Etkinlikler
İSO, Asya Pasifik’in Önde Gelen Ekonomisi Olan Yeni Zelanda Ülke Günü Düzenledi
- 29.11.2022
- Etkinlikler
İstanbul Sanayi Odası (İSO), Asya Pasifik bölgesinin önemli ülkelerinden Yeni Zelanda’daki yatırım ve iş fırsatlarını Türk sanayici ve iş insanlarına tanıtabilmek amacıyla Yeni Zelanda Ülke Günü, Ticaret ve Yatırım Fırsatları Semineri düzenledi.
Video konferans yöntemiyle yapılan ve İSO Yönetim Kurulu Üyesi Murat Çökmez’in ev sahipliğinde düzenlenen etkinliğe T.C. Wellington Büyükelçisi Ömür Ünsay, Yeni Zelanda Ankara Büyükelçisi Zoe Coulson-Sinclair, T.C. Ticaret Bakanlığı Asya Pasifik Bölgesi Daire Başkanı Çağatay Özden, Yeni Zelanda Ticaret ve Kalkınma Ajansı Türkiye Direktörü Gökşin Duman ve Yeni Zelanda Sustainable Business Council Direktörü Mike Burrell da katıldı. Etkinliği bölgedeki fırsatları değerlendirmek isteyen çok sayıda sanayici ve iş insanı da izleyerek sorularına yanıt aradı.
Etkinliğin açılışında konuşan İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Murat Çökmez, Çanakkale savaşlarının Türkiye ve Yeni Zelanda ilişkilerinin tarihsel zeminini oluşturan en önemli dönüm noktası olarak kabul edildiğini söyledi ve paylaşılan ortak tarihin, ikili ilişkilerin ticari, sosyal ve kültürel gelişmesine katkıda bulunduğuna değindi. Çökmez, Yeni Zelanda’nın 5,1 milyonluk nüfusu ve ana pazarlara olan uzaklığına rağmen 2021 yılında 247 milyar dolar Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) ile Asya Pasifik’in en büyük ekonomilerinden biri olduğuna vurgu yaptı. Türkiye ve Yeni Zelanda arasındaki ticari ilişkilerin son yıllarda ivme kazanmış olmasına rağmen henüz gerçek potansiyeline ulaşamadığının altını çizen Çökmez, “2021 yılında, Türkiye Yeni Zelanda’dan 33 milyon dolar ithalat gerçekleştirirken, Yeni Zelanda’ya ihracatımız 161 milyon dolar civarında gerçekleşmiştir” dedi. Murat Çökmez konuşmasında şu sözlere yer verdi:
“Her iki ülke, yatırım ve ticaret ortaklıklarını çeşitlendirmeye çalışmakta ve bu doğrultuda değerlendirilmesi gereken fırsatlar sunmaktadır. Yeni Zelanda’da, Ar-Ge çalışmaları önemli bir aşama kaydetmiş; özellikle tarım ve üretim konularında ileri düzey üretim teknikleri kullanılmaktadır. Tarım sektörünün her iki ülke ekonomisindeki yeri düşünüldüğünde, özellikle tarım alanında faaliyet gösteren Türk firmaları ile geliştirilecek iş birliklerinin ne kadar önemli olduğu yadsınamaz.
Bununla beraber Yeni Zelanda ekonomisinde önemli yer tutan hayvancılık sektöründeki yüksek kalite yünlerin, Türk imalat sanayisi tarafından tedarik edilerek yüksek katma değerli ürünler elde edilmesi noktasında önemli iş birliği fırsatları bulunmaktadır. Ayrıca Yeni Zelanda'da altyapı yatırımları bulunmakta ve yeni konut üretimi konusunda önemli açıklar bulunmaktadır. Bu açıdan pazar, inşaat alanında faaliyet gösteren sanayicilerimiz için de önemli fırsatlar sunmaktadır.”
Seminerde bir konuşma yapan T.C. Wellington Büyükelçisi Ömür Ünsay, yaşanan pandemi sürecinde ne yazık ki iki ülke arasında temasların azaldığını, ancak pandemi koşullarının normale dönmeye başlamasıyla hem üst düzel yetkililerin görüşmelerinin hem de turistik faaliyetlerin artacağını umduğunu söyledi. Türkiye ve Yeni Zelanda arasında paylaşılan ortak tarih olan Çanakkale savaşının, iki ülke arasında 100 yıla dayanan bir dostluğa temel oluşturduğuna ve bu dostluğun iki ülke arasındaki ticaret hacmini potansiyeline taşıyacağına inandığının altını çizdi. Yeni Zelanda’nın ekonomik yapısına değinen Ünsay, Yeni Zelanda’nın tarım ve hayvancılığın yanı sıra yüksek teknoloji ile sürdürülebilirlik alanlarında ivme kaydederek ön plana çıktığını belirtti.
