İSO Akademi Lansmanı, Eğitim ve Sanayi Dünyasının Geniş Katılımıyla Gerçekleştirildi

  • Diğer Haberler
akademi_manset_02

İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından Türkiye’nin nitelikli insan kaynağına katkı sağlamak, katılımcıların uluslararası standartlarda bilgi ve beceri kazanarak şirketlerin rekabet gücünü ve marka değerini artırmasına destek olmak amacıyla kurulan İSO Akademi’nin, yenilenen kimliği ile yeni eğitim programları düzenleneni basın lansmanında tanıtıldı.

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın ev sahipliğinde düzenlenen lansmana, T.C. İstanbul Valisi Davut Gül, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı Mahmut Özer ve New York Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selçuk Şirin de konuk konuşmacı olarak katıldı. 

İSO Meclis Başkanlık Divanı ve İSO Yönetim Kurulu Üyeleri ile İSO Meclis Üyeleri, çok sayıda sanayici, akademisyen ve eğitimcinin de katıldığı, İSO Akademi’nin yeni logo ve kurumsal kimliğinin de ilk kez sergilendiği lansmanda, Akademisyen ve Eğitmen Ecmel Ayral’ın moderatörlüğünde LC Waikiki Kurumsal Akademi Direktörü Gülperi Savcı Tandar, Sabancı Üniversitesi Genel Sekreteri Ali Çalışkan ve Yıldız Holging İK Başkanı Bahattin Aydın’ın konuşmacı olarak yer aldığı bir panel de düzenlenerek Geleceğin Eğitim Stratejileri ele alındı. 

İSO Akademi lansmanının açılışında konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, yıllardır her platformda “Sanayi ve üretim toplumu olmanın en temel yolu nitelikli eğitimdir” tespitini dile getirdiklerini ve mesleki eğitimden üniversite-sanayi iş birliğine kadar birçok alanda çeşitli eğitim projelerini hayata geçirdiklerini vurgulayarak “Teknoloji ve yüksek katma değerli üretimde en temel faktör, bilgi ve becerilerini üretime yansıtabilen nitelikli insandır. Sadece sanayi dünyamızı değil, yaşam boyu eğitim anlayışıyla her kesimi kucaklamak için kurguladığımız İSO Akademi de birçok boyutta eğitim hayatımıza nitelikli bir katkı sunuyor” dedi. 

 İSO Akademi ile ülkemizin sanayi ve üretim hayatının geleceğine nitelikli bir katkı sunacaklarını söyleyen Bahçıvan “Günümüzün dinamik ihtiyaçlarına çok daha etkin çözüm üretebildiğimiz İSO Akademi’yi “Yeni Nesil Sürekli Eğitim” vizyonuyla, sanayimizi, iş dünyamızı, mevcut çalışanlarımızı ve gençlerimizi geleceğe hazırlayacak, yaratıcı çözümler, iş birlikleri ve sürekli gelişimle Türkiye’ye geleceğe taşıyacak bir öğrenme ekosistemi olarak inşa ediyoruz” dedi.

OECD verilerine göre gelişmiş ülkelerde hayat boyu öğrenme programlarının iş gücü verimliliğini artırmada kilit rol oynadığını belirten Bahçıvan, “İSO Akademi vasıtasıyla, hayat boyu öğrenme anlayışıyla, çalışanlarımızın mevcut niteliklerinin geliştirilmesine ve geleceğe dönük yeni yetkinliklerle donatılmasına destek olacağız” ifadelerini kullandı.

Bahçıvan, İSO Akademi’ye yönelik şu bilgileri paylaştı: 

