Etkinlikler
İSO Yeşil Gündem Sohbetleri’nde Endüstri Tesisleri İçin Güneş Enerjisinden Elektrik Üretim Fırsatları Konuşuldu
- 14.03.2022
- Etkinlikler
İstanbul Sanayi Odası (İSO), Sürdürülebilirlik vizyonu kapsamında başlattığı “İSO Yeşil Gündem Sohbetleri” etkinliğinde, endüstri tesisleri için güneş enerjisinden elektrik üretim fırsatları konusunu ele alarak alanlarının uzaman isimlerini, sanayiciler ile buluşturdu. İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi ve Sürdürülebilirlik Platformu Başkanı Mustafa Tacir’in ev sahipliğinde, Gökhan Şen’in moderatörlüğünde video konferans yöntemiyle gerçekleşen panele, EUROSOLAR Türkiye Başkanı, Beyken Üniversitesi Öğr. Üyesi Prof. Tanay Sıdkı Uyar, Solarbaba kurucusu Ateş Uğurel, Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstri Derneği Asbaşkanı Tolga Murat Özdemir, Türkiye Sürdürülebilir Enerji Finansmanı Fonu Finans Kurumları İlişkileri Müdür Seyran Hatipoğlu, TSKB Kurumsal Bankacılık Satış Müdürü Volkan Karaben, Bant Boru Sanayi ve Ticaret A.Ş. Finans Müdürü Yücel Kaplan katılım göstererek, konuyla ilgili görüş ve değerlendirmelerini dinleyicilerle paylaştılar.
Sanayicilerin yoğun ilgi gösterdiği online panelin açılışı konuşmasını İSO Yönetim Kurulu Üyesi ve Sürdürülebilirlik Platformu Başkanı Mustafa Tacir yaptı. Konuşmasında son dönemde yaşanan küresel etkenler doğrultusunda yükselen elektrik ve doğal gaz fiyatlarındaki artışa değinen Tacir, fosil yakıtlarına bağlı ülkelerin enerji arzına karşı olan kırılganlıklarına vurgu yaptı. Türkiye’nin coğrafi konumu itibariyle yenilenebilir enerjide önemli bir avantajı olduğunun altını çizen Tacir şöyle dedi:
‘‘Türkiye’nin Karbonsuzlaşma Yol Haritası” raporunda, net sıfır hedefine nasıl ulaşılacağı ve güncellenecek Ulusal Katkı Beyanı’nda hangi hedeflerin yer alabileceği tartışılmakta. Raporda göze çarpan hususlar; iklim değişikliğine neden olan sera gazı salımlarının yaklaşık üçte birine neden olan kömürün 2053’te terk edilmesi, modern yenilenebilir enerji kurulu gücünün elektrik kurulu gücündeki payının 2030’da %50’ye çıkarılması önerileridir. Bunlarla birlikte 2030’a kadar her yıl ortalama 3 Gigawatt güneş ve 2,5 gigawatt rüzgar enerjisi santrali yapılarak 2030’da her iki yenilenebilir enerji kurulu gücünün yaklaşık 35 gigawatt’a ulaştırılması hedefinin de altı çizilmektedir.’’
Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedeflerinin Uluslararası Enerji Ajansı ile paralelliğine değinen Tacir, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Aslında ülkemiz için öngörülen bu gelecek trendi Uluslararası Enerji Ajansı beklentileri ile benzerlik göstermektedir. Enerji arz güvenliği baskısı, 26. Taraflar Konferansı kararları ve akabinde güçlü politik desteklerle yenilenebilir enerji kapasitesindeki büyümenin 2026’ya kadar küresel enerji kapasitesindeki artışın neredeyse %95’ini oluşturacak şekilde hızlanması gerektiği ortaya konulmaktadır. Yenilenebilir enerji kaynakları arasında yıldızı parlayan güneş enerjisi ise küresel ölçekte 2021’deki tüm yenilenebilir enerji artışının tek başına yarısından fazlasını karşılıyor.’’
