Etkinlikler
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan: "CFO’lar Üretimden Kopuk, Yalnızca Para Yöneten Yöneticiler Olmakla Kalmamalı"
- 18.04.2019
- Etkinlikler
DataExpert ve Fortune dergisi işbirliğiyle düzenlenen 4. CFO Summit, Hilton İstanbul Bomonti’de yapıldı. Pek çok oturum ve panelin yapıldığı zirvenin açılış konuşmasını İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan yaparken zirveye başta finans dünyası olmak üzere iş dünyasından çok sayıda kişi katıldı. Albaraka Türk Genel Müdürü Melikşah Utku, QNB Finansbank Kurumsal ve Ticari Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Ömür Tan ve Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin'in de açılışta konuştuğu 4. CFO Summit'te Değişen Finans Yönetiminde CFO'nun Rolü, Dijitalleşme ve Güven, Finansal Hizmetlerde Dijital Dönüşüm, Dalgalı Ekonomide Risk Yönetimi ve Yatırım Planlaması, Dijital Finansın Geleceği: Yapay Zeka & Çeviklik & Siber Güvenlik, Yeniden Yapılandırma ve Dönüştürme ve Uluslararası Ticaret Ortamında Rekabet ve Büyüme oturum ve panelleri ilgiyle izlendi.
Toplantının açılışını yapan İSO Başkanı Bahçıvan, “Risklerin ve Belirsizliklerin Artışa Geçtiği Dünyada CFO'nun Önemi” başlıklı konuşmasında, bugünün dünyasında istikrarsızlık, düzensizlik ve belirsizlik sözcüklerinin artık giderek daha fazla kullanıldığını belirten Bahçıvan, sorunlara yönelik fikir ve çözüm üretmenin, yarınlar için plan yapmanın çok zor olduğu bir dönemden geçtiklerini söyledi. Uzun vadeli planların, tartışılmayan doğruların, geleceğe dair kolayca yapılan tahminlerin döneminin artık mazi olduğuna dikkat çeken Bahçıvan, mazi olan bu dönemin insanlara güven, zihinsel konfor ve analiz kolaylığı sağladığını ifade etti.
Bahçıvan, günümüzde küresel ve bölgesel olayların peş peşe, çok hızlı bir şekilde dünyayı etkisi altına alırken, insanların zihninde de “çivisi çıkmış dünya” fotoğrafının canlandığına işaret ederek böylesi bir dünyada CFO’ların giderek stratejik bir rol üstlendiğine değindi.
2017 yılı ve 2018 başlarındaki güçlü büyümelerin ardından son aylarda küresel ekonominin gözle görülür bir yavaşlama sürecine girdiğini hatırlatan Bahçıvan, bugün pek çok uluslararası kuruluşun yakın geleceğe ilişkin ekonomik büyüme beklentilerini düşürdüğünü ve aşağı yönlü risklere vurgu yaptığını belirtti.
Bu riskler arasında, korumacı önlemler nedeniyle yavaşlayan küresel ticaret, Çin’de devam eden yavaşlama ve Brexit başta olmak üzere AB ekonomisine ilişkin belirsizliklerin öne çıktığını söyleyen Bahçıvan, bu unsurların yanı sıra son dönemde büyük güçler arasında giderek artan rekabet, karşılıklı yaptırımların sıklaşması, popülist eğilimlerin güç kazanması, devam eden bölgesel gerginlikler gibi başlıkların da görünümü daha karmaşık hale getirdiğine dikkat çekti.
Büyümeye ilişkin endişelere bağlı olarak merkez bankalarının para politikalarında yeniden büyümeyi destekleyici duruşa dönmüş olmasının finansal koşullar açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebileceğini dile getiren Bahçıvan, ancak küresel ekonomide büyüme sorunlarının derinleşmesi durumunda merkez bankalarının hareket alanının geçmişe nazaran oldukça daraldığının da bir başka gerçek olduğunun altını çizdi. Bahçıvan, günümüzde gelişmekte olan ekonomiler açısından finansal koşullar halen elverişli olsa da bu avantajdan artık özellikle kırılganlıklarını azaltabilen ekonomilerin yararlanabileceğini vurguladı.
Bu belirsizlik ortamının hem politika belirlemeyi, hem de finansal karar almayı oldukça zorlaştırdığını belirten Bahçıvan, bunun da günümüz finans yöneticilerini; öngörülebilirliğin daha az olduğu, daha sisli bir dünyada hareket etmeye zorladığını ifade etti. Siyasetin yanı sıra ekonomideki dalgalanmalar ile boğuşmak zorunda kalan iş insanı ve yöneticilerin işinin artık geçmişe göre daha zor olduğunu ifade eden Bahçıvan, küresel boyutta iş hayatındaki çalkantıların maalesef artık geçici olmadığını ve bundan böyle çalkantıların sıklaşmasına daha fazla hazırlıklı olmaları gerektiğini vurguladı.
İçinde bulunduğumuz 21. yüzyılın şekillenmesinde işbirliğine dayalı “birlikte yaratmak” yani co-creation kavramının etkili olmaya başladığını anlatan Bahçıvan, “Sadece kendi bireysel menfaatine odaklanmak yerine, ortak bir hedef doğrultusunda yetenek ve kapasitelerini kullanabilen, birlikte yaratmak için paydaşlarıyla güçlerini birleştirebilen, katılımcı ve paylaşımcı bir birey anlayışı giderek yükselen değer haline geliyor. Bugün artık geldiğimiz noktada artık CFO’lar üretimden kopuk, yalnızca şirketin parasını yöneten tepe yöneticiler olmakla kalmamalı, şirkete esneklik ve sürdürülebilirlik kazandıran, strateji belirleyen, işbirliğine önem vererek ekibini harekete geçirebilen, performansları takip edebilen, risk ve belirsizlikleri iyi yönetebilen, gelişmelere uyum sağlayabilen dinamik ve esnek birer lider olmalılar” şeklinde konuştu.
