< PreviousGEZİ Mardin 30 MİLYAR TL’LİK 22 PROJE! MARDİN’DE REFAHI ARTIRACAK 2022’den bu yana Mardin’de 30 milyar TL tutarında 22 adet projeye start verdiklerini söyleyen Mardin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hatip Çelik, tarım, lojistik, sosyal kalkınma, turizm, sanayi altyapısı ve enerji alanlarında yoğunlaşan projelerin 5 yıl içinde tamamlamayı hedeflediklerini söyledi. Hatip Çelik, “Projeler kısa vadede istihdam ve ekonomik canlılık yaratırken, uzun vadede Mardin’in sosyo-ekonomik refah seviyesini yükseltecek” dedi. G eçen yıl Mardin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı olarak seçilen Hatip Çelik, ilin turizm, tarım, sanayi ve ticaret gibi birçok alanda daha ileri bir seviyeye çıkması için çalışmalara başladı. Hali hazırda Mardin’de 30 Milyar TL tutarında 22 adet proje planlandığını ve bunların tarım, lojistik, sosyal kalkınma, turizm, sanayi altyapısı ve enerji alanlarında yoğunlaştığını söyleyen MTSO Başkanı Hatip Çelik, söz konusu projelerde GAP Sulama kanalları inşaatına dikkat çekerek, daha profesyonel sulu tarıma geçilebilmesi için bu projenin hayati öneme sahip olduğunu söyledi. İklim değişikliğinin yoğun bir biçimde hissedildiği günümüzde gıda güvenliğinin kritik bir öneme sahip olduğunu dile getiren Çelik, GAP Sulama kanallarının ülke gıda güvenliği için gerçekleştirilen en önemli yatırımlardan biri olduğunu vurguladı. TURİZMDE 8 ADET İNŞAAT DEVAM EDİYOR Hatip çelik, turizm sektöründe de önemli yatırımların hayata geçmekte olduğunu anlattı. Çelik, “Turizm yatırım teşvik belgesi almış 8 adet tesisin inşaatı devam etmekte, Büyükşehir Belediyesi ve Mardin Valiliği koordinasyonunda tarihi kent merkezinde betonarme yapılar yıkılmakta. Hem yatırımların artması hem de restorasyon projeleri Mardin’in Turizm sektörünün daha fazla gelişmesine katkıda bulunacak. Bin 40 dönüm alan ve 72 parsel alan ile 2.organize sanayi bölgesi altyapısı tamamlanmış yeni fabrikaların bir kısmının inşaatı tamamlanmış bir kısmının inşaatı devam etmekte. Parsellerin tamamı tahsis edildi. Yatırımların aksamaması için Midyat Mardin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Hatip Çelik 68 EKİM 2023İSO SANAYİ 6970 EKİM 2023 GEZİ Mardin OSB yatırımının hızlandırılması ve Mardin 2. OSB genişleme alanının altyapısının geliştirilmesi gerekiyor. Buna ek olarak hali hazırda altyapı ve üstyapısı sanayi yatırımlarına elverişli olan Derik ve Midyat Mülteci Kamplarının vakit kaybettirilmeden OSB alanlarına dönüştürülmesi öneriliyor. Lojistik sektöründe Yatırım programına alınmış Lojistik Merkez Projesinin revize fizibilitesi hazırlanıyor. Ilısu Barajı GES Yatırımı için fizibilite çalışması devam ediyor. İşletmelerimizin iklim değişikliği, yeni rekabet ortamı ve karbon yasalarına hazırlanması için dijital ve yeşil dönüşüm merkezi projesi hazırlandı. Bu merkez aynı zamanda bir İŞGEM olarak faaliyet gösterecek” diye konuştu. Mardin 29,4 İşsizlik oranı, 24,4 yaş ortalaması ve 5.490 dolar/kişi GSYİH ile Türkiye’nin dezavantajlı illerinden biri konumunda bulunuyor. Kadim bir üretim üssü olan Mardin’in tekrar eski ihtişamlı günlerine dönmesinin yolunun bu projelerden geçtiğini anlatan Hatip Çelik, hazırlanan projelerin tamamının Mardin’in GSYİH’da Türkiye