 “İSO Akademi’de ezbere dayalı bir sistem yerine kendini sürekli yenileyen ve günceli takip eden bir yapı oluşturduk. Eğitimlerimizi yalnızca teknik becerileri geliştirmekle sınırlandırmıyor, kültürel farkındalığı, sosyal iletişimi ve yaratıcı düşünceyi de içine alan bütüncül bir anlayışı benimsiyoruz. İSO Akademi, kurulduğu 2019 yılından bugüne kadar sunduğu Mini MBA, ihtiyaca dayalı sertifika ve uzmanlık programlarından oluşan 1.000’e yakın eğitimle, 200 bine yakın katılımcıya ulaştı. Yaklaşık 360’ın üzerinde eğitmenle verilen bu eğitimlerden yüzde 90’ın üzerinde memnuniyet sağlandı. Veriler, İSO Akademi’nin başarı hikayesini ortaya koyuyor. İSO Akademi’nin 7/24 erişilebilecek yeni eğitim yönetim sistemiyle birlikte, dijital çağın hızına ayak uydurarak, sanayicimizin ihtiyaç duyduğu bilgiye her an erişimini sağlayacak online eğitim platformumuzu da hayata geçiriyoruz. Bütün bu çalışmaları, kaynakları verimli kullanma prensibinden hareketle kurumsal iş birlikleri ile gerçekleştiriyoruz. Bu vesile ile eğitim çalışmalarımıza katkıda bulunan eğitmenlerimize, üniversitelerimize, kurumsal akademilerimize ve eğitim ihtiyaç analizinde birlikte çalıştığımız tüm sanayi odalarımız ile TEGEP- Eğitim ve Gelişim Derneği’ne teşekkür ediyorum.” 

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, “Bu yıl endüstriyel robot sayısının dünya genelinde 4,3 milyona, birbirine bağlı cihaz sayısının ise 2030’a kadar 39 milyara ulaşması beklenmekte. Bu veriler, bu teknolojilerle ilgili becerilere sahip iş gücü gerekliliğini de kaçınılmaz kılıyor. İSO Stratejik Dönüşüm Merkezimizin ilk bulguları da en fazla çalışma yapmamız gereken alanın insan ve iş gücü olduğunu gösteriyor” dedi. Teknoloji ve nitelikli insan kaynağına yatırımın önemini vurgulayan Bahçıvan, şöyle konuştu: 

“Teknoloji ve yüksek katma değerli üretimde bilgi ve becerilerini üretime yansıtabilen nitelikli insan en temel faktör olarak karşımıza çıkıyor. Evet, çağımızda bu hedeflere ulaşmak ancak ve ancak nitelikli insana yatırım yapmakla mümkün. Bu amaçla, üniversite ve meslek lisesi eğitimlerinin nitelikli insan, nitelikli iş gücü ihtiyacına cevap verebilmesi büyük önem taşıyor. Bu doğrultuda Türkiye’nin orta vadeli, tutarlı ve sürdürülebilir bir istihdam politikasına ihtiyacı var. Bu ihtiyaç; insan kaynağımızın heba edilmemesi için YÖK’ün de dahil olacağı geniş katılımlı bir eğitim planlamasıyla geleceğimiz adına eğitimin her kademesinde mutlaka giderilmelidir. 

Bu kapsamda ilk olarak, ülkemizde giderek daha ciddi bir sorun haline gelen beyin göçünü mutlaka tersine çevirmek zorundayız. Eğitim sistemimiz müfredat güncellemelerinden eğitmen yetiştirme politikasına kadar kapsamlı bir reformdan geçirilerek gençlerimizin eğitimden beklentileri yükseltilmelidir.” 

Lansmanın açılışında kısa bir konuşma yapan T.C. İstanbul Valisi Davut Gül, şunları söyledi: 

“İstanbul çocuklarına olan bağlılığımız noktasında, Valiliğimizin ve çeşitli kurumlarımızın desteğiyle önemli projeler yürütüyoruz. İstanbul Çocukları Vakfı olarak önceliklerimizden biri, dezavantajlı çocuklara yönelik çalışmalardır. Bu bağlamda özellikle eğitim konusunda destek alamayan, anne ve babalarının yeterli imkân sağlayamadığı çocuklar için projeler üretiyoruz. Şu anda İstanbul genelinde 95 tane "Ödev Evi" projesini hayata geçirdik. Bu alanlar, çocukların yürüme mesafesinde, güvenli bir şekilde gidip ders çalışabildikleri, sosyalleşebildikleri, öğretmen desteği alabildikleri mekânlar. Hedefimiz, bu sayıyı 300’e, hatta 400’e çıkarmak. 

