< Previous58 AĞUSTOS 2023 A vrupa Birliği (AB), 11 Aralık 2019 tarihinde açıkladığı Avrupa Yeşil Mutabakatı (Green Deal) ile 2050 yılında ilk iklim-nötr kıta olma hedefini ortaya koydu. Bu eksende yeni bir sosyo-ekonomik kalkınma stratejisi benimseyeceğini ve politikalarını iklim değişikliği çerçevesinde yeniden ele alacağını Yeşil Mutabakat metninde belirtmiş, devam eden süreçte iklimden sanayiye, enerjiden okyanuslara, tarımdan finansa, ulaşımdan Ar-Ge’ye kadar bir dizi başlıkta politika ve strateji belirlemiştir. Bu bağlamda AB sınırları içerisinde yeşil, kapsayıcı, inovatif, rekabetçi ve kimseyi arkada bırakmama ilkeleriyle şekillenen yeni bir ticari ve ekonomik sistem kurgulanmaktadır. Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın en önemli bileşenleri kuşkusuz yeni sanayi stratejisi ve döngüsel ekonomi eksenindeki gelişmelerdir. 10 Mart 2020’de açıklanan, “AB Yeni Sanayi Stratejisi” yeşil ve dijital bir ekonomik modele geçişi desteklemektedir. Diğer yandan, 11 Mart 2020’de açıklanan “Döngüsel Ekonomi Eylem Planı” kapsamında, tüm ürün mevzuatına etki edecek gelişmeler yaşanmaktadır. Plan, ürünü yaşam döngüsü boyunca ele almakta, ürün tasarımını, döngüsel ekonomi süreçlerinin desteklenmesini, sürdürülebilir tüketimin güçlendirilmesini ve kullanılan kaynakların mümkün olan en uzun zaman dilimi süresince AB ekonomisi içinde kalmasını amaçlamaktadır. Tekstil sektörü yoğun su ve enerji tüketiminden dolayı “Döngüsel Ekonomi Eylem Planı’nda öncelikli sektörler arasında yer almaktadır. Bu doğrultuda 2022’de sunulan AB Sürdürülebilir ve Döngüsel Tekstil Stratejisi uyarınca AB pazarında tüketiciye sunulan tekstil ürünleri, geri dönüştürülebilir, onarılabilir, dayanıklı, çevreye ve insan sağlığına zararlı maddelerden arındırılmış olmalıdır. Strateji ayrıca tekstil ürünlerinin imhasının da minimum düzeyde tutulmasını amaçlamaktadır. HEDEF ÜRETİM VE TÜKETİM ALIŞKANLIKLARINI DEĞİŞTİRMEK AB, döngüsel tekstil stratejisi vizyonu doğrultusunda peş peşe birçok düzenleme getirirken, mevcut üretim ve tüketim Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın en önemli bileşenleri kuşkusuz yeni sanayi stratejisi ve döngüsel ekonomi eksenindeki gelişmelerdir. 10 Mart 2020’de açıklanan, “AB Yeni Sanayi Stratejisi” yeşil ve dijital bir ekonomik modele geçişi desteklemektedir. SÜRDÜRÜLEBİLİRLİKİSO SANAYİ 59 10 Şubat 2021 tarihinde Avrupa Parlamentosu tarafından kabul edilen Döngüsel Ekonomi Eylem Planı kararı Avrupa Yeşil Mutabakat yapısını oluşturan en önemli bloklardan biridir. Döngüsel Ekonomi Eylem Planı ürünü yaşam döngüsü boyunca ele almakta, ürün tasarımını, döngüsel ekonomi süreçlerinin desteklenmesini, sürdürülebilir tüketimin güçlendirilmesini ve kullanılan kaynakların mümkün olan en uzun zaman dilimi süresince AB ekonomisi içinde kalmasını amaçlamaktadır. Daha temiz ve rekabetçi bir Avrupa’yı hedefleyen Döngüsel Ekonomi Eylem Planı bütünleşik bir yaklaşımla hazırlanmış olup BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ve çeşitli AB düzenlemeleri ile sıkı bir ilişki tesis edilmiştir. Döngüsel Ekonomi Eylem Planı nedir?60 AĞUSTOS 2023 alışkanlıklarını da değiştirmeyi