Diğer Haberler
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin 80. Mali Genel Kurulu Ankara’da Gerçekleştirildi
- 16.05.2024
- Diğer Haberler
Türkiye Odalar Borsalar Birliği’nin (TOBB) 80. Mali Genel Kurulu, 15-16 Mayıs 2024 tarihlerinde TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi'nde (TOBB ETÜ) geniş bir katılımla gerçekleştirildi. TOBB Genel Kurul Başkanı Gürsel Baran’ın başkanlık ettiği 80. Mali Genel Kurul’a, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, TOBB Yönetim Kurulu Üyeleri, TOBB Konsey Başkanları ile TOBB Delegeleri katıldı. İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı ve aynı zamanda TOBB Sanayi Odaları Konsey Başkanı Erdal Bahçıvan’ın Divan Başkanlığı Heyeti’nde görev aldığı Genel Kurul’a İSO TOBB delegeleri de katıldı.
Toplantıda, Hesapları İnceleme Komisyonu, Mevzuat Komisyonu, Ekonomik Raporu İnceleme Komisyonu, Dilekleri İnceleme Komisyonu, Avrupa Birliği Uyum Komisyonu, Dış İlişkiler Komisyonu, Vergi Komisyonu, Ekonomi Politikası Komisyonu ve Basın ve Yayın Komisyonu sunuşları gerçekleştirildi.
Genel Kurul’da konuşan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, yıl boyunca gerçekleştirdikleri faaliyetlere ve iş dünyasının gündemindeki konulara dikkat çekti. Dünya’nın, ilginç ama zor bir dönemden geçtiğine değinen Hisarcıklıoğlu, “Ülke ekonomilerinin genelinde büyüme istikrarlı seyrederken, enflasyon geriliyor. 2023 yılında küresel büyümenin, 2022’ye göre 1 puan artarak yüzde 3,2 olduğu tahmin ediliyor. 2024 ve 2025’de de bu civarda olması bekleniyor” dedi.
Yüzde 10’a ulaşan küresel enflasyonunsa, yüzde 7’nin altına düşmesinin öngörüldüğünü bildiren TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, enerji, gıda ve tedarik zincirlerinde yaşanan sıkıntılara rağmen, dünya ekonomilerinin çoğunun dirençli çıktığını ve genel bir iktisadi durgunluğun önüne geçildiğini ifade etti. Çin ekonomisindeki yavaşlamaya karşın, beklenenden iyi performansıyla ABD ekonomisinin, küresel büyümenin itici gücü olduğunu bildiren Hisarcıklıoğlu şunları söyledi:
“İhracatımız açısından büyük önem taşıyan Avro Bölgesi'nde, büyümenin bu yıl hızlanması bekleniyor. Dünya mal ticaret hacmi, 2023’te yüzde 1 gerilemişti. 2024'te yüzde 3 artacağı tahmin ediliyor. Küresel iktisadi ortamdaki iyileşmeye rağmen, jeopolitik riskler, çatışmalar ve ticarette korumacılık artıyor. Kızıl deniz ve Hint okyanusunda Husi’lerin Yemen üzerinden ticari gemilere saldırısı, gemi trafiğini engelliyor. Süveyş kanalından geçişler yarı yarıya azaldı. Konteyner taşıma maliyeti 6 ayda 3 katına çıktı. İklim değişikliğinin olumsuz etkileri, her geçen sene daha da büyüyor. Bunun, çok daha büyük bir küresel göç dalgası başlatmasından da endişe ediliyor. Büyüyen düzensiz göç meselesi, pek çok ülkeyi tehdit eder hale geliyor.
Yapılan araştırmalar, küresel sıcaklık artışının, 2050'ye kadar dünya çapında 38 trilyon dolar ekonomik zarara neden olacağını gösteriyor. Doğal afetler ve özellikle de kuraklık, başta ülkemiz olmak üzere, dünyanın büyük kısmını etkiliyor. Hatta daha kötümser bakanlar, iklim değişikliği önlenemezse, insanlığın son yüzyılında olduğumuzu iddia ediyor. Bu belirsiz ve riskli küresel ortamda, Türkiye olarak, hem iktisadi, hem de askeri açıdan, güçlü ve etkili olmak zorundayız.”
