< Previous58 EYLÜL 2023 DOSYA Korumacı PolitakalarİSO SANAYİ 59 KÜRESEL REKABET KORUMACI POLİTİKALARI SON 10 YILDA YÜZDE 150 ARTIRDI Son yıllarda artan rekabet ortamı, korumacı politikalara da artış olarak yansıdı ve bu durum küresel serbest ticarete gölge düşürdü. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki korumacı ekonomi politikalar son üç yıllık dönemde yüzde 60, 10 yıllık dönemde ise yüzde 150 arttı. Korumacı politika adımı sayısı ise 50 bini aştı. Değer bakımından küresel ticaretin yaklaşık yarısının bu tarz politikalardan etkilense de öte yandan serbest ticaret de devam ediyor. Dünya Bankası verilerine göre ABD, Japonya ve Avrupa’da sanayi ürünlerine uygulanan ortalama gümrük vergisi 1990’larda yüzde 3 ila 6 düzeyindeyken 2020 itibariyle yüzde 2’nin de altına düştü. Nikkei Asia araştırmasına göre ABD büyük korumacı paketlerde başı çekiyor 60 EYLÜL 2023 DOSYA Korumacı Politakalar B ir ülkenin ya da bölgelerin yerel ekonomisini veya endüstrilerini dış rekabetten korumak amacıyla benimsediği korumacı politikalar, genellikle ticaretin serbestleştirilmesi ve küresel ekonomik entegrasyonun teşvik edilmesi yerine, yerli üretimi ve işgücünü korumayı amaçlar. Gümrük tarifeleri, ithalat kotaları, yerli işçi ve üretici koruması, devlet destekleri ve teşvikleri, ithal ürünlerin standartlarını zorlaştırma bu politikalara örnek verilebilir. Korumacı politikalar genellikle yerel işgücünü ve endüstrileri koruma amacı taşısa da uzun vadede bazı olumsuz sonuçlar doğurabilir. Örneğin, uluslararası ticaretin sınırlanması küresel ekonomik büyümeyi engelleyebildiği gibi tüketicilere daha pahalı ürünler sunma ve rekabetin azalması gibi negatif sonuçları da olabilir. Ayrıca, diğer ülkelerle ticaret ilişkilerinin gerilmesine ve ticaret savaşlarının başlamasına neden olabilir. Korumacı politikaların kullanılması genellikle ekonomik, siyasi ve sosyal faktörlerin bir kombinasyonuna dayanır. Her ülke, kendi koşullarına ve hedeflerine göre korumacı politikaları benimseyebilir veya serbest ticaret ve küresel ekonomik entegrasyonu teşvik eden politikaları tercih edebilir. Ancak başta Çin ve ABD olmak üzere son yıllarda artan rekabete bağlı olarak birçok ekonomi korumacı politikalara yöneliyor. Küresel serbest ticaret birçok ülkede ekonomi yönetimleri korumacı sanayi politikalarına dönmekte olduğu için önemli bir darbe alıyor. KORUMACI POLİTİKALAR 10 YILDA YÜZDE 150 ARTI Tedarik zinciri kısıtlarını aşmaya çalışan ve rekabetçi gücünü artırmak isteyen birçok ekonomi son yıllarda yerli şirketleri korumayı amaçlayan destek paketleri açıklayarak ülkeler arası mal ticaretine zarar veriyor. Nikkei Asia’da yer alan bir analize göre serbest ticarete zarar veren korumacı teşvikler veya diğer devlet müdahalelerinin sayısında son on yılda yüzde 150’lik bir artış yaşandı. Son üç yılda yüzde 60 artan bu politika adımları 50 bini aşmış durumda. Çoğu korumacı politika adımı hükümetlerin yerli yatırım ve üretime öncelik verdiği destek paketlerinden oluşuyor. ABD ve Çin başta olmak üzere Euro Bölgesi ve diğer büyük dünya ekonomilerinde otomotivden çip ve diğer stratejik