hedeflemektedir. Böylece, AB pazarına sunulan tekstillerin dayanıklı, tamir edilebilir, geri dönüştürülebilir ve yeniden kullanılabilir olmasını, “Al-Yap- Tüket-At” şeklindeki doğrusal ekonomi modeline alternatif olarak 3R (Reduce, Reuse, Recycle) modeli olarak da bilinen “Azalt, Yeniden kullan ve Geri dönüştür” ilkelerine dayalı döngüsel ekonomi modelini önermektedir. Ayrıca, “hızlı moda” (fast fashion) ile mücadele noktasında tüketicilerin yüksek kaliteli ürünlerden daha uzun süre faydalanması hedeflenmektedir. 2030 Tekstil Stratejisinin yanı sıra “Yeşil Geçiş için Tüketicileri Güçlendirme” direktifi de ürünlerin sürdürülebilirliği, kullanım ömrü, tamir edilebilirliği gibi konularda tüketicilere güvenilir bilgi sağlamayı ve yanıltıcı ticari bilgileri (green washing) engellemeyi amaçlamaktadır. Ayrıca güvenilir ve sürdürülebilir ürünler sunan şirketler 2030 Tekstil Stratejisinin yanı sıra “Yeşil Geçiş için Tüketicileri Güçlendirme” direktifi de ürünlerin sürdürülebilirliği, kullanım ömrü, tamir edilebilirliği gibi konularda tüketicilere güvenilir bilgi sağlamayı ve yanıltıcı ticari bilgileri (green washing) engellemeyi amaçlamaktadır. SÜRDÜRÜLEBİLİRLİKİSO SANAYİ 61 için haksız rekabetin önüne geçecek Direktif daha spesifik olarak tüketicilerin bilinçli satın alma kararları vermelerini sağlayarak döngüsel ve yeşil bir AB ekonomisine katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. EKO TASARIM YÖNETMELİĞİNİN KAPSAMI GENİŞLETİLİYOR Döngüsel ekonominin bir diğer yapı taşı ise eko-tasarım olarak karşımıza çıkmaktadır. Eko-tasarım ürünün en erken aşamasından itibaren çevresel etkisinin göz önünde bulundurulmasına işaret etmektedir. Bu doğrultuda AB, “Sürdürülebilir Ürünler İçin Eko-Tasarım Yönetmeliği’ni enerji ürünlerinden başlayarak AB pazarına sunulan tüm ürün kategorilerine genişletmeyi planlamaktadır. Girişim kapsamında ürünlerin onarılması, geri dönüşümü ve atık yönetiminin dijital sistemler ile sağlanması öngörülmektedir. Piyasadaki ürünlere “Dijital Ürün Pasaportu” sisteminin entegre edilmesiyle de değer zincirinin izlenebilirliği gerçekleşirken veri tabanı da oluşturulacaktır. Döngüsel ekonomi modelinin tüm paydaşlar için erişilebilir olmasının önünü açacak bu sistem Yeşil Kamu Alımları veya Yeşil Satın Alma olarak ifade edilen kamu politikasının da etkin bir şekilde işlemesini sağlayacaktır. GENİŞLETİLMİŞ ÜRETİCİ SORUMLULUĞU PROGRAMI ÖNERİLDİ Aralık 2019’da başlayan yeşil bir ekonomi için politika ve strateji geliştirme süreci AB’nin hedefleriyle uyumlu olarak devam 62 AĞUSTOS 2023 etmektedir. 5 Temmuz 2023’te, Sürdürülebilir ve Döngüsel Tekstil Stratejisi ekseninde, tüm AB üyesi ülkelerde, tekstil ürünleri için zorunlu ve uyumlaştırılmış “Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu” (Extended Producer Responsibility, EPR) programı Komisyon tarafından önerilmiştir. “Atık Yönetimi Çerçeve Direktifi” kapsamında bir revizyon olarak önerilen teklifin 2025’ten itibaren zorunlu olacağı belirtilmektedir. Düzenleme tüm AB üyesi ülkelerde ayrı toplama, ayırma, yeniden kullanma ve geri dönüşüm sektörlerinin gelişimini hızlandıracaktır. Komisyon kullanılmış tekstil ürünlerinin