Türkiye’nin genel ve yerel seçimleri, kendine yakışır bir demokratik olgunlukla, sükûnet ve suhuletle tamamlayarak, bu süreci geride bıraktığını hatırlatan Hisarcıklıoğlu, önümüzdeki 4 yıllık seçimsiz dönemin, ekonomideki sorunların çözülmesi ve yapısal reform ateşinin yeniden canlanması için önemli bir fırsat olduğunu söyledi.
Hisarcıklıoğlu şu değerlendirmelerde bulundu:
“Sayın Cumhurbaşkanımızın ve ekonomi yönetiminin, son dönemdeki adımları ve açıklamaları da ümit verici. İnşallah bu zorlu süreci de başarıyla geride bırakacağız. Daha güçlü ve daha rekabetçi bir ekonomik yapı kuracağız. Geride bıraktığımız dönemde pek çok projeyi hayata geçirdik. Hamdolsun sizlerle birlikte, ilklere imza atan bir kurum haline geldik. Ticaret Sicil işlemlerinde dijital dönüşümü sağladık. Eskiden günler, haftalar süren işlemleri, 2 saat içinde tamamlanır hale getirdik. Tarımda bir ilki, Lisanslı Depoculuk sistemini ülkemize kazandırdık. Ticaret Borsalarımızla birlikte ülke sathına yayılmasını sağladık. Camiamızın bir diğer hayali olan, Ürün İhtisas Borsası TÜRİB’i faaliyete geçirdik. Ticaret Borsalarımız da kurdukları ürün piyasası aracı kurumlarıyla, bu sistemi yatırımcılara ulaştırdı.
Oda ve Borsalarımızla birlikte, yerel değerlerimizi ve lezzetlerimizi, Coğrafi İşaretlerle tescil ettirerek koruduk. İlk defa AB nezdinde coğrafi işaretli ürünlerimiz tescil olmaya başladı ve bu sayı 21'e ulaştı. 7'si ilan aşamasında bulunan, 51 başvurunun işlemleriyse devam ediyor. Son bir yılda rekor sayıda 53 bin Sanayi Kapasite Raporu ve 15 bin yerli malı belgesi düzenleyerek, yurt içi üretime destek verdik. Dış ticarette de üyelerimizin işini kolaylaştırdık, maliyetlerinin düşmesini sağladık. Menşe ve Dolaşım Belgeleri Otomasyon Sistemi MEDOS’la, gerekli belgelere elektronik ortamda hızlıca ulaşma imkânı getirdik. İhracat Destek Ofislerimizle, 60 İl’de firmalarımızın yurtdışına açılmasına destek verdik.
94 bin TIR Karnesi düzenleyerek, yıllık 22 milyar avro tutarında kefalet yükü üstlendik. Garantör olduğumuz TIR Karneleri sayesinde, ihracat taşıması yapan TIR’larımız, ülke gümrüklerinden hızla geçebildi. 137 Oda ve Borsamız ortaklığıyla kurduğumuz Gümrük ve Turizm İşletmeleri (GTİ), sadece ülkemizde değil, dünyada da bir ilke imza attı. “Yap-İşlet-Devret” modeli çerçevesinde sınır kapılarını modernize ettik ve böylece lojistik maliyetlerini azalttık. Üyemize kazandırdık, devletimize kazandırdık, ülkemize kazandırdık. Birleşmiş Milletler tarafından dünyadaki en iyi kamu-özel sektör iş birliği projesi olarak seçildik ve başka ülkelere de örnek gösterildik. Bu modelimizi yurtdışına da ihraç ettik. İslam ülkelerinin kara gümrüklerini yenilemek üzerine, İslam Ticaret Odası’yla ortak bir girişim başlattık. Şikago’da açtığımız Ticaret Merkeziyle, üyelerimizin ABD pazarına erişimlerini kolaylaştırdık.
Ticari anlaşmazlıkların hızlı ve kolay şekilde çözümü için Arabuluculuk sistemini ülkemize kazandırdık. Kurduğumuz TOBB UYUM Arabuluculuk ve Uyuşmazlık Çözüm Merkezini, ülke çapında yaygınlaştırdık. 126 Oda ve Borsamızı da, arabuluculuk ve tahkim merkezi haline getirdik. Uluslararası ticaretteki anlaşmazlıklar için de arabuluculuk hizmeti vermeye başladık.”
