Bahçıvan’dan Perakendecilere Mesaj: “Tüketiciyle, Birlikte Güçlü Bir Bağ Kurmalıyız”

  • Etkinlikler
gida-perakende-kongresi-02

Gıda Perakendecileri Derneği tarafından, organize edilen Ortak Gelişim Kongresi, “Tüketici Odaklı Tedarikçi ve Perakendeci Verimliliği” başlığı altında yapıldı...

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetimi Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşarı Vedat Mirmahmutoğulları ile birlikte Kongre’nin açılış konuşmasını yaptı. Bahçıvan perakendecilere “Sanayici olarak, her şeyden önce şunun bilinmesini isteriz: Yerli sanayisini ve üretimini fazla dikkate almayan, ağırlıklı olarak ithalata dayanan bir perakendecilikte sürdürülebilir bir büyüme elde edilemez. Biz perakendeciliğin çok kolay olmadığını biliyoruz. Fakat sizlerin de sanayiciliğin hiç ama hiç kolay olmadığını anlamanızı bekliyoruz. Yani bizi doğru anlayın, biz de sizi doğru anlayalım” diyerek seslendi.

Ev sahipliğini Gıda Perakendecileri Derneği Başkanı Nihat Özdemir’in yaptığı, Migros’tan Carrefour’a, Kiler’den Makro’ya sektörün tüm perakende devlerinin yanı sıra Ülker’den Unilever’e, Coca Cola’dan Pepsi’ye tüm büyük tedarikçilerin bulunduğu kongrede konuşan Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşarı Vedat Mirmahmutoğulları bu sektördeki tüm oyuncuları bir araya getirmesi bakımından bu toplantıyı çok anlamlı bulduklarını söyleyerek başladığı konuşmasında özetle şunları söyledi:

“Gıda ve tarımın dünya için ne ifade ettiğini, 2008 krizinde hep birlikte gördük. Gıda talebi ve arzın mücadelesinin en zor günleriydi. Bugün de bu mücadele sürüyor… Çünkü gıdanın üretildiği topraklar her geçen gün azalıyor. Bu topraklar biyoenerjiciler tarafından, gıda sektörünün elinden alınıyor. Dolayısıyla gıda arzı, zaten artan nüfus nedeniyle sürekli yükselen gıda talebine yetişemiyor…


Vedat Mirmahmutoğulları
Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşarı

Diğer yandan büyük bir savurganlıkla da karşı karşıyayız. Bugün her yıl 1.3 milyon ton gıda çöpe gitmektedir. Bunun karşılığı da yaklaşık 1 trilyon dolar. Bu savurganlığı hep birlikte önlemeliyiz. Bunun için üretimden lojistiğe ve siz perakendecilerin sunumuna kadar çok titiz bir süreç yönetimi gerekiyor.”

Mirmahmutoğulları Kongre’de, artan enflasyon ile ilgili en büyük gerekçe olarak gösterilen gıdada bazı önlemler alacaklarını da açıkladı. Bunun için gıdayı ilgilendiren, gıda ile ilişkisi olan tüm kamu kuruluşlarını kapsayan bir multidisipliner bir oluşuma gideceklerini ve kuracakları bu oluşumla gıda enflasyonu ile mücadele edeceklerini söyledi.

Ülkemizin dünyada hiçbir ülkeye nasip olmayan bir biyo çeşitliliğe sahip olduğunu hatırlatan Mirmahmutoğulları, “Bunu gözümüz gibi korumalı ve bu fırsatı çok iyi değerlendirmeliyiz” dedi.

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, Kongre’de yaptığı konuşmada özellikle sanayici ile perakendeci arasındaki iletişimin çok güçlü olması gerektiğinin altını çizdi. “Bu Kongre’nin sanayicisi, tedarikçisi ve perakendecisi ile sektörün tüm paydaşlarını bir araya getirmekle, Türkiye’nin çok önemli bir ihtiyacına vereceğine, paydaşlar arasındaki iletişimi güçlendireceğine olan inancımı, konuşmamın başında özellikle vurgulamak isterim” diyen Bahçıvan sözlerine şöyle sürdürdü:

“İki sektör arasında şeffaflık ve samimiyet eşliğinde, bilgi paylaşımına dayanan güçlü bir iletişimle çözülemeyecek hiçbir sorun yok. İki sektör, bu anlayış birliğiyle hareket etmelidir.”

Bahçıvan’ın Kongre konuşması şöyle devam etti:

“Tüketici söz konusu olduğunda gündeme gelen en önemli konulardan biri hiç kuşkusuz gıda güvenliğidir. Biz bu nedenle kayıt dışılıktan sadece kaçak üretimi anlamıyoruz ve bu dar çerçevede kayıt dışılığa bakmıyoruz. Gıda güvenliğini de bu kapsamda değerlendiriyoruz. Çünkü kayıt dışılığın olduğu bir yerde gıda güvenliğinden söz edilemeyeceğini hepinizin takdir edeceğini düşünüyoruz.

