< Previous38 AĞUSTOS 2022 MECLİS ihracatımızın, 2022 yılının ilk yarısında geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla yıllık bazda yaklaşık yüzde 20 oranındaki bir artışla 126 milyar ABD doları seviyesine ulaştığını anlatan Kavcıoğlu, “Bu miktar, ihracatımız için ilk altı ayda ulaşılan tarihsel en yüksek seviyedir. Önemli ticari ortaklarımız arasındaki sıcak çatışmaya rağmen, ihracatımızda gerçekleşen rekor niteliğindeki bu artışın temel olarak 3 etkene dayalı olduğunu değerlendiriyoruz. Bunlardan birincisi, pandemi sonrasındaki süreçte küresel ticaretin yeniden şekillenişinde Türkiye’nin göreli avantajlarının artmasıyla önemli bir ticaret üssü olarak konumlandığını görüyoruz” diye konuştu. “TÜRK LİRASI CİNSİ İHRACAT VE YATIRIM KREDİLERİ ARTIYOR” Türk lirası cinsi ihracat ve yatırım kredilerinin, 2022 yılı başından itibaren hızlı bir artış gösterdiğini kaydeden Kavcıoğlu, Aralık 2021-Mayıs 2022 döneminde TL ticari kredilerin 618 milyar TL artarken, bu artışın 154 milyar TL’sinin ihracat ve yatırım kredilerindeki artıştan kaynaklandığını söyledi. Kavcıoğlu, bu kapsamda, 2022 yılı öncesinde ihracat ve yatırım kredilerinin toplam TL ticari krediler içerisindeki payı yüzde 10,1 civarında durağan bir seyir izlemekteyken, yapılan düzenlemelerle 2022 yılı Mayıs ayı itibarıyla yüzde 13,9 seviyesine ulaştığını bildirdi. Son olarak Kavcıoğlu, geçen yılın ilk yarısına kıyasla 2022 yılının ilk altı ayında reeskont kredisi kullanan firma sayısının 2199’dan 4476’ya; kredi kullanım tutarının da 9,3 milyar ABD dolarından 11,1 milyar ABD dolarına yükseldiğini belirtti. Hedefli kredi politikalarında kaynakların yatırım, istihdam, üretim ve ihracatı artıracak yönde ve uygun şartlarda sağlanmasının temel ilkeleri olduğunu kaydeden Kavcıoğlu, “Bu nedenle, krediye erişimin tabana yayılmasını ve sanayicilerimizin krediye kolayca erişmesini son derece önemsiyoruz” dedi. “S on zamanlarda sürekli küresel resesyondan bahsediliyor. Türkiye de bunun içinde yer alıyor. Amerika ve Avrupa’nın resmen resesyona gireceğinden söz ediliyor. Finansmana en fazla ihtiyaç duyduğumuz bir döneme giriyoruz. Zorlu dönemlerden geçiyoruz ama önümüzdeki dönem çok daha riskli olabilir. Burada finansman olmazsa olmazımızı oluşturuyor. Geleceğimize yatırım yapmak için gelecekte firmalarımızı ihracata hazırlamak için doğru, hızlı finansman kaynaklarına çokça ihtiyaç var. Şu anda banka faizleri yüzde 45-50 civarında seyrediyor. Bu oranı sanayicinin kazanıp ödemesinin imkanı yok. Avrupalı rakiplerimizden en az 15 puan döviz üzerinden farkımız var. Avrupalı rakibimiz çok uzun vadeli sıfır kredi kullanırken biz, yüksek faizlerle karşılaşıyoruz. Bu durum bizim geleceğe umutla bakmamızı engelliyor. Buradaki döviz kurlarındaki artışlar bize olumlu gibi yansısa da maalesef doğru değil. Biz sanayiciler olarak hiçbir zaman dövizin inanılmaz artmasını istemeyiz. Dövizin en kötü ihtimalle enflasyon oranında artması ya da stabil kalmasını arzu ediyoruz.” “Finansmana en fazla ihtiyaç duyduğumuz bir döneme giriyoruz” İSO Meclis Üyesi