Etkinlikler
MESKOM Toplantısı, Bakan Zeybekci’nin Katılımı ve Üyelerin Yoğun İlgisiyle Yapıldı
- 11.09.2015
- Etkinlikler
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meslek Komiteleri (MESKOM) Ortak toplantısı, 11 Eylül 2015 günü Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin katılımıyla gerçekleşti. İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay’ın ve İSO Meclis Başkan Yardımcısı İsmail Gülle’nin birlikte yönettiği toplantıda Bakan Zeybekci 10 meslek grubu tarafından aktarılan sanayicinin en güncel ve ivedilikle çözülmesi beklenen sorunlarını dinledi ve bu konulardaki düşüncelerini paylaştı. Yoğun bir gazeteci katılımının da gerçekleştiği MESKOM toplantısı sonrasında Ekonomi Bakanı Zeybekci gazetecilerin sanayinin sorunları ve ekonomi ile ilgili güncel konular hakkındaki sorularını da yanıtladı.
Toplantıda konuşan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, son dönemde yaşanan terör olaylarına değindi. Türkiye’nin bu durumu hiç hak etmediğini ifade eden Zeybekci, bundan çıkış yolu olarak birlik ve beraberlik ile kardeşliğin daha da güçlendirilmesini gösterdi.
Toplantının açılış konuşmasında ülkemizin zor günlerden geçtiğini ve yaşanan terör olaylarının Türkiye’nin enerjisini emdiğini söyleyen Zeynep Bodur Okyay, menfur saldırıların ülkemizi bir türbülansa soktuğunu kaydetti. Okyay, “Bu ülkede terörle, eşkıyalıkla bir kazanım elde edilebileceğini sanmak akıl dışıdır. Buradan şehit olan güvenlik görevlilerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve milletimize baş sağlığı diliyorum” dedi. 7 Haziran seçimlerinin ardından Türkiye’nin yeni bir seçime hazırlandığını hatırlatan Okyay, sanayi üretiminin temposunun yavaşladığını buna karşılık 3,8’lik bir büyüme yaşandığını ifade etti. Dünyadaki ve Türkiye’deki ekonomik durumu değerlendiren ve dolardaki çıkışa dikkat çeken Okyay özetle şöyle konuştu:
“Ülkemizin durumu itibarıyla uzun vadeli plan yapma lüksünü kaybetme riskiyle karşı karşıyayız. Türkiye’nin yeni yatırım hikayesi oluşturması her zamankinden daha elzem bir hale geldi. Türkiye bu yeni yatırım hamlesiyle mutlaka kazanımlarını gerçekleştirmek zorundadır.”
İlk olarak kürsüye gelen İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Türkiye’nin barış ve huzurunu bozmaya yönelik kışkırtıcı hamlelere tanıklık edilen bir dönemden geçildiğine dikkat çekerek, “Tüm şehitlerimizi Allah’tan rahmetle anıyoruz. Yaşadığımız terör saldırıları ve tahriklerin amacına ulaşamayacağına inanıyoruz. Bir tek evladımızın dahi canı söz konusu olduğunda ekonomi dahil her şey tabii ki geri planda kalır. En önemlisi vatandaşlarımızın can güvenliğidir. Kamu düzenini sağlamaya çalışırken toplumsal bağlarımızı zayıflatacak tutum ve davranışlardan kaçınılmalıdır. Bu kritik süreçte, demokrasiye olan inancımızı kaybetmeden, birbirimizi ötekileştirmek yerine anlamaya çalışarak toplumsal barış ve bütünlüğümüzü korumaya her zamankinden daha fazla gayret etmeliyiz” dedi.
Türkiye küresel dalgalanmalarda etkilenen ilk üç ülkeden biri
Türkiye ekonomisinin en önemli sektörünün sanayi olduğunu vurgulayan Bahçıvan, özel sektörün omuzlarındaki yaklaşık 280 milyar dolarlık borcun dikkate alınması ve finansal istikrarı daha da bozacak siyasal istikrarsızlıktan kaçınılması gerektiğine dikkat çekti. Bahçıvan, şunları söyledi: “Türkiye’de reel sektörün borçlarının yarıya yakını yabancı para cinsindendir. Türkiye, reel sektörün sahip olduğu bu risk nedeniyle Meksika ve Endonezya ile birlikte küresel finans piyasalarındaki dalgalanmalardan en çok etkilenen üç ülkeden birisi. Bu noktada çok önemli bir işbirliğine ihtiyacımız var. Reel sektörü temsil eden bizler ile bankacılık kesimi aynı gemide olduğunu unutmayarak bu zorlu süreci el birliğiyle yönetme başarısını göstermelidir. Bu başarıyı göstermek zorundayız. Zira reel sektörün borç ödemede yaşayacağı zorluklar bankacılık sistemini de doğrudan etkileyecektir.”