ortalamasını yakalaması için gerekli üretkenliği sağlamasına yönelik olduğunu vurguladı. Çelik, “Projeler kısa vadede istihdam ve ekonomide canlılık yaratırken, uzun vadede Mardin’in sosyo-ekonomik refah seviyesini yükseltecek” dedi. Çelik, yatırımların 5 yıl içinde tamamlanmasının planlandığını dile getirerek, “Özellikle Irak ve Suriye’deki gelişmeler bu yatırımların hızlandırılması gerektiğini göstermektedir. İlk etapta yatırım programında olmayan yatırımların yatırım programına eklenmesi sağlanacaktır. 2023 ve 2024 yılında başlanılmayan yatırımların fizibiliteleri tamamlanacaktır” şeklinde konuştu. 6. BÖLGE TEŞVİKLERİNDEN FAYDALANIYOR Hatip Çelik, Mardin’in yatırım ortamı hakkında da bilgi verdi. 6. Bölge destekleri ile Türkiye’nin en avantajlı illerinden biri olduklarını anlatan Hatip Çelik, “Genç nüfusu tekstil, tarımsal üretimi gıda sanayi ve kültürel ve tarihi yapıları ise turizm sektör yatırımları için önemli avantajlar sunuyor. Bu yatırımların tamamı minimum 1,5 milyon sabit sermaye yatırımının gerçekleştirilmesi durumunda; makine-ekipman gümrük vergisi ve KDV muafiyeti, 10 yıl boyunca SGK işveren ve işçi hissesi desteği, yatırıma katkı oranı yüzde 50 vergi indirimi desteği, TL 7 puan, döviz 2 puan indirimli faiz desteği gibi avantajları sunuluyor. Suriye ve Irak’taki siyasi koşullar yatırım için dezavantaj olarak gözükse de yakın zamanda iki ülkedeki koşulların düzelmesi bekleniyor” ifadelerini kullandı. Son yıllarda Mardin’e gelen en büyük yatırımlar ise tekstil ve kimya endüstrisinde gerçekleşmiş. Örneğin Cengiz Holding dünyanın sayılı kobalt üretimi yapan tesislerinden birini de bünyesinde barındıran toplam 1,2 milyar dolar değerinde bir Hatip Çelik, Mardin’in yatırım ortamı hakkında da bilgi verdi. 6. Bölge destekleri ile Türkiye’nin en avantajlı illerinden biri olduklarını anlatan Hatip Çelik, “Genç nüfusu tekstil, tarımsal üretimi gıda sanayi ve kültürel ve tarihi yapıları ise turizm sektör yatırımları için önemli avantajlar sunuyor. İSO SANAYİ 71 yatırımı hayata geçirmiş. Bu tesis yıllık 620 milyon dolarlık ithalatın önüne geçmiş. Son 10 yılda tekstil sektörü de en büyük yatırımı ve istihdamı Mardin’de gerçekleştirmiş. Hali hazırda 500 üretim tesisine ulaşan sektör 80 bin kişilik doğrudan istihdam yaratır hale gelmiş. Yine Çelik’in verdiği bilgiye göre önümüzdeki dönemde 800 milyon dolar yatırımla Ilısu GES projesinin en büyük yatırım olması beklenirken fizibilitesi hazırlanmakta olan Mardin Lojistik Üs projesinin de Türkiye’nin sayılı Lojistik projelerinden biri olması planlanıyor. TEKSTİLDEN 80 BİN KİŞİLİK İSTİHDAM Bölgede tekstil sektöründe 500 imalatçının yer aldığını anlatan Hatip Çelik, tekstil sektörünün geliştirilmesi için 2.OSB ve ilçelerinde Dicle Kalkınma Ajansı desteği ile Tekstil üretim merkezleri kurulduğu bilgisini verdi. Çelik, “ Bu alanlar istihdam garantisi veren üreticilerimize düşük kiralarla verilmeye hazır. Bu kapsamda Tekstil yatırımcılarımızı ilimize yatırım yapmaya davet ediyoruz. Bu çalışmalara ek olarak Midyat ve Derik eski sığınmacı ağırlama merkezlerinin tekstil ihtisas OSB’lere dönüştürülmesi için girişimimiz bulunmaktadır. Bu alanların tekstil sektörüne yönelik açılması ilimize 50’ye yakın daha işletmenin açılmasını sağlayacaktır” dedi. M ardin’inçevreyolu olmayantekbüyükşehir olduğunadikkatçeken HatipÇelik,bunedenleilkolarak ilinulaşımaltyapınıngeliştirilmesi gerektiğinivurguladı.