ürünlere tedarik zincirlerinin yeniden inşa edilmesi ihtiyacıyla bir çok korumacı politika açıklandı. Pandeminin ardından Ukrayna savaşının dünya üzerindeki Gemilerden Kaynaklanan Kirliliğin Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi’nin (MARPOL) 50. yıldönümü vesilesiyle önemli bir rapor yayımlandı. Denizcilik sektörünün zararlı etkilerini ortaya koyan ve “Denizcilik ve Okyanusların Durumu” başlığını taşıyan çalışma, iklim üzerindeki etkisi de dahil olmak üzere deniz taşımacılığının zararlı etkilerini dizginlemeye yönelik önceki tüm girişimlerin başarısız olduğunu ortaya koydu.İSO SANAYİ 61 √Korumacı politikaların faydası olduğu kadar zararları olabiliyor ve haksız rekabete yol açabiliyor. Bu gibi durumlarda konu Dünya Ticaret Örgütü’ne taşınabiliyor. Ülkeler genellikle serbest ticaret ve rekabeti teşvik eden politikalara yönelerek daha sürdürülebilir ekonomik büyümeyi ve refahı sağlamayı hedefler. Korumacı politikaların potansiyel zararlarını şöyle sıralayabiliriz: Verimlilik Kaybı: Korumacı politikalar, dış rekabeti sınırlayarak yerli üreticilere rekabet avantajı sağlayabilir. Ancak bu, üretim süreçlerinin daha az verimli hale gelmesine neden olabilir. Yetersiz rekabet, inovasyonu ve etkin üretim yöntemlerini engelleyebilir. Yüksek Maliyetler:Gümrük vergileri, ithal kotaları ve diğer korumacı önlemler, ithalatın maliyetini artırabilir. Bu da tüketici fiyatlarını yükseltebilir ve tüketicilere daha pahalı ürünler sunabilir. Sınırlı ürün çeşitliliği:Korumacı politikalar, yabancı ürünlerin ülkeye girişini sınırlayabilir. Bu da tüketicilerin farklı ürün seçeneklerine erişimini kısıtlayabilir ve ürün çeşitliliğini azaltabilir. Düşük rekabet ve inovasyon: Korumacılık, yerli üreticilerin uluslararası rekabetle karşılaşma ihtiyacını azaltabilir. Bu da rekabetin azalmasına ve yenilikçiliğin engellenmesine yol açabilir. Dış ilişkilerin bozulması:Korumacı politikalar, diğer ülkelerle ticaret ilişkilerini geriletebilir. Bu tür politikalar, ticaret savaşlarına veya karşılıklı yaptırımlara neden olabilir, ki bu da uluslararası ilişkileri bozabilir. Küresel ekonomik büyümenin engellenmesi: Serbest ticaret ve ekonomik entegrasyon, ülkeler arasında ekonomik büyümeyi teşvik edebilir. Korumacı politikalar, küresel ekonomik büyümeyi sınırlayabilir ve genel refahı etkileyebilir. Tüketici refahının azalması:Pahalı ürünler ve düşük ürün çeşitliliği, tüketicilere zarar verebilir. Tüketiciler daha yüksek fiyatlar ödeyebilirken, daha az çeşitli ürünlerle yetinmek zorunda kalabilirler. Uluslararası iş birliğinin zorlaşması:Korumacı politikalar, uluslararası iş birliğini ve anlaşmaları zorlaştırabilir. Ülkeler arasında güveni azaltabilir ve çok taraflı ticaret anlaşmalarının başarısız olma riskini artırabilir. İŞTE KORUMACI POLİTİKALARIN POTANSİYEL ZARARLARI62 EYLÜL 2023 DOSYA Korumacı Politakalar istikrarsızlığı ve parçalanmışlığı daha da derinleştirmesi korumacı politika adımlarını daha da hızlandırdı. Birçok ülke ekonomik güvenliklerini ve özellikle imalatta tedarik zinciri güvenliğini yeniden gözden geçirme ihtiyacı hissetti. KORUMACI POLİTİKALARDA