Dünya Odalar Federasyonu (WCF) Avrupa ve Asya Zirvesi’nin Açılışı, WCF Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu Ev Sahipliğinde T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un Katılımıyla Yapıldı

  • Diğer Haberler
zirve_manset_01

Dünya Odalar Federasyonu’nun (WCF) "İklim Değişikliği İçin İşbirlikçi Yaklaşım" ana temasıyla düzenlenen Avrupa ve Asya Zirvesi, T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un katılımıyla İstanbul'da başladı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı ve WCF Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ev sahipliğinde düzenlenen ve İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın da katıldığı zirveye Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) Başkanı Philippe Varin ve ICC Genel Sekreteri John W.H. Denton katıldı.

62 ülkeden 800'den fazla iş insanının takip ettiği zirvenin açılışında konuşan T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, zirvenin sektörler, Türkiye ve dünya için hayırlara vesile olmasını dilediğini söyledi. Salonu dolduran herkesin iklim konusunda hassasiyet ve müktesebat sahibi olduğunu söyledi. Kurum, yine de ortak ev olan dünyayı kasıp kavuran iklim kriziyle gelen temel sorunları tekrar ifade etmekte fayda gördüğünü dile getirdi.

Gezegenin hiç olmadığı kadar büyük bir tehdit altında olduğunu aktaran Kurum, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İklim kriziyle gelen riskler, geçmiş dönemlere göre her geçen gün daha da çeşitlenmektedir. İnsanoğlu yeni bir yıkımla, yeni bir varoluş sorunuyla karşı karşıyadır. İşte Bosna Hersek ve Brezilya'da yaşanan sel felaketleri, can kayıpları yanında, milyonlarca dolarlık kayba da yol açmıştır. ABD'de on milyarlarca dolar hasara yol açması beklenen Milton Kasırgası, sorunun büyüklüğünü gösteren bir başka acı örnektir. İklim krizi artık, tüm üretim ve tüketim sistemini dönüştüren, tedarik zincirinde yaşattığı kopmalarla gıdaya, temiz suya, ihtiyaç maddelerine erişimi zorlaştıran, ticaret ve sanayideki alışılagelmiş kuralları kökten değiştiren bir sorundur."


T.C. Çevre, Şehircilik ve
İklim Değişikliği Bakanı
Murat Kurum

Kurum, Akdeniz Havzası'nda yer alan Türkiye'nin de her geçen gün iklim krizinin olumsuz etkilerini daha fazla hissettiğini ve ülkenin her yerinde, sel, yangın, kuraklık gibi afetler yaşandığını belirtti. Kastamonu, Sinop, Bartın, Rize, Giresun ve Trabzon'daki sellerde, Antalya, Muğla ve son olarak İzmir'deki yangınlarda ve birçok afette canların kaybedildiğini aktaran Kurum, "Türkiye ne kendi yaşadığı bu acılarda ne de diğer ülkelerin zor günlerinde hiçbir zaman krizleri izleyen bir ülke olmamıştır. İnsanlığı bekleyen tehlikelerde, başını kuma gömenlerden, sorunları görmezden gelenlerden olmamıştır. İklim politikalarını belirlerken açıklık, şeffaflık, katılımcı bir anlayış benimsedik" diye konuştu.

Bakan Kurum, 2022 yılındaki İklim Şurası ile tüm paydaşları bir araya getirdiklerinin altını çizerek, bilim insanları, sivil toplum kuruluşları, kamu kurum, kuruluşları ve özel sektörle yeni bir yol haritası çizdiklerini ifade etti.

 

Burada alınan kararlar doğrultusunda, Ulusal Katkı Beyanı ve İklim Kanunu, uzun dönem stratejileri, azaltım ve uyum stratejilerine bir altlık oluşturduklarını dile getiren Kurum, "Özellikle şirketlerimize büyük önem verdik. Çünkü özel sektör ham madde demektir, üretim demektir, tüketim demektir. Her üretim ve tüketim süreci de iklimi doğrudan etkilemektedir. Örneğin, sera gazları çoğunlukla enerji üretiminden kaynaklanır. Çimento, demir çelik gibi fosil yakıtların kullanıldığı sektörler doğrudan iklimle ilişkilidir. Tarımdan kaynaklanan emisyonlar gıda politikalarımızı etkiler. Ormanlarımızın kullanımı, yutak alanlarının arttırılması açısından iklim siyasetimizde önemli bir yer tutar." değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Kurum, şirketlerin, verimlilik ve enerji tasarrufuyla giderlerini azaltmak istediklerini gördüklerini belirterek, şöyle konuştu:

"Yeni teknolojilerle rekabet üstünlüğünü yakalama arzularını biliyoruz. Küresel yatırımcılar için daha çekici şirketler haline gelme motivasyonlarından dolayı da mutluluk duyuyoruz. Sektörlerimizin bu hedeflerini, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın ortaya koyduğu 2053 net sıfır emisyon hedefimize en hızlı şekilde ulaşarak gerçekleştirmekte kararlıyız. Bu yolda, Saygıdeğer Emine Erdoğan Hanımefendi'nin himayelerinde başlattığımız, 7 yılda 7 kıtada iz bırakan Sıfır Atık Hareketi'mizle daha temiz bir dünya için çalışıyoruz. Ulusal Depozito Yönetim Sistemi'ni de hayata geçireceğiz. 2035 yılında ülkemizdeki geri kazanım oranımızı yüzde 60'a yükseltmeyi hedefliyoruz."

Bakan Kurum, ülkenin atık su yönetiminde yenilikçi uygulamaları hayata geçirdiklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Ülkemizde 2018 yılında yüzde 1,2 olan arıtılmış atık suların yeniden kullanım oranını yüzde 5,5'e çıkardık, 2030 yılında ise yüzde 15'e çıkarmayı hedefliyoruz. Son 22 yılda sosyal konut ve kentsel dönüşüm çalışmalarıyla ürettiğimiz 3,3 milyon konutumuzu çevreye saygılı, sıfır atık uyumlu olacak şekilde inşa ettik. Bugün deprem bölgesinde de 452 bin yeni konut ve işyerimizi iklim değişikliğine uyumlu şekilde inşa etmeye devam ediyoruz. Enerji verimliliği, hava, su ve toprak için sıfır kirlilik prensibiyle çalışan tesislerimize, 'Sanayide Yeşil Dönüşüm Belgesi' düzenliyoruz. Bu belgeyi alan tesislerin, çevre yatırım fonlarından faydalanmaları için gerekli tüm adımları atıyoruz. Sanayi sektöründe, düşük karbonlu yol haritamızla, 2053 yılına kadar alüminyum sektöründe yüzde 75, çelik sektöründe yüzde 99, çimento sektöründe yüzde 93 emisyon azaltımı sağlayacağız, gübre sektöründe ise sıfır emisyona ulaşacağız."

Kurum, enerji sektöründe, toplam elektrik kurulu gücü içerisindeki yenilenebilir enerjinin payını 2035'te yüzde 65'e yükselteceklerinin altını çizerek, ülkede yeni uygulanmaya başlayacak Emisyon Ticaret Sistemi ve karbon kredileriyle ilgili düzenlemeleri de yaptıklarını söyledi.

İşletmelerin sera gazı emisyon izni almalarını zorunlu hale getireceklerini bildiren Kurum, şunları kaydetti:

"Bu sistemden elde edilen geliri, kamu eliyle tekrar özel sektöre aktaracağız. Ulusal Yeşil Taksonomi mevzuatını hazırlayacağız. Bu sayede özel sektörümüzün, esnek finansal yapılara daha kolay erişmesini sağlayacağız. İklim Kanunu'muzu Meclisimizin kararıyla hayata geçireceğiz ve her sektörü yakından ilgilendiren düzenlemelerle uyum sürecini daha da hızlandıracağız. Orta Vadeli Program'ımızda belirttiğimiz, Yeşil Finans Stratejisi ve Eylem Planı'nı süratle uygulayacağız. Afetler başta olmak üzere tedarik zincirinde kırılmalara neden olabilecek risklere karşı sektörel dayanıklılık stratejilerimizi geliştireceğiz. Özel sektörümüzü, her açıdan desteklemeye, şirketlerimizin yanında dimdik durmaya devam edeceğiz."

İklim krizi ile mücadelede Birleşmiş Milletlerin Taraflar Konferansı olan COP toplantılarının birer kilometre taşı olduğunu vurgulayan Kurum, "Azerbaycan'da gerçekleşecek olan 29. Taraflar Konferansı, 2024 yılında dünyanın buluşma noktası olacaktır. Yıllık 100 milyar dolar hedefi olan iklim finansmanı mimarisinin temelinden değişeceğini düşünüyoruz. Geçtiğimiz hafta Bakü'de COP29 Hazırlık Toplantısı olan Pre-COP29'a katıldık. Başta gelişmiş ülkeler, iklim finansmanın milyarlardan trilyonlara ulaşabilmesinin tek yolunun küresel bir yatırım hedefinden geçtiğinde hemfikirler. Bu sene COP29'a güçlü bir katılım sağlayarak, ülkemizin 2053'e giden yol haritasını açıklayacağız. Ayrıca COP31'in ev sahipliğini yapma noktasındaki kararlılığımızı bir kez daha vurgulayacağız."