Gökhan Turhan: “F inansmanın bir değerlendirmesi olarak düşünürsek sanayici ve ihracatçıların karnesi çok önemli. Finansman ve uzun vadeli kredilendirme ihtiyacı giderek artıyor. Kredileri verdikten sonra da onların geri dönüşü ve bununla ilgili kazancı da tabii ki önemini koruyor. Eximbank ile şirket olarak 27 yıldır çalışıyoruz. Sektörümüzde de ciddi bir Exim kredileri kullanma gayreti var ama ulaşama konusunda sıkıntılar bulunuyor. Özellikle sanayi yatırımları uzun vadelerden oluşuyor. Bugünkü konjonktürde yatırımlar da oldukça arttı. Gelir seviyesi, kârlar düşünce finansmanı daha da uzun vadeye yayma gerekliliği ortaya çıktı. Gelişmiş ülkelere baktığımız zaman çok ciddi imkânların olduğunu görüyoruz. İhracatçılar olarak 250 milyar dolarlık bir hedef koyduk. Bunun karşılığında da finansman desteği istiyoruz. Kredilerin, katma değerli ürün yapan, ihracatta kilosunu değerli satan firmalara verilmesini istiyorum.” İSO Meclis Üyesi Fikret Kaya: “Krediler, katma değerli ürün yapan firmalara verilmeli” “Bizler şu anda kredi bulamıyoruz” “K onutla inşaatı karbonhidrata, tarım ve sanayi yatırımlarını ise proteinli büyümeye benzetiyorum. Eğer kaynakları konut ve inşaata aktarırsanız yağla büyür tarım ve sanayiye yatırım yaparsanız ise protein ile büyüme gerçekleşir. Şu anda Türkiye’nin döviz ihtiyacı var. Dövizi elde etmenin yolu ise katma değerli ürün yapıp ihraç etmekten geçiyor. İhracatınızı artıracak, ithalatınızı azaltacaksınız. İhracatınızı artırdığınız zaman zaten üretim kapasitenizi de artırmış olursunuz. Türkiye’nin gayri safi milli hasılasının içinde üretimin devamı için mutlaka zorunlu karşılık ayrılması lazım. Şu anda bizler kredi bulamıyoruz. Bu kredilerin bulunması önemli bir konu. Yoksa ihracat musluğumuz da tamamen duracak ve ülkeye döviz gelmeyecek, döviz krizi daha da büyüyecek. Döviz krizini atlatabilmemiz için ihracatçının ucuz ve kaliteli kredi bulması gerekiyor.” İSO Meclis Üyesi Mehmet Ağrikli: MECLİS 40 AĞUSTOS 202242 AĞUSTOS 2022 MECLİS “G elişmiş ülkelerin merkez bankalarının sıkı para politikaları ve de son dönemde yaşanan enerji krizi sebebiyle, bu ekonomilerin ciddi bir resesyon kriziyle karşı karşıya kaldığını görüyoruz. Özellikle bugünlerde Amerika’nın teknik iflası konuşuluyor. Ulusal Ekonomik Araştırma Bürosu’nun bu konuda istihdam, tüketici davranışları ve üretim verilerine bakarak karar vermesi bekleniyor. Avrupa Birliği’ne baktığımızda da ciddi bir resesyon olduğunu izliyoruz. Enerji krizinin en çok eylül ayında kendini göstereceği düşünülüyor. Bu durum bizim dış talebimizi de azaltacaktır. Bugünlerde ne yazık ki yüzde 45-50 faizlerle kredi kullanıyoruz. Üstelik finansmana ulaşmakta da ciddi zorluk çekiyoruz. Merkez Bankası’nın özellikle bu resesyonla birlikte gelecek krizle ilgili para politikasında bir değişim söz konusu olacak mı? Bizler finansa daha rahat ne zaman erişebiliriz?” “Finansmana erişimde zorluk çekiyoruz” İSO Meclis Üyesi Burcu Kösem: “T ürkiye’de çok büyük krizler yaşanıyor ama dünyada da aynı sorunlar bulunuyor. Neye göre iyiyiz, neye göre