Bir diğer önceliğimiz ise çok başarılı çocuklar. Örneğin, her yıl sınavlardan 500 tam puan alan öğrencilerimize burs desteği sağlıyoruz. İstanbul Çocukları Vakfı olarak geçen yıldan itibaren bu öğrencilere aylık 5 bin TL burs vermeye başladık. Bu burslarla, başarılı öğrencilerin yurt dışına gidip eğitim aldıktan sonra ülkemizle bağlarını koparmadan, bu topraklara katkı sağlamalarını amaçlıyoruz. Ayrıca, özel yetenekli çocuklarımızı da destekliyoruz. Örneğin, piyano çalma becerisi olan veya sportif anlamda başarılı olan öğrencilere de burs sağlıyoruz. Sonuç olarak, hedefimiz, kendi çocuklarımız için ne istiyorsak tüm çocuklar için aynı imkânları sunmak. Sayın Cumhurbaşkanımızın da talimatları doğrultusunda, İstanbul Sanayi Odası’nın eğitime verdiği katkıyı büyütmek ve daha fazla çocuğumuza ulaşmak için çalışıyoruz.” 

TBMM Milli Eğitim, Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı Mahmut Özer, lansmanın açılışında yaptığı konuşmasında şöyle konuştu: 

“İstanbul Sanayi Odası’nın tarihine baktığımızda, Türkiye'nin kalkınması ve sanayinin güçlendirilmesi adına atılan önemli adımların izlerini görüyoruz. İlk temeller, İstanbul’da başlatılan girişimlerle atılmış, daha sonra bu çalışmalar İTO ve diğer sanayi kuruluşlarıyla desteklenerek ülke çapında genişletilmiştir. Bugün ise 81 ilimizdeki sanayicilerin, iş insanlarının ve girişimcilerin katılımıyla güçlü bir sinerji yaratılmıştır. Eğitim konusunun bu süreçteki önemi büyüktür. İnsan kaynağımıza yapılan yatırımlar, sadece üretimle sınırlı kalmamış, aynı zamanda bireylerin sosyal ve ekonomik hayatta daha etkin olmalarını sağlamıştır. Türkiye, eğitimde fırsat eşitliği konusunda önemli mesafeler kat etmiştir. Temel eğitimden yükseköğretime kadar olan süreçte, özellikle dezavantajlı gruplar ve kız çocuklarımızın eğitime erişimi konusunda ciddi ilerlemeler sağlanmıştır. Bugün, temel eğitimde kız çocuklarının okullaşma oranı erkek çocuklarıyla eşitlenmiş, hatta yükseköğretimde kadınların oranı erkeklerin üzerine çıkmıştır.” 

Eğitimde fırsat eşitliği ve nitelik artırımı üzerinde duran Özer, konuşmasında özetle şu ifadeleri kulandı: 

“Eğitime erişim kadar, eğitimin niteliği de önemlidir. İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde gelişmiş ülkeler, eğitime erişim oranlarını %100'e yaklaştırmış ve nitelikli insan kaynağı oluşturarak kalkınmalarını hızlandırmıştır. Türkiye’nin de bu hedef doğrultusunda, eğitimin kalitesini artırmaya yönelik çabalarını sürdürmesi gerekmektedir. Okullar, sadece bilgi aktarımı yapılan yerler değil, aynı zamanda sosyal eşitsizliklerin azaltıldığı mekanlar olmalıdır. Günümüzün en büyük dönüşüm unsurlarından biri olan yapay zekâ teknolojileri, eğitimin ve iş gücünün geleceğini şekillendirmektedir. Bu noktada yaşam boyu eğitim anlayışı büyük önem kazanmaktadır. İstanbul Sanayi Odası’nın uzun yıllardır başarıyla sürdürdüğü eğitim programları, yapay zekâ gibi yeni teknolojilerin getirdiği fırsatları ve riskleri yönetme konusunda önemli bir model sunmaktadır.” 