Aşırı teknikleşmiş, finans alanına sıkışmış CFO profilinin bugünün dünyasına hitap etmediğine işaret eden Bahçıvan, “Bugün artık kendini mali kontrol ile sınırlamayan, odağına üretimi alan, toplumsal faydayı düşünen, önce insan diyebilen, geleceğe ve katma değer yaratmaya öncelik veren bir CFO profiline ihtiyaç var. Hepimiz biliyoruz ki çağımız aynı zamanda dijitalleşme ve teknolojik dönüşüm çağı. Robotik ve yapay zeka başta olmak üzere teknolojik gelişmelerin CFO’ların dünyasını da etkilemesi kaçınılmaz. Özellikle teknolojik dönüşüm ve dijitalleşme ile sağlanacak verimlilik artışı şirketlerin mali yapısında belirleyici bir rol oynayacak” dedi.
İçinde bulundukları dünyada CFO’ların yalnızca mevcudu gözeten değil, değer yaratan bir yaklaşım belirlemesinin son derece önemli olduğunu belirten Bahçıvan, üretim ve hizmet alanlarında müşteri odaklılığın öne çıkması, işgücü profilinin hızla değişmesi gibi unsurların CFO’ların çalışma sistematiğini sürekli olarak yenilemesini de zorunlu hale getirdiğine değindi. Bahçıvan, bilginin en önemli değer olduğu çağımızda, kurumsal performansı etkileyen her türlü gelişmeye hakim olabilmenin de, günümüzün başarılı CFO’ları için önemli kriterlerden biri olduğunu ekledi.
Çağımızın stratejik lider özelliklerini taşıyan CFO’ların yetişmesinin başlıca koşulunun eğitim altyapısının güncellenmesi olduğuna işaret ede Bahçıvan, dünyayı değiştirmek yerine dünyayı geliştirmek anlayışının değer kazandığı bir süreçte olduğumuzu hatırlattı. Bahçıvan, gelecekte şirketlerin çok daha donanımlı ve vizyoner finans yöneticileriyle çalışabilmesi için eğitim programlarının sürekli değişen ve dijitalleşen dünyamızın gerçekleriyle uyumlu bir şekilde reformdan geçirilmesinde büyük yarar gördüklerini kaydetti.
Türkiye’nin finansman açığını da dikkate aldıklarında Türkiye’de CFO’ların işinin iki kat daha zor olduğunu belirten Bahçıvan, önümüzdeki dönemde Türkiye ekonomisi çok iyi yönetilse bile jeopolitik ve ekonomik gelişmelerin ve risk algısının yüksek varlıklarını daha pek çok çalkantıya ve dalgalanmaya maruz bırakacağını aktardı. Bahçıvan, önümüzdeki dönemde maliyet yönetimi, finansal kaldıraç ve kur riski yönetiminin CFO’ların önündeki sıcak konular olarak yer almaya devam edeceğini kaydetti.
Bahçıvan şöyle devam etti:
“Hepimiz stres altında yönetime alışmak zorundayız. Sizin bu konudaki rolünüz ise birçoğumuza göre çok daha kritik. Bugün ve gelecekteki baskı, stres ve belirsizlik koşulları altında sağlıklı karar alma sürecinde iyice ustalaşmak zorundasınız. Her koşulda yapılacak bir şeyler olduğuna, ayakta kalmanın ve gelişmenin mutlaka bir yolu olduğuna siz inandığınızda şirketlerimizin yolun yarısını kat etmiş olacağına inanıyoruz. Şimdi size daha fazla iş düşüyor. Verilere ilk elden siz sahipsiniz. Şirketinizi çevreleyen ortamdaki hızlı ve olumsuz yöndeki değişiklikleri fark etmeye en yakın olan da sizsiniz. Bu değişikliklere karşı gerekli önlemleri almak ancak erken algılama ve hızlı tepki ile mümkün oluyor. Risklerin ve belirsizliklerin arttığı bu dönemde, erken algılama ve uyarı sistemlerini oluşturmak, varsa da bunun önündeki engelleri ortadan kaldırmak mutlaka ajandanızın ilk sırasında yer almalı. Eğer şirketiniz dalgalı ve oynak ortamların yarattığı gerilimi bir enerji kaynağına dönüştürme başarısını gösterebilecekse, bu ancak sizin hazırlıklarınız ve birikimleriniz sayesinde olacaktır.”
Üretim dünyası ile finans dünyası arasında etkili ve verimli bir yakınlaşmayı sağlamanın günümüzde birçok ülkenin ortak arzusu olduğunu ifade eden Bahçıvan, finans dünyası ile reel sektör arasında arzu edilen yakınlaşmayı sağlamak için İstanbul Sanayi Odası olarak çok önemli adımlar attıklarını aktardı. Bahçıvan, zirvenin, üretim dünyasıyla finans dünyası arasındaki köprüyü güçlendireceğine, işbirliği ve diyaloğu artıracağına yürekten inandığını belirtti.
Etkinlikte gün boyu süren panellerin ardından En Etkili 50 CFO ödül töreni yapıldı.