Etkinlikler
Erdal Bahçıvan, İstanbullu Genç Girişimciler ile Buluştu
- 18.04.2014
- Etkinlikler
İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, genç yöneticileri ve girişimcileri çatısı altında toplayan İstanbul Genç Girişimciler Derneği’nin (İSGİD) üyeleri ile bir araya geldi.
Başkanlığını H. İnanç Karadayı'nın yaptığı ve üyeleri arasında Türkiye’nin önde gelen gruplarının yeni kuşak yöneticilerinin yanı sıra kendi işlerini kuran gençlerin de bulunduğu İSGİD üyeleri İSO Başkanı’na gündeme ilişkin sorular sorup, düşüncelerini aktardılar.
İstanbul Sanayi Odası Meclisi üyeleri Hazim Sesli ve Kemal Karabel'in de katıldığı bir akşam yemeğinde, sohbet formatında gerçekleşen buluşmada İSO Başkanı Bahçıvan genç girişimcilerden gelen birçok soruya yanıt verdi.
Türkiye’nin özellikle sanayi ile ilişkisinin artık yeniden sorgulanması gerektiğini anlatan Bahçıvan, yeni kuşağın sanayi ve sanayicilik ile ilişkisinin zayıfladığına dikkat çekti. Türkiye’nin artık tüketimden değil üretimden itibar kazanan bir toplum olması gerektiğinin altını çizen Bahçıvan “Bırakın yeni neslin sanayi sektörüne adım atmasını, sanayici ailelerin, kendi çocuklarının sanayiyi bırakma endişesi yaşadığı bir dönem bu. İşte böyle bir çağda, bundan geriye dönüşün nasıl sağlanabileceğini tüm toplumsal kesimlerin kendisine dert etmesi gerekmektedir” dedi.
Erdal Bahçıvan, gelen sorular çerçevesinde şu başlıklar altında görüşlerini gençlerle paylaştı:
G20 VİZYONU: Pek kimse farkında değil ama Türkiye 2015 yılında çok önemli bir organizasyona ev sahipliği yapacak. 2015 yılında G20 başkanlığının Türkiye’ye geçecek olması, Türkiye’nin olimpiyatları alması gibi bir şey. Bunu Türkiye’nin ekonomisi ve dünya konjonktüründeki politik gücünün ortaya çıkması açısından büyük bir fırsat olacağını düşünüyorum.
Türkiye bu liderlikle 2020’lerin Türkiye’sine çıkacak yolu da bulabilir. Tüm bu nedenlerle Türkiye’nin G20 için damatlığını giymesi ve pırıl pırıl bir görüntü ile 2015 yılını karşılaması gerekmektedir.
AVRUPA BİRLİĞİ: Avrupa Birliği, sahip olduğu demokrasi standardı, ekonomik zenginliği ve yüksek yaşam kalitesiyle ülkemiz için bir cazibe merkezi olmaya devam etmelidir. Bu amaçla, Avrupa Birliği’ne tam üyelik sürecine yeniden ivme kazandırmalıyız.
AR-GE VE INOVASYON: Eğitim kalitesi düşük, bilgi birikimi ve Ar-Ge kapasitesi zayıf, inovasyon ve tasarım gücü yetersiz ülkeleri dünya rekabetinde çok daha zor günler bekliyor. Yüksek katma değer yaratamıyoruz, ileri teknoloji üretemiyoruz. Fakat üretemediğimiz teknolojiyi kullanmakla övünüyoruz. Bu çok üzücü bir durumdur.
BÜROKRASİ: Bir toplumda, çarkların sağlıklı bir şekilde dönebilmesi ancak dişlilerin her birinin işlevini eksiksiz yerine getirmesiyle mümkündür.
Türkiye’de yaşanması arzu edilen dönüşüme bürokrasi de mutlaka uyum sağlamalı. Bu amaçla, yasalarımızdaki bürokratik imtiyazların kaldırılması ve yeri geldiğinde bürokratların da hesap verebilir olduklarının topluma anlatılması gerekmektedir.
Ancak bu olursa; iş ve çalışma dünyasının, bürokrasinin ve siyasi iradenin tam bir uyum ve işbirliğiyle Türkiye’nin gelecek hedefine daha kolay yol alması sağlanabilecektir.