kötüyüz bu durumu karşılaştırmalıyız? Etrafımızdaki komşulara baktığımız zaman hepsinden çok çok daha iyi durumdayız. İtalya’ya, İspanya’ya göre Türkiye her konuda çok daha iyi noktada gözüküyor. Çünkü bizim bu tip durumlara karşı bağışıklığımız var. Onların ise yok. Bu durumu dikkate almalıyız. En pahalı mal bulunmayan maldır. Şu an Türkiye’de elhamdülillah her türlü malı bulmak mümkün. Artık kiraların çok çok artmış olması nedeniyle köye dönüş başladı. Bu durumun da tabii başka problemleri ortaya çıkıyor. Malumunuz üzere ihracatımızın yarıdan fazlasını Avrupa’ya yapıyoruz. Göstergelere göre, önümüzdeki kış aylarında enerji krizi, artan Covid-19 vakaları ve tedarik zincirinde süren problemler, Avrupa’da üretimde daralma yaşanacağını gösteriyor. Bu süreçte Türk sanayicisi ve ihracatçısına doğal pazar ve fırsatlar doğuyor.” İSO Meclis Üyesi Şaban Gülbahar: “Türkiye, etrafındaki komşulara göre çok daha iyi durumda” “Enflasyonla mücadelede topyekün hareket edilmeli” “M erkez Bankası’nın enflasyona karşı yapmış olduğu topyekûn mücadeleyi takdirle karşılıyoruz. Bunun da devamını diliyoruz. Ancak bu mücadelede herkes elini taşın altına koymalı, bu mücadelede birlikte hareket etmeli. Enflasyonun daha fazla yükseleceği korkusu yaşanıyor. Herkes gücüne göre alım yapıyor ve enflasyonun artmasına sebep oluyor. Tabii enflasyon artışının tek nedeni bu değil. Pek çok ekonomik parametreler var. Öncelikle enflasyonun düşeceğine inanıp, bu konuda gerekli mücadeleyi yapmamız gerekiyor. Vahşi kârlardan vazgeçilmeli. Bugün iki bankanın altı ayda 21 milyar TL kâr ettiğini okudum. 20’den aldığı parayı 40’tan satıyor. Bence bankaların da elini taşın altına koyması lazım. 20’yle mevduat toplayıp 50’yle satmak doğru değil. Ayrıca her şeye rağmen bankaların kredi muslukları da kapalı. Bir de bürokratik engellerde bulunuyor. Netice olarak bu savaştan ülke olarak galip çıkmamız lazım. Hep birlikte elimizi taşın altına koymalıyız. Bu mücadele topyekun hareket etmeliyiz.” İSO Meclis Üyesi Adem Genç:HABER İSO İkinci 500 Büyük 44 AĞUSTOS 2021 75.642 20152016201720182019 82.175 107.605 157.024 137.497 5,3 8,6 30,9 27,8 14,2 Üretimden Satışlar Üretimden Satışlar [Net, Milyon TL]Değişim [%] AÇIKLANDIİSO SANAYİ 45 İstanbul Sanayi Odası geçen ay açıkladığı “İSO Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2021” araştırmasının ardından “İSO Türkiye’nin ikinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2021” araştırmasını da 19 Temmuz’da kamuoyu ile paylaştı. İSO İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu araştırmasında; üretimden satışlar büyüklüğüne göre İSO İkinci 500’ün birincisi 980,1 milyon TL ile Ege Seramik oldu. Bu firmanın hemen ardından ikinci sırada 979,8 milyon liralık üretimden net satışları ile Kozlu Gıda bulunurken, üçüncülüğü ise 979,7 milyon lira ile Kangal Termik Santral Elektrik Üretim aldı. 2020 21,7 191.096 339.2 77,5HABER İSO İkinci 500 Büyük 46 AĞUSTOS 2021 İ stanbul Sanayi Odası (İSO), mayıs ayında açıkladığı “İSO Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2021” araştırmasının ardından, daha çok KOBİ niteliğindeki kuruluşları kapsayan “İSO Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2021” araştırmasının sonuçlarını kamuoyu ile paylaştı. 