Etkinlikler
Ticaret Bakanlığı ile İstanbul Sanayi Odası Meslek Komiteleri Arasında İstişare Toplantısı Odakule’de Gerçekleşti
- 24.12.2024
- Etkinlikler
T.C. Ticaret Bakanlığı ile İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meslek Komiteleri İstişare toplantısı Odakule’de gerçekleştirildi. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan ev sahipliğinde gerçekleşen istişare toplantısına T.C. Ticaret Bakan Yardımcıları Mustafa Tuzcu, Özgür Volkan Ağar ve Mahmut Gürcan ile birlikte Ticaret Bakanlığı üst düzey yetkilileri, İSO Yönetim Kurulu Üyeleri, İSO Meclis ve Meslek Komiteleri Üyeleri katıldı.
Sanayi sektörünün güncel sorunları ve çözüm önerilerinin istişare edildiği toplantıya İSO’nun 32 meslek komitesi kendi sektörlerini temsilen gündemlerindeki konu başlıklarını paylaştı.
Toplantının açılışında konuşan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan toplantı hakkında şunları söyledi:
“Ticaret Bakanlığımız ile bir gelenek haline getirdiğimiz istişare toplantılarımızın bu yıl Ocak ayından sonra ikincisini yapıyor olmaktan duyduğumuz memnuniyeti ifade etmek istiyorum. Toplantı öncesinde detaylı bir hazırlık yaparak meslek komitelerimize ihracat, ithalat, gümrükler ve piyasa gözetim ve denetimi ile ilgili yaşadıkları sorunları ve çözüm önerilerini sorduk. Bu kapsamda iletilen konuları bir rapor haline getirerek Ticaret Bakanlığımıza sunduk. Meclis ve Meslek Komitesi üyelerimizin sektörleriyle ilgili bu konuları toplantıda aktarmalarıyla birlikte Bakanlığımız ile etkin bir iş birliği içinde çözüm yolları arayacağız.
İstanbul Sanayi Odası olarak, sürdürülebilirliği iş yapış şeklimizin merkezine koyuyor, yeşil dönüşümün tüm aşamalarında sanayiye yön vermek adına gayretle çalışıyoruz. Ticaret Bakanlığımız ile Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Sınırda Karbon Düzenlemesi gibi kritik konularda yakın bir iş birliği içinde olmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz. Sanayimizin küresel rekabet gücünü artırmaya yönelik bu tür adımların, ihracatçılarımız ve ülkemizin ekonomik büyümesi için büyük önem taşıdığına inanıyoruz.”
Ticaret Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan, toplantının açılışında özetle şunları söyledi:
“Yıllardır üyesi olduğum İstanbul Sanayi Odası'nın çalışmalarını yakından takip ediyoruz. 23 bini aşkın üyesi ve 55 meslek komitesiyle Türkiye'nin en büyük sanayi odası olan İstanbul Sanayi Odası, İstanbul ve ülke ekonomisine önemli katkılar sağlamaktadır. Ticaret Bakanlığı olarak, ülkemiz ekonomisinin gelişmesi için çaba gösteren, istihdam sağlayarak ekonomiye büyük katkılar sunan tacir ve sanayicilerimizin her zaman yanında olduğumuzu belirtmek isterim.
Perakende sektöründe ödemelerde vadelerin uzun olması ve tedarik zincirindeki üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler arasındaki haksız ticari uygulamalar önemli sorunlar olarak öne çıkmaktadır. Bu durum, hem işletmelerin sürekliliğine hem de tüketicilerin alım gücüne zarar vermektedir. Bu kapsamda, 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun'da yapılan değişiklikler 1 Ocak 2024'te yürürlüğe girmiştir. Değişikliklerle birlikte, üretici ve tedarikçiler arasındaki ilişkileri düzenleyen yasaklar getirilmiş ve tarım-gıda ürünlerinde ödeme süreleri sınırlandırılmıştır. Ayrıca, e-ticaret sektöründe rekabeti korumak ve tekel oluşumlarını engellemek amacıyla Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun'da da önemli düzenlemeler yapılmıştır.”
Ticaret Bakan Yardımcısı Özgür Volkan Ağar, özetle şu ifadeleri kullandı:
“Türk özel sektörünün en güçlü temsilcilerinden biri olan İstanbul Sanayi Odası, üyelerinin ekonomik, sosyal ve kültürel gelişimine yönelik çalışmalar yaparak ülke sanayisinin büyümesine öncülük etmektedir. Madencilikten tekstile, elektroniğe kadar birçok sektörü kapsayan geniş faaliyet alanıyla İSO, ülkemiz üretiminin üçte birini gerçekleştirerek Türkiye ekonomisine büyük katkılar sunmaktadır. Ticaret Bakanlığı olarak, bu katkıları desteklemek ve sanayicilerimizin daha rekabetçi bir yapıya kavuşması için yanlarında olduğumuzu bir kez daha belirtmek isterim.
Küresel ticaret hacminin daraldığı ve dijitalleşmenin iş modellerini kökten değiştirdiği bir dönemdeyiz. 2023 yılında küresel ticaret hacminin %1,1 oranında küçüldüğü bu süreçte, İstanbul Sanayi Odası gibi kurumlar, sanayicilerin küresel rekabette ayakta kalmasını sağlayacak çalışmalarıyla kritik bir rol üstlenmektedir. Dijitalleşme, yapay zeka ve otomasyon gibi teknolojik dönüşümler, sanayicilere hem fırsatlar hem de yeni rekabet koşulları sunmaktadır. Bu süreçte sanayicilerimizin teknolojiye uyum sağlaması, sürdürülebilir büyüme için büyük önem taşımaktadır.”
Ticaret Bakan Yardımcısı Mustafa Tuzcu da açılışta yaptığı konuşmada özetle şu şekilde konuştu:
“2024 itibarıyla dünya sanayisi ve ticareti, dinamik ve değişken bir süreçten geçmektedir. Küresel ticaretin coğrafyası değişirken, Çin gibi Asya ülkeleri ticaretin merkezinde daha büyük bir rol üstlenmeye başlamıştır. Çin’in dünya ticaretindeki payı 2002 yılında %4 iken bugün %16,5 seviyesine ulaşmıştır. Geçtiğimiz yıl Çin’in 260 milyar dolarlık dış ticaret fazlasının %17’si tek başına Türkiye ile olan ticaretten elde edilmiştir. Bu durum, Türkiye’nin küresel ticaretteki yerini ve karşı karşıya olduğu rekabeti anlamak açısından önemlidir.