Bugün hâlâ kayıt dışılık, alınmış birçok etkin önleme karşın sektörümüz için maalesef bir tehdit olma özelliğini koruyor. Sanayi sektöründeki firmalar ve perakende sektöründeki şirketler için haksız rekabette kayıt dışılık hâlâ en güçlü rakiptir. Bu sorunla mücadele bir kültür ve eğitim sorunudur. Çözümü sadece devletten bekleyemeyiz. Birlikte yapacağımız ortak çalışmalarla devletimizi ve kamuoyunu doğru yönlendirebiliriz.

Bu noktada tüketici ile hep birlikte çok daha güçlü bir bağ kurmalıyız. Tüketiciyi birlikte anlamak, birlikte analitik raporlar hazırlayarak değişen tüketici eğilimlerini tespit etmek ortak hedefimiz olmalıdır.

Bu noktada sektörün AB standartlarını karşılamasının yanı sıra pazardaki güçlü rakiplerine karşı ‘güvenilir marka’ imajını yaratması ve bunu koruması gerekiyor. Bunun yanı sıra, birlikte oluşturacağımız iş modelleriyle Türkiye dışındaki pazarlarda güçlü bir şekilde varlık göstereceğimize, hep birlikte yurt dışında Türkiye markasını güçlendirebileceğimize inanıyorum.

Ancak bunu yaptığımız takdirde, Türkiye, Cumhuriyet’in 100. kuruluş yıldönümü olan 2023’te, 500 milyar dolar ihracat yaparak dünya ihracatından yüzde 1,5 pay alabilir, bu sayede de ülkemiz dünyanın ilk 10 ekonomisi içinde yer alabilir.


Nihat Özdemir
Gıda Perakendecileri Derneği Başkanı

Geçtiğimiz haziran ayında İSO olarak açıkladığımız 500 büyük sanayi kuruluşu içerisinde gıda sektörümüzün temsilcilerini yüksek oranda görmek bizleri çok mutlu etti. Türkiye’nin önde gelen en büyük 500 sanayi kuruluşu içerisinde yaklaşık yüzde 20’sinin gıda firması olduğunu görüyoruz. Bugün sanayimizin ve ihracatımızın gelişiminde büyük katkısı olan bu firmalarımız; geleceğe dönük bir vizyonla sürdürülebilirlik konusunda sektöre yol göstermelidir.

Bu çalışmadan elde ettiğimiz sonuçlardan bir tanesi de ülkemizdeki sanayicinin finansman yükünün ağırlığı idi. Araştırma bize, 2013 yılında sanayi şirketlerimizin neredeyse esas faaliyetlerinden elde ettikleri kârlarının yarısı ile finansman giderlerini karşıladığını göstermektedir.

Gıda sanayi şirketleri finansman yükünü en fazla çeken sanayicilerin başında gelmektedir. Doğal olarak ham maddesini peşin para ile alan, genelde raf ömrü ve depolama süreleri kısıtlı ürünler üreten gıda sanayicisi, faaliyetlerini sürdürebilmek için ürettiği ürünlerin bedelini zamanında almak zorundadır.

Organize perakende sektörünün kayıtlı ekonomi içindeki istihdam, vergi geliri payı, yabancı sermaye ortaklığı, tüketiciye sunduğu hizmet unsurlarının sektörün önemini ortaya koymaktadır.

Bu çerçevede Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından Perakende Ticaretin Düzenlenmesi ile ilgili bir kanun tasarısı çalışması yürütülmektedir. Bu noktada çok önemli gördüğüm bir hususa değinmek istiyorum: Yasa çıkarmakla her şey halledilemez. Bizim kendi içimizde oluşturacağımız düzgün iş birlikleriyle birçok sorunumuza çözüm bulacağımıza inanıyorum.

Serbest piyasayı önemseyen bir anlayışa sahibiz. Çıkacak yasa, serbest piyasanın ruhuna zarar vermemeli, ayrıca bu yasa vesilesiyle kayıt dışılığın özendirilmemesi konusunda dikkatli olunmalıdır.

Kanun taslağında özellikle perakende ticarette “kayıt dışılığı” önleyici düzenlemelere yer verilmesi ve bu konunun özellikle kanunun ana amacına dâhil edilmesi bizim için elzemdir.

Varlıklarımızı birbirimizin varlığı, gelişmemizin ancak her iki tarafın da birlikte gelişmesi ile mümkün olacağı bilinci ile ortak çözümler oluşturmak zorundayız. Dolayısıyla gıda üreticisi ve perakendecisi her zaman iletişimde olmak, birbirinin çıkarlarını koruyarak birlikte daha iyiye ulaşmanın arayışı içerisinde olmak zorunda olan paydaşlardır.

Sektördeki sorunların en kısa sürede çözülebilmesi için bizler sanayici olarak üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Bu aşamada kamu ve akademi ile diyaloğun geliştirilmesi ve sektörlerin birbirini tamamlaması güzel bir sinerji oluşturacak ve 2023 hedeflerine bizi daha da yaklaştıracaktır.”