500 Büyük ve Sanayimizin Finansman Sorunu
- 21.06.2016
- Arşiv
Hız çağında bilginin doğru zamanda ihtiyaç sahipleri ile buluşturulması çok önemli. İSO 500 Büyük Sanayi Kuruluşu, İstanbul Sanayi Odası’nda görevi devraldığımız 2013 yılı ve öncesinde temmuz aylarının sonunda açıklanıyordu. Bu yıl araştırmayı yaklaşık iki ay daha erkene çekmeyi başarmış olmanın gururunu yaşıyoruz.
İSO 500 Büyük Sanayi Kuruluşu araştırması birçok açıdan reel ekonomiye ayna tutarken, her yıl geniş bir kesim için gerçekçi ve güvenilir veriler sağlıyor. Burada bu yılki araştırmamız vesilesiyle asıl dikkatinizi çekmek istediğim nokta; sanayicinin finansman giderlerinin 2015 yılındaki anormal yükselişidir.
Sanayicilerimizin binbir emekle oluşturduğu faaliyet karının büyük bir bölümü finansman giderine gidiyor. Öyle ki sanayici elde ettiği 44 milyar karın 28 milyar lirasını, bir başka ifadeyle yüzde 63,4’ünü finansman gideri olarak kaybediyor. Bu kabul edilebilir, sürdürülebilir bir durum değil.
İSO 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’nun kar rasyosu ve borçluluk oranlarını dünya ortalamaları ile karşılaştırdığımızda hemen hemen benzer yapıda olduğunu görürken, buna karşılık sorun -bir kere daha ifade edecek olursam- finansman giderlerinin faaliyet karına oranındadır. Türkiye’yi bu konuda dünyadan farklı kılan, borçluluk oranları değil, borçlanmanın maliyetidir.
Borçlanmanın vade yapısına baktığımızda dünyadan borçlanmanın kalitesi açısından da negatif ayrışıyoruz. Kısa vadeli mali borçların toplam mali borçlara oranı dünya genelinde yüzde 25 olmasına karşılık İSO 500’de yüzde 39. Yine dünyadan ayrıştığımız bir başka konu da aldığımız kredileri nasıl kullandığımızla ilgili. Dünya ortalaması yüzde 66 olan duran varlıkların aktiflere oranı, İSO 500’de yüzde 46 ile 20 puan aşağıda bulunuyor.
Buradan şunu çıkarıyoruz; dünyada özel sektörün kullandığı krediler daha çok yatırımlara, yani duran varlıklara gidiyor. Bu veri, yabancının aldığı kredinin makine parkına teknolojiye uzun vadeli işlere dönüştüğünü gösteriyor. Bizde ise alacak ve stok ağırlıklı işletme sermayesine gidiyor. Bu da finansmanın kullanımı veya değerlendirilmesi noktasında da bir nitelik sorunu olduğunu ortaya koyuyor.
Bütün bunlar, dünyada para bolluğunun ve düşük faiz ortamının devam ettiği günümüzde sanayi kuruluşlarımızın bu ortamdan nitelikli bir şekilde yararlanamadığını bizlere gösteriyor. Sonuç olarak, sanayinin finansman sorununa sağlıklı ve kalıcı bir çözüm getirecek yapısal reformların bir an önce hayata geçirilmesine ihtiyaç duyuluyor.
Acı Kaybımız
Çok kıymetli duayen başkanımız, Türkiye sanayisinin ulu çınarı, Odamızın kuruluşunda büyük emeği geçen İbrahim Bodur Başkanımızı kısa bir süre önce kaybettik. Acımız halen dinmiş değil… Allah herkese böyle bir yaşam ve böyle bir veda nasip etsin. Rahmetli İbrahim Bodur, hayatı boyunca yaptığı gibi vefatında da Türkiye’de devlet ve milleti birleştirerek aramızdan ayrıldı. Her zaman hatıralarımızda yaşayacak olan İbrahim Bodur Başkanımıza Allah’tan rahmet, ailesi, sevenleri ve Kale Grubu camiası ile sanayimize baş sağlığı diliyoruz.
Erdal Bahçıvan
İstanbul Sanayi Odası
Yönetim Kurulu Başkanı