< PreviousHABERLER 38 HAZİRAN 2022 Türk sanayisinin dünya genelindeki alıcılar için önemli bir alternatif üretici olarak öne çıkması sonucu ortaya çıkan ilave tedarik talebi oldu. Diğer yandan yurt içinde salgına karşı yürütülen başarılı aşı uygulamaları sonrasında iktisadi ve sosyal faaliyetlerde kısıtlamaların kademeli olarak kaldırılması ve buna bağlı olarak genişleyen iç talep de ekonomik büyümeyi destekleyen önemli bir faktördü. Bütün bu gelişmelerin etkisiyle sanayi sektörü yüzde 16,6 imalat sanayi ise yüzde 17,2 büyüyerek ekonominin genelinden pozitif ayrıştı ve büyümeye de en yüksek katkıyı sağlayan sektör oldu. TÜRKİYE İMALAT PMI VERİLERİNİN YIL ORTALAMASI 52,1 Sanayi sektörünün sürükleyici rolü, her ay açıkladığımız İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat PMI’ın geçen yılki verilerinde de zaten görülüyordu. Türkiye İmalat PMI verileri 2021 yılında tam kapanma ve bayram tatilinin denk geldiği mayıs ayı dışında tüm aylarda eşik değer 50’nin üzerinde seyretti. Endeksin yıl ortalaması da 52,1 olarak gerçekleşti. Dolayısıyla İmalat PMI, yaşanan güçlü büyümenin sinyalini bizlere önceden vermişti. ÜRETİMDEN SATIŞLAR 2 TRİLYON LİRAYI GEÇTİ İSO 500’de üretimden satışlar, 2020’deki 1,2 trilyon lira olan seviyesinden, yüzde 73,8’lik artışla 2021 yılında 2 trilyon lirayı geçti. Artışın yüksek olmasında ihracattaki güçlü büyüme ile döviz kurları ve enflasyondaki hareketlenme etkili oldu. Geçmiş dönemlerle kıyaslandığında, İSO 500’ün üretimden satışlarında bundan İSO SANAYİ 39 daha yüksek oranlı artışların son olarak 1992-1997 dönemindeki yüksek enflasyon ortamında gerçekleştiği görülüyor. Söz konusu dönemde İSO 500’ün üretimden satışlarının yıllık artış oranları o yıllarda da yüzde 78 ile yüzde 112 aralığında seyretmişti. ÜRETİMDEN SATIŞLAR GEÇEN YILA GÖRE YÜZDE 27,7 İLE YÜKSEK BİR ARTIŞ SERGİLEDİ Üretimden satışlar grafiğine bakıldığında reel değişimler görülüyor. 2021 yılına baktığımızda yıl sonu tüketici enflasyonu ile arındırıldığında üretimden satışların reel olarak geçen yıla göre yüzde 27,7 ile oldukça yüksek bir artış sergilediği izleniyor. Reel değişimleri hesaplarken son yıllarda hep yaptığımız gibi yıl sonu TÜFE enflasyonunu bu yıl da kullandık. Fakat diğer taraftan biliyoruz ki 2021 sonunda TÜFE enflasyonu yüzde 36,08 HABERLER 40 HAZİRAN 2022 iken ÜFE enflasyonu yüzde 79,89’a ulaşmıştı. Bu noktada üretici fiyatlarının çok daha hızlı arttığını ve aradaki makasın rekor düzeyde açıldığını da akılda tutmamızda yarar var. Üretimden satışların 50’lik gruplara göre dağılımına bakacak olursak; ilk 50 kuruluşun yüzde 50 bandında seyreden ağırlığını bu yıl da koruduğu görülüyor. İlk 100 ise İSO 500’ün yüzde 63’ünü oluşturuyor. TÜRKİYE’NİN 2021 YILI İHRACATI 225 MİLYAR DOLARI AŞTI Üretimden satışlar performansına bakıldığında ihracatın bu satışlardaki olumlu etkisini görülüyor. Tabloya bakıldığında 2021 yılı büyümesinde ihracatın ne kadar güçlü ivme yarattığı izleniyor. Küresel ticaretteki canlanma ve Türkiye’ye yönelik ilave tedarik talebi sonucu Türkiye’nin 2021 yılı ihracatı yüzde 32,8 oranında artarak 225 milyar doları aştı. Aynı yılda