Diğer Haberler
Covid-19’un Ekonomiye ve Sanayimize Etkilerinin Konuşulduğu İSO-MESKOM İstişare Toplantısı Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın Katılımıyla Yapıldı
- 15.05.2020
- Diğer Haberler
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meslek Komiteleri Toplantısı'nda tele konferans ile katılarak sanayicilerle bir araya geldi. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın moderasyonunda yapılan toplantı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nden katılan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın konuşması ile başladı. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan da pandemi döneminde ekonomi ve sanayiye dair görüşleri ile sanayicilerin sorun ve taleplerini Cumhurbaşkanı Yardımcısı ile paylaştı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, sanayicilerin pandemi sürecinde sağlık başta olmak üzere temel ihtiyaç malzemeleri alanında başarılı çalışmalar yaptığını belirterek “Takdire şayan bir çaba ortaya koyarak tedbirler çerçevesinde üretimini sürdüren, dönüştüren ve çalışanlarına sahip çıkan tüm sanayicilerimizi yürekten kutluyorum. Yurt dışından gelecek siparişler ve iç piyasanın hareketlenmesiyle sanayicimizin geçici molası sona erdi. Türk sanayisinin çarkları şimdi gelecek için dönüyor. Sanayicilerimizle istişare halinde kalmaya devam edeceğiz” dedi.
İSO Başkanı Bahçıvan da istişare toplantısında yaptığı konuşmada pandemi sürecinde de görüldüğü gibi Türkiye’nin aydınlık yarınları için üretim gücünü ve üretim arzusunu ayakta tutmak gerektiğine dikkat çekerek “İSO olarak hazırladığımız ‘Covid 19 Sonrası Sektörel Riskler, Fırsatlar ve Yol Haritaları’ projemiz ile önümüzdeki dönemi Türk sanayisi için fırsata çevirmeye yönelik aksiyonları ortaya koyacağız” dedi.
İSO Meslek Komitesi üyelerinin yoğun bir katılım gösterdiği istişare toplantısına Ankara’dan katılan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Koronavirüs mücadelesinde kamu ve özel sektör eş güdümü sayesinde zorlukların aşılarak başarılara birlikte ulaşıldığını belirtti. Yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadeleyi de meslek komiteleriyle dayanışma ve istişare içinde yürüttüklerini söyleyen Oktay, çalışmaların toplumun tüm kesimlerinin ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde şekillendirildiğini ifade etti.
Oktay, Kovid-19 salgınının hem sosyal hem de ekonomik hayatı derinden etkilediğine işaret ederek küresel ekonomide yakın tarihin en ciddi ekonomik şoklarından birisinin yaşandığına dikkati çekti.
Yaşanılan şokun en somut etkilerinin makroekonomik dengelerdeki bozulmada ve oluşan belirsizlikte görüldüğünü kaydeden Cumhurbaşkanı Başkanı Yardımcısı Oktay, bu hafta yayınlanan Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Ekonomik Durumu ve Beklentiler Raporu'nda küresel ekonominin yılın ikinci yarısında yüzde 3,2, uluslararası ticaretin de bu yıl yaklaşık yüzde 15 daralacağının öngörüldüğünü hatırlattı.
Oktay, Avrupa Merkez Bankası'nın Avro Bölgesi'ndeki ekonomik daralmanın yüzde 5 ile yüzde 12 arasında değişmesini beklediğine işaret ederek "Beklenen senaryoda dile getirilen daralma rakamlarının oldukça yüksek olmasının yanı sıra tahmin aralığının bu kadar geniş tutulması, belirsizlik ve öngörülemezliğin açık bir göstergesi. Dünya salgın öncesi dönemde var olan eski üretim ve tüketim zincirlerini, eski alışkanlıkları ve yaşam biçimlerini sorgulayarak ciddi bir paradigma değişimine, 'yeni normal'e doğru yol alıyor. Bu süreçte hiçbir olumsuz tablo bizleri karamsarlığa, paniğe ya da tedbirsizliğe sevk etmemelidir." diye konuştu.
