'Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Türkiye’nin Sanayi ve Teknoloji Yolculuğu” Konulu Geleneksel İstanbul Dostları Sahur Programı’na Katıldı

  • Diğer Haberler
sahur_manset_01

İş dünyası geleneksel İstanbul Dostları sahur programında bir araya geldi. İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Akar öncülüğünde, aralarında İSO Yönetim Kurulu Üyesi Murat Çökmez ve Meclis Divan Kurulu Katip Üyesi Koray Yavuz'un da bulunduğu 11 sanayici ve iş insanının katkılarıyla gerçekleşen programa T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve T.C. İstanbul Valisi Davut Gül katıldı.

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ında katıldığı İstanbul Dostları Sahur programına İSO Yönetim Kurulu Üyeleri, İSO Meclis Üyeleri ve çok sayıda sanayici de yer aldı.

Programda konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, özetle şunları söyledi:

“Türkiye için bir fırsat penceresini önümüzdeki dönemde aralayacağız. Yapay zeka konusunda kısa da olsa bir atıfta bulunmayı arzu ederim. Muhakkak sizler de iş süreçlerinizde de yapay zekayı kullanıyorsunuz, değiştiriyorsunuz, yapay zekadan katma değer elde ediyorsdüunuz. Muhtemelen hepimizin sandığından daha hızlı ve daha büyük sonuçlar doğuracak yapay zeka.


Sanayi ve Teknoloji Bakanı
Mehmet Fatih Kacır

Dolayısıyla bu uçurumun aslında ne boyutta olabileceğini bu alandaki gelişmelerde ortaya çıkan istatistikler de bize söylüyor. Az önce kontrol ettim, yapay zeka patentlerinde Çin'in payı %61 Amerika Birleşik Devletleri'nin payı %21, Avrupa Birliği ve İngiltere'nin toplam payı %2. Dolayısıyla aslında uçurumun daha da derinleşeceği ana başlıklardan biri de burası. Burada bizim de çok dikkatli olmamız lazım. Yani bu işin şakası yok.

Bizim de hızlanmamız, insan kaynağımızı çok daha fazla bu alana yönlendirmemiz, ulusal dijital altyapımızı çok daha güçlü hale getirmemiz, farkındalığı tüm sektörlerde çok daha yaygın hale getirmemiz çok önemli diye düşünüyorum. Neler yaptığımızı uzunca konuşabiliriz. Son yıllarda bu alanda attığımız adımları uzunca anlatabilirim. Ama özetle bir ulusal yapay zeka ünitesi kurduk TÜBİTAK çatısı altından. Her yıl onlarca projeyi yapay zeka geliştiricilerle kullanıcıları oluşturarak hayata geçiriyoruz. Yapay zeka geliştiricileri açıyoruz.

Sağlıktan eğitime, pek çok alanda yapay zeka projelerini hızlandırıyoruz. Savunma sanayinde yapay zekaya ilişkin Savunma Sanayi Başkanlığı ile birlikte yürüttüğümüz pek çok iş var. Dijital altyapı için süper bilgisayar kapasitemizi çok geliştirdik. Ankara'da ARF ismiyle önemli bir kapasiteyi devreye aldık. Avrupa Birliği ile bir ortak süper bilgisayar projesine katıldık. Dünyanın en büyük 8. süper bilgisayarının Türkiye olarak ortağı olduk.

Milli Teknoloji Hamlesi dediğimizde, aklımıza öncelikle savunma sanayi geliyor. Ama sadece savunma sanayinden ibaret bir sürecin Türkiye'nin hedeflerine erişmesini sağlamayacağının farkındayız. Dolayısıyla diğer alanlarda, sanayi teknolojinin diğer hikayelerinde de benzer başarılar elde etmek gibi hedeflerimiz var. Ama bunun için de çok hazırlıklıyız. Yani geçmişle mukayese ettiğimizde Burada pek çok AR-GE merkezini kuran insan bulunuyor. Onlar da bu görüşüme katılacaklardır. 90'lı yıllar Türkiye'nin AR-GE kavramını daha bir telaffuz edemediği bir dönemdi. Bütün dünyada internet devrimi yaşanıyorken, Türkiye kendi ekonomik, siyasi istikrarsızlıklarıyla maalesef boğuşmak zorunda kalmıştı. Ama yine 2000'li yıllarda, Türkiye sıfırdan bir AR-GE ekosistemi inşa etti. Bugün 105 teknoparkımız var ve bu teknoparklarsa 11.000 teknoloji geliştiren şirket var. 1600'den fazla AR-GE tasarım merkezi var Türkiye'nin. AR-GE insan kaynağımızı 29.000'den 292.000'e yükselttik. AR-GE harcamalarımızı milli gelirimiz için binde 5'ten %1.4'ün üzerine çıkardık. İtalya ve İspanya ile milli gelir üzerinden AR-GE’ye aynı düzeyde pay alan ülke haline geldik. Geçtiğimiz yıl 16 milyar dolar Türkiye'de AR-GE harcaması yapıldı.