ABD BAŞI ÇEKİYOR Korumacı politikaları en fazla ve hatta ilk uygulayan ülke ABD olarak öne çıkıyor. Özellikle 19. ve 20. yy’de, ABD sık sık korumacı ticaret politikalarını benimsemiş ve yerli endüstrileri korumak amacıyla çeşitli önlemler almıştır. Örneğin, 19. yy’nin sonlarına doğru, yüksek tarifeler uygulayarak ithalatı sınırlamış ve yerli sanayiyi desteklemiştir. Bu dönemdeki korumacı yaklaşım, Amerikan sanayisinin gelişimine katkıda bulunmuş olsa da aynı zamanda diğer ülkelerle ticaret gerilimlerine ve uluslararası ticaretin kısıtlanmasına yol açmıştır. √Türkiye, 1930’lardan başlayarak korumacılığı benimsedi ve burada da ithal ikameci politika öne çıktı. Yüksek gümrük duvarları ve miktar kısıtlamalarına dayalı ithalat rejimi birçok sanayi dalında dünya ile rekabet edemeyecek ürünlerin üretilip dünya üretiminden daha pahalıya tüketiciye satılmasına yol açınca 1980’lerden başlayarak ithal ikameci ekonomi politikasının yerine ihracata yönelik sanayileşme politikasına geçildi. O dönemden bu yana Türkiye’de uygulanan korumacı politikalar şu örnekler verilebilir: Gümrük tarifeleri ve ithalat kotaları:Türkiye, dönemsel olarak bazı ürünler için yüksek gümrük vergileri veya ithalat kotaları uyguladı. Bu politika, ithalatın maliyetini artırarak yerli üreticilere rekabet avantajı sağlıyor. Son dönemde en fazla uygulanan politika olarak öne çıkıyor. Yerli üretimi teşvikler: Türkiye hükümeti, yerli üretimi desteklemek amacıyla çeşitli teşvikler sağlıyor. Vergi indirimleri, kredi destekleri, hibe programları gibi teşviklerle yerli endüstrilerin gelişimini desteklemeye çalışıyor. Ürün standardizasyonu: Türkiye, bazı sektörlerde yerli ürünlerin kullanımını teşvik etmek amacıyla yerli ürünlerin standardizasyonunu ve tercih edilmesini sağlayan düzenlemeleri uyguluyor. Yerli malı belgesi: Türkiye'de "Yerli Malı Belgesi" uygulaması bulunuyor. Bu belge, yerli üretim ürünlerin tanınması ve desteklenmesi amacıyla kullanılıyor. Döviz Kontrolleri:Türkiye, döviz kurunu ve döviz hareketlerini kontrol etmek amacıyla bazı kısıtlamalar uyguluyor. Bu da dış ticareti ve rekabeti etkileyebiliyor. Yine bu da son yıllarda en sık başvurulan korumacı politikalardan biri. Kamu ihalelerinde öncelik: Türkiye'de kamu ihalelerinde bazı durumlarda yerli üreticilere öncelik veren politikalar uygulanabilir. Anti-damping ve ihracat hibeleri incelemeleri: Türkiye, yabancı ürünlerin yerli ürünleri rekabetçi fiyatlarla satmasını engellemek amacıyla anti-damping önlemleri alabilir veya bazı ürünlerin ihracatına hibe sağlayabilir. TÜRKİYE’DE İTHAL İKAME İLE BAŞLADI, İHRACATA YÖNELDİİSO SANAYİ 63 Günümüzde de ABD en fazla korumacı politikalar uygulayan ülkeler arasında başı çekiyor. ABD’de Başkan Joe Biden mayıs ayında yaptığı bir konuşmada “ABD’deki tüm vergi gelirlerinin Amerikan üreticiler, ürünler ve çalışanlar için harcanacağını” vurguladı. 