişimcilere ve öğrenicilere aktarması gerektiğini savundu. Bu noktada teknoparkların önemine dikkat çeken Prof. Yılmaz, ABD’deki Silikon Vadisi örneğini göstererek, “Stanford Üniversitesi’ni oradan aldırsanız Silikon Vadisi de olmaz. Teknoparkları teknopark yapan iyi, güçlü ve köklü üniversitelerdir” dedi.İSO SANAYİ41 B iz, tekstil makineleri ve cihazları üreten bir şirketin sahibiyim. AR-GE merkezimizde 35 kişi çalışıyor. Yaklaşık 75 ülkeye ihracat yapıyoruz. Ortaya çıkan problemlerde de mecburen üniversitelerden destek almak zorundayız. Alamıyoruz. Eminim ki en çok hoca tanıyan insanlardan biri benim. Uymuyor. Üniversite – sanayi iş birliğini dünyada çok iyi çalışan yöntemleri var. Üç tane yöntem var. Bir Amerikan yöntemi var, bir Alman yöntemi var, bir de Çin yöntemi var. Şu anda üniversite – sanayi iş birliğini konuşuyorsak, üniversite – sanayi iş birliği adına hiçbir faydası yok. Hemen hocam sonuca geliyorum ben. Anlatabildim mi? Yani üniversite – sanayi iş birliği ise, bizim işimize yarayacak eleman yetiştirmesi lazım üniversitelerin. Bu halde elemanlar yetişmiyor maalesef. m m İSO Meclis Üyesi Mehmet Ağrikli: “Üniversitelerde bizim i ş imize yarayacak eleman yeti şmesi laz ım” “1985’ten beri hiçbir üniversite hocas ıyla görü ş medim” “Önce kendimizi k ıyas ıya ele ştrimemiz laz ı m” S anayi iş birliğinde ne var diye geçmişe dönüp baktım.. İlk proje 1985 yılında İTÜ ile teknopark projesi olarak yapılmış. Ancak detay yok. Sonra Süleyman Demirel Üniversitesi’nde teknoloji – sanayi iş birliği kapsamında teknoloji fakültesi iş yeri eğitim modeline bir araştırma çalışması var. Açıklama 12 sayfalık bir proje. Şimdi 40 yıllık bir iş bu. Geçtim 40 yılı, 20 yıl, 10 yıl... Biz ne ürettik? Ölçülebilir ne katma değer sağladık? Ve ne seviyede, hangi alanlarda oldu? Ölçülebilir neler yaptık ve bunlar üretim, hizmete veya yazılımda neler çıktı? 1984’ten beri fuara katılıp makine sergileyen birisi olarak ben hiçbir üniversite hocasıyla görüşmedim. Meslek lisesi hocasıyla da görüşmedim.” Ş imdi dünyanın 24’üncü ekonomisi haline gelmişiz. Gerilemişiz. Hep beraber. Yani üniversitenle ve sanayinle ve diğer entelektüel tüm alanlarınla beraber. Şimdi bu eleştiriyi hep beraber kendi kişisel eleştirimizi yapmayıp benim üniversitem güzel, benim sanayim güzel, ben şurada şu makineyi yaptım falan dersek buradan çıkamayız. Ben endeks milliyetçisiyim. Burada mesela Natura diye bir şey var. Burada 378 tane makale yayınlamış Türk üniversiteleri Natura’ya göre. Aynı şeyin Çin’e göre de yayınladığı, Çin’in rakamlarına baktığınız zaman 30 küsur bin. Şimdi sanayiye de baktığın zaman, Türkiye’nin sanayisinin %70’den fazlası orta- düşük ve düşük teknoloji. Şimdi hep beraber bu işin içinden çıkmamız için önce kendimizi kıyasıya eleştirmemiz lazım. İSO Meclis Üyesi Cemal Ayla: İSO Meclis Üyesi Adnan Dalgakıran: k va yıl, hangi yazılımd İ b e ta gö sana düşük kendimiz İ42 HAZİRAN 2023 KAPAK Meclis Y eni kavramların içini boşaltma konusunda inanılmaz bir istidadımız var. Buradan yola çıkarak, niye araştırıyoruz ama geliştiremiyoruz diye bir soru kendime sordum ve kendimce bunun çoğunun kültürel kodlarda olduğunu gördüm. Mesela farklı olandan korku, bize benzemeyenden nefret, rakiple düello yerine ona pusu kurmak, akıl yerine kurnazlık, sabır yerine telaş, merak yerine biat, bilgi yerine kanaat, özgün yerine taklit ve ödül yerine ceza. Ben bunları gördüm. Ve bunları aşabilen sanayici ve açıkçası AR-GE’deki yöneticiler bunların ötesine geçtiği zaman, kendisi gibi düşünmeyene alan açtığı zaman başarılı olduğunu da gördüm. Yani bu bariyerler aşılmaz değil. Kolay değil fakat mümkün.” İSO Meclis Üyesi Ömer Saim Oğuz: “Yönetici AR-GE başarısı