Geçtiğimiz yıl 10 binden fazla Türkiye'de patent başvurusu gerçekleşti. Muazzam bir ekosistem inşa ettik. Ve bu ekosistem, ümit ediyoruz ki önümüzdeki dönemde katma değerli alanlarda, yüksek teknoloji alanlarında daha fazla sonuç verecektir. Türkiye'nin orta yüksek ve yüksek teknoloji ihracatı Yaklaşık 10 milyar dolardan 100 milyar dolara geldi. Son 22 yıllık dönemden bahsediyorum. Yani toplam ihracatımız 36 milyar dolardan 262 milyar dolara geldi. Yüksek ve orta yüksek teknolojide 10 milyar dolardan 100 milyar dolara çıktı. Ancak yüksek teknolojide istediğimiz yerde değiliz. Yani yüksek teknolojiye biraz daha yakından baktığımızda yaklaşık 9 milyar dolar üzerindeyiz. 2002'lerde yılda 1.5,-2milyar dolar arası bir düzeydeydi hatırladığım kadarıyla. Dolayısıyla orada ancak altı katına çıkarabilir. Ama önümüz açık.”


İstanbul Valisi Davut Gül

Programda kısa bir konuşma yapan İstanbul Valisi Davut Gül, şunları söyledi:

“Öncelikle ben bizi bir araya toplayan Kemal Başkanımız başta olmak üzere dostlarına ve gelen her bir misafire ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Sayın Bakanımıza şükranlarımızı arz ediyoruz. İstanbul'la ilgili, sanayiciyle ilgili, üretenlerle ilgili, reel sektörle ilgili ne zaman bir meselemiz varsa mutlaka onu sahipleniyor, ekibiyle birlikte çözüyor ve buna önderlik ediyor. İnşallah bu akşam alacağımız kararlar da İstanbul'umuz için, Türkiye'miz için hayırlı olmuş olur.”


İSO Yönetim Kurulu Üyesi
Kemal Akar

İSO Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Akar da programın açılışında yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Bu anlamlı gecede Türkiye'nin sanayi ve teknoloji yolculuğu başlığı altında ülkemizin üretim gücünü, teknolojik atılımı ve sanayi görünüşünü ele alacağız. Sayın Bakanımızın konuşmalarıyla yüksek teknoloji aracılığımızın büyüme yolunda kritik öneme sahip ARE çalışmaları, ülkemizi sanayi alan projeleri hakkında değerli bilgiler izleyeceğiz. İstanbul'un yoğun metropol yaşamı içinde başlangıcı sadece bir dost meclisi olarak, buluşmalarımız zamanla farklı sektörlerden, farklı çevrelerden dostlarla katılmalarıyla gelişerek köklü bir gelenek hale geldi. Bu samimi birliktelik zamanla kahvaltı programları, akşam yemekleri, iftar sofraları, kültürel geziler, sahur programları ve sosyal sorumluluk projeleri genişleyen güçlü bir dostluklarla dönüştü. İlk sahur programı 2012 yılında Dostlar Sofrası adıyla düzenlendi. O gece İstanbul'un ruhuna yakışan bu samimi buluşma ilerleyen yıllarda büyüyerek daha geniş grupları bir araya getiren önemli başlangıç oldu. Dostluk ve dayanışma ruhuyla çıktığımız bu yolda burada bulunan birçok dostumuzun katkısıyla aynı sofra etrafında bir araya gelmenin sevincini yaşadık. Bu süre zarfında ülkemizin kalkınmasına hizmet veren kıymetli Bakanlarımıza, Başkanlarımıza, Meclis Başkanlarımıza, sivil toplum dünyamızın, iş dünyasının önüne gelen isimlerinin bu toplumumuza yön veren saygı misafirlerimize ağırladık.”

Yapılan konuşmaların ardından Bakan Kacır, sanayici ve iş insanlarından gelen soruları da yanıtladı…