Sanayinin büyümeye katkısı arttı
Türkiye’nin içinde olduğu zorlu koşullara rağmen ekonominin ve sanayinin çarklarının dönmeye devam ettiğini belirten Bahçıvan, “Sanayi sektörümüz ilk çeyrekteki yüzde 1,1’lik zayıf performansın ardından ikinci çeyrekte yüzde 4,6 ile çok daha hızlı büyümüştür. Böylece sanayi sektörümüzün yıllık büyüme oranına katkısı ilk çeyrekte yalnızca 0,3 puanken ikinci çeyrekte 1,3’e yükseldi. Bununla birlikte rekabetin gittikçe zorlaştığı dünyada sanayicilerin, her zamankinden daha çok dayanışma ve diyaloga ihtiyacı var” diye konuştu.
Bu yılın başından itibaren ihracatta yaşanan daralmaya da dikkat çeken Bahçıvan, Türkiye’nin 2023 yılı için belirlenen 500 milyar dolarlık ihracat hedefinin böyle giderse yakalanamayacağını vurguladı. Türkiye’nin gelecek döneme yeni uzun vadeli bir ekonomi hikayesi ile girmesinin son derece önemli hale geldiğine dikkat çeken Bahçıvan, “Öncelikli Yapısal Dönüşüm Programları olmak üzere geniş bir yapısal reform paketinin uygulamaya geçirilmesi, sanayicilerimizin ve özel sektörümüzün en önemli beklentilerinden biri” dedi.
AB ve ABD arasındaki anlaşmadan en çok Türkiye etkilenecek
ABD ile AB arasında gerçekleşecek olan ve dünyanın en büyük ve kapsamlı serbest ticaret alanını oluşturacak olan “Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı”ndan (TTIP) Gümrük Birliği nedeniyle en çok Türkiye’nin etkileneceğini vurgulayan Bahçıvan, şunları söyledi:
“TTIP dünya ekonomisinin yüzde 40’ını, dünya ticaretinin ise 3’te 1’ini oluşturan iki ekonomi arasında, mal ve hizmet ticaretinin artırılmasının yanı sıra, standartların uyumlaştırılması, yatırım ve ticaretin önündeki engellerin kaldırılması gibi düzenlemelerin yapılmasını da hedefliyor. Gümrük Birliği’nin, Serbest Ticaret Antlaşmaları’nın olumsuz etkisini bertaraf edecek şekilde modernleştirilerek kapsamının değişen ticari koşullara uygun olarak genişletilmesine odaklanmalıyız.”
Meslek Komiteleri temsilcilerinin konuşmalarının ardından kürsüye gelen Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci Türkiye’nin kişi başına milli geliri 3 bin seviyesinde iken yaşadığı sorunlar ile 10 bin dolara geldiğinde yaşadıklarının farklı olduğunu kaydetti. Bakan Zeybekci, Türkiye’nin 10 yıl önce eğitim seviyesinin ortalama 4 yıl olduğunu bugün ise 7.5 yıla çıktığını ancak bunun da yeterli olmadığını belirtti.
Türkiye’nin geçmişte pek çok fırsatı ıskaladığını ve bunlardan ders çıkarılması gerektiğini ifade eden Nihat Zeybekci Türkiye’nin ihraç ettiği malların kilosunun değerinin ortalama 1.66 dolar olduğunu, buna karşın bu oranın Güney Kore’de 3 dolar, Almanya ve Japonya’da 4 dolar olduğunu anlattı. Türkiye’nin de bu seviyeye ulaşabilmek için AR-GE’ye kaynak ayırmak zorunda olduğunun altını çizen Bakan Zeybekci, 2002’de yüzde yarımın altında olan AR-GE harcamalarının GSYH oranının bugün yüzde 0,95’e geldiğini ancak dünyada bu oranın yüzde 3-4 seviyesinde olduğunu açıkladı.
Türkiye’yi hedeflerine ulaştırabilecek tek kurumun özel sektör olduğunu ifade eden Zeybekci konuşmasını şöyle sürdürdü:
“İkinci çeyrek büyümesi 3,8 olarak geldi. Bu rakam yerinde saymak bile değil, geri gitmektir. Türkiye en az yüzde 5 büyümek zorundadır. Türkiye cari açığını son 2 yıl içinde yüzde 40 iyileştirme sağladı. Türkiye’de kamu borçlarının GSYH’ye oranı 28 AB üyesinin 25’inden daha iyi, ihracatta yavaşlamaya rağmen ihracatın ithalatı karşılama oranında rekora gidiyoruz. Türkiye’deki bankalara baktığımızda sermaye yeterlilik oranları dünya ortalamasının iki katı. Türkiye’nin kamu bütçesi dünyanın en iyi durumda olanlarından biri. Bu tabloda sadece kura bakarak karar vermek Türkiye’ye haksızlıktır.”
