Finansal İnovasyon
- 29.01.2015
- Arşiv
Küresel ekonomide yakın zamanlara kadar tanık olduğumuz parasal bolluk döneminin artık sonuna gelmiş bulunuyoruz. Finansal kaynaklara erişimin eskisi kadar kolay olmayacağından sanırım hiç kimsenin kuşkusu yok. Bir benzetmeyle ifade edecek olursam, ekmek eskiden aslanın ağzındaydı, şimdi midesinde.
Günümüzün küreselleşen dünyasında ülkemizdeki işletmeler, üretim, pazarlama, araştırma geliştirme gibi konularda birçok sorunla karşılaşıyor. Bu sorunların temelinde de finansman yetersizlikleri ve finansmana ulaşımdaki güçlükler yatmaktadır.
Bu güçlükler ekonomimize ve şirketlerimize hiç kuşkusuz büyük bedeller ödetmektedir. Reel sektörün finansman konusunda yaşadığı sıkıntı, en son yaptığımız Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2013 araştırmamızda da açıkça görülüyor. İSO 500 şirketlerinin ödediği finansman giderleri faaliyet kârının yüzde 53’üne çıkmıştır. Bu da şirketlerin yaptıkları kârın yarısından fazlasını finansman gideri olarak ödediklerini göstermektedir.
Bu durumun oluşmasındaki en önemli sebeplerden biri şirketlerin borçlanmalarını tek düze, banka kredileriyle yapmalarından kaynaklanmaktadır. Kendi esas faaliyet alanlarında oldukça başarılı bir performans sergileyen şirketlerimizin finansman sağlama ve kullanmada aynı başarıyı sergileyememesi üzüntü vericidir.
Son gelişmeleri ve riskleri dikkate aldığımda endişelerim daha da artıyor. Çünkü risklerin boyutu yükseliyor. Çapraz kurdan ciddi zararlar yazılacak. O halde başka alanlarda olduğu gibi finansman konusunda da bir inovasyona acilen ihtiyaç duyulmaktadır. Öyle ki, finansman gideri faaliyet kârının yüzde 53’üne çıkmış ise, inovasyon konusunda yeni bir düşünce ve bakış açısına yönelmemiz gerekiyor. Yani siz inovasyonla yeni bir ürün de üretseniz elde ettiğiniz gelirin büyük bir bölümünü finansmana harcarsanız burada büyük bir sorun var demektir. İşte, tam da bu nedenle finansal inovasyona ihtiyaç var.
Erdal Bahçıvan
İstanbul Sanayi Odası
Yönetim Kurulu Başkanı