İSO 500’ün ihracatı da yüzde 33,9’luk artışla 85,8 milyar dolara ulaştı. Görüldüğü üzere İSO 500’ün ihracat artışı, Türkiye genelinin 1,1 puan üzerinde gerçekleşti. Böylece hem Türkiye hem de İSO 500 ihracatı tarihsel rekor kırdı. İSO 500’ün Türkiye genel ve sanayi ihracatı içindeki payı grafiğine göre İSO 500 2021 yılında Türkiye ihracatının yüzde 38,1’ini, sanayi ihracatının ise yüzde 39,4’ünü gerçekleştirmiş durumda. İSO 500’de yer alan firmalar açısından ihracat her yıl olduğu gibi 2021’de de listede yer almak açısından önemli bir rol oynadı. İhracat yapan kuruluşların sayısı 464 ile yüksek seviyesini korudu. 2021’DE FAALİYET KARI 143 MİLYAR LİRADAN 342 MİLYAR LİRAYA ÇIKTI Karlılık performansına ilişkin temel göstergelerin yer aldığı tabloya baktığımızda, İSO 500’ün karlarının da yüksek oranlarda arttığını izliyoruz. 2021’de faaliyet karı yüzde 139 oranında artarak 143 milyar liradan 342 milyar liraya çıktı. Böylece faaliyet karlılığı 4 puan artışla yüzde 14,8’e yükseldi. Benzer şekilde faiz, amortisman ve vergi öncesi kar da yüzde 120’ye yakın bir artışla 185 milyar liradan 405 milyar liraya sıçradı. Bunun sonucunda FAVÖK karlılığı 3,6 puan artışla yüzde 17,5’e çıktı. Vergi öncesi kar ve zarar toplamı ise yüzde 137 artarak 92,5 milyar liradan 219 milyar liraya yükseldi. Bu gelişme satış karlılığını 2,5 puan artışla yüzde 9,5’e taşıdı. İSO 500’ün karlılık verilerine baktığımızda, faaliyet karlılığındaki iyileşmenin yanı sıra özellikle net kambiyo karlarının etkisiyle üretim faaliyeti dışı gelirlerdeki artış da karlılığa pozitif katkı yapmış gözüküyor.İSO SANAYİ 41 2021 yılında İSO 500’ün diğer faaliyetlerden olağan gelir ve karları 579 milyar lira iken, gider ve zararları 482 milyar lira olarak gerçekleşti. Bu iki rakam arasındaki fark alındığında, İSO 500’ün 97 milyar liralık üretim faaliyeti dışı net gelir elde ettiği görülüyor. FİNANSMAN GİDERLERİ, ŞİRKETLERİN KARLILIĞINDA BELİRLEYİCİ OLMAYI SÜRDÜRDÜ İSO 500’ün finansman giderleri, şirketlerin karlılığında belirleyici olmayı 2021 yılında da sürdürdü. İSO 500’ün finansman giderleri Türk lirasındaki değer kaybı, enflasyondaki artış ve faiz oranlarındaki yükselişin etkisiyle yüzde 135 oranında artarak 89 milyar liradan 209 milyar liraya yükseldi. Aynı yılda faaliyet karındaki artış yüzde 139 ile daha yüksek gerçekleşti. Böylece finansman giderlerinin faaliyet karına oranı hafif düşüşe rağmen son yıllarda olduğu gibi yüzde 60’ın üzerinde kaldı. İSO 500’ÜN AKTİF TOPLAMI 1,3 TRİLYON LİRADAN 2,1 TRİLYON LİRAYA YÜKSELDİ İSO 500’ün ana bilanço kalemlerine bakıldığında, veriler 2021 yılında İSO 500’ün aktif toplamının yüzde 65,4 artarak 1,3 trilyon liradan 2,1 trilyon liraya yükseldiğini gösteriyor. Aktifler içerisinde ana kalemler incelendiğinde, dönen varlıklar yüzde 74 artışla 821 milyar liradan 1,4 trilyon liraya ulaşırken duran varlıklar yüzde 51 artışla 467 milyar liradan 706 milyar liraya yükseldi. Artan işletme sermayesi ihtiyacı dönen varlıkların artışını desteklerken duran varlıklardaki artış daha sınırlı kaldı. Bilançonun kaynak yapısındaki değişimleri ele aldığımızda ise aktiflerdeki büyümenin özkaynaklardan çok borçlanma yoluyla finanse edildiğini görülüyor. 