Etkinlikler
İSO ve BTSO, Marmara Bölgesi’ni Yüksek Teknoloji ve İnovasyon Havzasına Dönüştürecek
- 15.12.2015
- Etkinlikler
Türkiye ekonomisine yön veren iki büyük il İstanbul ve Bursa, üretimden gelen güçlerini stratejik bir ortaklığa dönüştürdü. İstanbul Sanayi Odası (İSO) ile Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO), imzaladıkları protokol ile Marmara Havzası’nı yüksek teknoloji ve inovasyon merkezi haline getirmeyi hedefliyor.
Bursa’da gerçekleştirilen stratejik işbirliği protokolünü, İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan ve BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay imzaladı. Protokol imza törenine İSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları Adnan Dalgakıran ve İrfan Özhamaratlı, Yönetim Kurulu Üyeleri Ali Ulvi Orhan (sayman), Ali Eren, M. Ata Ceylan, Sadık Ayhan Saruhan, Sultan Tepe ve Nahit Kemalbay katılırken BTSO’dan da Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsmail Kuş, Meclis Başkanı Remzi Topuk, Yönetim Kurulu Üyeleri Emin Akça (sayman), İlker Duran, Nuri Köristan, Şakir Umutkan ve Aytuğ Onur yer aldı.
Protokol imza töreninde konuşan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan: “Bölgede en önde gelen bu iki şehrin işbirliği, Kocaeli başta olmak üzere bölgedeki diğer şehirleri de olumlu etkileyerek bir sinerji yaratma potansiyeline sahiptir” diyerek bu protokol ve işbirliğinin önemine dikkat çekti.
BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay da yaptığı konuşmada: “İstanbul Sanayi Odası ile ortak görüşümüz; merkezi Bursa’da olacak yerli otomobil üretiminin, İstanbul, Kocaeli ve Sakarya’daki ana ve yan sanayimizi de entegre ederek planlanmasıdır” dedi.
Törendeki konuşmasında, günümüzde ekonomik kalkınma ve başarı hedeflerinin tekil çabalarla değil ancak birbirini tamamlayan işbirlikleri ile gerçekleşebileceğini söyleyen İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, bu ihtiyaçtan hareketle günümüz dünyasında işbirliğine dayanan bir çalışma anlayışının yükseldiğini vurguladı. Bahçıvan, işbirliğinin, tek seferlik bir stratejik tercihin adı olmaktan çıkıp, kişisel ve kurumsal bir değere dönüşmesi gerektiğini işaret etti.
Herhangi bir önemli sorunu çözmenin yolunun paydaşlar arasında sağlanacak diyalog, müzakere ve işbirliğinden geçtiğini hatırlatan Bahçıvan, İSO olarak böyle bir anlayışı sadece teorik olarak değil, pratik hayatta da bizatihi uygulamaya önem verdiklerine dikkat çekti. 8 Ekim 2015 tarihinde gerçekleştirilen 13. Sanayi Kongresi’nin Anadolu’dan Ticaret ve Sanayi Odalarının katkılarıyla gerçekleştirilerek temsil ettikleri işbirliği anlayışının güzel bir örneği olduğunu belirten Bahçıvan, işbirliğine yönelik olarak bilinegeldik yaklaşım ve uygulamaları geride bırakacak, ezber bozan yeni anlayış ve uygulamalara öncülük edilmesi gerektiğini kaydetti. Bahçıvan, İSO ve BTSO’nun geçmişten gelen köklü bilgi ve tecrübeleriyle bütüncül bir vizyon eşliğinde, yeni çağın üretim anlayışını ortaya koyan bir anlayışla oluşturdukları işbirliği protokolünün de ezber bozan bir uygulamaya örnek teşkil ettiğini söyledi. Bahçıvan, buradaki işbirliğinin sadece iki ilin kalkınmasını hedeflemekle sınırlı kalmayıp, İstanbul ve Bursa’yı kapsayacak şekilde bir bütün olarak Marmara Bölgesi’nin kalkınmasını amaçladığını hatırlattı.
Bahçıvan sözlerine şöyle devam etti:
“Marmara Bölgesi, ülkemizde yetişmiş işgücü ve yüksek katma değer üretme potansiyeli bakımından ayrıcalıklı bir konuma sahip. Sadece İstanbul’da 49 üniversite ve 5 Teknoloji Geliştirme Bölgesi vardır. Dört üniversitenin bulunduğu Bursa ile yakın illerdeki altı üniversite ve Teknoloji Geliştirme Bölgelerini bir arada düşündüğümüzde bir kere daha ifade edecek olursam; büyük bir sinerji fırsatı karşımıza çıkmaktadır. İşte bu fırsatı Stratejik İşbirliği Protokolümüz aracılığıyla değerlendirmeyi öncelikli hedef olarak görmekteyiz.