Türkiye, küresel ticaretin değişen şartlarına uyum sağlamak ve ithalat baskısını azaltmak için çeşitli önlemler almaktadır. 2014 yılına kadar uygulanmayan İlave Gümrük Vergisi, son dönemde ithalatı dengelemek için kullanılan en önemli araçlardan biri haline gelmiştir. Bunun yanı sıra, referans fiyat uygulamaları ve anti-damping önlemleriyle de ithalatın denetlenmesi sağlanmaktadır. Ancak, tüm bu önlemler sanayiyi koruma konusunda yeterli olmayabilir; bu nedenle Ticaret Bakanlığı, her gün daha yaratıcı çözümler geliştirme çabası içindedir.”
Açılış konuşmalarının ardından istişare toplantısı İSO Meclis Üyeleri ve Meslek Komiteleri Üyeleri’nin tek tek söz olarak, sektörlerinin güncel sorunlarını ve bunlara çözüm önerilerini paylaşmasıyla devam etti. İstişare toplantısına Ticaret Bakanlığından geniş bir katılım gerçekleşti.
İSO MESLEK KOMİTELERİ ÜYELERİNİN TİCARET BAKANLIĞI’NA ÖNERİLERİ
44. Grup Metal Aletler, Hırdavat ve Isı Cihazları Sanayii (Cemil TAYMAN, Meclis Üyesi)
2011 yılından beri uygulanmakta olan ithalatta gözetim ve ek vergi uygulamalarının genel anlamda yerli üreticileri koruma anlamında olumlu olduğunu düşünen sanayicilerimiz ciddi yatırımlar yaparak katma değer ve istihdam yaratmış, ihracatını da artırmıştır. Ancak programın sağlıklı yürüyebilmesi ve iyi sonuçlar alınabilmesi için aynı şekilde piyasa gözetim ve denetim mekanizmasının da sağlıklı işlemesi gerekmektedir.
24.11.2023 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 7846 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile ithalatta gözetim, koruma ve haksız rekabetin önlenmesi hakkında mevzuat uygulamaları kapsamında ödenen KDV’nin indirim hakkı kaldırılmıştır. Bu husus, Avrupa Birliği’nden yapılan bazı ithalatlarda da maliyetleri önemli ölçüde artırmaktadır. Avrupa Birliği’nden yapılan ithalatlar, Uzak Doğu ülkelerinden yapılan ithalat gibi haksız rekabet oluşturan bir durum değildir. Bu durum maliyetleri artırarak enflasyon oluşturması yanında, dolaylı yoldan Avrupa Birliği’ne bir ithalat vergisi uygulanması anlamına geldiği için, Avrupa Birliği’nin de ülkemizden yapılacak ithalatlara mütekabiliyet ilkesi gereği önlem alma riskini doğuracaktır. Böyle bir durum ülkemizin ihracatını olumsuz yönde etkileyebilecek ciddi bir risk taşımaktadır.
3. Grup Cam ve Cam Ürünleri Sanayii (Ender AKTAŞ, Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı)
Cam sanayiinin kullandığı hammaddeler (silis kumu, soda, vb.) çoğunlukla yurtiçinden temin edilmektedir. Özellikle solar cam üretiminde düşük demirli silis kumu kullanılmakta ve bu hammadde yurtdışından getirilmektedir. Türkiye’de enerji fiyatları rakiplerimizin üzerinde bir düzeyde belirlenmektedir. Türk cam sanayii, rakiplerine kıyasla enerjiyi %20-30 oranında daha pahalı kullanmaktadır. Sektörün izabe (eritme) teknolojisine dayalı olması, fiyatlara karşı olan hassasiyeti artırmaktadır.
İşçilik giderleri gelişmiş̧ batı ekonomileri ile kıyaslandığında bir maliyet avantajı olarak belirmektedir. Ancak bazı Doğu Avrupa ülkeleri ve Uzak Doğu ekonomileri ile kıyaslandığında aynı maliyet kalemi dezavantaj oluşturmaktadır. Zira bu ekonomilerde daha ucuza işçi istihdam edilebilmektedir. Bu nedenle Türk cam sanayiinin gelişme perspektifi ucuz emeğe dayalı olmaktan çok, katma değer arttırmaktan ve emeğin üretim verimliliğini yükseltmekten geçmektedir. Sonuç olarak sektörümüz ithalat rejiminde uygulanan vergilerin ve ithalatı kısıtlayıcı faktörlerin günün koşullarına göre revize edilmesinde fayda görmektedir Böylece, gümrük vergilendirmelerinde doğru hesaplamaların yapılması ile haksız rekabet önlenebilecektir.
55. Grup Deniz, Hava ve Demiryolu Ana ve Yan Sanayii (İlhan BAYRAK, Meclis Üyesi ve Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı)
Gemi inşa üretiminde kullandığımız CE standardına tabi olan ürünlerde sektörümüz Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan almış olduğu üretim girdi muafiyetleri ile işlem yapmakta ve hem zaman hem de ekonomik anlamda minimum maliyetlerle süreci tamamlamaktaydı. Sektörümüz kapasite raporunda hammadde sarfiyat tablosunda bulunan ürünlerini Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü’nden onaylatıp TAREKS sistemine yükleyerek, oradaki üretim girdi muafiyetini seçerek süreci tamamlayabiliyordu. 2024 senesi başında getirilen mevzuat değişikliği ile süreç sektörümüz açısından zorlaşmıştır. Mevzuat değişikliği ile her bir ürün için TSE denetim şartı gelmiştir. TAREKS sistemine girildiğinde CE denetiminin muhatabı TSE’dir. Bu aşamadan sonra tekrar Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüklerinden üretim girdi muafiyeti yapılması, süreci daha uzun, karmaşık ve maliyetli hale getirmiştir.
Çözüm önerimiz; yapılacak mevzuat değişikliği ile TSE-CE-Tareks denetimi kapsamındaki ithal hammaddenin, nihai ürün olan deniz taşıtlarının imalinde kullanılacağı göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi (Örnek; gemi inşa projesi veya inşa izin belgesi kapsamında), “kapsam dışı referans numarası” ile ithalatların tamamlanabilmesi, diğer sektörler için tebliğlerde yer alan kapsam dışı uygulamasının gemi inşa sanayimiz için de geçerli olmasıdır.
8. Grup Öğütülmüş Tahıl ve Unlu Mamuller Sanayii (Mehmet UMUR, Meclis Üyesi, Meslek Komitesi Başkanı)
Bilindiği üzere, 2023 yılında Perakende Ticarette Uygulanacak İlke ve Kurallar Hakkında Yönetmelikte değişiklik yapılmıştır. Buna göre; üretim tarihinden itibaren 30 gün içinde bozulabilen tarım ve gıda ürünlerinin tedarikinde tarafların ölçeğine bakılmaksızın ödeme süresi "45 gün" olarak belirlenmiştir. Ürünlerin tedarikinde "alacaklının küçük, borçlunun orta veya büyük ölçekli" ya da "alacaklının orta, borçlunun büyük ölçekli" olması durumlarında; alacaklının ölçeğinin borçludan daha küçük olması durumunda küçük ölçekli işletmeyi korumak amacı ile bu süre "30 gün" olarak belirlenmiştir.