2021’de özkaynaklar 407 milyar liradan 624 milyar liraya yükselerek yüzde 53 artarken toplam borçlar 881 milyar liradan 1,5 trilyon liraya çıkarak yüzde 71 büyüdü. KAYNAK YAPISI ÖZKAYNAKLAR ALEYHİNE BOZULUYOR Sanayicinin borç/özkaynak ilişkisini ortaya koyan tabloya göre, son yıllarda kaynak yapısının özkaynaklar aleyhine bozulduğu izleniyor. 2015 yılında ilk kez yüzde 60’ların üzerine çıkan borçların payı, 2019 ve 2020 yıllarında yüzde 68,4’e kadar yükseldi. 2021’de ise toplam borçların payı 2,3 puan daha artarak ilk kez yüzde 70 sınırını aştı ve böylece özkaynakların payı yüzde 29,3’e geriledi. Böylece toplam kaynaklar içerisinde borçlar şimdiye kadarki en yüksek, özkaynaklar ise en düşük payı aldı. Borçların alt kalemleri incelendiğinde, mali HABERLER 42 HAZİRAN 2022 borçlar yüzde 59 artışla 500 milyar liradan 796 milyar liraya çıktı. Diğer borçlar da 382 milyar liradan 711 milyar liraya yükselerek yüzde 86,5 artış gösterdi. 2020’den farklı olarak 2021’de diğer borçlar mali borçların oldukça üzerinde büyüdü. Böylece mali borçların toplam borçlar içindeki payı yüzde 57’den yüzde 53’e inerken, diğer borçların payı yüzde 43’ten yüzde 47’ye yükseldi. Başka bir deyişle faaliyetlerin finansmanında ve artan işletme sermayesi ihtiyacının karşılanmasında ticari borçlar çok daha fazla kullanıldı. Borçların vadelerine göre gelişiminde ise kısa vadeli mali borçlardaki artış yüzde 65,5 oldu ve uzun vadeli mali borçlardaki yüzde 55’lik artışın üzerinde gerçekleşti. Mali borçlara göre daha yüksek artış gösteren diğer borçlar içerisinde ise kısa vadeli borçların payı yüzde 87 ile yüksek seviyesini korudu. Kısa vadeli mali borçların toplam mali borçlar içindeki payına baktığımızda; 2016 yılında yüzde 38 ile en düşük seviyesine inen bu oranın 2018’de yüzde 45,3 ile zirve yaptığını görüyoruz. 2019 ve 2020 yıllarında yüzde 41 civarlarında yatay seyreden oran, 2021 yılında 1,6 puan artışla yüzde 42,8 seviyesinde kaydedildi. DÖNEN VARLIKLARIN PAYI YÜKSELİRKEN DURAN VARLIKLARIN PAYI GERİLİYOR Bir diğer önemli gösterge de dönen ve duran varlıklar ilişkisidir. Bu ilişkiye bakıldığında 2021’de dönen varlıkların toplam aktifler içindeki payı yüzde 67’ye çıkarken duran varlık payının yüzde 33’e gerilediği görülüyor. Dönen varlıklar payının yükselmesi, sanayi kuruluşlarının işletme sermayesi ihtiyacındaki artışa işaret ediyor. İSO olarak her fırsatta dile getirdiğimiz devreden KDV sorunu önceki yıllara göre 2021’de çok daha belirgin bir hale geldi. İSO 500’ün üzerindeki devreden KDV yükü yüzde 91 gibi büyük bir artışla 24 milyar liraya yaklaştı. Biz bu döngüyü, sık sık vurguladığımız gibi sanayi kuruluşlarımızın, giderek artan yatırım ve işletme sermayesi ihtiyacına karşın, devlete sıfır faiz ve sonsuz vade ile borç vermesi olarak tanımlıyoruz. Ne yazık ki bu döngü 2021’de de azalmak yerine artarak devam etmiş. Her yıl olduğu gibi bu yıl da kar/zarar eden kuruluşlar tablomuza baktığımızda; İSO 500 içinde kar eden kuruluş sayısının 405 olarak gerçekleştiği görülüyor. Faiz, amortisman ve vergi öncesi kar elde eden firma