İSO Akademi lansmanının konuk konuşmacısı olan New York Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selçuk Şirin, eğitimin bireyler ve toplumlar için kritik bir role sahip olduğunu vurgulayarak, “Eğitim, sadece bireylerin bilgi birikimini artırmakla kalmaz; toplumsal kalkınmayı desteklemek, ekonomik büyümeyi sürdürülebilir kılmak ve bireyleri geleceğin dinamik dünyasına hazırlamak için stratejik bir araçtır. Eğitim olmadan ne bireysel gelişimden ne de toplumsal dönüşümden söz edebiliriz” dedi. 

Türkiye'nin eğitim sisteminde kapsamlı reform ihtiyacını vurgulayan Şirin, erken çocukluk eğitimine ve yaşam boyu öğrenme anlayışına yönelik eksiklerin giderilmesi gerektiğini belirtti. "Eğer bugün sahip olduğumuz bilgiyle eğitim sistemimizi baştan tasarlasaydık, örgün eğitim 3 yaşında başlardı. Çünkü beynin en hızlı geliştiği dönem ilk 3 yıldır. İlk 3 yılda beynin %90’ı gelişiyor ve bu dönemde yapılan eğitim yatırımları, bireyin hayatı boyunca başarı ve verimliliğini doğrudan etkiliyor. Ancak maalesef ülkemizde birçok çocuk bu kritik dönemde kaliteli eğitim olanaklarından mahrum kalıyor" ifadelerini kullandı. 

Şirin, yaptığı sunumda özetle şunlar�� söyledi:

“Türkiye’nin dünya nüfusundaki oranı %1,06. Ancak ekonomik katkımız bu seviyenin altına düşmüş durumda. Bu tablo, eğitim, istihdam ve yetkinlik geliştirme konularında ciddi yapısal reformların ne kadar acil olduğunu açıkça gösteriyor. Özellikle dezavantajlı bölgelerde fırsat eşitliğini sağlamak ve okul öncesi eğitimi yaygınlaştırmak, toplumumuzun geleceği için büyük önem taşıyor. OECD ülkelerindeki erken çocukluk eğitimi oranlarına baktığımızda, bu alanda çok gerideyiz. Bugün Avrupa Birliği ülkelerinde 3-6 yaş arasındaki çocukların %90’ından fazlası okul öncesi eğitim alırken, Türkiye’de bu oran hâlâ düşük seviyelerde seyrediyor. Bu farkı kapatmadan eğitimdeki diğer sorunları çözmek mümkün değil.” 

Dijitalleşen ve hızla değişen dünyada bireylerin yalnızca teknik becerilere değil, eleştirel düşünme, yaratıcılık ve problem çözme gibi üst düzey yetkinliklere sahip olması gerekiyor. İSO Akademi, bu tür becerilerin kazandırılmasında önemli bir aktör olabilir. Ancak bu yeterli değil; ülkemizin beyin göçünü tersine çevirebilmesi ve gençlerini geleceğin dünyasına hazırlayabilmesi için eğitim müfredatında güncellemelerden eğitmen yetiştirme politikalarına kadar geniş kapsamlı reformlar gerekiyor. Bugün eğitimin her kademesinde yapılan yatırımları artırmak, sadece bireysel değil, toplumsal bir zorunluluktur.” 

Selçuk Şirin, Türkiye'nin mevcut ekonomik ve demografik durumu hakkında da önemli uyarılarda bulundu. “Ülkemiz, nüfusun hızla azaldığı ve genç işsizliğin ciddi bir sorun haline geldiği bir dönemden geçiyor. Eğitimle ilgili sorunları sonraki nesillere devretme lüksümüz yok. Şu an elimizde 20 milyon öğrenci var ve onları iyi eğitmezsek, bu kuşak gelecek nesiller için büyük bir yük haline gelecek. Eğitim, sadece bugün için değil, yarınlarımız için de kritik öneme sahiptir," dedi. 

Eğitimde başarının temel unsurlarını sıralayan Şirin, "Okul dışı zaman, okul iklimi ve öğretmen kalitesi, çocukların akademik ve sosyal gelişiminde belirleyici unsurlar. Türkiye'de dezavantajlı öğrenci sayısı arttıkça eğitimdeki başarı oranları düşüyor. Bu üç faktöre müdahale etmeden eğitimde kalıcı başarıyı yakalamamız mümkün değil. İSO Akademi gibi yapılar, bu tür sorunları ele alacak projeler üretmeli ve hayata geçirmelidir," ifadelerini kullandı. 

