< Previous“D olar üzerinden 2017-2019 yıllarına baktığımız zaman Türkiye’nin gayri safi yurt içi hasılasının 851 milyar dolarken 754 milyar dolara düştüğünü görüyoruz. ilk 500’ün gayri safi yurt içi hasılasından aldığı payın aslında çok da kötü olmadığına şahit oluyoruz. İhracat performansına baktığımızda ise Türkiye’nin 2017 ihracatı 157 milyar dolarken, 65 milyar dolarlık kısmını ilk 500 gerçekleştiriyor. Türkiye’nin ihracatı 2019’da 171 milyar dolarken, ilk 500’ün ise 73,5 milyar dolarlık kısmını yaptığını izliyoruz. Büyüme var ancak mali borçlar da buna paralel artmış durumda. Ne kadar ihracat arttıysa o kadar da borçlanma olmuş. Acaba ihracatı sürekli borçlanarak mı artırıyoruz? Yoksa bu borç ihracatla ilgisi olmayan başka alanlardan mı kaynaklanıyor? Bu soruların cevabını merak ediyorum.” İSO Meclis Üyesi Ferdi Erdoğan: “İhracat artarken, borçlanma da büyümüş” “Alın terinin yanına akıl terini de eklemeliyiz” İSO Meclis Başkan Yardımcısı İbrahim Aydoğan: “T ürkiye genelinde 500 bin adet hacizli aracın dokuz yıldır yediemin otoparklarında çürümeye terk edildiğini görüyoruz. Milli servetimize çözüm bulunması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca bir konuya daha değinmek istiyorum. Sanayicilerin eğitimli sanayici yetiştirmesi gerekiyor. Eğitmenlerin gözetiminde üretim yapılması gerektiğine inanıyorum. Planlı programlı çalışılırsa verimi artırabiliriz diye düşünüyorum. Yeni çalışma döneminde ihracatı yakalayan firmaların kapasitelerini yüzde 20 artırdığını görüyoruz. Hala geri kalan yüzde 80’lik kısım ise beklemeyi sürdürüyor. Ancak beklememeliyiz. Alın terinin yanına akıl terini de ekleyerek, mücadelemizi sürdürmeliyiz.” 56 AĞUSTOS 2020 MECLİS58 AĞUSTOS 2020 MECLİS “M akine sektöründe işler oldukça iyi gidiyor. Bu iyiye gidiş inşallah diğer sektörlere de yansır diye düşünüyorum. Otomotiv sektöründe de bir hareketlilik bekliyoruz. Bilindiği gibi otomotiv sektöründe üç aydır bir durgunluk yaşanıyordu. Avrupa Birliği’nin 750 milyar avroluk yapmış olduğu bir kurtarma paketi var. Bu durumun olumlu yansımalarının geleceğini düşünüyorum. İkinci bir Koranavirüs beklentisinin ekonomiyi çok fazla etkilemeyecektir. Ekonominin artık efsunlandığını söyleyebiliriz. Pek çok şirket böyle bir durumda işyerlerini kapatmayacaklarını söylüyor. KGF kredileri çok fazla miktarda dağıtıldı ve piyasada şu anda bir likidite anlamında genişleme olduğunu görüyoruz. Ciddi anlamda bir para bolluğundan söz edebiliriz. Dünyada da durum böyle. Bizim ülkemizde de böyle bir şey oluşmaya başladı gibi. Ancak bunun sonuçları nasıl olacak merak ediyorum.” “Makine sektöründe işler iyi gidiyor” İSO Meclis Üyesi Ender Yılmaz: “P andemi sürecinde Avrupalıların çok zorluk çektiğini biliyoruz. Büyük problemler yaşadılar. Hakikaten bize göre de çok çok kötü bir pozisyondaydılar. Ancak pandeminin etkisinin azaldığı nisan ayından sonra sanayide inanılmaz projelere imza attılar. Örneğin AB Komisyonu 2 trilyon avroluk bir fon çıkardı. Bunun da yarısını, 1 trilyon avroyu da sanayiye aktardı. Peki bu fonlar olduğu yerde duruyor mu? Bunlar nerelere harcanacak? Örneğin aktif pharmaceutic ilaç bileşenleri yüzde 70’i Çin’de, yüzde 30 Hindistan’da üretiliyor. Avrupa’nın tedarik ihtiyacını uzak doğu ülkelerinden karşılamama arzusu şubat-mart ayında kesinleşmişti. Bununla ilgili Almanya ve Fransa başta olmak üzere yaklaşık 2 milyar avroluk bir yatırım projesi yaptılar, şirketler kurdular. Projenin 250 milyon avrosu daha ortada bir şey yokken AR-GE’ye kondu. Bunlar ne yazık ki bizde olmayan