sayısı ise 489 oldu. KATMA DEĞER İÇİNDE EN YÜKSEK PAYI DÜŞÜK TEKNOLOJİ YOĞUNLUKLU SANAYİLER ALDI Sanayimizin teknolojik yapısı hakkında önemli İSO SANAYİ 43 ipuçları veren bu tabloya bakıldığında, 2021 yılında yaratılan katma değer içinde en yüksek payı yüzde 33,3 ile düşük teknoloji yoğunluklu sanayilerin almaya devam ettiği görülüyor. Düşük teknolojili sanayilerin payının son üç yılda yüzde 40’lardan yüzde 33’lere gerilemesi olumlu bir gelişme. Bunun yanı sıra orta-düşük ve orta-yüksek teknolojilerin payının yüzde 53’lerden yüzde 60’lara yükselmesi de teknolojik dönüşüm açısından umut verici. Diğer yandan yüksek teknoloji yoğunluklu sanayilerin payı yüzde 6,4’ten yüzde 6,1’e gerilemiş. Bu da sanayimizin yüksek teknolojiye geçiş ihtiyacının sürdüğünü göstermesi açısından önemli. AR-GE YAPAN KURULUŞ SAYISI 265 İSTİHDAM ARTIŞI İSE YÜZDE 5,6 OLDU İSO 500’de AR-GE harcaması yapan kuruluş sayısına bakıldığında; 2013’ten itibaren görülen kademeli artışın 2018’den sonra durağanlaştığı görülüyor. 2019’da 262, 2020’de 271 olan AR-GE yapan kuruluş sayısı 2021’de 265 oldu. 2021 yılında İSO 500’ün AR-GE harcamaları anket verileri ile yaklaşık 9 milyar TL düzeyinde gerçekleşti. Bu durum 2020’ye göre yaklaşık yüzde 44’lük artışa işaret ediyor. Sanayi, sürdürülebilir ve nitelikli istihdam açısından hiç kuşkusuz en önemli sektördür. Bu nedenle sektörün istihdam performansı tüm ekonomimiz açısından son derece değerlidir. Verilere baktığımızda İSO 500’ün istihdamının 2021 yılında yüzde 5,6 artarak 757 bin 24 kişiye yükseldiği görülüyor. Aynı yılda ödenen maaş ve ücretlerdeki artış ise yüzde 33 dolaylarında gerçekleşti. 2021 yılında İSO 500 içinde yabancı sermaye paylı kuruluşların sayısı bir adet daha azalarak 109’a inmiş durumda. 2009 yılından sonra yabancı sermaye paylı kuruluş sayısında yaşanan kademeli gerileme, 2018 ve 2019’daki duraklamanın ardından son iki yıldır devam ediyor. HALKA AÇILMALARDA ÖNEMLİ BİR ARTIŞ VAR Halka açılmalar, sermayenin tabana yayılması ve şirketlerin bir finansman enstrümanı olarak kullanması açısından önemli. Bu tablomuz bize İSO 500 kuruluşlarının henüz çok azının bu yöntemi kullandığını ve 2021’de bu sayının 65 olduğunu gösteriyor. 2021 yılında halka açılmalarda yaşanan önemli artışa rağmen bunun İSO 500’e yansımaması dikkat çekici. SANAYİ ANADOLU’YA DOĞRU YAYILIYOR Türkiye yıllarca sanayinin başta İstanbul olmak üzere Marmara Bölgesi’nde yoğunlaşmasını konuştu. Ancak İSO 500’de yer alan kuruluşları bağlı olduğu oda bilgilerine göre HABERLER 44 HAZİRAN 2022 sıraladığımızda bu tablonun giderek Anadolu lehine gelişmekte olduğu görülüyor. Son yıllarda sayısal olarak düşüş eğiliminde olmasına karşın en büyük pay 158 firma ile halen İstanbul Sanayi Odası’na ait. İstanbul’u 41 kuruluş ile Kocaeli Sanayi Odası ve 40 kuruluş ile Ege Bölgesi Sanayi Odası izliyor. Bu odalarımızın ardından ise 33’er kuruluş ile Ankara Sanayi Odası ve Gaziantep Sanayi Odası, 18 kuruluş ile Kayseri Sanayi Odası ve 16 kuruluş ile de Bursa Ticaret ve Sanayi Odası takip ediyor. İSO 500’ÜN SEKTÖREL DAĞILIMINDA EN YÜKSEK PAYI ANA METALLER VE MAKİNE İMALATI SANAYİİ ALDI İSO 