Söz konusu düzenleme ile ödemeler konusunda taraflar arasında ihtilafların azaltılması, vade kısalması ile fiyat belirlenirken üreticinin ve tedarikçinin finansman maliyetlerinin ve fiyatların düşürülmesi hedeflenmiştir. Ancak uygulamada, yönetmelikte belirtilen sürelere uyulmadığı gözlenmektedir. Konu ile Bakanlığımız tarafından gerekli adımların atılmasını talep etmekteyiz.
52. Grup Beyaz Eşya ve Ev Aletleri Sanayii (Senur Akın BİÇER, Meslek Komitesi Başkanı)
STA’mız olan ülkelerden gelen son kullanıcı ürünler sıfır gümrükle ülkemize girerken, aynı ürünleri üreten sanayici firmalarımız üretimlerinde kullanmış oldukları ithal sac ve yassı çelikte %12 vergi ödemektedirler. Bu durum yerli üreticilerimizin maliyetlerini artırıp rekabet gücünü olumsuz etkilemektedir.
Sürdürülebilirlik ve çevrenin korunması amacıyla ikinci el ve yenilenmiş elektrikli ve elektronik ürünlerin ithalatına izin verilmektedir. Bu durum ülkemizin çevre ekosistemine katkı sağlamayacağı gibi ülkemizi, özellikle Avrupa’nın elektronik atıklarının toplanacağı bir atık toplama merkezine dönüştürecektir. Sektörlerimizin Turquality Destekleri ile ilgili yaşadığı sorunlar ve çözüm önerileri ayrı bir rapor olarak sunulmaktadır.
11. Grup Tekstil Terbiye, Boya, Baskı Sanayii (Vehbi CANPOLAT, Yönetim Kurulu Üyesi)
Mal sevkiyatı sırasında müşteriden o tarihteki döviz kuru karşılığı Türk Lirası çek alınmaktadır. Ancak ödeme vadesi geldiğinde oluşan kur farkı için tekrar fatura kesilmekte ve müşteriden yeniden aynı şekilde Türk Lirası olarak çek alınmaktadır. Her ödeme vadesinde aynı durum tekrarlanmaktadır. Vadeli satış yapan firmaların yaşadığı sorunun ortadan kaldırılması için döviz çeki kullanımının serbest olması ve işlem günü Merkez Bankası Kurundan Türk Lirası karşılığı ödeme yapılması talep edilmektedir.
Başka stratejik bir ürün olan Spandeks ipliğinin ülkemiz yıllık ihtiyacının yaklaşık yarısı ithal edilerek karşılanmaktadır. İlgili ürünü ülkemizde kurdukları şirkete ihracat yaparak tedarik eden Çinli üreticiler, ürün fiyatını ihracat esnasında yüksek tutarak, kendi ülkelerinde yüksek vergi iadesi almaktadırlar. Bahsi geçen Çinli firmalar, ülkemizdeki ilgili ürünlere uygulanan ithalat vergi oranlarının düşüklüğü sebebiyle ürün maliyetinin altında satış yaparak, yerli üreticilerimizi zor durumda bırakmaktadırlar. Sanayicilerimizi korumak ve yurtdışı rekabet gücünü arttırmak amacıyla söz konusu hammaddenin yurt içinde üretilmesinin teşvik edilmesi ve ithal gümrük vergi oranlarının arttırılması sanayicilerimiz için faydalı olacaktır. Dahilde İşleme Rejiminin tekrardan gözden geçirilmesi tüm sektörlerimiz için faydalı olacaktır.
51. Grup İklimlendirme Ekipmanları Sanayii (Cem SAVCI, Meclis Üyesi)
Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) kapsamındaki mali yükümlülükler 2026’da başlayacaktır. Bu durum karbon emisyonu yüksek olan ülkeler için pazar kaybı, rekabet gücünde azalmaya sebep olacaktır. Avrupa Birliği’nin ülkemizin en büyük ihracat pazarı olduğu dikkate alındığında başta Bakanlığımızın 2021’den bu yana yürüttüğü çalışmaların artırılarak sürdürülmesi, karbon emisyonlarını düşürücü ya da telafi edici uygulamalara öncelik verilerek sanayimizin yeşil ve dijital dönüşümün desteklenmesi kritiktir. Bu süreç özellikle sektörel büyük firmaların yatırımlarının ülkemize getirilmesi açısından da olumlu etki yaratacaktır.
İhracatın artırılması adına fuar katılımları, ikili iş görüşmeleri, sektörel ticaret heyetleri, alım heyetleri ve reklam çalışmaları büyük önem arz etmektedir. Bu kapsamda, sektör olarak her yıl yurt dışı faaliyetleri gerçekleştirmekteyiz. Ancak, son dönemde destek miktarlarının düşük kalması ve teşvik ödemelerinin geç yapılması sebebiyle bu faaliyet sayılarının düşmesi söz konusudur. Bu durumu önlemek ve faaliyetlerin sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla, destek limitlerinin artırılması ve teşvik ödeme sürelerinin kısaltılması büyük önem taşımaktadır.
12. Grup Örme Kumaş Sanayii (İsmet AKKAYA, Meclis Üyesi, Meslek Komitesi Başkanı)
Ülkemizde üretim yaparak ekonomiye katkı sağlayan ve istihdam yaratan yerli üreticilerin artan ithalata karşı korunması amacıyla İthalatta Korunma Önlemleri Mevzuatı kapsamında korunma önlemi uygulanabilmektedir. Bu kapsamda 12.01.2024 tarihli ve 32427 sayılı Resmi Gazete’de “İthalatta Korunma Önlemlerine İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2024/2)” yayımlanmış olup, söz konusu tebliğ ile “Örme veya Kroşe Eşya” ithalatında korunma önlemi soruşturması açılmasına karar verildiği belirtilmiştir.
İthalat Genel Müdürlüğü'nün yürütme görevi üstlendiği soruşturma kapsamında ilgili taraflar ile kamu dinleme toplantısı gerçekleştirilmiştir. Bunun akabinde, Ekim 2024 tarihinde “Giyimlik Örme Kumaş ve Döşemelik Örme Kumaş” olarak iki yeni GTİP numarası tanımlanarak “Örme veya Kroşe Eşya" ürün grubu ayrıştırılmış ve düzenlemeye tabi tutulmuştur. Kamu dinleme toplantısında da vurguladığımız gibi, örme kumaş makineleri ve üretimi olmayan veya çok sınırlı üretimi bulunan Avrupa ve Kuzey Afrika ülkeleri, yüksek hacimde ülkemize ihracat yapmaktadır. Bu ülkeler, mevcut vergileri aşmak amacıyla bu ve benzeri yollarla ülkemize ihracat gerçekleştirmekte, bunun sonucunda ise sektörümüz ciddi bir zarar görmektedir.