TOBB ve WCF Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, zirvenin açılışında yaptığı konuşmada küresel ticaret, işletmeleri ve özellikle KOBİ'leri tehdit eden korumacılığın yükselişinden büyük endişe duyduklarını söyledi. “Dünya Ticaret Örgütü'nün (DTÖ) reforme edilmesi gerektiğine inanıyoruz ki küresel ticaret adil ve rekabetçi kalabilsin” ifadesini kullanan Hisarcıklıoğlu, İstanbul'un kıtaları birbirine bağlayan dünyanın en önemli iş merkezlerinden olduğunu söyledi.

Şehrin Avrupa ve Asya Zirvesi için mükemmel bir yer olduğunu dile getiren Hisarcıklıoğlu, "Yeni seçilen Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) Dünya Odalar Federasyonu Başkanı ve TOBB Başkanı olarak bu önemli etkinliğe ev sahipliği yapmak benim için bir ayrıcalıktır" diye konuştu. ICC'nin ticaret ve iş dünyası aracılığıyla ülkeler arasında köprüler kurarak barış ve refahı sağladığını ifade eden Hisarcıklıoğlu, "Orta Doğu ve Ukrayna'daki çatışmalar gibi artan gerilimlerle karşı karşıya olduğumuz bir dünyada, iş dünyasının istikrarı teşvik etmedeki rolünü unutmamalıyız. Bu bölgelerdeki iş dünyası ile dayanışma içinde olmalıyız. Filistin'deki insanlık dramının sona ermesi ve bölgemizde, Ukrayna'da ve Orta Doğu'da barışın bir an önce sağlanması en büyük temennimizdir" ifadelerini kullandı.


TOBB ve WCF Başkanı
Rifat Hisarcıklıoğlu

TOBB ve WCF Başkanı Hisarcıklıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Küresel ticaret ve işletmeleri, özellikle de KOBİ'leri tehdit eden korumacılığın yükselişinden büyük endişe duyuyoruz. Özellikle teknoloji alanındaki son korumacı eğilimler, küresel ticaret için riskler oluşturuyor. ICC, uzun süredir Dünya Ticaret Örgütü'nü küresel ticaret kurallarının temeli olarak desteklemektedir. DTÖ'nün reforme edilmesi gerektiğine inanıyoruz ki küresel ticaret adil ve rekabetçi kalabilsin. Dünya ticaretinin yüzde 75'i DTÖ kurallarına dayanıyor ve bu kurallar istikrar ve öngörülebilirlik sağlıyor. 21. yüzyılın zorluklarını karşılayacak şekilde bu kuralları korumak ve geliştirmek için birlikte çalışmalıyız. İş dünyası, bu değişiklikleri destekleme konusunda aktif bir rol üstlenmelidir."

WCF ve TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, bugün gerçekleştirilen zirvenin 62 ülkeden 800'den fazla katılımcıyı, odalar, hükümetler ve işletmelerden oluşan geniş bir ağı bir araya getirdiğini belirterek, şu açıklamalarda bulundu:

"Birlikte, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik gibi küresel sorunlara çözüm bulmada büyük fark yaratabiliriz. Ticaret ve sanayi odaları, özel sektör, hükümetler ve uluslararası kuruluşlar arasında bir bağlantı noktasıdır. Güçlü kamu-özel sektör ortaklıklarıyla zamanımızın en önemli sorunlarına çözümler üretebiliriz. Kadınlar bu süreçte önemli bir rol oynamaktadır. Anlamlı iklim eylemleri için kadınların katılımı hayati öneme sahiptir. Çalışmalar, Kadınların Siyasi Güçlenme Endeksi'ndeki bir birimlik artışın karbon emisyonlarında yüzde 12'lik düşüş sağladığını gösteriyor. Bu, kadın liderliğinin ne kadar etkili olabileceğini ortaya koymaktadır. Kadınların daha fazla yer aldığı ulusal parlamentolar, daha güçlü iklim politikaları geçirerek çevresel açıdan daha iyi sonuçlar elde etmektedir."