500’ün sektörel dağılımına bakıldığında Oda tarafından oluşturulan 10’lu sektör gruplandırmasına göre şöyle bir dağılım ortaya çıkıyor: 2021’de üretimden satışlara göre en yüksek paya sahip olan sektör yüzde 26,4 ile “ana metaller ve makine imalatı sanayii” oldu. İkinci sırada yüzde 19,9 ile “kimyasal ürünler, plastik ve kauçuk ürünleri” yer alırken bu sektörü yüzde 15,4’lük payıyla “kara, deniz taşıtları ve yan sanayii” takip etti. Bu üç sektörün toplam üretimden satışların yüzde 60’tan fazlasını yapmış olması dikkat çekiyor. TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜĞÜ TÜPRAŞ İSO 500 çalışmasında 2021 yılında üretimden satışlara göre en büyük kuruluşumuz 136,8 milyar liralık satışlarıyla Tüpraş oldu. Bu kuruluş uzun yıllardır sürdürdüğü liderliğini geçtiğimiz yılda da devam ettirdi. Yine üretimden satışlara göre 67,3 milyar lira ile “Ford Otomotiv” ikinci sıradaki yerini korudu. Üçüncü sırada yer alan kuruluşumuz değişti ve bu sıraya 55,2 milyar liralık üretimden satışlarıyla üç sıra birden yükselen “Star Rafineri” geldi. Dördüncü sırada yer alan “Toyota Otomotiv” 46,2 milyar liralık üretimden satışlarıyla geçen seneki yerini koruyan bir diğer firma oldu. Beşinci sıraya 38,7 milyar liralık üretimden satışlarıyla geçen yıl listenin 10. sırasında yer alan “İskenderun Demir ve Çelik” yükseldi. Altıncı sırada isminin açıklanmasını istemeyen bir kuruluş yer aldı. “Ereğli Demir ve Çelik” 2021 yılında 36,8 milyar liralık üretimden satışlarıyla iki sıra yükselerek yedinci sırada yer aldı. “Arçelik” ise 35,8 milyar lira ile sekizinci oldu. Dokuzuncu sırada 34,4 milyar lira ile “Oyak-Renault” yer alırken 10. sırada da 26,6 milyar liralık üretimden satışlarıyla “TOFAŞ” yer buldu. Görüldüğü gibi 2021 yılında ilk 10 büyük kuruluş arasında yer alan firmalar bir önceki yıla göre değişmezken sıralamalarda farklılıklar yaşandı.İSO Başkanı Bahçıvan’ın 500 Büyük ile ilgili gelen sorulara yanıtları Vahap Munyar / Dünya Gazetesi Dünya devlerinden bir şirket, Türkiye’de borçlanmaya gitmeden iş yapmaya çalıştığını söyledi. Bizde ise borçluluk oranı yüzde 70’leri aşmış durumda. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu firmanın ya geçmişteki sermaye gücü ya da yaptığı işin yüksek karlılığı bulunuyordur. Tüm sanayicilerden borçlanmadan iş yapmalarını beklemek çok kolay değil. Borçlandıkları için yargılamak doğru olmaz. Şeref Oğuz / Dünya Gazetesi 2021 yılının en büyük 10 sanayi kuruluşu tablosuna baktığımız zaman; rafineriler, petrolcüler, otomotivciler hep yukarıda yer alıyor. Dijitalleşmeyi çok fazla konuştuğumuz bir ortamda bu tabloyu sizce bir 10 sene sonra değiştirme şansımız var mı? Bilindiği gibi İSO 500 araştırması tamamen üretimden satışlara dönük yapılan bir çalışma. Teknoloji şirketleri bu çalışmanın içine girmiyor. Fakat teknolojinin ağırlık kazanması noktasındaki değerlendirmeniz son derece önemli. Türkiye’nin katma değer üretmesi, cari açığı kökünden çözebilmesi için, bilgiye dayalı üretim boyutlu çalışmalarını yüksek teknolojiden destek alarak güçlendirmesi gerekiyor. İSO SANAYİ 45HABERLER 46 HAZİRAN 2022 “ARAŞTIRMA, 54 YILDIR OLDUĞU GİBİ BU