2021 yılı Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu (İSO İkinci 500) araştırması, her yıl olduğu gibi bu yıl da KOBİ’lerin mevcut durumu ve geleceği açısından önemli sonuçlar ortaya koydu. İstanbul Sanayi Odası tarafından yapılan açıklamaya göre 2021 yılında İSO İkinci 500’ün üretimden net satışları yüzde 77,5 oranında artarak 191,1 milyar TL’den 339,2 milyar TL’ye yükseldi. İSO İkinci 500’ün üretimden net satışları, 2019 yılındaki yüzde 14,2’lik nispi yavaşlamanın ardından pandeminin yaşandığı 2020 yılında yüzde 21,7 ile güçlü bir artış göstermişti. 2021 yılında ise iç ve dış talepteki toparlanmanın yanı sıra enflasyon ve döviz kurlarındaki artışın da etkisiyle İSO İkinci 500’ün üretimden satışları yüzde 77,5’lik artışla önemli ölçüde hızlandı. Geçmiş dönemlerle kıyaslandığında, İSO İkinci 500’ün üretimden satışlarında bundan daha yüksek oranlı artışın serinin başladığı 1997 yılından bu yana sadece 1998 yılında gerçekleştiği görülüyor. Yüksek enflasyonun yaşandığı söz konusu yılda İSO İkinci 500’ün üretimden satışlarındaki artış yüzde 79,3 ile biraz daha yüksek gerçekleşmişti. İSO İkinci 500’ün üretimden net satışlarındaki değişimler, yıl sonu TÜFE enflasyonundan arındırılarak incelendiğinde; 2021 yılında yüzde 30,4 ile oldukça güçlü bir reel artış yaşandığı görüldü. Bu artış, pek çok değişimin yaşandığı 2021 yılında dahi KOBİ’lerin esnek yapılarıyla üretim ve pazarlama faaliyetlerini başarı ile sürdürdüğünü ortaya koydu. Reel değişimler hesaplanırken son yıllarda olduğu gibi yine yıl sonu TÜFE enflasyonu kullanıldı. Ancak 2021 sonunda TÜFE enflasyonu yüzde 36,08 iken ÜFE enflasyonu yüzde 79,89 düzeyinde idi. Dolayısıyla üretici fiyatlarının çok daha hızlı arttığını ve aradaki makasın rekor düzeyde açıldığını da akılda tutmakta yarar var. İKİNCİ 500’ÜN BİRİNCİSİ EGE SERAMİK Buna göre İSO İkinci 500’de ilk sırayı 980,1 milyon liralık üretimden net satışlar tutarı ile “Ege Seramik San. ve Tic. A.Ş.” aldı. Bu kuruluş 2020 yılında İSO 500’de 481’inci sırada yer alıyordu. Bu firmanın hemen ardından ikinci sırada 979,8 milyon liralık üretimden net satışları ile “Kozlu Gıda İmalat San. Tic. ve Taşımacılık A.Ş.” bulunuyor. Kozlu Gıda, 2020 yılında İSO 500 içerisinde 363’üncü sıradaydı.İSO SANAYİ 47 İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan: “İSO İKİNCİ 500’ÜN İHRACAT BAŞARISI VE İSTİHDAMA KATKISI TAKDİRE DEĞER” “İSO İkinci 500 çalışmamızın 2021 yılı sonuçları, dünya ekonomisinin pandemi krizinden çıkış sancılarıyla geçirdiği hareketli bir yılın sanayiye yansıyan fotoğrafı niteliğinde. Öncelikle 2021 yılındaki aşı uygulamalarıyla dünyada hemen her sektöre dönük talebin beklenenden erken toparlandığına tanıklık ettik. Bu, beraberinde tedarik krizini getirdi. Gevşek para ve maliye politikalarının sağladığı rekor parasal genişlemenin en yıkıcı yan etkisi ise sonuçlarını bugün de