2022 yılında Kongre yerli sanayiyi güçlendirecek iki önemli yasa geçirdi. İki yasa da Euro Bölgesi gibi ABD’nin güçlü müttefiklerini de rahatsız etmiş durumda. Enflasyonu Düşürme Yasası enerji güvenliği ve iklimle mücadele önlemlerini içeren 369 milyar dolarlık bir harcama paketiydi. Aynı dönemlerde yerli çip üreticilerine 50 milyar dolar teşvik sağlanacak Çip ve Bilim Yasası da onaylandı. İki yasa da yabancı rakiplere karşı ABD’li üreticileri desteklemeyi amaçlıyor. Örneğin sadece Kuzey Amerika’da üretilen elektrikli araçlara vergi muhafiyeti sağlanıyor. Çip yasası ise teşvik alan ABD’li şirketlerin 10 yıl boyunca Çin’de herhangi bir büyüme yatırımı “yapmamaları” koşulu getiriyor. KÜRESEL TİCARETİN YARISI ETKİLENDİ Öte yandan tüm korumacı politikalara rağmen serbest ticaret devam ediyor. Dünya Bankası verilerine göre ABD, Japonya ve Avrupa’da sanayi ürünlerine uygulanan ortalama gümrük vergisi 1990’larda yüzde 3 ila 6 düzeyindeyken 2020 itibariyle yüzde 2’nin de altına düştü. Çin’de bu oran 2000’de yüzde 10’un üzerindeyken 2020 itibariyle yüzde 3’ün altına düştü. Tokyo merkezli Uluslararası Ticaret ve Yatırım Enstitüsü uzmanlarına göre değer bakımından küresel ticaretin yaklaşık yarısı teşviklerden etkilendi ve bu 10 yıl önceye göre yüzde 10’luk artışı temsil ediyor. Ticari ihtilafların taşındığı Dünya Ticaret Örgütü’nün hükümet teşvikleri ve teşvikli ticaret konusunda belirli kuralları var. Ancak çoğu durumda korumacı önlemlerin DTÖ kurallarını ihlal edip etmediğini tespit etmek kolay değil. ABD’nin DTÖ’nün tahkim kurumundaki atamaları 2019 yılında bloke etmesi nedeniyle şu anda bu kurum tam işlev gösteremiyor.64 EYLÜL 2023 DOSYA Elektrikli Araç Şarj İstasyonuİSO SANAYİ 65 Dünyada elektrikli araç sayısına bağlı olarak şarj istasyonu sayısı da hızla artıyor. Son açıklanan rakamlara göre tüm dünyada elektrikli araç sayısı 27 milyona ulaşırken halka açık şarj istasyonu sayısı ise 2,7 milyona ulaştı. Türkiye’de ise 27 bin 476 adet şarj edilebilir elektrikli araca karşılık 3 bin 790 şarj istasyonu bulunuyor. Bu yıl haziran ayı itibarıyla Türkiye’de yaklaşık olarak her 3,5 elektrikli araca 1 soket düşüyor. AB ülkeleri ile kıyaslandığında araç başına düşen şarj noktası sayısında Türkiye, Avrupa’da üst sıralarda yer alıyor. Türkiye, Avrupa’da AC şarj noktası açısından 2., DC şarj noktası açısından 3., toplam şarj noktası açısından 2. sırada yer alıyor. TÜRKİYE, ŞARJ İSTASYONUNDA AVRUPA’DA İKİNCİ ELEKTRİKLİ ARAÇ SAYISINA BAĞLI OLARAK ŞARJ İSTASYONU SAYISI DA HIZLA ARTIYOR66 EYLÜL 2023 DOSYA Elektrikli Araç Şarj İstasyonu İ klim krizi, sürdürülebilirlik adımları ve teknolojik gelişme son yıllarda elektrifikasyonu hızlandırdı. Uluslararası Enerji Ajansı’na (IEA) göre 2022’de 10 milyon elektrikli araç satıldı ve satılan araçların yüzde 14’üne ulaştı. Dünya yollarında kullanımda olan elektrikli otomobil sayısı ise bu rakamlar ile birlikte yaklaşık 26 milyon adede yükseldi. Bu, 2021 ile 2022 arasındaki yıllık artış olarak yaklaşık 3,5 milyon elektrikli otomobil olduğunu ifade ediyor. Dünyada bu yılın ilk çeyreğinde ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 25 artışla 2,3 milyon elektrikli araç satıldı. Bu sayının yıl sonu itibarıyla 14 milyona ulaşması bekleniyor. Bu yıl dünyada satılan tüm araçların yüzde 18’ini, bir başka deyişle yaklaşık her 5 araçtan birini, elektrikli