Etkinlikler
İSO Başkanı XI. KOBİ Zirvesinde Orta Gelir Tuzağından Kurtulma Stratejilerini Anlattı
- 13.03.2015
- Etkinlikler
XI. KOBİ zirvesi “KOBİ’lerin Orta Gelir Tuzağı’ndan Kurtulma Stratejileri” ana teması ile TOBB ve KOSGEB'in desteğiyle Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler, Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticiler Vakfı (TOSYÖV) Başkanı Yalçın Sönmez’in ev sahipliğinde gerçekleştirildi.
Zirvenin açılışında konuşan İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, küresel ekonomik kriz sonrası dünya ekonomisinde yeni bir evreye girildiğini belirterek, küresel risklerin arttığı bu dönemde “finansal istikrar” konusuna vurgu yaptı. Bahçıvan, “Birkaç kuşak devam eden ve öngörülemeyen kur, öngörülemeyen enflasyon, öngörülemeyen faiz döneminden sonra yakalanan bu istikrar dönemi Türkiye’nin büyümesinde ve ekonomik gelişmesindeki en temel unsurdur. Bu çok önemli değer ve avantajımıza dikkatinizi çekerken son yıllarda Türkiye’nin uluslararası alanda rekabet etmek zorunda olduğu aktör sayısının da artmakta olduğunu hatırlatmak isterim” dedi.
Türkiye için, orta gelir tuzağını aşmaya yönelik, odağında sanayinin olduğu yeni bir ekonomik kalkınma modeline ihtiyaç duyulduğuna dikkat çeken İSO Başkanı Bahçıvan konuşmasına şöyle devam etti:
TOSYÖV Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Sönmez, zirveye katkılarından dolayı İSO Başkanı Erdal Bahçıvan'a bir plaket verdi.
“Bir ekonominin belirli bir kişi başına gelir düzeyine ulaştıktan sonra orada sıkışıp kalması haline orta gelir tuzağı denir. Bu tuzağa düşen ülkelerde; tasarruflar ve dolayısıyla yatırımlar düşük düzeyde kalır. İmalat sanayisinde gelişme yavaş yürür. Sanayide ise çeşitlenme ortaya çıkmaz. Bir ülke ekonomisinde bu olumsuzlukların hepsinin birden görünmesi söz konusu olabileceği gibi bir kaçının ortaya çıkması halinde de ekonomi orta gelir tuzağına düşebilir.
Orta gelir tuzağına yakalanmadan yüksek gelirli ülkeler arasına katılan ülkelerin deneyimlerine baktığımızda; sanayinin kalkınma sürecinde merkezi bir rol üstleniyor. Öte yandan sanayi, ekonomik yapının dönüşümünü sağlayan sürükleyici sektör olmanın yanı sıra, yüksek oranlı yatırımlar ile hızlı bir sermaye birikim sürecine de imkan sağlıyor.”
Oluşturulacak yeni ekonomik kalkınma modelinde Türkiye’nin KOBİ gerçeği mutlaka göz önünde bulundurması gereğinden söz eden Bahçıvan, ekonomimizin omurgasını oluşturan KOBİ’lerin bugün artık, bütün dünyada, her zamankinden daha önemli hale geldiğine, küresel rekabetin asli unsurları olarak, ekonomi gündeminin merkezine oturduğuna dikkat çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Öyle ki, girişimcilik, inovasyon, yenilikçilik, verimlilik, esneklik gibi rekabetçi özellikler KOBİ’ler ekseninde tartışılıyor. Malumunuz olduğu üzere Türkiye bu yıl G20 dönem başkanlığını üstlenmiş bulunuyor. Yürütme Kurulu üyesi olarak benim de içinde bulunduğum, G20’nin bir kolu olan B20 bünyesinde oluşturulan beş çalışma grubundan bir tanesi “KOBİ’ler ve Girişimcilik” adını taşımaktadır. KOBİ’lere bu düzeyde ilk defa bu kadar önem verildiğini burada sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu da göstermektedir ki, KOBİ’ler sadece Türkiye’de değil, küresel ölçekte büyük bir önem kazanıyor.”
“Artık ürün değil marka satmanın zamanı geldi”
İTO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Hasan Erkesim
İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Hasan Erkesim de XI. KOBİ zirvesinde yaptığı konuşmada şunları dile getirdi:
“KOBİ zirveleri ülkemizin köklü değişikliğine tanıklık ediyor. İş dünyası ekonomimiz için önemli bir tartışma yapmakta ve orta gelir tuzağından uzaklaşmanın yolunu aramaktadır. Bunu nasıl yapacağız? Daha fazla büyüyerek. Türkiye bu orta gelir tuzağında en uzun kalan ülkelerden biridir. Bundan kurtulmanın zamanı geldi. Bunun için özel sektörün önü açılmalı. Kayıt dışını azaltacak reformları bir an önce devreye almak gerekiyor. Daha yerli bir üretim modeline ihtiyacımız var. Dönüşüm programı bu hedef ile örtüşüyor ve bunun uygulanması gerekiyor. Bir eşikteyiz ve bu eşikten çıkmamızı sağlayacak olanız da KOBİ’lerdir. Bugün üretimimizin yüzde 70’i düşük teknolojiden oluşuyor. Bunu değiştirmeliyiz. Artık ürün değil marka satmanın zamanı geldi. Modayı takip eden değil, modayı yaratan; teknolojiyi kullanan değil, teknoloji ihraç eden bir ülke olmalıyız. Dolayısıyla yeni reformlara, cesur KOBİ'lere ihtiyacımız var.”
“KOBİ'lerin ekonomiden ve ihracattan aldıkları pay artıyor”
TİM Başkan Vekili Tahsin Öztiryaki
Zirvede bir konuşma yaparak KOBi'lerin orta gelir tuzağından nasıl kurtulacağına ilişkin bilgiler veren Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkan Vekili Tahsin Öztiryaki ise şu konulara değindi:
“Türkiye'nin KOBİ ağırlıklı bir ekonomi olduğu unutulmamalı. Bugün dünyada bir çöküş varsa bu KOBİ'lerin zayıflamasından kaynaklanıyor. Ekonomi toparlandığında da KOBİ’lerin iyileşmeye başladığını görürüz. KOBİ'lerin ekonomiden ve ihracattan aldıkları pay artıyor. Bu Türkiye ekonomisi açısından çok değerli. TİM olarak KOBİ'lerin ihracatlarını desteklemek için, KOBİ’lerin gidemeyeceği pazarları inceleyerek KOBİ'lere getiriyoruz. Bunu da URGE projeleri kapsamında yapıyoruz.
Tasarım yarışmaları, proje pazarı yarışmaları yapıyoruz, inovasyon haftaları düzenliyoruz. Bunlar tasarım, markalaşma adına atılan tohumlardır. Başarıları olan insanlarız getirerek konuşmalarını sağlıyoruz ve kendi KOBİ’lerimizi cesaretlendiriyoruz. İhracatçılar Birliğimizin üniversiteler ile ilişkilerini kurguluyoruz. 500 milyar dolarlık hedef için artık orta teknolojiden yüksek teknolojiye çıkabilmek için şart.”