yaşamakta olduğumuz küresel enflasyon oldu. 2021 yılını çift haneli bir büyümeyle kapatan ülkemizde ise sanayi kuruluşlarımız, özellikle dış pazarlardaki performanslarıyla güçlenen küresel talepten payını almış görünüyor. İSO 500’e göre daha küçük ölçekli ve KOBİ niteliğinde şirketlerden oluşan İSO İkinci 500’ün ihracatı yüzde 35’lik bir büyümeyle 2021’de Türkiye genelinden ve İSO 500’den daha başarılı bir görünüm sunuyor. Fakat İSO İkinci 500’ün verilerine baktığımızda borçlanma yapısında belirgin bir bozulma dikkatimizi çekiyor. Söz konusu veriler İSO İkinci 500’de işletme faaliyetlerinin giderek daha fazla borçlanma ağırlıklı olarak finanse edildiğini ortaya koyuyor. Asıl önemlisi ise borcun vade yapısında da gözle görülür bir kısalmanın olması. Baktığımızda, mali borçların toplam borçlar içindeki payı yüzde 57,6’dan yüzde 54,2’ye inerken, diğer borçların payı yüzde 42,4’ten yüzde 45,8’e yükselmiş görünüyor. Bunun anlamı şu; İSO İkinci 500 şirketleri faaliyetlerin finansmanında ve artan işletme sermayesi ihtiyacının karşılanmasında ticari borçları çok daha fazla kullanmışlar. Bir başka deyişle 2021’de sanayiciler, bankalara olan borçlarından çok daha büyük bir hızla başka firmalara borçlanmışlar. Bu, İSO İkinci 500 araştırmalarında karşımıza çıkan yeni bir durum olarak dikkat çekiyor. Şunu açıkça belirtmek gerekir ki, başta ihracatçı sanayicilerimiz olmak üzere, şirketlerimiz son yıllarda nitelikli ve kaliteli finansmana erişimde çeşitli güçlükler yaşıyor. Bu tabloya bakarak şunu söyleyebiliriz; finansman koşullarının sıkılaştığı ve kredi imkanlarının daraldığı son dönemlerde, sanayicilerimizin içinde bulunduğu bu durum, zincirleme reaksiyon halinde gelişebilecek ödeme risklerine işaret etmesi bakımından son derece endişe vericidir. Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de KOBİ’ler ölçek büyütmek, rekabetçiliği artırmak ve pazarını genişletmek için büyük çaplı yatırımlara daha fazla ihtiyaç duyuyor. Buradan hareketle kurlardaki yükseliş ve finansman koşullarındaki sıkılaşmanın dev şirketlere kıyasla KOBİ’ler için daha zorlayıcı bir ortam oluşturduğuna şüphe yok. 2022 itibarıyla, dünyada enflasyon ve büyüme açısından beklentilerin olumsuzlaştığı, 1970’lere dönüş ve “stagflasyon” endişelerinin arttığı bir dönemden geçiyoruz. Sanayimizin de bu hava değişiminden etkilenmemesi ne yazık ki pek de mümkün görünmüyor. Bu bağlamda İSO İkinci 500’ün 2021 yılı sonuçları, bir yandan sanayicilerimizin değişen koşullara uyum sağlama yeteneğine işaret ederken diğer yandan da zor bir döneme hazırlıklı olmak için çıkarılması gereken dersleri ortaya koyuyor. Özetle, başta da belirttiğim gibi normalleşme sancılarıyla geçen 2021’de sanayinin göstermiş olduğu performans, birçok yönüyle dikkat çekici. Salgının azalarak da olsa devam eden etkilerinden kaynaklanan zorluklara rağmen, ekonomideki en temel işlevi olan üretim ve istihdam artışını sürdüren sanayicilerimize, değerli firma bilgilerini bizimle paylaştıkları ve araştırmamıza katıldıkları için buradan bir kez daha teşekkür ediyorum.”Next >