Yeni Zelanda Ankara Büyükelçisi Zoe Coulson-Sinclair gerçekleştirdiği konuşmada, iki ülke arasındaki ticaret hacmini geliştirecek bu etkinlik için İSO’ya teşekkür ettiğini söyledi. Yeni Zelanda denilince akla ilk gelenin hayvancılık ve doğa güzellikleri olduğunu dile getiren Sinclair, buna karşılık oldukça şehirleşmiş, dinamik ve genç bir ülke olduklarının altını çizdi. Son yıllarda yüksek teknoloji alanında gerçekleşen atılımların, yüksek teknoloji üretimin önünü açtığına vurgu yapan Sinclair, hali hazırda yürürlükte olan serbest ticaret anlaşmalarını genişletmeyi hedeflediklerini belirtti. Dünya Bankası’nın iş yapış kolaylığı endeksi araştırmasında birinci sırada yer aldıklarını ve Asya Pasifik bölgesinin en büyük ikinci serbest piyasa olma özelliğine sahip olmalarının, yeni yatırımcıları ülkeye çekme noktasında önemli bir gösterge olduğunun altını çizdi.
Seminerde Türkiye ve Yeni Zelanda arasındaki ticari yapı hakkında bir sunum gerçekleştiren T.C. Ticaret Bakanlığı Asya Pasifik Bölgesi Daire Başkanı Çağatay Özden, iki ülke arasındaki ticaretin dar bir banda sıkışmış olduğunu söyledi ancak pandemi sonrası bir toparlanma sürecinin yaşandığını ve bunun ileriki dönemlerde artacağını düşündüğünü belirtti. Yeni Zelanda’nın Türkiye ithalat ve ihracat payında gerilerde yer aldığını fakat Yeni Zelanda’nın AB ile müzakere halinde olduğu serbest ticaret anlaşmasının sonuçlanması halinde, iki ülke arasında ürün geçişlerinin olacağını ve bununda Yeni Zelanda’nın düşük payını artıracağını belirtti. Türkiye’nin Yeni Zelanda’ya ihracatında öne çıkan ürünlerin elektrik makinaları, kara yolu taşıtları, sebze-meyve ve tekstil iplikleri olduğunu, ithalatta öne çıkan ürünlerin de güç üretim makinaları, hayvansal gıda ürünleri, mesleki bilimsel ve kontrol aletleri olduğuna değindi.
Seminerde konuşan Yeni Zelanda Ticaret ve Kalkınma Ajansı Ülke Müdürü Gökşin Duman, temel olarak görevlerinin Yeni Zelandalı firmaların Türkiye pazarında aktif bir rol üstlenebilmeleri ve Türk ortak bulabilmelerine destek olmak olduğunu söyledi. Yeni Zelanda’nın en büyük ihracat kaleminin tarımsal ve hayvansal ürünler olmasının yanında yüksek teknolojik ürünlerde de öne çıkmaya başladığının altını çizdi. Duman, birlikte çalıştıklarım Yeni Zelandalı firmaların sağlık teknolojisi, bilişim-altyapı alanlarında ve özellikle savunma sanayinde yoğunlaştıklarını söyledi. Son dönemde Türkiye ile yakın ilişkiler içerinde bulanan Yeni Zelandalı firmalarda artış yaşandığını, bunun nedeninin Türkiye’de üretim maliyetinin düşmesi olarak gösterilebileceğini belirten Duman, Yeni Zelanda’nın pandemi öncesi Çin ve Hindistan’dan temin ettiği üretim parçalarını, artık Türkiye’den ithal ettiğine vurgu yaptı.
Yeni Zelanda Ülke Günü etkinliğinde konuşan Yeni Zelanda Sustainable Business Council Direktörü Mike Burrell, Yeni Zelandalı şirketlerin yüzde 80’nin üyeleri olduğunu ve özel sektör kaynaklı gayri safi milli hasılanın da yüzde 33’ünü temsil ettiklerini söyledi. Son yıllarda Yeni Zelanda’nın büyüme anlamında önemli yol kat ettiğini belirten Burrell, geçtiğimiz yıl yüzde 14’lük büyüme rakamı yakaladıklarının altını çizdi. Sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarının sadece çevreyi ve bioyolojik çeşitliliği korumakla sınırlı kalmadığını, aynı zamanda sosyal ve kurumsal yönetişim alanlarında da çalışmalar yürüttüklerinden bahsetti. Yakın zamanda gerçekleştirdikleri tüketici anketine atıfta bulunan Burrell, tüketicilerin yüzde 43’ünün, sürdürülebilirlik alanında hassasiyet taşıdıklarına vurgu yaptı. Tüketicilerin ürün kalitesinin yanında şirketlerin sürdürülebilir iş yapış modellerine de önem verdiğini belirten Burrell, tüketicilerin yüzde 66’sının, markaların toplumu daha iyi hale getirmek için çalışmalarını düşündüklerini aktardı. Mike Burrell, Türkiye ve Yeni Zelanda arasında sürdürülebilirlik alanlarına çok ciddi iş birliklerine imza atılabileceğine inandığını belirtti.
Yapılan konuşmaların ardından etkinlik, Yeni Zelanda’da İş Yapan Firmaların Deneyimlerini başlıklı panel ile devam etti. DEİK Türkiye-Yeni Zelanda İş Konseyi Başkanı Emin Hitay, Yeni Zelanda-Türkiye İş Konseyi Başkanı Robyn Galloway, Emke Mühendislik CEO’su Mehmet Emre Özcanlı ve Arçelik Global Marka Kıdemli Yönetim Direktörü Müge Gök düzenlenen panelde deneyimlerini dinleyicilere aktardı. Dinleyicilerden gelen sorular panelistler tarafından yanıtlanmasıyla etkinlik sona erdi.