Ülkenin salgından en az hasarla çıkmasını sağlayacak tedbir ve normalleşme adımlarını etkin şekilde planlamaya ve yürütmeye özen gösterdiklerini dile getiren Oktay, tedbirler sonucunda salgının yayılımı ve hasta sayısının düzenli olarak azaldığı bir döneme girildiğini vurguladı.
Oktay, esnaflardan sanayicilere, işçilerden emeklilere kadar toplumun her kesimi için alınan ekonomik tedbirleri anlatarak salgının seyrini ve sanayicilerden gelen geri dönüşleri değerlendirerek çarkları durdurmadıklarını aktardı.
Gelecek dönemde de sanayici ve işverenleri rahatlatacak adımlar atmaya devam edeceklerinin altını çizen Oktay, şöyle devam etti: "Artık normalleşme sürecinin içindeyiz ve talepteki toparlanmanın etkisiyle sanayi üretimi gücümüzü koruyacak, bu badireyi de güçlenerek atlatacağız. İçinden geçtiğimiz bu zor dönemde hem risklere hazırlıklı olmak hem de fırsatları değerlendirmek için İSO'ya önemli görevler düşmektedir. Güçlü, dinamik ve rekabetçi özel sektörümüz, yetişmiş insan kaynağı altyapımız ve iç pazar kapasitemiz sayesinde bu süreçten olumlu kazanımlarla çıkabiliriz."
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, salgın ve sonrasındaki dönemde sanayicilerin üzerinde durması gereken 4 temel unsurun öne çıktığını belirterek bunların "sanayi bölgelerinde çalışanların sağlığının güvence altına alınması ve virüsten korunma tedbirlerinin titizlikle uygulanması", "yerlileşme ve katma değerli yerli üretim konusuna her zamankinden daha çok önem verilmesi", "stratejik üretim dönüşümüne imkan verecek şekilde küresel gelişmelerin yakından takip edilmesi", "yeni normalde uluslararası piyasalarda oluşacak fırsatların, boşlukların zamanında yakalayarak değerlendirilmesi" olduğunu söyledi.
Oktay, organize sanayi bölgelerinde Kovid-19 testlerinin yapılacağını açıklayarak "Organize sanayi bölgelerinde düzenli Kovid-19 testlerinin yapılabilmesi için Gebze Teknik Üniversitesinde sadece sanayiye hizmet veren bir test laboratuvarı kurduk. Bu ay içinde İstanbul'da da sanayi test merkezlerini kurmuş olacağız." dedi.
Çin'in üretim ve tedarik sisteminde yaşanan aksaklıkların, küresel şirketlerini ve üretim merkezlerini çeşitlendirmeye yönlendirdiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sahip olduğumuz kapasite göz önünde bulundurulduğunda alternatif üretim üssü olarak değerlendirilebilecek ülkelerin başında Türkiye gelmektedir. Yeni iş birlikleri kurarak ülkemizi birçok sektörde merkez ülke konumuna getirebilirsiniz. Ayrıca her geçen gün hayatımızın ayrılmaz bir parçası olmayı sürdüren dijitalleşmeye her zamankinden daha çok odaklanmalıyız. Bir sektörde elde ettiğimiz bilgi birikimi ve 'know-how'ı diğer sektörlerde ürüne dönüştürme yeteneğini kazanmış durumdayız."
Oktay, bu süreçte özel sektörün, kamunun ve üniversitelerin ekip olarak birlikte üretmeyi öğrendiğinin altını çizerek "Tüm bu tecrübelerimizi yeni normalin getirdiği şartlara uyarladığımızda ve yönetimini yeni liderlik perspektifleriyle yürüttüğümüzde İstanbul sanayisi, bölgesel sanayi iklimini yönlendiren önemli bir paydaş haline gelecektir." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, salgın sürecinde sağlık başta olmak üzere temel ihtiyaç malzemeleri alanında faaliyet gösteren sanayicilerin ve tedarikte çalışan lojistik ekiplerin başarı çalışmalar yaptığını vurgulayarak şunları kaydetti: "Takdire şayan bir çaba ortaya koyarak tedbirler çerçevesinde üretimini sürdüren, dönüştüren ve çalışanlarına sahip çıkan tüm sanayicilerimizi yürekten kutluyorum. Hem yurt dışından gelecek siparişler hem de iç piyasanın hareketlenmesiyle sanayicimizin geçici molası sona erdi. Türk sanayisinin çarkları şimdi gelecek için dönüyor. 'Yeni normalde' de güçlü Türk sanayisi için bizler de üzerimize düşen tüm adımları atmaya kararlıyız ve sanayicilerimizle istişare halinde kalmaya devam edeceğiz."