araçların oluşturacağı öngörülüyor. Elektrikli araçların yaygınlığı şarj istasyonları ile doğru orantılı. Bu kapsamda birçok bölgede önemli çalışmalar yapılıyor. AB’DEN ŞARJ İSTASYONU YASASI AB’nin yasama organının bir parçası olan Avrupa Birliği Konseyi, elektrikli araç şarj altyapısını iyileştirmeyi amaçlayan bir yasayı kabul etti. Bu yasaya göre 2025 yılından itibaren, AB’nin ana ulaşım koridoru olan TEN-T ağı boyunca her 60 kilometrede bir en az 150 kilovatlık hızlı şarj istasyonlarının kurulması gerekecek. Bu da 5 yıl içinde AB otoyollarının yüzde 50’sinin elektrikli araç şarj istasyonlarıyla kaplanması anlamına geliyor. Aynı zamanda, Kuzey Amerika’daki bir grup araç üreticisi, bu yıldan başlayarak şehir içi ve otoyollarda en az 30 bin şarj istasyonu kurma planını açıkladı. Birbirinden bağımsız olarak bu iki girişim, elektrikli araçların halihazırda ne kadar önemli hale geldiğinin altını çiziyor. TOPLAM İSTASYON SAYISI 2,7 MİLYONA ULAŞTI Dünya genelinde yaklaşık olarak 2,7 milyon halka açık şarj istasyonu bulunmaktadır. IEA’ya göre bunların 3’te 1’i (900 bin) adeti geçen yıl kuruldu. IEA’nın konuyla ilgili raporunda, şarj talebinin çoğunun artık evde şarj ile karşılandığını, ancak elektrikli araçların fosil yakıtlı araçlarla rekabet edebilmesi için hala halka açık şarj noktalarına ihtiyaç olduğu belirtildi. Türkiye’de de elektrikli şarj istasyonu sayısı da artan ihtiyaç ve lisans alan şirket sayısının da etkisiyle her geçen gün hızla artıyor. Tabi bu durumda akaryakıt fiyatları, yerli otomobil TOGG’un üretilmesi ve Tesla’nın piyasaya girmesinin de önemli bir etkisi bulunuyor. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verilerine göre Türkiye çapında bu yılın başında bin 719 olan şarj istasyonu sayısı 3 bin 790’a, 3 bin 81 olan şarj noktası sayısı ise 8 bin 1’e ulaştı. Türkiye bu veriler ile şarj istasyonu bulundurma sıralamasında Avrupa’da 2. sıraya yükseldi. TÜRKİYE’DE 3,5 ARACA BİR SOKET DÜŞÜYOR Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Haziran 2023 sonu itibarıyla Türkiye genelinde 27 bin 476 adet şarj edilebilir elektrikli araç bulunuyor. Halihazırda şarj hizmeti verilen 3 bin 790 şarj istasyonunda 6 bin 112’si alternatif akım (AC) ve 1889’u doğru akım (DC) şarj noktası (soketi) bu araçlara hizmet veriyor. Türkiye, Avrupa’da AC şarj noktası açısından 2., DC şarj noktası açısından 3., toplam şarj noktası açısından 2. sırada yer alıyor. Bu yıl haziran itibarıyla Türkiye’de yaklaşık olarak her 3,5 elektrikli araca 1 soket düşüyor. Bu oran AB ülkeleri genelinde ortalama 13 araca 1 soket olarak hesaplanıyor. Bu doğrultuda, Türkiye’de elektrikli araç pazarı ve şarj ağı altyapısı hızlı gelişim gösteriyor. EPDK verilerine göre, şarj noktalarının illere göre dağılımında, 2 bin 200 şarj noktasıyla İstanbul öne çıkıyor. İstanbul’un ardından Ankara 822, Antalya 682, İzmir 402, Bursa 357, Muğla 314, Kayseri 254, Konya 247, Eskişehir 178 ve Afyonkarahisar 140 şarj noktasına sahip bulunuyor. Türkiye’deki mevcut şarj Türkiye, Avrupa’da AC şarj noktası açısından 2., DC şarj noktası açısından 3., toplam şarj noktası açısından 2. sırada