işler. Bizlerin yeni düşünceler, yeni fikirler içinde olmamız gerektiğine inanıyorum.” İSO Meclis Üyesi Haluk Erceber: “Yeni fikirlere ihtiyacımız var” “Borçlanma artıyor, ciro düşüyor” İSO Meclis Üyesi Ender Arslan: “İ SO 500 büyük araştırmasına göre, 2019 sonuçlarını son bir kaç yılla karşılaştırdığımızda ilk 500’ün durumunun iyi olmadığını görüyoruz. Araştırmalar borçlarının artığını, ciroların ise düştüğünü gösteriyor. AR-GE projelerin ticarileşme oranına baktğımız zaman 10 binde 7 başarı oranının yaşandığını görüyoruz. Müşterinin ne istediği konusunu en başa alıyoruz. Katma değeri yüksek ürünlerdeki üretimimizi ve ihracatımızı artırmak zorundayız. Bunu nasıl yapacağımız noktasında tıkanıyoruz. Şu anda talep daralmasıyla karşı karşıyayız. Bütün sektörlerin ortak sorunu bu. Bir tarafta ihracat, bir tarafta AR-GE çalışmaları var. Türk sanayisi olarak, nereden başlamamız gerekiyor? Bu sorunun cevabını öğrenmek istiyorum.”DOSYA Pamuk Raporu 60 AĞUSTOS 2020 İstanbul Sanayi Odası (İSO), “Tarladan Markaya Pamuk Çalıştayı Raporu”nu, basın açıklamasıyla kamuoyuna duyurdu. Sektör temsilcilerinin katılımıyla Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir büyümesine ve kalkınmasına katkı sunmayı hedefleyen çalıştayın raporu, pamuk için yeni ve kapsamlı bir üretim politikası gerekliliğini ortaya koydu. İSO’nun ‘Tarladan Markaya Pamuk Çalıştayı’ sonucunda ortaya konulan raporda dünyadaki GDO’suz pamuğun yüzde 80’ine yakınını üreten ancak bu yıl ekim alanlarında yüzde 35 daralma yaşaması beklenen Türkiye’nin, pamuktaki gerilemenin önüne geçmesi için yapılacak acil ve etki gücü yüksek 10 politika önerildi. “BEYAZ ALTIN” İÇİN 10 ACİL10 ACİL ÖNERİÖNERİİSO SANAYİ 61 İSO, “TARLADAN MARKAYA PAMUK ÇALIŞTAYI RAPORU”NU KAMUOYU İLE PAYLAŞTI62 AĞUSTOS 2020 İ stanbul Sanayi Odası (İSO), 28 milyar dolara yakın ihracata ve 1 milyonu aşkın istihdama sahip tekstil ve hazır giyim başta olmak üzere çok sayıda sektörün ham maddesi ve katmadeğer kaynağı olan pamuk için “Tarladan Markaya Pamuk Çalıştayı” düzenledi. Sektör temsilcilerinin katılımıyla Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir büyümesine ve kalkınmasına katkı sunmayı hedefleyen çalıştayın raporu, pamuk için yeni ve kapsamlı bir üretim politikası gerekliliğini ortaya koydu. Tarım ve sanayi için “beyaz altın” olarak tanımlanan ürüne yönelik hazırlanan Tarladan Markaya Pamuk Çalıştayı Raporu’nda, Türkiye’nin pamukta dünyanın en etkili üreticisi olabilecek durumdayken gücünü yeteri kadar kullanamadığı vurgulandı. Arazi bölünmesi, göç, destek politikaları gibi faktörler nedeniyle pamuk ekim alanının son 20 yılda yaklaşık yüzde 30 azalarak 5 milyon dekarın altına indiği, 2020 yılında da yine yüzde 35 civarında düşüş yaşamasının beklendiği belirtildi. Raporda, dünyadaki GDO’suz pamuğun yüzde 80’ine yakınını üreten Türkiye’nin pamuktaki gerilemenin önüne geçmesi ve dünya markası olması için aciliyeti ve etki gücü yüksek 10 Politika Önerisi yer aldı. Öneriler arasında; pamuğun stratejik ürün olması, verimle birlikte kaliteyi ve sürdürülebilirliği önceleyen, pamuğu alternatif ürünlere ve fiyat dalgalanmalarına karşı koruyacak bir destekleme sistemi oluşturulması, çiftçilerin, sulama, gübreleme, ilaçlama ve hasat konularında eğitilmesi ve bütün süreçlerde bilgilendirmesi, üretim, hasat ve çırçırlama süreçlerinin modernize edilmesi, “organik’’ ve “iyi pamuk” üretiminin yaygınlaştırılması gibi konular yer aldı. TÜRKİYE, VERİMLİLİK AÇISINDAN ÖNDE GELEN BİR ÜRETİCİ “Tarladan Markaya Pamuk Çalıştayı Raporu”nun giriş bölümünde, dünyada