Yenilenebilir enerjilerinin çevre dostu olmasının yanı sıra, özellikle Güneş enerjisinin yeni iş fırsatları yarattığına da değinerek, Güneş enerjisinin önemini belirtti. Tacir, ‘’Güneş enerjisinin elektrik, ısıtma, soğutma ve kurutma gibi geleneksel kullanım yöntemleri dışında geleceğin önemli yakıt alternatifi olarak önem kazanan hidrojen üretimi gibi alternatif metotları da söz konusudur’’ dedi. Sürdürülebilir Enerji çalışmalarının, İstanbul Sanayi Odası’nın en önemli önceliklerinden biri olduğunun altını çizen Tacir, konuşmasına Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Sayın Abdullah Tancan ve bakanlık çalışanlarıyla gerçekleştirdikleri değerlendirmelere değindi. Gerçekleşen toplantıda, KDV istisnası ve gümrük vergisi muafiyeti gibi mevcut desteklere ilave olarak güneş ve rüzgar enerjisinden elektrik üreten lisanssız faaliyetler kapsamındaki yatırımların dördüncü bölge desteklerinden yararlanabilmesinin, sanayiciler açısından memnuniyetle karşılandığını ifade etti.
Konuşmasına devam eden Tacir, bu alanda hala atılacak adımlar olduğuna vurgu yaparak, ‘Yenilenebilir ısıtma ve soğutma teknolojileri genellikle düşük işletme maliyetlerine sahipken, fosil yakıt bazlı seçeneklere kıyasla genellikle daha yüksek ilk yatırım maliyetlerine sahiptir. Dolayısı ile ısıtma ve soğutmada yenilenebilir enerjilere geçişini hızlandırmak için vergi indirimleri, kredi programları, doğrudan destek gibi mali teşviklere ihtiyaç var. Termal güneş panelleri ile su ısıtma uygulaması, maalesef sanayide çok yaygın değil. Solar termal güneş panellerinin sanayide kullanımı özendirmek için, bu projelerin de verimlilik arttırıcı projeler kapsamına alınması düşünülebilir’’ dedi. Mustafa Tacir konuşmasının sonunda YEKA gibi yerlilik şartı olan yatırım uygulamaları ile güneş enerjisi paneli ve ekipmanlarının yerlileşmesinin rekabetçi bir sanayi dünyası için büyük fayda sağlayacağının altını çizdi.
Daha sonra panelde söz alan EUROSOLAR Başkanı ve Beykent Üniversitesi Öğretim Üyesi olan Prof. Tanay Sıtkı Uyar yılda 8,7 milyon insanın hava kirliliğinden yaşamını yitirdiğini aktararak, yenilenebilir enerjiye geçişin artık bir tercih değil zorunluluk olduğuna vurgu yaptı. Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde yapılan çalışmalardan da bahseden Uyar, Avrupa ülkeleri içerisinde yapılan başvurular sonucunda seçilecek olan 100 şehirde yürütülecek olan yenilenebilir enerji geçiş otomasyonu çalışmalarının, tüm ülkeler için yenilenebilir enerjiye geçiş noktasında rehber olacağından bahsetti. Uyar şöyle dedi: ‘’Seçilecek şehirlerin tüm paydaşlarının (belediye başkanlığı, stklar, ticaret ve sanayi odaları, vatandaşlar vb.) yenilenebilir enerji geçiş sürecine onay vermiş olması gerekiyor. Artık süreç sadece üretim ve tüketim için bir değişim değil tümden bir yaşam alışkanlıklarının değişimidir. ’Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde yenilenebilir enerji yatırımlarının, toplam yatırımların yüzde 87’sini oluşturması hedefleniyor.’’
Panel, Solarbaba kurucusu Ateş Uğurel’in konuşmasıyla devam etti. Uğurel konuşmasında, Türkiye’de yenilenebilir enerji farkındalığının, yakın zamanda artan enerji maliyetlerinden kaynaklandığını belirtti. Uğurel, ‘’Küresel anlamda artan enerji maliyetlerine karşın güneş enerjisi hala en ucuz maliyetli enerji olmaya devam ediyor’’ diyerek, güneş enerjisinin, sanayiciler için ne kadar önemli olduğunun altını çizdi. Uğurel ayrıca, devletin de güneş enerjisi yatırımlarına desteğine değindi ve ileride sanayi kuruluşlarına verilebilecek teşviklerin önemine vurgu yaptı. Ayrıca Uğurel konuşmasında, yenilenebilir enerjinin sadece güneş enerjisinden ibaret olmadığını, yenilenebilir enerji yatırımları içerisinde rüzgar ve yeşil hidrojen yatırımlarının, sanayi kuruluşlarına çok ciddi yeni iş yatırımları yaratacağına da belirti.