yeniden kullanımını artırmayı, yerel istihdam yaratmayı, parasal tasarruf sağlamayı ve tekstil üretiminin doğal kaynaklar üzerindeki etkisini azaltmayı amaçlamaktadır. Döngüsel bir tekstil sektörü için önemli adımlardan biri olan EPR uygulaması, kirleten öder prensibinin de hayata geçmesini sağlayacaktır. Mevcut EPR programları ambalaj, pil, elektrik ve elektronik ekipman gibi çeşitli ürünlerde başarıyla uygulanmaktadır. Yapılacak revizyon ile tekstil ve gıda ürünlerinin de kapsama dahil olacağı program için 2025 yılına kadar gerekli altyapının oluşturtulması planlanmaktadır. Düzenleme tüm AB üyesi ülkelerde ayrı toplama, ayırma, yeniden kullanma ve geri dönüşüm sektörlerinin gelişimini hızlandıracaktır. Komisyon kullanılmış tekstil ürünlerinin yeniden kullanımını artırmayı, yerel istihdam yaratmayı, parasal tasarruf sağlamayı ve tekstil üretiminin doğal kaynaklar üzerindeki etkisini azaltmayı amaçlamaktadır. SÜRDÜRÜLEBİLİRLİKİSO SANAYİ 63 FRANSA 196 BİN TEKSTİL ÜRÜNÜNÜ AYRIŞTIRDI EPR, AB üye ülkelerinde henüz zorunlu bir uygulama değildir. Ancak Fransa 2007’de tekstil üreticilerini ürünlerinin toplanmasından ve geri dönüştürülmesinden sorumlu tutan bir EPR programı başlatan ilk AB ülkesi olmuştur. Fransa, hayata geçirdiği bu program ile ayrıştırılan tekstil ürün miktarını 10 yıl içerisinde 96 bin tondan 196 bin tona yükseltmiştir. Hollanda ise EPR’yi zorunlu hale getiren ikinci AB ülkesi olmuştur. 2023 itibarıyla yürürlüğe giren EPR, üç aşamada hayata geçirilecektir. İlk etapta 2024’ten itibaren üreticilerin bir önceki yıl için piyasaya sürdükleri ürünler hakkında yıllık olarak rapor vermeleri gerekecektir. 2025 sonrasında hayata geçirilecek hedefler ile tekstil ürünlerinin yüzde 50’sinin geri dönüştürülmesi ve yüzde 20’sinin ise yeniden kullanılması sağlanacaktır. 2026’dan itibaren ise üreticilerin, belirlenen hedeflere yönelik ilerlemelerini raporlaması gerekecektir. Düzenlemenin hayata geçmesiyle, atık toplama ve işleme süreçlerinde aktif olarak rol alan girişimler ile ikinci el giyim sektörü daha büyük bir pazar payına sahip olacaktır. Ayrıca elyaftan elyafa geri dönüşüm gibi tekstilde döngüselliğin temel yapısını oluşturacak proses için yenilikçi teknolojilere yönelik araştırma ve geliştirme uygulamaları da teşvik edilecektir. Yasa dışı atık ihracatı konusuna da değinen teklif, bu doğrultuda tekstil atıklarının yeniden kullanım adına gibi gösteren atık ihracatı uygulamasını da kontrol etmek adına hangi ürünün atık hangi ürünün yeniden kullanılabilir olarak kabul edileceğinin çerçevesi de oluşturacaktır. Böylece tekstil atığının ihracatına yalnızca atığın çevreye duyarlı bir şekilde yönetildiğine dair garantiler verildiğinde izin verilecektir. Atık sevkiyatına dair önlemler ise komisyon tarafından tamamlanacaktır. Üreticiler tekstil atıklarının yönetim maliyetini karşılayacaktır. Böylelikle tekstillerin tasarım aşamasından itibaren geri dönüşüme uygun tasarlanması üreticilere maliyet avantajı sağlayacaktır. Diğer yandan üreticilerin EPR planında ne kadar ödeme yapmalarının gerektiği ise tekstillerin çevresel performansları dikkate alınarak eko-modülasyon sistemiyle belirlenecektir. Tüm bu gelişmeler çerçevesinde AB Döngüsel Ekonomik Modelinin en kritik düzenlemelerinden biri olan EPR sistemi hakkında daha fazla bilgiye sahip olacağımız şüphesiz. Yeni düzenlemeler ışığında, en önemli ticaret ortaklarımızdan olan AB’ye olan tekstil ihracatımızın payının yüzde 54,5 olduğu dikkate alındığında döngüsel ilkelere uygun, sürdürülebilir ve izlenebilir tekstillerin önümüzdeki dönemde talep edileceğini söylemek mümkün. 