Türk iş dünyasını, mesleki eğitimin yönetiminde, ilk defa söz sahibi yaptıklarını belirten TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, oda ve borsaların 129 meslek lisesinin hamiliğini üstlendiğini dile getirdi. TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, özetle şunları söyledi:
“Bunları, en çok tercih edilen okullar haline getirdik. Böylece meslek liseleriyle, iş gücü talebi arasındaki uyumsuzluğu giderdik. Gençlerimizi meslek sahibi yaptık. Firmalarımıza da nitelikli insan kaynağı sağladık” diyen Hisarcıklıoğlu TOBB Cern Sanayi İrtibat Ofisi kurduklarına, TOBB MEYBEM’le, 81 İlin tamamında, 77 meslekte sınav ve belgelendirme hizmeti sunduklarına ve Kredi Garanti Fonuyla (KGF) üyelerimize kefil olmayı sürdürdüklerine işaret etti. 1991’de kurulan KGF’nin, ilk 10 sene neredeyse hiçbir faaliyet göstermediğini, onu aktif hale getirdiklerini belirten Hisarcıklıoğlu, “Dünyadaki en büyük kredi garantörlerinden birine dönüştürdük. Üyesine kefil olan bir kurum oldu. Yaklaşık 700 bin üyemiz bu sayede uygun teminatlı kredi imkânına kavuştu.”
Kadın ve Genç Girişimci Kurullarının tarihi bir başarıya imza attığına dikkat çeken TOBB Başkanı, “Türkiye’nin 81 ilinde 15 bine ulaşan üyesiyle, bu alanda Avrupa’nın en büyük teşkilatı haline geldiler. Kurullarımız adeta birer proje fabrikasına dönüştü. Girişimcilik ekosistemini güçlendirmek için canla başla çalışıyorlar. Dünyanın önde gelen şirketleriyle, ortak projeler yapıyorlar. Girişimciliği teşvik eden yüzlerce faaliyete imza atıyorlar. Her sene daha fazla kadına ve gence rol model oluyor, yol gösteriyorlar. İş hayatında yer almalarını ve yükselmelerini sağlıyorlar. Kadın ve genç girişimci kurullarımız; Sizlerle birlikte ülkemizi bu coğrafyanın girişimcilik merkezi yapacağımıza yürekten inanıyorum” diye konuştu.
TOBB Başkanı Hisarcklıoğlu, konuşmasında şu sözlere yer verdi:
“TOBB ETÜ’de, geleceğin girişimcilerini ve liderlerini yetiştirmeye devam ettik. Savunma sanayinden, yüksek teknolojiye birçok alanda ülkemize değer katan, dünyaya teknoloji ve bilgi ihraç eden bir üniversite haline geldik. Burada da ilklere imza attık. Dünyanın en büyük su türbin test tasarım merkezini açtık. Aselsan’la birlikte, ülkemizin ilk kuantum bilgisayar laboratuvarını kurduk. Türkiye’nin ilk Yapay Zeka Mühendisliği bölümünü faaliyete geçirdik. İlk mezunlarını da geçen sene verdik. TOGG’un Teknoloji Araştırma Merkezi’ni de burada açtık.
Geçen sene yurtiçi satışa başlayan TOGG, hamdolsun daha ilk senesinde gelen yüksek taleple, tüm üretimini sattı. Dünyadaki elektrikli araç üreticileri arasında, ilk senesinde rekor satış rakamına ulaştık. Allah nasip ederse seneye ihracata da başlayıp, bayrağımızı yurtdışında da dalgalandıracağız. Küresel aktivitemiz bununla da sınırlı kalmadı. Bayrağımız artık Dünya iş örgütlerinin zirvesinde de dalgalanıyor. Sizlerden aldığım güçle, Dünya Odalar Federasyonu seçiminde, diğer 5 adayın toplamından daha fazla oy alarak Başkanlığa seçildik. Bu başarı Türk iş dünyasının, bu gurur hepimizin.”