47. Grup Metal Ev ve İşyeri Gereçleri Sanayii (Fikret KAYA, Meclis Üyesi)
İhracatçı sanayiciler olarak, limana teslim edilen hammaddelerin hızlı bir şekilde çekilmesi, üretim maliyetlerimiz açısından son derece önemli bir husustur. Ancak, liman işletmelerinde bulunan antrepo ve tahliye işlemleriyle ilgili özel şirketlerin uyguladığı prosedürler nedeniyle aksamalar yaşanabilmektedir. Konuyla ilgili olarak gemilerin limanlara gelme ve boşaltma süreçlerinin net olarak belirlenmesi büyük önem taşımaktadır.
Gemilerin tahliye süreleri, genellikle 4 günden kısa olmamakta, özellikle hafta sonu veya bayram dönemlerinde bu süre 10 güne kadar çıkabilmektedir. Bu kadar gelişmiş bir teknoloji ve sistemin mevcut olduğu bir ortamda, bu tür belirsizliklerin yaşanması büyük bir sıkıntı yaratmaktadır. Süreçlerle ilgili başvurularımıza rağmen, taleplerimize olumlu bir yanıt alınamamakta, mallarımızın depolarda kalması nedeniyle "ardiye" uygulaması devreye girmektedir. Bu durum, ardiye masraflarının her geçen gün artmasına yol açmaktadır. Süre uzadıkça, ödenen bedeller de yükselmektedir.
14. Grup Ev Tekstili, Brode, Dantel, Nakış Sanayii (Zafer ÖZBİLGE, Meclis Üyesi)
Son 6 yılda bu ürünleri üreten 84.47.90 GTIP kodlu makinalardan 1.600-1.700 adet ülkemize ithal edilmiş ve üretime geçmiştir. Bahsi geçen ürünler tekstilin hemen hemen her branşında kullanılabilen bir ara malzeme olduğundan önemli bir katma değer aracıdır. Bundan 10 sene önce tamamı ithal Uzakdoğu menşeli olan bu ürünler artık ülkemizde üretilmekte ve her geçen gün kapasitelerimiz de artmaktadır.
Üretim yeri Çin Halk Cumhuriyeti, Tayvan, Endonezya olan bu ürünler maalesef ülkemize Mısır, Suriye, hatta Yunanistan ve İtalya’dan menşei değiştirilerek girmektedir. Bu durum yerli üretime zarar vermekte ve haksız rekabete sebep olmaktadır. İthal edilen ürünler kilogram olarak beyan edilmekte fakat iç piyasada metre olarak satılmaktadır. Bazı ürünler 1 kg’da 10 metre, bazıları ise 1 kg’da 4 metre geldiğinden kg fiyatının 25 Dolar’dan düşük olmaması gerekmektedir.
46. Grup Metallerin Talaşlı İşlenmesi Sanayii (Hüseyin YILMAZ, Meslek Komitesi Başkanı)
Sanayicilerimizin, yurtdışındaki fuarlara katılırken, tanıtım amacıyla beraberinde götürdükleri ürünler için ATA Karnesi gerekmekte olup, başvuru esnasında teminat istenmektedir. Buna karşın kamu kurumlarından aynı uygulama için bu teminat istenmemektedir. ATA karnesi başvurusu esnasında kamu kurum ve kuruluşlarına sağlanan bu imkândan özel sektör sanayicilerinin de yararlanması hususunda gerekli düzenlemenin yapılması faydalı olacaktır. Sanayicilerimizin büyüme ivmelerini koruyabilmeleri ve rekabetçi kalabilmeleri için finansal desteklere erişimlerinin iyileştirilmesi gerekmektedir. Faiz oranlarının düşürülmesi, sanayicilerin kredi maliyetlerini azaltarak, borçlanmalarını daha sürdürülebilir hâle getirecektir. Özellikle üretim, istihdam ve yatırım yapan sanayiciler için düşük faizli krediler, maliyetleri kontrol altında tutmalarına yardımcı olacaktır. Faiz indirimlerinin, özellikle KOBİ'ler ve stratejik sektörlerde faaliyet gösteren firmalar için uygulanması, ekonomiye katkıyı artıracaktır.
15. Grup Konfeksiyon Yan Sanayii (Muharrem ÖZÇELİK, Meslek Komitesi Başkanı)
Ülkemizdeki metal ve plastik dişli fermuar üretim kapasitesi, iç piyasa talebini ve ihracatı karşılayacak düzeydedir. Ancak Uzak Doğu menşeli ürünlerin ithalatı, kapasite kullanım oranlarının düşmesine sebep olmaktadır. Bu çerçevede 9607.2010 GTİP kodlu metal fermuar ürününe ilişkin 5 $/kg referans fiyatı uygulaması hayata geçirilmiştir. Söz konusu uygulama ile ülkemizde fermuar üretimi yapan sanayicilerimizin özellikle metal fermuar ve kürsör üretimi konusunda karşılaştıkları haksız rekabet bir nebze olsun hafifletilmiştir.
9607.2090 GTİP kodlu plastik dişli fermuar, 960610 GTİP kodlu çıtçıt ve 5806.3290.0011 GTİP kodlu cırtbant ürünlerinin de söz konusu referans fiyat uygulamasına dahil edilmesi, hem ithalatta kayıt dışılığın önlenmesi hem de sanayicilerimizin rekabet gücünün artarak ülke ihracatına katkı sağlaması açısından önem arz etmektedir. Ayrıca, yine Uzak Doğu ülkelerinden ithal edilen 960621 GTİP kodlu plastik düğme ve 960622 GTİP kodlu metal düğme ithalatına korunma önlemleri getirilmesi sektörümüz tarafından talep edilmektedir.
42. Grup Metal Yapı ve Yapı Parçaları Sanayii (Serdar URFALILAR, Meclis Üyesi)
Ulusal ve uluslararası pazarda giderek ağırlaşan rekabet şartları, güvenli ve standartlara uygun üretimi her zamankinden daha da önemli hale getirmiştir. Ürünlerin güvenlik şartlarını haiz, standartlara uygun üretilerek piyasaya arz edilmesi, insan ve çevre sağlığının korunmasının yanı sıra piyasa disiplininin sağlanmasında da önemli katkıda bulunmaktadır.