2025 yılından itibaren zorunlu hale gelecek olan Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu” (Extended Producer Responsibility, EPR) programı ile tüm AB üyesi ülkelerinde yeniden kullanma ve geri dönüşüm sektörlerinin gelişiminin hızlandırması hedefleniyor. Döngüsel bir tekstil sektörü için önemli adımlardan biri olan EPR uygulaması ile kirleten öder prensibi de hayata geçecek. Ambalaj, pil, elektrik ve elektronik ekipman gibi çeşitli ürünlerde uygulanan mevcut EPR programlarında yapılacak revizyon ile tekstil ve gıda ürünlerinin de kapsama dahil olacağı program için 2025 yılına kadar gerekli altyapının oluşturtulması planlanıyor. Kirleten bedelini de ödeyecek64AĞUSTOS 2023 E-TİCARET Yapay Zeka Son yıllarda iyiden iyiye hayatımıza giren yapay zeka, bir çok sektörde de kaldıraç etkisi yaratıyor. Bu sektörlerden biri de e-ticaret olarak öne çıkıyor. Bir çok kullanıcı ve şirket için hem vakit hem de nakit kazancı sağlayan yapay zekayı altyapılarına entegre eden şirketler, müşteriye özel kişiselleştirilmiş web siteleri geliştirerek kullanıcılarına kolaylık sağlıyor. Bu kişiselleştirilmiş profiller sayesinde işletmeler müşterilerin arz ve taleplerine daha uygun bir strateji geliştirebilme şansına sahip olmakla birlikte kişiye özel birçok kampanya ve pazarlama tekniği de geliştirebiliyor. E-TİCARETTE DOPİNG ETKİSİ YARATACAK YAPAY ZEKA Y apay zekâ günümüzde gittikçe yaygınlaşarak kullanılan bir araç haline geldi. Çoğu alanda her bilgiye sahip olabilen ve verilen yeni bilgileri de öğrenip kendini geliştirebilen bir algoritmaya sahip olan yapay zekanın en bilinen örneklerinden biri de ChatGBT olarak öne çıkıyor. Bu gibi yapay zekâ araçlarının e-ticaret gibi her geçen gün büyümekte olan bir sektörde küresel bir etki yaratmaması imkânsız hale geldi. Hızla büyüyen ve dijitalleşen dünyada yapay zekayı benimseyebilen şirketler rekabet ortamını daha avantajlı bir şekilde değerlendirebileceği belirtilirken, çok yakın zamanda e-ticaret gibi teknolojiyle daha çok bağlantılı olan sektörlerde de doping etkisi yaratması bekleniyor. Son yapılan araştırmalara göre yapay zekâ entegrasyonunu kullanan e-ticaret şirketleri yüzde 20 oranında daha fazla olumlu dönüş alıyor. Ayrıca yapay zekanın ekonomideki etkisi de artıyor. Yapay zekanın 2030 yılına kadar olan süreçte küresel ekonomiye 13 trilyon dolar katkıda bulunması ve bu doğrultuda ülkelerin ekonomilerini yüzde 16 oranında büyütmesi öngörülüyor. Her ne kadar yapay zekâ araçları hayat kolaylaştıran avantajlara sahip olsa da nasıl kullanılması gerektiğini benimseyebilen çok az sayıda kullanıcı olduğu tahmin ediliyor. E-ticarette de durum benzer şekilde ilerliyor. Rekabet ortamının yüksek olduğu ortamında en güncel teknolojiyi kullanabilen ve en doğru stratejiyi uygulamaya geçirebilen firmalar e-ticarette hep bir adım önde ilerleme şansına sahip olacak. ChatGPT şu an birçok kullanıcı tarafından başlangıç seviyesinde kullanılmasına rağmen şimdiden hayat kolaylaştıran bir araç haline gelmeye başladı. Daha hızlı bir şekilde daha doğru bilgiye ulaşmayı sağlayan bu araç alışveriş sektöründe çok büyük artılar kazandırıyor.