Üreten bir Türkiye hedefiyle çalıştıklarını kaydeden Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türkiye’nin dört alanı garanti altına alması gerektiğini kaydetti: Ham madde ve enerji, tüketim alışkanlıklarını belirleyen ülke olmak, dağıtım kanallarına hakim olmak ve kendi fon ve finans kaynaklarını oluşturmak. Gümrük Birliği anlaşmasına da değinen Zeybekci, egemen bir ülkenin imzalamaması gereken bir anlaşma olduğunu ve Türkiye’nin karar alma süreçlerine dahil olduğu yeni bir Gümrük Birliği anlaşması için çalışmalarına devam ettiklerini sözlerine ekledi.
Meslek Komiteleri Sunumlarla Sorunlarını Dile Getirdi
MESKOM toplantısında 10 Meslek Komitesi temsilcisi söz alarak komiteleri adına yaşadıkları sorunları dile getirdi ve çözüm beklentilerini aktardılar. Toplantının bu kısmında İSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Adnan Dalgakıran Makine, Aksam ve Metal Eşya İmalatı, İSO Yönetim Kurulu Üyesi Sadık Ayhan Saruhan Elektrik ve Elektronik Ürünlerin İmalatı ve Elektrik Enerjisi Üretimi, İSO Meclis Üyesi Hüseyin Bozdağ Gıda Ürünleri İmalatı, 14. Grup Meslek Komitesi Başkanı Bülent İyikülah Tekstil Ürünleri ve Giyim Eşyası İmalatı, 44. Grup Meslek Komitesi Başkanı Hüseyin Çetin Deri ve Deri Ürünleri İmalatı, İSO Meclis Üyesi M. Nuri Görenoğlu Orman, Kağıt Ürünleri, Mobilya İmalatı ve Basım Sanayii, İSO Meclis Üyesi Mustafa Tacir Kimyasal Ürünler İle Plastik ve Kauçuk Ürünlerin İmalatı, İSO Meclis Üyesi Bilal Kütük Maden, Taş ve Toprak Ürünleri İmalatı, 24. Grup Meslek Komitesi Başkanı Mehmet Ali Fincan Ana Metallerin İmalatı ve 38. Grup Meslek Komitesi Başkanı İlhan Bayrak Kara ve Deniz Taşıtları İmalatı konularında sunumlar yaptılar.
Makine, Aksam ve Metal Eşya İmalatı
İSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Adnan Dalgakıran, Makine, Aksam ve Metal Eşya İmalatı sunumunda beşeri sermaye ve eğitim sisteminin yetersizliği, kayıt dışılık ve devlet alımlarında ithal mal hastalığı gibi önemli sorunlara değindi. Dalgakıran, şöyle konuştu: “Mevcut yatırım teşvikleri ve olanakları daha çok düşük teknolojili ve geleneksel sektörlere gitmektedir. Mevcut yatırım teşvikleri orta yüksek ve yüksek teknolojili alanlar için özendirici değildir. Yatırım teşvikleri 2012-2014 arasında imalat sanayinin üretim ve ihracat yapısında bir değişiklik yapmamıştır. Katma değeri destekleyen yeni bir teşvik modeline ihtiyaç vardır.” Dalgakıran, dünyada imalat sanayinde en çok katma değer yaratan ülkeler arasında Türkiye’nin çok geride olduğuna dikkat çekerek, “Hep Söylenen: ‘Türkiye’de yaratılan katma değerin içinde imalatın payı düşüyor’ ifadesi doğru ancak eksik… Asıl kritik olan: Bu şekilde devam ederse imalatın payı düşmeye devam edecek” diye konuştu.
Elektrik ve Elektronik Ürünlerin İmalatı ve Elektrik Enerjisi Üretimi
İSO Yönetim Kurulu Üyesi Sadık Ayhan Saruhan, Elektrik ve Elektronik Ürünlerin İmalatı ve Elektrik Enerjisi Üretimi ile ilgili olarak şöyle konuştu:
“Yassı çelik (sac) ithalatına uygulanan yüzde 9-10 oranlarındaki gümrük vergisi, iç piyasada geçerli yassı çelik fiyatlarını dünya piyasasına göre yaklaşık yüzde 10 oranında artırmakta ve bu ürünleri girdi olarak kullanan sektörlerin maliyetini yükselterek yurt içinde ve yurt dışındaki rekabet gücünü düşürmektedir. Söz konusu gümrük vergisi kaldırılmalıdır.”