için kendisi gibi düşünmeyene alan açmalı” “İSO meslek komiteleri ile iş birlikleri daha sıkılaştırmak lazım” “Analizi doğru yaparsak sonuca ulaşabiliriz” İ stanbul Sanayi Odası’nın meslek komiteleri var. Bu komitelerin kendi içinde kümelenmesi var. Şimdi sanayici dediğimiz zaman, başlık sanayi ama bunun alt segmentleri var. Türkiye bugün bir lokomotif sanayisi var. Yani bir Avrupa ile entegre, yan sanayisi tamamlayıcı. Yani biz bunlarda da çok katma değerli ürün üretebiliriz. Ama nasıl olur? Bu bir üniversite ile iş birliği ile olur. Yani üniversite hocalarımızı karşımıza aldık, biz de karşıda duruyoruz. Öyle değil, kol kola girip bizler bu işi nasıl başarırız? Yani benim tavsiyem, İstanbul Sanayi Odası’nın meslek komiteleriyle işbirliklerini daha sıkılaştırmak ve kümelenmeye çok önem vermemiz lazım. Ve oradan da uluslararası ayağına inmemiz lazım. Çünkü bugün her şey yüksek teknolojide yatmıyor. Ş imdi bir temel eğitim var, bir de nitelikli eğitim var. Analizi doğru yaparsak sonuca ulaşabiliriz. Eğer başarıya ulaşmak istiyorsak, dünyada iyi gördüğümüz şeyleri alıp getirmemiz lazım. İyi görünen şeyi ne yapacaksın? İş, tezgâhta öğrenilir. Size gelene kadar o çocukların meslek liselerinde, hatta benim her zaman her konuda savunduğum bir şey var. Ben meslek ortaokulları diyorum, tepki çekiyorum. Neden bilmiyorum. Diyorlar ki, sen çocukları köle mi yetiştirmek istiyorsun? Hayır diyorum. Bugün diyorsun ki 500 milyar dolar ihracat hedefi var. Tamam, güzel. Ama kaç tane oyuncuyla gideceksin buraya. İngilizce bilen elemanın yok, diyorsun ki ben ihracat yapacağım. Sen ancak Kapıkule’ye kadar gidersin. İSO Meclis Üyesi Fikret Kaya: İSO Meclis Üyesi İbrahim Aydoğan:İSO SANAYİ 43 B iz bakır konusunda tematik bir üniversite arayışındayız. Gerek meslek komitemiz, İstanbul Sanayi Odası, gerek İhracatçılar Birliği olarak bizim beş dediğimiz bir kavram var element olarak, bunlardan biri bakır. Bu konularda bize yardımcı olursanız memnun oluruz.” S ayın rektörlerimiz, kapanışı şikayette bulunan ya da bir arzuda bulunan meclis üyemize gelin biz probleminizi çözelim demelerini beklerdim. Bence bunu gerçekleştirelim. Çünkü buradaki bütün arkadaşlar, biz hepimiz yöneticiyiz. Biliyorsunuz, ressam çok güzel bir resim yapmış. Ama neticede ağzında gemi yok, köpük var. Ve keşke seyisi dinleseydiniz demişler. Burada sadece sanayiciler değil, aynı zamanda sizler de birer yöneticisiniz. Ve biz birbirimizi karşılıklı dinleyelim diyoruz. Her ne kadar belki biraz sert söylemlerle size yüklenmiş olsak da bu önerimizi dikkate almanızı diliyorum İSO Meclis Üyesi Cengiz Kaya: İSO Meclis Üyesi Fikret Tanrıverdi: “Tematik bir üniversite arayışındayız” “Önerilerimizi dikkate almanızı diliyorum” “Eksikliği görüp sermaye firması kurduk” “İleri teknoloji yatırımları devlet eli ile olmalı” K imya İhracatçılar Birliği’nin yönetimindeyim. Biz kimya sektöründe eksikliği tespit edip Gebze’deki Bilişim Vadisi’nde, 4.500 metrekare bir alanda iyi bir sermaye ile firma kurduk. Bu firmadan dolayı tahmin ediyorum hocalarımın kapılarını çalacağız. Kendilerinden yardım isteyeceğiz.” İ leri teknoloji çok gündeme geliyor ama şimdi Amerika’ya baktığımızda aslında ileri teknoloji için çok büyük yatırımlar gerekiyor. Bu yatırımların da genelde devlet eliyle olması gerekiyor. Örneğin NASA’ya yapılan yardımların ve oradaki AR-GE çalışmalarının çıktısı özel sektörde daha sonra hayat buluyor. Onun için bizim savunma sanayii de bu konuda devletin verdiği destekler çok önemli. Bunların çıktısından da mutlaka özel sektörün çapraz inovasyonla burada bir farklılık yaratması gerekiyor. Yani burada üniversite – sanayi iş birliğinin ve teknoparkların ve büyük desteklerle