İSO SANAYİ6566 AĞUSTOS 2023 HEM VAKİT HEM DE NAKİT KAZANCI SAĞLIYOR Salgın sonrasında artan ivmenin de etkisiyle birçok kişinin alışverişlerini, rezervasyonlarını online bir şekilde hallettiği bu dönemde yapay zekanın etkisi görmezden gelinemez. Fakat internette görülen her bilginin doğru olmadığını varsayarsak en doğru ve en güvenilir bilgiyi vermesi için yapay zekanın asistanlığından faydalanmak birçok tüketici için hem vakit hem de nakit kazancı sağlamaktadır. Bu nedenle şirketler ChatGPT’yi altyapılarına entegre ederek müşteriye özel kişiselleştirilmiş web siteleri geliştirerek kullanıcılarına kolaylık sağlıyor. Bu kişiselleştirilmiş profiller sayesinde işletmeler müşterilerin arz ve taleplerine daha uygun bir strateji geliştirebilme şansına sahip olmakla birlikte kişiye özel birçok kampanya ve pazarlama tekniği de geliştirebiliyor. Bu sayede de satışlarındaki artış gözle görülür bir oranda artıyor. Eskiden kişiye özel pazarlama stratejisi planlamak neredeyse imkânsız iken şu an yapay zekâ teknolojisiyle bu problem ortadan kalkıyor. Artık işletmeler hızlı ve verimli bir şekilde kaydedilen kişiselleştirilmiş analiz bilgilerini müşterilerin istekleri doğrultusunda kullanarak hizmet sunabilecek. Yapay zekayı fiyatlandırma alanında da kullanmak mümkün. Bunun gibi iş hayatını kolaylaştırabilecek birçok bilgi haznesine sahip olan bu teknoloji her alanda yardım sağlayarak küresel bir doping etkisi yaratacak. Bütün bu işlemleri bir düzen içinde yapabildiği için de şirketlere mali olarak katkısı çok büyük olacak. Amazon, Under Armour, Insider gibi birçok büyük şirket birçok farklı alanda kendilerine fayda sağlayacak şekilde yapay zekayı sistemlerine entegre etti bile. Yapılan araştırmalara göre, internet kullanıcıları gereksinim duydukları ürün ya da hizmetleri, uygun fiyatlara bulmak ve satın almak için, yaklaşık olarak 5 saat zaman ayırıyor. Kullanıcılar, aradıkları ürün ya da hizmetlerden en uygun olanına ulaşmak için yüzlerce ürünü ve e-ticaret sitesini gezip karşılaştırmada bulunuyor. Bu noktada da yapay zekâ, e-ticaretin önünü açıyor. Bu yüzden de Amazon müşterilerin satın alımlarını öngörmek ve kişiselleştirilmiş önerilerde bulunmak amacıyla yapay zekayı kullanan şirketler arasında başı çekiyor. Yapay zekanın kullanım alanı her geçen gün artıyor. Bu yüzden çoğu sektörde çığır açacak bir teknoloji aracı haline gelecek olan yapay zekanın internetin bir zamanlar yarattığı küresel büyümeden daha fazlasını yaratmasına kesin gözüyle bakılıyor. E-TİCARET Yapay Zeka 1336 1548 1845 2382 2982 3541 4248 4938 5542 6151 6767 7391 0 1000 2000 3000 4000 5000 6000 7000 8000 201420152016201720182019202020212022202320242025 Milyon USD E-Ticaret Satışlarının YIllara Göre Pazar BüyüklüğüNext >