Dünya Odalar Federasyonunun çatısı altında gerçek bir değişimi yönlendirebileceklerini ifade eden Hisarcıklıoğlu, "Sürdürülebilir kalkınmayı taahhüt edelim, ortaklıklarımızı güçlendirelim ve iklim eylemi ile iş başarısının birlikte çalıştığı bir küresel ekonomi inşa edelim. Gelecek bizim elimizde. Yaşayacak sadece bir dünyamız var. Bu nedenle daha temiz, daha yeşil ve doğayla daha uyumlu bir yaşam ve iş döngüsü kurmalıyız" ifadelerini kullandı.


Milletlerarası Ticaret Odası
(ICC) Başkanı Philippe Varin

Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) Başkanı Philippe Varin de zirvede yaptığı konuşmada ICC'nin 170'ten fazla ülkeden 45 milyondan fazla işletmeyi temsil ettiğini belirterek, odanın faaliyetlerine ilişkin bilgi verdi. İklim değişikliğine ilişkin işbirliği içerisinde mücadele etmeleri gerektiğini vurgulayan Varin, "Tarihte öyle bir noktadayız ki yapacağımız veya yapmayacağımız şeylerin gelecekte büyük anlamı olacak. COP29 en önemli iklim zirvesi olacak. Konferansın somut sonuçlar doğurması için ciddi şekilde çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

Yeşil dönüşüm ve karbon nötr ekonomiye geçiş için finansman konusunun çok önemli olduğunu kaydeden Varin, , finansman noktasında hükümetler ve devletler kadar özel sektörün de devrede olması gerektiğinin altını çizdi. Bankaların yeşil projelere yatırım yapması gerektiğini dile getiren Varin, iklim değişikliğiyle mücadele noktasında COP30 için şimdiden Brezilya'daki yetkililerle çalışmaya başladıklarını anlattı.

Varin, zirvede burada 800 katılımcı bulunduğunu kaydederek, "ICC One Click'in global lansmanını burada yapıyoruz. Öyle bir portal ki her şeyi burada yapıyorsunuz. Özellikle küçük şirketlerin ICC kurallarına, araçlarına ve hizmetlerine erişimine yardımcı oluyor. One Click küçük şirketlere adım adım bir rehber sağlayacak, bütün içeriğimizi onlara vereceğiz. Yeter ki uluslararası ticaret haritasına yerlerini alsınlar." şeklinde konuştu.

ICC Genel Sekreteri John W.H. Denton da dünyanın net sıfır emisyona ulaşması için daha çok çalışması gerektiğini belirterek, bu zirvenin iklim değişikliğiyle mücadeleye, barışa ve refaha katkı sunması temennisinde bulundu.

15-16 Ekim 2024 tarihleri arasında gerçekleşecek olan Dünya Odalar Federasyonunun Avrupa ve Asya Zirvesi'nde, tüm dünyada iş dünyasının temsilcisi olan odalar, 24 Ekim 2024 tarihinde Rio de Janeiro'da yapılacak B20 Zirvesi ve 11 Kasım 2024 tarihinde Bakü'de başlayacak COP29 Zirvesi öncesinde iklim değişikliğiyle ilgili görüşlerine son şeklini verecek. Toplantıda, net sıfır emisyona doğru yol haritası, iklim teknolojileri ve inovasyon ile iklim değişikliğinin finansmanı konuları tartışılacak. Ayrıca Dünya Odalar Federasyonu bünyesinde faaliyete geçen Kadın Ağı'nın ilk zirvesi gerçekleştirilecek.

Etkinlikte "Net Sıfıra Geçişi Hızlandırma Küresel İşbirliğinin Geliştirilmesi", "Küresel Ekonomik Dönüşümü ve Değişimi Sürdürmede Odaların Rolü", "Sürdürülebilir Kalkınma İçin Teknoloji Kullanımı ve Döngüsel Ekonomi" ile "İklim Finansmanın İyileştirilmesi ve Tedarik Zincirlerini Karbonsuzlaştırma" başlıklarında paneller düzenlenmesi planlanıyor.

Kadınların odalardaki liderlik rollerinde karşılaştıkları zorluklar ve fırsatların inceleneceği "Oda Temsilinde Kadınlar" temalı WCF Kadın Konsey Toplantısı'nın etkinlik kapsamında yapılması bekleniyor. Ayrıca zirvede kapsamında Türkiye'nin tanıtımı için sosyal etkinlikler de gerçekleştirilecek.