Türkiye’nin yüksek katma değerli nitelikli üretime geçmesinde Marmara Bölgesi’nin liderlik üstleneceğine yürekten inanıyorum. Bu inancım, diğer bölgelerin potansiyelini hafife aldığım anlamına asla gelmiyor. Rakamlar, Marmara Bölgesi’nin bu konuda ne kadar ayrıcalıklı bir konumda olduğunu yeteri kadar gösteriyor. Hepimizin ortak çabasıyla Marmara Bölgesi’nin nitelikli üretim konusunda ortaya koyacağı başarıların diğer bölgelerimiz için de örnek olacağına inanıyorum.”
Bahçıvan, söz konusu protokolün Türkiye’nin sanayi kesimini temsil eden iki kurum arasında imzalanan ve Bursa Ticaret ve Sanayi Odası ile İstanbul Sanayi Odası’nı “stratejik ortak” olarak işbirliğini vurgulayan çerçeve bir metin olduğunu belirtti.
Bahçıvan, imzalanan Protokol ile İstanbul ve Bursa’nın sanayi ve ticaretteki güç birliği alanlarını şöyle tanımladı:
- Yüksek teknoloji alanında çalışmalar yürütmek,
- Uluslararası pazarlara birlikte erişim,
- Teknoloji geliştirme ve inovasyon faaliyetleri,
- Nitelikli işgücü için genel eğitim ve mesleki eğitim,
- Lojistik altyapısının entegrasyonu,
- Yeni nesil teknoloji sanayi bölgelerinde ortaklıklar,
- Ortak test merkezleri ve akreditasyon merkezleri kurulması,
- Marmara Havzasının (1.bölge) San Francisco modelinde kurgulanması.
Daha sonra konuşan BTSO Başkanı İbrahim Burkay, işbirliği protokolünün odak noktasını, 1. Bölge olarak tarif ettikleri Marmara Havzası’nın katma değerli üretim ve yüksek teknoloji içeren yatırımların merkezi yapma hedefinin oluşturduğunu söyledi. Burkay, İSO ve BTSO’nun bölgesel planlama mantığı ile ihracat odaklı sektörler ile yeni nesil teknoloji ve girişim alanlarına dönük çalışmalar başlatacaklarını dile getirdi. Burkay, “Türkiye kendi otomobilini üretme noktasında cesur ve doğru bir adım attı. Biz de Bursa iş dünyası olarak ilk Türk markasının üretimine talip olduk. İstanbul Sanayi Odası ile ortak görüşümüz, merkezi Bursa’da olacak yerli otomobil üretimini İstanbul, Kocaeli ve Sakarya’daki ana ve yan sanayimizi de entegre ederek planlanmasıdır” diye konuştu.
ABD ekonomisine yön veren San Francisco Havzası ve Almanya’daki Baden Württemberg bölgelerinin uyguladığı stratejilerin, İstanbul, Kocaeli ve Bursa gibi önemli üretim merkezlerinin bulunduğu Marmara Havzası’nda hayata geçmesi gerektiğinin altını çizen Burkay, şöyle konuştu:
“Cumhuriyetin 100. kuruluş yılı için belirlenen kalkınma hedefi, ihracata dayalı büyümeden geçiyor. Ancak bu hedefe, klasik sanayi üretimi ile ulaşamayız. Kişi başı milli gelir hedefimizi 25-30 bin dolar seviyesine, ihracatımızı 500 milyar dolara yükseltmenin yolu, katma değerli üretimin payını arttırmaktan geçiyor. Türkiye’nin bu sıçraması, ileri teknolojili üretime geçişle ve bunu başarabilecek 1. Bölge şehirlerinin yeniden kurgulanması ile mümkün. Ülkemizin ileri teknoloji ihracatının yüzde 60’ını, orta ileri teknolojilerde de ihracatın yüzde 80’ini karşılayan 1. Bölge, yine Türkiye’nin zenginlik üreten merkezi olacaktır.”
Protokol imza töreninin ardından İSO Heyeti Bursa’daki Durmazlar ve TOFAŞ fabrikalarını gezerek incelemede bulundu.