Fuat Oktay’ın ardından konuşan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, yaşanmakta olan bu olağan dışı süreçten tüm sektörler etkilendiğini kaydederek, hizmet, turizm, gayrimenkul, sanayi, ihracat olmak üzere her boyutuyla herkese olumsuz yansıyan bir krizle karşı karşıya olduğumuza dikkat çekti.
Bahçıvan umutsuzluğa kapılmadan; yol boyunca değişikliklere açık dinamik bir süreç olan yeni normale dönüşe, bu rehabilitasyon dönemini iyi planlayarak hazırlanmamız gerektiğini ifade ederek “Bu krizi bir tünel olarak görürsek, tünele girdiğimiz noktadaki gerçeklerle, tünelden çıkacağımız noktadaki gerçekler aynı olmayacak. Bugünler, geçmişten gerçekten farklı. Ezberlerimize ve rutin uygulamalarımıza bel bağlamamız gereken bir dönemdeyiz” şeklinde konuştu.
Yeni normale adımlar atılırken, Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Fuat Oktay’ın koordinatörlüğünde yürütülen, "tamamen koronavirüsle mücadelede kazanımlarımızı kaybetmemeye odaklı normalleşme planı” hepimize güven ve umut verdiğini kaydeden Bahçıvan, bu süreçte birinci önceliğin sağlıktan geçtiğini ifade etti. Bahçıvan bu dönemden az hasarla ve birbirimize bu hastalığı bulaştırmadan çıkabilmenin çok önemli olduğunu belirtti.
Koronavirüs salgını boyunca teknolojinin kullanımının arttığına değinen İSO Başkanı, son yıllarda daha da gelişen teknoloji altyapı hizmetleri ve teknoloji kullanan personel konusunda gelişmişliğimizin güzel bir sınavdan geçtiğini ve bu büyük sınavın da başarıyla verildiğini söyledi.
Türkiye’nin üretmek zorunda olduğunun altını çizen Bahçıvan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Çok şükür, sorunları olmakla birlikte krizlere rağmen güçlü bir üretim yapımız ve üretmek arzusuna sahip sanayicilerimiz var. Ülkemizin aydınlık yarınları için bu arzuyu ve üretim gücümüzü ayakta tutmak zorundayız.”
Erdal Bahçıvan konuşmasında ayrıca İstanbul Sanayi Odası’nın Koronavirüsle mücadele ve yeni normale geçişe yönelik faaliyetlerini şöyle anlattı:
“Yeni Normal olarak adlandırılan önümüzdeki dönemde tüketici tercihlerinden iş yapış şekillerimize, tedarik zincirlerinden üretim yapımıza kadar birçok şeyin değişeceğini, eskisi gibi olmayacağını biliyoruz. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde bizleri bir belirsizliğin beklediğini söylemek yanlış olmaz. Bugüne dek yaptığımız toplantılarda da geleceğe dönük belirsizlik, tüm sektörlerimizin ortak kaygısı olarak ortaya çıkmıştı. Bu ihtiyaçtan hareketle, İstanbul Sanayi Odası olarak ‘Covid 19 Sonrası Sektörel Riskler, Fırsatlar ve Yol Haritaları’ projemizi başlattık. Proje ile küresel gelişmeleri de yakından takip ederek önümüzdeki yeni dönem için tüm sektörlerimizin güçlü ve geliştirmeye açık yönlerini tespit etmeye ve her yönüyle önümüzdeki dönemi Türk Sanayisi için fırsata çevirmeye yönelik aksiyonları ortaya koymaya çalışacağız.”