yer alıyor. Bu yıl haziran itibarıyla Türkiye’de yaklaşık olarak her 3,5 elektrikli araca 1 soket düşüyor. Bu oran AB ülkeleri genelinde ortalama 13 araca 1 soket olarak hesaplanıyor. Bu doğrultuda, Türkiye’de elektrikli araç pazarı ve şarj ağı altyapısı hızlı gelişim gösteriyor. İSO SANAYİ 67 noktalarının İstanbul, Ankara, Antalya ve İzmir başta olmak üzere nüfusun yoğunlaştığı bölgelerde kümelendiği görülürken, Türkiye’nin 81 ilinin tamamında halka açık şarj noktaları elektrikli araç sahiplerine hizmet veriyor. Şarj ağı işletmeci lisansı sahiplerinin artması, bu alanda sağlanan destek ve teşviklerle şarj noktası sayısının tüm ülke genelinde artışının devam etmesi bekleniyor. EPDK’DAN ŞARJ@TR UYGULAMASI Bu kapsamda EPDK’nın önemli uygulamaları da bulunuyor. Kurumun “Serbest Erişim Platformu-Şarj@ TR” programı, elektrikli araçlara şarj hizmeti verilen yerlerin soket ve istasyon bazında görülebileceği güncel ve güvenli mobil destek uygulaması olarak elektrikli araç kullanıcılarına hizmet veriyor. Şarj@TR uygulaması üzerinden halka açık şarj istasyonlarının coğrafi konumları, şarj ünitesi ve soket sayıları, tipleri ve güçleri, ödeme yöntemleri, müsaitlik durumları ve şarj hizmeti fiyatları elektrikli araç kullanıcılarının erişimine açık bulunuyor. Öte yandan Türkiye’de şarj ünitesi sayısının 2030’da 1.1 milyona, 2040’ta ise 4.8 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor. Artan altyapı çalışmaları sektöre yönelik yeni regülasyonları da gündeme getiriyor. Son olarak araç şarj ağı işletmecilerinin yenilenebilir enerji kullanılan istasyonları “yeşil şarj istasyonu” olarak belirleyecekleri bir düzenleme Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. düzenlemeye göre araç şarj ağı işletmecileri, şarj hizmetinde kullanılan elektriğin yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilmesi halinde şarj istasyonlarından tamamını veya bazılarını “yeşil şarj istasyonu” olarak belirleyebilecek. Resmi Gazete’de yayımlanan ve şarj hizmeti yönetmeliğinde değişiklik yapan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) yönetmeliğine göre, yeşil şarj istasyonları serbest erişim platformunda ayrı bir renk veya işaret ile gösterilecek. Kullanıcılar nezdinde ayırt edilmesine ilişkin logo veya işaretler, EPDK tarafından belirlenebilecek. İşletmeciler, bu kapsamda tedarik edilen elektrik enerjisinin belirli bir miktarının veya oranının yenilenebilir enerji kaynaklarından üretildiğine dair kanıt sağlayan ve ihraç edilen, her biri 1 MWh elektrik üretimine tekabül eden YEK-G belgesini kullanıcılara itfa ve ifşa etmekle yükümlü olacak. Bu işletmeciler, kendi şarj ağında yer alan şarj istasyonlarında şarj hizmetine konu olan elektrik enerjisi için elektrik piyasasında yenilenebilir enerji kaynak garanti belgesi yönetmeliği kapsamında faaliyet gösterebilecekler. Aynı gazetede YEK-G sistemi ve organize YEK-G piyasası işletimine ilişkin esaslarda değişiklikler öngören EPDK kararı da yayımlandı. Hali hazırda elektrikli araç şarj istasyonu için lisans alan şirket sayısı 130’u aşmış bulunuyor. ARAÇ ŞARJINA YEŞİL İSTASYON DÜZENLEMESİNext >