Çelik, “Mardin’inhavayolu,demiryoluve karayollarıilelojistikimkânları hâlihazırdamevcut.Bunların amacayönelikolarakstratejikbir bakışaçısıylamulti-modaltarzda entegrasyonunavegeliştirilmesine ihtiyaçvar.BukapsamdaMardin içinçevreyollarınıntamamlanması, HaburOtobanınıninşaedilmesi, demiryolunungeliştirilmesi velojistikmerkezinkurulması gerekiyor”diyekonuştu.72EKİM 2023 SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK RAPORLAMASI VE RAPORLAMANIN ÖNEMİ SÜRDÜRÜLEBİLİRLİKİSO SANAYİ73 Şirketlerin farklı paydaş gruplarının ihtiyaçlarına cevap vermesine olanak tanıyan sürdürülebilirlik raporlaması, şirketlerin uzun vadeli hedefler belirlemesine ve bu hedeflere ulaşma süreçlerini izlemelerine yardımcı oluyor. Finansal raporlama kadar önem kazanan sürdürülebilirlik raporlaması, son dönemde şirketlerin sürdürülebilirlikle ilgili sorumluluklarını yerine getirmesine, paydaş iletişimine, risk ve fırsatların yönetilmesine ve rekabet avantajı elde etmelerine yardımcı olan kritik bir araç olarak öne çıkıyor. G ünümüzde iş dünyası sürdürülebilirlik konusuna daha fazla odaklanmış durumda. Şirketler, finansal performanslarına ek olarak sürdürülebilirlik performanslarını da paydaşlarına aktarmak ve bu konuda şeffaf olmak zorunluluğuyla karşı karşıyalar. Sürdürülebilirlik raporlaması bu ihtiyacın karşılanmasına yardımcı olan ve iş dünyasının geleceğini şekillendiren önemli bir araç görevi görüyor. Uluslararası sürdürülebilirlik raporlaması alanındaki gelişmeler hızlanırken, Entegre Raporlama da finansal ve finansal olmayan bilgilerin birleştirilmesini destekliyor. Paydaş iletişimi ve şeffaflık ise bu sürecin vazgeçilmez bir parçası olarak ortaya çıkıyor. Sonuç olarak, şirketlerin sürdürülebilirlik raporlamasına odaklanmaları hem kendi sürdürülebilirlik hedeflerini hem de küresel sürdürülebilirlik çabalarını destekler nitelik taşıyor. Raporlamanın sürdürülebilirlik açısından önemli bir unsur olarak kabul edilmesi ise birden fazla nedene dayanıyor. Sürdürülebilirlik raporlaması, şirketlerin farklı paydaş gruplarının örneğin; yatırımcılar, müşteriler, tedarikçiler, çalışanlar, toplum ve kanun koyucuların ihtiyaçlarına cevap vermesine olanak tanıyor. Her bir paydaş grubu, farklı bilgilere ve önceliklere sahip olduğundan, raporlama bu paydaşların ilgi alanlarına uygun bilgileri sunarak şirketin itibarını ve paydaş ilişkilerini güçlendiriyor. PAYDAŞLARIN ŞİRKETLERE GÜVENİNİ ARTIRIYOR Diğer yandan şeffaf ve dürüst bir raporlama yaklaşımı, paydaşların şirkete olan güvenini artırırken uzun vadede hedeflenen başarı için kritik bir faktör olarak ortaya çıkıyor. Ayrıca şirketlerin sürdürülebilirlikle ilgili risk ve fırsatları daha iyi anlamalarına yardımcı oluyor. Özellikle iklim değişikliği gibi büyük risklerin finansal etkilerini değerlendirmek için kullanılan Finansal Beyan Görev Gücü (TCFD) standartları gibi çerçeveler iş stratejilerinin belirlenmesinde kritik bir rol oynuyor. Diğer yandan, şirketlere rakipleri karşısında bir avantaj da sağlayabiliyor. Müşterilerin, sürdürülebilirlikle ilgili daha fazla bilgiye