Bu bağlamda, inşaat kalıp ve iskelesi üreten üyelerimiz, sektörde herhangi bir standart ve güvenlik şartına uygun olmayan kalitesiz ve güvensiz ürünlerin sıklıkla kullanıldığını, ayrıca TSE, TSEK belgesine sahip olmasına rağmen, standart şartlarını ihlal eden ürünlerin de piyasaya arz edildiğini Odamıza iletmektedir. Bu durum, standart şartlarını sağlayan ve şartların devam etmesine azami önem veren sanayicilerimiz için haksız rekabet oluşturmaktadır.
Bu çerçevede, güvenli ve standartlara uygun üretim yapan sanayicinin desteklenmesi ve haksız rekabetin önlenmesi amacıyla inşaat ve kalıp iskelesi üreten firmaların ürün güvenliği denetimlerinin yoğunlaştırılarak; fabrikalarda yapılan denetimlerin habersiz olarak gerçekleştirilmesi, numunelerin rastgele işaretlenerek denetim görevlisi tarafından alınması ve ürünlerin standartlara uygunluğunun ilgili laboratuvarlarda kontrol edilmesi, bu doğrultuda ilave tedbirlerin alınması hususunda Bakanlığımız desteğine ihtiyaç duyulmaktadır.
16. Grup Deri, Yünlü Deri ve Saraciye Sanayii (Gökhan EREN, Meclis Üyesi, Meslek Komitesi Başkanı)
20 Mayıs 2020 tarih ve 31132 sayılı Resmi Gazete kararı ile bazı ürünlerin ithalatında ilave gümrük vergisi uygulaması başlamıştır. Bu kapsamda kromlu deri, crust deri ve bitmiş deri ithalatına da ilave gümrük vergisi getirilmiştir. Özellikle crust ve bitmiş deri ithalatında ilave gümrük vergisi uygulaması sektörümüz tarafından memnuniyetle karşılanm��ştır.
Ülkemiz deri ve deri ürünleri üretimi birikimi ile güçlü bir dericilik ülkesidir. Kendi iç pazarımızda doğal deriden üretilmemiş olmasına rağmen üretilen ayakkabı, saraciye ve konfeksiyon ürünleri suni, vegan vb. ön ekler alarak deriden üretilmiş gibi tüketiciye sunulmaktadır. Bu yaklaşımdan çok zarar gören sektörümüzü ve mağdur olan tüketicileri korumak üzere “deri/kürk” terimini korumaya yönelik bir yasal düzenlemeye ihtiyaç duyulmaktadır. Bir dericilik ülkesi olan Türkiye’de “deri/kürk” terimleri koruma altına alınarak hem tüketicilerin yanıltılması önlenebilir hem de sektörün zarar görmesinin önüne geçilebilir.
41. Grup Özel Amaçlı Makine Sanayii (Cemal AYLA, Meclis Üyesi)
Ülkemizde yıllardır süregelen envanter sorununa ek olarak gümrük işlemlerinde donanımlı uzman eksikliği, gümrüklerde ciddi veri ve istatistik hatalarının meydana gelmesine neden olmaktadır. İhtisas gümrüklerinin sayısının yetersizliği ve e-ticaretin hızla artan etkisiyle, gümrük işlemleri daha da karmaşık hale gelmiştir. Bu durum, uzman olmayan personelin görev aldığı gümrükler üzerinden ülkemiz aleyhine ciddi ekonomik yükler doğurabilmektedir. Bu sorunların çözülmesi için öncelikle ihtisas gümrüklerinin sayısının artırılması ve bu gümrüklerde görevli personelin daha donanımlı hale getirilmesi gerekmektedir. Gümrük memurlarının, ihtisas gümrüklerinin tanımına uygun olarak daha fazla eğitim alması ve yetkinliklerinin artırılması büyük önem taşımaktadır.
Küçük işletmeler ve KOBİ'lerin ihracat belgelerinde, GTİP numaralarının yanlış girilmesi gibi uygulamalar sıkça karşılaşılan sorunlardandır. Bu kapsamda, GTİP numaralarının minimum 8 haneli ve tercihen 12 haneli doğru kodlarla kaydedilmesi sağlanmalı, eksik ve hatalı işlemlere izin verilmemesi önem arz etmektedir.
17. Grup Dış Giyim Sanayii (Süleyman ORAKÇIOĞLU, Meclis Üyesi, Meslek Komitesi Başkanı)
Avrupalı firmalar ile üçüncü pazarlarda eşit koşullarda rekabet edebilmemiz ve ihracatımızı artırabilmemiz için Türkiye’nin de AB’nin taraf olduğu Serbest Ticaret Anlaşması müzakerelerini eş zamanlı ya da münferiden yapabilmesi ve daha da önemlisi karar mekanizmalarında söz sahibi olması elzemdir. Aksi takdirde söz konusu pazarlarda, sanayicimiz yüksek gümrük tarifeleriyle karşılaştığından dolayı Türkiye’nin rekabet gücü ve hareket kabiliyeti son derecede azalmaktadır.
2025 itibarıyla yürürlüğe girecek yeni düzenlemeye göre, pazaryerleri üzerinden online satış yapan işletmeler için %15'lik stopaj gelmesi halinde, maliyetlerin olumsuz yönde etkilenmesi beklenmektedir. Bu sebeple enflasyon da artacaktır. Uygulamanın tekrar değerlendirilmesi faydalı olacaktır. Sektörlerimizin Turquality Destekleri ile ilgili yaşadığı sorunlar ve çözüm önerileri ayrı bir rapor olarak sunulmaktadır.
40. Grup Genel Amaçlı Makine ve Aksam Sanayii (Adnan DALGAKIRAN, Meclis Üyesi, Meslek Komitesi Başkanı)
Ülkemizde özellikle kurun sabit kalması ithalatı ucuz ve cazip hale getirmiş bu durumda sanayi sektörünün Uzak Doğu’dan ve özellikle Çin’den ithal edilen kalitesiz, standart dışı, güvensiz ürünlerle haksız bir rekabet içerisinde boğuşmasına neden olmaktadır.
Diğer taraftan da sanayi sektörü, ucuz ithal ürünlere karşı kendini korumak için son dönemlerde iç piyasada artan merdiven altı olarak ifade edilen kayıt dışı ortamda üretilen kalitesiz, standart dışı, insan can ve mal güvenliğini tehdit eden ürünlere karşı haksız bir rekabet içerisinde bulunmaktadır.
Bu olumsuz ortamda piyasa disiplinini sağlayacak standartları ve dolayısı ile ürünün can ve mal güvenliğini, kalitesini kontrol edecek ve böylece de haksız rekabetin önüne geçilmesini sağlayacak olan en temel sistem, Piyasa Gözetim ve Denetim (PGD) sistemidir. Bu sistem, ülkemiz ticareti açısından bir gelecek meselesi olarak görülmelidir. Sadece PGD Koordinasyon Kurulunda değil bu sistem içerisinde bir üst Kurul olarak kurulmuş olan Piyasa Gözetimi ve Denetimi Danışma Kurulu platformunda da Sanayi Odalarından sanayici kimliğindeki temsilcilerin yer alıyor olmasının sisteme önemli katkılar sağlanacağına inanıyoruz.