Orta vadedeyse iş dünyasını bekleyen en önemli gelişmenin ikiz dönüşüm olduğuna değinen Hisarcıklıoğlu, özetle şu değerlendirmelerde bulundu:
“İkiz dönüşüm; yani dijital ve yeşil dönüşüm. Bunlar bir tercih değil, hepimiz için zorunluluk. Bunu başaranlar rekabette öne çıkacak, daha çok kazanacak. Üyelerimiz bu konuda, Odalarımızın kurdukları Model Fabrikalardan da istifade edebilirler. Peki, dijitalleşme niye önemli? İşletme maliyetlerinizi azaltıyor ve işlemlere hız kazandırıyor. Bakın basit bir örnek vereyim. Diyelim perakende satış yapıyorsunuz. Müşteri ürünü raftan aldığı anda stoktan düşecek. Toptancıya, üreticiye ve nakliyeciye anında talep bilgisi gidecek. İmzaydı, onaydı, teyitti, bunlarla zaman kaybedilmeyecek. Minimum stok tutma maliyetiyle işiniz yürüyecek. Demek ki eski mesleklerin bir kısmı ortadan kalkacak, ama yenileri gelecek. Bugünkü mesleklerin yarısı, geçen asırda yoktu. Bugünkü mesleklerin birçoğu da 2050’de olmayacak. Dolayısıyla da önce eğitim sistemimizi, bu teknolojik değişimle uyumlu hale getirmeliyiz. İş gücünün becerilerini de, geleceğin niteliklerine uygun hale getirmeliyiz.
Öte yandan Avrupa’ya ihracatımızı devam ettirmek istiyorsak, yeşil dönüşümü de uygulamak zorundayız. Aksi halde ilave vergi çıkacak. Bu da maliyetlerimizi artıracak ve pazarı rakiplerimize kaptıracağız. Bu sürecin doğru işlemesi için, önce ülkemizde Emisyon Ticaret Sistemi kurulması lazım. Bu konuda, kamu idaremizle birlikte çalışıyor, önerilerimizi aktarıyoruz. Buradan elde edilecek gelirden, Avrupa Birliğinde uygulandığı gibi, sektörlerin de desteklenmesini istiyoruz. Mesela denizcilikte; gemi, tersane ve limanların yeşil dönüşümüne pay ayrılmasını talep ediyoruz. TOBB MEYBEM ile doğrulama gibi belgelendirme ihtiyaçlarına yönelik hizmetler sunuyoruz. En çok etkilenecek sektörlerimizle, kamuyu bir araya getirerek, sektörlerin yol haritasını birlikte belirliyoruz. Oda ve Borsalarımızla birlikte, KOBİ’lerin yeşil ve döngüsel ekonomiye geçişine destek olarak, onlara rehberlik ediyoruz. TOBB ETÜ bünyesinde kurmakta olduğumuz teknokentle, yüksek teknoloji yatırımlarını destekliyoruz. Akıllı KOBİ Platformumuzla, KOBİ’lerimizi dijital hizmetlere ulaştırıyoruz. Tedarikçi Geliştirme Programımızla, Anadolu’daki KOBİ’lerimize, ulusal ve uluslararası şirketlerin tedarikçisi olma imkanını sağladık. Şimdi de onları küresel tedarik zincirlerine de entegre edeceğiz. E-ticaret ve e-ihracat ile ticaret eksenimizi genişleteceğiz.
Bir diğer önemle takip ettiğimiz konu, Orta Anadolu-Doğu Akdeniz hattında yeni bir sanayi havzası kurulması. Böylece Marmara’daki kentsel dönüşümü hızlandırabiliriz. Marmara’da yüksek teknoloji yatırımlar için yeni alanlar açabiliriz. Ayrıca OSB’leri genişletebilmek ve yeni sanayi yatırımları yapabilmek için, sanayi arsaları üretmeliyiz. OSB’lerle liman ve demiryolu bağlantılarını güçlendirmeliyiz. İhracatta demiryolunu daha aktif kullanmalıyız. 6 Şubat depreminden en çok etkilenen illerde, ilçe bazlı özel teşvikler hazırlamalıyız. Özel afet bölgesi ilan ederek, kamuya olan vergi ve SGK prim borçlarını terkin etmeliyiz.
İklim değişikliği ve kuraklık, tarım ve hayvancılığı stratejik sektör olarak öne çıkartıyor. Gıda güvenliğinin sağlanabilmesi için bu alanda yeni bir sayfa açalım. Mevzuatı, günün ve geleceğin şartlarına göre yeniden yazılalım. Gelin, Türkiye’yi burada terminal bir ülke yapalım. Karadeniz ve orta Asya’daki hububat ve tarımsal üretimi, Lisanslı Depolar kurarak Karadeniz havzasında depolayıp, güneyimizdeki ülkelerin pazarlarına açalım. Dolayısıyla TÜRİB’e de uluslararası nitelik kazandıralım.”