Ticaret Savaşları ve Geleceği Planlamak
- 24.07.2018
- Arşiv
Olmadı, olmuyor derken yakın tarihin en büyük ticaret savaşı gerçeklik kazandı. Dünyanın iki büyük ekonomisi olan ABD ve Çin arasında karşılıklı olarak ticareti sınırlayıcı önlemler alınırken; esen korumacılık rüzgârı ABD ile Avrupa ülkeleri arasında da ayrışmaya neden oluyor. Ticaret savaşlarının kapsamının genişlemesi ve bu konuda ülkeler arasındaki restleşmelerin sertleşmesi, küresel büyümenin geleceği açısından endişe yaratıyor.
ABD 34 milyar dolarlık Çin kaynaklı ithal ürünlere ek gümrük vergisi kesmeye başladı. Çin’in ceza vergilerine karşılık vermesi halinde ceza kapsamına alınacak ürün miktarının 450 milyar dolara çıkacağı ifade ediliyor. Öte yandan Trump, Harley-Davidson’ın Avrupa pazarına yönelik üretimini tarifeler nedeniyle yurt dışına taşıma kararı almasını eleştirerek, işi tehdide kadar vardırdı. Bizi yakından ilgilendiren komşu pazarlarımız İran, Irak ve Ürdün’de de sanayicilerimizi de ilgilendiren farklı farklı ürün gruplarında son haftalarda arka arkaya korumacı önlemler alınıyor.
Bu örnekler de gösteriyor ki korumacılık alanında ipin ucu giderek kaçmaya başlıyor. Bundan, üreticiden tüketiciye, ihracatçıdan ithalatçıya birçok kesimin olumsuz etkilendiği açıktır. Daha da önemlisi; kontrol kaybı, sürpriz ve öngörülemezlik eşliğinde giderek sertleşecek misillemeler ülkeleri hiç arzu edilmeyen içe kapanma noktasına götürebilir. Tarih defalarca göstermiştir ki o noktaya varan bir korumacılık büyük çatışmaları beraberinde getiriyor. Dünyanın barışı ve huzuru adına umarız işler o noktaya varmaz.
Bu kadar zorlu iç ve dış koşullara rağmen sanayicimizin mücadele azmi kaybolmuyor. Nispeten daha küçük ve orta ölçekli sanayi kuruluşlarımızın üretim faaliyetlerini incelediğimiz “Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” araştırmamız; hem küresel ve hem de ülkemiz açısından zor geçen 2016 yılının ardından 2017 yılında sanayimiz açısından güçlü bir performansa işaret etti.
İkinci 500 kuruluşlarının faaliyet karları yüzde 43,9, dönem karları ise yüzde 67,2’lik artışlarıyla dikkat çekici bir performans yakalarken, şirketlerimizin faaliyet karlarının yüzde 42,8 gibi yine çok önemli bir kısmını tıpkı İSO 500’de olduğu gibi finansman gideri olarak kaybettiğini görmekteyiz.
Bu yıl sanayici özellikle faiz ve kurlardaki yüksek boyutlu dalgalanmanın baskısını daha fazla hissetmektedir. Bu da sanayiciler açısından finansman yükünün giderek ağırlaştığını göstermekte ve karlılıkların sürdürülebilirliği konusunda endişe yaratmaktadır.
Ticaret savaşları gerçeklik kazanırken dünyada ve Türkiye’de finansal kaynaklara eskisi gibi ucuz maliyetle ulaşmak zorlaşırken; herkes bu yeni gerçeklerden hareketle yarınını ve geleceğini iyi planlamalı.
Mübarek Kurban Bayramı’nın ülkemize, tüm insanlık bizler ve ailelerimiz için hayırlı olmasını diliyorum.
Erdal Bahçıvan
İstanbul Sanayi Odası
Yönetim Kurulu Başkanı