YIL DA ÇOK ÖNEMLİ BULGULAR İÇERİYOR” İSO-Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2021 araştırmamızın paylaştığım bu özet sonuçları 54 yıldır olduğu gibi yine çok önemli bulgular içeriyor. Bu bulguların ortaya koyduğu en önemli gerçek, nitelikli ve sürdürülebilir bir sanayi üretiminin ne kadar önemli olduğu gerçeğidir. Çünkü bugün artık tüm dünyada 21. yüzyıla özgü yeni bir üretim ekonomisi önem kazanıyor. Yeni üretim anlayışı yüksek katma değerli, ileri teknolojiye dayalı, verimli, çevreye duyarlı, dışa bağımlılığı azaltan, güvenli ve sürdürülebilir üretimi esas alıyor. Yeni üretim çağına çevik, yaygın ağa sahip, bilgiyi kullanabilen, farklı küresel piyasalara çalışan şirketler damga vuracak. Bugün olduğu gibi gelecekte de ülkeler katma değerli istihdam yaratmak ve küresel çaptaki üretim ve inovasyon ekosistemlerine liderlik edebilmek için yarışmaya devam edecek. Bu dönemin en büyük dönüştürücü gücü hiç kuşkusuz teknoloji. Daha birkaç yıl önce hayal bile edemeyeceğimiz teknolojik gelişmelere tanık oluyoruz.Abdurrahman Yıldırım / Haberürk İSO 500 araştırmasına göre öz varlık karlılığımız yüzde 35 oldu. Son yıllarda sanayi kuruluşlarının karı artarken, yatırımları da arttı. Ancak sanayici karını artıyor ama sermayeyi bir türlü güçlendiremiyor. Bunun sebebini neye bağlıyorsunuz? Bu sene borçlar, mali borçlardan öte daha çok ticari borçlardan oluşuyor. Bu da şirketlerin birbirini mali piyasadan daha çok finanse ettiğinin bir göstergesi… Bir yerden de enflasyonist sürecin ve dolardaki değer kaybının farklı nedenlerden dolayı şirketlerin işletme sermayesine bir yük bindirdiğini ortaya çıkarıyor. Burada karların ne kadarı yatırıma dönecek ve kârların sürdürülebilirliği noktasında bir gelecek ortaya koyacak, bunu ancak önümüzdeki yıl göreceğiz. Zeynep Aktaş / Milliyet Gazetesi İSO 500’de İstanbul Sanayi Odası olarak hiç Borsa İstanbul’la bir çalışma yapmayı düşündünüz mü? Uzun zamandan beri İstanbul borsası ile Borsa İstanbul’da değişik toplantılar ve çalışmalar yapıyoruz. Bütün gayretlere rağmen halen ne yazık ki bu imkanın yeterince kullanılmadığı gerçeğini görüyoruz. Demek ki bu konunun daha fazla check-up’ını yapmak lazım. Bunun arkasında yatan temel nedenleri, şirket ana hissedarlarının hangi temel endişeleri duyduğunu ve hangi temel soru işaretleriyle bu fırsatı kullanmadığını çok daha güçlü sorgulamak gerekiyor. Merve İyiçam / Dünya Gazetesi İSO 500 listesi Türk sanayisinin önündeki bazı riskleri ve fırsatları göstermesi açısından önemli bir kaynak. Sizce hem 2022 hem de gelecek yıllarda Türk sanayisinin önündeki risklere işaret edilmesi anlamında en önemli veriler hangileriydi? Türkiye, dünyada önemli bir fırsat yakalama dönemine giriyor. Bunu doğru kullanabilirsek çok çok değerli bir dönemin başlangıcı içinde olduğumuzu söyleyebilirim. Biz bu durumu daha çok tehdit tarafından ziyade fırsat tarafı olarak görmeyi istiyoruz. Tabii bunların olabilmesi için de yüksek katma değerli, konvansiyonel işlerden daha farkı hem de bizim gerçek anlamda cari açığımıza katkı sağlayacak, katma değeri yüksek olan işlere yönelmemiz gerekiyor. İSO SANAYİ 47Next >