ki son yıllarda özellikle havacılık sektöründe çıkan gelişmelerin özel sektöre nasıl bir yansıması olacağı konusu, sanayiye nasıl yansıması olacağı konusu son derece önemli.” İSO Meclis Üyesi Kenan Baytaş İSO Meclis Üyesi Mehmet Büyükekşi:HABERLER 44 MAYIS 2023 İSO YAŞAM KENTİNDE 4.000 NÜFUS YAŞAMAYA BAŞLADI İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından Hatay’ın Antakya ilçe Merkezi’nde hayata geçirilen İSO Yaşam Kenti Projesi’nde yaşam başladı. Kurulumu Mayıs ayında tamamlanan ve altyapı çalışmaları AFAD ile birlikte hızla bitirilen 1.000 konteynerlik İSO Yaşam Kenti, AFAD tarafından ihtiyaç sahibi vatandaşlara teslim edildi. Çamaşırhane, yemekhane ve ortak etkinlik alanı ile birlikte çocuk oyun parkının da bittiği kent, 4 binin üzerinde nüfusa ev sahipliği yapıyor. İSO SANAYİ 45HABERLER 46 MAYIS 2023 K ahramanmaraş’ta 6 Şubat’ta art arda meydana gelen ve 11 ili etkileyen deprem felaketi sonrası bölgede yaşamın yeniden başlaması için Hatay’ın Antakya ilçe Merkezi’nde İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından hayata geçirilen İSO Yaşam Kenti Projesi’nde yaşam başladı. Kurulumu Mayıs ayında tamamlanan ve altyapı çalışmaları AFAD ile birlikte hızla bitirilen 1.000 konteynerlik İSO Yaşam Kenti, AFAD tarafından ihtiyaç sahibi vatandaşlara teslim edildi. İSO Yaşam Kenti’nde 1.000 konteynerin sahadaki kurulumlarının tamamlanmasının ardından, konteyner içi eşyalar da AFAD’ın destek ve koordinasyonunda tamamlandı. Çamaşırhane, yemekhane ve ortak etkinlik alanı ile birlikte çocuk oyun parkının da bittiği kent, yerleşimin tamamlandığı 900’e yakın konteynerde 4 binin üzerinde nüfusa ev sahipliği yapıyor. İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından, Türkiye’yi yasa boğan Kahramanmaraş ve çevre illerdeki deprem felaketi sonrası bölgede yaşamın yeniden başlaması için Hatay’ın Antakya ilçe Merkezi’nde; İSO Meclis ve Meslek Komitesi Üyeleri, İSOV Mütevelli Heyeti, İSO üye sanayi kuruluşları ile yerel ve ulusal bağışçıların destekleriyle hayata geçirilen İSO Yaşam Kenti Projesi’nde altyapı çalışmaları kapsamında; bulvar ve caddeler asfaltla kaplandı. Sokakların parke taşla kaplanması da büyük ölçüde tamamlandı. Kent içi aydınlatma çalışmalarında da sona gelindi. Bölgede hizmete giren en hızlı konteyner kentlerden olan İSO Yaşam Kenti’nde en kısa zamanda AFAD tarafından tüm konteynerlerin ihtiyaç sahibi ailelere tahsis edilmesi de hedefleniyor. 1 Mayıs 2023 tarihinde İSO Yönetim Kurulu Üyeleri, İSO Başkanı Erdal Bahçıvan ve İSO Meclis Başkanı Ender Yılmaz Başkanlığında, konteyner kentteki son durumu yerinde incelemek için bölgeyi ziyaret etmişti. Heyette İSO Meclis Başkan Yardımcısı Sadık Ayhan Saruhan ile İSO Meclis Başkanlık Divanı Katip Üesi Koray Yavuz, İSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İrfan Özhamaratlı, İSO Yönetim Kurulu Üyeleri Kemal Akar, Vehbi Canpolat, Celal Kaya, İnan Altınbaş ve Hüseyin Çetin yer almıştı. İSO heyeti T.C. Kütahya Valisi ve Hatay’da Afetten Sorumlu Koordinatör Vali Ali Çelik, Antakya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Çinçin ile Hataylı sanayicilerle birlikte de bir araya gelerek bölgenin sorunları ve sorunlara çözüm önerileri üzerine fikir İSO SANAYİ 47 alışverişinde bulunmuştu. Depremzedelere yardım konusunda örnek ve duyarlı davranış örneği sergileyen İSO, taahhüt ettiği gibi İSO Yaşam Kentinin kurulması konusunda verimli bir proje yönetimi sergilemeye özen göstermeyi sürdürüyor. Bu kapsamda İSO çalışanlarından oluşan özel bir ekip gerek altyapı çalışmalarını gerekse konteynerlerin üretim ve sevkini koordine etmek üzere sürekli olarak depremin yaşandığı bölgede çalışmaları yakından takip ediyor.Next >