Salgının, tedarik zincirinin tek bir coğrafyaya bağlı olmasının sakıncalarını tüm dünyaya gösterdiğini hatırlatan Bahçıvan, uluslararası çalışmaları referans vererek Avrupa da dahil olmak üzere gelişmiş ekonomilerin alternatif tedarik merkezlerinin arayışı içinde olduğunu kaydetti. Ülkemizin, dinamik üretim yapısı ve avantajlı coğrafi konumu ile birçok sektörde tedarik noktası anlamında konumunu güçlendirmeye aday ülkelerin başında geldiğini anlatan Bahçıvan, “Bu fırsatı iyi değerlendirmeli, yeni yatırımları ülkemize çekmek için yatırım ortamını iyileştirmeye yönelik adımları hızla atmalıyız” dedi.
Salgınla mücadelede ilerleme kaydedildikçe hayatın da yavaş yavaş normale dönmeye başladığını belirten Bahçıvan, hayatın normal işleyişinde devam edebilmesi için üretimin de her zaman sürmesi gerektiğini savunduklarını söyleyerek, sanayi tesislerinin çalışma koşullarındaki olası risklerin de farkında olduklarını vurguladı.
İSO Başkanı Bahçıvan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Gerek firmalarımızın gerekse çalışanlarımızın kendilerini daha güvende hissedebilmeleri için bu konuda yetkin ve önde gelen İş Sağlığı Güvenliği (İSG) firmalarıyla çalışmalar yapıyoruz. Bu kapsamda, işletmelerimizde daha sağlıklı çalışma koşulları açısından alınması gereken önlemler için her ölçekteki sanayi firmalarımıza rehber olacak bir model üzerinde çalışmaya başladık. Bu çalışmayı çok kısa sürede hayata geçirip sanayicilerimizin hizmetine sunacağız.”
Son zamanlarda yapılan düzenlemeler ile birçok ürünün ithalatına getirilen ilave vergiler Türkiye’deki üretimin korunması ve rekabet gücü kazandırılması adına faydalı olduğunu söyleyen Bahçıvan, ancak ülkemizde üretimi olmayan veya yetersiz olan ürünlerin ithalatına getirilen vergilerin bu kez bu ürünleri girdi olarak kullanan sektörlerin maliyetlerini artırdığını, rekabet güçlerini olumsuz etkilediğini aktardı. Bahçıvan, özellikle birçok sektörü yakından ilgilendiren başta yassı çelik, paslanmaz ve petrokimya ürünlerinde olmak üzere bu tür ham madde ve aramalı ithalatına yönelik vergi düzenlemelerinin sektörler ile yakın istişare içerisinde yapılmasının faydalı olacağını ifade etti.
Öte yandan, ham madde ve ara malı açısından ithalata bağımlı olduğumuz sektörlerin artık bu bağımlılıktan kurtulması gerektiğini kaydeden Bahçıvan “Pandemi öncesinde planlandığını bildiğimiz, cari açığımızın düşmesine katkı sağlayacak ve sanayimizin damarlarına can verecek mega yatırımların bir an önce hayata geçirilmesi büyük önem taşıyor. Ülkemiz kaynaklarının bu amaçla mega sanayi projeleri için kullanılmasının çok faydalı olacağı düşüncesindeyiz” dedi.
Önümüzdeki dönemde konkordato ilanları ile de daha sıkça karşılaşma olasılığını hatırlatan Bahçıvan, “İSO olarak daha önce de dile getirdiğimiz gibi, konkordato sürecinde küçük alacaklıların korunması, bu firmaların hayatta kalması için büyük önem taşımaktadır. Konkordato mevzuatında küçük alacaklıları koruyacak düzenlemelerin bir an önce yapılması gerektiği düşüncesindeyiz” şeklinde konuştu.
Bahçıvan, sağlık sektörünün Pandemi sürecinin parlayan yıldızı olduğunu belirterek Sağlık Bakanlığımız ve tüm sağlık çalışanlarımızın çok özverili ve başarılı bir performans gösterdiğini, ilaç ve medikal cihaz sektörümüzün de bu başarının elde edilmesinde önemli rol oynadığını işaret etti. Bahçıvan, salgınla mücadele sürecinde ihtiyaç duyulan ilaç, ürün, cihaz ve teçhizatı kesintisiz olarak sağlayan sektörümüzün, aynı savunma sanayiinde olduğu gibi milli bir strateji ile desteklenmesi gerektiğini sözlerine ekledi.