ve Türkiye’de güncel pamuk üretimine dair verilere ve gelişmelere yer verildi. Buna göre dünyada 250 milyona yakın insanın geçimini sağladığı, Covid-19 salgını nedeniyle kg birim fiyatı da 1,5 doların altına gerileyen pamuk, ülkemizde Ege, Çukurova ve Şanlıurfa dolaylarında üretiliyor. Pamukta, son 30 yılda alternatif ürünlerin gelişmesi, fiyatlardaki oynaklık, destek politikaları, kente göç, arazi bölünmesi gibi nedenlerle ekili alanlar geriledi ve 1998’de 7.6 milyon dekara yaklaşan ekili alan 2019’da 5 milyon dekarın altına indi. Türkiye’de 2020 yılında pamuk alanlarında yine yüzde 35 civarında düşüş bekleniyor. Ancak verimlilik açısından DOSYA Pamuk RaporuİSO SANAYİ 63 önde gelen bir üretici durumunda olan Türkiye’de dekar başına verim son 30 yılda yüzde 60 civarında yükseldi. BM Gıda ve Tarım Örgütü verilerine göre Türkiye, dünya pamuk üretiminde 976 bin ton ile altıncı sırada yer alıyor ve pamuk üretiminin yılda yüzde 3,5’ini gerçekleştiriyor. Yılda 762 bin ton ithalat ile Çin’in ardından ikinci sırada yer alan Türkiye’nin, pamuk ihracatı ise 105 bin ton düzeyinde gerçekleşiyor. Türkiye, dünyada GDO’suz pamuğun yüzde 80’ine yakınını üretiyor. Organik ve iyi pamuk üretim anlayışının giderek yaygınlaşıp güç kazandığı ülkemizde geçen yıl iyi pamuk üretimi yapan çiftçi sayısı 3 bin 299’a ulaştı. İyi pamuk tarımı yapılan arazi büyüklüğü 53 bin 400 hektar oldu. Bununla birlikte Türkiye’deki pamuk üretimin bütün aşamalarında ise sık sık yanlış uygulamalar yapılıyor. Raporda yapılan hatalar ve sorunlar; 16 madde halinde belirtildi. Bunlar arasında; azalan ekim alanları, düşük kalite, ölçek küçüklüğü, kooperatifleşme eksikliği, çiftçinin eğitim ve bilgilendirilme ihtiyacı, sulama, gübreleme, ilaçlama ve hasatta yapılan hatalar yer aldı. Raporun sonundaki “Politika Önerileri” bölümünde ise sorunların aşılmasındaki aciliyeti ve etki gücü yüksek öncelikli 10 maddeye yer verildi. Devletin pamuğu destekleme politikasının gözden geçirilmesi gerektiği belirtilen raporda, yeni pamuk üretimi politikası ile çiftçilerin, sanayicilerin ve tüketicilerin faydası gözetildi.PAMUK ÜRETİMİNDE TÜRKİYE ÖNCÜ Türkiye pamuk üretiminde önde gelen ülkelerden biri. Ege, Çukurova ve Şanlıurfa dolaylarında üretimi yapılan bitki, geleneksel olarak ülkemizin en fazla yoğunlaştığı ürünler arasında yer alıyor. Son 30 yılda alternatif ürünlerin gelişmesi, fiyatlardaki oynaklık, destek politikaları, kente göç, arazi bölünmesi gibi nedenlerle ekili pamuk alanları daralıyor. 1998’de 7.6 milyon dekara yaklaşan ekili alan 2019’da 5 milyon dekarın altına indi. Ekim alanlarındaki gerilemeye rağmen, pamuk üretimi (kütlü) uzun vadede 2 milyon ile 2,5 milyon ton arasında seyrini korumaya devam etti. Lif pamuk üretimi de buna paralel şekilde 700 bin ile 1 milyon ton arasında uzun dönemli seyrini devam ettiriyor. 2019’da 4,8 milyon dekar üzerinde 2,2 milyon ton kütlü, 814 bin ton lif pamuk üretimi yapıldı. Ekim alanı daralırken üretim miktarı uzun vadede çok değişmeyen pamukta, dekar başına verim son 30 yılda yüzde 60 civarında yükseldi. Kütlü pamukta 1991’de 279 kg olan dekar başına verim, 2014’te 502 kilograma kadar yükselirken, 2019’da 460 kilograma indi. Lif pamukta 1991’de 93 kilogram olan verim 2013’te 195 kilograma kadar yükseldi; 2019’da 170 kilogram olarak gerçekleşti. Dünyada yaygınlaşmaya başlayan iyi pamuk üretimi anlayışı son yıllarda Türkiye’de de giderek güç kazanıyor. İyi pamuk, ilaç kullanımından toprak sağlığına, su tüketiminden pamuk üretiminde çalışan isçilerin çalışma koşullarına