sahip şirketlere daha olumlu bakma eğiliminde olduğu günümüzde, sürdürülebilirlik performansı yatırımcılar için de önemli bir gösterge olabiliyor. Raporlama, şirketlerin uzun vadeli sürdürülebilirlik hedefleri belirlemesine ve bu hedeflere ulaşma süreçlerini izlemelerine yardımcı oluyor. Bu durum, sürdürülebilirlikle ilgili stratejilerin daha iyi planlanmasını ve uygulanmasını sağlıyor. Şirketler raporlama standartlarına uyum sağlarken yasal gereksinimlere uygunluğu da sağlamış oluyor. 74 EKİM 2023 Sonuç olarak, sürdürülebilirlik raporlaması, şirketlerin sürdürülebilirlikle ilgili sorumluluklarını yerine getirmesine, paydaş iletişimine, risk ve fırsatların yönetilmesine ve rekabet avantajı elde etmelerine yardımcı olan kritik bir araç olarak öne çıkıyor. RAPORLAMADA BÜTÜNSEL YAKLAŞIM: ENTEGRE RAPORLAMA Günümüzde kurumsal raporlamaya daha bütüncül ve finansal ve finansal olmayan bilgileri derleyerek verimli bir yaklaşım getiren “Entegre Raporlama” daha fazla önem kazanıyor. Uluslararası Entegre Raporlama Konseyi’ne (International Integrated Reporting Council, IIRC) göre Entegre Raporlama “Bir kuruluşun içinde yer aldığı dış çevre bağlamında stratejisi, yönetimi, performansı ve gelecekten beklentilerinin kısa, orta ve uzun vadede nasıl değer yarattığının kısa ve öz bir iletişimi” olarak tanımlanıyor. Entegre Raporlama, şirketin tüm iş faaliyetlerini ve değer yaratma süreçlerini bütünsel bir şekilde sunma yaklaşımını ifade ediyor. Bu raporlar, şirketin mali sonuçlarını, çevresel etkilerini, sosyal etkilerini ve yönetişim uygulamalarını içeren geniş bir perspektifi kapsıyor. Ayrıca, şirketin SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK sürdürülebilirlik hedeflerini ve performansını daha iyi aktarmasına yardımcı oluyor. Sürdürülebilirlik raporları, bir şirketin yalnızca sürdürülebilirlik konularına odaklanırken, finansal performansı genellikle ayrıntılı olarak ele almayarak entegre raporlamadan farklılaşıyor. Özetle, entegre raporlama tüm iş faaliyetlerini ve performans göstergelerini bütünsel bir şekilde sunarken, sürdürülebilirlik raporlaması daha spesifik olarak çevresel, sosyal ve yönetişim konularına odaklanıyor. Her iki raporlama da işletmelerin daha şeffaf ve sürdürülebilir bir şekilde faaliyet göstermelerini esas alıyor. KÜRESEL RAPORLAMA STANDARTLARI Dünya genelinde sürdürülebilirlik raporlaması ve entegre raporlama, şirketlerin performans İSO SANAYİ 75 başlamasını sağlayacak iki standardı IFRS S1 (Sürdürülebilirlikle İlgili Finansal Bilgilerin Açıklanmasına İlişkin Genel Gereklilikler) ve IFRS S2’yi (İklimle İlgili Açıklamalar) geçtiğimiz günlerde yayınladı. 1 Ocak 2024’te yürürlüğe girecek standartlar, finansal raporlama ile sürdürülebilirlik raporlamasını birleştirerek şirketlerin sürdürülebilirlikle ilgili bilgileri, denetlenebilir bir şekilde sunmalarını sağlayacak. - IFRS S1; şirketlerin kısa, orta ve uzun vadede karşılaştıkları sürdürülebilirlikle ilgili risk ve fırsatlar hakkında yatırımcılara bilgi vermelerini sağlamak için tasarlandı. Ayrıca işletmelerin yönetişim, strateji, risk yönetimi ve sürdürülebilirlikle ilgili ölçüt ve hedeflerine ilişkin bilgileri açıklamalarını da gerektiriyor. - IFRS S2, işletmelerin iklimle ilgili risk ve