7 Haziran 2015 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile elektrikli ev aletlerine yüzde 30 ilave gümrük vergisi getirildiğini belirten Saruhan, “Getirilen yüzde 30 İGV nedeni ile ithalat Avrupa'ya kayarak üreticiyi koruma noktasında beklenen sonuç elde edilmeyecektir. Bu sebep ile Türkiye de üretimi olmayan ürünlere uygulanacak olan yüzde 30 İlave Gümrük Vergisi kaldırılmalıdır” dedi.
Gıda Ürünleri İmalatı
Gıda Ürünleri İmalatı konusunda sunum yapan Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı’nda İSO Meclis Üyesi Hüseyin Bozdağ, “Et fiyatlarında yaşanan artışın önüne geçmek için canlı hayvan ve et ithalatı, yerli üreticileri koruyacak makul fon uygulanması şartıyla süresiz olarak serbest hale getirilmelidir. Halihazırda et ithalatına verilen izinler özel sektör şirketlerine de verilmelidir. İhracatı artırmak adına et sektörü de Dahilde İşleme Rejimi kapsamına alınmalıdır” dedi. Pirinç fiyatlarında yaşanan artışlarının hazır yemek sektöründeki üretim maliyetlerini yükselttiğini kaydeden Bozdağ, bu kapsamda sektörün durumdan olumsuz etkilenmemesi için pirinç ithalatındaki gümrük vergisi düşürülmesi gerektiğini dile getirdi.
Tekstil Ürünleri ve Giyim Eşyası İmalatı
14. Grup Meslek Komitesi Başkanı Bülent İyikülah Tekstil Ürünleri ve Giyim Eşyası İmalatı konulu sunumunda, “Tekstil ve giyim eşyası sektörleri yerli girdi oranları, emek-yoğun üretim yapısı göz önünde bulundurularak (seçilecek kriterler ile) hassas sektör ilan edilmelidir. Sürdürebilirlik açısından, giyim eşyası sektörü yerinde desteklenmeli, yatırımları 1. bölge dışındaki tüm illerde 6. bölge OSB teşvikleri ile desteklenmelidir. Tekstil sektörü için 5. ve 6. bölgede daha cazip ve uzun süreli (15-20) teşvikler sağlanmalıdır” dedi. Giyim eşyası sektöründeki mevcut yatırım teşviklerini değerlendiren İyikülah, firmaların sahip olduğu makinelerin yeni yatırımlarda teşvik kapsamında kullanılabileceğine işaret etti.
Deri ve Deri Ürünleri İmalatı
Deri ve Deri Ürünleri İmalatı başlıklı sunum yapan 44. Grup Meslek Komitesi Başkanı Hüseyin Çetin, “Mevcut ihtisas gümrüklerinin sayısı azaltılmalı, liman şehirlerinden çıkartılarak iç bölgelere çekilmelidir. Ayakkabı ihtisas isteyen bir sektör olduğu için gümrüklerden ve antrepolardan çekilmesi esnasında yanlış uygulamalar yapılabilmektedir. Ayakkabı ithalatında antrepolar devre dışı bırakılmalıdır. Komşu ülkeler ile ticari ilişkileri geliştirmek için swap anlaşmaları yapılmalıdır. Taklit ürünlerin ithalatı ve üretimi engellenmelidir” dedi.
Orman, Kağıt Ürünleri, Mobilya İmalatı ve Basım Sanayii
İSO Meclis Üyesi M. Nuri Görenoğlu Orman, Kağıt Ürünleri, Mobilya İmalatı ve Basım Sanayii ila ilgili olarak şöyle konuştu:
“Oluklu mukavva sektöründe yoğun olarak kullanılmakta olan Kraft-liner ithalatına anti damping vergisi konulmuştur (2015/28). Vergi konulduğu gibi firma ismi verilerek yüzde 9,43 ile yüzde 19,96 oran ayrımları yapılmıştır. Yerli üretici firmanın yıllık toplam kapasitesi 100 bin ton olup, yerli oluklu mukavva üreticilerinin ihtiyacını karşılamamaktadır. 2014 yılında beyazlatılmamış Kraft-liner kullanımı 400 bin tondan fazladır. 410 bin ton ithalat yapılmıştır.”