kadar altı ana ilke altında toplanan kriterlerden oluşan, çevresel, sosyal ve ekonomik anlamda sürdürülebilir pamuk üretimini hedefleyen bir pamuk DOSYA Pamuk RaporuİSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İrfan Özhamaratlı, konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Rapordaki önerilerimizin ivedilikle uygulamaya alınması, üretim maliyetlerinin azalmasına, verimlilik, kalite ve katma değerin artmasına, ithalat ihtiyacının gerilemesine ve sektörün ülke ekonomisi, ihracatı ve istihdamına daha fazla katkı sağlamasına zemin hazırlayacak” dedi. Özhamaratlı, raporu Türkiye’nin en büyük pamuk üretim merkezleri olan Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası, Şanlıurfa Ticaret Borsası, Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası, İzmir Ticaret Borsası, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası, Söke Ticaret Borsası, Ulusal Pamuk Konseyi ve Türkiye Doğal Hayatı Koruma Vakfı’nın yanı sıra tekstil ve hazır giyim sektör temsilcilerinin katılımıyla yaptıkları çalıştay sonrasında hazırladıklarını söyledi. Özhamaratlı, Tarladan Markaya Pamuk Çalıştayı Raporu’nun birçok başlıkta Türkiye’nin pamuk gerçeğini ortaya koyduğunu vurgulayarak şöyle konuştu: “Yaklaşık 28 milyar dolar ihracat yapan ve tarım, üretim ve pazarlama birlikte düşünüldüğünde 2 milyonun üzerinde istihdam sağlayan tekstil ve hazır giyim sektörümüzün ana ham maddesi olan pamuk, ülkemizin en stratejik tarım ürünlerindendir ve bu sebeple yapılan her çalışmayı, verilen her desteği fazlasıyla hak ediyor. ‘Beyaz altın’ olarak da adlandırılan pamuk için hazırladığımız rapordaki önerilerimizin ivedilikle uygulamaya alınması, üretim maliyetlerinin azalmasına, verimlilik, kalite ve katma değerin artmasına, ithalat ihtiyacının gerilemesine ve sektörün ülke ekonomisi ve ihracatına daha fazla katkı sağlamasına “ÜRETİM VE İŞLEME KALİTESİNİN YÜKSELTİLMESİ ÇOK ÖNEMLİ” İSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İrfan Özhamaratlı: İSO SANAYİ 65 üretim standardıdır. 2019’da Türkiye’de iyi pamuk üretim ilkeleri çerçevesinde üretim yapan çiftçi sayısı 3 bin 299’a ulaştı. Bu kapsamda pamuk tarımı yapılan arazi büyüklüğü 53 bin 400 hektara ulaşarak, kütlü pamuk üretimi ise 262 bin 865 ton oldu. DÜNYANIN EN ÇOK PAMUK ÜRETİCİSİ: ÇİN Pamuk, dünyanın en eski ve en yaygın tarım ürünlerinden biri. Geleneksel ve modern yöntemler ile bugün 250 milyona yakın insanın geçimini pamuktan sağladığı tahmin ediliyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, 2018’de dünya genelinde 24 milyon tonu aşan pamuk üretimi gerçekleştirildi. Çin 6,1 milyon ton ile dünyada en çok pamuk üretimi gerçekleştiren ülke iken, onu 4,7 milyon ton ile Hindistan, 4 milyon ton ile ABD izliyor. Türkiye 2018’de, 976 bin ton üretim ile dünyada altıncı sırada yer aldı. 2019’da Türkiye’de üretim 814 bin tona geriledi. Türkiye 762 bin ton pamuk ithalatı ile Çin’den sonra en fazla ithalat yapan ülke oldu. 9,2 milyon tona ulaşan dünya pamuk ithalatı, 2,1 milyon ton ithalat ile Çin tarafından domine ediliyor. İkinci sırada yer alan Türkiye’nin ardından en fazla ithalat yapan ülkeler Pakistan ve Hindistan’dır. 2018 yılında farklı sektörler tarafından 26 milyon tonu aşan pamuk üretimde kullanıldı. Dünya genelinde en yüksek pamuk kullanımı 8,6 milyon ton ile Çin tarafından gerçekleştirilirken, onu 5,2 milyon ton ile Hindistan, 2,3 milyon ton ile Pakistan 1,5 milyon ton ile Türkiye izledi. Dünyanın en fazla pamuk ihracatı yapan ülkesi, 3,2 milyon ton ile Amerika Birleşik Devletleri’dir. Next >