Sonrasında panelde söz alan Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstri Derneği Asbaşkanı Tolga Murat Özdemir, Dünya’da ve Türkiye’de yenilenebilir enerji yatırımları hakkında bilgi verdi. Özdemir, ülkemizde ve Dünya’da yenilenebilir enerji yatırımları ihalelerinin uzun vadeli satın alım garantili olarak yürütüldüğünü açıkladı. Bununla beraber Özdemir yaptığı konuşmada, Mayıs 2019 yılında yapılan mevduat değişikliğine de değindi ve yeni mevzuat düzenlemesiyle, firmaların fabrika çatısında kullandıkları güneş panellerinde ürettikleri fazla enerji miktarını depo olarak kullanım onayı verdiğini ve bu gelişmenin, sanayiciler açısından yeni yatırım imkanı verdiğini dile getirdi.
Panel TSKB Kurumsal Bankacılık Satış Müdürü Volkan Karaben’in yenilenebilir enerji yatırımlarının finansman süreçlerinin nasıl işlediğine ilişkin konuşmasıyla devam etti. Karaben, finansman başvurularının TSKB İstanbul Genel Merkez veya Ankara Şubesi’ne yapılabildiğini belirtti. Karaben uzun vadede yatırıma ulaşmanın zorlaştığını ancak finans kuruluşlarının yenilenebilir enerji yatırımlarına kredi vermeye istekli olduğunu ve bu alanda güneşli günlerin yakında olduğunu belirtti. Karaben, finansman başvurularının değerlendirme sürecinde, yatırım yapılacak alanın güneş alma süresi, projeksiyonun kaç yılda kendini amorti edebildiğinin ve başvuruda bulunan şirketin ne kadar kredi kaldırabildiğinin araştırıldığını söyledi.
Ardından sözü, Türkiye Sürdürülebilir Enerji Finansman Fonu Finans Kurumları İlişkileri Müdürü Seyran Hatipoğlu devraldı. Hatipoğlu TURSEFF’in 11 yıl gibi uzun bir süredir yenilenebilir enerji yatırımlarını desteklediğinden ve fon başvuruların anlaşmalı bankalar aracılığıyla yürütüldüğünden bahsetti. Ayrıca Hatipoğlu, son yıllarda temiz enerjiye talebin artmış olduğunu belirterek, bu durumun ülkemiz açısından sevindirici olduğunu belirtti. Hatipoğlu konuşmasına TURSEFF’in hedef kitlesine yerel yönetimleri de ekleyerek, süreci tabana yayarak, yenilenebilir enerji yatırımlarını fonlamaya devam edeceklerini belirtti.
Panelin sonunda söz alan Bant Boru Sanayi ve Ticaret A.Ş. Finans Müdürü Yücel Yurtkapan, şirket olarak gerçekleştirmiş oldukları enerji yatırımları hakkında, deneyimlerinden söz etti. Yurtkapan, şirket olarak 2020 yılında kurumsal hedefleri doğrultusunda karbon ayak izini azaltmak hedefiyle güneş enerjisi projesine başladıklarını belirtti. Yurtkapan güneş enerjisi projesi kurulumu için teklif alma sürecinde, dikkat edilmesi gereken noktanın teklif verenler içerisinden en hızlı şekilde panel kurulumunu gerçekleştirecek firmanın seçilmesi gerektiğinin önemine vurgu yaptı. Ayrıca, Yurtkapan, proje izinlerinin alım aşamasında, yaşanabilecek zaman kaybının önüne geçilmesi amacıyla, belgelerin eksiksiz ve hatasız olması gerektiğini hatırlattı. Yurtkpan, başlattıkları projenin altı ay gibi bir sürede faaliyete başladığını ve enerji maliyetlerinde tasarruf sağladıklarını belirterek konuşmasını sonlandırdı.
Konuşmacılar yaptıkları konuşmalar sonrasında izleyicilerden gelen çok sayıda soruyu da yanıtladı.