18. Grup İç Giyim Sanayii (Salih ÇETİNKAYA, Meclis Üyesi)
Kurumsal yapıların etkin işlemediği ülkelerde uluslararası lojistik hizmetleri, iki ülke arasındaki mal transferini kolaylaştırmak amacıyla, taşıma, sigorta, gümrük vergisi, depolama, banka ve gümrük işlemleri gibi çeşitli masrafları tek bir kilogram, tutar veya metrekare başına belirleyen firmalar tarafından sağlanmaktadır. Bu tür lojistik firmaları, taşıma sürecindeki, tüm ihracat ve ithalat işlemlerini organize ederek kapıdan kapıya teslimat yapmaktadır.
Bahsedilen ülkelerde ağırlıklı götürü vergi sistemi olmasından dolayı alıcıların ithalat yapma imkanının olmaması, Karşı ülkelerde uygulanan direkt ihracatı güçleştirme politikası nedeniyle taşımacılığın kargo sistemine zorlanması Müşterilerin parsiyel olarak düşük tutarlarda ama çok sayıda farklı noktadan ürün alabilmesi. Örneğin; 1 konteynere 100 yerden ikişer bin dolar mal alabilmekte ve bu toplam değer tek bir faturayla gümrüklenmektedir. Bu ülkelerde, Çin ve Hindistan’ın ürün kargo bedelleri sabit tutulurken, Türk ürünlerinin kargo bedellerinin artırılmasının rekabet ve maliyetlere etkisi büyümektedir.
39. Grup Değerli Metaller ve Kuyumculuk Sanayii (Münir Üçkardeş, Meclis Üyesi)
Pandemi sonrası Türkiye’de yaşanan enflasyonist ortam ve uygulanan para politikaları, bireyleri altına ve dövize yönlendirmiştir. Özellikle 2020 ve 2023 yıllarında cari açığın artışı ile altın bazlı cari açığın düşürülmesi amacıyla alınan kararlar, altın ithalatı üzerinde kısıtlamalar getirmiştir. Bu bağlamda ihracatçılara yönelik uygulanan tedbirler aşağıda sıralanmıştır: Dahilde İşlem Rejimi üzerinde sınırlamalar getirilmesi Darphane kontrolünün sıkılaştırılması İthalat izinlerinin kısıtlanması ve bekletilmesi İthal altına kota uygulaması getirilmesi
Bu kararlar, Türk mücevher sektörünün uluslararası rekabet gücünü zayıflatmakta ve sektöre doğrudan zarar vermektedir. Özellikle altın ithalatının kısıtlanması, mücevher ihracatçılarının dünya piyasalarındaki fiyatlarla uyumlu ürün temin etmelerini zorlaştırmaktadır. Bu durum, sektördeki firmaların daha yüksek maliyetlerle karşı karşıya kalmasına ve dolayısıyla uluslararası müşteri kayıplarına yol açmaktadır.
19. Grup Triko Giyim Sanayii (Kadir Can KOZAN, Meslek Komitesi Başkanı)
Sektörümüzdeki ihracatçı firmalar ürünlerinde kullanmak üzere yurt dışından numune ürün-aksesuar ithal etmekte ve cüzi rakamlarda ithal edilen söz konusu ürünler için yüksek miktarlarda gümrük vergisi ödemektedir. Ayrıca, gümrük işlemleri tamamlanmayan ürünlerin bu süre zarfında ardiyede bekletilmesinden ötürü firmalarımız üzerinde ek bir maliyet oluşmaktadır. İthal edilen numune ürün ve aksesuarlar ile bir an önce üretime geçilerek siparişlerin tamamlanması gerektiği halde, bahsi geçen ürünlerin gümrükte takılması sebebiyle zamanında ürün teslimatı yapılamamakta, bu durum müşteri kaybına sebebiyet vermektedir.
Üretimde kullanılmak üzere yapılan numune ürün-aksesuar ithalatlarındaki zorlukların ortadan kaldırılması, sektörün rekabet gücü açısından faydalı olacaktır.
37. Grup Alüminyum Ürünleri Sanayii (Fahri KAHRAMAN, Meslek Komitesi Başkanı
Geçtiğimiz Kasım ayında Türkiye gümrüklerinde yapılan NCTS Faz 5 Uygulamasına geçiş süreci nedeniyle, gümrük giriş ve çıkış işlemleri esnasında kilometrelerce kuyruk oluşmuş, gümrük çıkışlarının bir haftayı bulduğu durumlarla karşı karşıya kalınmıştır. Bu durum, sektörümüzün en yoğun ihracat yaptığı dönemde firmalarımızı zor durumda bırakmıştır. Bu tür uygulamalarının testlerinin önceden yapılarak, geçişlerin ihracatımızı zora sokmadan yapılması faydalı olacaktır.
Yüksek faiz nedeniyle yeni yatırımlar ötelenmekte veya iptal edilmektedir. Kur politikası nedeniyle de artan maliyetler karşısında uluslararası piyasalarda her geçen gün rekabetçiliğimizi ve pazarlarımızı kaybetmekteyiz. Bununla birlikte iç piyasada da üretim, ithal ürünlere kıyasla daha maliyetli hale geldiği için, otomotiv ve makine imalatı gibi ana sektörlerin parça ihtiyaçlarında ithal ürünlere yönelim artmaktadır. Bu durumun sektörde gelir ve istihdam kaybına neden olduğu ve daha fazla pazar kaybı yaşanmaması için acil önlemler alınmasını sektörümüz için önemli görmekteyiz. İthalatı hızla artan ürünlere yönelik ilave gümrük vergisi uygulanmasının sektörlerin korunmasına yönelik somut bir adım olacağı görüşündeyiz.
20. Grup Çorap Sanayii (Dr. Ceyda ÖZDUĞANCI, Meslek Komitesi Başkanı)
Ülkemizin en önemli ihracat sektörlerinden biri olan tekstil ve hazır giyim sanayii, son yıllarda küresel rekabette ciddi zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır. Üretim süreçlerinde kullanılan enerji, doğalgaz, işçilik, vergi ve sigorta gibi temel girdilerin maliyetlerinin, yurtdışındaki rakiplerimize kıyasla oldukça yüksek olması, sektörümüzün uluslararası pazarlarda rekabet gücünü zayıflatmaktadır.
Türkiye'deki enerji ve doğalgaz maliyetleri, tekstil üretiminde önemli bir yer tutmaktadır. Rakip ülkelere kıyasla enerji fiyatlarımızın yüksekliği, ürün maliyetlerini artırarak uluslararası pazarda fiyat avantajını kaybetmemize neden olmaktadır.