İSO Akademi’nin vizyonuna dair övgülerde bulunan Şirin, “İSO Akademi, eğitim anlayışını geniş bir perspektifte ele alıyor. Sadece teknik beceriler değil, aynı zamanda sosyal iletişim, kültürel farkındalık ve yaratıcı düşünce gibi temel unsurları kapsayan bir model benimsiyor. Bu, eğitimde olması gereken bütüncül yaklaşımı temsil ediyor ve Türkiye’nin kalkınma hedeflerine ulaşmasında önemli bir yapı taşı olacaktır” ifadelerini kullandı. 

Yaşam boyu öğrenmenin önemine vurgu yapan Şirin, bireylerin iş dünyasındaki değişimlere uyum sağlayabilmesi için sürekli eğitim fırsatlarının artırılması gerektiğini belirtti. "Hayat boyu öğrenme programları, sadece bireylerin kariyerlerini değil, toplumların ekonomik ve sosyal kalkınmasını da destekler. Eğitim, hiçbir zaman bitmeyen bir yolculuktur ve bu yolculuğa uygun altyapılar yaratmak, ülkemizin geleceği için kaçınılmazdır" diyerek sözlerini tamamladı. 

İSO Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Hakan Çoban, İSO Akademi’nin çalışmalarını içeren İSO Akademi’nin Hikayesi konu başlıklı yaptığı sunumda özetle şunları söyledi: 

“İstanbul Sanayi Odası, eğitim alanındaki köklü geçmişi ve güçlü iş birlikleriyle dikkat çekiyor. 1972 yılından bu yana 360’ın üzerinde eğitim programı sunarak sanayinin ihtiyaç duyduğu bilgi ve becerilere yönelik içerikler geliştiren İSO, özellikle teknoloji ve dijital dönüşüm alanlarına odaklanıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Galatasaray Üniversitesi gibi önde gelen üniversitelerle iş birliği yapan Oda, uluslararası projelerde de aktif rol alıyor. Columbia Business School ile yapılan ortaklık, yapay zekâ ve robotik teknolojiler gibi alanlarda kapsamlı eğitim fırsatları sunuyor. 

Bu kapsamda, bireylerin ve firmaların ihtiyaçlarına uygun, esnek ve özelleştirilmiş eğitim programları tasarlayan İSO, mesleklerin hızla değiştiği günümüzde yetkinliklerin geliştirilmesini hedefliyor. ‘Her zaman, her yerde’ öğrenme imkânı sunan dijital platformlarıyla eğitim süreçlerini desteklerken, Türkiye’nin nitelikli insan kaynağını artırma vizyonuyla çalışmalarına kararlılıkla devam ediyor." 


Akademisyen ve Eğitmen
Ecmel Ayral

Yapılan açılış konuşmalarının ardından Akademisyen ve Eğitmen Ecmel Ayral’ın moderatörlüğünde LC Waikiki Kurumsal Akademi Direktörü Gülperi Savcı Tandar, Sabancı Üniversitesi Genel Sekreteri Ali Çalışkan ve Yıldız Holging İK Başkanı Bahattin Aydın’ın yer aldığı “Geleceğin Eğitim Stratejileri” paneli gerçekleştirildi. Ayral, panelin açılışında yaptığı giriş konuşmasında şu huşulara dikkat çekti: 

“Bugün, değişen iş dünyasında öğrenme ve gelişim kavramlarının önemi giderek artıyor. Geleneksel eğitim anlayışı yerini, bireylerin hızla değişen yetkinlik ihtiyaçlarına uyum sağlayan esnek ve sürekli bir öğrenme anlayışına bırakıyor. Bu dönüşüm hem bireylerin hem de kurumların değişen koşullara ayak uydurabilmesi için hayati önem taşıyor. Özellikle bağımsız çalışanların (freelancer) iş gücündeki oranının artışı, iş dünyasında yeni bir yapılanma ihtiyacını ortaya koyuyor."” 