fırsatlar hakkında detaylı bilgi açıklamasını gerektiriyor. IFRS S1 ile kullanılmak üzere tasarlanan standart, işletmelerin iklim risklerini, nakit akışları, finansmana erişim ve sermaye maliyetleri üzerindeki etkilerini açıklamalarını sağlıyor. • Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (The Corporate Sustainability Reporting Directive, CSRD) Avrupa Parlamentosu’nda kabul edilmesiyle, şirketlere toplumsal ve çevresel etkilerine ilişkin bilgileri düzenli olarak kamuoyuyla paylaşma zorunluluğu getiriyor. Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (European Sustainability Reporting Standards, ESRS) borsada işlem görüyor olsun veya olmasın tüm büyük şirketler için geçerli olacak. Avrupa Birliği’ndeki (AB) faaliyetlerinin cirosu 150 milyon avronun üzerinde olan AB dışı şirketler de direktiflere uymak zorunda olacak. AB merkezli KOBİ’ler ise raporlama sürecine 2026’dan itibaren başlayacak ve ilk raporu 2027’de yayımlayacaklar. • ESRS kapsamında belirlenen 12 standart iklim değişikliği, biyoçeşitlilik ve insan hakları olmak üzere çevresel, sosyal ve yönetişim konularını kapsıyor. ESRS 1 “Genel Gereklilikler” raporlama yaparken uyulması gereken genel ilkeleri belirliyor. CSRD’ye tabi olan tüm şirketler için zorunlu olan ESRS 2 “Genel Açıklamalar” ise hangi sürdürülebilirlik konusunun ele alındığına bakılmaksızın açıklanması gereken temel bilgileri içeriyor. ŞİRKETLERE ÇEVRESEL VE TOPLUMSAL BİLGİLERİNİ DÜZENLİ OLARAK PAYLAŞMA ZORUNLULUĞU beyanlarını belirli bir standart ve rehberlik çerçevesinde sunmalarını gerektiriyor. Bu alanda birçok küresel sürdürülebilirlik raporlama standardı bulunuyor. Küresel Raporlama İnisiyatifi (Global Reporting Initiative, GRI) sürdürülebilirlik raporlamasında en yaygın kullanılan standart olarak öne çıkıyor. İklimle Bağlantılı Finansal Beyan Görev Gücü (Task Force on Climate-related Financial Disclosures, TCFD) standartları şirketlerin iklimle ilgili verilerini ve stratejilerini finansal raporlarının bir parçası olarak sunmalarını teşvik ediyor. Uluslararası Entegre Raporlama Konseyi (International Integrated Reporting Council, IIRC) finansal ve finansal olmayan bilgilerin entegre bir şekilde sunulmasını teşvik eden bir organizasyon olarak öne çıkıyor. Karbon Saydamlık Projesi (Carbon Disclosure Project, CDP) şirketlerin çevresel performanslarını ölçmek ve raporlamak için bir platform sağlarken özellikle karbon ayak izi ve su ayak izi gibi çevresel faktörlere odaklanıyor. RAPORLAMA STANDARTLARINDA GÜNCEL GELİŞMELER Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu (International Sustainability Standarts Board, ISSB) dünya genelinde sürdürülebilirlik raporlamasında yeni bir dönemin 76 EKİM 2023 ABD -HOLLYWOOD’DAKİ GREVDE ÖN ANLAŞMA SAĞLANDI ABD - MORTGAGE FAİZLERİ 22 YILIN ZİRVESİNDE İNGİLTERE EKONOMİSİ TEMMUZ’DA DARALDI İSO İLE DÜNYA TURU ALMANYA - VERGİ GELİRLERİ YÜKSELDİ KUZEY KUTBU BUZULLARIN SEVİYESİ, ‘AKILLARA DURGUNLUK VERECEK DERECEDE’ DÜŞTÜİSO SANAYİ 77 POLONYA - UKRAYNA’YA SİLAH YARDIMINI KESTİ SUUDİ ARABİSTAN İLK NÜKLEER ENERJİ SANTRALİ ÇİN - BORÇ KRİZİNDEKİ EVERGRANDE, GAYRİMENKUL PİYASALARINI SARSTI HIRVATİSTAN - PORSCHE, E-BİSİKLET FABRİKASI KURUYOR RUSYA - KRİPTO DEVİ RUSYA’DAN ÇIKMA KARARI ALDINext >