Yerli mamulde kalite problemi de yaşandığına değinen Görenoğlu, “Oluklu mukavva ambalaj kullanıcıları üretimde kullanılan kağıtlar için zorunlu olan FSC (Forest Stewardship Council) belgesine sahip bir yerli Kraft-liner üretimi ülkemizde bulunmamaktadır” dedi.
Kimyasal Ürünler ile Plastik ve Kauçuk Ürünlerin İmalatı
İSO Meclis Üyesi Mustafa Tacir, Kimyasal Ürünler ile Plastik ve Kauçuk Ürünlerin İmalatı ile ilgili bir sunu gerçekleştirdi. Mustafa Tacir, “Petrokimyasal ürünlere ilişkin ticaret politikası çerçevesinde halen gözetim ve korunma önlemleri kararları yürürlüktedir. Petrokimyasal ürünlerin ithalatında uygulanan minimum fiyat Gümrük İdarelerince Reuters verileri esas alınarak yapılırken, son senelerde referans fiyat uygulanmasına geçilmiştir. Referans fiyattan brüt ağırlık üzerinden gümrük vergisi ve KDV tahsil edilmektedir. Bu durum sektörümüze ek finansman yükü getirerek rekabet gücümüzü olumsuz etkilemektedir. Ayrıca şu an kullanılan referans fiyatı belirleyen unsurların neler olduğu bilinmemektedir” dedi.
Maden, Taş ve Toprak Ürünleri İmalatı
İSO Meclis Üyesi Bilal Kütük sunumunda, Kütük İstanbul Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı’nın İstanbul'da I ve II(a) grubu madenler için kısıtlanacak alanların belirlenmesine yönelik bir çalışma yürüttüğünü ifade ederek şöyle konuştu:
“Söz konusu madenler; inşaat, yapı malzemeleri, seramik, cam gibi ülkemizin önde gelen sektörlerini besleyen, zengin ve çok kaliteli malzemelerdir. Halihazırda işletilen veya rezerv içeren alanlarda yapılacak kısıtlamalar sadece bu işle iştigal eden firmalarımızı değil, söz konusu sektörleri ve genel olarak ülke ekonomimizi de olumsuz etkileyecektir. Ayrıca, İstanbul’da planlanan ve gerçekleştirilmekte olan büyük boyutlu projeler ile kentsel dönüşüm gereklilikleri göz önüne alındığında önümüzdeki dönemde ihtiyaç duyulan maden miktarının katlanacağı öngörülmektedir. Bu bakımdan mevcut sahaların temdit hakları korunurken yeni sahaların işletmeye alınabilmesi sağlanmalıdır.”
Ana Metallerin İmalatı
Ana Metallerin İmalatı hakkındaki sunumu 24. Grup Meslek Komitesi Başkanı Mehmet Ali Fincan gerçekleştirdi. 2013 yılı itibarıyla çelik sektöründeki rakamları değerlendiren Fincan, “Ülkemizin yeniden net ihracat yapar duruma gelebilmesi için: İmzalandığı tarihten itibaren sektörümüzün aleyhine işleyen ve 2007 yılından sonraki dönemde de AB’den net çelik ürünleri ithalatımızın hızla artmasına neden olan AKÇT Anlaşması günümüz koşullarına göre revize edilmeli ve mevcut durum itibariyle, üzerinde çalışılmakta olan yüksek katma değerli ürünler ile demir cevherine dayalı sıcak metal üretimine imkân sağlayacak yatırımlara devlet desteği verilmesinin önündeki engeller kaldırılmalıdır” dedi.
Kara ve Deniz Taşıtları İmalatı
Son olarak 38. Grup Meslek Komitesi Başkanı İlhan Bayrak kürsüye geldi. Kara ve Deniz Taşıtları İmalatı konusunda sunum yapan Bayrak, “Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşmasına tabi olunurken, AB gümrük birliği anlaşmasında revizyon yapılmalı veya Türkiye’ye özel statü tanınmalıdır. AB ve ABD arasında küresel ekonomik dinamikleri ciddi şekilde etkileyecek söz konusu anlaşma, Türk ekonomisine olumsuz etki yapacaktır; ihracatta yüzde 12,5 oranında düşme, ithalatta yüzde 1,5 oranında artma ve dış ticaret açığında ise Yüzde 22,5 oranında artma yaşanması beklenmektedir. Bu durumdan en fazla otomotiv sektörü etkilenecek olup yüzde 16’lık yerli üretim düşüşü ile motorlu kara taşıtları ilk etkilenecek sektör olacaktır. Buna mukabil AB’de satılacak ABD menşeli araçlar ise yüzde 25,5 oranında ucuzlayacaktır” dedi.