İşçilik, vergi ve sigorta primlerindeki yükseklik de üreticilerimizi zorlamaktadır. Özellikle, Asya ülkelerinde tekstil üreticilerine sağlanan teşvikler ve düşük işçilik maliyetleri, ülkemizdeki üreticilerin küresel pazardaki yerini tehdit etmektedir. Bu durum yalnızca ihracatı değil, istihdamı ve ülkemizin genel ekonomik büyümesini de olumsuz yönde etkilemektedir.
35. Grup Plastik Hammaddeleri ve Plastik Enjeksiyon Mamulleri Sanayii (Ömer KARADENİZ, Meclis Üyesi, Meslek Komitesi Başkanı)
Ülkemizde son dönemde enflasyon oranlarının yükselmesi ve buna bağlı olarak fiyat artışları, sanayicilerimizi ciddi şekilde etkilemektedir. Yüksek fiyatlarla, uluslararası piyasalarda kabul görmekte güçlük yaşarken, düşük fiyatlarla üretim yapabilmek de sanayicilerimiz için sürdürülebilirlik açısından zor bir hale gelmiştir. Mevcut döviz kurları ihracatçı firmalarımızı dış ticarette zorluklarla karşı karşıya bırakmaktadır.
Sanayi sektörü, artan üretim maliyetleri ve piyasa koşullarındaki yoğun rekabet nedeniyle zor bir dönemden geçmektedir. Sanayicilerimiz genellikle bu artışı doğrudan ürün fiyatlarına yansıtmaktan kaçınmakta ve bu da sektörün uzun vadeli rekabet gücünü tehlikeye atmaktadır.
Bu bağlamda, üretim maliyetlerindeki artışın önüne geçebilmek ve rekabet gücümüzü koruyarak uluslararası arenada varlığımızı devam ettirebilmek için üretim desteklenmelidir.
21. Grup Deri, Kürk Giyim ve Aksesuarları Sanayii (İbrahim AYDOĞAN, Meclis Üyesi)
Kürk mamulü üretiminde faaliyet gösteren firmalar CITES kapsamı dışında olan kürk ürünlerini ağırlıkla hammadde şeklinde ithal ederek imalat sonrasında bitmiş ürün olarak ihraç etmektedirler. Ham kürkün ithalat sürecinde ürünün hava, kara veya deniz yoluyla gümrüğe intikali ile gümrük beyannamesi hazırlanmaktadır. Beyanname süreci sonrasında Tarım ve Orman Bakanlığı Bölge Müdürlüklerinden ithalatı yapılan ürünün CITES kapsam dışı olduğuna ilişkin olarak “Kapsam dışı İthalata Uygunluk Belgesi” alınmaktadır. Belgenin temini sonrasında Gümrük Müdürlüklerine başvurularak uygunluk belgesi arz edilerek ham ürünün gümrükten çekilmesi sağlanmaktadır. Tüm bu süreçlerde ham kürk döneme bağlı olarak hava koşullarından etkilenmekte ve zarar görme riskiyle karşılaşmaktadır. Bekleme süresi boyunca ödenen ardiye ücretleri de ek maliyet oluşturmaktadır. Sektörün rekabet gücünü etkileyen maliyetlere neden olan CITES kapsam dışı ithalat-ihracata uygunluk belgelerinin süreçleri ve maliyetleriyle ilgili yeni bir düzenleme yapılması faydalı olacaktır.
33. Grup Plastik Ambalaj Sanayii (Ahmet YAVUZ, Meslek Komitesi Üyesi)
Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün yapmış olduğu düzenlemelere karşılık imalatçılara kolaylık sağlayıcı önerilerimiz aşağıdaki gibidir:
İthalatçı imalatçı firmaların, ithal ettikleri hammaddeleri gıda ile temas eden ürünlerin üretiminde kullandıkları durumlarda, bu ürünlerin hâlihazırda piyasa denetimine tabi tutulması nedeniyle, DK1 Tespit Raporu talep edilmemesi önerilmektedir.
İthal edilen ürünün ihracatçı tarafından sağlanan bir Akreditasyon Kuruluşu tarafından düzenlenmiş uygunluk belgesi bulunması durumunda DK1 Tespit Raporu istenmemesi işlem sürelerini kısaltacaktır.
Aynı içerik ve lot numarasına sahip ürünler için bir defa alınmış olan “Uygunluk Yazısı”nın, mükerrer işlemleri önlemek amacıyla bir yıl boyunca aynı ürünün ithalatı için geçerli sayılması uygun olacaktır.
22. Ayakkabı ve Yan Sanayii (Mehmet BÜYÜKEKŞİ, Meclis Üyesi)
Ayakkabı ve yan sanayi sektöründe Türkiye, Avrupa’nın en büyük imalatçısı konumunda olup sektör, sağladığı istihdam ve gerçekleştirdiği ihracat ile de kritik öneme sahiptir. Sektör son 10 yılda miktar ve değer bazındaki ihracat tutarında üç kat büyüme sergilemiştir. Sektördeki yerli üretimin bu gücüne rağmen, ayakkabı ithalatı 2022 yılında 876 milyon dolar civarında gerçekleşirken, 2023 yılında 1 milyar 167 milyon dolar civarı gerçekleşmiştir. Bu durum 2024 yılında da artarak devam etmektedir. Bu çerçevede, yerli üreticilerimizin mağduriyetlerinin giderilmesi ve rekabet gücünün korunması amacıyla 64.02, 64.03 ve 64.04 GTİP numarası ile ithalatı yapılan ürünlerdeki; referans fiyatların düşürülerek, mevcut ek gümrük vergisinin oranlarının yükseltilmesi gerektiği düşünülmektedir. Böylece hali hazırda referans fiyattan pahalı ürün ithal eden global markalar; uygun fiyatlı ve yerli markalara nazaran sağladıkları fiyat ve rekabet avantajını kaybedecektir.