LC Waikiki Kurumsal Akademi
Direktörü Gülperi Savcı Tandar

LC Waikiki Kurumsal Akademi Direktörü Gülperi Savcı Tandar, panelde yaptığı konuşmasında özetle şu ifadeleri kullandı: 

“Pandemi sürecinde şirketlerin hızlı adaptasyonunun ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördük. Mağazalarımız kapandı, ancak biz bu dönemi bir fırsat olarak değerlendirdik ve eğitim seferberliğini başlattık. Çalışanlarımızın mesleki ve teknik becerilerini geliştirmek, liderlik yetkinliklerini artırmak için hızla harekete geçtik. Eğitim süreçlerimizi ışık hızında devreye alarak çalışanlarımızın eksiklerini tamamladık ve onları geleceğin iş dinamiklerine hazırladık. Bu süreçte mesleki becerilerin yanı sıra, teknolojiyi etkin kullanma ve liderlik yetkinliklerini geliştirme gibi konulara da odaklandık. Bu dönemde, başarılı bir organizasyonun en önemli unsurlarından birinin, sürekli öğrenme kültürüne sahip olması gerektiğini çok net bir şekilde fark ettik. Kurumların değişime ayak uydurması ve esnek bir yapıyla sürekli gelişim göstermesi, uzun vadede sürdürülebilir başarıyı sağlayan en kritik unsurdur.” 


Sabancı Üniversitesi
Genel Sekreteri Ali Çalışkan

Sabancı Üniversitesi Genel Sekreteri Ali Çalışkan da panelde şöyle konuştu: 

“Değişimin hızı inanılmaz bir boyuta ulaştı ve rekabetçi kalmanın şartları her geçen gün değişiyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun işin geleceğine dair raporunda, mevcut işlerin %23’ünün değişeceği, 83 milyon işin yok olacağı, buna karşılık 69 milyon yeni işin ortaya çıkacağı öngörülüyor. Bu, net bir kayıpla 14 milyon işin kaybedileceği anlamına geliyor. Yapay zekâ ve makine öğreniminin geldiği nokta göz önünde bulundurulduğunda, bu değişimin daha da hızlanacağı açık. Böyle bir ortamda, üniversite-sanayi iş birliği hayati bir önem taşıyor. Sabancı Üniversitesi olarak disiplinler arası bir modelle çalışıyor ve öğrencilerimize esnek bir eğitim yapısı sunarak kendi ilgi ve gelişim alanlarına yönelmelerini sağlıyoruz. Bu sayede, değişen iş dünyasına hazır bireyler yetiştirerek hem sanayinin hem de toplumsal ihtiyaçların karşılanmasına katkı sunuyoruz." 


Yıldız Holding İK Başkanı
Bahattin Aydın

Yıldız Holding İK Başkanı Bahattin Aydın, konuşmasında şu şekilde konuştu: 

“Pandemi, bizleri tahmin ettiğimizden çok daha hızlı bir şekilde geleceğe taşıdı. 10 yıl sonra karşılaşmayı beklediğimiz değişimlere birkaç yıl içinde adapte olmak zorunda kaldık. Bu süreçte eğitime odaklanarak çalışanlarımızın dijital okuryazarlık becerilerini geliştirdik ve organizasyonumuzu geleceğe hazırlamak için önemli yatırımlar yaptık. Değişen dünyada, yalnızca mevcut pozisyonlara değil, gelecekteki organizasyonel ihtiyaçlara göre hareket etmek gerekiyor. Bugün önemsiz gibi görünen bir yetkinlik, yarının en değerli becerisi olabilir. Bu nedenle, öğrenme ve eğitim sadece stratejik bir konu değil, aynı zamanda bir hayatta kalma meselesidir. Organizasyonların entelektüel sermayesini sürekli beslemesi, hem rekabet gücünü artıracak hem de gelecekte karşılaşacakları zorluklara karşı dayanıklılık kazandıracaktır.” 

Düzenlenen panelin ardından, etkinlik katılımcıların Prof. Dr. Selçuk Şirin’e yönelttiği sorular ile devam etti. İnteraktif bir şekilde geçen soru-cevap bölümünün ardından İSO Akademi lansmanı etkinliği sona erdi.