32.Grup Kauçuk ve Kauçuk Teknolojileri Sanayii (Özcan Doğu KAYA, Meclis Üyesi)
Firmaların yeni regülasyonlara güveninin korunması adına, yeni mevzuatların etki analizi çalışmalarına, etkilenecek kurumları temsil eden STK’ların dahil edilmesini önem arz etmektedir.Gelinen noktada konu hakkındaki önerilerimiz aşağıda listelenmiştir:
500.000 TL limitinin, 2024/5 Numaralı Tebliğin yayınlanmasından itibaren tekabül ettiği ithal ürün miktarının belirgin şekilde azalmasından dolayı, ülkemizde ithalatta en yoğun kullanılan para birimi olan Amerikan Doları’nın TL’ye karşı değişimi bazında güncellenmesi, ve bundan sonra da Amerikan Doları bazında sabitlenmesi faydalı olacaktır. Yüklü raporlama maliyetlerinin önüne geçilmesi için, farklı aylarda tescil edilmiş beyannamelerin tek bir DK1 tespiti ile raporlanabilmesi gerekmektedir. Mevcut mevzuat ile bu mümkün gözükmektedir. Satış, işleme ve kullanım zamanlarına bağlı olarak, kapsam dışı ürünlerin beraber gruplanabilmesinin pratikte ne kadar mümkün olacağı konusu da belirsizdir. Bu konuya açıklık getirilmesi faydalı olacaktır. Firma stoğunda işleme konulmadan bekletilen ürünlerin süre uzatımlarla beraber, en geç 2 yıl içerisinde DK1 tespitlerinin yapılması gerekmektedir. Stokta daha uzun bekleyen ürünler için bir mekanizma oluşturulmalıdır.
26. Grup Kağıt ve Kağıt Ürünleri Sanayii (Burhan ÖZDEMİR, Meclis Üyesi, Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı)
Ticaret Bakanlığı tarafından 31 Aralık 2023’te yayınlanan ve 1 Ocak 2024 itibarıyla yürürlüğe giren Tarım ve Orman Bakanlığının Kontrolüne Tabi Ürünlerin İthalat Denetimi Tebliğin 16’ncı maddesinde belirtildiği üzere gıdayla temas eden ürünlerin ithalatına bazı kurallar getirilmiştir. Buna göre ithalatla gelen kağıtların gıdayla temas edecek olanları için gıda uygunluk belgesi, etmeyecek olanlar için ise Yetkilendirilmiş Gümrük Müşaviri Raporu oluşturulması gerekmektedir. Tebliğin ekinde yer alan listelerde kâğıt sektörünün 48 no.lu fasıl olarak kapsama alındığı (4801.00 gazete kağıtları-rulo ve tabaka halinde- hariç) gözükmektedir. Dolayısıyla her türlü kâğıt için bu hükümler geçerlidir.
Diğer taraftan, birincil elyaf kartonlar çok farklı işlerde de kullanılmaktadır. Gıdaya direkt temas etmeyecek işlerde kullanılacak kartonların ithalatını yapan firmaların bu durumu faturalarında belirterek “işbu kartonlar gıdaya doğrudan temas edecek işlerde kullanılamaz” ibaresini yazmaları ve Yeminli Gümrük Müşavirlerinin faturalarda bulunan bu beyanı esas almaları süreci kolaylaştıracaktır.
27.Grup Basım Yayın Sanayii (Mehmet Akif KAZMAZ, Meclis Üyesi, Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı)
Yurtdışındaki müşterilerden gelen kitap, renk numunesi ve benzeri örneklerin gümrük işlemleri sırasında takılması ve bu nedenle teslimatların gecikmesi, şirketlerimizin zaman yönetimini zorlaştırmakta ve müşteri prestij kaybına yol açmaktadır. Bu sorunun önüne geçebilmek için numune gönderileri için ihracatçılara özel bir statü veya kanal açılması, gümrük işlemlerinin hızlandırılması açısından faydalı olacaktır.
Müşterilere gönderdiğimiz iş numunelerinin paketleri, gümrük kontrol süreçlerinde malzemelere zarar verecek şekilde kesilip açılmakta, bu da ürünlerin hasar görmesine yol açmaktadır. Bunu önlemek için nasıl bir paketleme/zarflama yapılması gerektiği konusunda Bakanlığımızı sektörümüzü yönlendirmesi faydalı olacaktır.
Fuarlara Katılacak Personelin Vize Sorunları: Fuarlara katılacak firmaların stand personeli ve görevlilerinin vize alırken karşılaştığı zorluklar, katılım süreçlerini olumsuz etkilemektedir. Bu konuda Ticaret Bakanlığı'nın, fuar katılımcılarının vize işlemlerini kolaylaştırıcı bir çalışma yapması önerilmektedir.
29. Grup Boya, Vernik, Reçine ve Çeşitli Kimya Sanayii (Kenan BAYTAŞ, Meclis Üyesi, Meslek Komitesi Başkanı)
Firmaların ilk girdikleri pazarlarda rekabet avantajı sağlayabilmeleri için navlun desteğinin yaygınlaştırılması gerekmektedir. Uluslararası pazarlarda numune gönderim maliyetlerinin azaltılması, ihracatçı firmalarımızın etkili bir şekilde yeni müşterilere ulaşmasına katkı sağlayacaktır. Daha fazla ülke ile serbest ticaret anlaşmalarının yapılması, sektörümüzün uluslararası ticaretteki rekabet gücünü artıracaktır. Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun eki (I) sayılı listesinde yer alan eşyalarda Götürü Teminat kullanımına Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı tarafından izin verilmemektedir. Bu durum sektörün yüksek meblağlarda bireysel ya da global teminat vermesine ve ithalat süresinin uzamasına sebep olmaktadır. YYS sahibi firmalara ÖTV için de götürü teminattan yararlanması için düzenleme yapılması değerlendirilmelidir.
28. Grup Temel ve Muhtelif Kimya Sanayii (İsmail DARCAN, Meclis Üyesi)
Sektörümüzde üretim sürecinde hammadde olarak kullanılan bazı ürünlerin de tebliğde gıda ile temas eden madde ve malzemeler başlığı altında yer aldığı ve gümrük müşaviri raporu düzenlemesi zorunluluğu kapsamına alındığı görülmektedir. Oysa ki, sektörün üretiminde hammadde olarak kullanılan bu ürünler; gıda, ilaç, tarım ürünleri üretiminde kullanılmamakta ve endüstriyel amaçlı olarak ithal edilmektedir. Bu durum, gümrük işlemleri sırasında ithalatçı tarafından da beyan edilmektedir. Üretim sonrasında kimyasal bir ürüne çevrilmekte ve endüstriyel ürün olarak satılmaktadır.
Tebliğ gereğince, Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirleri (YGM) tarafından üretimden satışa kadar olan sürecin raporlanması talep edilmektedir. Ancak, bu raporlamanın sağlıklı ve hatasız bir şekilde yapılmasının mevcut koşullar altında mümkün olmadığını belirtmek isteriz.
Bu kapsamda sektörümüz; gıda, tarım ve ilaç sanayinde kullanmadıkları bu ürünler için böyle bir uygulamanın talep edilmesinin sektörü ek mali yük altına soktuğu görüşündedir. Geriye dönük işlemleri de kapsaması ve sektörel anlamda yeterli bilgiye sahip olmayan gümrük müşavirlerine yetki verilmesinin süreci daha da zorlaştıracağı düşünülmektedir.